18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 HABERLER 25 ARALIK 1987 Bilim adamlarına göre demokrafik düzenin artık işlerlik kazanması gerekiyor 'Demokrasi kurallaruıda mutabakat şart' Açıkoturum 29 Kasım sonrasmda demokrasi ve Türkiye Katılanlar: Prof. Dr. îlhan Tekeli, Prof. Dr. llter Turan, Doç. Dr. tlkay Sunar. Yöneten: ŞAHİN ALPAY Önümüzdeki beş yıl içinde toplumun demokratikleşmesi, temel bir mutabakata dayalı bir seçim sistemi ve anayasa değişiklikleri gerçekleştirilebilirse, artık otoriter kesintilerden söz etme ihtiyacımız kalmayabilir. Toplumun demokratik kurallara göre yonetilmesi anlayışı yerleşemeyecek olursa, o zaman korkanm, tarih tekerrürden ibâret olabilir. Çeşitli kamuoju yoklamalanna gore seçmenin en duyarb olduğu enflasjon. işsidik, sosyal adaietsizlik gibi koanlarda başansız kaldıgı halde ANAP, en biiyük parti olmayı basardı. Bunu nasıl açıklıyorsunuz? TEKELİ Seçmenin ekonomik sonınlan önemli sayması, karar verirken bu sorunlarla sınırlı olarak duşunduğü anlamına gelmez. ANAP'ın propagandasına baktığımız zaman, 1980 öncesi dönemin geri gelmemesi gibi bir temayı işlediğini görüyoruz. Yani, seçmene yarattıkları birtakım ekonomik güçlüklere karşılık, aym ölçüde değer verdikleri başka bir şeyi, siyasi istikrarı sağladıklarını ifade ettiler. buna "fabrika toplum" veya "firma toplum" diyebiliriz. lşte Türkiye şimdilerde üretim toplumu olmaya doğnı zorianıyor. Sanıyorum ANAP bu imajı yakalamış vaziyette ve avantajı da buradan kaynaklanıyor. Toplumda atıl kalmış kapasiteleri harekete geçiriyor, bireylere bir fırsat ve tercih alanı yaratıyor, hiç olmazsa bu özlemlere hitap ediyor ve Türkiye'nin piyasa gudümlu endüstri toplumu olmaya doğru evrimini temsil ediyor. Turkiye'yi yeni bir sosyal hiyerarşi ve değerier kümesi içinde rek bozulan gelir dağılımı... Ekonomik eşitliğin savunulması genel olarak solun alanıdır. İlginç bir şekilde çağdaş sağı temsil etmekte güçlük çeken DYP mecburen solun alanı olan eşitsizlik sorunlanna yöneliyor. Fakat bu eşitsizlikleri işleme politikası da, hâlâ patronaj politikalarında ısrar ettiğı için biraz "fakir, fukara" edebiyatı şeklinde ortaya çıkıyor. DYP bu haliyle bana süreklilik kazanacak gibi görunmüyor... Eğer bir kriz durumu olur da, sıçrama yaparak ANAP'ın yerine çağdaş sağı temsil eden parti haline gelmezse. 29 Kasım 1987'de yapılan genel seçimlerin sonuçlan Türkiye'de demokrasinin geleceği açıANAP, Türkiye'de ortak bir imajı yakalamış görünübu ortak bunu sından nasıl bir anlam taşıyor? Seçmenler bu seçimde hangi genel eğilimleri ortaya koymuş yor. Acabaolmasındaimaj nedır? ANAP'ın avantajı imajı, yakalamış yatıyor gibi geliyor bana. Bu tur? lktidar partisinin ve çeşitli muhalefet partilerinin aldıkları sonuçlar nasıl yorumlanabi köşeli bir ifadeyle anlatmaya çalışayım. Türkiye, zanlir? Bu ve benzeri soruları Türk siyasal hayatı ile ilgili çalışmalanyla tanınan üç seçkin sosyalnediyorum, Batılılaşmanın son aşamasına geldi. Baıı'nın bilimcimizin; Prof. Dr. îlhan Tekeli (Orta Doğu Teknik Üniversitesi), Prof. Dr. tlter Turan özUnu yakalamaya başlıyoruz gibi geliyor bana. Balı'nın Ö7ü, üretim toplumu, fabrika toplumu olmasın(îstanbul Üniversitesi) ve Doç. Dr. tlkay Sunar'm (Boğaziçi Üniversitesi) katüdıklan bir açıkda yatıyor Batı'da butün mekanizmalar UreümtUketim oturumda tartıştık. Açıkoturumun bir özetini iki bölüm halinde yayımlıyoruz. devresine göre ayarlanmısur. Bir benzetme yaparsak, biz Papatyulardan Darülaceze'ye yardun lstanbul Haber Servisi Türk Kadınını Güçlendirme ve Tanıtma Vakfı'nca, Darülaceze'deki kimsesiz ve yaşldara çeşitli armağanlar verildi. Armağanlarm toplam tutanmn 3 milyon lirayı bulduğunu belirten vakıf üyeleri, Semra özal'ın hastalık ve hava muhalefeti nedeniyle Istanbul'a gelemediğini söylediler. Çeşitli giyecek ve yiyeceklerden oluşan armağan paketleri, yaşlüan ve kimsesizleri mutlu ederken, İTÜ Türk Sanat Müziği Korosu da bir yeni yıl konseri verdi. Demirel karizması TURAN Ben Suleyman Demirel'i refah devleti anlayışının temsilcisi olarak görüyorum. Bu amacıru, Özal'dan farklı olarak, otarşik, yani dışandan kaynak alınsa bile dışanyla bütunleşmeden sürdürülen bir ekonomik gelişmeye dayandırmak istemişıir. öte yandan, Suleyman Demirel'in bir de karizmatik lider yanı var. "Kurtar bizi baba" gibi sloganlarla karşılanması yandaslanmn siyasal rasyoneltiği aşan bir ser giyle kendisine bağlandığını duşundüruyor. DYP'nin bir de misyon partisi olmasından söz edilıyor. Ben siyasal olaylan yakından izleyen biri olarak bu misyonun ne olduğunu tam olarak anlayabilmiş degilim. Ama bu da belli ki partinin taraftarlarında bir takım duygulan harekete getiren bir şey; belki DP'den başlayan bir halkın gerçek temsilcisi olmak gibi bir romantizmin devamı. DYP uzun vadede devam eder mi? Daha önceki seçimleri Incelediğimizde, bocalayan sağ iküdarlara karşı seçmenin ilk tepkisinin sola yönelmekten zıyade sağda başka alternatifler aramak olduğunu; ancak bundan sonra solun oylarının arttığını görüyoruz. Bu çerçcvede duşunürsek, bundan sonraki seçimlerde DYP'nin durumunu koruması beklenebilir. önseçimlerde Demirel'in kadrosunun önemli bir kısmının elenmesi, bana parti içinde bir yenileşme talebinin belirtisi olarak gözuküyor. Eğer bu yenilenme taleplenne cevap verilmezse, partinin ömm gerçekten çok kısa olabilir. Bir de partinin varlığı, başkanına çok bağlı gözukuyor. Son seçimde RP yiizde 7 dolayında oy aldı. Aym siyasi akun 1973'te yuzde 12, 1977'de yüzde 8 dolayında oy alnuştı. Bu sonuçlar, bazı gozlemcierin savunduklannın aksine, Türkiye'de İslamcı akımın gerilemekte oldugu şeklinde yorumlanabüir mi? Karaduman, Evren'e veda etti ANKARA (Cumhuriytt Bürosu) TBMM Başkanı Necwettin Karaduman, dün Cumhurbaşkam Kenan Evren'e veda ziyareünde buiundu. TBMM Başkanı Karaduman, dün sabah saat 10.30'da Çankaya Köşkü'ne çıktı. Cumhurbaşkanlığı 'na yakın çevrelerden öğrenildiğine göre Evren, Karaduman 'm görevden aynlması nedeniyle üzüntülerini bildirdi. 1 29 ktsımda yapılan genel seçimlerin bir önemli özeiligi 1980'den sonraki ilk "yasaksız" seçim oluşu\du. Bu seçimlerin demokrasiye dönüş stireci açısmdan bir degerlendirmesini yapabilir nüyiz? SUNAR Demokratik rejimin otoriter kesintiye uğradığı ülkelerde, demokrasiye dönuş sürecini iki temel döneme aynlabiliriz: Demokrasiye geçiş dönerai ve demokrasinin işlerlik kazanması, konsolidasyonu dönemi. tlk dönemde esas olarak demokratik kuralların saptanması, sonra serbest seçimlerin yapılmasıyla geçiş sürecinin sona ermesi söz konusu. lkinci dönemde ise demokratik mekanizmaJann istikrar kazanması, toplumun örgütlenmesi yer alıyor. Türkiye'de demokrasiye geçişi yönlendiren kurallar, yaygın bir toplumsal mutabakata dayanmaktan çok, yukarıdan aşağı empoze edilmiş olduğundan, demokrasiye geçiş ile konsolidasyon dönemleri iç içe geçmiş bulunuyor. Seçim kanununun, belirli ölçülerde anayasamn tamşma konusu olması, temel demokratik kurallar üzerinde bir mutabakatın bulunmadığını gösteriyor. Bu nedenle Türkıye'nın demokratik konsolidasyon döneminde geçiş dönemine özgü bazı sorunlar halen gundemde. DSP büyük kurultayı ocak ayuıda ANKARA (VBA) Demokrafik Sol Parti'nin büyük kunıltayı ocak ayı içinde toplanacak. DSP Genel Sekreteri Selçuk Sönmez, ilçe kongrelerinin büyük bir bölümünün bitirildiğini belirtti. Sönmez, il kongrelerini yapmaya başladıklanm da belirterek bu aym sonunda büyük kurultayın tarihini açıklayabileceklerini söyledi. Sönmez "Büyük kurultay samyorum ocak ayının sonunda toplanacak" dedi. . Hangi vade? öte yandan, seçmenin ekonomik sorunlan önemli görmesi, bu sorunlan muhalefet tarafından çözulebilir sorunlar olarak görmesi anlamına da gelmiyor. Kaldı ki, seçmenin hangi vadede bir değerlendirmeye bağlı olarak oyunu kullandığını da bilmiyoruz. Yani seçmen bu sorunlan ancak uzun vadede çözülebilir görüyorsa, bu dunıma katlanması gerektiğı düşünülebilir. Ekonomik sorunlann çözülemeyişinin bize uygun görünen cevabı iktidann değiştirilmesi olabilir. Ama, anlaşüan, seçmenlerin hepsi böyle duşunmüyor. Prof. Dr. llter Turan: "önümüzdeki beş yıl içinde toplumun demokratikleşmesi, temel bir mutabakata dayalı bir seçim sistemi ve anayasa değişiklikleri gerçekleştirilebilirse, artık otoriter kesintilerden söz etme ihtiyacımız kalmayabilir." yeniden düzenlenmeye doğru itiyor. Merkez sağda, ister ANAP olsun, ister yerine başka bir parti gelsin, çağdaş bir sağ olayı ile karşı karşıyayız. Auguste'un deyişiyle "metafizik" toplum olmaktan "Pozitivislendüstri" toplumuna doğru yol aüyoruz. Seçimlerin bir önemli sonucu da Süleyman Demirel'in başkanlıgındaki DYP'nin jıızde 20'nin altında oy alarmk. üçiıncu parti olması. Ahnan bu sonuç, başta DYP yönelitileri olmak uzere birçok gozlemcinin beklentüerine ters dustu. Sizce Demirel'in ileride bir "döniiş" yapma şansı var mı? TEKELİ Suleyman Demirel, bundan önce de bir kere kendini topladı. 1973 seçimlerinde oyları düşmüşken, 1977'de oyu yüzde 36'ya kadar ytıkseldi. O seçimlerde nerelerden oy aldığına bakarsamz, son seçimlerde de hemen hemen aym yerlerden destek bulmuş. Batı Ana Yılbaşında cezaevlerinde açık görüş ANKARA (VBA) Adalet Bakanlığı, yılbaşı nedeniyle cezaevlerinde açık görüse karar verdi. Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü'nden, Cumhuriyet Savcüıklanna karar tel emriyle duyuruldu. Karara göre yılbaşı nedeniyle 31 aralık ve 1 ocak günlerinde, mahkum ve tutuklu yakmlan cezaevlerinde akrabalanyla açık görüş yapabilecekler. ANAP Batı'da oy kaybetti TEKELİ ANAP niye bu kadar oy aldı? 1984 il genel meclisi seçimlerini ölçü alırsak, yuzde 5'ten fazla bir miktarda oy kaybetti. Bazı yörelerde daha fazla oy yitirdi; bazı yerlerde oyunu arttırdı. Batı'da oy kaybetti, Orta Anadolu ile Doğu Anadolu arasındaki geçiş böl Dinsei akımlar SUNAR Türkiye'de demokratik onam oldukça, din faktörü hep olacaktır; siyasal yelpazede dınsel partiler bulunacaktır. Bence ilginç olan, biraz koşeli bir şekilde ifade ettığım gibi, "BaUlüaşmanın son aşamasına gelmiş olan" Türkiye'de dinsei akımların bir ölçude nitelık aeğistirmesi, teknokratik bir yaklaşımı benimsemeleri. En azından mühendis kadrolanyla sanayileşme lemalarını işlemeleri çok ilginç. Bu da gösteriyor ki, Türkiye'de Islarru hareket bir pozitif endüstri toplumunun temposuyla beraber nilelik değiştirmekte. Islami partiler bir endüstrileşme ideolojisi ile karşırruza çıkıyor. Benim kanım, demokratik konsolidasyon sürecinde dinsei partilerin yüzde 78 oyun üzerine çıkamayacağı ve ağırlıklı bir rol oynayamayacağı. Endüstrileşme projesinin öncülüğunü merkezsağın dinsei partilere kapuracağıru sanmıyorum. TVRA.N Dinci akımlar ve partiler konusundaki duyarlıhğımız samyorum iki nedenle arttı. Bırincisi, bunların giderek aleniyet kazanması. Bugunkü kısıtlamalar Sobadan zehirlenen anne ve iki çocuğu öldü lstanbul Haber Servisi Beykoz Çubuklu'ya bağlı Enguri Bağı G37 sokaktaki bir evde kömür sobasmdan çıkan zehirli gaz anne ve iki çocuğunun ölümüne yol açtı. Üsküdar Belediyesi'nde çalışan Etem Akdağ'a ait evde eşi Fatma Akdağ ve çocuklan ömer (6) ile Mehmet Akdağ (2) kömür sobasından çıkan gaz yüzünden zehirlendiler. Bir süre sonra eve gelen baba Etem Akdağ, eşini ve çocuklarım yarı baygm halde buldu. Etem Akdağ, eşi ve iki çocuğunu taksiyle Beykoz Devlet Hastanesi'ne yetiştirmek istediyse de anne Akdağ ve çocuklan hasianeye yetiştirilemeden yolda öldü. Temel dinamikler Güney Avrupa ve Latin Amerika'daki deneyimlere bakarak demokrasinin işlerlik kazanması, yani konsoüdasyonu döneminin ancak üçüncü serbest seçımlerle tamamlandığını duşunuyorum. Katılma sürecinin istikrar kazanması, parti sisterm'nin oturması, toplumsal örgütlenmelerin insası bu döneme rastlıyor. Samyorum Türkiye'de son seçimlerden sonra bu sürecin dennleşmesi temel dinamiği oluşturacak. TEKELİ Bunalımsız bir dönüş süreci bence sorgulanması gereken bir varsayım. Acele bir erken seçim yapılması, iktidann önumttzdeki dönemde bir ekonomik AIDS'ti sanılan kız öldü KA YSERİ (Cumhuriyet) Tedavi gördüğü Ankara Hacettepe Hastanesi Tıp Fakültesi'nde kanmın değiştirilmesi sırasmda yanlışlıkla AIDS viriisü taşıyan kan verildiği ıddıa edilen 18 yaşındaki Keziban Altıngöz, tedavi gördüğü hastanede yapılan tüm müdahalelere karşın yaşamım yitirdi. 20 Mayıs 1987 tarihinde ailesi tarafmdan Ankara Hacettepe Tıp Fakültesi'ne yatırılan ve Prof. Dr. Emin Kansu tarafmdan kan kanseri teşhisi konulan 18 yaşındaki Keziban Alnngöz'e, kanmın değiştirilmesi sırasında yanlışlıkla AIDS virüsü iaşıyan kan verildiği iddia edilerek özel tedaviye tabi tutulmuştu. Keziban Altıngöz'ün tedavi gördüğü hastanede yaşamım kan kanserinden yitirdiği bildirildi. Prof. Dr. Îlhan TekeU: "Demokratik kurallar üzerinde, farklı parti ve gruplann mutabakatı bulunmuyor. Hakça olmayan kurallar konarak yapılan seçimler, önümüzdeki dönemde rejimin demokratikliği üzerinde tartışmaların sürüp gitmesi demek olacak." kriz beklentisinde olduğuna işaret ediyor. Bu krizi beş yıllık yeni dönemde aşabileceğıni umuyor. Çok yakında bir ekonomik bunalım, demokrasinin kuruluşunu ya da konsolidasyonu erteleyebiür mi? Prof Dr. İihan Tekeli, Doç. Dr. İlkay Sunar ve Prof. Dr. İlter Turan, Şahin Alpay'ın (sağdan sola) yönettiği açıkoturumda 29 Kasım 1987 seçimlerinin sonuçlarını ve demokrasinin işlerlik kazanması sürecini tartıştılar. KİM KİMDİR? Prof. Dr. Îlhan Tekeli: ı%o'ta lstanbul Teknik Üniversitesi tnşaat Fakültesi'nden mezun oldu. 1966'da ABD'nin Pennsylvania Üniversitesi'nde Bölge Planlaması dalında master derecesi aldıktan sonra, 1%9'da iTÜ'de şehircilik dalında doktorasını tamamladı. O tarihten beri ODTÜ Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü'nde ögretim üyesi. sini 1964'te ABD'nin Columbia Üniversitesi'nde aldıktan sonra, doktorasını 1. Ü. lktisat Fakültesi'nde 1966'da tamamladı. 1970'te doçent, 1976'da profesör oldu. 1983'ten bu yana I. Ü. Siyasal Bilgiler Fakultesi öğretim üyesi. . Doç. Dr. İlkay Sunar: "Türkiye'de demokrasiye geçişi .yönlendiren kurallar, yaygın bir toplumsal mutabakata dayanmaktan çok, yukarıdan aşağı empoze edilmiş olduğundan, demokrasiye geçiş ile demokrasiye işlerlik kazandırma dönemleri iç içe geçmiş bulunuyor. kaldırılsaydı, RP başka ne yapabilirdi dıye sorduğum zaman, pek değişik şeyler savunabileceğıni sanmıyorum. Ikincisi de Türkiye dışında meydana gelen değişmeler. Bu da iki boyutlu. Bir yanda lran'ın dıne dayalı bir dönüşüm geçirmesi; öteki de bu konulan pek bilmeyen Batılıların Türkiye ile ilgili sürekli endişe ifade etmeleri. Görülebildiği kadanyla bu akım toplumun ancak sınırlı bir kesiminde hitap edebileceği kişiler buluyor. Ustelik mesajı yalnızca dinsd değil. Henüz çağdaşlaşma aşamasına giren yörelerde rakip bir sanayileşme ideolojisini de temsil ediyor. RP'nin ileride gelişebileceğini sanmıyorum. Sağ partiler, seçmenleri bazında oluşturdukları koalisyonlar içinde din gruplanna da yer vererek, bunlann bir dinci partinin tekeline bırakılmamasına çalışıyorlar. Öte yandan MSP'nin aksine bu partinin hükümete ortak olamaması, onun hükümette bulunmanın olanaklanndan yararlanarak kendini geliştırmesi yolunu da kapatıyor. TEKELt 1984 yerel seçimlerinden bu yanaki gelişmeye baktığımız zaman RP'nin oylannı yuzde 4'ten yüzde 7 dolayına çıkardığını görüyoruz. Bu, ANAP içinde toplanmış dört eğilimden birinin kendini geri çekmekte olduğuna işaret ediyor. RP'nin nerelerden oy topladığına baktığımızda ise genellikle eskiden beri o> topladığı Orta Anadolu ve Doğu illeri. Son seçimde bunlara bir de tzmit, Sakarya ve Kütahya eklenmiş. Bu partinin aldığı oylan yorumlarken. dığer partiler için uyguladığımız ölçüler yeterli olmuyor. Bu tür partilerin oylan, dini ve yerel liderleri ile parti yöneticileri arasındaki pazarlıklardan önemli ölçüde etkileniyor. RP'nin oylannın sınırlı kalmasında bence ANAP'ın uyguladığı ikiü strateji de etkili oldu. ANAP'ın ulusal duzeyde yürüttüğü seçim kampanyası daha çok ortadaki oylan kazanmaya yönelikti, dinse! imgeler taşımıyordu. Yerel düzeydeki politikası ise yerel ve dini liderlerle ciddi pazarhklara dayanıyordu. Görülüyor ki, ANAP'ın bu pazarlıklarda başarı sağladığı yerler var. Benim görebildiğim kadanyla RP, ancak sünni kesimin bir bölümünden oy alabiliyor. İktidarda olmadığı halde >lızde 7 oranında oy alabilmesi de önemli. 1402'liklere manevi tazminat yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası ile görevden uzaklaştmlmamn, "manevi tazminat ödenmesini gerektirecek bir olay nlmadığına" karar verildi. Ankara 1. tdare Mahkemesi, sakmcalı personele görevden uzaklaştmldığı dönem içindeki maddi kayıplartnın ödenmesine karar verirken, manevi tazminat ödenmesine ise gerek bulunmadığma hükmetti. Hangi demokrasi Sorulması gereken başka bir soru da, demokrasi yeniden kurulurken, hangi demokrasinin kurulduğu sorusu. Sur.ar'ın da belintiği gibi, demokratik kurallar üzerinde farklı parti ve gruplann mutabakatı bulunmuyor. İki milyona yakın oy alan DSP'nin hiç miUetvekili çıkaramadığı, ANAP'ın yalnızca 29.000, SHP'nin 60.000 oyla bir milletvekiUiği alabildiği bir seçim sistemı ile demokrasi olabilir mi? Hakça olmayan kurallar konarak yapılan seçimler önümüzdeki dönemde rejimin demokratikliği üzerinde tartışmalann sürüp gitmesi demek olacak. TEKELİ 1950'den beri kesintili bir demokrasiyi yaşıyoruz. O tarihten bu yanaki gelişmeleri incelediğımizde söyle bir görüntü ortaya çıkıyor: önce bir demokrasiye geçiş seçimi yasanıyor. lkinci seçime ben konsolidasyon seçimi diyorum. Üçüncü seçim kutuplaşma seçimi oluyor. Dördüncü seçim de, 1950'den beri nasip olmadj... Demokrasiye geçiş seçiminde, oylar dağılıyor. 1950 seçimleri bunun istisnasıdır. lkinci seçimde oylar daha az sayıda parti etrafında toplamyor ve biri açık ve kesin iktidar oluyor. Üçüncü seçimde iktidann desteği azalıyor, partiler arasındaki ilişkiler kutuplaşıyor ve sonunda toplum giderilmesi zor bir siyasal bunalımla karşılaşıyor v» Yunun tiyatrosundaki tanrısal çözüm gibi, Silahlı Ku vetler düğümu çözmek için iktidara el koyuyor. 1980'deki otoriter kesinti sonucunda, daha önce görülmeyen bir yentlik çıktı. Çeşitli sınırlamalarla, 1980 oncesi parti sistemi ile hiç bağlantısı olmayan yeni partiler ve parti sistemi oluşturulmasına çalışıldı. Toplumun kendi dinamiği içinde parti oluşması ise 1984'ten sonra başladı. Dolayısıyla, bana oyle geliyor ki, 29 Kasım seçimleri, daha önceki geçiş seçimlerini andırmakta. Bundan sonraki seçim, konsolidasyon seçimi olacak. O seçimde sağda ve solda en inandıncı gözüken iki parti arasında seçimin sonucu belirlenecek. Doc. Dr. tlkay Sunar: 1965te ABD'de Whittier College'den mezun oldu. Siyaset bilimi dalında doktorasını yine ABD'de Kaliforniya Üniversitesi Berkeley'de tamamladı (1972). 19721979 arasında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde, 1979'dan bu yana Boğaziçi Üniversitesi'nde öğretim üyesi. Prof. Dr. l l t e r Turan: üniversi te ögrenimini 1962'de ABD'de Oberlin Collegede yaptı. Siyaset bilimi dalında master derece İnegöl Belediyesi'nde "süper" zam BÜRSA (Cumhuriyet Bürosu) İnegöl Belediyesi'nde çalışan Belediyelş Sendikası'na bağlı 288 işçinin maaşlarına yiizde 5075 arasmda değişen oranlarda zam yapıldığt bildirildi. Belediye ile sendika arasmda imzalanan 93 maddelik toplu iş sözleşmesi sonucu sosyal yardımlann da yüzde 100 ile 300 arasmda arttırıldığı öğrenildi. ASF'de yungın: Zarar 500 milyon BURSA (Cumhuriyet Bürosu) BursaGemlik Karayolu üzerinde bulunan işadamı Ali Osman Sönmez'e ait iplik (ASF) tesislerinde dün saat 19.00 sıralarında yangın çıktı. İplik ambarlannda başlayan yangın Bursa itfaiyesinin yanı sıra Mudanya, Gemlik ve Tofaş itfaiye gruptarımn yardımıyla yaklaşık iki saatte kontrol altına alınabildi. Pamuk deposu ve iplik ambarlannda başlayan yangının. ambarlarda bulunan sentetik iplik ve floşlann yanıcı özelliğinden dolayı söndurülmesinde güçlük çekiliyor. Yaklaşık ~0Q milyon lira dolayında zarara yol açtığı tahmin edilen yangının kontrol altına alınan bölgede iki uç gıin daha sürebileceği bildirildi. İtfaiye aracı devrildi lstanbul Haber Senisi Kâğıthane'de kaza geçiren bir otomobile yardıma giden itfaiye aracı yolun kaygan oluşu nedeniyle devrildi. Kazada çavuş Sami Kılıçlı, şoför Yavuz Ulusoy ile itfaiye erleri Mustafa Cenap, Halim Bölük ve Ali Osman Çiçek çeşitli yerlerinden yaralanarak Şişli Etfal ve Taksim llkyardım Hastanesi'nde tedavi altına almdtlar. gelerinde oy kazandı. Başka bir ilginç nokta, ANAP'ın politikalanndan en çok yararlanan yörelerde oy kaybına uğraması. Orneğin, Muğla, Antalya ve lçel'de. Bu yöreler Doğu'dan yuksek miktarda işçi göçü alıyor. Bu kimseler geldiklen yerlerde ANAP'a oy veriyorlardı, yeni yerlerinde ANAP'a karşı oy kullandılar. Bu nasıl açıklanabilir? Bence, geldikleri yerlerde oy verme genellikle grup karanna dayanır; köy, aşiret kararı... Ve bu tür kararların da devlet olanaklanyla etkilenmesi söz konusu. Batı'ya goç ettikleri zaman kişiler o gruplann denetiminden çıkıyor, daha bireysel gudülerle davranıyor. ANAP'ın bu ölçüde oy almayı basarmasım ancak birden çok etkenle açıklayabiliriz. Bence iktidar partisi olması, seçimleri kazanacağı havasımn devamlı gundemde olması özelhkle kırsal yörelerde rol oynadı. Toplumun hangi kesimlerinden oy aldığına bakarak da, bir ustünluğe sahip olup olmadığı görulebilir: Çeşitli kamuoyu araştırmalanna bakılırsa, DYP daha çok çiftçi, tüccar, küçük esnaftan; SHP ise genellikle işçi, memur, emekli gibi ücretli kesimler ve profesyonellerden, serbest meslek sahiplerinden oy alıyor. ANAP ise hemen hemen tum kesimlerden... dolu ile kuzeye, Samsun'a doğru uzanan yöredeki ıller. lstanbul ve Izmır bunun dışında kalıyor. Yaşh kuşaklar DYP'de öte yandan, çeşitli kamuoyu yoklamalarında göruldüğu gibi Demirel, köyluden, küçük esnaftan ve tuccardan oy alıyor; SHP'de öncelikle işçi, memur ve emeklilerden... Eğer böyle bir eğilim söz konusu ise yani DYP ve SHP, ANAP'a karşı muhalefetin farklı kesimlerini temsil ediyorlarsa, DYP'nin varlığım sürdurmesi için neden kalacaktır. Yine kamuoy^ı yoklamalarında, DYP'nin daha yaşlı kusaklardan oy aldığı gibi bir eğilim gözlendı. Bunun uzun vadede DYP aleyhine çalısacak bir eğilim olduğu da söylenebilir. Çağ atlamak SUNAR Bana öyle geliyor ki ANAP "çag allıyoruz" sloganı ile önemli bir imaj yakaladı. Piyasa güdümlu bir endüstri toplumuna yönelme imajı ile toplumun hemen her kesiminden oy alabiliyor. DYP iseeski tüccaresnaf toplumundan, yani endüstri öncesi topluma özgü olan patronaj politikalarınm geçerli olduğu yorelerden oy topluyor. Yine bana öyle geliyor ki ANAP Türkiye'nin taşralıhğını kırmasını ve dünyaya açılmasını, seçmenin bu özlemlerinı temsil ediyor. Buna karşı DYP'nin yakaladığı nedir? ANAP'ın piyasa güdumlu endüstrileşme modelinin doğurduğu eşitsizlikler, gıde ANAP'ın imajı üretim SUNAR ANAP'ın bütün kesimlerden oy alması, ilginç bir noktayı daha gündeme getiriyor. Demek ki StİRECEK SHP Parti Meclisi muhalefet stratejisini açıkladı Somut politika yapacağız Milyarderin kayınbiraderi öldü İZMİT (Cumhuriyet) Loto'da 8 beraberliği bilerek 1.5 milyar lira kazanan Izmitli işçi Hasan Demirel'in 36 yaşındaki kayınbiraderi Yakup Alangöz, geçirdiği bir kalp krizi sonucu öldü. Alangöz. eniştesine ikramiye çıktıktan sonra çalıştığı piston fabrikasından isıifa edip eniştesiyle çalışmaya başlamıştı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, ANAP'ı 'azınlık iktidan" olarak niteledi ve SHP'nin parti meclisince belirlenen yeni dönem muhalefet stratejisini açıkladı. İnönü, SHP'nin yeni dönemde, pahalılığa karşı halkla birlikte tavır koyacağını, demokrasiyi geliştirmek için her türlü muhalefet ve vatandaşlık hakkını sonuna kadar kullanacağını, her alandaki somut politika ve çozüm önerileriyle sağlıklı bir gelişmenin yollarını açacağını bildirdi. SHP Genel Başkanı, partisinin, sorumlu muhalefetin en güzel orneklerini vereceğini de söyledi. SHP Parti Meclisi'nin önceki günkü toplantısında yapılan son siyasi gelişmelerle ilgili değerlendirme ve belirlenen muhalefet stratejisi bir bildiriyle açıklandı. SHP Genel Başkanı İnorıü, bildiride yer alan gönişleri dün yapılan grup toplantısı öncesinde dile getirdi. İnönu, parti meclisinin, gruba olan güveni ve iyi dileklerini vurgulamak için bu görüşleri grup toplantısında açıkladığını belirtti. İnönü'nün açıkladığı bildiride, seçim sistemi eleştirilerek, bu sistemle halkın ıradesini bozan ve çarpıtan bir sonuca ulaşıldığı kaydedildi. Bildiride, ANAP'ın üç secmenden birinin oyunu almasına karşın, parlamentonun üçte ikisini elde ettiği vurgulanarak, şu görüşlere yer verildi: "SHP ana muhalefet partisi olarak, öncelikle parlamentoda iktidann icraatını denelleme, halkımızın beklentileri ve çıkarları doğrultusunda yonlendirme için kararlı, inançlı, tutarlı biçimde muhalefel görevi yapacaktır. ANAP tarafından haşedilemeyen pahalılığa karşı bütün demokratik yöntemleri seferber ederek, halkımızla birlikle tavır koyarak, öneriler ve çozümler gelişlirerek, insanlanmızın bu en güncel sorununa sahip çıkacağız. Demokrasiyi geliştirmek için halkımızın layık olduğu siyasal, sendikal, dinsei, bireysel özgürlüklerin tümüyle uygulanması doğrultusunda sürekli çalışma içinde olacağız ve işkenceyi artık ülkemizden silmek amacıyla her türlü muhalefet ve vatandaşlık hakkımızı sonuna kadar kullanacağız. Türkiye'nin ekonomik gücünün en verimli biçimJe kullanılması için sürekli bir denelimi, gözetimi gerçekleştireceğiz. Her alandaki somut politika ve çözüm onerilerimizle sağlıklı bir gelişmenin yollarını açacağız. SHP'nin muhalefet stratejisi, yapıcı önerilerle, kararlı ve sert tavırların birlikleliği olacaklır. Parti Meclisi bildirisınde, SHP'nin halkın verdiği desieğe layık olacağı da kaydedilerek, SHP, sosyal demokratlan bölunmuslukten anndınp, tüm sosyal demokratların tek ve güçlü parlisi olacaklır" denildi. n l U 9 I r m i î i t o r l r o f M a r d ı n ' i n Midyat ilçesine bağlı Koşluca köyunden, köy U l y a I V U y i l U»HVCt|htıyarheyet!uyesiAbdurrahman Turan, g ç geçen ekımy ayında y y y milıtanlann köydert 11 kişiyi kaçırmaları üzerine, bir yüzbaşının kendısini korucu olmaya zorladığını öne surrJü ü ki Köyden kaçırılma olayını Mıdyat tugayına bıldırdikten sonra köye gelen bir yüzbaşının, "Burayı siz korumak zorundasınız Sılah almak zorundasınız. Korucu olmayız diyeninız varsa bu kuyde yaşayamaz. Ya silah ahrsınız ya köyü terkedersiniz ' dediğıni öne suren Abdurrahman Turan. kendisinin de korucu seçildiğinı belirterek. korucu olmayı kabul etmedığı içınailesi^e birlikte Batmana göç ettiğini söyledi. (Fotoğraf: Cenglz Mumay) DÜZELTMELER • Buzdolabı Dün birinci sayfamızda yer alan "zam şampiyonu" haberinde, hesaplamaya alınan 12.4 ayak buzdolabının "yeni" fiyatı lüks modelden alınmıştır. Lüks olmayan buzdolabındaki fiyat artışı yüzde 56 olarak gerçekleşmiştir. • Coca Cola Coca Cola Export Corporation Türkiye Şubesi dünkü "zam şampiyonu" haberimize ilişkin olarak meşrubatların resmi perakende satış fiyatlarınm 200 lira olduğunu açıkladı. Ancak Coca Cola piyasada yaygın olarak 300 liradan satılıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle