13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 OCAK 1987 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 İSMAİL GVLGEÇ YAYIN DÜNYASINDA INCELEME ARAŞTIRMA YÖNETEN ŞAHtN ALPAY HAYVANLAR TÜRKUM. AM4CİM SÖME5TR ülUVAG VA &ÜVÜKLER. &/3YM4 Kalkınmada bir strateji arayışı' ım? likmet Özdemir, Kalkınmada Bir Strateji üayışı: YÖN Hareketi, Bilgi Yayınevi, Aralık 986, 364 s. Son haftalarda yayımlanan kiıplar arasında en dikkate değer lanlardan biri, kuşkusuz, Hikıet Özdemir'in araştırması. Bu serde, 1961 yılı sonundan 967'nin ortalanna kadar uzaıan zaman diliminde çıkan YÖN lergisinde savunulan görüşlerin istemli bir çözümleme ve değerendirmesi yapüıyor. Sıkıyöneüm arafından kapatıldığı Haziran 963 Eylül 1964 arası hariç tuulursa, dört yılı aşkın bir süre 'ayımlanan YÖN dergisi, 12 dart müdahalesi ile sonuçlanan löneme damgasını vuran fikir ıareketlerinden birini, belki de :n önemlisini temsil ediyordu. lurk solunda YÖN'de savunulnuş olan fikirlerden şu veya bu >ekilde, yanında veya karşısında 3İarak, etkilenmemiş bir akım lemen hemen yoktur. Bu bakımlan özdemir'in araştırması yabn dönem Türk düşünce tarihi Llzerine anlamlı bir çalışma olarak karşımıza çıkıyor. fÖK düzeninde doktora Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde Ağustos 1986'da doktora tezi olarak kaDul edilen bu çahşmanın ilginç bir yönü, üniversitelerimizde YÖK düzeninin kurallara ve geleneklere aykın uygulamalanna konu oluşudur. Üniversite rektörlüğü, tezi incelemekle görevli jüriyi tam dört kez değiştirmiş; tez danışmanı Prof. Dr. Miimtaz Soysal'ı görevinden almıştır. Özdemir tezini, tamamlanmasından ancak iki yü sonra ve idare mahkeroesinin kararıyla Prof. Soysal'ın da dahil olduğu jüri önünde savunabümiştir. Araştırmanın başka bir ilginç yönü, tez danışmanı Prof. Soysal'ın YÖN hareketinin en önde gelen temsilcileri arasında yer alışıdır. Kitaba yazdığı önsözde, "Beklentiler hâlâ var ve YÖN'ün önerdiklerinden biiyük bir bölumu bugun için de gerekli" diyen Soysal, Özdemir'in araştırması için şu yargıda bulunuyor: "Onun özgürce yaptığı ve sorumlulugunu bireysel olarak yüklendigi değerlendirmeler, bugıinkii kuşağın aynı sorunlara nasıl baktığıru göstennek açısından özel bir önem taşıyor." özdemir, YÖN koleksiyonu üzerinde titiz bir muhteva analizi uygulayarak, YÖN'ün fikriyatını eksiksiz denebilecek bir biçimde ortaya koyuyor. Yedi ana bölüme aynlan çahşmanın ük iki bölümünde 1960'larda radikal sol muhalefetin çıkışmı hazırlayan nedenler üzerinde durulduktan sonra, YÖN dergisi üzerine genel bilgüer verüiyor. Daha sonra, YÖN'ün Türk tarihi ve siyasal hayatına bakışı, ülkenin temel sorunlanyla Ugili yargıları ve ortaya çıkan genel siyasal program irdeleniyor. Her bölümün sonunnayilerin devletin elinde toplanacağı planlı bir devletçilik politikasıyla ulaşılabilir. "Yeni devletçilik" ya da "Türk sosyalizmi" olarak adlandınlan böyle bir politika, kapitalist olmayan bir kalkınma yoludur. Yeni devletçiliğin siyasal düzeni, milli demokrasidir. Bu, hem kapitalist hem de sosyalist demokrasiden aynlan, karma bir rejimdir. "Komprador burjuvazi ve toprak ağaları" dışında kalan türn smıf ve güçleri antiemperyalist ve antifeodal bir program etrafında, bağımsız bir ekonominin kurulması yolunda bir milli cephede toplar. Bu cephenin önderi, çekirdeğinde sosyalistlerin bulunduğu, askersivil devrimci aydınlardan oluşan "zinde kuwetler"dir. Zinde kuvvetlerin önderliğindeki tili rejimi "Atatürk devrimlerine karşı bir tepki" olarak degerlendirmiştir; bu rejim "devrimci ruhu zayıflatmış, h ü r fikri bogmuştur" (s. 226).] Dolayısıyla, milli demokrasi devrimci yoldan gerçekleştirilecek bir devrimci tek parti iktidannı öngörür. YÖN ve 12 Mart darbesi Katışıksız ifadesini Ekim 1969 Nisan 1971 arasında yayımlanan DEVRlM dergisinde bulan "Yöncü" programın 12 Mart müdahalesi ile ağır bir darbe yediği bir gerçektir. Ancak Türk solunda YÖN'ün ekonomik ve kültürel programıru benimseyen görüşlerin bugün hâlâ daha yaygınlığmı koruduğuna; gerek sosyal demokratlar gerekse sosyaîistler arasında "Yeni devletçilige" inananlann sayısının az olmadığına kuşku yoktur. Ne var ki, bugünkü dunım 1960'lardan çok farklıdır. Türk solunun tümü değilse de büyük çoğunluğu temel hak ve özgürlüklere dayanan çoğulcu demokrasiye bağbdır. Özdemir'in eserinin başansı ile ilgili bir yargıda bulunmak gerekirse, araştırmarun olağanustü yoğun ve titiz bir çalışmarun ürünü olduğunu; bu kitapta yakın tarihimizin en önemli fikir hareketlerinden birinin mükemmel denebilecek bir anatomisinin çizildiğini söyleyebiliriz. KİM KİME D U M D U M A BEHİÇ AK Hikmet Özdemir KALRINMADA BİR STRATEJÎ ARAYIŞI YÖN HAREKETİ Bu kitapta yakın tarihimizin en önemli fikir hareketlerinden birinin mükemmel denebilecek bir anatomisinin çizildiğini söyleyebiliriz, YÖN fikriyatının eleştihlmesi açısından baküdığında ise, Özdemir'in çalışmasının doyurucu olduğunu söylemek güç. YÖN'ün eleştirilmesi YÖN fikriyatının eleştirilmesi açısından bakıldığında ise, Özdemir'in çalışmasuun doyunıcu olduğunu söylemek güçtür. "Değerlendirme" bölümlerinde birçok temel zaaf ve "açmazlar"ın ele alınmış olmasına rağmen, okurlann kitabı bu açıdan tatmin edici bulacaklanm sanmıyorum. Akademik bir tezin sınırlarını aşan böyle bir görevin yerine getirilmesi, kitabın doğuracağı umulan tartışmalardan beklenebilir. Nitekim Özdemir, "Buradaki görüşlerimi Yöncülerin 'düşmanlarıyla' olduğu kadar 'dostlarıyla' d a tartışmaya hazınm" diyerek bu çağnyı yapıyor. Bu bağlamda, özdemir'in eserine koyduğu başhğın ne denli isabetle seçilmiş oiduğu da sorulmaya değer. YÖN hareketi, bizzat Özdemir'in gösterdiği gibi, yalnızca ekonomik alanı değil toplumun tüm alanlarını kapsayan, "adeta bir parti programı" na sahipti. Amacı, Şevket Sureyya Aydemir'in sözleriyle, "A'dan Z'ye kadar Türkiye'nin siyasi, iktisadi ve sosyal nizamını, milletin haynnı ve varlığını temsil eden devletin tanzim, idare ve murakabesinde nizamlamak" idi. Yön hareketinin "Kalkınmada bir strateji arayışı"ndan ibaret olmadıgı açıktır. Bir eksiklik Kitapta hissedilen bir eksiklik, >ranıtı araştınlan "Yöncülerin dayandıklan düşünce mirası nedir?" sorusunun vazgeçilmez bir konusu olarak, YÖN fikriyatmın l ^ C l a r d a çıkan KADRO dergisinde işlenen görüşlerle ilişkisinin gereğince işlenmemiş oluşu. Kitabı okuyup bitirdiginde okurun eksikliğini hissettiği bir başka konu da YÖN'ün devamı olarak DEVRIM dergisi çevresinde savunulan fikirlerin çözümlenmesi. Özdemir çalışmasını noktalarken, pek çok konuyu "YÖN'deki tezlerin daha derinleştirildigi Devrim'i inceledikten sonra daha bir açıklıkla ortaya koymak mümkün olacaktır" diyerek, böyle bir çalışmayı da yapmakta olduğunu müjdeliyor.Ş.A. PÎKNİK PtYALE MADR.4 da yer alan değerlendirmeler ile son bölüm yazarın YÖN'ün fikriyatı ile ilgili eleştirilerini kapsıyor. Y Ö N ' ü n prograrnı Özdemir'in kitabın 6. bölümünde çok başanlı bir şekilde gösterdiği üzere, YÖN'ün savunduğu fikirler, toplum hayatının bütün temel alanlarını kapsayan bir siyasal programı içerir. Çıkış noktasını Marksist sosyalizm ile Kemalizm'in sentezine dayalı bir bakış açısından alan bu program, en özlü bir biçimde şöyle ifade edilebilir: Ana dava, çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak için hızlı sanayileşmedir. Bu amaca dış ticaretin, mali kurumlann ve temel sa milli demokratik devlet, uzun vadede, sosyalizme geçiş için gerekli koşullan hazırlayacaktır. Milli demokrasinin nasıl gerçekleseceği, zinde kuvvetlerin nasıl örgütleneceği ve nasıl iktidara geleceği konusu açıklıkla işlenmemiştir. Ancak bunun seçim yoluyla gerçekleşmesi mümkün görülmemektedir. YÖN'de geliştirilen en temel tezlerden biri, Türkiye"de sosyal yapınm Batı tipi bir demokrasinin işlemesine elvermeyişidir. Türkiye'de Batı tipi çok partili demokrasi "eşrafın ve kompradorun egemenligini pekiştiren" bir araçtır. [Özdemir'in yazdığına göre, YÖN dergisi başyazan Doğan Avcıoğlu 1983'te ölümüne kadar çok par HIZLI GAZETECİ SECDET $E.\ UEMBhi GİOBIİM <3iPELi/V. ZuTeN ĞECEYE .. &URP& NıKâM5ıZ BıR ÇlPT'' ya da K A / I OTBiE MMMıM? T PM Kbi&biUK &âSMAC>AM î y^ UlkMET, \ I 1 R^ 'Ü T;6t i JJ KEMA1.5OZPE K&UUN Stres üzerine iyi niyetü bir deneme luhal ve Acar Baltaş, STRES, Istanbul 1986, 287 s. Kitabın teorik bölümü genel olarak eski, zayıf ve dağınık. Bu konuda yülardır tedavi uygutayan yazarlardan, teoriyi daha güçlü bir biçimde tanıtmaları umulurdu. Buna karşılık, pratikle ilgili bölüm daha başanlı. E D İ P E. Ö Y M E N Batıda stres tarumı yıllarca tam bir keşmekeşti. öyle bir tanımlanırdı ki ne olduğu, ne olmadıgı bir tüılü anlaşılmazdı. Terimin babası Avusturya asıllı Kanadah doktor Hans Selye, stresi tamamen tıbbi amaçlarla incelemiş ve stres denen olgunun ister deney faresi, ister insan olsun, her canlıda aynı olduğunu savunmuştu. Selye, konuya sadece übbi gözlükle bakmış ve insanın ruhsal ve düşünsel yapısıyla ilgilenmemişti. Üstelik, stresin sadece kendi tanımladığı biçimde meydana geldiğini 50 yıl savurunuş; çok da yayın yapan bir bilim adamı olduğundan, herkes stresi Selye'nin tanımladığı biçimde tanır olmuştu. Oysa insam hem fiziksel hem ruhsal bir bütün olarak gören modern psikoloji için Selye'nin tarumı yetersizdi. Bu nedenle 1970'lerden itibaren stresin, Selye'nin kavramlarını da içeren daha dinamik ve daha gerçekçi tanımlan yapıldı. Bugün stres tanımmda Batıda 1960'lara göre daha az karmaşa var. Acar ve Zubal Baltaşın kitabındaysa stres kavramı ancak 1970 öncesinde görülebilecek türden bir yaklaşımla sunuluyor. Yazarlar stresi kâh neden, kâh sonuç olarak gösteriyor; bazen 'stres tepkisi'nden söz ediyorlar, bazen de 'strese karşı verilen tepkilerden! Bu ifadeler göze ve kulağa aynıymış gibi görünse dahi, kavram olarak çok farklı şeyler. Kitaptan neredeyse 'strese karşı gösterilen tepkiye stres denir' anlamı çıkıyor. Yazarlardan, stres tanımında Batıda vanlan son fikir birliğini aktarmalan beklenirdi. Kitabın teorik bölümü genel olarak eski, zayıf ve dağınık. öyle ki, okuyan, stres ile 'uyum', stres ile 'kaygı' aynı şey zannedebilir. Bu konuda yıllardır tedavi uygulayan yazarlardan, teoriyi daha güçlü bir biçimde tanıtmalan umulurdu. Buna karşılık pratikle ilgili bölüm daha başanlı. Yazarlar, 'stresle başa çıkma' konusundaki çalışmalannı gerçek hayata uygulanabilecek, yararlı ve isabetli görüşler ve öneriler halinde sunuyorlar. Daha sakin, dengeli ve uyumlu bir hayat özleyenlere sırf fikir verse dahi yararlı. Ancak kitapta hangi okuyucu kitlesinin hedef alındığı da belirsiz. Okuyucu 'halk' mı, tıp camiası mı, psikoloji ile tanışıklar mı, kalp hastalığına eğilimli kişilik özellikleri gösterenler mi? Yazarlar kâh bir gruba, kâh diğerine hitap ediyorlar. Bu anlamda, konusunda Türkçe ilk eser olmanın sorunlanyla yüklu, ancak iyi niyetli bir deneme. ONİU QL VÂRıN 5CSSYİP ^ 0A6LAYAIM ÇtZGİLİK KÂMİL MASARACl AĞAÇ YAŞKEN EĞİÜR KEMAL GÖKHA\ KISA KISA Ethem Ruhi Fığlah/tSLAM MEZHEPLERİ, 3. Basım, Selçuk Yaymları, Ankara 1986, 346$. Dokuz Eylül Ü. Ilahiyet Fakültesi dekanı ve Islam Mezhepleri Tarihi öğretim üyesi Prof. Fığlalı'nın Çagımızda İtikadî tslam Mezhepleri başlıklı kitabı, bugun İslam ülkelerindeki çeşitli mezhepler üzerine aynntılı bügiler veriyor. Prof. Fığlah'run 1984'te yayunlanan tmâmiye Şiâsı adlı çalışması da Şüük konusunda bir başvuru kaynağı. Yıldınm Koç / TÜRKİŞ NEDEN BÖYLE? NASIL DEĞİŞECEK?, Alan Yayınahk, Arahk 1986, 232 s. ODTÜ eski öğretim üyelerinden ve halen Türkiye Yolİş Sendikası Eğitim ve Araştırma Müdürü Yıldınm Koç'un bu kitabında, "Türkİş ve bağlı sendikaların uluslararası ilişkileri, siyasete ve kitle mucadelesine yaklaşımları ve demokrasi konusundaki tavırları" tartışılıyor ve TürkIş'in tarihçesi (19521986) kısaca irdeleniyor. J.C. Merquior / FOUCAULT, Çev. Nurettin Elhüsevni, AFA, Aralık 1986, 226 s. AFA yayınları tarafından yayımlanmakta olan Çağdaş Ustalar dizisinin yeni kitabı, 1984 yılında olen unlü Fransız duşunurü Michel Foucault'yu konu alıyor. Foucault ve yapıtları üzerine eleştirel bir deneme niteliğindeki bu kitabın yazan Brezilyalı siyaset bilimci ve düşünce tarihçisi J.G. Merquior. Profesör Merquior Brezilya Akademisi'nin ve tanınmış siyaset bilimi dergisi Government and Opposition'ın yazı kurulu üyesi. Cinselliğin Tarihi ile eserleri dilimize çevrilmeye başlayan Foucault'yu öğrenmeye başlamak için çok iyi bir giriş kitabı. TÜRK BASINININ SORUNLARI SEMPOZYUMU, Ankara Ü. Basın Yayın Yüksekokulu Yayını, Ankara 1986, 122 s. A.Ü. Basın Yayın Yüksekokulu tarafından 2627 Mayıs 1986 tarihlerinde Ankara'da duzenlenen sempozyuma sunulan bildirilerin ve yapılan panelın tutanağı bir kitapta toplandı. Sempozyumda tartışılan bildiri sahipleri, Orhan Erinç, Kayıhan İçel, Fikret Eren, Oktay Kunboke, Lütfü Akçam ve Oğuzhan Kavakh. Halit Çelenk / İDAM GECESt ANILARI, 4. Basım, Onur Yaymları, Arahk 1986, 246 s. Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Huseyin İnan'ın 6 mayıs 1972'de idam edilmelerinin birinci elden tanığı, avukatları, hukukçu Halit Çelenk'in, gerek siyasal gerekse hukuki açıdan hayli tartışmah olan bu davanın belgelerini de içeren kitabı ilk kez 1978 yılında yayımlanmiştı. Kitap, o gunden bu yana dordüncu kez basıldı. Yavuz Ercan/OSMANLI İMPA RA TORL UĞ UNDA BULGARLAR VE VOYNUKLAR, Türk Tarih Kurumu Yayını, Ankara 1986, 131 s. Balkanlar'daki Hıristiyan toprak sahiplerinin bir bölümü Osmanlı yöneümi altında "voynuk" adıyla varlıklannı sürdürdu. E)oç. Dr. Ercan'ın incelemesi, Osmanh İmparatorluğu'nda voynukluk teşkilatının kuruluşu, özellikleri ve kaldınhşını konu almakta. Yazar, voynukluk esas olarak bugunkü Bulgarıstan'da uygulandığından, voynukluk tarihinin Osmanh dönemi Bulgaristanı tarihi anlamma gelmesi üzerinde duruyor. Kemal Sülker / TÜRKİYE SE\DİKACILIK TARİHİ, 1. Kitap, Bilim Kitabevi Yayınları, Ocak 1987, 226 s. Türkiye'de işçi hareketleri ve sendikacıhk konularında uzman gazetecilerin en kıdemlilerinden ve sendikacı Kemal Sulker'in ilk kez Ocak 1955'te yayımlanan Türkiye'de Sendikacıhk adlı çalışması, "Türkiye'de Sendikacıhk Tarihi" başhklı ve dort kitapta tamamlanacak bir dizinin ilk kitabı olarak yeniden basıldı. Sülker, 2. kitabın 19551960, 3. kitabın 19601967 ve sonuncu kitabın da 19671980 donemlerini kapsayacağını duyuruyor. TARtHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKA\ 1697'DE BUSÜfJ, 8UYUK. IN6/LIZ SlLG/MI ISAAC (AYZA/C NÛriN'y, 18 AY SUISE TANINAN gıg MATEMATIK PfZOSLEMlNI ÇÖZPÜ^ ISVİÇJZELI MATEMATKÇI •JOHAAM 8O£NEULLI,BI?AKt£rcKJZON*'ADI VEÜİLSN ÇO£U£E TAMM'fTr. FtLOZOF LEISMfZ '/N &G4SIYLA , 18 AYA ÇlKflfZtLDI 29 OCAK GÛMU SAAr f6 'OA SU PROBLEM HeiMTON'A VEfZILPt, £/S.TE£ı SA8AH, ÇÖ ZUM HAZ/eP'. NBIA/TOM Ap/A// AÇKL^MAM/Çr/ PROFESÖR BGRNEULU ONU KASTEDEI2EK "B'Z. ASLAKIl PEUÇEStSJPEN TAkJ/HlZ"DEM/fTİ.'. C») Prof Car/Sagan'/n "Ko2n\o£"adtı k<ta&>mdan.. Çevır\. Refi Aşç/ojtu AHır} Kıhtplar Sağda, Meu/fc>n'un bafyap'tt "Prıncıpıa"nm kapağı. Turkdtsı • Poja Fefcefesını* Matemattk.se! itke.te.rt.. 29 Ocak 18AYSURE. 1GUNDE ÇOZUM! IÇıN OĞgEUCiLE&NE ZjJLMEM/Ş Bi/S PKOSLSM aha önce Evrım Sanat Calerisi olarak faaliyetini sürdüren Eskişehir Temsilciliğimizin ismi Palet Sanat Galerisi olarak değişmiştir. Temsilciliğimizi Cevat özer yurütecektir. Temsilcilik adresi şöyle: Kızılaklı Mahmut Pehlivan Cad. No: 5/A, Eskişehir. Eskişehir temsilcimiz: Palet Sanat AYIN EN ÇOK SATAN KtTAPLARI ÇOCUK 24.12.198628.1.1987 Sıra: Kod: 1 097 294 2 022.033 3 021 187 4 021 031 5 044 081 6 022 034 7 044 041 8 152 280 9 021 231 10 022.035 Kitabın Adı/Yazan: Yumurtatfan Çıkan Öğretmen/M.İzgü Kuçuk Deniz Km/Amlersen La Fontalne Masall«i/Haz: Orhan Veli Troya MasailaniAzra Erhat Acalp BllnNcaler Karga İle Tllki/La Foırtaine Sevimll Hayvanlar2/Karton kitaa Küçük Prem/A.de Saint Eıupery Bacaksu Taöl Köyünde/Rrfat llgaz Şekerden Bebek/Tomris Uyar Fiyatı: 400 315 500 315 220 315 210 450 600 315 50 YIL ÖNCE Cumhurjyet Ankaru Tiyuiru Mektebi kız talebe bekliyor Ankara 27 (Hususi) Devlet Tiyatrosu ve Devlet Operasma san 'atkar yetiştirecek olan müessese, şu anda "çıhan çeşmile" kız talebe beklemektedir. 29 Ocak 1957 kısıtu, mesleğin ıstikbalı hakkında endişelere kapılmış olabılirler. 3 Çocuklarının, san'aıın bu şubesine intisabını hoş gormiyen aileler. muhiıler, henıız mevcuddur. Bu ııç ihtimalın de. atılan faydah adınıı çelecek ıkııdarı yoktur. Gerçı, halkın yeni 19371987 muesseseden haben olmaması, munhasıran kendı kabahati değıldır; Vanlı, Erzurumlu, Adanalı vaiandaşın Ti'rkiyenın en keskin zekâlı hemşerisı bıle olsa Ankaranın Cebecısinde Devlet Tiyatrosu açıldığını bilınesi ıçın, lâakal, keratneı sahibı olnıası ıkıiza ederdi. Rağbetsizliğın sebebını ııçe ayırmak ve hatta, şu ilk gunler için biraz da tabiı bulmak ımkant vardır: 1 Kiekteb, memlekete yepyenı bir teşebbıistur, mahiyeti hakkında halkın kafi derecede malumatı yoktur. 2 Muracaaıleri beklenen genç istidadlardan muhiın bir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle