16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 HAZİRAN 1986 Ozetle HABERLER CUMHURİYET/7 LDP: Son seçimler sakattır IDP Genel Başkanı Aykut Edibali, geçen pazar günü 16 belediyede yapılan seçim sonuçlannın 'iradefesadı ile malul ve sakat olduğunu" bildirdi. Malul seçim sonuçlanna göre hayal kurmamn da ayn bir sakathk olduğunu kaydeden Edibali, "Sonuçlan baştan belti olan bu seçim lerde Aı\AP ve hemen arkasından DYP, vatandaşı yanıltmak için ellerinden geleni yapmışlardır" dedl Oy verme ve düşünce açıklaması yerine, yurttaşın kandırüması, sömürülmesi, aldatüması ve korkutulmasının, yerel seçim sonuçlanm tehlikeli biçimde sakatladığını vurgulayan Aykut Edibali, "ANAP sadece bir iktidar şirketidir, bugün var, yarvt yok" dedi. ANAPa karşı işbirliği Inönö: Sayın Başbakan'ın konuyu dağıtarak, 'Rakibimiz yok, onun için seçime gitmiyoruz' gibi hikâyeleri bırakıp gerçek smavı vermesini bekliyoruz. Anayasada gösterilen süre başlamıştır. Bundan sonrası sadece oyalama, gecikme, korkmadır. Bu konuda Sayın Cindoruk'un partisinin bir önergeleri var. Aynı görüşte olduğumuzu görmekten mutlu olduk. Cindoruk: Görüş ayrılıklarımızı muhafaza ederek, bu vurdumduymaz, gem almaz iktidarın bir noktada frenlenmesi, milli menfaatler bakımından kaçınılmaz oldu. Genel Başkanı Cindoruk da, "Ekonomik, siyasi hatta diğer alanlarda düşÜDCe aynlıklanmızı muhafaza ederek, bu vurdumduymaz, bu gemalmaz iktidann bir noktada frenlenmesi. milli menfaatlerimiz bakımından kaçınılmaz noktaya gelmiştir" dedi. DYP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, dün SHP'nin yeni Genel Başkanı Erdal Inönü'yü ziyaret ederek kutladı. SHP Genel Merkezi'ne Genel Başkan Yardımcüan Mehmet Dülger, Mehmet Gölhan ve Baki Tuğ ile gelen Cindoruk, İnönü tarafindan karşılandı. Inönu ve Cindoruk, 45 dakika süren bir görüşme yaptılar. Görüşmede SHP Genel Sekreteri Banş Can da bulundu. SHP Genel Başkanı İnönü görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, muhalefetin ortak meselelerini gözden geçirdiklerini bildirerek, "Özellikle pariamentoda iktidann getirdigi yasalar karşısında daha etkili davranmayı, bu yasalann Mediste gerektiği gibi gözden geçirilmesi, eleştirilmesi, halkın özlemleri doğnıltu : sunda düzeltiimesi çalışmalarını \ sonuca götürmek için neler yapabileceğimizi gözden geçirdik" dedi. İnönü, daha sonra şunlan söyledi: Cindoruk'un Inönü'yü kutlama ziyareti DIYDIK/GORDIK YALÇIİV PEKŞE1V AkbiVin durumu ağır Geçen hafta ağır bir kalp krizi geçiren ve geçen curna günü hastantye kaldınlan Türkiye'nin Madrid Büyükelçisi Semih AkbilYn durumu halen kritik. Yüksek ateşte başlayan bir komplikasyonun yol açtığı kalp kriziyle hastaneye kaldınlan Akbü için şimdi en büyük tehükenin bir akciğer enfeksiyonu olduğu belirtiliyor. 2 yıl öneMadruPe atanan 59 yasındaki Semih Akbil, tspanya başkentinde Türkiye'yi tanıtmak konusunda sarfettiği önemli çabalarla tanınıyordu. HDP güneyde iddiah Güneyde örgütlenme çalışmalan yapan HDP'nin Adana ve Mersin tl Başkanlanmn açıklanması toplantısında gazetecilerin sorulannı yanıtlayan MKYK üyesi Bener Özcan, HDP'nin, zamanı ne olursa olsun her tür seçime hazır olduğunu söyledi. HDP kuruculanndan Proif. Dr. Haluk lpek, Suayip Taştan ve Harun Kaya ile birlikte güneyde örgütlenme çahşmaumnı yürüten Bener Özcan, mevcut sağ partiler içinde tabanı en güçlu partinin de HDP olduğunu savundu. SHP'yv katılma 6 bilim adamı ve eğitimci SHP'ye katıldılar. SHP'den yapılan açıklamaya göre, Prof. Dr. Hayati Çelebi, Doç. Dr. Tahir Hatipoğlu, Doç. Dr. Selçuk Aslan, eski tlsen Genel Başkanı Kenan Keleş, eski milli eğitim müdürlerinden Mustafa Doğanay veSelim Belentn üyelik belgeleri Ankara tl Başkanı Ertuğrul Günay tarafindan imzakmdı. Balkan Türkleri Dayanışma ve Kültür Demeği Baskanı Mehmet Çavuş ile derneğin yönetim kurulu üyeleri, Bulgar Ortodoks Kilisesi rahibi Genco Urukal'ı ziyaret etti. Dernek Baskanı Mehmet Çavuş, rahip Genco Urukal'a Bulgaristan'da Türklere yapılan baskılan anlatarak, bu konudaki görüşünü almak istedi. Rahip Genco Urukal, bu konuda konuşmakan kaçınarak, "Ben bir din adamı olarak bu olaylan kınarsam, istifa etmek zorunda kahrvn. Bu konuda acz içindeyiz, normal kisiler gibi beklemekten başka bir şey yapamıyoruz" dedi. Bulgar Kilisesi: Acz içindeyiz Askerlik yoklamaları MiUi Savunma Bakanlığı, 1967 doğumlu askerlik yükümlulerinin son yoklamalarının 1 Temmuz 31 Ekim 1986 tarihkri arasmda yapüacağmı açıkladı. Bakanuktan yapılan açıklamaya göre, son yoklamaya tabi yükümlülerin çağn pusulalan kayıtlı olduklan mahalle veya köy muhtarhklarına gönderilecek. Çağrı pusulasını aian yükümlüler, belirtilen tarihlerde yerli askerlik subelerinde hazır butunarak son yoklamalanm yaptıracaklar. Yoklama yabana askerlik subelerinde de yapılabikcek. Son yoklama için yerli veya yabana askerlik şubelerine basvuran yükümlüler, örneğin, sanaı, meslek, spor, müzik ve öbür özeüiklerini gösteren belgelerini de yanlarında getirecekler. Yurt içinde ya da yurt dışmda öğrenime devam edenler, öğrenci du~ rum belgelerini 1 Temmuz31 Ekim 1986 tarihkri arasmda yerli askerlik şubelerine teslim edecekler. "Dunım gerçekten hur parlamenter demokrasiye yaraşmayan bir manzara gösteriyor. YaANKARA, (Cumhuriyet Bü ret eden Cindoruk ile yaptığı gösalar, iktidar partisi içinde, grurüşmeden sonra, ANAP'ın parrosu) SHP'nin yeni Genel bun da goruşülmeden Mecüse geBaşkanı Erdal İnönü ile DYP lamentodaki tavrını eleştirerek, tiriliyor. Büyük bir hızla içtüzü"Meciisteki muhalefet partileriGenel Başkanı Hüsamettin Cingün hükümlerinden yararlanin bir dayanışma içine girmesi, doruk, ANAP iktidarına karşı nılarak kabul ediliyor. Kabul halkın onlardan bekledigi gttcii mücadelede işbirliği işareti veredilen meselelerin ne olduğunu göstermesi gerekir" dedi. DYP düer. înönü, dün kendisini ziyaiktidar partisinin mUkrvekiUeri bile anlamıyoriar. Bunlar bir marifet gibi gösteriliyor. Aslında halkın yaranna bir gelişme değil. Bu kadar suratle, haber vermeden bir yasanın geçirilmesi elbette bir maksatla yapılıyor. Eger vatandaşlann bu yasalan iyice öğrenmelerinden kaçınılıyorsa demek ki vatandaşlann zaranna olan bazı sebepler var içlerinde. Bu gayet açık. Bunları bilmek için Medisteki muhalefet partilerinin bir dayanışma içine girmesi, Medisin bütün içtüzük hükümlerinden yararlanırken, halkın onlardan bekledigi gücu de göstermesi gerekir. Sayın Cindoruk'la çok yararlı bir goruşme yaptık. Yararlarını onumüzdeki dönemde sanıyorum herkes görecek. Bir an önce bir ara seçimin yapümasını da birlikte göruştük. Bu konuda da zaten bir önerge vermişler. Biz de her defasında ara seçimlerin hemen yapılmasını istiyoruz. Sayın Başbakanın konuyu dagıtarak, 'rakibimiz yok onun için seçime gitmiyoruz' gibi hikâyeleri bırakıp, gerçek sınavı vermesini bekliyoruz. Anayasada gösterilen süre başlamıştır bundan sonrası sadece oyalama, gecikme, korkmadır. Bu konuda Sayın DYP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, SHP Genel Başkanlığı'na seçilen Erdal tnönü'yü kutladı. Cindoruk'un partisinin Mecliste verilen bir önergeleri var. Aynı görüşte olduğumuzu görmekten mutlu olduk. Halkın iradesinin parlamentoda daha iyi belirmesi, iktidann yanlışlarının halka anlatılması için birçok konuda Sayın Cindoruk'la yakın ması elbette önemli. Ama, her görüşlerimiz var. Bu göruşmenin SHP Genel Sekreteri Banş Can, örgütlerin üye yazımlarını yeniden gözden geçireceğini açıkladı ve "Bu şey demek degil. Önemli olan, yararlı sonuçlanm ilerde hep birprograma, parti çizgisine inan likte Korece&iz". kesinlikle tasfıye anlamında değildir. örgütler, kurultay mış iiyelerin sayısının çoköncesi yakmmalar ışığında inceleme yapacak" dedi. luğudur. Can, "Yeni hizip yaratmayacak, eski hizipleri D\T Genel Başkanı Cindoruk Hak vermek gerekir ki, kurulhortlatmayacak, üretken bir MKYKgrupörgüt üçlüsü tay öncesinde kisiler birtakım da bugün Türkiye'nin en önemkurmaya çalışacaklarını" söyledi. dengeleri saglayabümek için üye li sorununun TBNlM'nin görevden men edilmesi olduğunu beyazunlan >apabilirler. Bu her dönlmalann da ne noktaya varacalirterek, hükümetin Meclisi çaHAKKI ERDEM nemde, her partide gorulmuştür. hştırmadığını söyledi. Cindoruk, ğını şu anda kestinnek mumkün Kurultay amacına ulaştıktan, il parlamentonun, kanunlann göANKARA SHP'nin yeni değildir" diye konuştu. Can, birilçe kongreleri ve mahalle dele ruşulerek kabul edildiği ve huküGenel Sekreteri Sinop Milletve leşme sürecinin kurultay ile nokkili Banş Can, MKYK'de detant talandığını, şu anda bütün mil ge seçimleri bittikten sonra bun metin denetlendiği bir organ ollar zaten partiyle üyelik bağlan maktan çıktığını bildirerek, ilan edildığini bildirerek, "alışıl letvekilleri ve MKYK üyelerinin nı kopanrlar. mış hizipleri hortlatmayacak, ye politika yapmak konusunda eşit TRT'nin bir devlet bakanınca ni hizipler yaratmayacak üretken Bunlann yeniden bir irdeleme sansür edildiğini anlattı. şansa sahip olduklannı büdirdi. bir MKYKorgutgrup iiçgeni sini yapmak, gözden geçirmek DETANT kurmaya çalışacağını" söyledi. konusunda orgütiimüzle işbirliCan, "Kurultay öncesinde Can, örgütun yakınmalan dikkağine gidecegiz. Bu, ana hedefleparti içindeki bir gruba yakın te alarak üye yazımlanıu yeniden rimizden bir tanesL Yalnız bu keolarak tamndımz. Bundan songözden geçireceğini açıkladı. sinlikle ve hiç bir zaman tasfiye ra tavrınız nasıl olacak?" soruGenel sekreterlik görevine dün anlamı taşımaz. Tüzük hükümsuna ise şu yamtı verdi: başlayan Banş Can, Cumhurileri uygulayarak, mueyyideler "MKYK'de detant ilan edilyet'in sorularını yanıtlarken, koyarak ihraç etme, üyelikten atmiştir. Bunu kefln olarak söylegmptaki huzursuzlukları giderma biçiminde bir işlem yapılmayebilirin?. Partinin çıkarlan bumek konusunda Genel Başkanı yacak. Yalnızca üyelikler gözden nu gerektirmektedir. kimsenin Erdal lnönü'nün öneri ve gorüşbunun dışında bir tavra girece geçirilecek. Bu konuda örgiitlelerine göre yöntem belirleneceğire verilen birtakım yetkiler var gini sanmıyonım. Benim adım ni belirtti. DSP konusunda bir şu ya da bu sebeple bir gruba ya zaten. 'Duvar, üye, blok üye' değerlendirme yapmaktan kaçıkıştınlmıştır. Olabilir.. Birlikte deyimleri geçti. Özellikle bunlanan SHP Genel Sekreteri, "Karnn yeniden gözden geçirilmesi hareket etmek, geleceğe döniik şüıklı sataşmalar, sürtüşmeler gerekir. Örgütler uvelerini mutolarak arkadaşların >^pukları sosyal demokrat tabanda endişe hesaplardan kaynakjanmaktay laka gözden geçirecek ve geçmiş Son 20 senede 5 defa ile izienmektedir. Biz bu yola dı. Ben prensipte hizip yaratma teki çizgisi, bugünkü durumuna devlelin tepesiyle girmeyeceğiz" dedi. maya çahşacağım. Bunun başka göre değerlendirme yapacaktır". oynanmış, bu oynamada Öncelikle örgütten beslenen SHP Genel Sekreteri Can, kutttrlusü de dttşünülemez zaten*'. da zor hâkim olmuştur. üretken bir MKYK oluşturarak, rultay bildirgesinin ilk MKY'K Onürnüzdeki gunlerde orgütü grup ile ilişkilerini gelişürmeye toplantısmda geniş biçimde deANKARA, (ANKA) Süleygezeceğini, sorunları saptayacaçalışacağını bildiren Can, grupğerlendirileceğini ve bir çalışma man Demirel, 1960 ve 1980 askeğını ve SHP'nin açıkhava toplanMKYK ilişkileri konusunda, raporu biçimine dönüşturüleceri mudahalelerinin "zora tüarı düzenlemesi için çalışmalar "GrupMKVK arasındaki kırdayandığım" belirterek, "Ataturk yapacağını bildiren Can, üye ya ğini de bildirdi. Can, bu raporun gınlıklar konusunda şu anda soörgütlere gönderileceğini ve ilkeleri çiğnendi diyenlerin yapzımlan konusunda yakınmalarmut bir çözürn soylemek miimMKYKörgütgrup iç içe polititığı en büyük iş, milletin hür irala ilgili bir soru üzerine şunlan kün degil. Genel başkan grubun ka üretileceğini belirterek, "Kırdesine dayanan Meclisi ortadan söyledi: egilimlerini saptadı. Bunları gınlıklann hepsi geride kalmışkaldırmak olmuştur. Atatürk il"Üye yazımlan yeniden gözMKYK'de degerlcndirecek ve bir tır. Bundan sonra da olacağını kelerinin başında ise askerin siden geçirilecek. Sosyal demokrat yöntem betirleyecegiz. Kişisel a>sanmıyonım" dedi. yaset dışı kalması vardır" dedi. bir partide uye sayısının çok ol Tulay Ferah "Sinek Olmak Zor $ey i yazdıttan sonra şimdilerde "yazar olmak daha da zor" diyor. "Çiceği burnunda" yazar Tülay Ferah edebiyat d'ünyasına girmenin zorluklannı anlattı: "Kitap yazmak suçmuş gibi..." Tulay Ferah kadın yazarlarımızın en yenilerinden biri... Geçen yıl yayımlanan ilk ve tek romanı "Sinek Olmak Zor $ey"le yazın dünyasına adımını attı. Bu hatta Ferah'la aynı dünyayaya girmeye hazırtanan genç yazarlann sorunlannı konuştuk... Sayın Tülay Ferah, bir kitabınız yayımlandı, okudum... Sanırım ilk kitabınız... Evet... "Sinek olmak zor şey..." Nasıl başladmız yazma işine... Bunu şunun için soruyorum: Edebiyat alanına girmeye çalışan birçok genç yazarta karşılaşıyorum ve bu işin çok zor olduğunu biliyorum. Siz nasıl başladmız?.. Ben yazı olayina şiirle başladım, şiirden sonra roman, romandan sonra öykü... öyküden yine romana dönüş oldu... Ve o roman yayımlandı... Siz ne gibi zoriuklarla karşılaştınız... Diğer yazar adaylarına örnek olması açısından anlatır mısınız? Şöyle: Altı yıl önce fıyaskoyla sonuçlanan bir roman olayım var. O zaman gençtik nerhalde... Kolumun altına koydum romanı... Cağaloğlu'nu hiç tanımıyorum kesinlikle ve Cağaloğlu'na çıkmamıştım o güne kadar... Tabii romanımın da çok güzel bir şey olduğunu sanıyorum... Hani neredeyse Destoyevski falan gibi... Ve hiç tanımadığım bir yayınevinin kaptsından içeri girdim... Nasıl buldunuz o yayınevini... Yayımladığı kitaplardan adresini aldım. İçeri girdim... Salona girdiğim zaman bir sürü insan vardı... "Ben roman yazdım" nasıl diyeceğim diye yüzüm kıpkırmızı oldu. Gözlerım ck> lu falan... "Ben roman yazdım" diye rahatlıkla söyleyemiyorsunuz kalabalık bir grubun içinde... Suçmuş gibi geliyor. Çok iddialı olmak gibi mi geliyor size? Herhalde öyle... Enteresan bir şey... Karşıma o dönemde Cağaloğlu'nda çok saygı duyduğum ve çok sevdiğim bir ozan çıktı.. Onun yanına gittim. O kadar heyecanlıydım ki, yüzüm falan kızarmıştı... Ne haldeydım bilmiyorum, benı hemen oturttu. "Bir roman yazdım yayımlar mısınız?" dedim. Çok saf bir şekilde, yapttğınızın iyi bir şey olduğuna inanıyorsunuz ve heüzerinde çalıştım... Peki bu ikinci kitabınız için yayınevini nasıl buldunuz? O bir vasıtayla oldu. Yeni bir yayınevi ama çok yeni, teklif etti... Ve kitap orada çıktı.. Para kazandınız mı bu işten? Çok az... Vermedi diyebilirim. Tabii ilk kitap olduğunu, sözleşmeden kibarca kaçmıkjh ğını anlıyorum şimdi... Birtakım deneyimlerden sonra anlıyorum... ilk kitaplara para verilmiyor mu? Basta telif haklan üzerinde görüşme yapryorsunuz. O görüşmeden sonra Kitabtnızı teslim ediyorsunuz. Şartlar rakamlar olarak önünüze getiriliyor. Ama ortada para falan olmuyor... O zaman nasıl razı oluyorsunuz? Kitabınızı vermiş oluyorsunuz tabii. Artık çıksın diye bir şey diyemiyorsunuz. Sonra çıktıktan sonra da para istemediniz mi?... "Parasız da olsa basılsın, yeter" mi diyordunuz? İlk kitap için evet... Çünkü şöyle; genç yazarlara şans tanınmıyor kesinlikle. Bunu birçok yayınevlerinde gördüm. 6 sene önce daha da genç görünüyordum ve hiç ciddiye alınmıyordum. Hemen yaşınız soruluyor örneğin.. "Kaç yaşındasınız..." Kaç yaşından sonra ciddiye alıyorlar? Onu bilmiyorum ama bana hep "çok genç" gözüyie bakıldı. Kitabtnızın satışı nasıl gitti? Satışı gayet iyi oldu. Mayıs ayında çıktı, sanıyorum eylül ayında falan kitap yoktu... Ne tepkiler aldınız bu ilk kitabınız için... Şöyle: Kadın yazarlann kendi cinsini an, latma olayı var biliyorsunuz bizde... Ben 3 erkeği anlatmıştım romanımda... Tabii erkekleri anlatmamın tersliğiyle karşılaştım. Şöyle; Bir erkek yazar birçok kadını romanında anlattığı zaman, erkek yazara kimse "kadınları ne kadar iyi tanıyorsun" diye bir soru sormuyor. Sormaz da yani... Bana şöyle dendi: "Bu, erkekleri çok iyi tanıyor" Tabii başka anlamda... "Erkeklerle deneyim olayınız var k i " çok iyi tanıyor ve oturup erkekleri yazıyorsunuz... ilgisi oimayan bir olay. Siz yazarsınız. Bir yazar objektiftir... İnsanları iyj gözlerseniz iyi yazarsınız... Gins ayrımı yapmak gerekmiyor.. Yani O kadar acemisiniz bu tip sorular soruldu. "Çok iyi etüt etmişsiki, ansiklopedi basan niz, psikolojik yapılarını iyice incelemişsiniz" gibi... bir yayınevine Tülay Hanım sizi bu işe iten faktör para romanınız/a değil sanıyorum... gidiyorsunuz. Bana Evet salt para değil... Nedenini bilemeyebaşka bir yayınevinin ceğim... Yazma olayı bende hep vardı. adım verdiler ve oraya Resım eğitimi gördüm aslında ve hiçbir zagitmemi söylediler. man resim yapmayı düşünmüyorum. Ama ya"On/ar basabillrler" zı yazmayı sevıyorum.. Belki de kadın olarak dendi. Ben büyük bir var olma ısteğımizin sonucudur bu... sevınç/e froştum. Kadınlar arasmda genellikle daha az yaYayınevi sahibi bana zar çıkıyor. Bızde kadın yazarlan ben bir otuaynen şunu söyledi: ruşta sayabilirim ve iki elin parmaklannın sa•'Ne hakla kitabını yısını geçmezler. Bunu neye bağlıyorsunuz? getiriyorsun?" Bence kadınerkek arasındaki eğitim farkı.. Eğitim sistemimize bağlıyorum, eğitim sisteminde kadınlar yüzyıllardır kapalı düzende tumen basacaklarını zannediyorsunuz... Sizi setuldular. Roman yazmak şöyle dursun, kitap vecenlikle karşılayacaklar sanıyorsunuz. Dediokumak bile kadınlar için "ayıp" kabul edildi... ler ki, "biz roman basmıyoruz." Aslında ansik Bu söylediğiniz muhakkak doğru... Ama lopedi basıyorlarmış... O kadar amatörsünüz bugün eşit düzeyde eğitilmiş kadın ve erkekki, ansiklopedi basan bir yayınevine romanınızla gidiyorsunuz. Bana başka bir yayınevinin ler arasmda da kadın yazar sayısı az gibi... Ben şöyle diyorum: Kadının üzerinde ağır adını verdiler ve oraya gitmemi söylediler. "Onbir toplumsal baskı var. Demin size örneğini lar basabilirter" dendi... Ben büyük bir sevinçle verdim... Kadınları yazan bir erkeğe kimse bir koştum, biraz da moral kazanmıştım ve yayışey demez, ama erkekleri yazan bir kadına hernevi sahibi bana aynen şunu söyledi: "Ne hakkes soruyor: "Nerden tanıyorsun... Bir kadın la kitabını getiriyorsun?" rahatlıkla kitabı nda çok boyutlu konuları yaza Kitabı okumadan mı? mıyorsa, örneğin cinselliğe giremiyorsa yazEvet okumadan.. maktan uzaklaşıyor. Tek boyutlu kitap yazma Niye öyle söylüyor? nızın ne imkanı var, ne de anlamı. Erkekkadın, Yani "sen kendini ne zannediyorsun... İlk cinsellik, çocuk yaşam hepsini bir bütün oladefa roman yazıyorsun ve kolunun altına alıp rak çok boyutlu yazmak zorundasınız ki yazdıbana gelıyorsun, ne hakla demek istiyor. Niçin bizim yayınevine getırdin diye sordu... Ben ğınız bir şeye benzesin. Ben romanımda cinniçinıni de bilmiyorum tabii... "Burayı söyledi seiliğı ele aldığım zaman soruyoriar: "Kocan ne der?" ler getirdim" dedim. Siz ne cevap veriyorsunuz? Sizi gönderen ozanın adım söylemediniz " B e n yazarım, kocam için kitap mi?.. yazmıyorum" Varoluşunuzdan başlayıp, top Tabii zaten onu söyleyince konuşma bilumsala dönüştürüyorsunuz bir şeyi.. Ama bu raz uzadı. Bana hangi yazarian okuduğumu faahlaki nedenler ve kadın üzerindeki baskılar lan sordular. Ben de hemen Freud'dan başlanedenıyle çok boyutlu yazamıyorsunuz... yıp, Cannetti'yle bitirdim. Şimdi bana bunlar Peki kocanız tarafindan nasıl karşılanıyor çok komik geliyor... Yani "ben iyi yazarlan okubu çalışmanız... Örneğin yazdıklarınızdan alıyorum, iyi yazarım" demeye getıriyorsunuz. Ve nıp, size kızdığı oluyor mu? sonuçta dediler ki, "20 sayfa okuruz ve eger o 20 sayianın içinde bir şeyler varsa belkı bile Hayır hiç olmuyor böyle bir şey... Mesela diyemiyoruz, sadece sizin hakkınızda bir fikir ben romanımın ikinci bölümünde iktidarsız edinme olur" Aradan zaman gectı. Bana veribirerkeğı anlatıyorum. Şahsen ben rahatsızlılen günde gittiğimde bu işi unutmam söylenğını duydum. Ama kocam kesinlikle değil... di... 3 yılda yazdığım romanımın açıkca çok köSonra düşündüm. Kendisi bir fabrika yöneticitü olduğu söylendi. O kadar üzükjüm ki bir hafsi; yanında yüzlerce işçi, memur var... O romata kendime gelemedim. Bir hafta sonra çıkartnı okusalar ve "Acaba kocasını mı anlatıyor?" tım yazdıklanmı okudum, hakikaten kötüydü... diyedüşünseler.. Ama kncam, bunu söz konusu bile etmedi. Çünkü biliyor, benim kendisini Daha önce neden farketmediniz? anlatmadığımı ve sadece roman yazdığımı... Bilmiyorum... ama gerçekten felaket bir Şimdi biraz daha kolaytaştı galiba sizin şeydi... Halbuki yıllarca uğraşıyorsunuz ve çok için yeni bir kitabınızı kabul ettirmek... iyi bir şey yaptığınızı sanıyorsunuz. İlk kitap ol Tabii... Çünkü bir kitabınız yayımlandtğınması, hiçbir eleştin olmaması yüzünden yanda röportajlar çıkıyor, eleştıriler çıkıyor... Çok lışları göremiyorsunuz... küçük çapta da olsa ismıniz duyuluyor.. Büyük Sonre ne yaptınız? kttlelere ulaşamasanız bile Cağaloğlu küçük btr Sonra 6 sene bekledim. O arada yeni bir yer... Sizden haberdar oluyortar... roman yazdım. Öyküler hazırladım. Oyküler Yeni Genel Sekreter partisini değerlendirdi Can: Detant ilan ettik Demirel: Bugünkü rejim demokrasi değil 6 MHP anarşiye karşı çıktı' birşeyler uğruna cinayetler işledi, bunu nasıl adlandınyorsunuz?" diye sordu. Türkeş bu soruyu da şöyle yanıtladı: "MHP 12 Eylül'den önceki dönemde anarşiye karşı, Marksist ve bölücü hareketlere karşı olmuştur. MHP legal bir partidir, oy toplamak için Ülkü Yolu gibi bazı derneklerle işbirliği yapnuştır. Bu meşru bir yoldur. Bu örgütlerden birinin bir elemanı cani diye MHP'yi ya da ülküciıleri suçlayamazsınız." Alpaslan Türkeş açıklamasında daha sonra "Nokta Dergisi^ nin bu konuda yayın yaparken, dönemin Çorum valisi ve oraya giden MHP'ü milletvekilleriyle konuşması gerektiğini" belirtti ve "Emekli General Esengun'le 3gili olarak olaylann aıtmasında rolu oldugu yolunda elimizde bilgiler vardır" dedi. Bir gazeteci de o gunlerde Çorum MHP İl Başkanı olan İsmail Taslan'ın Çorum Ülkü Yolu Derneği Başkanı'ndan, iürafçı ülkücüden para almasını nasıl değerlendiğini sordu. Bunun üzerine de Türkeş, "MHP Ü Başkanı, yasadışı işyaprnamış,parayıNaivşibendi tarikatına vermiştir, silah Haber Merkezi Kapatılan MHP'nin Genel Başkanı Alpaslan Tiirkeş, bir ülkücü miiitanın Çorum olaylarıyla ilgili Nokta Dergisi'nde çıkan itiraflarını dün bir basın toplantısı düzenleyerek yanıtladı ve "Kahramanmaraş, Sıvas ve Çorum olaylannda dışandan yönlendirflen bölücü ve Marksist militanlann ve Ermeni teşkilatının parmağı vardır" dedi. "Marksist anarşinin Türkiye'yi Sevdiği kız ile babasuu pusu ku kölelige süriıklediğini gören rarak ölduren îlyas Ege, idam ce MHP'nin bunun içm tedbir ahnzasına çarptınldu Salihli Ağır masını istedigini" belirten TürCeza Mahkemesi, 16 yıl sonra ilk keş, bir gazetecinin "Marksist krz bir davada idam cezası ver anarşi olmaz, Marksizm temeldl Salihli'nin Yenipazar Köyü*n de anarşiyi reddeder" demesi de 9 Mayıs 1982 tarihinde mey üzerine de "Marksizm ihtilal yodana gelen olayda, îlyas Ege, bir luyla iktidara gelmeyi temel süre beraber yaşadığı Mine Can prensip edinmiştir. İktidara gelile babası tbrahim Can'ı pusu di mi anarşiye hayır der, ama ikkurarak öldürmüştü. tidara gelmek içinraücadeleyaptığı rejimde anarşiyi ister ve yaratır" dedi. Türkeş'in "DevYol, DevSol, Bakırköy'de dün ES karayolu Halkın Kurtuluşu ve Apocular üzerindeki turistik tesisler denet gibi illegal kuruluşlann militanlendL Denetlenen 10 turistik te larının Marksizm adına cinayetsisten kuraUara uymadıklan be ler işledigini" soylemesi üzerine lirlenen altısına 4 bin 500'er lira bir gazeteci de Turkeş'e "Ülkü para cezası kesildi. Yolu Derneği'nin militanlan da almamıştır. tnsanlar arkadaşından, dostundan da para alır" dedi. Bu tür yayınların, devam etmekte olan MHP ve ülkücu kuruluşlar davasını etkilemeye yönelik olduğunu belirten Türkeş özetle şunları söyledi: "Bu yayınlar yeni bü SiinniAlevi çatışmasının, yeni bir mezhep çatışmasının adeta tohumunu ekmektedir. MHP her türlü bölücülüğe karşı çıkmış, daima kardeşliği ve iç banşı ve milli birliği savunmuştur." Türkeş'in bu konuşmasından sonra bir soru yönelten Güneş Gazetesi muhabiri Tanju Cılızoğlu "Beşiktaş'ta oturduğu sokakta mülkiyeıi Alpaslan Turkeş'e ait bir yurt bulunduğunu, soz konusu sokakta 12 Eylül'den önce 23 kişinin öldürüldüğünü, 12 Eylül'den sonra bu yurtta yapılan aramalarda yurdun altında tünellerin bulunduğunun belirlendiğini" söyledi. Bunun üzerine Alpaslan Türkeş, "Altında tüneller bulunduğunu ilk defa sizden duyuyorum. Yurt bir vakıfa aittir" dedi. Suleyman Demirel, "Yann" gençlik dergisinin haziran sayısında yer alan söyleşisinde, bugunkü rejimin "demokrasi olmadığını" vurgulayarak, "Bir iilkede işçi haklan ancak demokrasi varsa \ardir, demokrasi yoksa işçi haklanndan neden bahsediyorsunuz?" diye konuştu. Türkiye'de devletin asırlar boyu "korkutucu devlet" olduğunu, son 57 yılda cumhuriyet doneminin yansından fazlasının sıkıyönetim ile idare edildiğini vurgulayan Demirel, "Henüz biz ne demokrasiyi kurmayı. ne de onu yaşatmayı başaramadık. Son 20 sene zarfında 5 defa devletin tepesiyle oynanmış, bu oynamada da zor hâkim olmuştur" dedi. Türkiye'nin siyah Afrika ve Güney Amerika ülkeleriyle aynı tabloda yer almaması gerektiğini ifade eden Demirel, MHP'nin gelişmesine kendilerinin yardımcı olduğu yolundaki ıddıayı yanıtlarken de şunlan söyledi: "Bunlann hiçbir tutarlılığı yoktur, bunlar kunı iddialardır. MHP'nin o> alacağı taban milliyetçi muhafazakâr tabandn. Milliyetçi muhafazakâr taban 1979'da bize yüzde 50 civarında oy vermiştir. Biz kendi tabanımızdan oy alacak bir partiye neden yardımcı olalım." Salihti'de 16 yudır ilk idam kararı Turistik tesislere denetleme
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle