19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
r ÇimURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER hakkından adil ve insancıl çaüş üye ülkenin onaylamasından ma koşullarına, sosyal güvenli sonra, Avrupa Toplumsal Yasağe,hakça ücrete, sendika, toplu sı 1965 yılında yürürlüğe girmişpazarlık ve grev hakkına kadar tir. Bu yasa Avrupa Konseyi üyeuzanan bir dizi ekonomik ve sos si ülkeler için bir ekonomik ve yal nitelikli düzenlemeler getir sosyal haklar «özleşmesi nitelimektedir. Biz Türkiye adına 1961 ğindedir. Günümüzde Avrupa yılında Avrupa Sosyal Yasası'nı insan Haklan Sözleşmesi yeterimzalarken düşünmuştük ki, siz w eskimiş sayıldığından ekosonraki hükümetler 1961 anaya nomik, sosyal ve ekinsel insan sası doğnıltusunda hareket ede hâklanmn da yer alacağı bir burek, yürürlükteki mevzuatta zor tun ve kapsamJı bir sözleşme haolmayan baa iyilestirme ve ajrâr zırlanması düşüncesi de ayrıca lamalar yapacak ve kimi pürüz >oğun bir ağırlık kazuınuştır. leri temizleyeceklerdir. Böyle oldu ve 1965 yıhnda Memur SenAvrupa So^yai Yasası bir başdikaları Yasası da çıkanldıktan iangtç ve beş bölumden oluşuydr. sonra bu önemli eksiklik ortadan Başlângıçta, öye ulkelerin herkalktı. Fakat, sonraki iktidarlar onaylama yoluna hiç yanaşma hangi bir ayınm gözetmeksizin dılar. 12 Mart askeri müdahale" sosyal ve ekonomik hakla leri döneminde yapılan anayasa herkesin yararlanmasmınj değişiklikleri sonunda da yeni rnası ve yaşam ı lesurümesı iç yasal engeller geldi. Memurlann sendika hakkı çiğnendi. Memur sendikalan kahaklar açıkL patıldı. Son CHP hukümetinin Avrupa Sosyal Yasası'nı onayla' lumsal >asa içinde yer ı bazı çalışmalamayı am herkesi, fakat ozellikk ca;yalyasayıona>n dışmda ı kapsamak a m â m ı gutıir hareket görul mStür. Ekonomik ve sosyal ba> lamaya nun artık Türkimedi. an koruamaya ve devletin ıne gelmesi gereye'nin imlerine gsoksuıait duyan inTopluluğu'na tam kir. nların kap^iffl fçine alınmasıusu hazırlıklan nft, ozen gösterilmiştir. Böyle üyelik içinde bulunan Türkiye Avrupa da, kapşamın temelinde Toplumsal Yasası'mn dışında kagörevleriade çalışanlar, yalamaz. Çunkü demokrasisi eksik urlar dahil, bütun çalıkalır. însan haklanmn bir önemyer almaktadır. li yanını (ekonomik ve sosyal) yetersiz bırakır. kiye'nin Avrupa Sosyal Yaı'nı onaylaması sayısız olummuçlan da birlikte getirecek3ir kez tartışmalı demokraJindijfuzere "Avrup? j aydınlıga çıkaracak ve mHaklafTSözleşmesi i i belirleyecektir. Onaylama nnın ekonomik, s sendikal haklar hem kapsam sel yanlannı boş de nitelik açısmdan Batılı sa çok geçmedr ıdartlann düzeyine ulaşacakmın yararlı olr. '. Memurlan da kapsayacak ve hızla güç kazandı. 1 yasalann değişmesine yol da 19b4yılıadan , özgur sendikacılık yenirupa »6o«<?fi içın<l den gün ışığına gelecektir. Sensı Çalışma Örgutu'nün (UÇ dika hakkı konusunda, evrensel işbirüği ile yoğun bir çalışma yü.' standartlan belirleyen Sendika rütülmüştür. Bu çalışmalar sırahakkına ve özgürlüğüne ilişkin sında üye ülkelere sürekli olarak Uluslararası Çalışma Örgutudanışılmış, onlann düşunce "ve nün 1948 yılında kabul etmiş olönerilerinden de yararlanılajik duğu sözleşmeye uymak ve onu Avrupa Toplumsal Yasası haar onaylamak olanaklanna erişilelanmıştu".Kesin metin 1960 yuın cektir. Butün bunların ötesinde da tamamlanmış ve 18 Ekim de demokrasisinin bir önemli 1961 yılında üye ülkelerin imza boşluğu, eksikliği doldurulacakIanna sunulmuştur. En a/beş tır. Ayrıca,'Batı dünyasının serıdika hakkına ve Özgürlüğüne ilişkin haklı yakınmalarından ve suçlamalarından kurtulacaktır; devletin saygınlığı artacaktır. Saym Basbakan, mademki demokrasiyi çağdaş olmaktan ayırıyor ve işine geldiği zaman demokrattine ahyor, kendi mantığı tutarlı kalabilmek için :a hakkmın ve özgürlüğünöıf genel standartlannı belirleyen belgeleri benimsemeli ve demokrasi konusunda içtenliğini kanıtlamahdıt. Çünku, sendika hakkı demokrasinin olmazsa olmazıdır. öte yandan, Avrupa 'nı onaylama ile Toı omik ve sosyal tlar kazanacakk konudamevzuiden gözden geçirerek, ,e çabaları göstermek ve zorunluluğunu duyaBunun yamnda ve daha da onemlisi özgur ve kapsamı genişlemiı bir sfndikacılık hareketi ülkenin dconomik, sosyal ve ekinsel polkpcalarmı adil bir çizgiye çekerdc dengeli bir :oplumun oluşıfcuna etkin katkılarda bulunabflecektir. Siyasal yaşamda da toplumun bütun kesimlerinin parlamentoda temsil edilebilmesinin yollanm açacaktır. Aynca, Türkiye Avrupa Ekonomik Topluluğu'nda tam uyelik statusünu kazamncaya kadar işçileri, bu topluluk ülkelerinde serbest dolaşım hakkını elde edeceklerdir. SONUÇ Türkiye artık demokrasiye, insan haklarına ve özgürluklerine ilişkin adımları kendiliğinden atabilmelidir. Avrupa Konseyi1 nin, Avrupa Ekonomik Topluluğu'nun, Avrupa Parlamentosunun, Uİuslararası Çalışma Örgütü'nün, Uluslararası Işçi Örgütleri'nin ve başka uluslararası kuruluşlann telkin, teşvik, öneri ve zorlamalan ile bir şeyler yapar görunumunden kendisini kofumahdır. ANAP iktidan içtenlikli olmalıdır. "Bu anayasayı ve yasalan biz yapmadık" mantığımn arkasına sığınmamalı, Anayasa1 nın ve yasalann olumsuz ve çağdışı düzenlemelerini, çağdaş demokrasrye ulaşmak Ve ülkenin saygınlığını sağlamak için gözden geçirmeli ve değiştirme yollanna girmelıdir. Yeııi Adımlar Atıııal ı Attbaşında iktidarların çağdaş olmaktan kaygı duymamaları gerekir au redenle şımdı hem demokrasiye hem insan haklarına hem de çağdaş uytehk kültürüne yoUarı açmak için, atılması ve geciktirilmemesi gemen bir önemlı durum, Türkiye'nin önüne gelmiş bulunuyor. Bu da Ampa Sosyal Yasası'mn onaylanmasıdır. Bu sözleşmeyi onayladığı takarde hem Türk halkı hem de Türk devleti demokrasi ve insan hakları açundan çok şey kazanacaktır. Çünkü Avrupa Toplumsal Yasası 1950 soztemesinin sosyal ve ekonomik yanıdır. PENCERE SHP Olgusu... 25 ŞUBAT 191 Prof. Dr. CAHİT TALAS Buıulerde Avrupa Konseyi, Avrupj Ekonomik Topluluğu ve Avrup Parlamentosu ile her gün iç içe ısşıyoruz. Bu kuruluşlarla olaı ilişkilerimiz zaman zaman br inip çıkmalar içinde gelişirks. Avrupa İnsan Hakları sözJeşasi karşısındaki durumumuz di bireysel başvuru hakkı nedem.le yeniden gündeme geldi. Avnça İnsan Haklan Sözleşmesi (1*50) insan Haklan Evrensel Bildrisinden (1948) esinlenerek hacrlanmıştır. Fakat yalnız klasik syasal ve yurttaşlık haklanna uşkin ilkeleri belirlemiştir. Insan Haklan Evrensel Bildirisindtn farklı olarak ekonomik, toplumsal ve ekinsel haklara yer vtrmemiştir. 1953 yılında yürürlü|e girdiği zaman bunun önemlı bir eksiklik olduğunun hemen farkına vanlnuştır. Bu nedenle 1»54 yılından başlayarak bu eksıkliğin giderilmesi çalışmalanna girişilmiştir. Türtıye, Avrupa insan Haklan Sözkşmesini 1954 yılında onaylamıştır. Fakat Avrupa İnsan Haklan Komisyonu'na bireysel başvuru hakkını tanımamıştır. Şimdi ycni bir adım atarak, bu hakkı tanıdığını Avrupa Konseyı'ne bildirmiş bulunuyor. İnsan Haklan Divanı bakırrundan ise, böyle bir tanımaya gerek olduğu düşüncesinde değiliz. Bu genel duzenleme içinde kendiliğinden işleyebilecektir. Avrupa •ıle ilişkılerimizin giderek organik bir niteliğe doğru yöneldiği bir oluşum içinde, böyle bir adımın atılması gerekli idi. Avrupa tnsan Hakları Sözleşmesi'nin onaylanmasından sonra bireysel başvuru hakkmın uzun bir süre tarunmamış olması (33 yıl) ülkemizin Avrupa'daki görünümüne gölge düşuren olumsuzluklardan biri olmuştur. 12 Eylül 1980 döneminden sonra beş Avrupa ulkesinin Türkiye"yi insan haklannı ihlal ile suçlamaları ve Avrupa insan Haklan Komisyonu'na şikâyet etmeleri de dünya fakat özellikle Avrupa kamuoyunda ülkemizin saygınlığına ayn bir gölge getirmiştir. Bu son konu, siyasal yanı ağır basan bir yaklaşım ve uzlaşma ile bu yakınlarda sonuçlandı. Bireysel başvuru hakkını nımış olmarruzın kişi açısınd sayısız yararları yanında, ıl olumlu gelişme sağlayacağı kuş' kusuzdur. önce, iç hukukumuzun demokrasi ilkeleri ve kuralları ile çelişen yanlanmn duzeltilmesine ve iyileîtirilmesine gör türur; buna zorlar. Sonra da hukuksal ve yönetsel kararlar alınırken daha çok dikkat ve özen gösterilmesine yardımcı olur. YENİ ADIMLAR GEREKLİ Avrupa ile ber alanda bütünleşmek ve Avrupa Ekonomik Topluluğu ulkefleri içinde saygınlığı ve içtenli. masız bir tilke olarak yer lek için kuşkusuz, demo insan halları konulannı ka adımlann atıl ger. vardır. Biz ıden sonra onayla; imu *. pa İnsan Hak Sözleşmesi' koyduğumuz , kuşl lu adımlarla 1' ıda*yık maya çahşırkı ıpa Kon< yi şimdiOzgüriükten Yoksşn Kişileri Korumak İçin, tşkence ve Acımasızca lnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Cezalara Karşı Avrupa Sözleşmesi adı ile yeni bir tasan hazırlamış ve özellikle tutuklulann tutukevlerindeki durumlanru ve yaşam koşullannı bir yeni göriişle duzenlemenin eşiğine gelmiş bulunuyor. Bütün bu yeni gelişmeler içinde Türkiye'nin de hazırlanmasına katıldığı ve 1961 yılında Italya'nın Torino kentinde Avrupa Konseyi üyesi öteki ülkelerle birlikte görkemli bir törenle imzalamış olduğu, Avrupa Toplumsal Yasası da ülkemiz tarafından bugüne kadar onaylanmamıştır. Sayın başbakan zaman zamj^findi hükümetinden ön k tin cesaret edjiediği so^kftl nı: gerçekle "övünmektedir. 1lerleme, çağın gerisine duşmeme doğaldır. Aklı başında iktidarlann çağdaş olmaktan kaygı duymamalan gerekir. Bu nedenle şimdi hem demokrasiye, hem insan haklanna, hem de çağdaş uygarlık kültürüne yolları açmak için atılması ve geciktirilmemesi gereken bir önemli durum, Türkiye'nin önune geimiş bulunuyor. m Bu da Avrupa Sosyal Yasası'mn onaylanmasıdır. Bu sözleşmeyi onayladığı takdirde hem Türk Jkı hem de Türk devleti dejkrasi ve insan haklan açısını çok şey kazanacaktır. Çün|Âvrupa Toplumsal Yasası, Isözlesmesinın sosyal ve eko»le'yamdır. İkisi birbirini tactadır. IJfri ohnazsa kalır. rıiİîâUıı. Av Bir ülkenin yaşamındaki "gundem" koşullara göre değiş* bilir; kimi 2aman devrim, kimi zaman karştdevrim, savaş, iç sı vaş ya da demokrasi ağırlık kazanabilir. 1980'ler donemind İran ile Irak'ta gündem savaştır; Türkiye'de demokrasidir; Gi ney Afrika'da ırk ayrımına karşı savaşımdır. Gündemin degişmesi tarihsel dönüsümün gereğidir; kişisı istencin dışında bir olgudur. • Türkiye'de öyle görünüyor ki herkes demokrasi istiyor; am sağın istediği demokrasi başka, solun istediği demokrasi ba: kadır. Sağ kesim sözde demokrasi istiyor; sol kesim gerçel ten demokrasiyi kurmak özlemi içindedir. Peki, demokrasi nedir? Bu sorunun yanrtı kesin ve açık: Evrensel demokrasi hukı ku oluşmuştur. Avrupa Konseyi İnsan Haklan Sözfesmes/' (195( ile Avrupa Toplumsal Antlaşması (1961) demokrasi hukukun belirliyor. Demokrasi; üzerinde tartışılan, ileri geri konuşula belirsiz kavram olmaktan çoktan çıkmış; "Halk ne isttyorsa, d» mokrasiodur" yaklaşımı gende kalmıştır. Pakistan'da veya Iraı da halk şeriat düzeni isteyebilir; ama geri kalmış halklann in desinden demokrasi çıkmıyor; bir başka rejim oluşuyor. Türk halkı geri değikJir; ileriye açıktır; Ulusal Bağımsızlık Sı vaşı vermiş, Cumhuriyet devrimlerini yürütmüş, demokrasini temel ilkesi sayılan laikligi yanm yüzyıl önce anayasamıza ye leştirmiş bir toplumuz; Avrupa Konseyi'nin demokratik huku attyapısını oluşturan antlaşmalara da imzamızı atmışız. Ne var ki, halkımızın bir bölümü, demokrasiyi anlamamış c* bilir; sağcı partiler ekonomik egemenliği ellerinde tuttuklarıı dan ve Amerika'ya dayandıklarından "vesayet demokrasisi"\ yürütmekte direnebilirler. Doğaldır bu; halk kitlelerinin büyii bir bölümü de çağdaş anlamıyla siyasal ve sosyal demokras yi istemektedir ve sol diye tanımlanan toplumsal gücü oluştu maktadır. öyle görünüyor ki bu toplumsal gücün yaşadığımız dönen de büyük partisi SHP'dir. • SHP'nin solda büyük parti oluşunun nedeni, lider ve yön< ticilerinden doğmuyor; tabandan fışkınyor. Türkiye'de 19'unc yüzyıl sonundan başlayarak 20'nci yüzyılın bugünlerine deği uzanan devrimci ve demokratik akımlar, Anadolu'da geniş b halk tabanı oluşturmuştur. Bu tabanın üzerinde yükselen to; lumsal örgütlenme, SHP'nin dokusunu örmektedir. Bu bakın dan kişi leri bir yana bırakarak oluşuma bakmak gerekir; bı gün solda adları duyulan Erdal İnönü, Bülent Ecevrt, Rahşa . Ecevrt, Aydın Güven Gürkan, Deniz Baykal vb. ancak tarihs< ve güncel dokusu belirlenmiş örgüt yapılarının degerlendirrr» sinde tartılacaklardır. Sol hareketin bilinci, artık tavanın yöı lendirmesine bağlı değildir. Tavandaki bazı kişileri tutarak ve seçerek sürdürülecek ksr ganın anlamı boştur. •k Canlanması ve partiteşmesi yolunda SHP'yi sürekli biçin (Arkası 15. Sayfada) OKVtü AKBAL EVET/HAY 100 Kunış Oldu 100 Lira» Eurompîiey analizlerinde SUPPLEMENT TO EUROÎUOMFY DECEMBER 1986 Yüz lira, bozuk paraoldu! Geçen gün beş taneyüz diklerinde nerdeyse geriye çevirecekiim. Baktım, h d y lira imtş bu madeni paralar! Eh, bugünleri de gördük. Yüz kuruşluklar yerine yüz liralık madeni paralar! Eskiden 'para' diye bir birim vardı; yüz para, kırk para, üç otuz para!.. Yüz paraya simit, ufak çikolata alırdık. Kuruş vardı; beş kuruşa gazete, on beş kuruşa sinemaya giriş bileti.. Para da gitti, kuruş da... Şimdi lira var! Ne zamana kadar, bilemem. Belki lira da değişir, başka bir adla yeni bir birim ortayaçıkar... 'Cumhuriyet' bir kaç gündür 150 lira... Bütün gazeteler birer birer yüz elli liraya çıkacak. Beş kuruştan yüz elfi liraya... Ali Sirmen çocukken on beş kuruşa alırmış 'Cumhurıyet'i... Ama benim kuşağım beş kuruşa okurdu gazeteleri. Beş kuruş, derken beş lira, derken yüz, yüz elli... Bu gidişle, bir iki yıl sonra beş yüze de çıkar gazeteler!.. 1940'larda 'Halk' adlı bir gazete çıkardı. Tek yaprak. Bir kuruş! Ama nedense tutmadı. Oysa haberter, güzel romanlar yayımlardı. Ali Naci Karacan'ın 'İkdam'ı 1939'da üç kuruştu. İlk oykümün çıktığı gazeteydi 'ikdam'. öteki gazeteler beş kuruştu. Yıllar sürdü bu. Neden sonra zam yapıldı, on kuruşa çıktı gazeteler. Daha sonra on beş, yirmi beş, kırk, elli, yetmiş beş, bir lira... Ama o yıllarda ABD dolarını bir TL'ye alırdık. Uzun bir süre 2 lira 80 kuruşa... 1950'den sonra 6 liraya, 60'a doğru 9 liraya çıktı. 24 Eylül 1979da bileyüz liranın altındaydı. Şimdi nerdeyse bin liraya vardı varacak... Le Monde' gazetesi bin lira... Haflalık yabancı dergilerin fiyatları el yakıyor. 'Le Monde'un bin liraya satıkjığı bir toplumda 'Cumhuriyet' 150 lira olmaz mı? Olursa çok mu? Yeni yüz lira önümde duruyor. Baktıkça geçmiş gunlere dönüyorum. Ta çocukluğa... Böyle '100' sayısmın yazılı olduğu Atatürk döneminin yüz kuruşu gözlerimin önünde... Her bayramda böyle bir yüz kuruş, yani bir lira "erirdi babam. Üç gün brtip tükenmezdi. Sinemalar, çikolata^ , dergiler, neler neler! Şimdi bu yüz lira ile ne yapılabilir diye düşünüyorum. Ne alajilirim bu yüz liraya? Haftalık dergiler en aşagı beş yüz lira, jazeteler de yüz liradan fazla.. Gazoz bile, simit bile, poğaca Dile alınamaz oldu ya da olmak üzere!.. İçinde yaşadığımız dönem işte böyle! Niye insanlar birbiri ardına canına kıyıyor, gençler damlardan atlıyor, atlamaya kaloyor, kimi kendıni asıyor, kimi çoluk çocuğunu boğazlıyor, ya ja evini barkını bırakıp başının çaresine bakmaya gidiyor?.. <imse yeterince beslenemiyor, yeterince bu dünyanın mutluuğunu tadamıyor. Herkes hasta, sinirli, sağlıksız. Ayda elli bin ira, yüz bin lira, hatta iki yüz bin lirayla geçinmek olanaksız. (iradaysanız yandınız, iki odalı gecekondular bile asgarı ücetin iki üç katı olmuş. Yoksulluk, yoksunluk seller gibi sarmış nsanlarımızı dört yandan... Yüz liraya bakıp düşünüyorum. Yarınlar ne getirecek? Getieceğinden daha çok şeyi götüreceğe benzer. Elimizde ne var», ne kalmışsa!.. Bizler aklımızı başımıza alamazsak, bu gijişin korkunçluğunu anlayamazsak, olanca gücümüzü diren:imizi bir noktada toplayamazsak, hâlâ, evet hâlâ parababaarının bin bir tuzağına düşmekten kendimizi kurtaramazsak... fürkiye'de halktan yana siyasal bir oluşumu bir araya getirenezsek... 'Cumhuriyet' 150 lira... Anımsıyorum gazetemizin her fiyat trtışında bu olayı açıklamaya çalişan yazılarımı... Sonunda bir >ayan okur telefon etmiş, "Oktay Bey, ne olur bir daha bu zaman savunmaya, bizlere anlatrnaya kalkmayın" demişti. Bu koluşmanın ardından iki zam daha yapıldı. Bir şey demedim. kma bu kez, hele madeni yüz liraları da gördükten sonra içimde ıir şeyler titredi. Bir çok çey anımsadım. ister istemez bu saırları yazmak gereğini duydum. Bir simit bile, bir gazoz bile, >ir sinema bileti bile yüz liradan çok. Yüz lirayı, avuç açan disnciye bile veremiyorsunuz. Denecek ki, o yüz liraları kazannak için nelere nelere katlanıyoruz. Orası da doğru!.. İşte büj n bu doğruıarı bilip, anlayıp bu çıkmazlardan kendimizi kurîrmayı öğrenmek zorundayız. Hiç değilse bu gerçeği benimemek, yolumuzu ona göre çizmek... RATIO GROÜP: UQUIDITY (%) Gaıanti'nin güclüsernm yapısı ÜARANTİ BANKASI'na duyulan güven, ' somut verilerden, sağlam rakamlardan kaynaklanır. Finans dünyasının saygm uluslararası dergisi EUROMONEY'nin Aralık 1986'da yayınladığı ' "Rırkish Banking and Finance / The Markets Mature'' ekinde yer alan analizlerde iki önemli gerçek bir kez daha \oırgulanmıştır: Garanti Bankası, büyük özel bankalar arasında özsermayenin tDplam aktiflere oranının yüksekliği ve likidite gücü açısından Türkiye'nin "bir numaralı" bankasıdır. Bu veriler, Garanti'nin güçlü sermaye yapısının ve güvenilirliğinin göstergelerinden yalmzca ikisidir. Banka seçiminde güven unsuru sizin için de önemliyse, Garanti ile çalışın. Paranızı, işinizi, geleceğinizi Garanti'ye alın. Ziverbey'de 3 oda 1 saJon, kömür kaloriferli, asansörlü daire satılıktır. Tel: 337 96 46 SATILIK DAİRE GARANIÎ B ANKACILIKT A
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle