22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyel Sahıbı ComkıiftyH Maibaacıiık ve Gazetecılik Türk Ajıonun Şirkeu adjna Nadir Nadi • Gend Yayın Müdüril H*su Cenuü, Mütssese Mudürü: Emlac Lş«klıgU, Yazı I İ T MUdUrtt: OUy GoocnsUı, • Haber Merkezı Müdürü: 5C 1 Yklpn Bgjer, Sayta Düzenı Yönetmenı AJ1 Acar, • Temsüater ANKARA: Valqa Dotaa, İZMİR Hikmet Çctinkay», ADAN'A: Cdal r lsunbul Haberkn: Reto öz, Dış Haberler Eifiu Btfa, Ekononu Otmmn Ulagay, Kultür Cdal ÜSICT, Magazın. MehmM Yasta, Spor Danışmaıu Abdolkadir Yncdman, Düzehme Refik Durfcaş, BdımEğıum n Alp». lşSaıdıka. Şokraa Kcttad, HaberArasörma. lifuk Gukkmir, Yurt Haberlen ><cdd DO*M Koordınaiör AlunM Kornlau, • Malı ljler Erol Erkul, • Rcklam Ajje ToniKEk Yaymlar Rcklam. Hıuy» Akyd • îdare Hüeyin Gnrar. l$ktme: ö w k r ÇcUk, Bılgıİstan Naü lnaL BOSOT w Kı>vn. CumjMrtjrt Marbaacıijk ve Gazaecıiık TA.Ş Türk Ocajı Cad 39/41 Cagaloghı, 34334 Ist, PK. 246Istanbul, TH 512 05 05 (20 haı), Tekst 22246 • Bürolar Aalura: Zıya Gökalp Bulvan Inkilap Sokak No. 19/4, Td 133 II 4147, 1Mex 42344 • bmln H Zıya Buhan, 1352 Sok 2/3, Tel 25 47 0913 12 30, Tiloc. 52359 • Adanu InOnü Cad 119 Sok No: 1 Kat 1, Td: 1455019731, Teks. 62155 TAKVtM 5 MAYIS 1987 Imsak: 4.10 Güneş: 5.51 öğle: 13.06 lkindi: 16.57 Akşam: 20.10 Yatsı: 21.44 Türk hava sahasından geçen uçağa, yetkililer 460 dolar fatura kestiler Iraııa silahları CIÂ'nın uçağıtaşıdı ŞEBNEM ATtYAS NEW YORK ABD'nın Iran'a sılah satışlannda "ikinci taşıma" olarak bilinen sefer, SL Lucia Havayollan uçağıyla 25 Kasıra 1985'te Turkıye uzennden yapıldı. 18 Hawk uçaksavar füzesi yuklü St. Lucia Havayolları Boeıng 707 kargo uçağı Kjbns'tan kalkarak Turkıye uzennden Tahran'a uçtu. Turk Devlet Hava Meydanları yetkılileri bu uçuş için St. Lucıa hukumetine ait olduğunu sandıkian uçağa geçiş ucreti olarak toplam 460 dolarlık *atura kestıler. Karaipler'de ı40 bin nufuslu kuçük bir ada olan St. Lucia'da yaptığunız araştırmalara göre, St. Lucia hükümeüyle hiçbir ilişkisi olraayan St. Lucıa Havayollan halen CIA'nın dünyanm çeşitlı merkezlerine silah transferlerinde kullanılıyoı. Mıami merkezli şırketin St. Lucia/Hewanorra Havaalanındaki hangarında bulduğumuz ve Türkiye uzerınden 25 kasımdakı ikinci taşımavı yaptığı Türk hava kayıtlarında bebrtilen J6SLF kuyruk numaralı ucak, yeni taşımalar ıçın hazırlanmaktaydı. Ancak uçağın Jran'a ve Angola'daki Marksist rejimı devirmeye çalışan UNtTA örgutune sılah taşımakta kullamldığı ortaya çıkanlmış olduğundan St. Lucıa Başbakanı uçağm uzennden St. Lucia adının sılınmesıni ıstemiştı. Hangarda yeni seferlere hazırlanan uçaktan bu nedenle St. Lucia adı çıkanlmıştı. M Savaş veri bankası Washington Post gazetesinde yer alan habere göre CIA 'nın dünyanm çeşitli merkezlerire silah göndermekte kullandığı St. Lucia Havayolları'na ait uçaklar Belçika ve Türkiye uzerinden ıran'a silah taşıdılar. 25 Kasım 1985'te gerçekleştirilen bir uçuş sırasında Türk hava sahasından geçen silah yüklü CIA uçağına Türk yetkililer 460 dolar fatura kestiler. St. Lucia Havayollan'nın Hewanoara Ha\ alimanı'ndaki hangannm gtrif kapısu St. Lucia Havayollan'nın CIA'nın çeşitli ulkeIerdeki gizli faaliyetlerinde silah taşımakta kullandığı şirket olduğu haben ilk kez 1 Şubat 1987'de New York Times gazetesinde yer aldı. New York Times haberinde St Lucıa Havayollan'nın Boeıng 707 kargo uçaklannın Zaıre uzennden Angola'da rejimi devınneye çalışan ve Güney Afrika rejiminden geniş ölçude destek alan UNITA'cılara sılah taşıdığını yazdı.St.Lucia Havayollan'nın Belçıka'da bir burosu bulunuyor.Uçuşlar Avrupa'dan, ya Belçıka ya da Batı AImanya uzerinden gerçekleştırilıyor. Bu haberin ardından 24 şubatta VVashinglon Post St. Lucia Havayollan'nın İran'a silah taşımasında kullamldığını ve ABD Ulusal Guvenlık Konseyı eskı danışmanlanndan Robert McFariane ile tranContra skandalının yaratıcısı Yarbay Oliver North'u rehınelerı kurtarmak adına başarı sız seferlerinde Iran'a göturdüğünü açıkladı. Washington Post gazetesi uçaklann lran'a silah taşımasını Belçıka ve Türkiye uzennden gerçekleştirdiklerini kaydetti. Washinglon Post, Senato îstihbarat Komitesı'mn raporlanna dayanarak verdiğı haberde St. Lucia Havayollan'nın raporlarda "CIA mulkü" olarak nitelendırildiğini yazdı. Washington Post, 23 Mayıs 1986'da yine J6SLF kuyruk numaralı St. Lucıa Havayollan 707 kargo uçağımn Belçıka'dan Almanya'dakı bir ABD ussu uzerinden Tel Aviv'e (Israil) uçtuğunu, bu uçuşun rehineleri kurtarmak amacıyla Iran'a götumlen tanksavar TOW fuzelennin gönderilmesı ve McFarlane'ın zıyaretiyle çakıştığını belirtti. 1985'ten beri Washington Post, St. Lucıa Havayolları'nın uçuçlarım şöyle büdinyor: "Esld ve şimdiki ABD yetkililerini dikkate aldığımızda, Turkive ve Belçika'daki uçuş kajıllannda jvpılan araştırmalara gore, 1985'ten beri, St. Lucia Havayollan stratejik açıdan onemli olan dunyanın çeşitli merkezlerine giz/i misjonlarda kullanılmakta." St. Lucia Havayollan'nın yonetıası Dietrich Reinhardt, VVashington Post'a yaptığı açıklamada, şirketin CIA ıle bağlantısı olmadığını belirtti ve 1985'te Tahran'a iki uçuş yapıldığını söyledi. Reinhardt'a göre uçuşlardan bıri ağustos veya e>lül (Arkası 13. Sayfada) agazm Servısı Hamburg Üniversitesi bilimcileri Avrupa'mn ilk savaş veri bankasmı kuruyor. Veri bankasına 1945'ten sonra dünyanm her yerinde meydana gelen savaşlann nedenleri, suresi ve sonuçlan ıle silahlı çatışmalann gelişmeleri ve çıkış nedenleri hakkındakı bilgilerin işleneceğı belırtıliyor. Üniversite profesorlerı ve oğrenciler, toplanacak bilgilerin ışığında çatışmaları önceden haber verebilme ve savaşın onlenmesi için nelerin yapılabileceği konusunda araştırma yapacaklar. Amenkan, Fransız ve Hollanda yüksekokullan, Hamburglu bilım adamlarma ellerindeki savaş verilerıni vereceklerinı açıklarken, Doğu Bloku devletleri ile de benzer bir bilgi alış verişinin yapılması planlamyor. Merdiven tırmanmada rekor Ç» ingapur (a.a.) i 3 Sıngapur Havayollan 'nda çalışan bir görevli, dünyanm en yüksek otelının 1.336 merdiven basamağını, 7 dakika 20 sanıyede çıkarak bir dunya rekoru sahıbı oldu. Kenneth Keng admdaki kadın görevli, kendisinden önceki denemeyi 27 saniyefarkla kırmayı başardı. önceki rekor yine bir Sıngapurlu 'ya aitti. Dalidıu yaşcanı boyunca mutsuzdu SABETAY VAROL PARİS 30 yılı aşkın bir sure, ara vermeden şöhretin doruğunda kalabilen bir sahne sanatçısı... 1956'larda "Ciao, Ciao Bambino" adlı şarkısı ile bir anda tıne kavuşan, önceki akşam Paris'teki apartman dairesinde uyku ilacı ile yaşamını noktalayan bir Akdeniz ilahesiydi Dalida. 1933 Kahire doğumlu Yolanda Gigliotti, ne opera şarkıcılarının harika sesi, ne eşsiz guzelliğı ne de erişilmez oyuncu yetenekleri ile sanat dunyasının parlak yıldızlarından bin olmaya hak kazanabilmişti. Kahıre'nin ttalyan asıllı Yolandası'nı Dalida yapan, hafifçe kısık sesi, bir turlu düzeltemediği Jaşı gözleri, duygularını dışarı vurduğu izlenimi uyandıran Akdenızli kişiliğiydı. Fransız televizyonunun sınema eleştirmenlerinden biri, Dalidanın intihar haberinden bir ıki saat sonra yaptığı ilk yommunda sanatçtyı"Edith Piafdan sonra en uzun siıre şöhretin doruğunda kalmayı başarabilen kadın sanatçı" olarak niteledi. Unün, zenginliğin, kişinin yaşamını tamamlayan öğeler olabileceğini, ancak yaşamın kendisi olmadığını görmek istememiştı hayranları. Oysa 54 yaşmdaki Dalida yalnızdı. Tüm başanlarına, 100 milyondan fazla satan plaklanna, ölumünden birkaç ay once Mısırlı büvük sinema ustası Yusuf Şahin'ın "AJtıncı Giio" adlı fılmınde başarı ıle gerçekleştirdiği yetişkin kadın rolune rağmen, yaşamı mutsuzluklarla dolu geçmişti. İntihar olaylan, önce Kahıre'de başlayıp Paris'te sona eren bu sanatçının peşini hiçbir zaman bırakmamiîtı. Dalida'nın şöhrete ulaşmasında büyuk rol oynayan kocası Lucien Morisse 1970 yıünda kendi yaşamına son vermişti. Daha önce de Luigi Tenco adlı bir şarkıcı arkadaşı aynı yolu seçmiş, Dalida da bu şarkıcıyı izleyerek intihar gınşimınde bulunmuştu. 1967'dekı bu gınşımınde yine yuksek dozda uyku ilacı içmişti. intihar olaylan bu kadarla 80'li yıllardan itibaren yaşlanma belirtileri gösteren unlu sanatçı, her şeye rağmen şöhretinden bir şe>' kaybetmedi. 1981 Cumhurbaşkanlığı seçiminde sosyalist aday Mitterrand'ın seçim kampanyasını tum gücuyle destekledı. Sosyalist yönetimin Kultur Bakanı Jack Lang, Dalida'nın intihannı "Yapıtlan yaşaraa övgii niteliği taşıyordu" biçiminde tepki göstererek karşıladı. Lang, sanatçının ölüm haberini yorumlamayı şöyle sürdurdü: "Fransız şarkıcılıgının, bu buyuk ismi, aynı zamanda iyi bir arkadaştı. tnceliği ve nezaketi ile başkalanna comertlik ve yumuşaklık aşılamasım biliyordu." Dattda'nın ölümünü Fransız gazeteleri mansetten verdtler. kalmıyor. 70'h yıllardan sonra aile kökeninın esirgediği kulturel boşluğu doldurmaya çalışan Dalida, felsefe, psikarîaliz gibi alanlara el attı. Bu uğra$ıları sırasında yoluna çıkan Richard Chamfray isimli sahte bir kontun iki yıl hapis yattıktan sonra intihar etmesi Dalıda'yı bir kez daha aynı gerçekle yuz yuze getırdi. Dalida'nın ölumu dünku Fransız gazetelerinin hemen tumünde manşet oldu. Gazeteler,' başarı ıle oynadığı "6. Gun" filminden sonra Dalida'nın önümüzdeki yıl muzikal bir komedide "Kleopatra" rolü oynamaya hazırlandığını yazdılar. Bir intihann perde arkası: 50 bin böbrek nakli ihtiyacı LAKE YATAK ODASI TAKIMI Atatürk'ün manevi çocuklanndm Abdurrahim Titnçok, Atatürkün yatak odasında pirinç karyola olduğunu söylüyor. Müze dekore edilirken, lake taktm döşendi. Pirinç karyola yerine lake takım yerleştirildi Atatürk Müzesi modaya uygnn restore edildi Çelik Gülersoy: Müzeye taşman eşyaları görünce, bir Istanbullu ve Turk aydım olarak yerin dibine battım. Bu olayın adı skandaldır. Müzedeki eşyalann çizimini yapan Celalettın Uzer: Salondakiler eski eşya. Yatak odalarını hayalimde kaldığı kadanyla çizdint. Yenileri yapıldı. Kiıltür Muşaviri Ibrahim Cuceoglu. 'Siz onanr mısımz?' dcdi ve bir proıokol imzaladık. Birinci saflıa binanın lamiri, ikinci safha içinin doşemesi olacak. tkincui icin taraflar henuz bağlı degil. Biz kısa bir zamanda binayı onanp, tş Bankası'na leslim ettik. İçerisi için de so>le bir fikir orta>a attım: 'Ataturk'un kullandığı eşyalar ortada >ok, dönemin eşyalannı kovmak da anlamsız. Giriş bolumunu galeri olarak knllanalım. çunku o donemle ilgili pek çok foloğraf ve tablo var. Orta kat o zamaniann asıl misafir kabul >eridir. Ön tarafım bir salon gıbı doşe>elim, geri kalan >erlerde de Ataturk'e ait ozel eşyalar sergilensin. En tıst kat. >auk kalıdır. Oa>a yatak koymanın alemi yok. gulunç olur. Orsjı kurupfaane yapalım. Bir Ataturk Kitaplığı olsun. Hakkında bunca eser vazılmış. onlann topluca bnlunduğu bir yer yok sanıyonım. Hem bu eserier loplanmış olur hem de bu bina ölu bir muze olmaktan çıkar, yasayan bir yer olur. Pek çok ogrenciye kavnak teşkil eder. Araştırma yapmak isteyenler bu kitaplan toplu bir halde bulur. 25 nisanda, 10 kasımda toren yapılıp ziyarel edileu, sonra da kapısı kapatılan olu bir ev olmaktan çıkar.' tş Bankası bu teklifimi kabul etmedi." 1979 yılında başlayan ve 12 E>lul'den sonra surdurulen çalışmalarm dekorasyon bolumu, Ismail Hakkı Akansel'in beledıye başkanlığı dönemıne rasthyor. Çehk Gülersoy konuşmasmı şöyle sürdumyor: "Ben nihayet binanın içinde bir keşif istedün. Akansel Paşa ve tş Bankası yetkilileri ile muzede buluştuk. Ataturk'un annesinin bir resmi var elimizde. Başı bağlı, nurani \uzlu bir kadın. Elime Haluk Şehsuvaroğlu'nun 'Tarihi Odalar' kitabını aldım. Haluk Şehsu\aroglu, kitabı yazdıgı sıralarda Ataturk'un kızkardeşi Makbule Hanımı goturmuş oraya. Onun larifine, eşyayı anlatmasına gore bir ressanıa çizdirmiş. O kitapta birkaç odanın resmi de gozukuyor. Dedim ki: 'Paşam, bu kadının hayatı bu, nurani bir kadın. Burayı Aksaray'dan, Nişantası'ndan alınmıs şifonyerli, gardroblu eşyalarla döşemek bızi dünyaya rezil eder. Biz bu işın sorumluluğu altına gırmeyiz.' Bu sozlerim uzerine orada tam anlamıyla bir kıyarael koptu. Ben toplantıyı terk ettim. Sonradan duydoğuma gore Akansel Paşa, 'Banka ne diyorsa onu uygulayın' demiş. Sonra bir gun oradan geçerken lesadufen muzeye laşınan eşyalan gordum. O eşyalan gorunce, bir kurum >etkilisi olarak degil, bu işe emegi geçmiş bir kişi olarak da degil, ama bir İstanbullu ve Türk aydını olarak yerin dibine battım. Bu olayla ilgimiz bundan ibarettir. Bu olayın adı skandaldır." Peki, Çehk Gulersoy'un yukanda anlattığı eşyalar ne>di, niçin konulmuştu'' Iş Bankası Kultur Muşavin 1brahim Cuceoglu şoyle anlatıyor. "Konuyu evin eski sahibi Tahsin Uzer'in oğlu Celalclün Uzer bilir. Biz, Celalettin Uzer'e başvurduk. Hatta onda o zamanbrdan kalma koltuk gibi eşyalar vardı. Ondan satın alıp getirttik. Evin çizimlerini kat kat, oda oda Celalettin Lzer yaptı. Kendisi aynı zamanda mimardır. Dahası. o donemi yaşamış ve kitap yazmış insanlann kitaplan tarandı." Ataturk Muzesi'ndekı eşyalann çızıminı yapan Celalettın Uzer ise, "Çocukluğum o e>de geçti, 19M'e kadar orada yaşadım" dıyerek şöyle anlatıyor"Ataturk o yıllarda orada yaşadığında, içindeki eşyalar bizhn eşyaianmızdı. Daha sonra o evden aldığımız eşyalann bir kısmı Buyukdere'deki evimizle birlikte yandı. Bende kalanlan \erdim. Bugun salondakiler eski eşya. Yatak odalannı hayalimde kaldığı kadannı çizerek verdim. Yenileri yapıldı." Ataturk, Zubeyde Harum ve Atalurk'un kızkardeşı Makbule Hanımla birlikte Şişli'deki evde yaşamış olan, Atatürk'ün mane\i çocuklarından Abdurrahim Tuncak ıse o gunlen, "Atatnrk, 16 Mayıs 1919'da bu evden hareket etti. Şişli'deki evi taşınırken, Akaretler'deki eve tam olarak boşaltmanuştık. Eşyamızm buyuk kısmı orada kalmıştı. Şişli'de toplam l.S sene oturmuşumdur" şeklınde ozetlıyor. Evin müze olarak yenıden duzenlendıkten sonraki durumunu ise şu sozlerle anlatıyor "1981'den sonra gıdip gezdim. Benim gozum oradaki eşyalann hiçbirisini ısırmadı. Ajnca Ataturk'un yatak odası arka taraftaydı ve aklımda kaldıgına gore, pirinç bir karyolası vardı. Şimdi lutmuşlar lake takım koymuşlar. O zamanlar caddeden tram>ay geçerdi ve Ataturk de gece gec saatlere kadar çalıştığından sabahlan geç uyanırdı. bu nedenle yatak odası arka taraftaydı." Dalida son kez Evren'in huzurunda söylemişti Antalya'da sinirli iki gece SANLI ERGİN Türkıye'ye iıç kez gelmişti. Son gelişinden dört gun sonra da Paris'tekı evinde hayatma gıren 3 erkeğin yaptığı gibi intiharı seçmiştı. 1960 gençh'ği, onu daha Turkiye'ye gelmeden tanımıştı. O nesilden niceleri ilk danslarını belki de onun şarkılarıyla yapmıştı. Evet, bu sanatçı Dalida'ydı... Intiharım TRT, onceki gece kısa bir haberle duyurdu. Bu isim hemen "Bambino", "Parole Parole", "Salmaya Saiama" ve "Besame Mucho" parçalarını anımsattı. Ve de Turkiye'ye son gelışı. Dalida, Kultur ve Turizm Bakanlığı aracılığıyla Antalya'da turizm sezonunun açılışı nedenıyle Turkiye'ye çağrılmıştı. Ama bu gelışi tam bir macera haline dönüştu. Elbiselen ve sahne aksesuarlan Pans'te unutuldu. Onlar sonra ozel biı uçakla Turkiye'ye getirildi. Antalya Özel Idare Salonu 1 ndaki konserine az bir zaman kala, yetiştırildi. Bu nedenle, kendisini iki gun izleyenler, "Çok sinirliydi, herkesi haşlıyordu" dediler. Dalida'nın Turkiye'ye gelmesinde aracıhk eden organizator Erkan Ozerman, "acı haberi" gece yarısı Cumhurivet muhabırinden oğrendığınde inanmadı. "Soguk bir şaka" kabui edıyordu, teletonu: "Siz numaranızı verin, biz sizi arayacağız" dedı. özerman, 10 dakika sonra aradığmda "Evet dogru>muş... Korkunç bir şey, olamaz. onu kendi ellerimle uçağa koydum, uğurladım, öptıim" diyordu. Son konsenni Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in huzurunda Antalya'da geçen perşembe akşamı yaşanan konser için Özerman şunları anlatıyordu: "Dalida'nın unutulan elbise ve aksesuariannı nasıl Antalya'ya getirdiğimizi bir ben bir de Allah bilir. Korkunç bir sıkıntı>dı bu. Kendisi de felaket halde>di. Sa>ın Cumhurbaşkanımızın da izledigi gecede guzel bir program sundu. Evren. programın ikiye bolunmesi nedenivle gecikmesine rağmen gitmedi, buvuk bir ze>kle dinledi. Dalida konserin sonunda 'Bu programı yapamazsam uzulecektim, bu programı Erkan'ın sayesinde yapabildim' dedi ve bana çok teşekkur etti." Erkan Özerman onu kuliste öpmuş, daha sonra Istanbul'a getirmiş. Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'la da oruçlu olduğu için yemek yemek kısmet olmamış. Salı gelmiş, perşembe Paris'e dönmüş... (Arkası IX Sayfada) CEM HAMULOĞLU Atatürk'ün 'Mflli Mucadete' için Samsun'a çıkraadan önce 6 ay kadar yaşadığı Istanbui Şışlı'dekı evı, 1942 yılından bu yana 'Ataturk Muzesi' olarak kullanıhyor. Atatürk Yılı olarak kutlanan 1981 yüına yetıştirilen restorasyon çalışmalanndan sonra muze\ı gezenler, bir yandan Atatürk 'e ait özel eşyalan gorme olanağı bulurlarken, öte yandan da yenıden e\ olarak döşenmis muzede, Atatürk'ün yaşadığı mekânın atmosferıni hıssetrneye çalışıyorlar. Yalnız Ataturk Muzesi'nin dekorasyonu, düzenlendığı yıllarda olduğu kadar gunumuzde de çeşitli tartışmalara neden oluyor Eşyalann döşenme bıçimlerı ıle çağının özellık ve kullanımına uyup uymadıklan tartışılan konoların başında gelıyor. Muze bınasının onarım ça Cinsel hastalıklar paneli / A nkara (a.a.) Organ XM nakli Derneği Başkanı Mustafa özsağlam, Türkiye'de 50 bin böbrek yetmezliğı çeken hastamn böbrek nakline ihtiyacı olduğunu, bunlardan yılda binine böbrek nakli yapılabtldığını belırterek, böbrek nakli ve hemodializ merkezlermin arttırılması gerektiğinı bildirdı. Organ Nakli Derneğı 'nin düzenlediğı "organ naklinde doku uyumu" konulu toplantı bugun A nkara Üniversitesi Tıp Fakültesi Ibnı Sına Hastanesı Salonu'nda yapıldı. Toplantının açış konuşmasmı yapan Demek Başkanı özsağlam, Turkiye'de 300 hemodializ makınesi bulunduğunu, bunlardan yılda ancak hastalarm yüzde 10'unun yararlanabildığini söyledi. stanbul fa.a.) Roche tlaç Fabrikası 'nda düzenlenen panelde, "cinsel ilişkı ile bulaşabilen hastalıklar" konusu ele alındı. Panelde konuşan Prof. Dr. Türkân Saylan ve Doç. Dr. Orhan Baransü cinsel ilişkıyle bulaşan frengi, belsoğukluğu, akıntı, AIDS ve viritül hastalıklann dünyadaki ve Türkiye'deki durumu, bulaşma şekilleri, yenı tam ve tedavi yöntemleri, korunma ve örgutlenme sorunlarını tartıştılar. Ev pansiyoncuları / zmır (Cumhuriyet Ege Burosu) Merkezi •* hmir'de bulunan Turistik Ev Pansiyoncuları Derneği Yönetım Kurulu, fıyatlarmda bu yıl zam yapmama kararı aldıklarını açıkladı. TÜREVS Başkanı Necmettm Şenkartal, Çanakkale'den Mersm'e uzanan kıyı şendınde üye sayısmın 4 bine yukseldığıni söyledi. Şenkartal, derneğe uye pansiyonlardaki toplam yatak kapasıtesının ise 10 bıni geçtığini belirtti. tzmır içi sezonluk daireler, Alsancak'da gunluk 2050 bin lira, Karşıyaka'da gunluk 1540 bin lira, Hatay, Göztepe, Guzellyalı, Kuçukyalıda gunluk 1530 bin lira arasmda kiralanacak. TARIMDA DESTEKLEME !.. ŞifB'deki müze 1981 yüsnda yeniden ev olarak döşendL Gezenler, Atatürk'ün yaşadığı mekânm atmos/erini hissetmeye çalışıyorlar. lışmalanm yapmış olan Turıng Kururau'nun yönetıcisı Çefik Gulersov. müzenin dekorasyonunu "Tam anlamıyla skandal" olarak nitelerken, "Butun bunlann Ataturk Yılı olan 1981'de rapılnus olması daba da a n " sozJeriyle durumu özetüyor 1924 yıbnda sahıbi, eskı raılletvckillerınden Tahsin Uzer'den belediye tarafından satın alınan ev, 1929'da dokUmanlann toplandığı bir depo durumundaymış. 1942'de beledıyeye an bir muze olarak ayarete açümış. 1979'a dek eski bıçimini koruyan muzeyı Çelik Gulersoy şu sozlerle anlatıyor: "1979 yıhnda pancurtan bile kopmuş bir durumda>dı. Içi, 1940'lann gustosu *e anlavışına gore donanlmıştı. Mesela içine bir kağnı koymuşlardı. İstiklal Sa\asmda kağnı onemli bir gorev ustlenmiştir, ama \laturk'un 6 ay oturdıığtı Şişli'deki Frenk bınasında ne işi var? Bu turden uymazlıklar soz konusuydu." Çelik Gülersoy, muzenın restoras>on çalışraalarının öyküsunu ıse şöyle anlatıyor "Buranın yapımına Turing olarak biz istekli olduk. O sıralarda Lions Kulubu, İş Bankası gibi kunıluşlar da istekli olmuşlar. Haberimiz olmadan belediye, İş Bankası'na vermiş. Turing o sıralarda Malta Koşku ile San Koşk'u onararak i>i bir izlenim bıraknuşu. İş Bankası Öğretim üyelerine 'terör*dersi tstanbul Haber Servisi tstanbul Universitesı öğretim üyelenne "dış tetadit, terör ve anarsi" konulannda konferans verildi Genelkurmay Genel Sekreterliği'nden Kumıay Yarbay Turgut Erol, "Türkiye'oin jeopoütik oneminden kaynaklanan dç tebdit", Emnıyet Genel Müdurlügü'nde görevli Emmyet Muduru Yavuz Kızılgul."tç ve dış tehdit unsurian", Millı Guvenlık Kurulu Genel Sekreterliği'nden Yarbay Özcan Ulukaradag ıse "Üniverslle gencligine yöoeük psikolojik hareket tebditi" konulannda bilgi verdıler. Rektör Cem'i Demiroğlu'nun açış konusmasından sonra basına kapalı olarak sürdürülen toplantıda ilk konuşmayı Genelkurmay Genel Sekreterliği'nden Kurmav Yarbay Turgut Erol yaptı. "Tarkije'Bİn Jeopolitik oneminden kaynaklanan dış tehdit" konusunda bilgi veren Yarbay Erol, Türkıye'nın jeopoütik ve stratejik önemı açısından dış güçlerin sıcak savaş yerine terör ve anarşiyi körüklediğim kaydetti. Konferansta "tç ve Dış Tebdit" konusunda bilgi veren Emniyet Genel Müdurlüğü görevlisi Eranıyet Müdürü Yavuz Kızılgül, yıkıcı faaliyet unsurlannın tanhin her döneminde tehdit oluşturduğunu, ancak son 30 yıldır bu tehditın daha tehlikeli boyutlara ulastıgını anlatü. Teror örgütlennı "asın solkomunistler, aştn sagırkçılar, böluculer, irticai ıiDsuriarlarikallar ile ASALA ve diger Ermeni orgntleri" olarak 5'e ayıran Yavuz Kızolgül, ülkenın 12 Eylül'e gelmesinde özellikle aşın solun büydk etkisı olduğunu öne sürdü Ermenı terör örgutlennin Turkiye'ye yönelik faalıyetlennin 197475 yülannda başladığına dıkkat çeken Kızılgül, bazı çevrelerde Enneni saldınlannda Yunamstan'ın tahrik ve teşvıki olduğu yönünde gönlşler olduğunu söyledi. "Şamanist ve ulkucu" dıye ıkı gruba ayırdığı ırkçıaşın sağcüann başlangıçta komünistlere karşı devletin yanında mücadele etmek amacıyla propaganda yaparak topladığı gençleri ideolojık amaçla kullandığını belınerek, "Ülkucu kesimin şu anda bekleme doneminde olduğu söytenebüir" diye konuştu. "Nurculnk, Suleymancüık, Nakşibendicilik, Babailik, Hizbul Tabrir, Müsluman Kardeşler, Humeynicüik ve MUIi Göriişciiler" olarak aşın dincilen 8 ana gruba ayıran Yavuz Kızılgül "Norcular'ın buyıik bir taraflar kitlesine sabip oMuganu, çeşitli meslek kunıluşlanun yanı ara devlet kuruluşlannda kadrolaşmaya çalıştıklannı" söyledi Nakşibendılerin "Şeriat dazeninJ ihya etmek" istedığını, Bahailiğın "kökunün dışanda" olduğunu kaydeden Yavuz Kızılgül Cemalcttin Kaplan'ın Iran'da Huraeyni'yi zıyaret ettikten sonra Almanya'da faaliyet gösterdjğını anlaltı. Aşın sol örgütien de "Moskova, Peldn, Tiran yanha ve orta yol" olarak dörde ayıran Yavuz Kızılgül, bugünkü sol örgütlerin kökenlennin TKP, THKO, THKPC ve TİKP olduğunu, daha sonra bu örgütlerin aralarında bölündüklenni anlattı. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği görevhsı Hava Yarba> özcan Ulukaradağ da "Üniversite gençligine yönelik psikolojik hareket tehdidi" konusunda bılgı verirken "psikolojik tahrifaüD toplum uzerinde çok daba etküi olduğunu" söyledi. Millı Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'nin lstanbul Üniversıtesi'nde verdiği terörle ilgili konferansı Öğretim Uyelen Derneğı tepkı ile karşıladı Demek Genel Sekreteri Tahir HatipogJu, üniversite öğretim üyelerini hiçbir şey bılmıyormuş varsayarak bu konferanslan izletmenin onur kıncı bir tutum olduğunu belırterek "Öğretim oyeleri neyİD ne olduguou bilecek guçte iosaoiardır" dedi. Hatipoğlu, şunlan söyledi: "tstanbul Üniversitesi Reklorlügu'nun Milli Gnvenlik Kurulu Genel Sekreteriiği'nin isteği uzerine ogretim üyelerini (eror dersi konferansına eagırması ı«m gulunç hem de duşundurncudur." Pera Palas'ta kermes M agazin Servisi Türk Kadımnı Guçlendirme ve Tanıtma Vakfı tarafından ev kadınlarının el emeğını değerlendırmek amacıyla düzenlenen kermes, 7 Mayıs perşembe gunu Pera Palas Otelt 'nde yapüacak. 11.0019.00 arası yapüacak kermeste 500'e yakın ev kadını tarafından orulen masa ortusu, havlu kenan, yatak takımı, perde ve gecelık süslemelerının yanı sıra 23 masada da bebek eşyalan, oyuncak, aksesuar, hediyehk eşya satışı yapüacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle