23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/9 İzmir'den seçim notları Ağır toplar sahnede HİKMET ÇETİNKAYA İZMİREge, politik tansiyonun hayli yüksek olduğu biryöre, ama siyasi partiler ara seçime nedense çok hareketsiz girdi. DSP Genel Başkanı Rahşan Ecevit, durt günlük hmir ve Manisa gezısımn ardında, çökmüş DSP örgütünü bıraktı. ANAP cephesinde Devlet Bakanları Kaya Erdent ve Mesut Yılmaz kafa kafaya verip, MDP oylarının hesabım yaptılar, aday tZDAŞ Holding Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Yurtçu ile birlikte. 42 bin MDP oyu ortada olduğundan ANAP ile DYP'nin tzmir ikinci bölgedekı seçim aritmetiği iki bilinmeyenli denkleme dönüşüyor acemi hesapçıların elınde. SHP kendinden emin görünüyor tzmir 2. seçim bölgesinde. SHP Genel Başkanı Erdal tnönü, İzmir'den aday olacağını açıklayınca, ANAP îl Başkanı Atilla Yurtçu, başkanlıktan istifa edip ikinci bülgeden adaylığını koydu. ANAP'ın ağır toplarından Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem, her gittiği yerde köy hizmetlerine önem verdiklerini söylüyor. Erdem, Menemen yöresinde yaptığı konuşmalarda "köy hizmetleri"ni anlatırken şöyle diyor: "Köy hizmetlerine ayn bir önem verdlk. Kesintiye uğramayan tek yer köy hizmetleri ve yol yapımı için yapılan harcamalardır. Köy hizmetleri, ayrılan ödeneğin dışmda 30 milyarhk ek bir ödenek istedi. Bunu da olanaklanmızın ölçüsünde gidermeye çalışacağız." önümüzdeki günlerde Erdal tnönü, tzmir'e geliyor. SHP tzmir tl Başkanı Şeref Bakşık ise Gümuldür'deki Merkez Bankası'nın dinlenme tesislerinde denizin tadını çıkarıyor. 24 temmuz giinü tzmir 2. Bölgede Uç günlıik bir geziye çıkacak olan Înönü'nün, SHP örgütleriyle toplantılar yapacağı bıldiriliyor. niyoruz. Bizimle yakından ilgilenen gençten birisi, "tfslzltğtçarebulsunlar"diyor. "Adınız"diye soruyoruz. öfkelenıyor bu kez: Adım önemli değil... YALÇEN DOGAN Yalçın Doğan, yıllık izninin bir bölümünü kullandığından, yazılarına bir süre ara verecektir. ANKARATAŞI Her gün bayram olmaz.. SEÇİM yasakları üç gün sonra başlayacaK. Başta Başbakan Turgut özal olmak üzere bakanları bir telaştır aldı. Yasaklardan önce olabildiğince çok yer gezip temel atmak, varsa temeli atılmış tesıslerı hızmete açmak için oldukça yoğun bir program izliyorlar. Adaylığını Burdur'dan mı, Bingöl den mi koyacağı henüz kesinleşmeyen Tarım Orman ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Doğan da gezmekte Başbakan Özal ile adeta yarışıyor. Hüsnü Doğan, Başbakan Özal ile 16 temmuz günü Konya Altınova'da hasat bayramını kutladıktan iki gün sonra bir başka hasat bayramını kutlamak üzere Haymana'nın İkizEbedi şef, Milli şef ve 'Millı şef'ın oğlu (Fotoğraf: UfiUR GÜNYÛZ) ce köyüne gitti. Alelacele bastırılan davetiyelerde, "bol ürünlü bir hasat bayramı" kutlanacağı belirtiliyordu. Ancak davetiye bakanın eline vena bir vergi cüzdanı doldurul rılınce, aklına iki gün önce ayMALIYE ve Gürnrük Bakandu. Buna göre Başbakan nı bölgeye çok yakın bir yerlığı'nın yeni Bilgi Işlem MerkeÖzal, geçen mali yıla ılişkin de Altınova'da kutlanan hasat zi'nin açılış gunüydü. Özal bilolarak 3.9 mılyon lira vergı be bayramı geldiğinden olsa gegisayar ekranları başında bilgi alıyordu. Terminalin başınyan etmişti. Özal'ı izleyen ga rek emrindeki görevlileri daki programcı başbakana, zeteciler aradıkları habere ka uyardı: sadece birkaç tuşa dokunarak vuşmanın sevinci içinde, bir "Her gün bayram mı oluristenilen mükellefin vergı portsoru yağmuru başlattılar: muş. Biraz ayıp olacak. İkizresinın çızılebileceğini anlatın"Efendim KDV'niz ne kadar ce'dekl hasat bayramını deca özal ilgılendi. Gazetecilerdı?", "Verginizln tamamını ğlştlrip tarla günü yapalım". den önce davranarak progBakanın uyarısı emir kabul ödedlniz mi?" özal soruları ramcıya kendi ismini yüklemegülumseyerek karşılarken, tek edildi ve davetiyelerle basın sini istedi. Bir süre beklendı, bir yanıt bile vermedı. Kafası açıklamalarında "Ikizce Haama ekran boş kaldı. Başbanı sallamakla yetındi Tam bil sat Bayramı" olarak basılmış kan da, özal soyadlı bir mügıyasarın başından ayrılırken, bölümler "tarla günü" olarak kellefin lıstelerde gözükmeişlerin sarpa sardığını anlayan değıştıriliverdi. mesine şaşırdı ama bir şey Malıye yetkılıleri, sessiz başsöylemedi. Gazetecıler, bakanın yerine bir açıklama Özal'a şaka yollu, inönü'nün yapmak zorunda kaldılar. listelerde aranmasını istediler, "Efendim bu cüzdan bir örama Özal buna yanaşmadı. nektlr. Tamamen hayall bllBunun yerine, "Nasıl olsa Yagllere göre, örnek olarak ANAP Genel Sekreteri zar vardır. Yazar'ı soralım" diMustafa Taşar, ara seçimde dolduruldu" ye direktif verdi. Ekran bir kez 11 milletvekilliginin tümünü daha karanlık kalınca, özal iyiAslında Malıye yetkilileri de ANAP'ın kaybetmesı halinde den iyiye şaşırdı. Programcı başbakanın üslubunu izlese partisinin başarısızlığının araya girerek konuyu aydınlatlerdi, ne hoş olurdu kimbilir? söz konusu olacağını tı: "Efendlm bunlar vergi şaErtesi gün gazetelerde, söyledi. Taşar, son günlerde mplyonlarının listesi" "özal'ın vergisi 3.9 milyon adı uzerinde yoğunlaşan lira" gıbısınden başlıklar yer dedıkodular için de "Bu Lıderlerımızın vergt listelealır, Sayın Başbakan da bun benım genç yaşta mevki rındekı yerlerı saptandıktan ları yalanlama fırsatı bulurdu. sahibi olmamı kıskananların sonra, bilgisayarların yeni bir Ah şu işgüzar Maliyeciler! işidir" dedi. marifetine geçildi. özal'ın adı Köyler.. Köyler... BergamaSakran arasındaki köylere uğruyoruz. Köylülerin anlattıkları, bizlerin yirmi yıldır anlattıkları hikâyeler. Gübre, akaryakıt fiyatları yukseliyor... Hayat pahalt... Yetmişyaşmdakı Ali Coşkun, gözleriniyumuyor anlatırken. ' 'Ben'' diyor, ' 'bunca yıldır böylesine kötü bir yıl yaşamadım. " Çevresindekiler onaylıyor Ali Coşkun'un söziehni. Siz hep böyle söylersiniz, diyoruz... "Yooo " diyor köylüler, "Şimdi eskisi gibi değil işler. " "Ya nasıl?"sorusuna verilenyanıt tek tUmce: Çok kötü... Çok kötü... Ali Coşkun sözü alıyor: özal'dan daha kötüsünü görmedik. Biz her gun boşuz. Banka borçlarım ödeyemiyoruz., Borçlar ertelendi, icralar durduruldu... ' Ali Coşkun: tyi oldu. Ramazan Aydm 82 yaşında. Bu kez onu dinliyoruz: Nasıl olsa seçimden sonra borçlan isterler. Kandırmaca bunlar kandırmaca. Ben bu seçimlerde înönü'nün oğluna veririm. tlhan Ardıç: İki yıldan beri gübre, akaryakıt fiyatları yükseldi. Eskiden uç ton pamukla bir traktör alabilirdik, şimdi yirmi beş ton pamukla bir traktör alabiliyoruz. Talat Yaman: Bizi Demirel kurtanr. Gerçi 74 'te Ecevit zamanında 810 traktör alındı, ama yine Demirel buyük adamdır. Onun zamanında her şey iyiydi. Şimdi ise tarlalarımız icarla satılıyor. Fasulye bile yiyemez olduk. Ktrsal kesim manzaralarmda kendılığınden "yoksulluk edebiyatı" çıkıyor ıstesenız de ıstemeseniz de. Oysa bu tur yazılar pek okunmuyor, "zengin Türkiye" modelıne ters duşuyor. Ama önumuzde ara seçim var. Seçmenler konuşacak, biz yazacağız... Genç kızlar, kadınlar tarlalarda çalışıyor. Ege 'de köy yollarının çoğu asfalt artık. Kımilerinde otomatık lelefon bile var. Okulu, suyu, elektrıgı, camısı var. Kahvelerde TV, vıdeo. Hele gece yarıstndan sonra ithal malı "muzır" filmler bile var. Kadınlar saçlarınt kuaförlerde yaptırıyorlar. Gezgincı çerçılenn, esansçıların yerını, yerlı malı otolarla dolaşan videocular, hanım berberlerı almıs. Köylerde sadece tenıs kortları yok, piyano çalan kızlar yok. O da, Kaya Erdem'ın "1988 köy hizmetleri" programında yer alacak. Şu köy ımamlarının atama işı bir bitsın... Hele hele Atilla Yurrçu tznur'den, Ekrem Pakdemirli Manisa 'dan bir seçilsınler... fşte o zaman görün siz Ege köylehni. Yoksulluk edebiyatı yapanlar, nasıl tepetaklak gelecekler. Halep ordaysa arşın burda. . , Ulaştırma Bakanı Alasoy'un bu ünlü ilçesinde hummalı bir jaalında üç ayn inşaat. Betediye Sarayı, ilçe özel idare blnası v e park. y'ta aday sanctsı ticileri, Ankara'ya çağrıldı ve eğilimleri alındı. "Zonguldak bakanı" Atasoy'un dediği olacak, ama herkes Atasoy'un dediğine tesir edecek rnanivelaları kullanmak peşinde. ANAP'ın Devrekli il başkanı Samim Sırrı Yücel, şanslı adaylar arasında. Ayrıca sağ oy dcposu Karabuk ilçesi, şimdiye dek kendi ilçelerinden hiç milletvekili çıkmadığını belirterek, bu kez basürıyor. ANAP'ın Karabuk'te adı geçen adayları saymakla bitmiyor. Işte bcllibaşlı birkaç tanesi: Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Şener Macıın. Karabüklü olan Macun'un ağabeyi halen Karabuk'te Tıcaret Odası Başkanı. Karabuk ANAP Ilçc Başkanı Mehmcl Sıirmen ile mali sekreteri Uursun AKıparmak da aday olarak ismi geçenlerden. Yine ilçe ikinci başkanı Basri Gumus'un MHP eski milletvekili adayı olduğu da vurgulanarak vc bu bağlamda Atasoy'un çevresine yakınlığı dikkate alınarak, adaylığı söz konusu cdiliyor. Ayrıca ANAP'tan seçilip sonra sık sık istifa eden, şu anda bağınısi7 mı ANAP'lı mı pek bilınmcyen Karabuk Relediye Başkanı Necmeltin Şeyhoglu da aday olarak sözu edilenlerden. Bu kadar aday bolluğu arasında Atasoy'un aday seçme ve yerleştirme işlemi, OYS gibi ö/.cl sınavlar gcrektirecek anlaşılan. Seçimde çekişecek iki parti ANAP ve SHP'nin yaııı sıra, DYP ve DSP faktorlerine de goz atmak gerekıyor. Çünku SHP'lileı, DYP'nin iyi bir aday çıkararak ANAP'ın oylarını bölmesıni beklerken, ANAP da DSP'nin nc ölçüde SHP oyu getireceği hesabında. DYP'nin eski bakanlardan Köksal Toptan'ı istediği, ancak Toptan'ın adaylığı kabul etmcdıği biliniyor. DYP'den Karabuk İlçe Başkanı llalim Kartal'ın da adı geçiyor. Bu arada ANAP'Ia kavgalı Karabuk Belediye Başkanı Necmettin Şeyhoğlu'na DYP'den adaylık onerisi geldiği de biliniyor. Bu oncıinin kabul görılp görmeyeceği Şeyhoğlu'nun ANAP'Ia ilişkılerine bağlı. DSP'de kirnin aday olacağı şu anda hiç belli değil. Ecevitlerin Zonguldak gezileri bekleniyor. İl binasını uç gıın once açan Zonguldak DSP İl Başkanı Fahreftin Yalçın, aday için ılkesini şöyle açıklıyor: "Rahşaıı Huııım ilimi/den aday olacaksa, başımızın üstünde yeri var, ama eger o olmazsa /onguldak'lan bir aday olması gerekir. Başka yerden aday kabul etmeyiz." Özal'ın verği şakaları.. Horoz partisi Isı, gölgede 40 derece. Karşıyaka'ya 13.30 vapuru yanaşıyor. Çiçek satan bir kadın duruyor hemen dibimizde. Yanımızda iki bayan var ya, kırmızı gül uzatıyor "Alır mısımz?" diye. İki gül alacağım, ama soracağım soruya doğru cevap vereceksiniz? '' Veririm'' diyor gülleri uzatırken. A rdından da, "500 lira rica edeceğim" diyor. Beşyuzluğu uzatırken, "Sen seçinilerde hangi partiye verdin oyunu?" diye soruyorum. Horoz partisine... * Ama o kapandı şimdı... Şaşırıyor, inanmak istemıyor. Oyle mi? öyle ya... Başım öne eğiyor, uzaklaşmak istiyor... Gülleri geriye vereceğim bu seçimlerde hangi partiye oyunu vereceğini söylemezsen.. Gülüyor... özal'a verdersen vermem... Bir başkasına.. Ne bileyim.. Bir başkasına... Uzaklaşıyor... Çiğli'ye doğru uzanıyoruz. Havaalanı kavşağının az ilerisinde kahvelere yönelıyoruz. özellikle gençlerin ve yaşlıların oturduğunu, çoğunun oyun oynadığını görüyoruz. Konuşmaya başlıyoruz kahvedekilerle. Doğu illerınden gelip buraları mesken tuttuklarını öğre Beni kıskanıyorlar' Nerede o Demirci halıları Manisa 2. Bölge'nin, 'hükümete bakan veren' kasabası Demirci'de, bakkal dukkânından çok halı mağazası, her evde bir halı tezgâhı var. Kısacası Demırci, bir 'halıkem' görünümünde. Ama Demircililer, eskiden kamyon kamyon satnkları halıyı artık ihraç edemiyorlar. Yükselen malıyet sorununu halletmek için başvurdukları yontem ise, onları daha da zorda bırakmış: Düşük kaliteli iplikten, 'kabaca' dokunan halıları artık alıcı bulamıyor. , ASUMAN AVAR DEMİRCİ ^ m a n zaman çam ağaçlarıyla kaplı, kimi zaman da Demirköprü Baraj Gölü'nün enfes görünümünün egemen olduğu virajlı yollardan sonra, bir gece vakti geniş alana yayılan ışıklarıyla karşımıza çıkıyor Demirci ilçesi. Engebeli bir alan uzerine kurulan Demirci'de ender dtlzlüklerden biri olan Çarşı Caddesini, yöreye özgu mimariyle yapılmış eski evlerle dolu cğimli sokaklar kesiyor. Demirci'de bakkal dukkânından daha çok halı mağazasıyla karşılaşıyoruz. Halkm büyük çoğunluğunun geçimıni halıcılıktan sağladığı ilçede, hemen her evde bir tezgâh bulunuyor. Demirci ve 93 köyünde yaklaşık 20 bin tezgâhta halı dokunuyor. İlçede ayrıca II makine halısı dokuyan fabıika, 20 kadar da iplik fabrikası var. Son yıllarda Demircilileri "hemşerileri Devlet Bakanı Öıdaglar"ı kaybetmek kadar üzcn ikinci bir gelişme de eskiden kamyonlarla sattıkları halıların piyasasının daralması. Demircilileri ara seçimde "ANAP'a oy vermenıe" kararlıhğına getiren etkenler, "bakanlarının elinden alınmasının" yanı sıra, enflasyon nedeniyle halının maliyetının yükselirken, ortadireğin alım gucünün gittikçe gerilemesi. Demircililer artık halılarını ıhraç edemiyorlaı. Çünkü maliyetinı ucuza çıkarmak için kalitesİ7 iplikten üretilen halıları, çabuk bitmesi için de "kabaca" dokuyorlar. Bu da halının kalitesınin standartların oldukca altına duşmesine yol açıyor. İç tuketıme ve ortadircğe yönelik olarak u'retilen el halılarının, son zamanlarda daha az satılmasmın diğer etkenleıini de Demircililer, "hammadde fiyatlarının artmasıyla maliyellerin de yükselmesi, ortadireğin alım yııcunun a/alması, fabrikaların daha ucu/a uretim yapması" biçiminde açıklıyorlar. Hukumetin ekonomik politikasınm "ticari şarüarını" ters ctkilediğini söyleyen halı tüccarı Hasim Çimen, halı ve hammadde fivntlarının çok yükseldiğinı, pamuk ipliğinin 400 liradan bin Halıkentin halıları elde kaldı Genel merkezlerden manzaralar DYP'nin portreleri., BETÜL UNCULAR ANKARA "Demirel'e Söylerlm." Doğru Yol Parti Genel Merkezıne adımınızı atıp merdivene yöneldiğinizde hemen sağınızda tiyatro sanatçısı Nejat Uygur'un "Demirel'e Söylerim" oyununun afişıni göreceksiniz. Komedi üç bölümden oluşuyor; bu oyunu hiç seyrettiniz mi bilmiyoruz, ama bir daha Ankara'da oynarsa bu komediyi kaçırmamak gerekir.. Siyasi partilerin genel merkezleri arasında en buyük ve geniş binaya sahip olanı DYP. Siyasi partilerin kurulmasına izin verildiği dönemde görkemli bir törenle "Büyük Türkiye Partisi" nin yerleştiği bu bina o partiye pek hayır getirmemiş ve BTP kısa sürede kapatılmıştı. DYP'nin Genel Merkez binasının hem Akay yokuşundan hem de ona paralel duşen arka sokaktan olmak üzere iki girişi var. Hangi kapıdan gırerseniz girin, "Demirel'e Soylerim" afişini mutlaka görürsünüz. Geniş girişin uzerinde il başkanlarının isimlerinin yazılı bulunduğu plakalar göze çarpıyor. Uzun koridorun öteki duvarında haritanın tam karşısında bir pano asılı. "Aysel'e Hürriyet" afişinin yanında Genel Başkan Hüsametlin Cindoruk ile Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Gdlhan'ın imzalarıyla il başkanlarına gonderilen genelge var. "28 eylülde yapılacak ara seçimde ada> adaylanndan 250 bin lira özel aidat istemi" ni içeriyor. Yazıda, ayrıca, aday adaylarının 1 ağustosa kadar il başkanhklarına, 3 ağustosa kadar da genel başkanlığa başvurmaları gerektiği duyuruluyor. Genelgenin hemen yanında partinın yayın organı "Dogru Yol" asılı. Adnan Menderes, Süle>man Demirel ve Husamettin Cindoruk'un resimleri manşette.. Genel Başkanın odası ile basın merkezinin bulunduğu birinci kata çıkıyoruz. Karşımıza gene "Aysel'e Hürriyet" afişi çıkıyor. Bu afişi ANAP'tan sonra burada da görüyoruz. Başka bir parti genel merkezinde de rastlayamadık. DYP'de benden başka ortalıklarda dolaşan kimse yok. Bunun nedeninı Genel Başkan Cindoruk'a sorunca şu yanıtı aldık: "10 ekip yurda dagıldı. Arkadaşlarımız geziyorlar. Ankara'da bile dolaşan arkadaşlarımı? var. Hem hasal mevsimi. Ankara'ya pek gelen olmaı. Ben il başkanlıgı yaplım, bilirim bu mevsiınlcri." Yıllarca ıl başkanlığı yapmış bir politikacıdan genel merkezlerin ni' çin hareketsiz ve boş kaldıklarını daha iyı bilecek durumda olmadığımızı düşundüm. DYP'li yöneticiler yurda dağılmışlar. Mehmet Dülger Gaziantep'e, Gökberk Ergenekon Istanbul'a, Mehmet Gölhan tzmir'e gitmişler. Genel Başkan'la az sayıda yöneticı var genel merkezde. Başta Genel Başkan, çok az sayıdaki yönetici de bir hareketlilik göze çarpıyor. O odadan o odaya geçiliyor. Kimse birşey söylemıyor. Basın merkezinden gazetelerin burolarına yanımızda telefonlar açılıyor. "Saat 14.30'da basın toplantısı ile yeni amblemimizi basına açıklayacağız" biçiminde. Değişen amblemde mutlaka "kır at" olmalı diye düşünüyoruz. Biz gene düşüncemızı sesli dile getiriyoruz, yanıt yok. Öğleden sonra büromuzda tahminimizin tuttuğunu öğreniyoruz. Bu da tahminse. Amblem koşturmaeası surerken, yanımızdaki telefon konuşmasından bir gazetecının Genel Başkan'la göruşmek istediğini anlıyoruz. Cindoruk basın odasına çıkarak, ahizeyi eline alıyor. Kulak misafiri olduğumuz sözler, "DYP kimseyi desteklemez kardeşim, kendi adaylarını destekler." Telefon konuşması sona erdığinde bize dönerek, "Erbakan'ı kimse desleklemez. Bunlar ne soruyorlar yahu" derken güluyor. Fatih Sultan Mehmet'in, annesi için yaptırdığı camide, şimdi Foça Cezaevi'nin artık 'kapının eşiğine gelmiş' mahkumları bannıyor. (Fotoğraf: ÜMtT OTANJ 'Içerde' seçim heyecanı Foça Cezaevi'nin mahpusluğun sonuna gelmiş mahpuslan, sanki yarın oy kullanacakmış gibi, sanki aday olacakmış gibi ilgiyle söz ediyor ara seçimlerden. HANDAN ŞENKÖKEN IZMtR Güneşın sıcağı alabildiğine hissediliyordu Yenifoça'nın dar sokaklarında. Üstlerinde deniz yorgunluğu, ellerinde hasırlarıyla plajdan yeni dönuyordu genç kızlar. Başörtülü yaşlı kadınlar ise kapı önlerini yıkıyorlardı, akşamüstü serinliğinde kendilerinı dışarı atabilmek için nakışlarıyla. Bu sokakların birinde artık eski işlevini yitirmiş bir cami, Yenifoça sakinlerinden farklı kişileri konuk ediyordu. Fatih Sultan Mehmet'in anncsı için yaptırdığı söylenen bu eski caminin bahçesinde çamaşırlar asılıydı. Ağaçlar, çiçekler arasında domatesler ekiliydi. Yaşlı kır saçlı, gözlüklü bir adam tüm dikkaliyle tahta masaya yaydığı kurufasulyeıeri ayıklıyordu. Eski caminin dört aydır konuğuydu Hasan Amca. lsrarlarımıza karşın, bir turlu söylemedi soyadını. Belki kendinegöre sakıncası vardı. Bu eski camide, ceşitli illerde yıllarca hapis yatmış, son aylarını burada geçiren tam 23 lıukümlü barınıyordu. Hasan Amca da bunlardan birıydi. Yedı yıl yattıktan sonra, buraya gelmiş, ocak ayında tahliye olmayı bekliyordu. Kahvecı Hasan Amca'nın hapse nasıl düştüğunü sormamız, onu büsbütün sessizleştirdi. Suçu "cinayef'ti Hasan Amca'nın. Altmışı aşan yaşıyla burada diğer hükumlulenn yemcklerini pişiriyurdu. Hemen hemen hiç değişmeyen yemeği "kurufasıılye" yiBelediyede kamp işçisi olarak çalışan hukümlüler, teker teker gelmeye başlamışlardı bile. Tedirgın bir sü7üluşun ardından ilk sıcak bakış ve gulumseyiş mobilya imalatçısı Mustafa karadag'dan geldi. Bcyaz boyalı eleği, bahçc hortumundan akan suyla temızlemeye çalışıyordu. Elleri, yüzü boya içındeydi. Sekiz aydır buradaydı. Daha önce ödenıiş 1 te yatmıştı, beş ay sonra ozgürlüğune kavuşacaktı. Suçu ncydi? "Cinayet." Bir anda ctrafımız çevrildiğinde, guneşten yüzleri kavrulnıuş, elleri nasırlaşmış, onca yoksullukların içınde ezilmiş, sakiıı, ama pırıl pırıl parlayan gozlerle karşılaştık. Hepsinin bakışında ayn bir anlam, ayn bu özlem vardı. Kimi Malatya'dan, kımt Balıkesir'den, kımi Konya'dan, kimı de Muş'tan gelmişti buraya. Tumunıln dc ortak bir yaııı vardı, suçları "cinayef'ti. Sadece birkaçı "yaralama"dan yatıyordu. Gunduzleri belediye ışlerınde çalışan, gcceleri camide yatan bu iyı huylu hükumlulere hem içerde hem dışarda olmak, ozgursuzluklerinin acısını daha çok duyuruyordu. Tek mutlulukları işsizlık kayeılarının olmayışıydı. Yaşam koşııllarımn guçluğündcn, pahalılıklan, tutukluluklan boyunca olup bitenlcrden az çok bılgilerı vardı. Bazıları şanslıydı, kansına, çoluğuna çocuğuna bukacak, hali vakti yerınde aıleleri vardı, ama çoğunun... Gözleri dalgın, başlaıı oneeğik... Yakında ozgurluklerınc kavuşacak bazı hukumlülere, "Oy kullanma şansınıı olsaydı, seçimlerde kime oy verirdiniz?" sorusunu yönelttik. Dışarda olan bircok yurttaşın umuısamaz ya da önemseme? tavrına karşılık, bizı yanıtsi7 bıraknıadı içerdekiler. Kimi "Gerçek işvbi. garibanı d u ş u n e n y o k " diye y a k ı n d ı , kımı "Biz llalk Partisi'nden vazgeçmeyiz" dedi. Tumünun birleştiği goruş ise "Özal'a oy vermeyiz" oldu. "Ben anlamam", "Biz kanşmayız" ya da "hiçbirini lanımıyoruz" biçiminde yanıtlayan olnıadı hiç. Scvimle ilgili haberleri izleyebiliyor musunuz? Yeni kurulan partileri biliyor mıısunu/? II yıldır yatan Malazgirtli rençber Nuri Çalı^kan, herkcsten once sinirli biçimde yanıtladı bi/i: Bi/im haklarımı/ı savunan, hi/iııı için çalışan yok. Sol partiler de sağ partiler gibi zenginlerin hizmetinde. Ben şahsen kimseye inanmıyorum. Küçük tatıl kasabasında belediyenin ağaç, boya, badana, beton ya da çöp işlerinde çalışan Foça Açık Cezaevi hukümlusu bu 23 kışi yazın olağanüstü gü/elliğinden yararlanamıyorlardı. Bir yanda halkla iç içe, bir yatıda çok ayrı olarak yaşıyorlardı. Kendilerıni "dışlanmış" hissedenler çoğunluktaydı. F.n azından iki yıldıı ustlerinden çıkaramadıkları kalın ve çok eski giysılerinden sıkılıyorlardı. liraya, yun ipliğinın 1300!iradan 22Ö0 liraya çıktığını soyluyor. Üreticinin, kılçuk esnafın hammadde alamaz duruma düşcrek evlerindeki tek tczgâhta dahi halı dokuyamadıklarını savunan Çimen, "Halının piyasası daraldı. Alım giicu düşlu, orta tabaka halı alamıyor" diye yakınıyor. Halı dükkânı sahibi Muammer Dede ise eskiden kaıııyonlarla dışarıya halı saıtıklarını anımsatarak, "Özal'ın faiz politikası bizi yaktı. Millet parasını faize yatırıyor, piyasada para dolaşmıyor" biçiminde konuşuyor. "ESKİDEN DE HALI DOKURDUM" Demirci'de Sünıcıbank Halıcılık Bölge Müdüru Huseyin Aksuman ile konuşuyoru7. Aksuman, ilçede üretilen halıların standartların altında olduğunu belirterek "Çevre, halıya yabatıcı degil, ama sorun pazarlamada. Giınıın geçer akcesi neyse kısa sürede onu imal edip satmak ve paraya cevirmek amacındalar. Standarl ve kalite diye bir şey yok. Arlık dış pazarda eskiye oranla daha t'azla kalite aranıyor" diye konuşuyor. İlçede açtıkları kurslarla kaliteyi arttırmaya çalıştıklarını belirten Aksuman, görüşlerini şöyle dile getiriyor: "Yörede bir halı borsasının veya halıcılık kooperatifinin olması lazım. Kooperatiı' olsa, işblrligi içine girerek evlere kaliteli ınalzemeyi biz veriri/, pazarlama sorııntı da kalmaz. Ancak tuccarlar bunu istemiyor, evlere her turlu halı malzemesi vererek yevmiye ile dokuttııruyorlar. Tüccar, istedigim halıyı istediğini fiyata satarım diyor. Dokuyucular az ka/anıyor, asıl kaymagı tuecarlar yiyor. Biz dokuyucuya, bin dugumune yıu lira veriyoruz. Tuccar ise bin dügıimc 60 lira veriyor." Bir aydır kursa devam eden genç kızlardan Bircan Abalı (18) ile konuşuyoruz. "4.5 ustalık" diye ölçüleı ini belirttiği bir halıyı, ablasıyla bir aydan fazla sürede dokuduğunu söyleyen Bircan Abalı, "Bağlar boslanlar var, onlara işe de kalkıyoruz" diyor. Kendilerine ait tezgâhlannda dokuduklan bir halıya tüccardan geçenlerde 65 bin lira aldıklarını belirten Bircan Abalı, tüccarın aynı halıyı kaça sattığını bilmıyor. llkokulu bitirdiğinden beri halı dokuyan Bircan'ın dört kardeşi var. 14 yaşındakı erkek kardeşi Kuran kursuna gidiyor. Kız kardeşlerinden bırisi ise "salılmış" yani evlendırilmiş, evde iki kız kalmışlar. "Kvlenlnce de halı dokuyacagım, zaten başka iş yok ki" divor. Ninem halı dokurdu, annem halı dokurdu, ben halı dokuyorum, ama neden bizim evde halı yok. (Fotoğraf: ZAFER AKNAR)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle