18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 MART 1987 +*** HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/13 Sovyetlertle Ne Oluyor? (Baştarafı 1. Sayfada) Madenlere inmeden burayı kavrayamazsınız arasındaki açığı kapatmayı amaçlıyor. Bu işi başarabilmek ıçin Batının sermaye ve teknotojisine ıhtıyacı var. Bunun gibı, savunma gıderlerinı azaltarak fonlan, ilerı teknolojı ile tüketim toplumunun gerek duyulduğu alanlara akıtmak istiyor. Sonuç oiarak Gorbaçov, siyasal düzende Batının gözünü boyayıa bir makyaj tazeleyecek, ancak siyasal yapının özünde en ufak bir değişiklik yapmayacaktır. Kissinger diyor ki: Batının da katkısıyla kendisini yenilemiş bir Sovyetler Biriiği, gelecekte daha büyük bir "tehlike" halini alır; o yüzden Sovyetler'e ıstedıği sermaye ve teknoloji yardımı, siyasal düzenınde köklü değişim olmadan verilmemelıdır... Kissinger böyle derken, kımine göre de Gorbaçov, günün birinde "Sovyet DubçekT olabilecektir. Bazı aşırı lyimserlik içındekı liberal çevreler ıse, Gorbaçov'un açılımlarında çoğulcu demokrasiye doğru bir gidişi bile görebilmektedırler... • Sovyetler Biriiği gibi dünyanın iki süper gücünden birinde meydana gelen gelişmelerin tartışılması, farklı görüşlere kaynaklık etmesi çok doğal. Aksı, şaşırtıcı olurdu. Gorbaçov'un lideriık koltuğuna oturmasryla biriikte siyasal, ekonomik ve kültürel alanlarda bırçok değişımın ve yumuşamanın meydana geldığı de yadsınamaz. Ongorülen hedefler arasında ıse şunlar sayılabilir: Kemikleşmiş bir bürokrasıden kaynaklanan sorunları bir ölçüde çozebilmek, hafifletebilmek; endüstrı ve tarımdakı verımsizliğe çare bulabılmek; halkın tüketim kalıplarını daha gelıştırebılmek ve özellikle Batı ile teknoloji alanındakı açığını kapatabilmek; sanat ve kültür alanmda yaratıcılığı kısıtlayan sınırlan bir ölçüde gevşetmek... Bazı Batılı gözlemciler, içte bütün bunları amaçlayan Gorbaçov'un, dısta da "yumuşama"ya ihtiyacı var, diyorlar. Içerde "reform" için dışarda "barış ortamı"r\a gerek duyulacağı belirtilıyor Gorbaçov'un geçen hafta orta menziilı füzelerin Avrupa'dan çekilmesi ıçin Başkan Reagan'a yaptığı öneri de bu çerçevede değerlendirılıyor. Mihail Gorbaçov'un başlattığı "açıklık" politikası nasıl ve nereye kadar gıder, şımdiden kestirilemez; ancak cıddiye alınması gerekır. Kuzey komşumuzdaki açılımların, geçen yıllarda iyice tavsamış olan "detant" sürecıni canlandırmasını dileriz. DoğuBatı arasında bir "yumuşama" dönemine girilmesinin dünya barışı açısından önemi bellıdır. Gerçek bir detant döneminın, ekonorruden ulusal güvenlığe, demokrasiye kadar çok değişik bakımlardan Turkıye ıçin de yararlı olacağına ınanıyoruz. (Baştarafı 1. Sayfada) cıvordu Buranın adı hem polıs devlelıydı hem de ışkenceden zarar gormus vurttaşlarına en fazla lazmınaı da ğıtan ulke Burası hem yasak kıtap lıstelerının ulkesıydı hem de kutuphaneMnde yasak kıtap ottnayan ev bulunmavan ulke Burası ırkçılıkla çalkalamvordu, ama ıste\enın ıstedıği dıiı konuşup ıstedığı dını, tarıkatı seçmesı açısından dunvanın demokratik geçınen bırçok ulkesınden daha demokraltı Burada sıyahlann oy hakkı voktu, ama de\letın resmı televızyonunda "Irkaynmı polılikası lağvedilene kadar Guney Afrika'ya uluslararası sılah ambargosu uygulanmalıdır" dıyebılme ozgurluğu vardı Guney Alnka o>le kola> bir yer değıldı * • * Geçen yuzyılda bulunan altın madenlerinın uzenne kurulan Johannesburg'da akşamları beyazlar evlenne çekılıvor, gecenın karanlığı ile bırlıkte yerın ustu beyaz, dıbı aitın bu şehrı, sıyahlar dolduru>ordu Sankı gecenın doğuşu ile onlann gelışı arasında gızlı bir anlaşma vardı Sterıl ruzgârların kol gezdığı her şehırde olduğu gıbı, burada da en çılgın geceler sokaklarda, kuluplerde değil. evlerdekı kapalı partılerde yaşanıvordu Karanlıkla biriikte sıyahlar sokakları doldururken. beyazların oturduğu Sandrıngham, Hurlıngham ve Hvde Park semtlerınden sokaklara Juluka nağmelerı yayılmaşa başlıyordu Duşlenn otesınde zengınlığın \arolduğu bu semtlerde, evlerın etrafı yuksek tuğla duvarlar, du\arların ustu asılmaz dıkenlı tellerle çevnlıydı. Dobermanların koruduğu yeşıl bah çeler, yatak odalannın kapılannın \e pencerelerının demirden vapıldığı, yastığın altında sılahla uyuyan ınsanların ha\uzlarının başında gunbatı mı kokteylı yudumladığı bu zengın ler mahallesı. dünyanın en buyuk ulserlıler mahallesndı de Çunku bu hukumetın sıyahlan yalıştıracak reformlar yapmakta gecıkmesı, en çok bu zengın, lyı tahsıllı, kadınları ınce bıleklı konakların sakınlerını huzursuz edıyordu, beyaz ışçı sınılını degıl Bu ulserlıier mahailesı, Guney Afrıka'vı, bu mahallenin sakınlerını de sıyah hızmetçılen çevırıyordu Hızmetçılerın ızın yaptığı perşembe gunu şehrın tum lokantalarının zengın bevazlar tarafından ışgal edılmesıne bakılırsa, sıyahlar onlann elı ayağıydı Çocukları, sıyahların Afrıka usulu bele sardığı battanıyenın ıçınde buyuyor, adamdan sayılmadıkları ıçin oy hakkı tarumadıkları bu ınsan 7 GÜNEY AFRİKA REHBERİ G.Afrika CumbBriyeU'nin "Irk Tasnlf Yasası" trklan n«»U tosBİfliyor? Bu yasa tngüiz veya HoUanda kökenli olan türa 1 G.AfrikaJılan "beyaz *, melezleri "renkJj", Hint alt kıtasından gelen göçmerJeri "Asyalı", Afnkaiılan da "siyah" dıye tasnıfliyor. Peiü Giıııey Afrika nın beyaz yooetimi, nedcn siyaalanı "Afrikalı" diyeceğiae "siyah" diyor? ÇUnku ayahlara "Afrikalı" derse beyazlann Afrika kıtasındaJcı varhk nedenine ıyı bır gerekçe bulması gerekıyor. Bu yüzden kendi dîlleri olan Afrikaans'da "Afnkaner" yani "Afrikalı" suzcügu beyazlar ıçm kullanılıyor Beyaz göriiae* Mr meiezİD haagi ırka meosup oidağe resmen amst saptanfyor? Tırnaklar ve saç kökleri incelenıyor. Saçlar eğer tarak gecmeyecek kadar kıvırcıksa rengı beyaz görünse dahi "melez" oiarak kaydediüyor. Efer sosyai gerçeklerle yasalar çatışıyona o balşen asansorun ıçınde havaya zıpladığımızda ayaklarımızın tekrar asansorun tabanına değmesındekı gecıkmeyı saşkın gozlerlegormemız, rehber Nigel'ın dızlerıne vura vura kahkahalar pallatmasına neden olmuştu 2700 metredekı ıstasyonda "Asansor icinde at gibi lepişmek yasaktır" tabelası asılıydı, yukan çıkmak ıçin asansdru bekleyen hafif yaralı sıyah ıse fazla ıstırabı var gıbı gozukmuyordu. "Doklor rapor verdi" dedı Hep boyle ıhtımam gosterırler mı>dı? "Hayır eğer iltihap kaparsa daha uzun sure rapor vermek zorunda kalınacagı ıcin yarayı kuçukken iyıleşlirirler." 38 derecede 1 5 kılometrelık yuruyuşumuz başladığında Nıgel, "Seni daha derine ındirmiyorum, çunku alışık olmadığın icin vucut ısın kanda kabarcık yapabilir, o zaman da sebzesın sevgHi dostum" demıştı. Nıgel'ın ne demek ıstedığı, flaşımızın beşına kareden sonra sebzeye donuşmesıyle daha da berraklaşmıştı Galen gıderek daralıyor, sıcaklık gıderek artıyordu 'Soldaki galeriye doneceğız" dedı Donduk, uzaktan makıne seslerı gelıyordu "Eldivenlerini lak, kayalar bıçak gibidir" dedı Galen, ma ğaraya donuştu, yer kayganlaştı, dik bır yokuş başladı, sonra kollarına derı dırseklıkler takmış sıyah adamlar gorundu. Bunlar beyaz adamlann ışaretledığı yerlerı ınsan boyundakı matkaplarla delıyorlardı Daha sonra bu delıklere yerleştırılen dınamıtlerle kavalar parçalanıyor, yuzeydekı rafınerıde altın, kaya parçalarından ayrıştırılıvordu Guney Afrika madenlerınde dınamıtı aleşlemek dışında tum ışlen yuzyıllardır sıyahlar yapmıştı, madende dtnamıt ateşlemesıne ızın venlmeyen bu sıyah ınsanlar, şımdı bu hakkı elde edebılmek ;çın ulkenin temellerını dınamıtlıyordu Ozlenmiş bır sevgiliye kavuşmak ıster gıbı tekrar guneşe doğru yukselırken. ıçımızı kaplavan ganp duvgu "siyah veya beyaz kendi topraklarında yaşayan insanlardan bu kadar çekinen bır devleti korumaya. hangi ordunun yetecegi" sorusundan kaynaklanı>ordu • • • lemiş: "Batı, Gorbaçov'a yardım etmeli mi? Eğer etmeli ise, nasıt? Federal Almanya D/şişteri Bakanı HansDietrich Genscher, 'Sovyetler'dekı evrimı hızlandırmak için onu etkilemeye çalışmah ve uygulanmasına yardım etmeliyiz' derken, doğru mu söyiomektedir? Tartışma açıktır Ben bu noktada, birbiriyle çelişkili bazı gözlemlerte katktda bulunmak istiyorum. önce, Batının demokratik ve çoğulcu sistemıne ınanan herkes ıçin 'Sovyetler Biriıği'ncte bugün onlar' Stalın ya da Bre/nev dönemlerınde olanıardan daha ıç açıcıdır. Yine gunümüzün Sovyetler'ınde olanlar, Konstantın Çemenko ıktıdannda hıçbır şeyin meydana gelmedıği kemıkleşme' doneminden daha heyecanlıdır. Bu bakımdan Gorbaçov'a sempatı duymamak da olanaksızdır. Ancak, yapacağım ikinci göziem ters doğrultudadır. Gorbaçov'un nlyeti komunist sistemi yıkmak değil, onu daha etkıli yapmak otduğuna göre Marksist ıdeok^nin yayHmas niteüğmi düşünerek uzun vadede BrejnevÇemenko turiı 'kemikleşmiş' ve muhafazakâr bir komünıst bunokrası ile yaşamak, modernleşmiş ve dinamik bir Sovyetler Biriiği ile yaşamaktan daha guvenceli değil midir? Gorbaçov'un başanya ulaşbğını varsayarsak, örneğin ekonomik atanda Batının buğdayına ve sanayi ürünlerine ihtryacı olan azgelişmiş bir tüketici yerine, yeni ve modern bir Sovyetler Birfiği'nin rekabeti hosumuza gfder mi? Şimdi uçuncu gözleme getelim. TotaHter bir sistem kısmen bile açılıp ekonomik reformlara yöneldiğinde, dış polftikasını yumuşatma eğUimine girer. İçeride refom için, dışanda banş ortamtna gereksinme vardır. Reförm, militarizm ve yayılmacılıkla biriikte yurutulemez. Örneğin Çin, kperide reformlaria uğraşbğı son yrliarda, Sovyetter Birliği dahii, birçok ülke ile ıhşkılennı düzelttı. Bu görüşü Andreı Saharov da paylasrnaktadır. Unlü Sovyet fizıkçısı, Daha açık ve demokratik bir Sovyetler Bırfiği, barış için büyük bir güvence oluşturur' demiştir? * Lfi Monde'un yorumcusu, Gorbaçov'un giriştiği reformlara genel oiarak sempatiyie bakıyor ve yapılanları önemsiyor. Oysa bu yaklaşıma tümüyie karşı çıkanlar da var. Bunların başında, Amerika'nın eskı Dtşışlerı Bakanlarından Henry Kissınger gelıyor. Newsweek dergisinde yer alan değerlendirmesinde Kissinger özetle şu hususlara dikkati çekmiş: Gorbaçov, reformlaria Sovyet sistemini modemtestirmeyi ve teknotoji alanmda Bat ile «• 6ÛNEY AFRİKA CUMHimiYETI de ba cofrmfya matiaka Wr sariı komHdttdeıe < otayontnr? Çok dogru. Nhekim içijleri bakanı 1984 yılında bir soru önergesine verdi|ı cevapta iki bayazın ırkırun "Çinli" oiarak değistinldiğıni, 89 kapkara siyahın da "melez" olduğunu bu arada 518 meiezin de "beyaza dondOğünü" açıkladı. G. Afnka'da beyazlar safkaa BU? Bu da bır başka komedi. Capetown Üniversitesi Insan Jenetigı Kürsüsü Baskanı Dr. E.D. Ou Toit Güney Afrikaüiann "Boshman" siyah ve Asyaiıiaria karıstıgj için kanlannın yüzde 7 oranında bozuldug» iddıasında. üalükalp cerrahı Dr. Baınajdda eger kan tahlili yapılmasına ızin venrse Muhafazakâr Parti Bafkanı Dr. Andrnes Treurnicht'ın kanının bozulc olduğunu ıspat edebUeceğini açıkladı. Guaey A/riiuı'da ırk aynraııriaa bir tek ri]«Uar mı şikayetçi? Hayır, beyazlann yüzde 63'ü de. dedı, "verdigimiz içkide alkol oranı az, vermezsek ısyan çıkar, aynca bizi ırk aynmı yapmakla suçlariar." Pekı, beyaz ustalar yerın altında siyahlarla kendılerını rahat hıssedı9 yor muydu Nıgel, "Rahal olmadığımı soyleyebilirim. Madende sılah taşımıyorum, ama gecelen çıkarsam silah taşıyorum" dıyordu Pekı, a>nı ışı yapan sıyah ve bevaz arasında maaş farkı var mıydı? E\et Beş yıllık ekıp şefı sıyah. sosyal >ardımlar hanç brut 500 dolar alırken, aynı ışı yapan beyaz, 750 dolar alıvordu • * * East Dnefonteın'den Johannesburg'a doğru yola çıktığımızda Guney Afrika'nın neden çanların çalacağı geceyarısma beş kala durmuş ve yuzyıllardır orada durmakta olan bır saat) andırdığı daha berraklaşmıştı G.Afrika Dışişleri Bakanı Botha: Siyahlara ülke yok (Baştarafı 1. Sayfada) memnun olduğu doğnı, çunku ancak ırk aynmı surersf radikal amaçlanna ulaşabilirler. O »u/den de ;.a\ımladıklan bıldinlere uvelerini devrime kadar bızımle muzakere masasına olurmamaya çagınyorlar. Dıger bir deyişle. ılımlı siyah lıderlerlt birlikle masaya oluruldugu zaman, davatı kaybedeceklerinı biliyoriar. Keşke buraya on sene once gelerek bugunle kı>aslama olanağınız olsajdı. Artık siyahlann seyahat ozguriuğunu kısıtlayan sislem yok. Karma evliligi ve iltşkiyi yasakla>'an yasa\ı kaldırdık. Siyablarla beyazlar artık biriikte spor yapıyor. Eğitimdeki eşitsizligi gidermek için milyarlar harcıjoruz. ANC'nin hoşuna gilmeyen bu, çunku ırkçılıgın ulke vararına olmadığını biz de ka\ra>ıp bunu >ok etroek için elımizden gelen çabayı gostermeje başladık. Bu yuzden ılımlı ve demokral siyahlann yeni reformlar için bizimle goruşmelerini onlemek amacıjla boyunlanna kolye (ıçıne benzın doldurularak seçılen hedefın boynuna geçınldikten sonra ateşlenen tekerleğe G Afnka'da kolye denıyor) geçiriyorlar. Yani ırk aynmının devamı için ellerinden geleni yapıyorlar. Zaten şıddet olaylannın başlangıç taribine bakarsanız, ırkçılıgı yıkmak için başlaltıgımız reformlaria çakıştıgını gourursunuz. Oemokrası, ırkçılık falan umurlannda degil, niyetleri beş miyon beyazı koie yapmak." Guney Afnka'yı ızleyen yabancı basının "onyargüı" olduğunu ılen suren Botha, şoyle devam ettı: "Basın, burada ki 5 miiyon beyazın yok edilmesı için adeta davetiye çıkanyor ve gayel komplovari oiarak buradakı iyi gelişmeleri gormuyor. bizi dünyanın şeytanlan oiarak gosleriyor. Basın, neden \NC'je şıddet olaylannı durdurmasını telkin etmıyor? Neden onlann lek partili dunya goruşunu lanetlemiyor? Neden onlann devlet basım anlayışını kınamı>or?" Botha, ırklar arası ılışkılerde tansıyonun yTjkselmış olmasının reformlan etkıleyıp etkılemeyeceğı sorusuna ıse şo\le yanıt verdı. "Guney 4frika'da istediğiniz yere gitmekte ozgursunuz, siyahlarla beyazlar arasındaki karşılıklı acı duygulan gonın ve bir savaş halinde nasıl kan akacağını tahmin edin. Şimdi bıına kibrit mi yakmak lazım? Biz diyonız ki, yeryuzunde bizden daha fazla degişmek isteyen bir hukumet yoktur. Nitekim siyahlann guvenlik ku>vetleri içindeki payını, beyazlara eşit sayıya çıkardık. Yemin ederim anlamıyonım, ne oluyor bu dunyara? Bu bir komplo mu, Allahınm severseniz soyleyin bana. Gelin, hep birlikte siy^hlan bir masa etrafına oturtup. yeni bir anayasa ynpmayn teşvik edelim, ANC'yi ban$a bir siyah orgut gibi gostermek yerine, diktatorluk amaçlannı leşhir edelın.. demokrasi istemediklerini, iklidan boluşmek yerine ele geçirmek nivetlerini ortaya çıkaralım. Ve bırakalım Guney Afrika'nın kaderini Guney Afrikaiılar tayin etsin. Siyah veva beyaz halkımızın çogunlugu, kanlı bir geçiş yerine banşçı bir çozum istiyor. Ilımh sıyahlar, barbar bir şekilde katledilmeklen musteki. Fakat size burada soyluyorum, asıl yuzleri, er \eya geç ortaya çtkncaktır ve bundan en çok onlan banşçı bir orgut oiarak göslerenler pişman olacaktır." Dışişleri Bakanı Botha, "sıyahlann ne soyleyeceklenni, beyazlann tespıt etmek ıstemesı yuzunden mı ılımlı sıyahlann muzakere masasına oturmaktan kaçtığı" sorusuna da şoyle yanıt verdı "Bu doğru değil, yemin ederim dognı değil. Oturmamalannın nedeni, ANC'nin kolyesinden korkmalan. Biz onlara soyledik. mukemmel olmadığımızı büiyoruz. Hatalar >aptık. bunu da bılıyoruz, fakat duzeltmeye, değışmeye hazınz, siz de bunu bilin. Siz zannediyor musıı ıuz kı ben ırk aynmı politikasıııdan fana>ım? Ben sızden daha fazla karşıyım, çunku benım elimi yakıyor, sizin elınizi değil. Ben 13 sene once Hashıngton Buyukelçisiyken de ırkçılıgı lanetledim, şimdi de lanetliyorum. Şimdi bu duşunce ışığında Guney Afrikayı deği?tirmeye çalışıyoruz. Fakal bu birden olmaz. Neden? Çunku burası Afrika'dır." Afnka'run Bınncı Dunya ile Uçuncu Dunya'nın zorla e\lendırıldığı bır coğrafya olduğunu kaydeden Botha. şoyle devam ettı "Guney Afrika dışındaki kıta Afrikası'na bakın. Her yerde açlık. her yerde istikrarsızlık kol geziyor. Bana Afnka'da secimie işbaşına gelmiş ve seçimle gitmeye karariı bir hukumet gosterin. Afrika zor yerdır, oysa dışardan bakıp şoyle olsun demek kolaydır. Gelin de burada de>lel yonelin. Gelin de bana Afnka'da doğ ıi dnnıst içme suyu şebekesi isletrbilen bir devlet gosterin." Bu duruma karşılık Gune\ Afrika'nın Afrika kıtasının dışındaymış gıbı refah ıçınde buJunduğunu befırten Botha şunları soyledı "Hem refah var hem de ister begenin, ıster beğenmeyın, bır de demokrası geleneği var. Muhalefel liderleri TV 'ye çıkıp hukumelı yerden yere vunıyor. Yuzde yuz din ozgurluğu var. Gidin Cape Tovtn'dakı parlamentomuza. Muslumanlar, Hındular, Hıristiyanlar banş ıçinde ulke >onetiyor. Şimdi bıze diyorlar ki, gelin Guney Afrika CumhuriyeU'ni Afrika kıtasındakı dığer ulkelere benzetelim. Bakın ben size soyleyeyim. Biz bunu yaptırmayız. Bu ulkeyi onlann eline teslim elmeyiz." "Lzun jıllar gu\ercin oiarak tanınırken son yıllarda Guney Afrıka'nm en şahın polıtıkacılarından bırısı oldunuz Bu transformasyon, banşçı yollara artık ınancınızın kalmadığının mı gostergesi?" sorusuna, "Hayir. hayır, ben banşçı nıhumu muhafaza etmeseydim, gelin bu ulkeyi hep beraoer değiştirelim diye siyahlara çağnda bulunmazdım" yanıtını \eren Botha, sıyah gençlerın okul boykotunun Guney Afrıka'nm geleceğını nasıl etkıleyeceğı sorusuna da şu kar>ılığı verdı: "Gençlerin polarizasyonu gozunuze çarpmış, ama burada oranlara dikkat etmek lazım Sızı temin ederim ki buyuk bolumu okullannda. Sadece Sovelo gibı bir ıki yerde okula gılmeyip serserilik yapıyor, guvenlik kuvvetlenne laş atıyorlar. Bu gençler işsiz kalırsa hayal kırıklıgına ugrayacakiannı kabul edıyorum. Fakat Amerıka ve Avrupa'nın uyguladıgı ekonomik ambargonun bu gençlere yeni iş alanlan >aralmamı/a el vermemesi nedeniyle de çok uzgunum. Bunlar hep ANGnin işine gdiyor. Siyahlar ne kadar çok eziyet gorup işsiz kalırsa, ANC o kadar memnun oluyor. Gerçi onlar da bazı siyahlan kontrol edemiyor. kontrolu elden kaçırmış durumda, ektikleri radikallik tohumlan yuzunden, ama çozulmeyecek sorun degil bu." Dışışlen Bakanı Botha, 20 dakıka oiarak saptanan, ancak 1.5 saat suren kabulunde "Guney Afnka'da yaşananlarda, ulkenin stratejik konumunun payı nedır?" sorusuna da şoyle yanıt verdı. "Amerika'ıun Libya'ya saldınsı, bu saldın hoşunuza gitsın \eya gitmesin, gosterdi ki super gucun dahi konvansiyonel metotlara ihtiyacı var. Uçaklarını kaldıracak havaalanlanna muhlaç. Bu benim için çok anlamlı bir işaret. Çunku bizim kıyılanmız hem \tlantik hem Hınt Okyanusu1 nun dalgalanyla çınhyor. Avrupa'nın enerji ihtiyacı, gıdası l mil Burnu'ndan dolaşarak ulaşıyor. Bu yuzden l mil Burnu Kanalı duriyanın en stratejık noktalanndan birisı. Eger bu su yolu. Balı aleyhtarı guçler tarafından kontrol edılmeye başlanırsa, bunun dunya hegemonyasını nasıl elkileveceginı tahmin etmekte guçluk çekmezsıniz. Sovyetler bu bağlamda çok dunıst. Niyellenni açık açık soyluyorlar ve vavaş yavaş uygulamaya koyuyorlar. Garip olan, adamlann açık açık soyledigine biz inanmamakta direniyoruz. Yuz binlerce kere »urguladılar kı, Ortadoğu'nun petrollerıni ve Guney Afrika'nın dogal kaynaklannı isliyoriar. Gidin Cape Tonn'a, dogal kaynaklanmızın nasıl refah hır siyah loplumu yarallıgını sorun. Burası gelişmış bır ulkedir. 45 bin kilometre asfalt yolumuz var. 35 bin kilometre demiryolumuz var, bunun 14 bini elektrikli. 110 bin hastane yalagımız var. 20 mihon kilometre lelefon hattımız var. Afrika kıtasının cimento ihtiyacının yansını, 4frika'nın nufusunun yuzde 4'u ile biz uretiyoruz. Sadece kalkınmış bir ulke değil, Afrika'nın super gucuyuz. Şimdi burayı istevip ıslemedıklerınin munakasasını yapmaya gerek var mı? Açıkça soyleyeyim, bıze şu anda bulundugumuz stratejik konumun bedelini odeltiriyorlar, tıpkı size vaptıkları gibi." Botha Turklere de şu mesajı yolladı "Tanhıne bakınca Turkiye, hep irısan çalışmalarının kavşagı oiarak gozukuyor. Ve bugunku varlığını inanç, sabır ve gucune borçlu. Turklerin bizi dış dunyadan daha iyi anlayacaklanna ınanıyorum, çunku ortak deger ve korkulanmız var: Her iki ulkeyi de ambargolarla boğmak istediler. ulkelerimizi dışardan onlar yonetmeye kalklı. Her iki ulke de içerde olağanustu durumlar yaşadı, ama demokrasiye olan inancı kaybetmedi. Eger Turfcler. Guney Afrikalı olsaydı, bizden hiç farklı duşunmezdi. eğer ben Turk olsam. ben de sizin kadar ırk aynmına karşı olurdum. Siz de stratejik oneminizin bedelini oduyorsunuz, biz de. Eger bizi Turkler anlayamazsa. kimse anla»amaz." lann pışırdıklerı yemeklerle yaşıyorlardı Bu sıyah hızmetçıler zengın konaklarının ne kadar aynlmaz bır parçası halıne geldıklerının farkında olsalar, yapacakları bır grevle Gune> Afrika'yı sarsabılır, belkı de aydınlar yerine hızmetçıler devrımın oncu gucu olabılırdı Sıgorta şırketlerı alarm sıstemı olmayan hıçbır şeyı sıgona etmedığınden, bu semtte her evde, her arabada alarm vardı Ama tıpkı telefonlarda olduğu gıbı, her gok gurlemesınde, her kaputun ustune bırısı oturduğunda, her sert çarpılan kapıda, alarmlar harekete geçtığınden bın susup dığen başlıyor, acı duduk sesı hıç kesılmıyordu Johannesburg, sankı gunduzlen beyaz, gecelen sıyah, >erın altı altın, ustu alarmlı, unsurları zorla bır arada tuıulan yapay bır ıdeolojının coğrafyasıydı Tıpkı Fransiz ısımlı Araplar, camıleşmış kıiıseler, kurban kesen Hınstıyanlarm çatırdıyan Beyrut'u gıbı Bu şehre uçaktan baktığımızda ortasında bır ada gıbı yukselen gokdelenler boşuna gozumuze /ngılız Imparatorluğu'nun uzennde guneş batmayacağına olan ınancın mezar taşlan gıbı gozukmemıştı * • • Johannesburg'da yerın ustu boyleydı. Ya altı"» Geceyarısı yeraltından gelen derın tıtremelerle sarsılarak odadan dışarı fırladığımızda The Star gazetesının Şukran Ketencı'sı Sheryl Raıne, "Telaşlanma" dıye bağırmıştı "yer oturuyor." Ne demektı "yer oturması" Johannesburg, bır altın vadı3ının uzenne kurulduğundan, her gun madenlerden uç mılyon kuvetı dolduracak kadar su pompalanıyor, boşluklar dolarken meydana gelen tıtreme >ehırde kuçuk depremler yaratıvordu. Altın, yaşamın öylesıne bır parçasivdı kı vuzyıl başında madenlerden çıkarılarak parke taşlan doşenırken ara malzemesı oiarak kullanılan, ama rafine işlemı bugunku gıbı sofıstıke olmadığından onemlı oranda altın ıceren atıklar, her yağmurdan sonra Johannesburg sokaklarına a>n bır beyaz ışık 4aynağı oluvordu Shervl, boşuna mı "Madene inmeden Guney Afrika'yı kavrayamazsın" demıştı'' • • • Altının kokusuyla ılk defa, sanıyede 4 5 metre hızla aşağı duşen asansorun tel ızgara ile vevnlı duvarlarından ıçerı giren sıcak hava dalgası nemlı bır fırtınaya donuştuğu zaman tanışmıştık Gunde 750 bın dolar kâr eden \e yeraltında 24 kilometre uzanan East Drıefonteın madenınde 2700 metre\e öyle suratli ınmıştık kı hızla du np, "İşte bu. bununla yemek yenir" dıvorlardı Madendekı ışçı yurdunun muduru Bay Olıvıer ile oğle >emeğı sohbetımızde bu gorevın ne kadar stratejik olduğunu kavrama olanağı da bulmuştuk. Sendıka ve kabılelerarası rekabetın en yoğun aşamada olduğu, ustelık yağmurların madenının dahi sıyası kavramlarla açıklandığı bu 2 bın kışılık kadınsız ışçı kompleksınde ızlenen yontem, "onlan mumkun olduğu kadar meşgul lulmaktı." Çunku ışçıler arasında 21 Ekım 1986 tarıhınden orada bulunduğumuz ocak sonuna kadar suren çatışmalarda 78 kışı olmuştu 1 Pekı, nasıl meşgul lutuluyorlardı Orneğın ıçkıyı bedava dağıtıyorIardı Işçı kafeteryasının arkasındakıduvara monteedılmış uç musluktan bıra akıyor, ısteven gıdıp plastık bıdonunu dolduruyor. sonra vurıta bardaklarla ıcıyordu Bedava ıçkı vermek onlan uvuşmaya teşvık etmek amacının bır sonucu olabılır 9 mıydı Bay Olnıer, "Hayır oyle değil" Y AKIV Irkçılıgın içyüzü Atina ile gerilim büyüyor (Baştarafı 1. Sayfada) oncekı akşam Yunan Hukumet Sozcusu Kurtis'ın "sonınun Uluslararası Adalet Divam'na goturulmesı" onerısıvle değışık bır bovut kazandı Aı\kara, dun Dışişleri Bakanlığı tarafından japılan bır açıklamayla \tina'nın onerısını reddettı ve Adalet Dıvanı yerine ıkılı gorvışmeler onerdı Dışışlen Bakanlığı Sozcusu Yalım Eralp, dun Kurtıs'e verdığı yanıtta, Yunan Hukumet Sozcusu'nun gerek Turkıye. gerek Yunanıstan 'ın hak ıddıa ettıklerı ve bu nedenle Uluslararası Adalet Dnanı tarafından tartışmalı alan oiarak kabul edılen Ege'nın karasuları dışındaki kıta sahanlığırıdan "Vunan kıla sahanlığı" dıye söz etmeye devam ettığını hatırlatarak, bunu "kejfi birtutum" oiarak nnelendırdı. Sözcu, Ege'nın hangi kesımlerinın Yunan kıta sahanlığı olduğunun henuz tespıt edılmedığını hatırlattı Dışışlen Sözcusu'nun dunku açıklamasının en onemlı vonu "doğal uzantı" kavramına atıf yaparak, "Egekılasabanlıgının Anadolu'nun tabii uzantısı olan bolumunun, Turkıve'ye aıt olduğunu Vunanistan'ın hatırlamasında yarar vardır" demesı oldu Ankara, bu şekilde Ege kıta sahanlığının Yunanıstan'a kadar uzanan çok genış bir bolumunde hak ıddıa etmış oldu GL'\ENLIK KONSEVİ K\R\R1 Ankara. Dışışlen Sozcusu'nun ağzından yapıığı açıklamayla Yunanıstan'a aynca Bırleşmış Mılletler Guvenlik Konsevı'nın Ege kıta sahanlığı konusunda 19 7 6ağusıos avında aldığı 395 savılı kararın hukumlennı hatırlaltı Dışışlen Sozcusu Eralp, "Bugunku Yunan hukumeti işbaşına gelir gelmez, Turkiye ile ikili muzakerelen kesmekle Bern \nlasması'na oldugu kadar Guvenlik Konseyı karannı da ihlal etmiştir. Y unanistan once Turkiye ile muzakere surecini kesmiş >e bunu takiben de muzakere sureci billiğı için Bern Anlaşması'nın işlerligi kalmadığını iddıa etmeye başlamıslır. Bu tutum Yunanislan'ın kotu niyetıni ortaya koymakladır " şeklınde konuştu Sozcu. u\uşmazlığın Uluslararası Adalet Dıvanı'na goturulmesı onerısını şanıtlarken de, Guvenlık Konseyı karannın "taraflann muzakereler »onunda belırleyecekleri geriye kalan uyuşmazlık noklalan" ıçin "uluslararası yargı yollannın yapabileceği kalkıyı goz onune almalan" volundakı hukmunu hatırlattı Sozcu. bovlelıkle Gu\enlık K.onse\ı'nın esas ıtıbarıyla ıkılı muzakereler yoluyla çozum bulunmasını ıstedığını, >argı yoiu ıçm "ancak tali bir rol" ongörduğunu belırttı Yunan hükumetı, Turk savaş uçaklannın oncekı gun Mıdıllı Adası açıklannda Yunan hava sahasma gırdıklerını ve FIR hattmı ıhlal ettıklerını bıldırdı. Açıklamada. Ankara'dakı Yunan Buyukelçısı'ne Turk Dı fişlerı Bakanlığı nezdınde olayı pro testo etmesı ıçin talımat verıldiğı belırtıldı ATl^A'NIN YANUI Yunanıstan hukumeti ıse "Ege Kıla Sahanlığı nın Anadolu'nun dogal uzantası olan bolumunun Turkiye'ye ait olduğu" şeklındekı teorınin "Turkiye'nin yayılımcı isteklerinin bdgesi olduğunu" öne surdu Sözcu, "Sayın Eralp bir kez daba, Ankara'nın uluslararası adalet ve uluslararası yasallığı onemsemezlik ve tanımamazlıktan geldiginı itiraf ederek (hayati bolge) teorisinde ısrar ediyor" dedı PAPANDREU'DAN YtNE SL'ÇLAMA Atina muhabinmiz Stelyo Berberakıs'ın haberıne gore, Yunanıstan Başbakanı Andreas Papandreu dun Atına'da Tanm Kooperatiflerı Birlığı toplantısında ynne Turkıye'yi suçladı "llkesinin diyalog kurmaya niyetli olduğunu, ancak Turkiye'nin once Ege'deki emellerinden vazgecmesi gerektiğini" soyledı Daha sonra ABD've çatan Papandreu, ^eınberger, Perle ve Rıdvvegay'ın Kıbrıs'takı Turk askerlennın sılahlannı savunma amacıyla kullandıklan yolundakı demeçlerını eleştırdı, "Bu, ABD'nin Kıbns trajedisioe karşı tutumunun tumu ile değiştiği anlamındadır. Bunu kabul etmeye hazır değiliz. ABD, çıkarlan uğnına Y unan ve Kıbns halkına bu şekilde davranamaz" dedı ABD'yı 710 oranını bozmakla suçladı. BBC radyosunun yorumcusu dün gecekı programda ABDYunan ılışkılennin hızla gergınleştığine dıkkatı çekerek bu olgunun ıkı ulke arasındaki usler anlaşmasında sorun lar yaratabıleceğını soyledı MtTSOTAKİS'İN DEMECt Yunanıstan ana muhalefet partısi lıderı Konstantın Mıtsotakıs bır gazeteye verdığı demeçte, Yunan hukumetının hatalı bır polıtıka ızledığmi, Turkıye'nın topluluğa tam uyehğıne karşı çıkmakla başta Kıbns sorunu olmak uzere butun Turk Y'unan anlaşmazlıklarının çozumunu engellediğını belırtti Bu sıyah mıllet, Guney Afrıka'nın her yennden madenlere akıyordu Ama hıçbırı aynı dılı konuşmadığından Zulu, Koza, Ingılızce ve Afrıkaans dıllennın sentezınden oluşan bır maden dılı ıcat etmışler, buna da "işte bu" anlamına gelen "Fanagalao" adını vermışlerdı "İşte bu" adını vermışlerdı. vunku 600 kelımeden oluşan bu dılı eğıtım merkezınde oğretırken, havatlannda kaşık dahi görmemış bu ınsanlara kaşığı go^te GOZLEM UGUR MUMCU (Baştarafı I. Sayfada) Yazı dizisınde herhalde okudunuz. Iran Islam Cumhurıyetı, "Vezareti İrsadı İslamı" adlı bakanlık, Acemce, Arapca, Ingılızce, Fransızca, Almanca, Küriçe ve Türkçe propaganda yayınları çıkarıp, bunları dünyanın dört bır yanında dağıtıyor. Bu yayınlardan bin de Kürtler ile ılgilı: Kurdistan, emperyalızm ve bağımlı gruplar Kitap, Kürtçe ve Türkçe basılmış, Isveç'de, Danimarka'da, Hollanda'da ve Federal Almanya'da harıl harıl dağıtılıyor Bu kitap, "İslam İnkılabı Muhafızları Teşkılatı Siyasi Büro"sunca hazırlanmış.. Kitapda şu görüş yer alıyor Kürdistan'da Kürt kavmıyetçilığıne bağlı bağnazlardan, asın Marksıst ıdeoioji bağlılanna, Çin ve Rus taraftarianndan, görünüş üç güce (Amerika'ya.Rusya'ya ve Çin'e) aşırı duşman olan gruplara kadar bütün antiinkılapcıları geniş bir alanda ve bir arada eyleme geçmışlerdir. İran rejimine göre bu eylem biçimı yanlıştır. Kitapda bu eylem bıçımlerınin yanlışlıkları anlatılıyor ve "Kürdıstan Demokrat Partısi", "İran Halk Fedaılerı Gerilla Örgütü", "Komele" oiarak bilınen, "Kürdıstan Devnmcı Zahmetkesler Örgütü".. "Rızgarı ordusu" ile "Peykar Örgutu" ile ilgılı bılgiler venyor; verirken de butun bu örgutlen yerden yere çalıyor. Şimdi, Türk Silahlı Kuvvetlerı, Irak'da yerleşen ve vurkaç yöntemi ile yurttaşlarımızı kana bulayan PKK çetesinın kamplarını bombalayınca, Humeynı rejımi, bu konudaki resmi görüşünü hemen unutup, PKK çetesı katıllerinden yana tavır alıyor. Amaç, çoğunluğu Müslüman olan, tek laık devleti sarsmak, eğer elden gelirse bu laik cumhuriyetı yıkmak . 'Şeytan" dıye suçladığı Amerika ile kaş ve göz arasında silah pazarlığı yapan bu çağdışı molla rejimi, şımdı de "ırkçı" diye niteledıği Kürt terör örgütferi ile ışbirliğıne girişiyor. PKK sılahına, molla sanğı bağlanması hiç de şaşırtıcı değildir. Humeyni rejimi, "İslam İnkılabı" adına açıkça bir "Acem millıyetçıliği"nı yaymaya çalışıyor Tıpkı, Suudi Arabıstan'ın "İslam Devleti" dıye bır çeşıt Arap mıllıyetçilğinı savunması gibi.. Bu Acem ve Arap millıyetçıliklerine bır de terör yöntemlen ile masum insanlara saldıran "azınlık ıntyılığı" eklenmiştır. Bugün için Acem mıllıyetçiliği ile Kürt ırkçılıgı kol kola ve el eledır. İnsan bütün bunları görünce ve yaşayınca, "tam bağımsızlık" ilke ve ınancının önemını daha ıyı anlıyor Laiklığm Türkiye'yı bugüne dek hangi tehlıkelerden kurtardığını çok daha iyi yorumluyor.. Ve Atatürk'ün devrımcılığıni, bu devrımler yoluyla "çağdaş uygahık düzeyine" ulaşma savaşını. O büyük adamı, o her bın elı öpulesi sılah arkadaşlarını, kuvayi millıyeyi, kuvayi millıye ruhunu' Atatürk'e ınanmış gençleri, oğretmenlerı, subayları, devleti kuran ve yücelten bu devrım ve ınanç ordusunu! Manş'ta 408 na sabaha kadar ara verıldı Çoğunluğu Ingılız ve Irlandalı olan bu yolculann, lımanın ! 5 mil açığjnda yan yatan teknede mahsur kaJarak ferıbotun karınası ıçınde boğuldukları tahmin edıbyor 51 kışının cesedi ıse bulunmuş durumda. Bu arada gemıde bulunan ıkı Turk TIR soforu İlerı Mola ile Hacı trDonmez, faaadan kurtulmayı ba>ardı Dıvarbakır'dan Iskoçya'va hur da boru goturduklerını soyleyen TIR şoforlerı, EMT AŞ şırketıne aıt 26 EZ 36' \e 26 EZ 365 plakalı kamvonla rı>la gemıye Zeebrugge'den bındıklerını, gemıde kendılerınden ba>ka Turk \atandaşı bu!unmadı|ını SON ledıler Kazanın çok anı olduğunu belırten Hacı Erdonmez, ne olduğunu, kendılerının de anlayamadığını belırterek, "Yukanda yemek yiyorduk, birden geminin ters donduğunu gorduk" dedı Kurtulmalarını kamaralanna bır yabancının alınmasına bağlayan Erdonmez, kamaracıyla bu yuzden ka\ga etııklennı \e kamarayı bırakıp yukan çıktıklarını soyledj Bu arada don Turk'un de fenbota bınmekten son anda vazgeçıığı one suruldu Ferıbotun sahıbı olan şırketın sozcusu, çeşıtlı nedenlerden dola>ı ferıbotu kaç.ranlar arasında 21 Alman, 12 Hollandalı, 8 Belçıkalı ve 18 lngılız bulunduğunu bıldırdı Fenbota bınemeyen Tarklerın Ayşe Halil, Mustafa Ali Halil, Nedim Huseyin ve Mehmet Ali Huseyin olduğu belırtıHı Gorgu tanıklarına gore, "Heraid of Free Enterpnse", Zeebrugge'den d>nldık(an 5 dakjka sonra yerel saatle 19 5^'te bırdenbıre sancak ıstıkamelıne devrılerek 40sanıyede "ulara gomuldu Çoğunluğu lngılız ve Irlandalı 463 yolcudan bır bolumu, Londra'da \J yımlanan populer "Sun" gazetesının "Manş'ı ucuz geçme" odulunu kazanmış bulunuyor ve 1200 TL gıbı cuzı bır fıvat karşılığında Ingılterc Belçıka Ingıltere yolculuğunu \dpıvordu (Baştarafı 1. Sayfada) Teröre yeni önlemler (Baştarafı 1. Sayfada) \e karşı kullandığı bilınen bu sısteme gore, kamyonetlerle taşınan ma ket uçak, ıstenılen yerden havalandırıh\or *e >erden kontrol edıierck havadan alman goruntu monıtorden ızlenıvor Lçaklar roket oiarak da kullanılabıhyor Toplantıda bu açakların denenmesıne ve alınacak sonuca gore konunun aynntılı bır şekilde venıden ele alınmasına karar verıldı Sınır karakollarırun sayısının antınlmasının da benımsendığı toplantıda, Cevlanpınar'dakı kundaklama olavı uzerınde durulurken terorıstlerın nereden geldıklerının beürlenmesı konusu ağırlık kazandı Içışlerı Bakanlığı'ndan ust duzeyde bır yetkılı bu konuda Şanlıurta \alıfığı'ne talımat verıldığını bıldırdı Avnı vetkılı, guvenlik kuvvetlerinın terorıstlerın sinırdan geçmedıklerı. evlemın ıçerıdekı teronstler taralından gerçekleştırıldığı yolunda bazı ıpuçları bulduğunu sovledı Bu arada PTT Genel Mudurluğu de sınır bolgelennde TRT televızvonunun ızlenebılmesı ıçin valışmalara basladı Bu amaçla Hınt Okvanu^u u/erındekı Intelsad\ uydusundan ıkı banı alındığı \e Gunevdoğu bolgesıne bu uvdu aracılığı ile duzenlı lelevızvon vavını \apılaı.ağı bıldırıldı Cumhunvet muhabın Turan Y ılmaz'ın Cevlanpınar'dan bıldırdığıne gore, Cevlanpınar Tarım Işletmesı'ne aıt 42 traktorun yakılmasıyla ılgılı oiarak tum kuşkular, evlemın gervekleştırıldığı KızıdepeDerık mevkıındekı koyler uzennde voğunlaştı ^etkılıler, evlemcılerın, halen Dnarbakır Askerı Cezaevı'nde lutuklu bulunan CHP eskı mılletvekılı Ahmet Turk'un e\ı "Kasri Kanco"nun bulunduğu Atlı köyune doğru kaçtıklarının saptandığını belırttıler Bolgeye kaydınlan yeni askerı bırlıklerie biriikte. eylem bolgesıne vakın kızıltepe ve Denk ılçelerıne bağlı kovlerde genış vaplı bır operasvonagırışıldı DUNW)A BUGUN AIİStRMEN (Baştarafı 3. Sayfada) kutusu ve büyüklere masallar uydusu halıne getırılmış olan televızyonda, geçenlerde oyle bır program ızledık ki, artık hıçbır şeye şaşmak olanaklı değıl Evet, yoğun kann Türkiye'nın en büyük köy kentı istanbul'u 6 mılyonu aşkın nüfusu ile felç ve tutsak ettığı gün, Ankara'da Bakanlar bir yanda, Houston'da Başbakan Özal 6te yanda, uydu aracılığıyla çocukluğumuzun bakkalcılık oyununa benzer öyle bır yönetıcılık oyunu sahneledıler kı, görulmeye değerdı Koca koca bakanlar, "Başbakanım sana söylüyorum, seçmenım sen anla1" yollu pembe masallar anlatıyorlar, sonra da sözlerını, "Arz ederim Sayın Başbakanım" dıye bıtınyorlardı En gelişmış teknolojı ile uzaydan uydu aracılığıyla gerçekleştınlıyordu bu arabesk komedı Hele hele olayın televızyona yansımayan bır yanı vardı kı, o daha da ılgınçti Bır ara Başbakan, Meteorolojı Genel Müdürluğıj'nden sorumiu Bakan Tenekecı'ye şoyle seslenıyordu Anadolu yağmur beklıyor Tenekecı, bıraz yağmLir yağdır Anadolu'ya Tenekecı, yağmur ve kardan felç olmuş Anadolu'nun durumunu düşunerek yanıt venyor Allah bıze yardımcı oluyor. özal memnun gulümsuyor Sen Gonyalısın Tenekecı, duan kabul olur Oıkkat buyurunuz, bu konuşmalaren gelişmış teknolojinın kullanıldığı uydular aracılığıyla yapılıyor Belkı de yarın, öbur gun bır kuraklık anında Bakanlar Kurulu b<r yanda Sayın özal bır yanda, cumbür cemaat yağmur duasına da çıkar ve bunu televızyondan yayımlari2 Böylelıkle tarıhın en gelişmış teknolojısını kullanan olduğu kadar, en "semavı" yağmur duasını gerçekleştırmek de Turk Islam sentezıne nasıp olur Bravo vallahı' Amın' MüniKte çatışma: 1 öto, 2 yarah Lıman cuzdanımı kaybettım, hukumsuzdur AHMET KESMAN ML'NİH (Cumhuriyet) Munıhte bır Kürt grubun duzenledığı toplantı sırasında olay çıktı, 1 kişı Oldu, 2 kışı de yaralandı, "Rızgari orgutunun" duzenledığı "Nevruı" gecesı sürerken, ıçeriye Türk olduklan büdınlen 6 kışı gırmek ıstedı, ancak toplanııyı düzenleyenlerle ıçeri gırmek ısteyenler arasında çıkan tartışma daha sonra kavgaya dönüştü ve 23 yaşında bır Türk bıçakla öldürüldü. Bu sırada diğerlenrun ateş açması sonucu ıkı Türkün de yaralandığı bıldınldı Bın ölen, ıkısi yaralanan 6 kışıden ılçü ıse Munih'e 60 kilometre uzaklıktakı lngalsted kentırun plakasını tasıyan bir araçla kaçtılar. öte yandan. bölücu örgütler dün de Avrupa ulkelerınde gösterilerinı sürdurdüler. Yunanıstan'ın Selanık kentınde Türk Konsolosluğu önünde gösterı yapan bir grup bölücu, Turk bayrağını, uzenne benzin dökerek yaktı, Atına'da çadır kuran 7 kaçak açlık grevıne başlarken, savıları 20 kadar olan eylemci bır grup da Asace gazetesının Strasbourg'daki bürosunu işgal ettı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle