17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Türkler gibi iki elini başına koyup Türkçe olarak aman aman diye bağınr, arada bir iki Türkçe küfür de savurur. Birbirine bu denli yakın olan ve yüzyıllarca birlikte yaşamış olan Hellenlerin ve Türklerin daha yakın dostluklar kuracakları yerde, zaman zaman düşman durumuna girmeleri, her iki ulusun da zarannadır. Bu nedenle henuz bir girişim durumunda olan "Türkiye Yunanistan Dostluk Derneği"nin başlıca amacı bu iki komşuyu birbirine daha da yakınlaştırmak olmalıdır. den beş kişilik bir grup, umduğundan da çok ilgi ve sevgi gördü. İki taraf temsilcileri örnek bir uyum içinde çalıştılar. Theodorakis, "Bizi politik konular ilgüendirmiyor. Bizim amacımız, iki komşu ülke arasmda eskiden var olan dostluğu canlandırmak ve onu daha da pekiştirmektir" diyordu ve Türk temsilciler de bu davranışı yürekten savunuyorlardı. Oybirliğiyle birçok proje öne sürüldü. Bunlardan en önemlisi "okul kitaplarının karşılıklı olarak düşmanca yazılmış sözlerden anndırılması" dileğidir. Ne var ki bu konuda iki devletin de anlaşması gerekmektedir. Ondan dolayı bu sorunun çözümü zamana bağhdır. Buna karşıhk Selanik Belediye Başkanı'nın "okul öğrencilerinin karşılıklı olarak yaz tatili boyunca davet edilmeleri" şeklindeki teklifi vok önenüidir. Üstelik Başkan kendine düşen işi derhal yapmaya hazır olduğunu da beyan etmiştır. 16 KASIM 1987 TürkY ıınan Dostluğu Yunanistan'daki "Hellen Türk Dostluk Derneği"nin daveti üzerine ekimin ortalarında Selanik ve Atina'ya giden Türk girişimcilerinden beş kişilik bir grup, umduğundan da çok ilgi ve sevgi gördü. îki taraf temsilcileri örnek bir uyum içinde çalıştılar. Theodorakis, "Bizi politik konular ilgilendirmiyor. Bizim amacımız, iki komşu ülke arasmda eskiden var olan dostluğu canlandırmak ve onu daha da pekiştirmektir" diyordu ve Türk temsilciler de bu davranışı yürekten savunuyorlardı. Oybirliğiyle birçok proje öne sürüldü. CUMHURİYET'TE/V OKURLARA... OKAY GÖNENSÎN Rekabet Dostluk Dernegi "TürkYunan Dostluk DemeğT'nin girişimcileri arasmda soz konusu yakınlaşmayı sağlayacak yazarlar, ozanlar, besteciler, işadamlan, yani he» alandan aydınlar yer almaktadır. Bunlardan Aziz Nesin ve Yaşar Kemal, birçok yabancı ülkede olduğu gibi, Hellas'ta da sevilen ve beğenilen Türk yazarları olarak okunmaktadır. Bilindiği gibi Necati Cumalı'nın da eserleri Hellenceye çevrilmiştir. Son Yunanistan gezisinde Gırgır dergisinin de okunduğuna tanık olduk. ZUlfü Livaneli'yi tanıyanlar ve ona hayran olanlar göğsümüzü kabartacak ölçüdedir. Panayot Abacı'nın ve öteki Türk müzisyenlerinin geçen ilkbaharda Hellen meslektaşlan ile Atina'nın büyük bir salonunda topladıkları coşkulu alkışlar komşu ülkede var olan sevginin güzel bir kanıtı idi. O günkü konserde hazır olan Büyükelçimiz Nazmi Akıman'ın Türkçe ve Hellence şiir kitabı ile Suna Kan gibi devlet sanatçılanmıza verdirdiği konserler de iki ülke arasındaki dostluk atmosferinin oluşmasına büyük katkılarda bulunmaktadır. Derneğin resmen kurulmasından sonra mevcut 46 Türk girişimciye katılacak kişilerle oluşacak kadro iki ülke arasındaki banşın ve dostluğun canlandınlmasında büyük hizmetler görecektir. Nitekim Yunanistan'daki "Hellen Türk Dostluk DerneğT'nin daveti üzerine ekimin ortalarında Selanik'e ve Atina'ya giden Türk girişimcilerin B Ord. Prof. Dr. EKREM AKURGAL Geçen yıl Istanbul'da Theodorakis'in ve onun' la birlikte gelen Hellen sanatçılarının verdikleri • konserler çok büyük ilgi gördü. Son akşam Istanbul Kültür Sarayı'nda icra edilen konserin bitimin> de sahneye çıkan Theodorakis'i ağzına kadar dolu olan salonun dinleyicileri ayakta alkışladılar ve bu alkış, Theodorakis'in okuduğu her ek parçası' nın ardından gittikçe artan bir hızla tam yanm saat . sürdü. ulustan önce, karşılaştıkları Hellenlerle dostluk kurmaktadırlar. Türklerin Hellenlere karşı duyduklan bu sempati yüzyıllarca süren birlikte yan yana oturmadan ileri gelmektedir. Bilindiği gibi Romen, Bulgar, Arnavut ve Yugoslav dillerinde olduğu gibi Hellencede de binlerce Türkçe sözlük vardır. Buna karşılık Türkçede Balkan dillerinden yalnız Hellenceden alınmış sözcüklere raslanır. Gerçekten Türkçede, Slav dillerinden alınmış sözcükler, bir iki düzineyi geçmezken, Hellence sözcükler şaşılacak kadar çoktur. Hem de yüzlerceyi aşan HeÜence sözcüğün Türkçe karşılığı yoktur. Hellenler hâlâ bahçe, duvar, tencere, kapak gibi sözcükleri kullanırlar, ancak onların Yunanca karşılıkları da vardır. Türkçedeki avlu, yalı, bodrum, Uman, kilit, anahtar, temel gibi düzinelerce Hellen sözcüğünün Türkçe karşüıklan yoktur ve Türkler adlan geçen sözcüklerin Yunanca olduklannı bile bilmezler. Örf ve âdetlerimizin, danslanmızın hatta bazı huylanmızın birçoğu birbirinin aynı olduğu gibi mimiklerimiz bile aynıdır. Hellenli kızdığı zaman Karşıhkiı festivaller Bir başka yararh öneri de "Hellenlerin Türkiye'de seçecekleri bir Hellen ya da Bizans mimarlık eserinin Türkler tarafından, buna karşılık Türklerin önereceği Yunanistan'daki bir Türk mimarlık eserinin Hellenler tarafından restore edilmesf'dir. Bu konuda da karşılıklı hükümetlerin izin vermeleri zorunluğu vardır. Ancak böyle bir tutumun Yunanistan'da ve Türkiye'de yaratacağı sempati bakımından her iki tarafın da gerekli müsaadeyi memnuniyetle verecekleri şüphesizdir. Bir başka belki de şimdilik en önemli öneri karşıhkh kültür festivallerinin organize edilmesi isteğidir. Şöyle ki:'Her iki ülkenin müzik, dans, edebiyat, tiyatro, resim, karikatür alanlanndaki sanatçılardan TürkYunan karma gruplan oluşturmah ve bunlar bir yıl Türkiye'de bir yıl Hellas'ta olmak üzere şölenler düzenlenmelidir. Türk taraf11988 yılında görkemli ortak bir kültür şöleni gerçekleştirebilirse iki ülke arasmda olduğu ölçüde dünya çapında da bir banş ve dostluk atmosferi yaratmış olacaktıt. , Sanatçılann yaratüğı sevgi Bu sevgi duyurusu, Türklerin Hellenlere olan yakınlıklannın ifadesi idi. Çünkü Türkiye'de Theodorakis ve Hadjidakis başta olmak üzere Hellen bestecilerinin plaklan ve kasetleri çok sevümektedir. Bütün Batı Anadolu'da Hellen televizyonu seyredilmekte, hatta gazetelerimizin Izmir nüshalannda Hellen televizyonunun programları verilmektedir. Türk aydınlan, Hellen yazarlarırun ve ozanlannın Türkçeye çevrilmiş eserlerini büyük bir zevkle okumakta, yabancı memleketlerde Türkler, her EVET/HAYIR AKBAL GARANTI EDİYORUZ! INGILIZCE'Yİ ÖĞRENECEKSİNİZ f ^ t^a Ppj ^*^ ELS güveniyor ve garanti ediyor: Yoğun Ingilızce programı ile sizi hedefinize eriştirecek. Yırmı beş yıldır, 120 ülkeden 230 binin üzerınde öğrenci en çabuk ve en iyi yoldan Ingilizce ögrenmek için ELS'yı seçti. Siz de dünyada Lider Lisan Merkezi ELS'den istifade ediniz! INGILIZCE'Yİ Amenkalı ELS Müdürü idaresinde; Ingilız ve Amenkalı öğretmenlerden öğreniniz... 57den 87'ye... Otuz yıl önceyi düşündüm. 1957 genel seçimi öncesiydi. Isparta, Burdur, Kbnya, Kütahya, Niğde, Afyon illerini dolaşmıştım. Gazetecilerin bu tür gezilerine 'nabız yoklamak' deniliyordu. Hemen her gazete kalburüstü kişilerini seçimden bir ay önce değişik yerlere gönderir, o illerde partilerin durumu ile ilgili bilgi toplatırdı. Ben gazeteciliğin hemen her alanında çaltştım. Daha çok 'mutfak' bölümünde. Uzun yıllar dış haberler sekreterliği yaptım, yazı işleri yardımcılığt, müdürlüğü... Ama muhabirlik deneyimim yoktur. Nabız yoklamasına da ilk ve son kez 1957'de 'Vatan' gazetesi adına çıktım. Gidersiniz parti merkezlerine, başkanlarta, üyelerie görüşür: sünüz. Hepsi bir şeyler anlatır; partilerinin güçlü olduğunu söyler. Sonra kahveleri dolaşırsınız; hemen her kahve ayrı bir partinin yandaşları ile doludur oyle günlerde... Oralardan da edindiğiniz bilgi, parti merkezlerindeki gibidir. Çarşı pazar gezersiniz, ona buna sorarsınız, haikla ilişki kurmak istersiniz. Yöre milletvekilleri sizi ağırlamaya kalkışır. Seçim öncesi dönemde en çok pohpohlananlar gazetecilerdir, o partinin adamları, bu partinin adamlan kapışırlar sizleri.. 1957 seçimi öncesinde yotladığım yazıları nerden bulup okumalı? Bunlardan biri geçenlerde elime geçti, Antalya ile ilgili olan yorumlarımı okuyunca baktım, az çok sonucu bilmişim! Demokratlar çok üstündü, CHP hemen yok gibiydi. Isparta'da oyte, Afyonda, Kütahya'daöyle, Konya'da öytel.. Bir Niğde'ydi CHP'nin ağır basar gibi göründüğü.. Burdur'da Hürriyet Partisi, CHP ve DP eşit koşullardaydılar. Prof. Çelikbaş'ın listesinin kazanma şansı daha ileriydi. Nitekim tek Burdur'da Hürriyet Partisi üç milletvekili çıkardı. Ne iştir; 1957'de Çelikbaş'tı Burdur'un önemli kişisi, 1987'de yine Çelikbaş... Oyle mi acaba? Bunu 29 kasım akşamı görecegiz. : 1957'de benim gezdiğim yerlerin çoğunda DP kazandı. Bir Niğde'de CHP üstün çıktı. Sonra yazdıklarımı okudum, az çok tahminlerim doğrulanmıştı. öyledir, kimi gerçekleri görmek kolaydır. İktidar partileri her zaman yarışa yüz metre önden başlariar. Dün de öyle, bugün de... Antalya'da ilginç olaylara tanık olmuştum. DP aday yoklamasında yörenin zengin bir kişisi, beş yuz liranın yansını kesip önseçmenlere dağıtmıstı. Bir yarım ' beş yüz lira bulup getirmişlerdi. Sonra o zengin kişi milletvekili oldu. 1960'ta da Yassıada'ya gitti, hapislerde yattı. Yazgı budur işte, kimi zaman çok şeyler istemek, özlemek, kişinin başını bambaşka dertlere sokar... Güzel anılar kalmış belleğimde... İyi arkadaşlıklar, aynı görüşte oJmasak bile kimi adaylarla kurulmuş dostluklar... Afyon1 da benimle en çok Miliet Partili genç adaylar ilgilenmişlerdi. CHP, ölü bir parti gibiydi. Yıllanmış adamlar, umutsuzdu, ne diyeceklerini bilmiyorlardı. Afyon'da da öyleydi, Kütahya'da da ... Hele Kütahya! İnsanın sinirlerini bozacak kadar iktidar yanlısı, aşırı DP'Iİ bir il! CHP'yi araki bulasın! İki gece kaldım, anladım ki Kütahya'da sol ya da sola açık bir partinin kazanma şansı srfır!.. Bilmem şimdilerde nasıl Kütahya ve ilçeleri? Otuz yıl sonra bir değişiklik olmuş mudur, bunu da seçim sonunda görecegiz. Şunun şurasında on iki on üç gün kaldı oyiamaya!.. Gazetelerde yayımlanan 'nabız yoklamalan' kesin bir yargıyı yansrtmıyor. Her şey ortada mı? Sosyal demokrat birikim bir patlama gösterebilecek mi? Kimi der ki "Bir 1950 daha yaşayacağız, 1977'deki gibi sola bir yaklaşım söz konusudur." Bilmem öyle mi? Dört yıllık ANAP iktidarının ülkemizi, halkımızı getirdiği yer, işte burası!.. Sıkıntı, yoksulluk, paramızın değersizleşmesi, yaşam pahalılığı, dışta ve içte saygınlıktan yoksun kalış... Anarşi olayları dedikleri kanlı işler de durmuş değii! Büyük kentlerde patlamalar sürüyor. Güneydoğu'da ise hemen her gün insanlar ölüyor, köyler basılıyor, askerleıie dış ülkelerden gelen çetelerin üyeleri birbirini öldürüyor. Nerdeyse bölgesel bir savaş var. ANAP'ın seçimlerde üstün çıkmasının bir tek anlamı vardır, o da halkımızın bir türlü kendi yarannın nerde, kimde olduğunu görmeyişi... 1945'ten beri, yani kırk iki yıldır demokrasi oyunu oynuyoruz. Demokrasi bir oyun değildir, biz onu oyun sanarak oynuyoruz, daha doğrusu oynatılıyoruz! Ne zaman uyanacak yığınlar? Dağlarca, ne demişti o ünlü şiirinde: "Uyandırmazsan Uyanacak değil"... 1957'den beri söyiediğhniz hep bu; uyanahm, aydınlanalım, gerçekleri görmesini bilelim. Kendi yazgımıza artık kendimiz egemen olalım... asının karşısında televizyon... Batıda çok daha farklı düzeyde tartışılan yazılı basın ile TVnin mkabeti, seçim kamf>anyasının hızlanması ile ülkemizde yeniden ve dar bir açıdan gündeme geldi. Basın, yine ANAP'ın sesi olamadığı için en üst düzeyden öfke ve tepkiler almaya devam ediyor. Buna karşılık televizyon, bütün haber programlarında kaba ya da ince biçimlerde, acımasız bir propaganda aracı olarak çalışıyor. Referandumda "evet'Vn kılpayı kazanması, İki zıt yoruma yol açmış. Bir kesim bunu basının güçsüzlüğüne, bir başka kesim de gücüne bağlamıştı. 29 kasım seçimlerinin sonucu da ne olursa olsun yine aynı çelişik yorumları getirecektir. Çok kaba bir hesapla, şu anda "gazeteler"den etkilenen yurttaşlann sayısı en çok 10 milyona ulaşabilmektedir. Buna karşılık 7V bütün evlere girmekte, 55 milyonu doğrudan etkilemektedir. Bu eşitsiz rekabetin bir başka tarafı ise basına güç getirmektedir. O da televizyon haberciliğinin son derece dar ve az gelişmiş olmasıdır. Basın, TVnin yaygınlığı açısından ne kadar dezavantajlı olursa olsun haberciliğini sürdürdükçe, avantajlı duruma geçmektedir. Çok genel gözlemler bir ölçüde imajını zayıflatmış olsa da basının haberciliğinin etkinliğini göstermektedir. Ömeğin bir "Rabıta olayı" haftalarca bütün Türkiye'nin en çok konuşulan konusu olmuştur, konuya TVde sadece Cumhurbaşkanı Kenan Evren'/n son açıklaması nedeniyle değinilmiş olmasına karşın... Bu örnekler çoğattılabilir. Batıda ise basın • 7V rekabeti çok değişik düzeylerde tarbşılmaktadır. Alman basınının son toplu kampanyası tümüyle basının vazgeçilmezliği üstüne kuruludur, ama asıl hedef ilan pastasından yazılı basının aldığı payın gehlemesine karşı önlem almaktadır. Batıya göre günlük basın, ülkemizde şu anda iki büyük avantajın üstüne yaslanabilmektedir. Birincisi yerel basın, Ege'de Veni Asır, Bursa ve Adana'daki çesitli gazeteler dışında son derece geri bir düzeydedir. Günlük ulusal bastn, yerel basınm rekabetiyle karşı karşıya değildir. Ikincisi süreli yayıncılığın herhangi bir Batı ülkesinde okura sunduğu sayısız seçeneğin çok fazla uzağındayız. Haftalık haber dergilerinin toplam satışı yüz bini bulmamaktadır. Günlük basının bu üç avantajı daha ne kadar sürer? Bunu kestirmek güç, ancak bu rahatlık sürerken gerçek rekabetler başlarsa günlük basının Batıda görülenden daha büyük sarsınt) geçireceğini öngörmek güç değil. W& Kalite Garantîmiz The ELS Guarantee ELS LangLjage Centen ınt«ns>ve İ ngınh C a * » has D«er> longuag* guckty aod efleciıve*y We are you r>av* tucca«lu«v compte«e<3 levw KKofoıc you w*ıl rtave The longuaga * * namöaö to rvocft vou) O C O O * T K tf aAer ieaw«xi " ^ ELS proorom you »e* thai tocfc ct EngHh praActencv « corny rinaBnng yaur acadarrMC « protessanal prograu. aS «mı atto*r voutoretvn to <w tntenuva Engmh Coor» ond ıtudv * M af hjlhon Vou do lfw (X>y*m« »nthffi n montrn o^et vouı departur* tıom EIS. ond tor oOOtonal p«nod of tvne you tvai n necsnary •k Ekim ayı, bütün gazeteler için günlük satışta kayıp dönemi oldu. On büyük gazetenin ekim 198Tdeki günlük ortalama net satışlan ve bir önceki aya göre farklan belli oldu. 200 llralık gazete 7362 132.535 Cumhuriyet 150 liralık gazeteler Hürriyet Sabah Günaydın Milliyet Türkiye Güneş Tercüman Yeni Asır 130 liralık gazete Tan 125 liralık gazete 695.005 515.061 283.787 262.439 203.714 186.683 166.230 71.027 224.115 57.597 37529 26.194 16.686 186 +41.050 14.779 4.516 2516 10.933 4.587 Bulvar ELS GARANTISI 4 ( ELS Lisan Merkezleri yoğun Ingilizce kursu Ingilizce'yi en çabuk ve en etkin şekilde öğrenmenize yardım etmek üzere düzenlenmiştır Güveniyoruz ki, programımızın 109 seviyesinı başarıyla tamamladığınızda akademik veya mesleki hedeflennize erişmenizde ihtiyaç duyduğunuz lisan kabiliyetlerine sahip olacaksınız. Şayet ELS programını tamamladıktan sonra Ingilizce bilginizin akademik veya meslekî ilerlemenize imkân verecek mükemmellikte olmadığına inanıyorsanız, size tekrar ELS yoğun Ingilizce kurslarına hlçblr ücrat ödemskılzln katılma hakkını verlyoruz. Bu hakkınızı ELS kursunu bitirmenizi müteakip altı ay içinde müracaat ederek ve ihtiyaç duyduğunuz süre kadar kullanabilirsiniz. ELS'de yegâne gayemız başannızdır! > » MUSTAFA HAYRULLAHOĞLU YAŞIYOR. ELS Ulusiararası Lisan Merkezl Topkapı/iST. Tel: 582 12 12 Dünyaya Ingilizce Oğreten Kuruluş' ELS Kayıtlar başlamıştır HEMEN BAŞVURUN, tNGİLİZCEYİ EN KISA SÜREDE EN KOLAY ŞEKİLDE ÖĞRENMEYK BAŞLAYIN TEŞEKKUR Çok değerli varlığımız basın şeref kartı hamili SELtM BABAN'm vefatı dolayısıyla Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Mesut Yılmaz'a, basn mensuplarına, Galatasaray, Türk Hava YoIIan ve YASED camialanna, Isviçre Türkgücü Derneğine, cenaze törenine iştira eden, çelenk gönderen, Türk Eğitim Vakfı'na bağışta bulunan, telefonla, mektupla ve evimize gelerek acımızı paylaşan tüm akraba, dost ve arkadaşlarımıza teşekkürlerimizi sunarız. Aiie adına eşi: Halavet Baban, Kızı: Ayşe Semiha Baban, Ablası: Firuze Cimilli Arkadaşımız, dostumuz, canımız, iyi insan Maden Yük. Mühendisi SEÇKİN Y. İNCEEFE'yi yitirdik. % GÜN (19461987) 257059 nolu Iran pasaportumu kaybettim, hükümsüzdür. ANAHtT FALtHİ Anılanmızda yaşayacaksın. MTA, APK'h Arkadaşlann MUSTAFA HAYRULLAHOĞLU'nu 5 yıl önce yitirdik. Anısı yaşıyor. AÎLESÎ Sen, ANMA Canımız evladımız ALİ HAYDAR ÖZTEMİR içimizde kanayan bir yara, yanan bir ateşsin sana kavuşana dek seni yaşayacağız. BABAN: OSMAN SUNUSt ANNEN: AYTEN KARDEŞLERİN: MURATFERHATFERAHFERDA ÖZTEMİR Dünümüzün, bugünümüzün, yarınımızın, En büyük ustalığımız, En ince hünerimizin, Sen Aklımızın, yüreğimizin ve yumruğumuzun Onurlu üyesisin. Sen İnandıklarımız uğruna Ozverin, yeteneğin ve cesaretinle Ölüme gülerek giden Yiğit savaşerimizsin. Unutrnayacağız seni! Mustafa Hayrullahoğlu (19481982) Dostları adına Adil Demirci BUYUK KAYBIMIZ T.M.M.O.B. Maden Mühendisleri Odası eski başkanlarından SEÇKİN Y. İNCEEFE'yi yitirmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Ailesine ve T.M.M.O.B. topluluğuna başsağlığı dileriz. T.M.M.O.B. ELEKTRİK MÜH. ODASI UNUTMADIK UNUTMAYACAĞIZ MUSTAFA HAYRULLAHOĞLU 19481982 Onuru Onurumuzdur Yaşamı ve Savaşımını Örnek Alacağız İstanbullu İLERİCİ GENÇLER adına Mehmet Kıraslan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle