21 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ve bugun olduğu gibi devam ettirıp, her tür onemli değişikiiğe karşı harekete geçen kişidir. Reaksiyonere gelince; bu, toplumun değışmekte olduğunu kabul edip, bu değişmeye tepki gösterendir. Sosyal ilerlemeyi onlemek üzere reaksiyoner, buna karşı koymakla kalmayıp, eski bir sosyal duzeni geri getirme çabası içinde olur. Reaksiyoner, bugunku duzeni sonuna dek sürdurmenin yollarını aramaktadır. O, var olan bu duzenin eskidığinin, bunun değişmek uzere olduğunun ya da değişmesinin gerektiğinin farkındadır, ama yani bir toplum şekline doğru ileri yurumek yerine, daha eski bir şekle doğru geriye adım atar. Bununla da "gerici" adını alır. Muhafazakâr geçmişi korumayı, gerici bu geçmişi yeniden bina etmeyi amaçlar. "Liberal" ile "muhafazakâr" arasındaki antitez, bir tarihı yanlışlıktır. Leberalizmin ortaya çıktığı gunlerde liberaller ilerici, yani toplumun değişmesini olumlu bir adım olarak kabul edenlerdi. Liberalizm zayıflayınca, bunlar muhafazakâr oldular. Tümden yok olduğunda da onu yeniden bina etmek uzere reaksiyoner (gerici) oldular... 1946'da, merkezi devlet otoritesinin simgesi olan CHP'nin bürokratik baskısından sıyrılıp, kendi başına buyruk olmak isteyen toprak ağaları (bunIarın sadece Doğu'da var oldukları sanılmasın), Toprak Reformu Kanun Taslağını bahane ederek DP'yi kurdular. Bunlar, devlet otoritesini, merkezkaç guçler lehine tahrip etme gorevini ustlendiler. Ağa aşiret reisi büyuk aile grubunun oluşturduğu buyuk oy olanağı karşısında CHP hiçbır zaman iktidar olamadı: Irgat, oyunu hür iradesiyle kullanamaz... Bundan sonraki seçimleri de kimin kazanacagını keşfetmek için kahin olmaya gerek yoktur. Hangi parti, bu grubu kendi yanına çekmişse buyuk çoğunlukla Meclise girecektir. Gerisi masaldır. Belli koşullar, belli sonuçlar doğurur. (I) Analysc de la phılo^ophıe du Chancelier Francis Bacon, C. I. Amslerdam 1755. s 47 (2)Hurrıyet, 25.11 1985 (3) Millivet Aktualıte, 15.11.198'' tu. Ağrı'nın ilk asansörune binmek ısteyenler gün boyu asansor önunde kuyruk oluşturuyorlar..." (2) Bir pa1793*te aydınlanma çağının ürünü Fransız burjuvazisi, gelişmesine engel zarını de istatistik: Birleşmiş Milletler'in çelikverıinceleyen raporunda yer alan 1984 yılı olan feodaliteyi tümden süpürüyordu. Yerine koyduğu ilerici ve gerçekten lerıne göre, Turkiye'deki kişi başına çelik tuketimi, Batı Avrupa ortalamasının çok altında ve Yuüretici burjuvakapitalist düze/ı, o güne dek geçerli olan insanlar dahil olduğu altınarasındaki senyörserf, bugünkü deyimle, ağaırgat ilişkisini, işverenişçi nanistan'ın daKişi başına 105sıralamanın enise, bu da bulunuyor: kilo! Üretimi ilişkisine dönüştürmüş, "ırgat" ile "işçi" arasındaki temel kavram miktarın yarısından azdır. Oysakı çelik uretimi, farkını iyice belirgin hale getirmişti. butün iktisat kitaplarına gore, bir toplumun uretim potansiyelinin şaşmaz gostergesidir. "Çelik ıhraç ediyoruz" şarkılan ise, ithal miktarı ve bu her ikisinin değerleri açıklanmadıkça "... Kubbede bir hoş sada..."dan ileri gitmez, "çağ atlıyonız" türkAvrupa, daha XIV. yüzyıldan başlamak üzere ilişkisine dönüştürmüş, "ırgat" ile "işçi" arasınüleri gibi. Çağ, ancak ileri bir üretim düzeyi ile a t } daki temel kavram farkını iyice belirgin hale getirOrtaçağ'ın karanlıklarından silkinip Ronesans'ı mişti. Bunun yanı sıra da burjuvakapitalist duze lanır, şişelere bulut ve.. su doldurarak değil... idrak etmiş, bu temel uzerine bina edilmiş Aydınne özgu "demokrasi", "liberalizm", "laiklik"... lanma Çağı'na ayak atmıştı. Bunun anlamı, insaObür yandan AT, Avrupa Birliği gibi orgütlegibi yine temel kavramlar, gun ışığına çıkmıştı. Bu nın vasilikten kurtulup kendi algısını, başkasının re dahil olma, ne pahasına olursa olsun yabancı arada feodal guçler de boş durmamış, dış ülkelerehberliği olmadan kullanabılmesiydi. Tanrısal sermayeyi çekme ve birçok varlığımızı yabancılare goç etmiş olan soylular, yani toprak ağaları, vahye dayanan ve egemen sınıflarca desteklenen ra satma çabalarının, ancak ulkede egemen olan duşman ordularının saflannda kendi yurttaşlarıdünya görüşu yerini, akıl ve bılimin ışığına bıraktoprak ağası aşiret reisi buyük ailenin oluşturna karşı kıyasıya dovüşmüşlerdi. Ama nafile, burmıştı. Bundan böyle guneş dunyanın çevresinde juvazi Fransa'ya ve onun etkisiyle daha birçok Ba duğu guçlerin kendilerini Batı şemsiyesi altında değil, dünya güneşin çevresinde donecekti. Ünlü emniyete alma kaygısından kaynaklandığını soytı ülkesine çağ atlatmıştı. tngiliz fılozof ve devlet adamı Francis Bacon lemekle büyük hata etmiş olur muyuz?.. YukarıBunun arkasından Batı, buhann gücünu keşfe(15611626), uç yüz yıl önce şöyle diyordu: " D o decek, bununla büyük sanayi devrimini gercekleş da tanımlamasını yapmış olduğumuz "çağ atlağanın etudu, sanat ve bilimlerin dokusu gibidir. ma"nın, bir >arı feodal duzende mümkun olamatirecekti. Batı, bir kez daha çağ atlamıştı. Butün Bunlar (sanat ve bilimler), yüzyıllar boyunca barbunları merkezi de\let otoritesini inkâr eden, tu yacağı gun gibi bellıdir: "Türkiye'de piyasa kuralbarlığın eline düşmuşlerse bunun sorumlusu, mularının egemen olduğu bir kapitalizmin değil, olahakeme (usavurma)nin butün prensiplerini alt ust tucu ve cıhz bir üretim gücüne sahip feodal düzende gerçekleştirmesi olanak dışıydı. Gerçekten boy ğandışı koşullarda dev let olanaklanna sahip olmuş etmiş olan ilahiyatçılardır: Gözde bağ, ayakta zinle bir duzende, Sayın Ali Koçman'ın TÜSİAD'da bir avuç insanın garip bir duzeni vardır" derken cirle ilerlemenin yolu!..'" (1) Prof. Toktamış Ateş (3), bu "düzen"in ciddi bir dile getirdiği "...Butün kurallarıyla işleyen, insaBurjuvazinin getirdikleri na saygı duyan demokratik düzen..." özlemi, ağa üretime yönelmesinin olanak dışı olduğunu vurguluyor. ırgat ilişkisinın başat olduğu bir sistemde, boş bir Galileler, Keplerler... Lavoissierler bizi XVIII. düşten ileri gidemezdi. yüzyılın sonuna getireceklerdi. Akıl, çalışmasını Tutucu ile gerici surdurüyordu. Derken atom, elektronik, uzay çağlanna giriş: Liberalizm Batı'da, başanlı burjuvazinin bir kaBatı, "çağ atlama"ya somut anlam kazandırıyor1793'te Aydınlanma Çağı'nın iırunü Fransız rakteristik entelektüel hareketi olup, ozellikle İndu. burjuvazisi, gelişmesine engel olan feodaliteyi giltere'de, çıkan yüzyılın son çeyreği ile I. Dünya tümden süpürüyordu. Yerine koyduğu ilerici ve Şimdi bu verilerin ışığında kendimize bakalım. Savaşı'na kadar orta smıfın ideal ve değerlerini "Ağrı'da ilk asansör!.. Beş katlı Ağrı Devlet gerçekten uretici burjuvakapitalist duzen, o gune temsil ederdi. Bugun " t u t u c u " dediğimiz Hastanesi'nde yaptırılan ve geçen gunlerde hizmedek geçerli olan insanlar arasındaki senyorserf, "muhafazakâr" ise. toplumu esas itibarıyla dun te giren asansör çevresinde bir meraklı kitle oluşbugünku deyimle, ağaırgat ilişkisini, işverenisci Tarihin Aşamaları CUMHURtYETTEV OKURLARA... OKAY GÖNENSty 14 ARALIK 1987 Kıskaç BURHAN OĞUZ Uygarlık Tarihçisi Y EVET/HAyiR Politikacının Yaşamı ve Saydamlık... "Babamdan kalan küçük bir evim var Morbihan'da. Bir dostla ortak aldığtmız, 60 bin frank değerinde bir yeikenlimiz var. Raspail bulvarındakı dairede kıracıyım. Ayrıca babamdan 1 milyon 800 bin franklık tahvilat kaldı" Fransa'nın tanınmış politikacılanndan, önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminin en güçlü adaylarından, Sosyalist Parti üyesı Michel Rocard Observateur"ün soruşturmasına bu yanıtı vermiş... Cumhuriyetçi Parti'nin lideri, Chirac kabinesinde Kültür Bakanı François Leotard da kişisel servetinı şöyle açıklıyor: . "1975'te Essonne'da Etolles'de bir ev satın aldım. 1978'de de Paris'te iki odalı, 50 metre kareiık bir apartman dairesı almıştım, ama bunu sattrm. Frejus'da bir ev aldım, ama 1 mılyondan çok borçlandım. Tahvilatım yok. TF Tden on aksiyonum var" Eski Cumhurbaşkanı Valery Giscard D'Estaıng'in özel sekreteri de şu bilgiyi vermiş: Paris'te başka bıriyle ortak, babası tarafından 1953'te satın alınmış bir daire. Babasının 1982'de ölmesinden sonra Varvasse'de 5 hektarlık bir şato (şımdi annesi orada oturuyormuş). Madam Giscard'ın da çıplak mülkiyetine sahip olduğu bir evi varmış... Sosyalist hükümetin Milli Eğitim Bakanı J.P. Chevenement de kişisel servetıni şöyle açıklıyor. "Belfort'ta bir ev. 1973'te 200 franka alındı. Paris'te iki stüdyo, banka kredisiyle ödendı. Fransa'nın Dış Tıcaret Bakanı Michel Noır da, Lyon'da 1978'de 430 bin franka satın aldığı bir evi bulunduğunu, bunu iki kez borç aiarak onardığını bildiriyor Borçlann birini Sandık'tan, ötekini Millet Meclisınden almış... Chirac kabinesinın bakanlanndan Carıgnon, Madelin, Douffiagues, eski Başbakan Pierre Mauroy, Pıerre Joxe da açık açık, neleri var neleri yok kamuoyuna bildırmekten kaçınmamışlar... Derginin sorduğu başka sorular da var: "On yıl önce neyiniz vardı?" "Servet açıklamasının doğruluğuna ınanıyor musunuz?" iktidarda ve muhalefette bulunan tanınmış politıkacıların hepsinin on yıl önce neleri vardı, şimdı neleri var; bir bir aydınlığa çıkarıyorlar. Ayrıca yurt yönetiminden sorumlu her politikacının servet bıldiriminde bulunmasınm gereklıliğini savunuyorlar. On yıl önce önemli bir servetleri bulunmadığını, bu zaman içinde edındikleri yeni binaları ya da hısse senetlerını açıklamaktan kaçınmıyorlar. Geçenlerde Sayın Evren, Ankara Gazeteciler Cemiyetı'ne geldiğinde basının, poiıtikacıların özel yaşamlarına karışmasının doğru olmadığını söylemiş; cemıyet başkanı da ondan yana bir tavır almış ve "böylelerinin basın kartının iptal edilmesini" düşündüklerini bildirmişti. Bir süre sonra ANAPlı, eski CHP'li Bay Reşit Ülker'in de buna benzer bir söz söylediğini, "Meclis açılır açıimaz buna çare bulacağız" dediğinı de yazmışttm. Nedense bizim politikacılarımız servetlerinin açıklanmasından hiç hoşlanmazlar. Bir meraklı çıksa da 1980'den sonra milletvekili, bakan, başbakan olanların ve onların yakınlannın edihdikleri serveti açığa çıkarsa ne kadar iyi olur dıye düşünüyorum. Sekiz on yıl önce neteri vardı, şimdı nelere nelere sahip olmuşlar? Kızları, oğulları, damatları nerden nereye gelmış?. Bunu sorup araştırmak, kamuoyuna sunmak bir suç değildir, bir görevdir. Yurt yönetiminde bulunmak isteyen kışılerın yaşamları halka açık olmalıdır. Bundan kaçınanlar, böyle bir şeyi yasalarla önlemeye kalkışanlar halkın gözünde kuşkulu kişıler olmaktan kendilerini kurtaramazlar. 'Observateur' de politikacılara sorulan bir başka soru da, partilerin gelir kaynaklarının, ozellikle seçim zamanında edındikleri yardım paralarının kontrol edilip edilmemesidır. Bu konuda Sosyalist Parti Grubu Başkanı, eski Bakan Joxe şöyle diyor: "Seçim kampanyalarında harcanan paranın ve partılerin gelirlerinin kontrol edilmesinden yanayım." Cumhuriyetçi Bakan Leotard, Madelin de 'saydamlık' yasasını desteklediklerıni söylüyorlar. Partiler nerden para alırlar? Bu soru da büyük önem taşıyor. Son genel seçimde ANAP su gibi para dağıttı! Yüzde 36 oy alabildiyse, bunu bol keseden para ve çıkar dağıtmasına borçludur. Refah gibi partiler nerelerden buldular bu denli çok parayı? Kimi dıştan, kimi içten... Kimi de kuşkulu kaynaklardan... iste saydamlık denen şey, partilerin de, kişilerin de servetlerinin, gelirlerinin hesabını açık açık vermeleridir. Daha doğrusu verebilmeleridir. OKURLARDAN Atatürk Kitaplığı uyurıyu uydu Toplumsal gelişmenin baş oğelerinden biri de olaylar karşısında kifiler asası bağlardır. Bir ifi yapan kişi ya da kifiler ne denli titiz, uyanık olursa olsunlar, yaptıklarmda kendilerinin çozune çarpmayan yanlış ya da eksikler bulunabilir. Gorenler uyarmah, yanhşlar duzeltilmeli. Bu girişi şunun ifin yaptım: 19 Kasım 1987 gunku Cumhuriyet'in Du sutunlannda, Atalurk Kitaplığı'ndan soz ederken, Türklerde anadil bilinci uyandırmtş olan bu yıice insanın adım taşıyan bir kitapükta, bir kapının ustunde Aksesyon Tasnif gibi anlaştlması olanaksız bir yazıntn bulunmasınm doğru olmadığını bildirmiştim. Incelemelerim için birkaç gun sonraki gidisimde yaztnın yerinden kaldınlmıs olduğunu gordum ve sevindjm. Uyanya uyanlara teşekkürler. Buraya sevindirici baska bir örnek daha ekleyeceğim: Bundan önceki ayiarda içlerinde Cumhuriyet'in de bulunduğu birkaç büyuk gazetede kazanan Milli Piyango numaraları duyurulurken 'teselli mukâfatı' alan numaralar bildirilmiyordu. Bu ayın numaraUmnda Cumhuriyet'in bu eksikliği gidererek teselli mukâfatı alanlan da bildirmis olması toplumsal gelişmenin iyi bir kamtıdır. RÜŞTÜ ERGUN HEKtM AKBAL eni yıla oldukça kara bir tablo ile giriyoruz. Bir yanda 1982'de çıkarılmış olan yasa, basının elini kolunu bağlayacak birçok hükmüyie Oemokles'in kılıcı gibi sallanıp dururken, siyasal kulislerde yeni hükümetle birlikte bazı cezaları, ozellikle de para cezalarını ağırlaştıracak bir tasarının da gündeme geleceği konuşuiuyor. Muzır Yasası sayesinde gazetecilere yuzlerce milyon liralık cezalar da rahat rahat dağıtılırken, butün para cezalannın ağırlaştınlmasına ilişkin tasarı bugunkü tabloyla birleştirilince ortada kuşkulu bir durum kalmıyor. Nasıl ki 1983 seçimlehnde MDP'yi desteklemiş olan işadamları "ekonomik cezalara" çarptırılmışsa, basın da, sektör olarak ekonomik kıskaç içine alınmaya çalışılmaktadır. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sayın Nezih Demirkent, geçen haftaki meslek divanı toplantısında uzun ve ilginç bir konuşma yaptı. Demirkenfin konuşmasında ANAP hükümeti ile basının ilişkilehnin bugün vardığı noktayı tahlil eden bazı bölümler şöyle: "Geçen yıllarda her zaman kendileriyle diyalog içinde olmaya gayret ettik Her zaman pek çok konuda anlaşamadık. Sayın özal'ın bir taktiği, bir stratejisi var: Basını yıpratmak. Bu konuda çok net mesajlar veriyor. İstediği zaman uçağına gazetecileri almıyor, istediği gazetecilerle konuşuyor, istediği gazetecileri istediği yere götürüyor. Kendisi aleyhinde iki satır çıkarsa kızıyor, lehinde bir şey çıkarsa pek farkında değilmiş gibi görünüyor... Biz bu noktadan kavga ederek bir yere gideceğimizi zannetmiyoruz. Kendisi barış istiyor, biz de barışalım. Ama önce özgürlükler konusunda bir ortak noktaya varalım, sonra basının sorunlarını çözelim. Sayın Özal basını ticari müessese olarak görmeye devam ettiği müddetçe barış içinde olma şansımız yok." Sayın Demirkenfin çizdiği tablo oldukça net ve keyif kaçıncıdır, ama dyledir. "Türk basınının mutlaka gelişmesı, mutlaka büyümesi lazım. Büyümesi insan olayı, büyümesi ekonomik olay. Bunların çözümünde çok ciddi sıkıntılar var" diyor Demirkent ve gündeme özeleştiri geliyor. Basın hem ekonomik hem de yasal bir kıskacın içindeyken, bu krizi aşarak sağlıklı bir demokrasinin güvencesi olabileceği bir yapıya yönelmek durumundadır. Şu anda bunun ilk adımı, temel sorunlar (Arkası 13 Sayfada) ÇAY İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN RİZE FASON OLARAK TENEKE KUTU YAPTIRILACAKTIR 1 Kuruluşumuz ihtiyacı 4.000.000 adet teneke çay kutusu fason olarak teklif alma usulü ile satın almacaktır. 2 Bu i}e ait şartnameler; a) Çay İşletmelen Genel Müdürlüğtı Satınalma Müdürlügü/RÎZE, a) Çay tşletmelerı Genel Müdurluğü, Buyükdere/İSTANBUL b) Ankara Bölge Stok ve Satıj Müdürlügü, Maliye ve Gümruk Bakanlıgı E Binası 7. kat OperaANKARA adreslerinden ücretsiz temin edilcbilir. 3 lhaleye katılmak isteyen fırmalann şartname esasları dahilinde haarlayacaklan teklif mektuplannı en geç 24.12.1987 Persembe gunü saat 17.00'ye kadar Çay Işletmeleri Genel Müdurluğü Rıze adresınde bulunacak şekılde iadelıtaahhütlü göndermelerı veya belirtilen tarihe kadar elden vermelerı gerekmektedır. 4 Postada meydana gelen gecıkmeler ve telgrafla yapılacak müracaatlar kabul edilmez. 5 Genel Müdurluğümuz 2886 sayılı devlet ihale kanununa tabi olmayıp ihaleyı yapıp yapmamakta, kısmen veya dılediğine yapmakta serbesttir. . . . Uıadolu Kulübü • Paşahahçe • Sheraton Oteli • Renault Mais • Girna MagazaUm • Çtnar uıen m ney/nen • GüllUoğlu Baklava • Jumho • Terns Restaurant • Karaca • Ordu Pazarlan • Görgülü • Tomato Giyim • Gükemal Mağazası • Yeşilköy Tenis Kıılühit • Yeğinler Deri Butik • Beymen Çarşı • Halifax • Benetton • Suadiye Oteli • Garden ~>4 • Fisko BMik • Alttfiyıldızm AKAlUfModa • Hilton Otelîm Sumerhank • Ahdullah Lokantast • Atalar • Dhıarsu • Asya Pastaneleri m LunajHirk Gazinosu • Aksıı • Penyehıx • Haşet Kitabeti • ORKO m Dedeman Oteli • Gezi'Oteli • Galeri Kristat • Santral Büfe • OtelMarin • Vatan Hastanesi • Meges Ote// • Türkiye Şeker Fabrikalan AŞ ?3 • Dilberler • Scholl Medikal Ömür Lokantası • 7i«rÂ? Deniz • Belediye Tanzim Satıs KÎP Levent ve Ankara Mağazalan Kuvvetleri Güçlendinne Vakfı • Büyük Sürmeli Oteli • ^[ak% azottart KonvaU T.okctiücw • jfoüa L nizKulühü %JNetTurizm • Â'ew/ Ote/£. Kenfikal Tavuk (Ankara) Hanesi • Santral Çiftliği • Surda .V Aksu Ticaret • Getfçalioglu Et Pazan Kavafiye • Passero • Danı küteri F.da Zucc» mfeksiyon • Afcco Giyim • loknıan Eczanesi • Ay • y'fl/forv Ticaret • Do,ğ« • Seö/7 Ktrtasiye • Onur '. . )zler Kardeşler + Erksan Market • Mahnmt Optik Sevinç Pasui saıutıu > Çfc?r • Yılnıaz Market • ELmas Büfe Pazarlama • AfeHfc V&feo • Stüdyo Jxu?deşlerAıize • GardeniaAŞ • Basak • Murat Kasabı • /$/& (7zrf</ Pazan • uouMejntşaı'v .fkanMarkef KayaTicaref ÜmitGiyim Şekerleme • Orbay Pazarlama • Seçkin U ve lavıit • £«/J / Kuyumcusu • Caw Uslucan •Çeksan AŞ Arzum Ekmek Fabrikası • Sankaya Gıda Pazan • Po/Zy • " "i • Çağckış Elektnmik • /İ5>w Öw/e Young • Mikafleks Ticaret • Bu Ticaret • £rt&m F^pî Malzerne • 2ır/ay Kafeterya • /Zfem Mera nTjaWrcfWUulık Tren^ie) vuugâ %ı%hi Tesisat • /te//« Pastanesi • Köyüm Ocakbaşı • Oto Ç?tf&fj 7 • Kanberoğlu Cam • Siteler Ekmek Fabrikası • t ^ / r Kumas • Om^r <^/? •'Ramesa • ^ f / • Serdar Et Pazan • &î>wr Turizm • Yonca Bebe • Papatya Çeyiz • ,45 Teknik Malzerne • Gtf/rt Müzik Merkezi • Balmr Kundura • Uğrak Pub • Katibim Çiçek • Cancan Büfe • .4fo3j Kotonya • Carnaval Pizza • Şentürk Ticaret Sevinç Market • Akçay Plak • Paneks Gıda Sanayi AŞ • Çz?7tfr Lokantası • Hamutn Boya • Özgtfr Kırtasiye • Sazar Mefruşat • Crfzferi Bingül • Dündar Parfümeri m Lider Oto Döşenıe • ÇrugiH Kitabevi • £/ğ«r Co/or • JÇ/z^r Mücevherat • itafe Yi#« Malzeme • Can Gıda Pazan • 48 Elektrik • Ojw Kasabı • Hiznıet Petrol AŞ • Dekor Mobilya • . 4 » 7 ^ z Mefmsat • Erkutlar Kollektif Şirketi • Atalay Eczanesi • Am'tt £*>6e • Bogaziçi Pasta Salonu • /ree i>orf • Bra/ GVdfl /V?zrtn • özdenıir Tesisat • Kerim Züccaciye • 5^c/?fn Kuruyemiş • $eWr Lokantası • Osc<»r .Bî^ft'fe • /«d J3«/<? • Etap Chicken Pub • Bazaar 88 • Bahren Mefruşat ve Halt Sarayı • İntel İnşaat ve Teknolojisi Ticaret • Çetin Ekmek Fabrikası • Tene Gftligi • Uludug Et Lokantası • EıinMarket • Eyüboğlu Nalburiye • Galeri İsmet • G#/en Sar^y^^^^^ t^inbulManifatura • Serap Y«w Tuhafiye Katl • LsüMağazasf DostlarLokantasım Butik °^^^9m^ , ^ /%> <4&rt • ^ t o . f f • /4rs<?/ O/m Se : • Krt/fese/ Eczanesi • Bağdat Büfe • Y e m e n ı ^ ^ ^ P | | ^ ^ ^ P Kundura • A7/?is /^/z«f? • tro/&z/t Market •fi?7/wz^ • Z<*/ 7^^/ B^>i* ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ 0 " ^ V • >"<?w«'^ Eczanesi • Metnur Gıda Pazan • Sankaya Ticaret « Gıda Pazan • Caner Ticaret % Galeri O'5«w • Ce^/ £Y Pazan • Bağdat Gıda • Doruk Cafe • Özer • £mr? Kumvemiş • G?/e Saçak • 4yçw Tuhafiye • f 7«5 Kasabı ! f • Türkeli Kırtasiye • Meydan Büfe Bî/^/fe /^ra? o • C7« berKu \ntmctı < İfelina İkizler Eczanesi•DilekPastanesi•Evrim Kundura • B&SButik* EienKıınıy ( • Erksan Pazarlamam Tatsan Ekmek • Hepa Kundura • FeZa Tuhafiye • 7rtj>> l)ekonısyon • Aksoy Gıda Pazarı • Galeri Alp . . . Giyim • Galeri Vyar • Lopera Müzik • Uyiını seçKin PROFİLÛ Türkiye Genel Dağıtıcısı Grünberg Ticaret AŞ Rızapaşa Yokuşu, Milas Han 9, Sultanhamamİstanbul Grünberg AŞ Bölge Müdürlükleri: tstanbul: (1) 512 53 50 Ankara: (4) 12773 50 Izmir: (51) 22 66 50GüneyAnadolu: (761) 11 178 (Tarsus)Karadeniz: (361) 15 626 (Samsun) olivetti
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle