Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/12 konusunun ele alındığında direniyorlar. Oysa, sağlam bir kaynak Çanka"Hiç degilse zam gelmez, en aıınya'daki üçlü toplantıda özaı'ın hadan slyasal konularda kafalar zırladığı "Askeri ve sivil yüksek yarkanşmaz" diyen olumlu yorumlara gı organlannda görevli olanlara verastlanıyor. rttecek tazminatla ilgili yasa gücünBu geziden ülkemiz adına büyük (Baştarafı 1. Sayfada) deki kararnamenin" görüşüldüğünü bir övünç poyı çıkarabiliriz. Baksatışıdır. Her yıl belirli bir yaşa nıza ABD Başkam Reagan Başba söylüyor. özellikle Silahlı Kuvvetler'de ay'• ulaşmış bulunan genç kuşağın kan'ın açıklamasma göre günde bir ncalıklı tazminat uygulamalan değiçalışabiliyormuş, askere alınmast kuralı nüfuspat buçuk saat laması sürecini yaşayan ülkemiz "adamcağız " hasla, ama bu sürenin şik etkiler yapıyor, öteden beri bilide yıllar geçtikçe ordunun sayı yarım saatini uzal'a ayırmış... Ne nen bir gerçek. Yüksek yargıçlara ödenecek tazminat arasına "askeri denli önemsendiğimizi varın hesap sal yapısım da büyütmüştür. eyleyin. TUrgut Sunalp şaka yapmış kesimin" alınmasının olumsuz soİşte bu durumu göz önüne olmalı, elbette bu konuşma sonun nuçlar verip vermeyeceği elbette araşalan özal hükümeti, askerlik ya da emekli orgeneralin söylediği gibi tırılıyor. sasını yeniden düzenleyerek "be "Eğer ABD Isterse Kerkük'e askerl Bilgiyi veren kaynak, "Askeri kedelli askerlik " ilkesini gündeme müdahale yapmamız vacip olmaz". siml ilgilendiren böylesine önemli ko1 getirmiş bulunuyor. Konu ayrın Olsa olsa, Regan Başbakariımıza Or nuda Sayın Genelkurmay Başkam tılarından soyutlamrsa ortaya çı tadoğu'daki çaresizliğini uzun uzadı ndan görüş ahnması doğal değil mi?" diye soruyordu, elbette doğrudur, kan özet şudur: Parası olan as ya anlatır, "Söyle bakayım TUrgut ama geçen haftaki toplanlılann doğkerlik yükümlülüğünden sıyrıla beyclğim. Bu körfez belasından, cak, parasız olan için "vatani tran'asilah satışmdan, Lübnan'daki ru olan bir başka yanı daha vardı: rehineler sorunundan nasıl kurluluMGK toplantılarından sonra en görev" zorunluluğu sürecek... rum, dencylerinle beni bu açmazdan azından 25 yıldır bu kurulun "Iç ve tlk bakışla özalyönetimi açı çıkar" diyebilir. Bir buçuk saat çalı dış sorunlan görüştüğünü" içeren bir smdan alınan karar tutarlı gö şabilen bir ABD Başkan'ımn, Özal'la bildiri yayımlanır. Başbakanm dara rünmektedir. Çünkü AN AP ik yarım saat konuşma isteği gösterme gelip MGK'da gericilik hareketleriylt tidarı ülke yaşamındaki her ke sinden başka ne anlam çıkarabiliriz ilgili müzakerelerin geçen temmuz ayından beri sürdüğünü söylemesi de simi parasal dünya görüşüne ki?.. bağlamak eğilimindedir. öyle Denilebilir ki, tersi olur, Başkan gösteriyor ki, "her şey konuşulur bu bir toplum özleniyor ki, parası Reagan bizimkine elini söyle bir uza kurulda " Kerkük savaşı planlanmaz. olan okuyacaktır; parası olan tıp Kerkük 'ü alı vermesini söyleyebi fakat komşudaki savaşın yeni aşamalan kuşku yok, ele almır. Kurulun göhastalığını tedavi ettirebilecektir;lir. ANAP'ın taze transferi, taze Dırevi de budur. şişleri Bakan adaylanndan Kamran parası olan seyahat Ozgürlüğünü Bir başka konuda üzerine gidil kutlanabilecektir; yollar paralı tnan Cenevre'de büyükelçiliğinden beri Kerkük'ü alalım diye telgrafüsmediği için Başbakanımız nedenst olacaktır; parası olan askerlik tüne telgraf çektiği için özal'a bu Anayasa sorunlannı yozlaş yapmayabilecektir; parası olan konuda kalın bir dosya vermiştir. Bu suspus... tırmayı başarıyla sürdürdüğü için, yabancılar tstanbul Boğazı'nın dosya açılır, ne Sovyetler, ne Ingilte son aylarda 175. maddeyi başka ya•en güzel tepelerini satın alabile re, ne Iran... ABD dışında bUtün ül saklarm kaldmlmasında birinci kocektir; parası olan yurttaşlar ak keler Türkiye'ye vız geldiğinden, Be şulolarak söylüyor. Ammsanacaktır, la gelen ve gelmeyen her şeyi ya yaz Saray'da konu yarım saat içinde özal yasakların kalkmasma Cumpabileceklerdir. kotanlabilir. hurbaşkanı'nın engel olduğunu aylarca söyledi, birsabah baktı ki, ÇanTürkiye'ye bir Türkiye daha ekleÇok partili demokrasinin tadiğini sürekli söyleyebilen bir Başba kaya tam tersini açıklıyor. rihinde "paralı" ve "parasız" kan, Kerkük petrol tarlaları ile ilgili Şimdi benzeri bir durum ortada. yurttaş sorunu Batı toplumları görkemli bir düş neden görmesin?.. On beş gündür Cumhurbaşkanı'nın nı çok uğraştırmıştır. Başlangıç Dtiş görmek sadece fakir fukaranın 175. maddenin değiştirilmesine yanta oy verme ve seçilme hakları değil basbakanların da hakkı. lı olmadtğım, bu eğilimini son görüşyalnız malı mülkü olan zengin Işin ilginç yanı, Körfez sorunu melerde parti liderlerine söylediğini yurttaşlara özgüydü. Zamanla gündeme geldiğinden buyana "bltbn parti liderlerinden öğrenerek yazıyoBatı toplumlarındaki gelişme, çevreler de" heyecanlı. örneğin geruz. Son bir iki gündür Çankaya'ya adalet ve eşitlik kavramma otur çen hafta sonunda Çankaya'da MGK yakın kaynaklara, öğrendiğimiz bu toplanmadan önce Cumhurbaşkanıbügilerin hangi ölçütlerde doğrıı oltulmuş ve kanun karşısında zengin ya da yoksul olanın eşitliği Başbakan Genelkurmay Başkam duğunu bir kez daha soruyoruz. Yearasındaki üçlü toplantıda Kerkük ri gelmediğinden olacak, Cumhur• benimsenmişür. HABERLERİN DEVAMI 3 ŞUBAT 1987 ARDHNDAKI OLAYLARBV COMEYT ARCAYÛREK (Baştarafı 1. Sayfada) yazıyor başkam kendisine dayalı bir açıklamayla 175. madde Uzehndeki düşiincesini kamuoyuna duyurmuyor. Ama, Çankaya'yı yansıtan kaynaklar, Cumhurbaşkanı'nın 175. maddenin değiştirilmesine yanlı görünmediğini yineliyor, şimdi son şudur: "Sayın Başbakan, Anayasa konusunda işinize geldi mi Cumhurbaşkanı 'na sığınıyor, yarattığımz yapay bir sipere girip konuşuyorsunuz. örneğin geçici 4. madde... Cumhurbaşkanı 175. maddenin değiştirilmesine karşı mı, yoksa yanlı mı, sorununu kansere dönüştürmeden lülfen söyler misiniz?" Başbakana bu soru yöneltilmeli, özal yamt vermeli. Cumhurbaşkanının bu konuda kısa bir açıklama yapması kuşku yok, saçma sapan tartışmaları, hatta sorunu saptırmaya yönelen özal'ın son balonunu bir iğne darbesiyle söndürebilir. Belki tartışmalar tümüyle üzerine gelmediği için Çankaya susmayı yeğliyordur, ama bu soruyu sorup olayı aydınlığa çıkarmamakla basmın, Cumhurbaşkanı 'nın bu yönlü düşüncesini bildikleri halde açıktan irdelemedikleri için parti liderlerinin, olayın yozlaşmasında hiç mi sorumluluğu yok? Demokrasi, açıklık rejimi derler. Bu tanımlama bizde açık büfe ile kanştınlıyor, herkes sofranm başına koşuyor, mutfakta neler olup bittiğini soran araştıran âdcta çöl ortasmda bir damla su. özal giderayak lnönü 'nün Ecevit: in, Cindoruk'un da Demirel'in koltuklarına oturacağı korkusuyla aslında yasakların kalkmasını istemediklerinisöyledi. Cindoruk'un bir önerisi var: "Başbakan yasakları kaldırmaya karar versin, bunu açıkladığı gün, Isterse daha önceden liderltkten Istlfa edeceğimi noterden harçlı pullu bir belgeyle kendisine vermeye hazınm." Öyle günler ki, yasaklı ve ünlü bir siyaset adamımn söylediği gibi: "Türkiye iyiyi aramaktan bıklı, kötüye razı" mı diyelim?.. Yok, hele bir bahar gelsin, özalm oturduğu tabanda deprem öyleşiddetlenecek ki... Bu, "Kötüden bıklığımızın, iyiyi aramaya koştuğumuzun ilk işareti" olacak. Sağ eylemciye af 141. madde kapsamına giren örgütlerin "birkaçını yönetmek" suçu için yaşam boyu hapis cezası öngörüyor. Ayrıca bugünkü yasada yer alan bu tilr örgütlcrin "kurmaya tevessül edenler ve kuranlar" biçimindeki sözcükler yerine, "tesebbüs eden" kalıbı getiriliyor. Uyguiamada bu degijikliğin sanıklar yaranna herhangi bir sonuç doğurmayacağı hukukçularca ileri sürülüyor. ön tasanda 141 ve 142. maddelere giren suçları işleyip de bu suçları son soruşturma açılıncaya kadar ihbar edenlerin cezalannda da bugünkü yasada önşörülenden çok daha fazla ceza indırimleri sağlıyor. Yürürlükteki yasanın, 141. maddesine göre bu maddeye giren suçu işleyip de son soruşturma açılıncaya kadar suçu yetkili makamlara ihbar edenler, ölUm cezası yerine 10 yıldan aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasına çarptırılıyor. Diger durumlarda, ihbarcıya verilecek ceza "dörtte bire kadar" indiriliyor. Prof. Dönmezer başkanlığındaki komisyonca hazırlanan ön tasanda, bu indirimin "cezanın seklzde yedlsine kadar" olabileceği öngörülüyor. Bu durumda, marksist ve leninist bir örgütü ya da bu ideolojinin propagandasını yapanlan ihbar eden sanığa, koşullarına göre, 8 yıl yerine I yıl hapis cezası verilebilecek. ön tasanda "gerici birleşmeler" başlığı ile bugünkü 163. maddeye giren suçlar iki ayrı madde olarak duzenleniyor. Devletin temel düzeninin dinsel inançlara göre düzenlemek amacıyla örgüt kuranlar ile ilgili madde için öngörülen ceza yaptırımı aynı kalırken, 163. maddede olmayan "Bu nevi örgiillerin iki veya daha fazlasını yönetenlere müebbel hapis cezası vcrillr" hükmü getiriliyor. Bu tür suçlar için "alej ıle" sayılabilecek bu değişikliği öng^ren ön tasarı, bu suç sanıklannın suçu işlemiş sayılmaları için örgüte "örgüt amacını bilerek katılmak" biçiminde lehte değişiklik getiriyor. "Gerici birieşmeler" ile ilgili maddede getirilen bir başka hükUm de, bu suçlardaki ihbarcılar ile ilgili. Devletin temellerini din inançlarına göre değiştirmek amacıyla örgüt kurma suçu işleyip de son soruşturma açılıncaya kadar suçu ihbar edenlerin cezalannda, ceza yaşam boyu hapis ise 3 yıldan S yıla kadar indirim yapılabilccek, diğcr durumlarda ce/anın sekizde yedisi indirilebilecek. Bugünkü yasada yer alan Cumhurbaşkanı'na, hükümete, devletin askeri ve emniyet kuvvetlerinin "manevi şahsiyellerine" hakaret suçları için öngörülen maddelerin suç öğeleri ile yaptırımlannda herhangi bir değişiklik getirilmiyor. ö n tasarı, anayasal dü/cnı zorla değiştirme eylemi ile ilgili maddenin 2. ve 3. fıkralarını kaldırmakta ve bu konuda iştirak hükümlerinin ycterli olduğunu belirtmekte. Yürürlükteki 146. madde yerine hazırlanan 316. madde bugünkü madde metninden farklı olarak bu suçun "anayasanın hükümlerine aykırı olarak ve anayasanın müsaade etmedigi usullerle" koşulu getirnıekte. On tasanda siyasal nitelikli suçlar ile ilgili "ihbar görevi"nin yerine getirilmemesi halinde öngörülen ceza da arttırılıyor. Devlet kuvvetlerine karşı cürümlerden birinin işlendiği ya da işleneceğini haber alıp da "makbul blrsebep" olmaksızın bu suçları yetkili makamlara bildirmeyenler için öngörülen ceza, suç işienmişse 3 yıldan 5 yıla, işlenmemişse 6 aydan 2 yıla kadar ceza verilebilecek. Yürürlükteki yasanın 151. maddesindc de bu ceza I yıl ve 6 ay olarak öngörülmüştü. ön tasanda devlet kuvvetlerine karşı cürümleri işlemeye "tahrlk ve tejvik" niteliğindeki her lürlü basılmış veya basılmamış "vesikayı" oluşturan ya da bilerek taşıyana, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası getiriliyor. ö n tasarı, bu hükmü ile Basın Yasası'nın 3. maddesindeki "Basın suçu nesir yoluyla yücul bulur" kuralından da ayrılmakta. Maddenin gerekçesinde "suça hazırlık" niteliğinde görülen "fikir, karar ve kast" aşamalarının "suçun vahim sonuçlan" göz önüne alınarak suç sayıldığı beliniliyor. Prof. Dönmezer başkanlığındaki komisyonca hazırlanan ön tasanda yurtdışında işlenen suçlanndan ötürü yabancı ülkelerde mahkum olan yurttaşlarla ilgili 9. madde özellikle yurtdışında uyuşturııcu madde ka çakçılığı suçundan mahkum olan Türk kaçakçıları için "özel af" nitcliğinde sonuç doğuracak. Bugünkü yasanın 5. maddesinde "Türk kanunlanna göre aşagı had GERCEK (Baştarafı 1. Sayfada) ıanan dl 3 «eneden eksik olmaytn" bir suçu yurtdışında işleyen Türk, "TUrkiye'de bulundugu takdirde" Türk yasalarına göre cezalandırılmakta... Uyuşturucu madde kacakçılığı yapan çok uluslu örgütlere gircnlerc bu madde uygulanmakta; bu suçlardan ötürü yurtdışında mahkum olanlar, ayrıca Türkiye'de de yargılanıp çeşitli hapis cezalarına çarptırılmaktalar. ö n tasarı, yurtdışında bu suçlardan ötürü mahkum olanların ayrıca Türkiye'de yargılanmayacaklarını öngörerek, bu suçlardan dolayı halen TUrkiye'de yargılanan ya da cezalarını çekmekte olanlara af getiriyor. Çok uluslu kaçakçılık örgütU Uyeleri için "özd af' niteliğinde hüküm getiren ön tasarı, "devletin güvenligi veya Iç veya dış siyasi yararlan" bakımından "gUli kalmnsı gereken bilgileri açıklayan" için 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası getirmekte, aynı suç için bugünkü yasa "5 yıldan aşagı olmamak" üzere bir ceza öngörmekte. On tasarının, kişiler arasındaki özel konuşmaları, taraflann haberi olmaksızın bir dinleme aletiyle saptayan kimseye de 2 aydan 6 aya kadar hapis cezası öngörülüyor. Getirilen bir başka hükümle de, yargıç kararı ile dinlenen konuşmaların yargılamada, "kanıt" olabileceği kuralı getiriliyor. ön tasanda, uyuşturucu maddeleri, "imal ve ithal edenlere" 10 yıl ile 20 yıla kadar değişen hapis cezası öngörülüyor. BugUnkü yasanın 404. maddesinde, uyuşturucu madde "eroin, kokaln, morfin veya esrar gibi" ise, sanıklara ömür boyu hapis verilirken, ön tasanda bu maddeler "eroin, kokain, morfin" olarak sınırlanıyor. Ve cezanın ömür boyu hapis yerine, altıda bir oranında arttırılarak, verilmesi öngörülüyor. Ayrıca ön tasanda uyuşturucu maddeyi "imal, ilhal ve fhrac" edenlerin eylemleri arasında ce/a I'arklılıkları doğuracak bir ayrım yapılmazken, ön tasanda uyuşturucu maddeleri "imal ve ithal" edenlerle "ihraç edenler" ayrılmakta ve ihraç edenlere daha az bir ceza öngörülmekte. Yeni ön tasarı, güvenlik önlemlcrinin sınırını genişletirken, kısa sü' reli cezalar yerine, "kamuya yararlı bir işte çalışmak" önlemi getiriyor, suçların ertelenecek suçlardaki ceza süresi, I yıldan 2 yıla çıkarılıyor; erteleme olanağı, 18 yaşından küçük ler ile 65 yaşından büyükler için 3 yıla kadar hapis cezalarına kadar genişletiliyor. ön tasanda yürürlükteki Ceza Yasası'nın 125. maddesindc yer alan "Devlet topraklannın tamumını veya bir kısmını yabancı bir devletin hâkimiyeti allınu koymaya veya devletin isliklâlini lenkife veya birligini bozmaya veya devlet hâkimiyeti allında bulunan lopraklardan bir kısmını devlet idaresindrn ayırmaya maluf" eylemlerle ilgili suç vc yaptırımı olduğu gibi korumakta, ancak ön lasarıda bugünkü madde metninde yer alınayan "Bu ejlemin propagandasını j'apan kimseye 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngöreıı yeni bir yaptınm daha getirmeklvdir. Ün tasanda avrıca Türkiye ile savaş halinde olan devletler kavramı dışında" siyasi kümeler kavramı da getirilmektedir. Bu kavranıa göre PKK gibi örgütler de Ceza Yasası uygıılamasında "dıışman devlel" sayılacaktır. . Türkiye'de özal yönetiminin geçmişe Ozlemi ne anlam taşıyor? . Bu sorunun yanılı üzerinde düşünülebilir. Ancak önemli olan Ttirk Silahlı Kuvvelleri'nin bugünkü konumudur. 1980 'ti ' yıllarda ' 'parasal dünya görüşü'' ve "serbestpiyasa"felsefesiyle yönetilen Türkiye'de lüks tüketim malları ithalatının toplamı milyarlarca dolar tutarına yükselmiş; ama Türk ordusu, "Birinci Dünya Savaşı ve Kore Harbi 'nden kalnıa silahlarla'' yetinmek zorunda bırakılmıştır. Bedelli askerliğin bu tablo içinde düşündürücü bir anlam kazandtğını söyleyebiliriz. • • * Körfez krizinde venî (Baştarafı 1. Sayfada) Scib, tran'ın geçen hafta cepheyi gezdirmek için davet ettiği 57 yabancı gazeteci arasında bulunuyordu. ABD Dışişleri Bakanlıgı Sözcüsü Bruce Ammerin'in Wushin(ilon'da yaptığı açıklamada, "Seih'ln neden gözallına alındığını bilmiyoruz. Kendisi derhal serbesl bırakılmalıdır" dedi. dılar. John F. Kennedy uçak gemisi de cuma günü Akdeniz'e açılmıştı. AP, gemilerin Ispanya'yı terk etmelerinin Ortadoğu'da gerginliğin arttığı bir döneme rastlamasına dikkal çekiyor. Washington'da donanma sözcüsü Sam Falcona gemilerin "tatbikat için Akdeniz'e açıldıklannı" söylemekle yetindi. Bilindiği gibi, ABD Savunma Bakanlığı geçen hafta, uçak gemisi 1Nİmilz ve 9 refakal gemisinin çeşitli Ulkelere yapacakları ziyaretleri iptal ederek, Doğu Akdeniz'e seyretmelerini emretmişti. SURİYE BASINI ABD donanmasındaki hareketlenme dcvam ederken, hükümcı denetimindeki Suriye basını, ABD'nin Lübnan'a müdahaleye hazırlandığını ileri sürerek, VVashington'un "ateşle oynadıgını" belirtiyor. AP'nin Şam kaynaklı haberine göre, Suriye basını 6. Filo'nun "Lübnan'daki sözde leröri.it merkezleri vurmak için" Doğu Akdeniz'e doğru yol aldığını öne sürdü. HUkümet gazetesi Tisrin'de çıkan yazıda, "Teröre ve sivillerin kaçınlmasına karşıyız. Ama bu olgu ABI) gibi bir süper giicün birçok suçsuz Insanın ölecegi bir saldında bulunmasını haklı kılma/" dendi. El Baas gazetesinde çıkan yorumda ise, "ABD donanmasımn hareketleri Dogu Akdeniz'de ciddi bir kışkırtma niteliginc büriinüyor" dendi. lran yanlısı tslami Cihad örgütü tarafindan Batı Beyrut'ta bir Batılı haber ajansının bılrosuna gönderilen bildiridc ABD, LUbnan'a saldırdığı takdirde, örgütün elinde bulunan 2 Amerikalı rehinenin derhal öldürüleceği belirtildi. tslami Cihad, Terry Anderson ve Thomas Sutheriand adlı iki Amerikalıyı rehin tutuyor. Bildiride şöyle dendi: "Lübnan'a yapılacak herhangi bir askeri müdahale, Amerikalı rehlnderin derhal öldürülmelerine yol açacaktır. Müdahaleye karşılıgımız zalim olacaklır. Merhamcl göstermeyecegiz. Müslıimanlar, ABD, Avrupa, israII, Kuveyt ve diger gerici Arap ıılkelerinin cezaevlerinde lutulduklan süre, rehineler salınmayacaktır." Bu arada, Lübnan'daki rchinelcrin serbest bırakılması komısımda Beyrut'ta temaslarda bulunurken ortadan kaybolan Anglikan Kilisesi özel temsilcisi Terry Walle'dan hâlâ haber alınamadı. Amerikan ABC Televizyonu, adını açıklamadığı Suriye kaynaklanna dayanarak verdiği haberde, Waite'nin, Lübnan'ın doğusunda Iran yanlısı gerillalar tarafından rehin alındığını bildirdi. Televizyon, gerillaların ABD'nin LUbnan'a ya da Körfez savaşında Iran'a karşı askeri müdahalede bulunmayacağını garanti etmesi halinde Waitc'ı serbest bırakacaklarını duyurdu. (Baştarafı I. Sayfada) nan ünlü maddeler olduğu gibi korunuyor. Tabii ekler de yapılıyor. Ne yapılıyor? "Bu suçları ihbar ederseniz" deniyor, "bu suçlar için 8 yıllık ceza mı öngörülüyor; bir yıl ceza alır kurtulursun?" Peki, "çağdaş" olan hükmü yok mu? Var. ön tasarının "Non bin is idem" kuralını göz önüne alması, "çağdaş" bir tutumdur, niçin olmasın? Ne demek "Non bin is idem?" "Bir sanığın aynı eylemden ötürü iki kez mahkum edilemeyeceği" demek. Peki hangi tür suçlar için göz önüne alınmış bu kural? Çokuluslu kaçakçılık suçlarında. Yapmayın... Peki nasıl? Şöyle: Bir Türk kaçakçısı, söz gelişi italya'da uyuşturucu madde kacakçılığı yapmaktan tutuklandı, yargılandı ve mahkum oldu. Olan var mı? Olmaz olur mu? Var, hem de çok. Şimdi bu Türk kaçakçıları İtalya'daki cezalarını çektikten sonra Türkiye'ye gönderiliyorlar. Bugünkü yasaya göre bu suçlanndan ötürü, ayrıca bir de Türkiye'de yargılanıp mahkum oluyorlar. ön tasarıyı hazırlayan komisyon, "eh" diyor, "bu kaçakçıların bir de Türkiye'de yargılanmaları, çağdaş hukuk kurallarına aykırıdır." Çağdaş düşünce böyle olur işte. Düşünce suçlarında anımsanmaz, akla hiç gelmez, uyuşturucu madde suçlarında hemen göz önüne alınıverir. İyi hoş da, aynı "çağdaş ilkeler, niçin siyasal suç denilen ve artık hukuk müzelerine kalkması gereken suç türleri için akia gelmez. Gelmez işte... Kaçakçılarla ilgili iyileştirici hükümler bu kadarcık mı? Olur mu hiç. Bir de 212. madde var. Bu yeni maddeyi yurtdışına uyuşturucu madde kaçıranlar "müjde" olarak karşılayacaklar. Niçin? Çünkü bugünkü yasanın 403. maddesi gereğince "uyuşturucu madde ihraç etmek" suçundan mahkum olanlara af geliyor da ondan. Nasıl bir af öyle? Ceza Yasası'nın 2. maddesi gereğince gelen bir af bu... Nasıl mı? Şöyle: ikinci madde suç işlendikten sonra yapılan bir yasa değişikliği, o eylemi suç olmaktan çıkarıyorsa, ceza verilmeyeceğini öngörüyor. Ya da sonraki yasa, ceza yaptırımın tutarında indirim sağlamışsa, sonraki yasanın uygulanacağını.. Şimdi "yurtdışına uyuşturucu madde ihraç etmek" suçundan 15 yıla hükümlü bir kaçakçı, bu ön tasarı yasalaştıgında, "yeni yasa bu suç için 6 yıldan 12 yıla kadar hapis öngörüyor" deyip hemen salıverilmesini isteyecektir. Aynı nitelikteki af, bugünkü yasanın 313. maddesine göre 5'er yıla mahkum olan silahlı sağ eylemciler için geçerli olmayacak mıdır, olacaktır. İyi.. Çağdaşlaşıyoruz gelişiyoruz, ilerliyoruz. Bir yanda Aldıkaçtı anayasası, öte yanda Dönmezer ön tasarısı. Çağdaş uygarlığa doğru son süratle yol alıyoruz. GOZLEM Gerald Seib, olayı Ortadoğu'da gerginliği daha da armrırken, Uç ABD savaş gemisinin Ispanya'daki limanlardan aynlarak Akdeniz'e açıldıgı bildirildi. AP Ajansı'nın Palma de Mayorka kaynaklı haberine göre, Harry Yarnell krııvazörü John Rodgers muhbiri ve Savannak ikmal gemisinin cumarlesi günü denize açıl DUN^ADA BUGUN ALISIRMEN (Baştarafı 3. Sayfada) lerine el açmaktan kurtulacak? Böyle girişimin askeri güçlükleri, sımrlarımız dışında glrlşeceğimiz bir operasyona, bölgenin irili ufaklı devletlerinin tepkileri hiç mi düşünülmüyor? Türkiye'yi bölgenin jandarması hallne getirmeyi amaçlayan bir politikanın, Ankara'yı bağımsızlaştırmak şöyle dursun, VVashington'a çok daha fazla bağlayacağı hiç mi görülmüyor? Türkiye'nin bölgede jandarmalığa soyunması, ülkemizi her türlü Amerikan silahının çevik gücünün odağıüssü haline getirecektir kaçınılmaz olarak. Yunanistan'ın propagandası, kapısını çaldığımız Avrupa'da da etkili olacaktır. Bölgenin jandarmalığına soyunması halinde Ankara'ya çok daha başka bir gözle bakacaktır Moskova. Bu değişikliğin de bize yükleyeceği yeni yüklerin bedelini düşünmek zorundayız. Bölgede jandarmalığa soyunmak ve petrol hesaplarıyla sınırları dışında girişimlerde bulunmak Türkiye'nin "Yurtta Barış, Dünyada Barış" politikasını bırakmasına, Cumhuriyet'in dış politikasının yeni bir raya oturmasına neden olacaktır. Şovyetler Birliği'nin burnunun dibinde böyle bir politikayı uygulamak ise ancak ABD'nin koltuğu altında, onun her türlü girişiminin sıçrama tahtası olmayı kabullenerek olanaklı olacaktır, o da bir dereceye kadar. Böyle bir seçimin getireceği bağımlılık ve ağır bedel, zararın umulan kârdan fazla olması sonucunu da doğallıkla doğuracakjürkiye tüm seçeneklerini yeni baştan ele almak zorunda kalacaktır. Avrupa'nın dışında, Batı dünyasının ucunda bir bekçi rolüyle, 195060 döneminin koyu yalmzlığına geri döneceğiz, böyle bir politikayı uygularsak. Türkiye'nin dünyadaki ve bölgedeki işlevi, Ortadoğu'da PaxAmericana jandarmalığı değildir. Ama, tüm bu gerçeklere karşın, bir yerlerde birileri, birilerfne tatlı vaatlerde bulunuyor, gerçekleşmeyecek güçlerin yalan ateşiyle içler ısıtılıyor, kanlar kaynıyor. Gördüğümüz daha önce geçmiş bir olayı anımsatan bir düş mü? Yoksa, geçmişten ders almayıp sürekli aldananların oynadığı tehlikeli bir oyun, sonu felaket olan bir cümbüş mü? Neredesin akıl? Irak'ta zafer şenliği (Baştarafı 1. Sayfada) lurındaki şiddetli vurpıymalarda Iran saldmsının belini kırdıklarını" söyledi. Başkent Bağdat ve ülkenin diğer kcntlerinde "güneydeki zaferi" kutlayan binlerce Iraklı sokaklara dökülerek "Saddam, kanımızı, ruhumuzu senin için feda etmeye hazırız" diye bağırdı. Irak devlet televizyonu, Saddam Hüseyin'i, Savunma Bakanı General Adnan Hayrullah'ı savaştaki başarılı hizmetlerinden dolayı ülkenin en yüksek şeref madalyası ile ödiillendirirken gösterdi. INA'ya göre, Ürdün Kralı Hüseyin de Saddam Hüseyin'e telefon edcrek Irak kuvvetlerinin zaferini kutladı. Bu arada taraflar, "Kentler Savaşı"nın sürdüğünü habcr verdiler. Tahran, Irak'ın 6 Iran kentine yaptığı saldırılar sonucu çok saj.da sivilin öldüğünü ya da yaralandığını bildirdi. İRAN'IN tDDİASI Cephenin güneyindeki iki günlük çarpışmalarda 6 bin Irak askerinin öldürüldüğünü ya da yaralandığını iddia eden Iran resmi haber ajansı tRNA, Bağdat yönetiminin, bozguna uğrayan birliklerinin morallerini yükseltmek için hayali zafer iddialarında bulunduğunu öne sürdü. tRNA, Iran birliklerinin, Basra'nın doğusunda ele geçirdikleri 150 kilometrekarelik Irak toprağını ellerinde tuttuklarını haber verdi. Iran Başbakanı Hüseyin Musavi, önümüzdeki 10 gün içinde cepheye gönderilecek 100 bin gönüllüden oluşan 11 taburun Kum ve lsfahan kentlerinden ayrıldıklarını bildirdi. Irak ordu gazetesi "El Kadessiya", Basra'nın doğusundaki "Balık Gölii" yakınındaki bölgenin kurtarılması ile birlikıe bölgede 4 gündür devam eden çarpışmaların durduğunu bildirirken, gözlemciler, Irak'ın yeni bir karşı saldırıya geçmek için fırsat kolladığını belirtiyorlar. Enflasyon (Baştarafı I. Sayfada) ketici fiyatları da yüzde 3.2 oranında artmıştı. Açıklamaya göre, bu yılın ilk ayında özel sektörce Uretilen mallarda toptan fiyat artışı yüzde 4.4 oranında gerçekleşirken, kanıu seklörünce Uretilen malların toptan fiyallarındaki artış oranı ise 1.6 düzeyinde oldu. Yılın ilk ayında toptan fiyat artışı tarım seklöründe yü/de 5.7, madencilik sektöründe 5.2, imalat sanayinde yüzde 2.7, enerji sektöründe de yüzde 2.3 düzeyinde gerçekleşti. Bu arada, 14 il itibarıyla hesaplanan tüketici fiyatları endeksinin ise ocak ayında ortalama yüzde 2.9 oranında arttığı, 12 aylık dönemlcr itibarıyla ortalama artısın ise yü/de 33.7 olduğu bildirildi. Ocak ayında tüketici endcksinc giren gıda fiyatları yü/de 3.4, süı ve süt ürünleri yüzde 2.2, giyim harcamaları 1.2, sağlık harcamaları yu/de 3.2 ve ulaştırma harcamalarında da yüzde 2.9 oranında artış olduğu bclirlendi. ABD Incirlik Üsstinü tikasının Atatürk'ün "Yurtta barış, diinyada barış" şeklinde belirttiği doğrultudan saptınlmasına izin vermeyeceklerini bildirdi. ABD'nin, Lübnan'a müdahale de bulunmasına, Türkiye'nin Kerkük ve Musul'da haklarının olduğuna ilişkin açıklamalara dikkati çeken Can, şöyle konuştu: "Milliyelçilik kisvesi altında verilen demeçlerin kimlere yarar, iilkeye ise gelecekte ne zararlar getireceğinin çok iyi bilinmesi gerekir. Türkiye'yi sonu belli olmayan bir maccraya siiyecektir. SHP olarak bu tiir maceralara hayır diyonız" diye konuştu. riiklemeyc kimscnin KÜCÜ yetme Türk ve med Muslafa Miro, Türk heyetine de Şanlıurfa valisi Alpaslan Karacan'ın başkanlık edeceği açıklanırkcn, "Iki Ülkenin ortak sınır kııllaıımıı, kaçak geçijlerin önlenmesi, sınır guvenliğinin karşıbkh olarak sağlanmaa" konulannın görüşülmesinin yanında, gündemde, çcşitli zamanlarda Suriye'ye geçtikleri ve halcn Suriye'de bulunduklan belirlenen. PKK'li 13 bölücünün iadesi konusunun da yer aldığı öğrenildi. (Baştarafı I. Sayfada) Muham (Baştarafı 1. Sayfada) kararnamesinin, Yunanistan'ın uyum anlaşmasına taraf olması halinde kaldınlabileceğini de belirtti. Avrupa Insan Hakları Komisyonu'na kişisel başvuru için beyan yapıldığını da bildiren yetkili, kişisel başvurunun Türk sınırlannı kapsadığını ve Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin kapsam dışı tutulduğunu söyledi. SHP Genel Başkan Yardımcısı Banş Can, Türkiye'nin bilinçli bir şekilde Ortadoğu'daki bunalımın içine çekilmck istendiğini belirterek, tüm partileri bu konuda uyanık olmaya çağırdı. Can da, Türkiye'nin dış poli Günümüzden kıştan aldım. Hem AEG, hem peşin 6 a y sonra fiyatına taksitle olur da Temmuz T Isı gölgede 35° C. de AEG soğutucunuzu kıştan alın. peşin fiyatına taksitle alın! Yazın keyfini çıkann! AEG soğutucularının hepsi de birer üstün yapım... içleri pırıl pırıl emaye, buzlukları rollbond... ayarlanabilir rafları, bölmeleri, sebzelikleri saydam akrilik... Hemen en yakın AEG Yetkili Satıcısf na gidip, size uygun AEG'yi seçin, alın götürün... 5 ayda taksit taksit, kolayca ödeyin! Yakınınızda bir AEG Yetkili Satıcısı yoksa... başvuracağınız özel bölge telefonlanmız: Istanbul (1) 512 19 53 Ankara: (41) 27 73 50 Izmir: (51) 21 41 73 Güney Anadolu: (761) 11 178 (Tarsus) Karadeniz: (361) 15 626 (Samsun) OdemetabkMu Sogutucu Paşlnat AFG 1^00 ACG 1300 AFG 1350 AEG 1400 A f G 1500 AFG 1700 AFG ^500 (iki kapılı) AFG 2700 (iki kapılı) 40 '400 4b «10 47 700 49100 50 600 56 300 54 900 62 300 Tatult <5«y) 40 900 45 600 4 7 700 49100 50 600 56 300 54 900 62 300 Toptam flyat 245 400 273 600 286 200 294.600 303 600 337 800 329 400 373 800 tstanbul (Baştarafı 16. Sayfada) Bunları 20 sene bekleımeye hakkımız olmadığını dıişündük. Onun ivin, bir sefer bunu yapalım, çok süralli yapalım, koordinasyonsuzluga bir göziimiizii değil iki göziimiizii kapatalım, ama bunu S yıl içinde bir defada bitirellm diye düşündük. ts(anbul Belediyesi olarak bulün bu kuruluşların üsliinde yasal hakkımız olduğu halde, bunlara $u talimalı verdik: Ne yapataksanı/ yapın, 1987nin orıasına kadar yapın. 1987'nin orlasından sonra ben burda, özellikle ana caddelerde bir kuş deligi kadar delik açlırmam size." Dalan şöyle konuştu. " tstanbul'un her tarafı hakikaten bir şantiye oldu. Dolayısıyla çamur miktarı da arttı, problem miktan da arttı. Ama bu problemler ve çamurlar, aslında büyük bir çamursuz, lemizleniş, pro' .emlcri azalmış bir tstnnbııl'un ınüjdecisi olarak var su anda. Kademe kademe hızlı bir şekilde gölürüyoruz. Bunu lamamladıkian sonra inşallah 1987 yılı içinde hızlı bir asfaltlama faaliyetine giriyonız. I987'de inanılmaz gihi görünecek ama, 2.S milyon loıı asfall yapacağız. 1988 de de bu kadar asfalt dökersek, 1988 sonunda tstanbul'u, kışın çamurdan arınmıs, yazın da tozu azaltılmış bir şehir olarak inşallah lhemy«rilerimizin hizmetine arzedeceğiz." AEG AEC AEG Yetkılı Selcısi sızı beMryor Evınızın bir ıhlıyaa okJuğunda ona danışn AEG urunlerı hakkmda aae btlgı verecek. satın almanız ıçın kolaylık sagiayacakttr AEG Ye(kılı Salcısı sızın dostunuzdur