18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
UMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER son vermeye bir " i h b a r " yeterli olmakta; soruşturma yapılması, ilgilinin savunmasının alınması, kanıtların toplanması gerekmemektedir. Bu yöntemın jumaldliğe, husumetlere ya da çekemezliklere yatkınhğı aynca düşundürucudür. Uygulama olağanüstu dönemle sınırlı kalsaydı, belki koktenci bır yaklaşımla savunması yapılabilirdi. Ama incelenmeyen, " y ö n e t s e l " veya "yargısal deneıime" de bağh olmayan bir "idari karar" ya da işlemin, hatalı bır takdirin "yaşam boyu kamu hızmetlerinden yoksunluğa" neden olmasına hak veitvsk bir gerekçe olabileceğine inanrr.ıyoruz. Bir başka yakla' şımla, kanıtlan gösterilmeksizin ve bir yargı karanna dayanmaksızın, salt bazılan ihbar ettiği için idari bir kararla insanlar, yaşam boyu kamu görevlerinden uzaklaşıırılabiliyorlarsa, o ülkelerin anayasalanmn sosyal hukuk devletinden, demokratik çağdaş bir düzenden soz etmelerinin ne anlamı olabilir kı? Aynca, hak etmemışken işinden.gelirinden olmanın; normal sivil duzene geçilse de gorevine donememenin ve yasal yollardan haklannı arayamamanın yarattığı "guven bunalımı"nın, sosyal.siya .Jboyut lanyla her düzeyde sur.kh tartışılması, kamu duyarlığının 'bır gereği sayılmalıdır. İKTİDARIN DİJŞÜNCE YAP1SI Kuşkusuz akla gelen, bugun sorumluluğun artık iktidann omuzlannda olduğudur. Ne var ki iktidann düşunce yapısı ve partisel beklentileri, boyle önemsiz(l) sosyal hukuksal sonınlara kafa yormasına, hatta muhalefetın getirdiği onerılere olumlu yaklaşıma elverişlı değildir. ANAP iktidarının, însan Hakları Komisyonuna başvuru hakkını tanırken bıle, AT'ye girmek gıbi dar bır amaçtan yola çıktığını gelişmeler doğrulamaktadır. Yarın temel insan haklarıyla bağlantıh böyle bir konunun, uluslararası foruma taşınması halinde ANAP yetkililerınin "uygulamalannın ulke yasalarına uygun olduğu" savına sığınacakları da bilinmektedir. Ancak bu sava.artık geçerlik tanınmadığını anımsatmanın da belki bir yararı olur (2). SONUÇ 13. yuzyılda Şirazlı Sadi (12131292), "Benî adem azayı yekdigerend" derken, yeryüzündeki tüm insanlar arasında organik bir bağ kuruyordu. 1961 Anayasası da coşkuyla Turk toplumu bireylerini "kaderde, kıvançta ve tasada ortak, bolunmez bir butun" olarak nıtejemişti. Yururluktekı anayasamjzın başlangıç kısmı da Turk vatandaşlarının " . . . hak ve ödevlerinde, nimet ve kulfetlerde" ortak olduklarından, "Birbirinin hak ve hurriyetlerine kesin saygı. karşılıkh içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla 1 ' bağhhğmdan söz etmektedir. Ne yapalım ki yukarıda verdığimiz ornekler, bunlann benzeri duzenleme ve uygulamalar, ı\i niyetli açıklamaların ınsanlann haklarının ve onurunun korunmasına >etmediğine tanıklık ediyor. Olağanüstu dönemlerden arta kalan acılı sorunlan artık gormeliyiz. Diyoruz ki gUnahsızlan ya da gunahlan bağışlanabilir olanları duşunmezlik edemeyiz. Kimilerinin bezginlik içinde, uğradıklan haksızlıklan içlerine gömmeleri, olanlan unutur görünmeleri bizi yanıltmamalıdır. Vicdanlanr sessizliğini tarih paylaşmamakıa; sayfalannda "adam sende"ciliği bağışla mamaktadır. Hukuk devleti olma, insan haklarına saygı besleme sozle olmaz Önemlisi, evrenselleşmış kuralların inançla yaşama aktarılmasıdır. U> Ka2im N enive Gorolermden Lzak la>ıınlan Kamu Per<.onelınm Dururau. Cumhunşeı. i E\lul 1985 (2ı Gune> Dmv Cumhunvet. 9 Marı 19S" 11 MAYIS 1981 "dengeli"dir ve bu dönemle sınıriıdır. Yani sıkıyönetim gerekli, yer ve zamanla kayıtl;, "geçici" bir olağanüstu rejimKanıtları gösterilmeksizin ve bir yargı karanna dayanmaksızın, salt dir. Toplumlann gereksinimi, bazılan ihbar ettiği için idari bir kararla insanlar, yaşam boyu kamu "surekli" olan sivil rejim ve sigörevlerinden uzakiaştınlabiliyorlarsa, o ülkelerin anayasalanmn sosyal vil yonetımdir. Çunku demokratik, çağdaş sivıl yönetimde, huhukuk devletinden, demokratik çağdaş bir düzenden söz etmelerinin ne kuk devleti ve hukukun üstunluanlamı olabilir ki? ğü kuralları eksiksiz işler. Hak ve özgürlükler norrhal duzeydedir. Onun için anayasanın 13. maddesinin ikinci fıkrasında, "Rabıta" oiayıyla ilgili olarak yapmıştı. Kişilikleri, çalışkanlıknustu dönemin yetkılılen, yuzle27 mart günü Isıanbul'da yaptığı "Temel hak ve hürriyetlerle ilgili ları, durüstlüklen ve ıdari yargırini görmedikleri bu hâkımlerın basın toplantısında Sayın Cumgenel ve ozel "sınırlamalar', denın hukuksal sorunlanna nesnel dört yıl süre ile başka bir Llde kuhurbaşkanı, konuşmasıntn bir mokratik toplum duzeninın katkıları ıle sevihp sayılanlar rulacak idarc mahkemesinin yerinde: "... Bunlar çok uzüyor. 'gereklerine' aykırı olamaz ve arasında idiler. Gerçi, başkalaonemsenecek işlevı olmayan başOlmayan şeyleri olmuş gibi gös rınm a\ağm: kavdırmada her ongorüldükleri 'amaç dışında' kanlığını yapmaları yargısına termeleri insanı kahrediyor." ve dönemde beeerileri olduğu bilikullanılamaz" denılmiştir. 12 varmıştı. aynı konuşmanın bir başka ye nenlerin, Gu\enlik Konseyi'nde Eylul donemindeki duzenleme Bugun, vapılan tasarrufun rinde de, "... yazılanlar karşısın ya da onlara yakın çevrelerde çeveuygulama her zaman bu çerDanıştay'ın sa>gınlığına ve geleda nasıl uzülmeyeyim" diyordu. çeveye bağh ka'.mamıştır. Bu süvirdıkleri oyunlardan soz ediliceğine beslenen umuılara katkıBeklenmeyen bir değerlendirme yordu; ama sağduyu, bu çabalatunlarda değışık eleştırilerimiz sı olduğunu kimse söyleyemeya da yargının bizi uzmesi ve bu oldu; yinelemeyeceğim. Ancak rı ciddiye almayı gerektirmiyormektedir. En verirnli hizmet yıldu\gunun açığa \urulması ola du. bir konu var ki, çozüm getirilinlan bu suretle odullendirilen hâğar.dır. Sayın Cumhurbaşkanıceye kadar her fırsana yinelemeKuşkusuz yuksek hâkimler de nuzın duyarhğını anlayışla, haua kimlerın buyuk çoğunluğu, kenyi, hukuka inanmış bir insan kusurlu, hatta suçlu olabilirlersaygıyla karşılıyoruz. dilerinden bekleneni yapiı; olarak borç sayıyorum (1). di. 8u hallerde ızlenecek yol be emekli olmayı yeğledi. Ama. Yanlış anlaşılmak ya da anla1402 sayılı Sıkıyönetim Kanu1 lirgindı: Danıştay Kanunundaki "hak hukuk ' diye yıllar yıh u ' n u k hep insanları uzmuştur. nunun 2. maddesinin 28.12.1982 "Disiplın ko\uşturmasına" iliş.çarpan yureklerinde kopan bu Öze'.likle bu, yetkilerle donatılgun. 2766 sayılı >asayla değiştikin hukumler. olumsuz "hal ve son fıriına hıçbır zaman PUŞ olanların bazı karar lanna rilen son fıkrası hukmune göre, hareketı" sabıt gorulenler hakdinmedı. ı .•Ueıı olmuşsa, sonuç daha da asayiş ve kamu duzeni nedenlekında "ıstifasını" \e\a acı ve yıkıcı olmaktadır. Sayın riyle "çalışmaları sakıncalı" goKAMU GÖREVÎNDEN '"emeklıliğini" istemeye kadar Lvren'ı dinlerken, olağanüstu rulur veya "hizmetleri yararlı" varan disiplin cezalannı içeriyor YASAKHL1K „ dönemin pek çok karar ve eybulunmâzsa, gorevlerine veya işdu.Bir başkan ya da üyenin eylemleri arasında, özellikle ikisı lerine son verilecektir. Dahası, Yukarıda söylenenler, yargısı lemi suç oluşturuyorsa, ceza kobeni düşundürdü durdu. Bunları bu kimseler, "bir daha kamu tarihe bırakılmış bir olgu, bir v uşıurmasında izlenecek prosekamuoyuna anımsatmanın yarahizmetlerind» çalıştınlamayaanımsatma idi. Ama o gun başdrr de ayr» yasada bir bolum rına inanıyorum. caklardır." layan ne' önceleri ne de bugun içinde yer almıstı. Maddede geçen "genel guvenyetkililerce hukuksal bir çözüm MAHKEMELER VE Konü, bir yönüyle yürutme getirilmek istenmediği için yulik, asayiş veya kamu düzeni" HÂKİMLER organının ve idarenin hukuka rekleri burkan \e guncelliğini sözcükleri, sınırları kestirileme1982 yıu şubatında, yönetimin aykırı tasarruflannı yüz yıh aş koruyan olaylar da var. yecek kadar geniş; takdire, [Bakanlar Kurulu dahil) her aşakın sureden bu yana denetleyen "subjektif değerlendirmelere" Turkiye, olağanüstu bir dömadaki işlemini ve eyleminı bir yuksek yargı organına hangı nemden geçti. Olağanüstu döaçık kavramlardır. Hemen her Türk ulusu ve hukuk devleti adıgözle bakıldığını yansıtıyordu. nemlerin, anavasalara geçmiş sosyal, siyasal olay kolayca bu na yargı yoluyla denetleyen, huÖbur yanı, Danıştay uyelerinin çerçeveye sığdırılabilir. Ustelik olağanüstu koşuüan gerektirdikuka ayİcınlığı halinde işlemini alışılmış anayasal hak ve guven ği de bilinmektedir. "Sıkıyonefıkrada, bu kimselerin çalışmaiptal eden ya da onu tazminle celeri ile bağlantılıydı. Bu işleme tim" bu hallerde benimsenen bir lanndaki sakıncadan ve özellikyukumlu tutan bir yuksek mahtabi tutulanlar; kamu alanında le "hizmeılerındekı yararhhk""hukuk rejimi"dir. Temel hak kemenin (Danıştay'ın) on altı sürdürdukleri uzun ve guç, ama tan söz edilirken konu, bir iç ve özgurlukler, olağanüstu doiiyesi, istekleri dışında, kurulbir o kadar da onurlu hizmetin ekonomik yönetsel niteliğe bünemlerde kısıntıhdır. Ne var ki, makta olan bölge idare mahkebirbirini izleyen seçimlerle doru olağanüstu halde veya sıkıyönerünmekte, bu takdirde de sıkıyömeleri başkanhklarına gönderiğuna ulaşmışlardı. Haklarında timde ahnan "önlemler" ve netim komutanhğının "işlevı'' liyorlardı. lçlerinden altısı uzun en kuçuk bir araştırma veya sogirişilen "eylemler" bir "zo tartışıhr hale gelmektedir. Göyıllar Danıştay daire başkanlığı ruşturma yapılmamıştı. Olağa runluluğun" ürunüdur; onunla revden uzaklaştırmaya ya da işe Insana ve Haklarma Say gı CUMHURİYETTEİV OKURLARA... OKAY GÖNENSm KÂZIM YENİCE Danıştay eski Daire Başkanı Özel Günler G EVET/HAYIR Bilim ve Sanat Yoluyla OKTSY AKBAL llgiyle ızledığim, hemen bütün yazılannı önemle okuduğum bir dergidir, "Bilim ve Sanat'... Pek çok dergi yayımlanıyor. Hangı birini izleyeceğiz, demeyin. "BıYım ve Sanat" yurttaş olarak, çağın içinde yaşayan bıreyler olarak otuşmamızda, yetişmemizde katkıları olan bir yayın organı... Mayıs sayısında da ilginç yazılar, konuşmalar, incelemeler var. Yalnız bu sayvda degil önceki sayılannda da... Yurt ve dünya gerçeklerini, ki bilim ve sanat bu gerçekleri anlamamızda bizlere öncülük etmektedir sergileyen, yorumlayan bir dergiyi tanrtmakta dogallıkla bugüne dek tanımayanlara tanıtmakta geç kaldığımı biliyorum. llhan Tekeli "Türkİslam sentezi"n\ anlatmış. Gunün konusudur bu. 12 Eylül sonrasının egemen güçlerinin, daha sonra iktidara gelen ANAP yönetimınin, bu yönetimi destekleyen Aydınlar Ocağı çevresinde toplanan sözde bilim ve sanat adamlarının oluşturmaya çalıştıkları bir ideoloji taslağıdır Türkİslam sentezi... Türkİslam sentezinin ne olduğunu Tekeli şöyle özetlemiş: Batının kültür emperyalizmi milli kültürü zayıflatmış, yanlış bir Batılılaşma politikası izlenmiş. Milli kültür öğelerine sahip çıkılmamış. Bu nedenle 12 Eylül öncesinde bunalıma düşülmüş. Bu yüzden şimdiden sonra milli kültüre sahip çıkılmalıdır. Milli kültürün iki kaynağı vardır. Biri Orta Asya'dan getirdiğimiz öz değerler, öteki de Islam dini. Türkler, Batıdan yalnızca teknık gelişmeleri alacaklardır. Batı kültürü gereksizdir. Türkisıam sentezine dayanan milli küttür, devlet eliyle yaygınlaştırılacaktır... Tekeli, ilgiyle okunan yazışında bu anlayışı çürüten kanıtlar ileri sürüyor, diyor ki: "Türkİslam sentezi adı altında ileri sürülen, gerçekte İslamdır" Şöyle bitiriyor yazısın "ATnn eşiğindeki Türkiye için Türkİslam sentezinin mutluluk getırebilecek bir ideoloji değil, sıkıntılann, sorunlann sürup gitmesini sağlayacak bir ideoloji olduğu söylenebilir Derginin bu sayısında SHP Genel Başkanı Erdal Inönu ile bir konuşma yer almış. Bu konuşmayı yapan Güney Gönenç YÖK kurbanı bir doçenttir. Gönenç, Fizik Profesörü Erdal inönu'ye ilginç sorular yöneltmiş. Bilim konusunda, siyasa konusunda... Bu sorular ve İnönü'nün yanıtları hem Inönü'nün kışiliğini hem de çağdaş scrunlan anlamamızda yararlı oluyor. Uluslararası bir bilim adamı otarak tanınan Prof. Dr. Erdal Inönü bugün SHP Genel Başkanıdır, yani Türkiye'de anamuhalet partisinin lideridir, daha önemlisi bir sosyal demokrat iktidann başbakan adayıdır. Böyle bir politikacıbilim adamının görüşleri aydın okur yığınlan açısından çok önemlidir. Gönenç, din kıtaplarında yer alan bilimsel görüşlere yüzde yüz ters düşen konular üstünde ne düşünoüğunü soruyor. inon'i şöyle diyor: 'Allah"ın kâinatı nasıl etkilediğini göstermek ıçın boyle basıt yorumlara hiç gerek yok. Yapmamız gereken sey, bizim kâiıatı öğrenmeye çalışmamızdır. Insanlann dini duygularını bu ,eni bılgilerle de pekâlâ bağdaştırması mümkündür. Çünkü din nihayet inanmak meselesidir. Dini yaklaşım, yani inanç da bu şekilde yanlış bilgilere ihtiyaç duymaz... Meşhur sözdür: "Allah'm dediği olur." Onun ne dediğini anlamak için tabiatı mcelemek, serbest bir yaklaşım içinde deneylerie, teorilerie gerçeği görmek gerek. Bunlan aşmanın yolu her şeyi serbestçe tartışmak ve hem inancımızı hem bilgimizi sağlam tutmaktır." Erdal İnönü "YÖK'ü kaidırmak gereWiğı"inancını bir kez daha yineliyor, diyor ki: "Şimdik: sıstemın bircendere halinde devamından hiçbir olumlu sonuç çıkmaz. Yapıiacak şey daha biıyök olanaklar sağlamak, öğretim üyesi, laboratuvar, kütüphane olanaklarını arttırmak, onları Türkiye'nin sorun/arına cevap veren ve dünya bilımine katkı yapan merkezler haline getirmektir" Türkiye'de demokrasinin kurulması, yerleşmesı "seçimlerde demokrasiye inanmış ınsanlann seçimi kazanması ile" gerçekleşecektir "AT, demokrasi ile yaşayan ülkeler topluluğudur. Bütün bu ülkelerde sorunlan gençler de yaşlılar da orta yaşlılar da hepsı rahatlıkla tartışırlar, dile getirkler, çeşitli fikirlerdeki insanlar frkirterıni daha iyi ortaya koymak için eylemler yaparlar, ama tabii silahlı değil, bırbırlerini öldürerek değil, fikirlerini tanışarak yaparlar.. Bu değerleri Türkiye'de gerçekleştirmekilkgörevimizdir" "Bilim ve Sanaf'dergisini okurlarıma öğütlerim. OKURLARDAN Anaokulu öğretmenleri hak istiyttr yuzıyu cevap %• *. *• esastır"' hukmü yer almaktadır. 222 sayılı tlköğretim Kanununa 2917 sayılı kanunla eklenen geçici 8. maddede; "Anaokulu ve anasınıflan için yeterli miktarda yuksek öğrenim görmüş öğretmen bulunamaması halinde, kız meslek lisesi çocuk gelişimi eğitimi ve bakımı mezunlanndan devlet memuru olma nitcliklerini tasıyan ve Milli Eğitim Bakanlığınca açılacak kurslarda başarı göşterenler anaokulu ve 29J.19S7 tarihli gazetenizde yer alan, "Anaokulu öğretmenleri hak istiyor" başlıklı yazı incelenmiştir. 1739 sayıh Milli Eğiıim Temel Kanununun 43. maddesinde; "Hangi öğretim kademesinde olursa olsun, öğretmen adaylannm yuksek öğrenim görmelermin sağlanması anasınıflanna 1984 yılından itibaren geçici öğretmen olarak atanabilirler. 1993 yıh sonuna kadar Yuksek Öğretim Kurulu ile isbirliği yapılarak, bunlann önlisans seviyesinde yuksek öğrenim görmeleri sağlamr" denümektedir. Bakanhğımızca yukarıda açıklanan kanun kapsamına giren öğretmenlere önlisans eğitimi yapnrmak için, Gazi Üniversitesi ile bir protokol imzalanmış olup, protokol; bakanlığımızın açtığı kurslarda başarı gösterip, 1984 yılından sonra anaokulu ve anasınıjı öğretmeni olarak tayin edilen kız meslek lisesi çocuk gelişimi eğitimi ve bakımı böliimü mezunlartnı kapsamına almaktadır. 1984 yılından önce tayin edilen ortaöğrenimli anaokulu ve anasınıfı öğretmenlerinin de ek bir proıokolle bu proje kapsamına ahnmalanyla ilgili çalışmaiar devam etmektedir. Bilginizi rica ederim. BAYRAKTAR MAY BASIS VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVÎR V. AHah'm Emirlerini Allah'm Elçisi'nden Öğreniniz. Mehmed Sofuoğlu'nun Terceme ve Şerhleriyle Ilk Defa Tam Metin I.hamur, lüks 18 cilt Sahîhi Buhârî veTercemesi Abone olmak için: ' 133752 no'lu posta çeki hesabımıza her a> 7500 TL yaürmak surttiyle abone olunabıliı. ' CiltİCT 2 ayda bir adrese gönderiliı. Abone olanlar fıat artışlanndan etkilenmez. Peygamberm yaşayış larzı, davromşları sızm de hayatınıza ışık tutacaktır. Işte, o örnek ınsanın hayaundan ışık almak içm sıze guvenılır bır eser: Ötüken Nesriyat A.Söodtarer Cad. No: 40/7 Cağaloğlu İST Tei: 527 «4 41 528 0» 5İ Kur'anı Kerîm'den Sonra Islâm'ın İkinci Temel Eseri Eserle bırtıkte Arabça metın ve anlaşılır bır Turkçe GENİŞ BILGI İÇİN Yaklaşık 100 kıtaba bolunmüş, 3500 kadar Konuyu aydınlatan 9082 hadıs. Gecmışlekı Islâm klasiklenncten katkılarla zengınleştırılmış yorumlar B R O Ş U R İ S T E Y I N I Z ünlük yaşamın hızlı akışı pazen görunümü gözden kaçırmamıza yol açıyor. Özel günler ise geçmişe ve geleceğe yeniden bakma olanağı vererek genel düşüncelert yönelmeyi daha kolaylaştınyor. Cumhuriyefin 63. yayın yılını geride bırakıp 64. yaşına adım attığı geçen perşembe işte boyle bir gündu. Başyazarımız Nadir Nadi, bütün çalışanlarımız, emeklerini Cumhuriyefe vermiş büyükterimiz, dostlanmız, gazetemizin bahçesinde geleneksel yemek için toplandığımızda yaşadığımız keyifli dakikalarda, güncolin çok ötesindaki "Cumhuriyet olayını" bir kez daha gördük. Bu mutiuluğu bizzat gelerek paylaşanlann getirdikleri sıcaklık, gelemeyenlerin gönderdikleh tetgraflardaki doğal nezaket ve protokol ölçülerini aşan ifadeler, kıvancımızı dahi da arttırdı. Bir gün sonra ise üzücü bir haber aldık: Elif Naci'yi kaybetmiştik. Elif Naci deyince, onu hiç tanımayanlaı bile kuşaktan kuşağa aktarılan öykülerini biliyordu.. Eski İstanbul efendisi özellikleriyle, tatlı sohbetleriyle, nazik sanatçı kişiliğiyle unutulmaz bir insan. Başkasının ağzında çok kaba saba kaçacak espri/er, onun dilinde bambaşka biı incelik kazanırdı. Elif Naci'nin oyküleri bitmez, eski binada AH Ulvi, Selmi Andak, Erol Dallı, Kayhan Sağlamer, Agop Arad'la yaşadıklan kuşaktan kuşağa anlatüıyor, anlatılacak... * Ocak ayında gazetemizde yayımlanan okur anketinin sonuçlannı 64. yılımıza gırişimizı kutladığımız gün yayımladık Görüldüğü gibı okurlanmızın anketimize katılma oranı, iki yıl önceki yüzde 23'ü de geride bırakarak yüzde 2Tye ulaştı. Günlük bir gazete ile okurlan arasında eşine aı rastlanır diyaloğun bir göstergesi olan bu olağanüstu yuksek katılımdan büyük ktvanç duyuyoruz. Okurlarımıza ıçten tesekkür ederiz. Anket sonuçlan, gazetemizin çok özel bir okur kitlesine sahip olduğunu gösteriyor. Okurlanmızın belki de en başta gelen özelliği, çok yuksek bir eğitim duzeyinde olmalan. Yükseköğrenimle edinilen meslekler; doktohar, mühendisler, mimarlar, ıktısatçılar, avukatlar, yargıçlar, eczacılar, vb. okurlanmızın önemli bir bölümünü oluşturuyor. Eğitim, kültüı ticaret ve sanayi sektörierinde yoğunlaşan okurlanmızın üçtt iki gıbi geniş bir kssimi, işyerlerinde müdür, şef vb. yönetici görevlere, karar verici mevkilere sahip bulunuyor. Yaklaşık yarısı yabancı dil konuşan, başka özellikleriyle de dış dünyaya açık bir kitle. Okurlanmızın çok önemli özelliği de çok okuyan insanlar olmalan. Ortalama Cumhuriyet okuru, günde yaklaşık bir buçuk saat gazete okuyor ve gazeteye televizyondan daha fazla zamar. ayırtyor. Yaklaşık üçte birini son beş yıl içinde kazandığımrz okurlanmızın dörtte üçü yalnızca Cumhuriyet satın alıyor; yarıya yaklaşan bir bölümü de Cumhuriyet bulamazsa gazete satın almıyor. Bu niteliklere sahip bır okur kitlesine doyurucu bir gazete verebilmek gerçekten güç bir iş. Bu nedenle okurlanmızın büyük çoğunluğunun gazetemizi doyurucu ve çeşitli açılardan başarılı bulmaları bıze büyük kıvanç veriyor. Sıztere "daha iyi bır Cumhuriyet" sunabilmek için Cumhuriyefin tüm çahşanlannın titiz ve yoğun bir çalışmanın içinde olduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu çalışmalanmızda sizlerin görüş ve değerlendirmelen bizim için en önemli yol gö&terici İlk kez ocak 1985'te yaptığımız ve bu yıl ocak ayında yinelediğimiz anketlerin sonuçlan, eksiklik ve yetersizliklerimizi saptamada çok değerli bir kaynak oluşturuyor. Son iki yılda gerçekleştirdiğımiz yeniliklerin, çıkanlmaya başlayan eklerin, kurulan yeni servislerin, anket bulgularının ışığında belirlendiğini sfyleyebiliriz. 1985'te yayımladtğımız ankete gelen yanıtlar gerek "güncel ve taze" haber verme, gerekse "bol ve zengin" haber verme açısından gazetemizi başanlı bulan okuriann çoğunluk olmadığını gösterıyordu. Bu yılki ankatimizde her iki açıdan da gazetemizi başarılı bulan okurlanmızın oranının önemli ölçüde artmış olmasını görmekten mutluyuz öte yandan önemli konularda farklı görüşlerin dengeli biçimde yansıtılması ve haber başlıklarının seçimi açılanndan bu yıl 1985'te olduğu kadar başanlı görülmediğimiz ortaya çıkıyor. Bu iki konuda okurlarımızın bir bölümünden gelen bu uyarı bizim için yine yol gösterici olacaktır. Cumhuriyefi "doğru ve güvenilir" bir faber kaynağı olarak nitelendiren okunarımızın oramnın ise artarak yüzde 90'a ulaştığını gördük. Bu sonucu da okuriarımızın bıze değerii bir ödülü olarak yorumluyoruz. • Uluslararası Basın Enstitüsü'nün (IPI) genel kurul toplantısı bugün Arjantin'in başkenti Buenos Aires'te Arjantin Cumhurbaşkanı Raul Alfonsin'in açış konuşmasıyla açılıyor. Toplantıda Meksikalı romancı Carios Fuentes, Fransa Cumhurbaşkanı Mitterrand'ın Özel temsilcisi olarak Regis Debray, Peru Cumhurbaşkanı Alan Garcia da konuşacak. Bir bölümü de Uruguay başkenti Montevideo'da yapılacak olan toplantıya' Genel Yayın Müdürümüz Hasan Cernal de katılıyor. Genel basın sorunları arasında Latin Amerika'daki gelişmelerin özel bir yer tutacağı toplantılar Hasan Cemal'in de yolculuğunu iki haftaya uzatıyor. IPI'nin bu yılki genel kurulu için Latin Amerika'yı seçmesinin nedeni bu krtada son yıllarda demokrasi ve basın özgüriüğü yönünde atılan adımlar. Demokratik gehşmenin en somut adımları ise Ariantin ve Uruguay'da atıldığından toplantı bu iki ülkenin başkentlerine bölündü. IPI'nin 7988 yılı genel kurulu için İstanbul'u seçmiş olması da yine aynı gerekçelerden kaynaklanryor. Izmir temsilcimiz Hikmet Çetinkaya resmi bır davetle yaptığı Amerika Birieşik Devletleri gezisini bu hafta tamamlıyor. Hikmet Çetinkaya izlenimlerini gezi boyunca aktarmıştı. Bu arada Adana büromuzun yeniden örgütlenmesi çalışmalarına katılan Mustafa Sağlamar İstanbul'a döndü, yazı işlerinde gorevine devam ediyor. Adana büromuzun istihbarat sorumluluğunu yer bır arkadaşımız Çetin Yiğenoğlu yürütecek. Eski bı dostumuz da uzun sayılmayacak bir aynhktan sonra aramıza döndü, Salirr, Alpaslan son olarak Güneş'ı sorumlu müdürüydü, bugünden itibaren yazı işler ailemize katılıyor SELPAK VakksHetiyeÇeki Wwi «0.000 TL KAZANIN! Yumuşacık Seipak'lardan seçkin annağanlar. Bulaşık Makinası 10 • 10 Harika Vızon Kürk (erkek, sırt vizon) (Beherı 4 milyon TL.) 10 Pioneer XZ2020 Ekolayzerli Stereo muzik seli (Beheri 975.000 TL.) 10 Bulaşık makinesi (Beheri 585 000 TL.) 200 Vakko Hediye Çeki (Behers 100 000 TL.) Herhangi iki Selpak ambalajını zarilaym. Kazanın! Her zart bir armağan şansı. Çok zarflayın! Çok kazanın! HIIZ? Seipak Jrui «rı ara&ındar ( «M«tiıfe nertu* na ta l Tuvalet Kağıdı Peçae. Haviul taj H« ıkı amoaıaıı bu nrta «oyaak SELPAK74N KAZANIN KAMPANYASI f* 472Şışli,ı KİRALIK AZ KULLAMLMIŞ MATBAA MAKİNELERİ 1) 64x91.5 ölçulerinde Heıdelberg Sord Offset baskı makıne^ı. 2) 115 cm. ağu gemşlığınde Polar Mohr bıçak. î) Kira tekliflen 5 gun içinde Genellş Sendıkası Kayyım He>eıi Suleyrnan Sırrı Sk. No: 2/4 Sıhhıje/Ankara adresıne göndenlecektir. PONladakı vaki geçikmeler nazara ahnmayacakur. 4) Heyetimiz, kiralamayı yapıp vapmamakta dıledığınc k.ıra\3 \ormekte serbesıtir.BilgiiçinTel: 1314145(5hau Pioneer MudkSeti MMİS7S.M0TL. 10 Gft«n!tı»m hu acl tm bm muna «Ugtor. Şaismuı srtiırmaK çın her zarfs yalm^3 ı^j S^tpak ambaaıı Xoyarak OıteOığtnız kadar çok amMlaj çıftm gonderebı ırsjnu İlk ç M « t ıpn zartarn^T «n geç J t M a p ı 1 « 7 M M m M a r a m a e jeçea* şeBlde poslava t«nn İlk ;e*ıli5 Haarsn ay (H^nda nole nmıiKinta yapılacak ve kaanafAaı Dffiında 9uyurulacaktıı AmiaOaniar toplam ıkı çduh^e dağıt Jcak «e ılk çekıitşe kalı'amaı âığeı çefcnşe doğnjdan katılma Hakkım da kazanKakiaıDıı Seıpak'm jreiım dağıtım «e tanıtım cansmjlafnas DuJutıam t>u umoanyava kaiıiamaztar GENEIrİŞ SENDİKASI KAYYIM HEYETİ 2 SELPAK AMBALAHYLA • hederslennız • Ne vzeienn'Z • Ne lınahe'ınız Para nazanmanıza ergel öegıluır Tek engd bızıtv'e gcrüsme yapTiama.TzdT İstanbul öa oturüuhtan sar'a 6os vaktınızı ekonorn'k katkı ıcın kullanmak tsıedıkten sonra OfıSın/zt stzlerç orçantze et'ıklen sonra SORUN un '" „ 50'Sıf" asm,$ız G&rusmek uzere 'C'î12 May/s gunier beMıyoru AORES Samanyolu Sokak No 7 ^ Osmanbey Gelişim Yayınları ndan Çağrı ÜNİVERSİTEÜLERE (OKZMHJHM.fOK KAZAMN!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle