Katalog

28 HAZİRAN 1987 HABERLER CUMHURİYET/9 Cürkan: Genel sekreter adayıyım ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP kurultayında genel sekreterliğe talip olduğunu açıkiayan Aydm Güven Gürkan, kurultaya ayn bir liste sunacağını bildirdi. Partide bir genel başkanlık sorunu olmadığını belirten Gürkan, kendi listesi ile tnönü'nün listesinin uyum içinde olacağını söyledi. Gürkan, "Çok güç koşullarda eğer parti bana genel sekreterlik vermeyi gerekli ve yarariı göriiyorsa, bu görevden kaçmayacağım" dedi. Gürkan, sık sık delegelerin ve konukların alkışlan ile kesilen konuşmasında, parti içinde kendisini genel başkan ile ihtilaftaymış gibi göstermek isteyen unsurlar olduğunu kaydederek, seçilmiş olsun ya da olmasın, genel başkan ile uyum içinde çalışacağını söyledi. Konuşmasının başında SHP'nin temel sıkıntısını, temel bir davasının olmaması ve toplum.tarafından yeterince algılanmamış olması biçiminde değerlendiren Gürkan, SHP'nin ANAP ve DYP'den farkı olmayan, onlardan da kötü bir parti görünümü verdiğini kaydetti. Gürkan, SHP'nin ashnda büyük bir davası olduğunu vurgulayarak, bunun 12 Eylül şemasının kırılması olduğunu bildirdi. 12 Eylül ile getirilmek istenen şemayı anlatan ve bu şemanın SHP tarafından ısrarla birkaç noktadan kırıldığını belirten Gürkan, şöyle konuştu: "12 Eylül şemas içinde DYP başına bir Danışma Meclisi iiyesini başkan olarak getirirken biz Halkçı Parti'de genel başkanı düşürüp partiye el koyduk. Sosyal demokratlann 2 ayn parti halinde olması durumunda 12 Eylül şemasının 2 sağ partili oyunu sürecekti. Onun için genel başkan olarak yaptığım ilk iş öteki sosyal demokrat partilerie hiçbir ödün istemeden, koşul öne sürmeden birleşntek oldu. Bugün SHP kendi öz iradesi ile 12 Eylül şeması dışına çıkan tek partidir. Bundan gurur duyuyonım." Gürkan, genel sekreterliğe talip olduğunu açıklarken söze, "Bu kunıltayda ben niçin vanm, benim adım neden dolaşıyor" diye başladı. Partinin genel sekreterlik makamına kendisinin talip olmadığını, bu görevi üstlenmesini il başkanlarının, örgütleriyle, tabanla yaptıklan görüşmelerde istediklerini kaydeden GUrkan, sözlerini şöyle sürdürdu: "Bu il başkanlarının Sayın Genel Başkanla yaptıklan toplantıda gündeme gddi. Ben o güne kadar genel sekreterliğe talip olduğumu tek bir kimseye söylemedim. Ben artık partide aktif görevimin bittiğine inanrvordum. Yaptığım hizmetleri yeteıii görüyordum, hep genel başkanın yanında olmak karanndaydım. Bugün de bu karanmda herhangi bir değişiklik söz konusu degil. Ancak, il başkanlan ısrarla benim bu görevimi üslenmemi istediler. Şimdi çok güç koşullarda partim bana genel sekreterlik görevini vermeyi gerekli ve yararlı göriiyorsa bu görevden kaçmavacagım. Ancak bir noktayı açıklamak istiyorum. Sayut Genel Başkanın tüzüksel, tartışılmaz, paylaşılmaz yetkileri vardır. Parti üzerinde manevi bir otoritesi vardır. Kişiliğinden gelen çok güçlü katkıları \ardır. Seçilecek yönetim benim ve Sayın Genel Başkanın ortak çalışma arkadaşlan olacaktır. Genel Başkanın ne ölçüde yakın ve güvenilir arkadaşlan olacaksa, genel sekreterin de yakın ve güvenilir arkadaşlan olmalıdır." Bugünkü noktaya varılmasının nedenini kendisinin "ısrarla içine itildiği belirsizlik ortamına" bağlayan Gürkan, lnönü'nün listesinde yer almayı niçin reddettiğini de anlattı. Gürkan, hazırlanış biçimi hakkında bilgi sahibi olmadığı bir listede yer almayacagım bildirerek, "Görev almamı zonınlu ve gerekli göriiyorsanız, oluşum biçimini bilmediğim bir MKY K içinde görev almaya lutfen zorlamayın. Ortak çalışacaksak, ilkaleri üzerinde de anlaşmalıydık" dedi. Gürkan, parti içinde kendisini genel başkanla ihtilaf içindeymiş gibi göstermek isteyen unsurlar olabileceğinden söz ederken de "İster seçilmiş olayım, ister seçilmemiş ola>im, genel başkan ile uyum içinde çalışacagım. Çünkü ihtilafa düşmemiz kırma>a çalıştığımız 12 Eylül çemberini güçlendirir. Ortada bir genel başkan sorunu yok. Benim böyle bir göreve talip olmamı genel başkanla ihtilaf gibi göstermeyi anlamak mümkün degil" dedi. Genel sekreterlik görevine gelmesi durumunda gene] başkan ile uyum içinde çabşacağını kaydeden, ancak başkalarımn kendisınden habersiz hazırladığı lis'elerde yer almayacagım da bildiren Gürkan, şunları söyledi: "tsterdim ki, bu kurultay kuşku, ka>gı ve tereddül havası içinde geçmesin. tsterdim ki bir genel sekreter olarak genel başkanımla birlikte daha iyi bir kurultay geçmesini sağlayayım. Ben genel başkanla hiçbir zaman ihtilafa düşmedim. Ancak genel sekreter olarak, çalışma arkadaşlanm hakkında bilgi sahibi olmama izin verin. Bunun için bir listeyi sizin takduierinize sunmak zorundayım. Bu listedeki isimlerin büyük bölümü Sayın Genel Başkanın listesindeki isimlerle uyum içinde olabilir." GUT\LERIT\ KOPUGIJ İstikbal göklerdedir ürk Hukuk Kurumu Başkanı Profesör Muammer Aksoy, dün büroyu aradı. Seçimler erken de olsa geç de olsa, oyumu ANAP'a vereceğim. Referandumda da ANAP'ın istediği gibi "hayır" oyu kullanacağım. Ne diyelim "hayırlı olsun" dedik. Profesör Aksoy, "evet" dedi, "hayırlı olacak" "referandumdaki oyum da ANAP'ın istediği gibi hayırlı olacak." Çok heyecanlı idi, onun heyecanı farkında olmadan bize de yansıdı: Efendim, bunca yıllık görüşlerinizden, inançlannızdan birden bire vaz geçip, bu karara varmanızın nedenini sorabilir miyim? ANAP'a canımı borçluyum. Benimle birlikte aslında bir uçak dolusu insan da borçlu. Ama onlann ne yapacaklannı bilemem. Nasıl canınızı borçlusunuz? Bugün sizinle konuşuyorsam, yani hayatta isem, siz de şu kadar kişi uçak kazasında öldü diye haber yazmak zorunda kalmamışsanız, bunu ANAP'ın büyüklerıne borçluyum. Biraz antatır mısınız? Önceki gün 22.05 uçağıyla İstanbul'dan Ankara'ya gelecektik. Uçakta teknik arıza var dediler, bir süre bekledik. Onarıldı dediler. Uçağa binmeye hazırlanıyorduk. Bu sırada ANAP ileri gelenlerinden Mehmet Keçeciler, Hüsnü Doğan ve sanıyorum Akarcalı, Bulent Akarcah bekleme salonunda idiler. Galiba 5 de partili milletvekili vardı yanlarında. Yetkililer, ANAP büyüklerini fark edınce, uçağın bir daha gözden geçırilmesine karar vermiş olmalılar. Bu yüzden bir karar değişikliğine daha gidildi. Başka uçakla gidilmesine karar verildi. Yani onlar olmasa arızalı uçakla gelecektiniz. Evet tamamıyla öyle. Yani biz, iktidar büyüklerimiz sayesinde arızalı uçağa bindirilmekten kurtulduk. Sonra ne oldu? Sonra hiç, Ankara'ya vardığtmızda gece sabaha karşı 02.30'du. Canınızın kurtulmasını borçlu olduğunu söylediğiniz ANAP ileri gelenlerine teşekkür ettiniz mi bari? İleri gldemedik ki teşekkür edelim. Yani uçakta mı ileri gidemediniz? Evet. Çünkü yurtdışı bağlantılı bir uçakmış. Öne yalnızca gümrüklü yolcu pturtuyoriar. Ama her nedense, istanbul'dan bindikleri halde, bu ANAP'lılara da gümrüklü yolcu muamelesi yapıldı. En öne oturtuldu. Demek ki, gümrükten geçmemiş yolcular arasında bizlerin oturmasında yasal engel var. Onların yok. Profesör Aksoy, THY'nin bu ayrımcı yolcu politikasına kızmış, ama bu sayede de "arızalı uçakla uçmaktan kurtulmuş" bunun bilincinde. Duygularının ibresi şükran borcu ile can borcuna kaydığı için de ANAP'a oy vermeye karar vermiş. ANAP'ın yeni seçmeni profesör Aksoy, ANAP'a hayırlı olsun. Tanrı THY yolcularına da "ANAP'lılı tayyareler" nasip etsin. GÖREVLÎLER ÖNLEYEMEDt Tüzük maddelerinin oylanması sırasında, Diyarbakır delegesi Fuat Atalay, elindeki tüzük metnini, MKYK üytlerinin bulunduğu masaya fırlatn. (Fotoğraf: a.a./ SELFET GÜNER) "Ucunda ölöm yok" markalı saplar yecan". Heyecanını yenmenin tek yolunu ise Öğrenci Seçme ve Yerleştırme Merkezi Başkanı Profesör Altan Gunalp, Cumhuriyet'e şöyle açıkladı: "Adaylar, ucunda ölüm yok, diye üüşünsünler." Profesör Günalp haklı. Gerçekten de ucunda ölüm yoktu. Universite diploması olmadan da yaşanabiliyordu. Hatta lise, ortaokul diploması olmadan da. Hatta hatta okuma yazma bilmeden de. Eğer diplomasızhk, hele de "universite diplomasızlığı" bir ölüm nedeni olsa, bugün 52 milyonumuzun, 49 milyonu rahmetli idi. Ancak yine de, diploma heyecanı ile yanıp tutuşan milyonlarca genç var. Bunların imdadına ÖSYM Başkanlığı'nın yetişmesine olanak yok. Bu yüzden, yukarıda ismini "Önemli degil" diye açıklamayan, ancak resminin çekümesme karşı çıkmayan ağaç atölyesi sahibi bir yurttaşımız, öğrenci seçme sınavında başarısız olacaklar için üretim yapıyor. Ürettiği balta saplarını, "Sınav kazanamadı" belgesi getireceklere yüzde 50 indirimle satacağını açıklıyor. (Fotoğraf: NEVZAT ÇAKIR) ugün yüz binler ter dökecek, ancak onbinler döktükleri terde boğulmayıp karaya, daha doğrusu bir yüksek okulun, fakürtenin iskelesine ulaşabilecekler. Bugün Lefkoşa'da ve 19 ilimizde, yarışacak 336 bin 350 öğrenciyi bekleyen en büyük tehlike "he Gürkcuun dönemeci HASAN UYSAL ANKARA "Styın Genel Başkanun, ne olıır yapmayın, Sayın Aydın Güven Gürkan'la beraber olun. Sizleri ayn ayn yerlerde gormek bizi kahrediyor. Bizi kahretmeye hakkınız yok. Biz ikinizi birlikte gormek istiyonız. Ne olur bunu çözün." önceki gün SHP Genel Başkanının makam odasına gelen etkin isimlerden oluşan 5 delege, böyle yakardılar Erdal tnönü'ye. lnonü, "Sayın Gürkan'la ters düşmüş degiliz. Sonunda gene beraber olunız, merak etmeyin" dedi, ama bu sözler delegeleri tatmin etmedi. Bunun üzerine ise, "Benim listemde Sayın Gürkan var. Kendisi ben sizin listenizde yer almayacagım dedi. Ben gene de onun ikna olacağına inanıyonım" dedi. Delegelerden ikisi genel başkanın karşısında ağlamaya başladılar. Ağlarken "Ne olur Gürkan'la görüşun" diyorlardı. Inönü, gözyaşlı manzaradan etkilenmişti: "Tamam tamam, görüşeceğim!" Işte Erdal tnönü ile Aydın Güven Gürkan'ın görüşmesi delegelerin bu girişiminden sonra gerçekleşti. Alt katta odasında çaİışmalarını sürdüren Gürkan'a lnönü'nün görüşme isteği iletildi. Hemen lnönü'nün makam odasına çıkan Gürkan, lnönü ile baş başa bir görüşme yaptı. AraGürkan buna karşılık, "tlkesiz, içinde kimlerin olduğunu bile bilmediğim listeye girmem. Birlikte çalışacagım arkadaşlanmı, kadromu saptamak, en azından bilmek isterim. Sayın İnönü bana bu olanağı tanımıyor" yanıtını veriyordu. Bir grup delege ise Çürkan'ı da 12'leri de ortak liste hazırlamaya zorluyordu. Ancak, Gürkan 12'lerden bazı isimIere, 12'lerden bazı isimler ise Gürkan'a karşı çıktıklanndan bu baskılar da sonuç vermiyordu. Ama Gürkan'a asıl baskı yapanlar, kendisine çok yakın olanlardı. Bir kısmı partide asıl bunalımın genel başkanlıktan kaynaklandığını, Gürkan'ın bunu açıkça telaffuz edip genel başkanlığa adayhğını koymasını isterken, Gürkan buna hiç yanaşmıyordu. Bir kısım yakın arkadaşları ise Gürkan'ın kimseyle pazarlığa girmeden kendi listesini oluşturmasını, genel sekreterliğe adayhğını açıklamasını istiyordu. Gürkan'a en yatkın gelen öneri buydu. Nitekim dün kürsüden görüşlerini, Inönü'den kopuş nedenini açık açık anlattıktan sonra, genel sekreterlik için aday olduğunu ve ayrı liste ile seçimlere gireceğini açıkladı. Ancak bu açıklamasında lnönü ile beraberliğinin sürdüğünü, birlikte çalışmaktan hoşnut olduğunu, ayn düşmenin ise sağa prim anlamına geleceğini vurguladı ve ilk yıımuşama işaretini de verdi. KULİS Delegelerden ikisi genel başkanın karşısında ağlamaya başladılar. Ağlarken, Ne olur Gürkan'la görüşün' diyorlardı. tnönü, gözyaşlı manzaradan etkilenmişti: "Tamam tamam, görüşeceğim!" larında geçen konuşmada ortaya somut bir şey çıkmamıştı. lnönü, Gürkan'la birlikte çalışmak istediğini, delegelerin arzusunu iletti. Gürkan ise, kimlerle çalışacagım bilmeden, listeyi görmeden bunun bir anlamı olmadığını söyledi, ama "birlikte çalışmamak gibi bir kararı olmadığını" ve "tekrar göriışebileceklerini" ifade ederek açık kapı bıraktı. Gürkan, İnönü ile görüşme yaparken, Gürkan'a yakın ekip ise onu evinde bekliyordu. Aynı gece Gürkan, aralannda tbrahim Taşdemir, Sırrı Özbek, Mehmet Moğultay, Hızır Ekşi, Erzan Erzurumluoglu ve Cüneyt Canver gibi isimlerin bulunduğu arkadaşlanyla toplanıp çıkartacağı ayn listeye son biçimini verdi. Ertesi gün genel sekreterliğe aday olacağını ve kendi listesini resmen açıklaması kararlaştırıldı toplantıda. Aynca listede gruplar arasında aynm yapmaaan, DII IIKLC v<uı;<ıbilecekleri, çalışkan ve dinamik isimlerin yer alması uygun bulundu. Baykalcı olarak nitelenen iki isim, 12'ler olarak adlandmlan gruptan 8 isim. DİSK adına Fehmi Işıklar ve Ismail Hakkı Önal, Gürkan'a yakın 10 milletvekili ile CHP'li beş eski milletvekili ve il delegasyonunun istediği isimlerle 44 kişilik liste tamamlandı. Toplantı bittiğinde saat sabahın 03'ünü bulmuştu bile... Aslında Gürkan üç ayn baskı altındaydı. Bir grup delege, lnönü ile birlikte olmasını istiyor, kopuşun giderilmesini istiyordu. kültüründen çıkmıştır. Başka kimse yok. Bir kez üçbeş parlamenterle görüştü hepsi bu. Oysa politika deneyim işidir" diyordu. Gürkan, bu eleştiri kendisine götürüldüğünde ise "CHP'yi, CHP'lileri degil yadsımak, hepsine büyük saygı ve sevgi duyuyorum. Hepsine ayn ayrı çok şeyler borçluyuz" dedikten sonra bir gazetede yer alan "bazı kokuşmuş CHP'liler" biçiminde kendisine atfedilen ifadeye işaret ederek, "Böyle bir. söz etmem olanaksızdır. Bir il başkanı buna benzer bir ifade kullanmış, anında kendisine tepki göstermişimdir" diyecekti. SHP'de HP kökenli ve Calp'e yakınlığı ile tanınan Ankara Milletvekili Neriman Elgin de Gürkan'ın konuşmasını yadırgadığını ifade ederek, "Biz Sayın Gürkan'a genel sekreterlik için zaten oy verecegiz. Ama tnönü'ye karşı ayn liste çıkaracagını söylemek çok tuhaf. Biz Sayın İnönü'ye son bir şans vermeye kararlıyız. Tüzüğü, progranu istediği gibi değiştireceğiz, istediği kadroyla çalışmasını sağlayacağız. Ama şimdi tüm sorumluluk İnönü'ye ait olacaktır. Gene başansız olursa, bir daba şans vermeyiz. Gürkan'ın da tnönü'ye bu şansı vermesini isterdik" biçiminde görüşünü açıkladı. Gürkan'a yakın isimlerden 1brahim Taşdemir ise, Gürkan'ın ilkeli ve kararh biçimde, açık ve net olarak düşüncelerini ilettiğini, Gürkan'ın tabanda tutulduğunu gören özellikle Baykal ekibinin "tezviıat ve iftiralarla" Gürkan'ı yıpratmaya çalıştığını ifade ederek, şöyle diyordu: "Koltuk sevdası içine giren Baykalcılann bu yaptıklan, sonuçta hem partiye bem ülkenin Baykal ekibinin etkin isimle geleceğine zarar veriyor ve buna rinden MKYK üyesi NaU Gür aldırış bile etmiyorlar." man, Gürkan'ın konuşmasının Taşdemir'e göre Gürkan ekibiçelişki ile dolu olduğunu söyler nin tnönü ile genel başkanlık soken sonra şu ağır eleştirileri ge runu olmadığını ve olamayacatiriyordu: ğını da belirterek anlaşmazlığın, "Öyle kimseye bedava koltuk Inönü'nün her şeyi kendi başına yok. Partiy i ideolojisiz görüyor kendi bildiğince yapınak istememuş. Burayı asker onayından ge sinden, tabanın isteklerine aldıçen HP sanıyor. Zalen kendisi de rış etmemesinden ve kadro ile ilHP gibi bir partide yaptığı genel ke sorunundan kaynaklandığını sekreterlik gibi bir genel sekreter kaydetti. Bunun giderilmesi halik istiyor. Bu parti 60 yıllık geç linde sorun ortadan kalkacaktı. mişiyle geliyor. Onun gibi asker Gürkan'ın listesinde yer alacak süzgecinden geçmiş 3 yıllık bir Hızır Ekşi'nin göruşleri ise daha adamın partimiz hakkında söy "köktenci" idi. Ekşi, "Kendi yeleyeceği söz yoktur. Akrep ken meğini beğenmeyen aşçı yaptığı dini sokar. O da bunu >aplı. 6öz yemeği başkasına yediremez. lerinin besabını verecek." Hiçbirimiz yaptığunız yemekten Gürkan'ın konuşmasını değer memnun degiliz. Bu yemeği hallendiren ve lnönü listesinde yer ka yediremeyeceğimiz ortada. O aldığı belirtilen eski Ankara Be zaman aşçı da yemek de lediye Başkanı Ali Dinçer'e göre değişmeli" diyordu. Ekşi'nin ise Gürkan fırsat kaçırmıştı. Din yüksek sesle ifade ettiği genel çer, "Gürkan açıkça kalkıp 'Ben başkana karşı görüşlerini Hasangenel başkan adayıyım' demeliy dede Belediye Başkanı Malik Ejdi. Deniz Baykal da öyledir. der Coşkun, Bafra İlçe Başkanı CHP döneminde de bep genel Celal Yaran, Malatya delegesi başkanlık için can atar, ama za Yaşar Öztiirk de paylaşıyor, kumanlamayı yapamadığı için bir lislerde bu görüşlerini anlatılürlu genel başkan adayhğını ifa yorlardı. de edemezdi. Gürkan da zamanGürkanlnönu çekişmesi, birlamayı yapamıyor. Kaybetmek çok delegeyi rahatsız ederken önemli değildir. Gelecek kurul Baykal ekibine ise büyük keyif tay var, or?.da daha da güçlü sağlıyordu. Baykal ekibinin kuolur. Ams>. bu fırsatı şimdi kaçırdı, gelecekte daha zor olur" der lisi gün boyu sürdu. Deniz Bayken, kitle partisinde dengeleri kal, delegasyon sıralannda yakarşısına alarak siyaset yapma nında Erol Çevikçe ve Fikret İinnın olanağı olmadığına işaret lü olduğu halde kendisine yakın ediyordu. Dinçer, aynca Gür delegelerle uzun süre gelişmelekan'ı eski CHP'lileri yadsımak ri tartıştı. Son gelişmeler üzerine ortaya la suçlayarak, "Yanında hiç eski CHP'li var mı? Biraz Barış Can 4 listenin çıkması hemen heme.ı ve Halil tbrahim Şahin CHP ^esinleşmiş gözüküyordu. Fakal listelerde kimlerin olacağı bu sa bah kesinleşecekti. İnönü, Gürkan'ın eleştirilerinden ve beklentilerini açıklamasında sonra, listesini yeni baştan düzenleyerek, birtakım yeni isimleri listesine alacaktı. Gürkan'ın listesine 8'ini aldığı 12'lerin arasında başlayan belirsizlik, yeni baştan bir liste hazırlanmasına, Gürkan'a bu listede yer verilmemesine yol açmıştı. Dün bütün gece listelerin yeni baştan düzenlenmesi ile geçti. llginç nokta ortaya çıkacak listelerde ortalama 15 ismin hemen her listede, 30 kadar ismin ise birden fazla listede yer almasıydı. Bugün yapılacak seçimlerde merak uyandıran bir başka konu ise lnönü'nün hazırladığı ve dün akşam il başkanlarına sunduğu listenin kesinlikle delineceği, bu delinme sonucunda genel başkanın hasıl bir tavır alacağı idi. Seçimlere girecek hiçbir listenin "tulum" çıkamayacağı, ortaya çıkacak 44 kişilik parti meclisinin her gruptan isimlerle, eskisinden daha kanşık olacağı idi. Peki tnönü bu durumda ne yapacaktı? "44 kişiden 25'i İnönü1 nün listesinde ver \ermedigi isimler olursa, bu İnönü'ye güvensizlik anlamı taşır mı" sorusuna İnönü'ye yakın Yiğit Gülöksüz şu yanıtı verecekti: "Merak etmeyin, Sayın tnönü tepki çekmeyecek, birleştirici, bütünleştirici bir liste çıkartacaktır. Sayın tnönü'de delegenin eğilimini gördüğüne göre ona uygun bir liste yapacaktır. Ama liste dışı isimler yönetime seçilirse Sayın İnönü'nün buna karşı bir tavn olamaz." AUNTI BU NE KKRHANKCİLİK ANAP'lı Başkan genelevlerin en lüksünii yaptırdı • \NA*>h Sursa Beiedbe 8**ar* ms> otort 1 rrrtyar 350 müyon *«y» ntoi ; KUTSAL, YORUM HAKTIR / 17'VL/ K!f Ky KJ'KJ KJ KJ'Ky KJ KJ KJ KJ KJ KJ' KW umuüan sevınce dönu Befldde sıra sizde