18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 21 MAYIS 1987 11 yaşındaki çocuğu kutup ayıları yedi NEW YORK (a*.) ABD'nin Brooklyn kentindeki hayvanat bahçesinde, 11 yaşındaki bir çocuk kutup ayılanna yem oldu. Ayılann bulunduğu bölümdeki su kanalında yüzmek isteyen Juan Perez adındaki çocuk, hayvanlann inine girince iki ayırun saldınsma uğradı. Hayvanat bahçesinden yükselen çıglıklan duyan polis memurlan olaya müdahale etmek istemelerine rağmen, bekçinin kiiitli olan kapılan açmasının zaman alması yüztinden küçük Juan'ı kurtarmaya yetişemediler. luan'la birlikte ayıların inine giren iki arkadaşının kurtulduklan belirtiliyor. Yetkililer, hayvanat bahçesinin kapah olduğu bir saatte çocuklann içeriye nasıl girdiğinin araştınldığını söylediler. Köprü ve otoyollar para basıyor ANKARA (anka) Boğaz Köprüsü ile Gebzetzmit, Azaphane geçişi ve Tarsus ayrımıPozantı otoyollarından yıhn ilk dört ayında 15 milyon 963 bin araç geçti ve bu araçlardan 13 milyar 198 milyon lira geçiş ücreti alındı. OcakNisan döneminde Boğaz Köprüsü'nden geçen 14 milyon 175 bin araçtan 10 milyar 487 milyon lira geçiş ücreti tahsil edildi. Gebzelzmit otoyolundan geçen 1 milyon 97 bin araçtan 1 milyar 650 milyon lira, Azaphane geçişinden geçen 423 bin araçtan 683 milyon lira, Tarsus ayrımıPozantı otoyolundan geçen 268 bin araçtan da 378 milyon lira gelir elde edildi. A1NKARA NOTLARI MUSIAFA Okurun Gözyaşlan... Mektubuna "DeğerH Ayötrf^ w OemotoBfMr" diye başlamış. Stcak, duygulu, duyarlı bir mektup. * " iiinde, gece 2i.4Ota kaleme almtş mektubunu okur. Şöyle dıyor: "Bu yoğunlaşan, gitgide kamran ve paralel oiarak da öonaftan ortamda öılemle selamlanm senı. 1 İzin verin, size Sevgili Ekmekçi diyeyim. SevgHi Ekmekçi, ntym böffe garip bir seslenişle girdim tnektuöuma? 8e«rtay<m: 17 Nisen 87 tarihli CumhuriyettBta 'Kuy Ensfflüleri'ne Geten Kuylü Çocuklan...' başJtkh yauy okumaya başladığım aPda karar veniim yazmaya. Tum yazılanmzı okuyabHmiş, surekliteteyBW/m/şbir oKur oknadtğım glbi.stzden çok genç oluşumdan MOru, samimi kaçabHecek «raeatenişle girmeyi uygun butmadırn. Ağabey. amca, dayı desem kişisal tanıştkHğma otmadğndan,feodaHumpenkaçacak. BunabonzBrdOşOnce lluüMki»tit*sestoniştebiJhjner^ y y ş ş İSTANBUL (ajı.) Cerrahpaşa Hasıanesi'nde bir genç, sözlüsünUn yanında tabancayla öldürüldü. Cerrahpaşa Hastanesi Temel Bilimler binası bahçesinde meydana gelen olay, Genel Cerrahi Servisi'nde görevli hemsire Nursen Genç (22) ile sözlüsü HsJiI Erol'un (26) gezmesi sırasında meydana geldi. Temel Bilimler binasııun arka tarafındaki yolda yüriimekte olan iki kışinin karşısına silahlı bir kişi çıktı. HaJil Erol'un "Beni vurscak mısın, vuımbilinen vnr" demesi üzerine silahlı kişi iki el ateş etti; kalbinin Ozerine ve sağ göğsüne saplanan kurşunlarla ağır yaralanan Halil Erol, tüm müdahaleye karşın kunanlamadı. Nurşen Genç poliste verdiği ifadede sözlüsünün yaklaşık 10 gün önce kendisine baa kişilerle kavga ettiğini söylediğini bıldirdi, ancak kavga nedenini anlatmadıftını belirtti, Kır tatar tipli, kısa saçlı, 2530 yaşlarındaki katilin yakalanmasına çalısılıvor. Hastanede cinayet Dev Gargantna Fransız masallannın ünlü kahramanlarından Gargantua, Paris'in Mirapolis eğlence parkının adeta sembolü haline geldi. 90 hektarlık bir alana kurulrnuş bulunan eğlence parkının dünkü açıhşına gelen ziyaretciler, 35 metre yüksekliğindeki bu dev heykeli görünce çocukluk günlerine geri döner gibi oldular. Fransa Başbakanı Jacques Chirac tarafından hizmete açılan Mirapolis kompleksinin, büyük ilgi göreceği tahmin ediliyor. (AP) HABERLERİN DEVAMI OLAYLARIN ARDENDAKI GERÇEK (Baştarafı 1. Sayfada) tır. Ortadoğu'da çoğu sömurge olan tslam ülkeleri de 2. Diinya Savaşı'ndan sonra sıyasal bağımsızlıklannı kazanmışlar, petro dolarları ile büyük parasal güce sahip otmuşlar ve Türkiye'ye dönük şeriatçı baskı odaklarına dönüşmüşlerdir. Ülkemizin yeterli kalkmma ve çağdaşlaşma düzeyine ulaşamaması, Türkiye 'yi dış etkilere açık ve zayıf konumda bırakmışur. Böylece Ortadoğu'daki tslamcı akımlar, ülkemiz içindeki irtica akımlanyla yakm ilişkilere geçmek olanaklarına kavuşmuşlardır. Sonuçta Türkiye ağır bir dinsel bağnazlık baskısı altına girmiştir. 1987 ramazam siyasal renge bürünmüş, devlet televizyonu bu rengin koyulaşmasma büyük katkılarda bulunmuştur. trtica sorunu 1940'lardan, 1950'lerden ve 1960'lardan daha değişik boyutlara ulaşmtş, dış bağlantıları güçlü bir devlet politikasına dörtüşümün ilk adımlannı atmışfır. Artık milli eğitim kurumlannda, üniversitelerde ve camilerde bu aşamanın kanıtlan elle tutulur biçimde görülmektedir. Devletin bütçesinden maaş alan görevliler apaçık irtica propagandası yapabilmektedirler. Bu gidiş nasıl önlenebilir? tlk önce devletin, bütün kurumlarıyla anayasanın temel ilkesini benimsemesi gerekmektedir. Laikliğin geçerli olmadığı bir hlam toplumunda demokrasi, rafta kalır. Laik öğretimin bulunmadtğı eğitim ortammda da inanç özgürlüğü yoktur. Devlet kurumları ve kuruluşlan, kendilerine düşen anayasal işievi yerine getirdiklerinde, halkın da rahatladığı görülecektir. Çünkü 1980'ler Türkiyesi'nde haik, devletten gelen dinsel baskılann altmda bunalacak duruma gelmektedir. • • * UĞURMUMCU GOZLEM (Baştarafı 1. Sayfada) dileri için bulunmaz bir "silah pazan" ele geçirmiş olacaklardır. Ûyle ya; Kırıkkale Silah Fabrikası üretse üretse, yılda 20 bin silah üretir. Beline tabanca takmak isteyen yurttaş, "Kınkkate" yerine "SmrtrhVVfesson" isteyecektir. Eh, bilinen kural da "an ve talep" olduğuna göre, istem, üretilen silah sayısından fazla olacak ve ister istemez Türkiye'ye yabancı silah girecektir. Böyle olunca da devlet, tıpkı sigarada olduğu gibi silah dışalımını kendisi yapacaktır. Yapmasına yapacaktır da arada hısım, akraba, damat, yeğen artık kime denk düşerse bir "silah komisyoncusu takımı" oluşacaktır. Silah ticareti ile uğraşanlar, genellikle "eski istihbaratçılar"d\t. CIA'da görev yapan Sam Cummings, Frank Terpil ve Edward VVilson, son yılların adları çok duyulan üç silah komisyoncusudur. Suudi sarayının "mutBber adamı" Adnan Kaşıkçı, silah komisyoncularının en ünlülerindendir. Dileyen herkese silah ruhsatı verilmesi, silah fabrikalarına ve silah komisyoncularına yeni pazarlar ve bu pazarlarda oluşacak milyarlık kazanç sağlayacaktır. özal'ın "silah liberalizmi" gerçekleşirse, bundan daha başka kimler kazançlı çıkacaklardır? Bu sorunun yanıtı, "herkese silah ruhsatı" vermenin dayanacağı hukuksal düzenlemenin türüne göre değişir. Herkese silah ruhsatı verilmesi için herhalde 6136 sayılı yasada değişiklik yapmak gerekecektir. Böyle bir değişiklik, silah kaçakçılanna af sonucu doğuracaktır. Çünkü, Ceza Yasamıza göre suç sayılan eylem tarihinden sonra çıkarılan yasa ile bu eylem suç olmaktan çıkarılırsa, bu eyleme ceza verilmez, çekilen ceza da kaldınlır. Dileyen herkese silah verilmesi için yasa değişikliği yapılmaz, yalnızca yönetmelikte bir değişiklik yeterti görülürse, tabii ki bu durumda, silah kaçakçılannın affı gibi bir olasılık söz konusu olmaz. Olmaz, ancak dileyen herkese silah ruhsatı verilmesi için acaba bir yasa değişikliği gerekmez mi? Gerekirse, işte o zaman, "silah kaçakçılannın affı"da gündeme gelir. Tütün tekelini kaldıran yasadan sonra sigara kaçakçılannın af olasılığı belirmedi mi? Bu yüzden, askeri ve sivil Yargıtay, birbiri ile çelişik kararlar vemnediler mi? "Bu kadarı da olmaz" demeyin... Olur. Neler olmadı ki? Neler olmuyor ki? Hazırlanan Ceza Yasası tasarı tastağında uyuşturucu madde kaçakçılığının cezası indiriliyor, yurtdışında bu suçu işleyip de aynı suçtan dolayı Türkiye'de de yargılanan uyuşturucu madde kaçakçılannın affedilmeleri öngörülüyor. Hani, terörün ardında uyuşturucu madde ve silah ticareti yatıyordu? Böyle bir silah liberalizmi, terorizmin ekmeğine de yağ sürer. Yeni bir Kahramanmaraş, Malatya, Çorum ve Tokat olayları için ortam hazırlar. Tabii, daha sonra da, "ordu müdahalesi" kaçtnılmaz hale gelir. Ve yeniden bir rejim değişikliği... Silahlara özgürlük, düşüncelere paslı kelepçeler. ANAP liberaltzminin kısa ve öz formülü budur. Tablo, gün geçtikçe daha da aydınlanmıyor mu? Ihbarcıyu ödül ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ihbarcılara ödül verilmesine ilişkin yasa önerisi TBMM Adalet Komisyonu'nda benimsendi. ANAP'lı Osman Dogan'ın komisyonda aynen benimsenen yasa önerisine göre, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, devletin ve cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, anayasa düzeni ile genel güvenliğe aykırı suçlarla ilgili olaylann faillerini yakalatan ya da yerlerini ve kimliklerini bildirenlere para ödülü verilebilecek. Öte yandan Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde bölücu eşkiyanm yerini güvenlik kuvvetlerine biidiren vatandaşlara l'er milyon lira ödül verilecek. Isviçre Kaçak Türkler tutuklandı BERN (a.a.) İsviçre tçisleri Bakanlığı, Zürih ve Basel kentlerinde son 48 saat içinde yapılan operasyonlarda, Türkiye'den kaçan çok sayıda bölöcünün tutuklandığını bildirdi. Açıklamayı yapan sözcü, tutuklanan kişiler riakkındaki suçlamalarla ilgili bilgi vermedi, ancak sorgulamaların tamamlanmasmdan sonra ayrıntılı açıklama yapılacağını söyledi. Sözcu bununla birlikte, operasyonlar sırasında birçok belgeye el koyulduğunu kaydetti. Tutuklananlar arasında Iran ve lrak uyruklu Kürtlerin de bulunduğu belirtildi. Öte yandan ANKA'nın haberine göre PKK'nın Paris sorumlusu olduğu bildirilen Hüsnü Allun dün Diyarbakır Sıkıyönetim Mahkemesi'nde 20 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı. 7 çocnklu (Baştarafı 1. Sayfada) dönem dönem Türkiye*ye kaçak giren Ramazan Candan'ın bölgede bugune kadar 17 eyleme katıldığı öğrenildi. Ramazan Candan, güvçnlik kuvvetlerine teslim olduktart sonra, örgüt mensuplarına seslenerek, "Bu çirkeften kurtıdmaun tek yolu leslim olmaklır. Bugıine kadar yaptıklanmdan pişmanlık duyuyorum. Sizler de benim gibi teslim olun, hiç olmazsa günahlannız ve vicdanlanıuzla baş başa kalırsınız" dive konuştu. Cezaevi müdtirü ve 13 gardiyan (Baştarafı 1. Sayfada) raak), görevi kötüye kullanmak, intihara teşvik, suç işlendiğini bildiği halde adliyeye bildirmemek suçlanndan haklannda dava açılan SiN'as Kapalı Cezaevi eski müdüru ve halen Kayseri Kapalı Cezaevi Müdüru Sabri Nakipoglu ile gardiyanlar Osman Pınarlı, Ahmel Yıldız, Seyit Vddız, Osman Dağaşan. Osman Aydın, Osman Aslan, Hasan Pınarlı, Osman Ugurtu. Alim Aydın ve Turan Binici, çıkartıldıkları Sıvas 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce tutuklandılar. Eski cezaevi müdürünün duruşmaya gelmemesi nedeniyle ve izinli olduklan için duruşmaya katılmayan gardi>anlar Coma Yigil ve Selahatlin To> hakkında da gıyabi lutuklama karan alındığı öğrenildi. Gözaltına alınan esi Celal Ölçmez'e Emniyel Mudürlüğü Siyasi Şube'de görevli polisler tarafından işkence yapıldığını ileri sürerek Adana Cumhuriyet Savcüığı'na başvuran Sevim Ölçmez'in dilekçesi siyasi şubeye sevkedilerek elden götürmesi istendi. Çukobirük'te isçi otarak çalışan eşi Celal Ölçmez'in 14 mayıs perşembe gecesi siyasi şubede görevli sivil polislerce evinden alınmasından sonra işkence yapıldığını ve hav'atmdan endişe ettiğini ileri süren Sevim Ötçmez, 18 may\s pazartesi günü nöbetçi Cumhuriyet Savcısı Yılmaz Kızılkeçeli'ye başvurarak yardım istedi. Kocasının, Tahsüli Mahallesinde dağıtüdığı söylenen bir büdiriyle ilgili olarak gözaltına ahndığını anlatan Sevim Ölçmez, dilekçesinde, "Kocama işkence yapıldığına inanıyonım" dedi. Kendisine de işkence yapılmasından korktuğunu belirten Sevim Ölçmez, dilekçeyi mektupla gönderdiğini söyledi. ÇANAKKALE GREVİ BtTTİ Çanakkale E Tipi Cezaevi'nde yaşadıklan kötü koşullan protesto etmek amacıyla pazartesi günü açlık grevine başlayan 210 siyasi tutuklunun eylemleri dün sona erdi. Pahı'da (Baştarafı 1. Sayfada) kıyayla vurucu tim arasında çıkan çatışma sonucu 5 Şaki öldürüldü. Dün saat 12.00 sıralarında meydana gelen olayda henüz kimliği açıklanmayan bir polis memuru da şehit oldu. Içişleri Bakaru Yıldırım Akbulut, TBMM kulisinde gazetecilere yaptığı açıklamada şöyle dedi: "Güvenlik kuvveüerimiz, SiUlüce mevkiinde bölücii eşkı>a ile temas kurmuşlar. Güvenlik kuvvetlerinin uyanlanna bölücii eşkıyalar atesle karşılık vermişlerdir. 5 eşkı>anın 61dünıldugü ve çatışmanın halen devam ettiği bildirildi. Henüz operasyon sonuçlanmamıştır." (Baştarafı L Sayfada) karariann Kıbns sorununun çöziimüne olumlu katkıda bulunmadıgı, aksioe çözümu guçleşlirdigi geçmişte fcönilmuştur ' diyerek ustu kapalı bir tehdıtte buiundu. Sözcü, geçmiş örneğın ışığında Kıbrıslı Rumla1 rın sorunu yine BM Genel Kurulu na götürmeleri halinde Türk tarafının buna "bir şekilde" misillemede bulunacağını hissettirdi. İnal Batu, açıklama sırasında "Kıbns Türk toplnmnnun temsil edilmediği forumlarda alınan kararlann bizim açımızdan hiçbir hukuki degeri yoktur. Sorunu BM Genel Kurulu'na götürurlerse gölürsünler. Bu ne ilk ne de son defa olmaktadır. Ancak bu tür kararlann sonınun çozümünü güçleştirdiği de bilinen bir husustur " diye konuştu. SOVYET GİRİŞtMt VE ANKARA Sözcü, Sovyetler Birliği'nin Kıbns sorunu için uluslararası bir konferans toplanmasını sağlamak üzere ABD nezdinde yaptığı girişimi değerlendirirken de Türkiye'nin uluslararası konferans konusundaki "olumsaz" görüşünde bir değişiklik olmadığını bildirdi. Batu, bu konuda, "Sovyetler Birliği'nin Kıbns sorunu için uluslararası konferans önermeleri yeni bir husus degildir. Sovyetler Birliği bu konudaki ilk önerisini 1974 yılında Banş Hartkâtından sonra yapmıştır. Ancak Gorbaço>. son donemde Sovyetler Birliği'ni dış politikada her konuda söz sahibi yapmak isteyen bir poliüka izlemeye başlamışür. Sovyetler'in ABD'ye yaptıgı oneriyi bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor" dedi. Sözcünün bu yöndeki açıklamalanna karşılık Ankara'nın Sovyetler Birliği'nin Kıbns sorununda artan ölçüde devreye gjrmesinden rahatsızlık duyduğu gözleniyor. Bu yöndeki kaygılar da Sovyet girişiminin Batılı çevreleri ikna etmek için Türk tarafını kullanması olasıhğından kaynaklanıyor. Sözcü, bu konudaki yorumlar hakkında da "Biz bunun böyle olmamasını isteriz. Bu yönde Dışişleri Sözcüsü açıklamaları sırasında Türkiye'nin BM Genel Sekreteri'nin 29 Mart 1986 tarihli belgesinden geri gitmek niyetinde olmadığım kaydetti. Türk tarafırun genel sekreterin belgesini rafa kaldıracak ya da erozyona uğratacak girişimlerin karşısında olduğunu hatırlatan sözcü, BM Genel Sekreteri'nin paraJel görüşmeler önerisinin bu nedenle KKTC tarafından reddedildiğini anlattı. Dışişleri Sözcüsü AT ile Kıbns Rum Yönetimi arasında imzalanması beklenen gümrük birliği anlaşması konusunda da Türkiye'nin AT başkentlerinde yoğun girişimlerde bulunduğunu açıkladı. SERBEST DOLAŞIM ENGELtNE TEPKİ Avrupa Topluluğu'nun en yüksek organını oluşturan Lüksemburg Adalet Divanı'nda önceki gün alınan kararla, AT ülkelerinde yaşayan Türk işçilerinin 1 Aralık 1986'dan itibaren serbest dolaşımdan yararlanacağı tezinin hukuki açıdan aldığı yaraya, Dışişleri Bakanlığı tepki gösterdi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi İnal Batu, dün konuyla ilgili olarak gazetecilerin sorularını yanıtlarken, "Avnıpa'daki hâkimlerc güveniyonız ve ortakhk anlaşmasıyla serbest dolasımın AT üyelerine mükellefi>eı getirdigine inamyoruz" dedi. Federal Almanya'da çalışan kocasımn yanına gelen, ancak bu ülke makamlan tarafından sınır dışı edilmesine karar verilen Meryem Demirel'in söz konusu kararı değiştirmek için Lüksemburg Adalet Divanı nezdinde gerçekleştirdiği başvuru üzerine, önceki gün Divan Savcısı '•TürkiyeAT ortakhk anlaşmasında serbest dolaşım ilkcsinin \er almasının, bunun otomalik olarak uygulamaya konulacağı anlamını taşımadığını" bildirmişti. Meryem Demirel'in, Federal Almanya'dan sınır dışı edilmesi karannı değiştirmek üzere Lüksemburg Adalet Divanı'na yapıığı başvurunun ilk celsesi geçen şubat ayında yapılmıştı. tkinci celse ise önceki gun başladı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye, Ortadoğu sorunu için uluslarası bir konferans toplanması konusundaki tutumunu ilk kez açık bir biçimde ifade etti ve destek çıktı. Dışişleri Bakanlığf nın, görevine başlayan Sözcüsü tnal Batu, dün düzenlediği brifıngte, Ortadoğu sorununa doğrudan taraf olan ülkelerin tümunün uluslararası konferans toplanması için görüş birliği içinde olmaları durumunda, Tütkiye'nin de bunu destekleyeceğini söyledi. Türkiye'nin FKÖ'yü Filisün halkının yasal temsilcisi olarak kabul ettiğini tekrarlayan Büyükelçi Batu, "Ortadoğu konusunda FKO'nün yer «Jmadığı bir uluslararası konferansın düzenlenmesini kabul edemeyiz" dedi. Türkiye'nin bundan önce de Ortadoğu sorununun banşçıl ve adil bir biçimde çözümünden yana olduğunu ve soruna taraf ülkelerin üzerinde görüş birliği içinde bulunduklan girişimleri desteklediğini hatırlatan İnal Batu, buna örnek olarak da "Fahd planuu" gösterdi. Suudi Arabistan Kralı Fahd tarafından yaklaşık 6 yıl önce hazırlanan ve ılımlı Arap ülkeleri ile FKÖ Lideri Yaser Arafat tarafından kabul edilen Ortadoğu konusundaki bu plan, lsrail'in işgal altında tuttuğu bütün lopraklardan çekilmesi koşuluna bağlı olarak, bölgedeki bütün ülkelerin gilvenliğinin sağlanmasını öngörüyordu. Sadece ılımlı Arap ülkelerinin kabul ettiği Fahd planı, dolaylı olarak lsrail'in bölgedeki varhğını ilk kez benimsiyordu. Uluslararası Ortadoğu konferansına destek Işkenceci 6 (Baştarafı 1. Sayfada) Ataman Ince, sorgusu yapılırken, 25 Ekim 1981 tarihinde rahatsızlandı ve önce 2. Zırhlı Tugay tevirine, oradan da Haydarpaşa Askeri Hastanesi'ne kaldırtıdı. Haydarpaşa Askeri Hastanesi'nde dahiliye uzmanı bulunmaması nedeniyle Numune Hastanesi'ne sevkedilen Ince, bu hastanede aynı gün saat 16.30'da öldü. Saruklar için daha önce mahkumıyet isteminde bulunan Savcı Yardımcısı Erol Avier, bu kez ise beraat isteminde buiundu, ancak Askeri Yargıtay 1. Dairesi, karannı oy çokluğu ile aldı. V asJında seslenişimde uzettodiğim duşuncohrii yezmamn nedeni. % öyteyse, uygun bir baş/ayış olur dfye dOşündum, Oyle ba^adm. Va hemenaoma^sayritğm.sayrrmdığımtumgenkçeleriçlğneyor^ 1 gili Ekmekçi seslentyyie açıklama faslına gtoSm, /»«urunuze guvenefB*. Mektubumun okupacağmı umarak, aklımdan geçanleri anlatmak isüyorum. Burdufdan Isparta'ya gideceğim. gazatayi ebüm, otobüsetoindim.Haretef başladı, başiamak uzer» Ana habener ve birkaç makaieden sonm^zinyazırmageçtlm.Dahal^paragraflayurBğknyafmaya^guzlm^ yaşlanmaya bastedı. Anlatonımdaki amacm trapUk cfeflfl, (nantn. Her fumcede sizinle (yani Aydın'lık ve Demokrat'lıkla) butunlesiyor, senkronize oiuyordum. Düşünce olarak, duygu olarak. Her tumceyle Enstitu'ye ilk gelen bir kfyu çocuğu oluyordum, Irlleamiş yvmruktanm, uzamış kollanm, guçlu bacaktanmla Anadolu uzerine oöreklenmiş yuzytUarm bügisizlik ztndrierini paıçalamak istiyordum. Sonra bir Enstttu oğretmeni oluyordum, ilk gelenlerin yuzlerina bakan.oam ysş/yordum sankt; şiddedi bir haz duyuyordum benli&moa. e h ig i ç ö ^ b ^ n e k ^ h ^ , larda (Enstitülülerte yani) sonra Anadolu narmsnı doidunjyotdum, boy dan boya, enden ene. Şimdi öğretjyordum Oğrendiklenmi. Başö ahrtardan, yıhkyumrvk odatardan okjşan okuUanm, tBrtamu, tarHp, du2en kokan eğitim yuvaJanna dönüyordu. öz becerilerimizle Anadolu' da insanlar değişiyoriar.. Kaba saba, en kaba saba kufurteri basit konuşma dili olarak kullanan; kansını, kızını mulk gören, kocasını, babasını maltk gören; insanlar; hani o kimyasal reaksfyonlarda, titrasyonun kritik bir aşaması vardır, bir renkten diğerine geçWr, bpkı öyie değismeye baslıyordu. Açlıktan tokluğa geçiş gibi, hastahktan sağhğa geçiş gibi. 'Herifter Beysfendi', Eşşoğlueşşekler', 'Zilliler', 'Oğlum', Kanm' oluyordu tatlı tatlı, gule oynaya, turkulerie, horonlaria.. Otobüs şehirden çıkmış, Burdurlsparta araa verimHtoprakianakh tarak gkitycrdu. Ykzsnızı bir solukta okuyamadm bir turtü. SMr sık yazh dan aynktm, çunku, 'otabilircfl'A»; bugun olanlar, horkunç bt savaş içinde aktımda. Birkaç cumle okuyorum; hırs, coşku. çamsizlik kanstmı, gtzlennıdoluveriyor.Qerçekta,Doaanaboşartaağlamakisttyonj^ ne de sakladım guzlerimden inen yaşlan; guya biraz dOşOnceHymiskn gibi, eiimi alnıma götürenk. Bu yazıyı okurken, tum Kuy EnstmHüterte hayalimde haşır neşir oidurrı, tanışbm, onlan çok sevdlm. Burdur topM F k B ^ f ö m ^ \ i C İ u ^ G ^ lerimin öcundeki topmk, dOzgun. kurulmuş meyvemer, toprağe glrmi* bir traktor, puHuk, diskara, ekim makınesi, ilaçlama pompesı, sularrm kanaRan, güz&l yaptlmış bt koyevi biraz Fakir Baykurftu benim için bu yotculukta.. Şimdi, şu an yani, gecikmeyle yazabitdiğim düşünceler, duşundüklerimin çok tazlaca seyraltHrniş hali doğal olarak. Ama, gene de biraz olsun rahatladım. Daha da onemlisi, aydmltğa bağladığırn hissetmem, bu bağ çok ince, kılcal da olsa. Sevgi ve saygtlar sunanm." ikinci mektup da aynı konuda, Kuy Enstrtuteri'yle ilgili. "Değerfi Muatafa Ağabeydğim" diye başlıyor; şöyle sürüyor: "Size uzun zamandan beri depreşip duran duygulanmı Hetme istağt gun geçtikçe artü durdv. En sonunda size yazma gereğint duydvm. Size biraz K6y Enstttuleri'nden bahsedeceğim, kendi duygu ve duşüncelerimin doğnıltusunda Ziraat Fakuttesi'yte karşılaştıracağım: Kty Enstituleri'yte ilgili pek çok kitap, makale vs. okudum. Bu konuda okuduğum her yazının sonunda ıçimde acı bir burukluk hissotüm. Kuy EnsOtuleri'ne yapılan bunca haksıztığa bir dur demenin olanağı yok mu, diye düsündum, durdum. Taiip Apaydtn'ın 'Köy Enstitüsü Yılları' adiı kıtabmı okuyunca, kttabtn sonuna geip de bttkmek uzereyton, duygıâanma hâkim otamayarak, hungur hOngur ağladtm. 'Neden böyle bir düzen?' dfye duşundum, dudum. Neyd Koy Ensmüierfnln amaa?Apaf>dırfın kttabında gerçektan enladım. Koyden donsuz, fanüasız, yalınayak başıkabak' gelen çocukianmız nasıl daeğHHyor, nasıl da çahşıyoriar, hırsla, kuvvetle, swgtyie, amaçte... öğrencHerin kultürei, sosyal eğiUmleri beni adeta buyuledi. Ama ne oldu? Gerici çevmterin (şu anda yazımı ağlayarak yazryorum) çamur atmasıyia, koakocaman bir eğtum yuvası yok oldu, gitti. Neymis etendim? 'komunist yuvası', 'fuhuş yuvası', 'uçaktan bakıMığında orakçokice' benziyormus... Derian, amaçtarma ulastıfar hainlerl Buraian bitirenler, gittikleri kuyleri bker birer aydmlatmaya başlaymca,etokieritutusmayabasladı. Sonra r>eokHj?ZJraatfakültBİerineağtrfık verikti, teknik llselere birtakım beyni yıkanmtş hocalar yerteştirildi. 'Ziraat fakulteteri mühertdis çıkanr, bunlar kuylülerte bağ kurar, onlara en dogru şeyi göstermeye çalışır.' Pöh! Bunlar hayall Kkni okullaroa, sadece gerici, şeriatçı, din kısvesine yatmış birer mühendis yetiştirUiyor. Bunlann amaçlan önceden saptanıyor. gitOkleri yerierde, ekın nasıl ekilir, nasıl biçilir yerine, AilaHm yücetiği, Islam dininin tak ve esas din olduğu anlahlıyor. N'apsın köytü, zaten inandığı, guvendiği bir tek şey.o kaderine boyun eğfyor. Koyiu, yine koylü (eskisi gibi) Ziraat mühendisi ise yükseüyor. Bu yıl okulu biîiriyorum, ben ne ağaç budamasım, ne ekin ekmesini, ne ilaç yapmasını bfflyorum. öyie geldim, böyle gidiyorum. Koy Enstitusü'nde böyle miydi? Bu memlekete Tonguç gibi, Yücei gibi kimseler çok az gelir Değerieri bilinmemiş, ama biz onlan çok iyi anlıyoruz. Onlar ÖMu, ama geriye bizleri tnraktı! Saygtlar..." Okurların ikisinin de adlarını, yerierini yazmadım. öyte bir ortamda yaşıyoruz ki... (Baştarafı Spor'da) rum. Aynca yaşım da bir hayli ilerledi. Hem erken karar vermekle yönetim kurulunun onümüzdeki sezon için daha rahat karar vermesini sağladım. Eğer isterlcrse onlara onümüzdeki sezon için tavsiyelerde bulununım." Denizli: Derwall Bu arada bir basm mensubunun "Acaba Nejat Eren'in aleyhinize yaplığı açıklamalar istifanızı çabuktaşbrdı mı?" şeklindeki sorusunu da Derwall şöyle yanıtladı. "Onun düşünceleri çok saçma. Bu gibi kişiler yaptıklan açıklamalarla kendilerini ön plana çıkarmaya çalışırlar. Onlann varlığını bile kabul etmiyorum." Denizli ve Derwall'in bu açıklamalanndan sonra Federal Alman Teknik Direktörün çevirmeni Ahmet de görevi bıraktığını bildirdi. UYGUR: GİTMELERİNE . KARŞIYIZ Galatasaray Kulübü Basm Sözcüsü Selçuk Uygur da v'aptığı açıklamada, "Denvall *e Denizli'nin bu biçimde gitmelerine karşıyız" dedi. Uygur önceki gün meydana gelen olayları kınadıklannı belirtirken 10 çapulcunun Galatasaray kulubünü lekeleyemeyeceğini söyledi. Uygur Dervvall ve Denizli'yi bu kararlann HAVA HARP OKULUNA ÖĞRENCİ ALINACAKTIR 1. 19871988 Eğiti» ve Öğretim yılında Hava Harp Okulu 1 nci sınıfı için; Erkek ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, ÖYS'ye girne hakkını kazanmıs en fazla 19 yaşında ve Oevlet Lise veya dengi okulların FEN kolundan »ezun Sğrenci alınacaktır. 2. Oğrenci adaylarında aranan diğer giriş şartlarını içeren Belge ve Möracaat Formları, tum Askerlik Oaire ve 5uhe Başkanlıkları, Lise Hüdürliikleri ile «ava Birlik ve Möesseselerinden te«in edilebilir. Ayrıca, 300 IL.lık posta pulu gSnderilerek n H a w Harp Okulu KayıtKabul Komisyonu Başkanlığı, YeşilyurtISFANBUL" C3't807) adresinden de istek yapılabilir. 3. Müracaatlar, 20 Niian 15 Haziran 1987 tarihleri arasında kabul edileeektir. Posta ile yapılacak niiracaatlarda Nüracaat For«unun en geç 15 Haziran 1987 tarihinde KayıtKabul Konisyonu Başkanlığında bulunması gerekir. "t. Giris Sınavı (Bilgi ve Yetenek lest'i) 1 lenımuz 1987 Çarşanıba günö yapılarak neticeler ertesi gün okulda açıklanacak ve kazananlar için ayni gün başlamak üzere; Beden Eğitini Sınavı, Mülakat ve Sağlık (Uçuş) Muayenesi, aralıksır olarak (513 gün) devan edecektir. 5. Yazılı Test Sınavmı kazanan Sğrencilerin, diğer sınav ve Sıhhi Muayeneleri «Dddetince yeme ve yataaları Hava Harp Okulu Korautanlığı tarafından karşılanacaktır. HAVA HARP OKULU K O M U T A N L I Ğ I dan vazgeçirrr.ek için çaba harcayacaklanm bildirdi. GÜRSOY: TURGAN ECE LEŞ KARGASI SarıKırmızılı takunın polis gözeümindeki dunkü çalışmasında futbol şubesi sorumlulanndan Ergun Gürsoy yalan haber \a2d1klan gerekçesi ile basm mensuplannın üzerine yürüdü. Antrenman sahasına elinde bir gazete ile gelen Gürsoy, "Yalan yazıyorsunuz. Beni tartakladıklannı söylemişsiniz. Beni kimse tartaklamadı. Bu baberleriniz siirerse tesislerden kimseyi içeriye almam" diye bağırdı. Gürsoy'un bu bağırmalannı duyan bazı taraftarlar ise basın mensuplarına sataştı. Bir taraftar da Gürsoy'a laf atarak, "TrabîOn'un ölmüşlerini toplayın" diye bağırınca onalık karıştı. Gürsoy bu taraftann üzerine yürüyerek "Çık git bnradan. Sen Galatasarayü olamazsuı" dedi. Çalışmayı izlemeye gelen Turgan Ece'vi gören Gürsoy bu kez de, "İşte leş kargası gddi. Hep kötü günlerde ortaya çıkar. İyi günlerde gözükmez" diye söylendi. Turgan Ece de daha sonra bu sözleri duyunca kızgınlığmı şöyle dile getirdi: "Galatasaray'ı bu kötu gunlere kim getirdi. Bir de Ergun bey bunu duşüns«n." AMERİKADA İNGİLİZCE VE YÜKSEKÖĞRENİM İMKÂNLARI 5 eyalette lisan kursları TOEFL rtazırlığı New York Marymount College Florida Jacksonville University San Francısco College of Notre Dame Maine VVestbrook College Vermont School for International Training ' Aynca: Johnson State College • New England College Eastern lllinois University ve Ticari ingilizce Kursları. ' Her seviyede haftada 25 saat eğitim. Acceptance derhal temm edilır 8 hafla kurs alanlara. 3 haftalık ücretsiz aile misafirliği bursu verilır. The Expeıiment in International Llvlng Halaskârgazl Cad. 290 Kent Apt. B. Blok Kat: 3 80220 ŞlşllİSTANBUL (Randevu) Tel.: 146 17 08 140 77 53
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle