15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHUR/YET/8 HABERLERİN DEVAMI 22 TEMMUZ 1986 Laiklik... (Baştarafı 1. sayfada) (...) Türkiye'nin demokrasi denemesinde laiklik, devrimlere karşı çıkanların devrimleri yıpratma çabalannın başlıca hedefi; Osmanlı döneminde eksik olmayan 'din elden gidiyor' sloganını sürdürmek isteyen çevrelerin oy toplama işinde çok işe yarar bir sömürü aracı yapılmıştır. Atatürk yaşarken, medreselerin yerine birer meslek okulu olarak kurulan Imamhatip okullan lle tamamlayıcılarının giderek vardıkları sayı gözönünde bulundurulursa, bunların kuruluş amaçlannın pek ötesine taşarak, dinsel dünya göruçunü yayan araçlar olmak istedikleri söylenebilir. Bu da, Atatürk'ün en önemli başarılanndan biri olan 'öğretimde birlik' ilkesini zedelemiş; Türkçocuklarını yine birbirlerine karşıt iki ayrı doğrultuda yetiştirmek yolunu, dolayısıyla toplumsal şizofreniye giden yolu açmıştır. Aynca, sayıları çok büyük olan, Kuran'ı Arap harfleriyle ve Arapça olarak öğreten, eski Sübyan Mektepleri'n/pe/r andıran resmi ve kaçakKuran kurslan da düşündürücüdür. (...) yısı ise 220.991 'dir. Bütün Türkiye'deki tarım okullarının sayısına gelince yalnız 23; öğrenci sayısı da 2640... Bu işte bir çarpıklık yok mu? Ya radyo ve televizyonun kimi zaman Osmanlı'ya, "dünün dünyası"na özlemi işleyen yayınları... Osmanlıcı kültür kampanyalarının, devletin kültür politikalarına dönük yolda mesafe katetmesi... Ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı Sayın özal'ın önceki gün Malatya'da cami temeli atabilmesi... GÖZLEM UĞUR MUMCU (Baştarafı I. Sayfada) maya sığınmak zorunda kalmıştı. Türkiye'de özel tiyatro kurmak ve yaşatmak gerçekten güç bir iş. Güçlüğü şurada: özel tiyatrolar iktidarların hoşuna gitmeyen oyunlar sergilerler. Belediye ve siyasal polisin gözleri bu yüzden hep üzerlerindedir. Devlet tiyatrosu, adı uzerinde "devlet"\n tiyatrosudur. Devletin hoşuna gitmeyen oyunlara sahnelerde yer verilmez. "Belediye tiyatrosu" derseniz, istanbul Şehir Tiyatrosu'nda olanlar meydandadır. Tiyatro alanında özel tiyatrolar, "özerk" ve "özel" kalmış tek kesimi oluşturuyorlar. Kültür ve Turizm Bakanlığı, 12 Eylül döneminde özel tiyatrolara "mali yardım' yapmayı kararlaştırdı. Bakanlığın o günkü Müşteşarı Emekli Korgeneral Sayın Kemal Gökçe, özeUtiyatrolara devletçe yapılacak yardım için bir de yönetmelik hazırlattı. Bu yönetmelik hükümlerine göre yerli oyunlara ağırlık veren ve turnelere çıkan özel tiyatrolara devletçe yardım sağlanacaktı. Dört yıldır bu yardım sağlanıyor. Dört yıldır AST'a sağ. Jnan bu yardım bu yıl kesiliyor. Askeri yönetimin "sakınca görmediği" oyunlarda, demek ki, şu "ANAP liberalizmi" sakınca görüyor. Bu yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı yardım yapılacak Özel tiyatroları açıkladı. Bunların arasında AST yoktu. Bakanlığın yeni Müşteşarı Prof. Oluş Arık böyle uygun görmüştü. AST'ın dosyası, mali yardımı kararlaştıracak kurula bile sunulmamıştı. Bu tutumunun çeşitli nedenleri olabilir: Birinci neden, AST'ın sürdürdüğü "ilerici" sanat anlayışının bazı çevrelerde yarattığı tedirginliktir. Birinci olasılık budur. İkinci neden olarak da AST'ın EkinBilar Şirketi'nin çeşitli etkinliklerine salonunu açmış olması düşünülebilir. Bakanhk, AST'a yapılacak yardımın niçin kesildiğini açıklamadığı için akla gelen nedenleri sıralıyoruz. Bir başka neden daha aklımıza geliyor ki, aklımıza gelen bu nedenin gerçek olmamasını diliyoruz. AST'ın kiracı olarak bulunduğu salon bir apartmanın bodrum katıdır. Bu apartmanın iki sahibinden biri Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Mükerrem Taşçıoğlu'nun baldızı Sayın Füsun Kösepoğlu'dur. Gerçi Sayın Kösepoğlu, AST'a karşı hep hoşgörü ile davranmıştır. Ancak, Kızılay'ın en işlek yerinde bulunan apartmanın yıkılıp, yerine bir "işhanı" yapılması olasılığı da söz konusudur. Gerçi AST ile Sayın Kösepoğlu arasında imzalanan kira sözleşmesi uyarınca, tiyatro bir yıl daha salonu elinde tutabılecektir. Ancak, içine düştüğü bu mali sıkıntı sonucunda kirayı ödeyemezse durum değişecek ve bu durum mal sahibine kiracı AST'ı tahliye ettirme olanağı sağlayacaktır. Bakan Taşçıoğlu böyle bir olasılığı hiç düşünmüş müdür? Sayın Bakanın elindeki devlet yetkilerini, baldızının kiracısı olan AST'ı bu binadan çıkartmak için kullanacağını hiç sanmıyoruz. Yardımın kesilmesi, ister istemez, böyle birsonuç doğuracaktır. Bu nedenle Sayın Bakanın olayın uzerinde daha da özenle durması gerekir. Söylemek istediklerımız yalnızca bunlardır. AST gibi yirmidört yıl ayakta kalmış bir tiyatroya yapılan devlet yardımının hiçbir neden gösterilmeksizin kesilmesi çeşitli yorumlara yol açar. Bu olay bir de neyi gösterir bilir misiniz? "FakirFukara Fonu"r\un hangi amaçlara kullanılacağını! Devlet, elindeki mali olanakları böyle keyfince kullanacak ve yeni bir "partizanlık" türü ortaya çıkacaktır. "Ayrıcalıklı zenginler" biliniyor.. Şu "kayınlan holdingler" ve bu holdinglerin sahipleri.. Şimdi "FakirFukara Fonu" ile bir de "ayrıcalıklı fukaralar" çıkacak.. Fukara ANAP'lı ise yardım var; SHP'liyse yok! AST'ın yıllardır sürdürdüğü ilerici ve toplumcu sanat anlayışı, devletin dört beş milyonluk yardımı ile değişecek değildir. Değişmesı gereken, siyasal çizgilerini beğenmedıkleri tiyatrolara böylesine cezalar getiren ve bu yasaklara "devlet" adına toplumu yönetenlerin kafa yapılan değil midir? Laikliğe, çağdaşlığa karşı akımların su yüzüne vurdugu, tartışılmaya başlandığı ve kimi çevrelerde haklı olarak tedirginlik yarattığı şu günlerde bazı noktalar üstünde bilinçle durmak gerekiyor. Bir kere şu hususun altı çizilmelidir: isteyen istediğine inanmakta serbest olmahdır; nasıl isterse öyle ibadet edebilmelidir; arzuladığı gibi giyinip kuşanabilmelidir; kimse kimsenin saçına sakalına kanşmamalıdır. Bu, olayın bir boyutudur. 1924 yılı ağustosunda Muallimler Birliği Görüntülerle uğraşmak yerine, olayın daKongresi dolayısıyla yapılan bir toplantıda Ata ha ciddi boyutlarına kafa yorulmalı, meseletürk öğretmenlere konuşmasını şu sözlerle bi nin özüne inilmelidir. tirir: Ortaçağ kafasını, medrese anlayışını etki'Hiçbir zaman aklımızdan çıkmasın kl siz kılmayı amaçlayan "öğretim birliği" yeniCumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfaden ulusal eğitim politikasının ekseni nı hür nesiller ister' yapılmalıdır. Devletin eğitim politikası çağdaş Atatürk'ün çok sevdiği Tevfik Fikret'in bir dive bilimsel bir temele oturtulmalıdır. Eğitim zesinden çıkardığı bu deyiş, düşünme, değer ve öğretim kurumları, Cumhuriyet öncesi deleme ve bilme bakımından ortaçağın boş ğer yargılarına dönük özlemleri depreştirmeinançlarından kurtulup aydınlanmış, onuruna yecek biçimde yeniden düzenlenmelidir; bu ulaşmış özgür insanın, Atatürk devrimlerinin kurumlarda başlıca hedeflerden biri, genç sonunda varmayı istedikleri insanVn portresini kuşaklara laiklik bilincinin, özgür düşünce orçiziyor." # tamında aşılanması olmalıdır. Devlet ve hükümet yaşamında laiklik ilkesine kesinlikle Sayın Gökberk'in bu görüşlerine katılmauyulmalıdır. mak elde değil. • Ama bugün geldiğimiz noktayı şöyle bir Şunu unutmayalım: Bugüne kadar siyasal düşünürsek, "Ortaçağın boş inançlarından iktidarlar, devlet eliyle, "irtica" denen olgukurtulup aydınlanmış, özgür insam" acaba ne nun değirmenine çok su taşımışlardır. ölçüde yaratabildik? Böylesine çağdaş kafaDemokrasiden kaçmak... Özgür düşünceların yetişebilmesı için gerekli olan özgür ve yi yasakların cenderesine sokmak... Yaratıdemokratik ortamı, gerek eğitim ve öğretim cılığa sansür... Ezbere dayalı eğitim... Muzır kurumlarımızda, gerekse ülkemizde oluştukurullar... Yüksek öğretim kurumlarında "kışrabildik mi? Aklını kullanıp her şeyi sorgulala düzeni..." YÖK... Kitap yakmak... yabilen, tartışabilen kuşakların yetişmesini Bütün bunlar da "karanlığa" yapılan yatısağlayacak ilke ve kuralları ulusal eğitimde rımlar değil de nedir? geçerli kılabildik mi? Cumhuriyet rejiminin laiklik temelinin sarBu soruların karşılıkları ne yazık ki olumsılmasından kaygı duyanların, her şeyden önsuzdur. ce demokrasiye sahip çıkmaları gerekir. "Ortaçağ"a, "dünün dünyası"na kafasını Laiklik, vicdan özgürlüğü ve demokrasi iç takmış olanlara devletin milli eğitim politikaiçedir; birinden verilen ödün diğerini zaafa sında sürekli ödün verilmiştir. Toplumda "biruğratır. lik ve beraberlik" adına ve bu gerekçeyle, din, Cumhuriyet'in laiklik temelini yıkmaya yödevlet ve hükümet hayatında özellikle son yılnelik akımlarla mücadelede, eğer bu hususlarda gittikçe ağırlık kazanmaya başlamıştır. lar dikkate alınmazsa, hiçbir yere varılamaz. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri 12 EySadece görüntülere bakıp "laiklik elden lül döneminde din derslerinin zorunlu kılıngidiyor" diyen kafa ile "din elden gidiyor" diması değil midir? yen kafa arasında, acıdır, ama çağdaşlık açıSon sekiz yıl içinde (19761984) 263 liseye sından pek bir fark yoktur. karşılık 268 imamhatip lisesi açılmıştır. 1976'da bütün Türkiye'de 73 olan imamhatip lisesi sayısı 1984'te 341'e yükselmiştir 1985 (*) Çağdaş Düşüncenin Işığında Atatürk; Dr Nejat F. Eczacıbaşı Vakfı Yayınları, Araştırmalar Dıistatistik yıllığına göre ülkemizde bugün tüm zisı, Ayrıbası, istanbul, 1983 imamhatip okullarının sayısı 715, öğrenci sa CMck Kin 8 maiaıalannm ikindst dün ğ Jg J Mfantaşı'ndaaçıldı. Mağazanınaçıhşında bir konuşma yapan Ingiliı BarbecueKing ana firmasınm Genel Müdürü Stewart Greener, "Dünyanın en büyük ChickKing mağazasını açmaktangurur duyuyorum" dedi. Firmamn Türkiyemümessili özcan Sandıkçıoğlu, ilk etapta İstanbul'da 6 pilot bölgede ChickKing mağazalanmn açılacağını, daha sonra bu mağazaların yurt sathına yayılacağını belirterek, "ChlckKing mağazalanmn büyük bir boşluğu dolduracağına tnamyoruz. özellikle 'beyaz et' denen tavuğu el değmeden, bastnçlı makinelerde hazırlayıp Türk damak zevkine uyacak şekilde ve Türkiye için yepyeni bir tat ile halka sunacağız. Ortadireğe hiımet için tüm mağazalanmızda ucuz ve aynı flyat politikası ve sağlıklı besinler sunmayı planlıyoruz" dedi. Mağazada flyatlar 300800 lira arasında değişiyor. Aynca dünyadaki ChickKing mağazalanmn en büyüğü olan Nişantaşı 'ndaki mağaza 3 katlı olup 200 milyon llraya mal oldu. Firmamn halen 17 ülkede şubesi bulunuyor. (Fotoğraf: CUMHURİYET) Kumara yılda 100 milyar (Baştarafı 1. Sayfada) belirtiyorlar. Ikinci tip kumar ise "bitirim kumarı" olarak adlandırılıyor. Anavatanın Tophane, Tarlabaşı vc Beyoglu oiduğu belirtilen bitirim kumarının temeli yine kahvehanelere dayanıyor. Bitirimhane olarak adlandınlan bu tip kahvehanelerin salon bölümünün dışında bir de "kumar" bölümleri bulunuyor. Bu bölümler ya bir iki ek oda, ya da kahvehanelerin üst katlarından oluşuyor. Yetkililere göre yoksul semtlerin çoğunda "bitirimhaneler" bulunuyor. Ancak en yaygın olarak yine Tophane, Tarlabaşı, Beyoğlu, Kumkapı, Zeytinburnu, Bakırköy'ün bazı semtleri ile, KüçUkpazar bitirimhanelerin yatağı durumunda. Buralarda en çok poker, çanak, yanık ve barbut oynandığı belirtilıyor. "Yardımlaşma ve Dayanışma Dernegi" gibi adlar altında kurulan derneklerin büyük bölümündc oynanan kumar ise "dernek ve kulüp kumarı" adıyla biliniyor. Bu tür "dernek kumarhaneler"dc kendi içinde ikiyc ayrılıyor. Birinci bölüm "süper yerler" olarak anılırken, genellikle orta sınıfın gittiği dernek kumarhaneler "kulüp" sözcüğüyle tanınıyor. Polis ekipleri tarafından 1985 yılı içinde yapılan baskınlarda 16 dernekte yasadışı kumar oynandığının saptandığı belirtiliyor. Değişik zamanlarda yapılan baskınlar sırasında her dernekte, baskının yapıldığı gecelerde ele geçirilen paraların toplamının 3, 3.5 milyon lira oiduğu vurgulanıyor. Emniyet yetkilileri bu derneklerde oynanan oyunun parasal boyutlarını şöyle anlatıyorlar: "Bir fikir edinebilmeniz için şöyle düsunmi'ni/ gerekir. Toplam 16 dernek 3.5 milyon lira verdiğine göre, bir dernek ortalama olarak 200 bin lira dolayında kumar parası vermiştir. Yani bir dernekle bir gecede, belki dc bir partide 200 bin lira kadar para dönmektedir. Biz, yasa dışı kumar oynatan dernek sayısının çok daha fazla oldugunu hiliyoruz." Bu tür derneklerde, bitirimhanelcrde oynanan poker, çanak, yanık, barbut, bakara gibi "kişilerin birbirleriyle oynadıkları oyunlar"ın yanı sıra, kulübe karşı blackjack de oynandığı belirtiliyor. "Süper yerler" olarak bilinen dernek kumarhanelerinde ise en çok bakara ve blackjack (yirmibir) oyunları yeğleniyor. Ardından poker ve barbut geliyor. İstanbul'da yalnızca bir yerde kolon (rulet) oynandığı, ancak rulet makinesi sokulmadığı için oyunun sisteminin aynen kartlara yansıtıldığı belirtiliyor. Bu yerlerde oynanan kumann çok yüksek rakamlara ulaştığı, buralara devam eden kişiler arasında büyük sanayicilerin, politikacıların da bulunduğu bildiriliyor. Eski tstanbul Emniyet Müdürü Şükrü Balcı, Fahrettin Aslan ve Hüseyin Cevahiroğlu'nun adlarının karıştığı ve halen İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde surdürülen davada da Maçka Kadınlar kulübü Derneği'nde büyük boyutlarda yasadışı kumar oynandığı ileri sürülmüştü. Polis "dernek kumarhanelere" ilin en büyük mülki amirinin izniyle baskın yapabiliyor. 2908 sayılı Dernekler Yasası'nın 48. maddesi ve 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyetleri Yasası'nın 8. maddesinin a bendine göre yapılan bu tür baskın ve aramalardan sonra kumar oynandığı kanıtlanan derneklere, yine mulki amirin takdiriyle en çok 91 gün kapatma cezası verilebiliyor. Şirîn konuta gîden 5 yol (Baştarafı 1. Sayfada) bir arsası varsa, Emlak Kredi Bankası'na 350 bin lira tutarında alıcı payı hesabı açtııarak, bankadaki parası 6 ay bekledikten sonra, 2 milyon lira krediye hak kazanır. Ancak kredinin açılmasında kendi arsasında başladığı inşaatın yıizde 10 seviyesine gelmiş olması koşulu aranır. Kredi, inşaat seviyesine göre ve "hakediş" ilkesi uyarıııca ödenir. Inşaat yüzde 95 seviyesine geldiğinde aynca 250 bin liralık bir ödeme yapılır. b. Itîlmiş konutlara talip olabilir: Bir milteahhit tarafından belediye hudutları dahilinde, imarlı alanda yapılan bitmiş inşaattan konut alnıak rnümkündür. Bunun için vatandaş, Emlak Kredi Bankası'nda yine 350 bin lira tutannda alıcı payı hesabı açmalı ve 6 ay beklemelidir. Konutu olanlar bu tutarın yüzde 50 fazlasını yatıracak ve 9 ay bekleyeceklerdir. Bekleme süresinin sonunda yatırdığı para ile birlikte 2 milyon 250 bin lira tutanndaki kredisi bir defada çekilerek, oturma izni tarihi vatandaşın bankada alıcı payı hesabı açtırdığı tarihten bir yıl daha eski olmayan bir konut alınabilir. c. tnşa halindeki konutlar: Valilikçe toplu konut alanı ilan edilen bir arsa uzerinde inşaal yapan ve idaremizden uygunluk belgesi alnııs bir müteahhitten konut «ilmak isteyen vatandaş, kredisini konutlar inşa halinde iken de kullanabilir. Bunun için müteahhite başvurup gerekli anlaşmayı yaptıktan sonra, müieahhitin uygunluk belgesini aldığı bankada (Anadolu Bankası, Panıukbank vb.) yine 350 bin liralık alıcı payı hesabı açtırmalıdır. Müteahhit kendinden konut almak isteyen valandaşın kredisini, hakedişler karşılığı olarak inşaatında kullanmaktadır. d. Kooperatif üyeligi: Vatandaş kurulan bir kooperalife oıtak olmuş ise, bu yolla da Toplu Konut Fonu'ndarı kredi alabilir. Kooperatif belediye hudııt ları içinde imarlı alanda bir aısa ternin ettikten sonra bir proje geliştirerek, toplu konut alanında ise idaremize, toplu konut alanı dışındaysa Emlak Kredi Bankası'na başvuracaktır. Kooperatif ortakları adına açılacak krediyi inşaat aşamasında hakedişler halinde kullanacaktır. Dargelirliye kulaylık: Vatandaş 775 sayılı yasada tarif edildiği biçimde dar gelirli ise ve o yorenin belediyesi dc dar gelirliler içîrı arsa temin ederek idaremize başvurmuş ise; bu vatandaş ilk başvuruyu belediyeyc yapmalıdıı. Belediye bu kişinin dar gelirli olup olmadığını inceleyerek durumu uygun olanlara mülkiyeti belediyeye ait toplu konut alanından arsa tahsisi yapacak, idaremize başvuracaktır. İdaremiz projeyi uygun gördiiğil takdirde, bunların kredilerini açmaktadır. Böylece bu dar gelirli vatandaşlarımız imarlı alanda tasdik edilmiş projeyi ııygulayarak kendi konutlarını kendileri de yapabilmektedirler. Bu vaıandaşlara kredi açılırken, alıcı payı hesabı ve yüzde 10 inşaat seviyesi koşulu aranmamaktadır. Halen Adana, Mersin, Tarsus, İskenderun, Denizli ve İzmir belcdiyeleri bu uygulamayı başlatmış bulunmaktadır. Konut kredilerinin ev ıtıaliyetlerine )<örc duşük kaldığı iddia ediliyur. Bu kunudaki goriişiiniiz nedir? ERDEM Konut kredilerinin yetersizliği başlangıçtan beri ileri sürülmektedir. Bugüne kadar fondan 250 bin konuta 800 milyar lira kredi açıldığı ve 110 bin konuta 1 trilyona yakın kredi açılacağını söylersek, herhalde bu iddiaların geçerli olnıadığı ortaya çıkar. Amaç, kredisi açılan ve başlanan hiçbir konutu yarıda bırakmamak ve suratle tamamlamaktır. Bu açılan kredilere ek krediler verilmek surctiyle gerçekleştirilecektir. Aynca, çok sayıda konut ütetebilmek için vatandaşın katkısını azami seviyede tutmak esastır. Gelecek yıl için kredilerin urlınlınası duşunuluyor mu? KRDEM Gelecek yıl için şimdiden bir şey söylemek mümkun olmaz. Gereği neyse yapılır... İdareniz, 60 metrekarelik konutları teşvik etmeyi amaçlıyor. Ama işin arz yönıine bakarsak, vatandaş özellikle büyük kentlerde yeni yapılmış 60 metrekarelik konutları nasıl. bulacak? ERDEM Özellikle dar gelirli vatandaşların konut ihtiyacını karşılamak ve mevcut konut açığını kapatmak için nıümkun oiduğu kadar çok sayıda konut yapımını teşvik etmek üzcrc, 60 metıekare vedaha küçük konutların fondan kredilendirilmesine öncelik verilmektedir. Bu çerçevede belediyelerle işbirliğine geçilerek 60 metrekare vc daha küçuk, ucuz konutlann yapımına başlanmıştır. İlk etapta İzmir, Adana, Mersin, Tarsus, iskenderun vc İstanbul'da faaliyete geçılmtştir. Kısa sürede bitirilecek olan bu konutlar, konutsuz ve dargelirli yurttaşların hizmetine sunulacaktır. Aynca 60 metrekare ev daha küçük konutlann teşviki ile oz kaynak miktarının az olmaiinın, önümüzdcki yıllarda kooperatif ve yapımcıları bu büyüklükte konut yapmaya özendireceği umulmaktadır. 60 melrekarelik konut kredilerinin yazlık evler için kııllanıldığı iddiaları yaygınlaşıyor, siziıı bu yöndv bir tespitini/ ve aldığınu onleın var mı? ERDEM Uygunluk belgesi almak üzere idaremize başvu, ran kooperatifler titizlikle inccleıımekte ve yazlık kullanım amacına yönelik oiduğu tespit edilenlere uygunluk bclgcsi veriN memektedir. AET, Yunan isteklerini (Baştarafı 1. Sayfada) Belçika başkentinde dün gerçeklev tirilen olağaıı AhT dışislcri bakanları oturumunda, Yuııanistan Dı^ijleri Bakan Yardımcısı Teodoros Pangalus, bekleııen girişımıni yaplı. Bu girişim, Başbakan Turgut Ö/.al'ın Ku /ey Kıbns'a yaptığı son gezidcn dolayı Ankara'nın, AET baskcntlcrı tarafından kınanması ve buna paralel olarak 16 eylulde gerveklc^ecek olan TürkiyeAIİT Ortaklık Konseyi'nin kasını ayına ertelenınesı biçımindc şckillendi. Ancak bu Yunan isteklcrınt1 herhangi olumlu bir ccvap verilınedi ve Ingıliz Dışişleri Bakanı Sir (Jeoffrey Howe'nin deyişiyle diğer uyc illke temsilcilcri Atina isteklerini "not etmekle" yelındiler. Ingiliz Bakan, ALT Dönem Başkanı sıfalıyla du/enlcdiğı basın toplantısında TuıkiyeAET Orlaklık Konseyi'nin daha önce tespit edilmiş tarihte gereekleşeceğini de duyurdu ve topluluk başkentlerinin Kıbrıs konusunda, "Blrleşmiş Milletler Genel Sekreleri'ııirı soruna ilişkin oabalanm desteklediklerini" belirtmekle veliıı 1 di. Sir Geoffrey Hovve, "Yunanistan ın lürkiye konusundaki iddialanııı nasıl degi'rlendiriyorsunıii'.'" soru.suna ise son derece diplonıalik bir cevap gctirdi ve şu karşılığı verdi: "Bu sorunlar son dınce kurınaşık vt;hassasiyet gerektiren hıısııslardır. Bizim asıl amacımız (AKT'nin), topluluk hıınycsi ivindt' orlagımız olan Yunanistan'ı deslrklemek ve onun goruşlerine sa>>jı uostermek, ancak bunu gerçekleşlirirken de, komsııınıı/ I ıırkivı ilı iliskileri iyileşlirmeklir." üte yandan, güvenilir diplomatik kaynaklardan sıran bilgiler, 'Ieodo ros Pangalos'un duııku oturunı sırasında özellikle Ege kıta sahanlığı ve karasularıııın belirleıımesı ıızuıınde durduğu yoıuındo olıırken, lngili/ Dışişleri Bakanı da bunu doğruladı, ancak fa/lu bir avıklama getirmedi. Bıııksel'dekı diplonıalik go/leıııcıleı, Yunan Dışişleri Bakanı'nın ilk deta bir AET loplanlısında bu konulara bu kadar dejinnıesinin ozel bu an• lam taşıdıgı uzerinde bırleştıler. Bu gö/.lemcilerc göre, Teodoros Pangalos'un girişirni esas olarak Yunanistan'ın, 1978 yıhnda Ankara ile Atina arasında imzalanmış olan "Bern Anbsması'nı ladil elmek" isleminden kaynaklanıyor. Bu gözlemcilere göre, Batı komşumuz, AET bünyesinde şimdiden bir "zemin yoklaması" yapmaya başlıyor ve "en uzından kulak alışkanlıgı" oluşturrnayı amaçlıyor. Bilindiği gibi, 1978 yıhnda r'ilrkiye ile AKT arasında imzalanmış olan Bern Anlaşması, tarafların Ege'de gerginliği arıııracak hcrhangi bir girişimden kav'inacaklarını taahhüt ediyor. Oysa Yunan hukümctı, iki bucuk ay önce kamuoyuna yaplıgı bir av'iklamada, söz konusu anlaşmanın Yunanistan'ın haklarını kısıtladığını ve bunun da bir önceki hukumet tarafından,imza cdıldiğini bildirerek, Bern Anlaşması'nın "ladil edilmesi gerektigini" duyurmuştu. Diğer taral'tan, Yunanistan'ın, dünku AET oturumunda ne TUrkiye'nin Kıbrıs konusunda kınanması ne de Orıaklık Konseyi'nin ertelenmesi laleplcrınde başarıya ulaşamama.sı, Belçika başkentindeki gözlemciler tarafından "son derece normal bir geli$me" olarak yorumlanıyor. Bu go/leıııciler, Auna%irişiminin ekim ayında Yunanislan'da yapılacak ınahalli seçimler öncesindc Papandreu lıukumetınin iç kamuoyuna yönelik bir anlam laşıdığını ifade ediyor ve "alınacak cevabı Alina'nın /aten önceden bildigini" vurguluyorlar. Son duı ıııııun, dığer AE1' başkentlerinin, Türkiye ile ilişkileıi "normulleşlirmek" isıediklerinin bir teyidi oldııgıınu lıelirlen bu gözlemciler, 16 eyluldeki TurkiyeAKTOıtaklık Konseyi'nin artık kesin biçimde gerçekleşeceğnıe dikkatı çekiyorlar. Ancak aynı gö/lemcilere göre, Atina, AnkaraBruksel ilışkilerinin normalleşmesıni engellemek için elinden ge len çabavı sürdUrmeye devam cdecek ve "velo" seklinde biçinılenccek olan son ko/larını Ortaklık Konseyi'yle birlikte kullanacak. Erdemir'de (Baştarafı 1. Sayfada) rince inceleniyor. Yasaya göre ise bakanlığın sendikalarm yetki başvurularını 6 iş günu içinde yanıtlanıaları gerekiyor. Halen 2700 işçinin çalıştığı Erdemir'de özel statüde çalıştırılan 1800 işçinin durumu yıllardır işçilerin sendikal ve toplu pazarlık haklarını kullanamamalarına engel olarak yaratıyor. A tipi personel adı altında özel statüde çalıştırılan ve yönetici konumunda gösterilen 1800 kişilik çalışan grubu, işveren ve hükümet tarafından isteme uygun olarak bazen işçi kapsamında, bazen de işçi grubu işçi sendikalarının ve işyerinde çoğunluğa sahip bağımsız Otomobillş Sendikası'nın yetki başvurularında işçi toplamı içinde sayılmış, buna göre sendikanın işyerinde yeterli çoğunluğa sahip olmadığı sonucuna varılmıştı. Çalışma Bakanlığı'nın yetki verirken işçi kapsamında saydığı ve yetki vermeme gerekçesi gösterdiği A tipi personel, hükümetin Erdemir'de uyguladığı teşmil kararında ise işçi sayılmamış kapsam dışı bırakılmışlardı. Hükümet geçen dönem teşmil kararını, Otomobillş Sendikası'nm kapsam dışı personel işçi sayılsa da çoğunluğa sahip oiduğu iddiası ile yetki için başvuruda bulunduktan sonra en çok bakanlık yetki başvurusuna yanıt vermeden almış ve Erdemir işçisine Türk Metal Sendikası'nın yaptığı bir sözleşme teşmil edilmişti. 1979'a kadar DİSK'c bağlı Madenİş Sendikası'nın yetkili oiduğu vc o tarihten bu yana sendika eliyle yapılmış toplu sozleşme lıakkını kullanamayan Erdcmir işçisi için, hükümetin teşmil ettiği sözleşme süresinin tamamlanması ile Otomobillş Sendikası yeniden yetki girişiminde bulundu. Otomobillş Sendikası kapsam dışı personel, çıkarıldıktan sonra 6000 işçinin çalıştığı işyerinde 4250 işçinin üyelik belgesi ile 8 mayıs tarihi itibarıyla yetki başvurusunu bakanlığa bildirdi. Yasa gercği 6 ış günü İçinde yanıt vermesi gercken bakanhk, çok sayıda işçinin üyelik belğelerinin 6 iş. mııl'ettişi tarafından incelenrnesinin tamamlanmadığı gcrckçesiyle bugüne kadar başvuruyu sonııçlandırmadı. Bakanlığın teşmil uygulaunısında kapsam dışı bırakılan ve sendikaya üyc olamamaları yasaklanan A tipi personel ile ilgili bu kez, nasıl bir karar alacağı da bilinmiyor. Otomobilİş Sendikası işyerinde salt çoğunluk aranırken, sendikaya üye olamayan A tipi personelin, özel statüde çalışnrılanların işçi sayılarak buna gore çoğunluk sağlayabilecek kadar çok sayıda üye işçiyle sahip olduğunu açıkladı. Temel atma, tesis açma (Baştarafı 1. Sayfada) Bakırkoy Vergi Dairesi'nde bilgipazar yeıi açıldı, daha önce hiz sayar sisteminin ilk düğmesine . mete giren telefon santralları için bastı ve sistemi açtı. ' bir kez daha toıen duzenlendi. Devlet Bakanı Mesııt Vılmıız, Son uç gun içinde Başbakan ve Anadolu Ajansı'nın bölge topbakanlar 40'tan fazla lörcne kalantısı için gittiği Trabzon'da, datılırken, "lören rekortmeni" Maha onco hizmete giren ilçe leleJ liye ve Gümrük Bakanı Ahmel l'on santrallannı bir kez daha aç| Kurtcebe Alplemoçiıı oldu. tı, bir de sergi açılışırıa katıldı. ı Başbakan Turgut Özal, hafta Adalet Bakanı Necal Eldcın, ! sonu Ankara'da kamyoıı fabıiANAP örgutüııün çağrısı üzeri1 ! kasını açtı. Elazığ ve Malatya ne gittiği Burdur'da, bir koope| da lise, cami, deprenı e\'i, iplik ratifin toplu konut inşaatının ve • fabı ikası temelleri attı. özal, dün organize sanayi sitesinin temeli! de tstunbul'da otcl yapılacak ni attı. I Taşkışla'nın restorasyon çalışmaDevlet Bakanı Tınaz Titiz, Ine| larını başlatırken, ilk çiviyi çakbolu'da kaymakamlık binasınm ' tı. özal daha sonra, İTÜ'nün bayanı sıra törenle plaj tesislerini de ; zı fakültelerinin temelini attı. hizmete açtı. Devlet Bakanı Kâ/.ım Oksuv, | Tören rekortme|ni Maliye ve Bafra'da telefon santıalını otoıGümrük Bakanı Alımet Kurtccnıatik görüşmeye açarken, Bay |be Alpicmoçin, ara seçim yapıbakan Yaıdınıcısı ve Devlet Bajlacak Gaziantep'te 13 törene kakanı Kaya Krdem dc, İzmir linıa[tıldı. Küıüphanc, emniyet binanında gemilere yükleme yapacak isı, ilkokul, ortaukul, maliye bivinci törenle çalıştırdı. Erdeııı, jnası, huzurcvi, toplu konut, kaIzmir'de aynca hastane ek lesisi jnalizasyon, ı içme suyu tesisi, de açtı. ıküçük sanayi sitcsi açılışı ya da ıtemelinin atılışına katılan AlpteBakanlaıın yanı sııa, Ankara, 'moçin, aynca bir fırın ile buğday İstanbul ve İzmir'de anakent vc jpazarını da torenle hizmete sokilçe belediye başkanları da bir di'tu. Alptemoçin, Istanbul'da da zi lörenler düzenlediler. Ishal salgını (Baştarafı I. Sayfada) liıteıı vatandaşlar, başvurdukları görevlilerin, "Biz iki aydır lağım suyu içiyoruz" biçimindeki şikâyetlere gülerek yanıt veıdiklerinden yakındılar. Dun sabah saat 10.30 sıralarmda bir araya gelerek yeniden Bakııköy Belediyesi Güngören Şubc Müdürlüğü'ne giden Akıncılar Mahallesi sakinleri, görevliler tarafından atlatıldıktan sonra muhabirimizle görüştuler. Kanalızasyondaki arızayı anlatabilnıek için Bakırkoy Belediye Başkanı Naci Ekşi'yc iki yılda 4 kcv gittiğini belirtcn 60 yaşındakı Falma Oklar, "Başkan bana, kanalınız çökiik, açarız dedi. Açtılar, iki giiıı sonra yine aynı şcy oldu. Yine açtılar, yine çuktu. Sonra vazgeçtiler. Benim gibi 60 yaşında bir kadını devlet kapılarında koşlurup lagıınlı su içirtmeklen hiç utanınıyorlar mı?" dedi. Sulaıa lağım karışması nedeniyle içme suyu gereksiniınlerini bir süredir bakkallarda satılan sularla karşılamaya çalıştıklarını soyleycn Akıncılar Mahallesi sakinleri, kapalı suya da para yeliştiremediklerinden yakınıyorlar. Başbakan'ın, bakanların \c milletvekillcrinın çeşitli yerlerde her gun seçim yatırımı için temel attıklarını da ıoyle>'cn vatandaşlar, "Bakırkoy'de de üeçim olsaydı da bari bu dertten kurtulsaydık" şcklindc konuştular. İçme suyuııa karışan lağım sulun nedcniyle hastalanan 30 kişinin yanı sıra dün de Akıncılar Mahallesi Oıtaç Sokak'ıa oıuraıı İllker Sarıgül ile Neriman İnceyılınaz'ın ishalden şik'âyet ederek (crrahpaşa Hastanesi'ne tedavi için başvurdukları öğrenildi. Nufus kâğıdımı kaybettım, hukumsuzdur. HIKMET GÜMÜŞTAS Ibane7 akustik gitar. 166 13 85 kendi "ihrnalleri" yüzunden (Baştarafı I. Sayfada) nin haciz olayını tünıüyle sıyası meydana geldiğini söyledi. Dün saat 01.30'da yolcu albir davranış olarak gördüğii bildiriliyor. Bulgar hükumetiniıı mak üzcrc Atatürk HavalimaTürkiye'ye karşı tepkisini göstcr nı'ndan F.Alınanya'ya boş olamek için bazı baskı kartlarını rak harcket eden uçak, Tekirdag kullanabıleccği öne sürülüyor. üzerine geldiğinde Bulgar göıevBu çerçevede, Bulgaristan'ııı lileıle yapılan lelsiz görüşmesi Türkiye'nin Avrupa'ya bağlan sonucunda daJıa önccden gerekli tısının geçtiği Sofya hava saha iznin alınmamış olması nedeniysında Türk uçaklarına geçişinde legeri dönmesi istendi. Bulgarisbazı güçlukler' çıkarmasından tan üzerinden geçiş yapamayacndişe ediliyor. rak geri dö,nmek zorunda kalan Bulgar uçağına haciz olayını uçak gerekli işlemler yapıldıktan yerinde incelemek için dun İstan sonra dün saat 15.00'te F.A1bul Adliyesi'ne gelen Adaict Ba manya'nın Koln kentine hareket kanı Necat Eldem de "Olay şah etti. Olayın kendi "ihrnal ve si bir davadır. Anayasamıza gö hatalan" ncdeniyle meydana re, infaz ve icra durdıırıılaınaz" geldiğini belirten İstanbul Havadedi. Eldem, haciz olayında ad yollan Koordinatorü Hayri Korli bir hata yapılıp yapılmadığı kut, şunları söyledi: "Uçağın gekonusunun Adalet Bakanlığı çeceği ülkelere önceden 'şu tarihmüfcttişlerince soruşturulduğu le şöyle bir uçağımız geçecek' dinu söyledi. ye haber verilınesi gerekiyordu. Bu uçak Almanya'dan yolcu alBulgaristan'ııı İstanbul Başmak üzere ek sefer olarak gönkonsolosluğu yctkilileri de haciz olayı ile ilgili olarak kendilerine derildigi için arkadaşımız bu resmi bir lebligat gclmediğini ve uçagı bildirmeyi unutmus. Ortadavanın Yargıtay'da devam etda bir ihmal, hata var. O da bitiğini belirterek, soz konusu ze a i t . " uçakta yolcıı olarak bulunan Adalet Bakanı Necat Eldem, Bulgaristan Sivil Havacılık Baş dün saat 10.30'du gcldiği İstanhukuk Danışmanı Peter l'elrov' bul Adliyesi'nden saat 18.00'de un dava ile ilgili olarak Ankara' ayrıldı. 7,5 saat süresince uçak da üç gün suıen goruşnıcler yap haczi olayını yakından takip tığını, ancak bir sonuç elde ede eden Eldem, olayla ilgili olarak mediğini söyledilcr. Konsolukİçişlerı, Ulaştırma ve Adalet Balıık yctkilileri, Balkan Hava Yolkanlıklan'nın temaslar yaptığını ları ^ıletlerinin, THY belirterek, "Gece saat ikiden beri bürolarmda satıldığını ve bilet bu i$ için ayaktayım" dedi. tstanparalarıııın Iş Bankası şubeleribul Cumhuriyet Savcı Yardırıcıne yatırıldığını da hatırlattılar ve sı Fahrettin Üztaş ve Bakırkoy "Bankadaki paraya haciz konu Savcısı Nabi Köker ile uzun sülabilirdi. Bu para söz konusu re görüşme yapan Eldem, zaman borcu ödcmeye yeterdi. Rıınun zaman haciz olayında hukuki bir yerine uçaga haciz konulmasını hata olup olmadığını araştıran iyi niyel olarak görmuyoruz" müfettişlerden bilgi aldı ve Başseklinde konuştular. bakan Ozal'a olayla ilgili bilgi Bu arada, Bulgar uçağına haverdiğini söyledi. ciz konulması olayıyla sonuçlanan davaya neden olan uçak kazasında yakınlarını yitiıcn diğer aileleıin de haciz kaıaıı aldıran (Baştnrafı I. Sayfada) avııkatı arayarak dava açmak isI i^luyıaıyla, özel bir tedikleri öğıenıldi. Kazada ölen hukuk ilişkisi söz konusu olöuyolculardan Bekir Yolcu'nun eşi Emine Yolcıı, ka/a sonucunda iunda yabancı devletler de herhiç para alamadıklarını, Bulgar hangi bir tıızel kişilik gibi işleme yetkilılcrin gönderdigi mektup labi tutulurlar. tstanbul'daki haciz olayına bu ta, 23 bin mark alacakları okluğıınu vc buıııın 20 bin markmı çerçevede baktığımızda, karşımıjlacaklarını bildııdikleri haldc za taznıınut duvası sonunda vebugüne kadar bunun da öden rilnıış bir özel hukuk kararı çtktnak ladır. Bu gibi durumlarmediğini söyledi. da tazırıinat odemeye mahkum öte yandan Balkan Havayol edilen luruf. laznünatı ödemezları'na ait bir uçağa haciz kon se "cebri icra" dediğimiz zorla ması olayıııııı lıcmcn ardından icraya başvurulur. Burada tazİstanbul Havayolları'na ait ıninat borçlusunun yabancı bir "BAC III" uçağı geçiş izni alın devleı şırkeıı olması durumu deıııadığı gcrckçesiyle Bulgaristan giştirmez. Bu uçıdan bakıldığınhava sahası üzcımdcn geri çev da, Bulgur Huvuyolluıı'na ait ııldi. İstanbul llavayollan Kooıııçuğa haciz konınası işteıninir dinatöru Iluyri korkut, olayın hukuksal dayanagı tamdır. Uçak krizi Haeiz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle