17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET / 10 HABERLERİN DEVAMI 28 HAZİRAN 1986 Rıımlar Özal'ın gezisinî dünyaya şîkâyet etti İZZET RIZA YALIN LEFKOŞE Basbakan T\ırgut Özal'ın KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın daveti üzerine 2 ile 4 temmuz arasında KKTC'ye yapacağı ziyaret Ankara'da "resmen" açıklanırken, Rum Temsilciler Meclisi, Başbakan özal'ın bu ziyaretini kınayan bir karar tasansını kabul etti. Rum Temsilciler Meclisi aldığı kararda Özal'ııı Kıbns'ı ziyaretini "tahrik edici" ve BM'nin çabalarını baltalayıcı olarak nitelendirdi ve BM örgütü Özal'ın " Kıbns ziyaretini iptali için girişimlerde bulunulmaya çağrıldı. Rum Temsilciler Meclisi, bu karar metnini bütün ülkelerin parlamentolanna, hükümetleri ne, Birleşmiş Milletler'e ve ulus' lararası kuruluşlara gönderdi. ' Öte yandan Rum Ortodoks Kilisesi de özal'ın ziyaretini kınayan bir karar aldı. Rum meclisinin görüşmesi sı. rasında yapılan konuşmalarda EDEK Genel Sekreteri Hacı Dimitriu, özal'ı "sivil Türk Aüllas" olarak tanımladı. Buna karşın KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Rum Temsilciler Meclisi'ni "Patagonya medisine" 'benzetti ve gazetecilere yaptığı açıklamada, "Patagonya'da bir meclis, herfaangi bir karan alabüir. Bu karar propaganda karandır. Geçerliliği yoktur. Çünkii, Rnm Temsilciler Meclisi'nin Kuzey üzerinde herhangi bir yetkisi bulnnmamaktadır" dedi. Denktaş şöyle konuştu: "Sayın Özal, misafirimiz olarak KKTC'ye geliyor. Bunun giineyte herhangi bir ilgisi yoktur. Sayın Özal'ın temsil ettigi dost ve garantör Türkiye'nin banş davetlerine icabel etmeleri, hem kendilerinin hem bölgenin, hem Tiirk tttm Kıbns'ın çıkannadır görüşöndeyim. Sadece güneyi temsil eden ve Rumlardan oluşan ırkçı Rum Meclisi bir siire önce de Kıbns'ın Yunanistan'a ilhakından başka bir hal çaresi kabul etmeyecegi vöniinde karar almıştı. Anayasayı ortadan kaldırmak, Makariosun cüppesine gö;e ynsaiar geçiren ırkçı bir silahlı ordu oluşlurarak Kıbns Türkleri aleyhine saldırıyı onaylayan Kıbns Türklerinin tüm insanlık haklannı reddeden bir meclistir, Rum Meclisi. Bu unutulmamalıdır." Başbakan özal'a 24 temmuz arasında gerçekleşecek bu ziyarette Devlet Bakanı Abdullah Tenekeci ile ilgili bakanlık yetkilileri ve işadamlanndan oluşan bir heyet eşlik edecek. ECONOMlST'tN YORUMU "Economist" dergisinde yer alan bir yorumda, Kıbnslı Turklerin şu anda sahip olduklan gü. venliğin her şeye bedel olduğu belirtildi. a.a.'nın haberine göre, "böliinmiiş mi kalacağız" başlığı altındaki yazıda, Rum tarafının BM Genel Sekreteri'ni banş planını reddetmesiyle, Türklerin rejimlerini "gizlenmeyen bir zevkle" pekiştirdikleri kaydediliyor. Dergi, Başbakan Turgut Özal'ın Kuzey Kıbns'a yapacağı ziyaretin hedefınin "Kuzey Kıbns Tiirk Cumhuriyeti"nin ekonomisini uluslararası düzeyde tanınmaya yol açacak şekilde biçimlendirmek olduğunu vurguluyor. Şirketi Hayriyv'nin Rutnelikavağt, Hilton'ım Şehmsat'ı oldu Hilton Oteli, Kaptan Sejat Incediken'in Mississippi Sehri'nin 'yandan çarklı" vapurlanndan esinlenerek 260 milyona restore ettiği "Şehrazafı dun sefere koydu. Şirketi Hayriye vapurlanndan olan ve 1927yılmda Almanya'dan ahnarak getirilen Rumelikavağı'ndan bozma "Şehrazar" tüm toplantılar ve yemekli davetler için kişi başına 28 bin iiradan kiralanabilecek. Kuruçeşme'den kalkarak iki saaı civannda Boğaz turu yapacak olan Şehrazat. en az 15, en çok 200 kişi olmak kaydtyla kiralanabilecek. (Fotosraf: UĞUR GLJSYUZ) (Baştarafı 1. Sayfada) halindedir. Sona erdikten ve ihlal olay lan topluca ele ahndıktan sonra Türkiye, tek bir belge>le protesto edilecekıir" yanıtını verdi. "Sayın bakan, bu yıl tatile çıkmayı düşünüyor musunuz? Tatile çıkın da biz de bir rahat nefes alalım" yolundaki bir gazetecinin masumane sorusu, Dışişleri Bakanı Papulyas'm iki özleminin ortaya çıkmasını sağladı. Papulyas, "tnanır mısınız, çok eskiden beri, Efes'i ziyaret elmek isterdim. tkinci istegim de Trabzon ve Karadeniz kıyılannı gezmekti. Bu yerler gerçekten çok güzel yerlermiş. tşte bu yıl bunlan yapmak istiyorum" deyince, etrafını çeviren gazeteciler birbirlerine baktı. Papulyas'ın alaylı bir edası yoktu.. Efes ve Trabzon'a gitmek istediğini söylemişti. Papulyas, yanıtının devamında "Efes'e gitmek için bir seyahat acentesiyle bile konuştum. Herhalde bu bölgelere turistik gezi yapan bir gemiyle gidereğim" dedi. "Ama sakın yanlış anlamayın. Bu özel bir gezi olacaktır" diye de dinleyicilerini güldüren nükteli bir ekleme yaptı. Söyleşimize osırada hükümet sözcüsü Kapsis de katıldı. Aslen Menemenli olan Kapsis, Papulyas'm söylediklerinden sonra kendi özlemini de dile getirdi.. "Çeşme'den bir iki kilometre içeride (Ağıa Paraskevi) yani Koşkkö> vardır. tşte bu köyde benim babamın bir evi var. Bu ev edindiğim bilgilere göre boşmuş. tşte ben de oraya gidip babamın bu evini görmek istiyorum" dedi. Ve söyleşiye bu söyledikleriyle renk kattı. Kapsis daha sonra, Çeşme'yi ziyaret eden Yunanlı bir diplomattan bu köye gitmesini ve evi bulmasını rica etmiş olduğunu, ancak diplomatın evi bulamadığını söyledi. "Köydeki bu e>i bulmak için herhalde yaşlı biriyle gitmek gerekir" dedikten sonra "Tabii bunun tstanbul'daki Yunan vatandaşlannın mal ve mülkleriyle ilgili rezervlerimizle ilgisi yok" diye şaka yaptı. Tüm bu söyleşilerden sonra, bir gazeteci Papulyas'a "Meslektaşınız Halefoğlu ile görüşmeyi planlıyor musunuz" sorusunu sordu. Papulyas da "Halefoğlu ile rahat rahat Almanca konuşabilirim. Ama size bir şey daha söyleyeyim. Biz her zaman 'das prinzip hoffnung' ilkesine baglıyız" yanıtıyla adeta bir mesaj vermek istedi. Das prinzip hoffnung, 'ümit ilkelerine bağlılık' anlamına geldiği için, bu yoldaki ümitlerin henüz sönmediği izlenimini bıraktı. Atina'da Cezalar siyasi süzgeçten geçecek (Baştarafı 1. Sayfada) Size göre halen 141.142 ve 146 veya genel bir deyişle tüm siyasi suçlara verilmekte olan cezalar az mıdır? Bu suçların cezalarının artınlması mı gerekir? ELDEM Ben bu konuda hiçbir şey söyleyemem. Elimdeki metin malum TCK'nın şimdiki metni. İçinde idama kadar varan cezalar var. Bunlar kendilerine özgü Türkiye'ye özgü olarak konulmuş hükümler. Bunlar ağır mı, hafif mi, ağırlaştırmak mı gerekir, o konuda benim bir açıklama yapmam mümkün değil. Bu tamamen ceza siyaseti ile ılgilidir. İKTtDAR SORUMLULUGU Bakanlığınızın komisyon çalışmalannda hiç etkili olmadığını mı söylemek istiyorsunuz? ELDEM Kesinlikle. Samimiyetle bunu söyleyebilirim. Belki tuhafınıza gidecektir, komisyon üyeleri ile bir defa tanışmak için göruştüm. llk toplantıda kendilerine başarılar dileyip ayrıldım. Ne bir telkinim ne bir talebim olmuştur. Çünku meseleye tamamen ceza siyaseti açısından bakıyorum. Ancak örneğin Doç. Eralp Özgen, taslağın incelenmesi için kendilerine çok az zaman tanındığını soylerek komisyondan istifa etti. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? ELDEM O konuyu inceledim. Sayın Doç. Eralp Özgen karara varılmadan evvel aceleden karar almış. 23 haziranda yapılan toplantıda araya adli tatil girdiği ve Meclis de tatilde olduğu için yeterli bir surede inceleyelim diye bundan sonraki toplantı tarihini 16 eylül olarak tespit etmişler. Özgen beyin istediği de olmuş oluyor. Artık herhalde mani zail olunca memnu avdet eder. Maksat yeterli bir sure tanınması ise bu oldu demektir. Medeni Kanun da bu şekilde bir komisyonda hazırlandıktan sonra bakanlığa teslim edilmişti, ama uzun süredir bir türlü üzerindeld degişiklikler tamamlanıp TBMM'ye sevkedilemedi. Şimdi TCK ne zaman tamamlanabilir ve Meclise sevkedilebilir? Medeni Kanun'da olduğu gibi TCK'da da önemli degiştirmeler olur mu? ELDEM Gerek Medeni Kanun tasan taslağını hazırlayan, gerekse TCK tasan taslağını hazırlamaya çahşan komisyon tamamen ilmi nitelikte istişari bir komisyondur. Komisyon üyelerinin bir kısmı uygulamacıdır, bir kısmı teorisyendir. Bunlann hazırladıklan tasan taslağıdır. Kanunu Meclise sevkedecek olan iktidardır yani kadrodur. Gayet tabii iktidann ceza siyaseti konusunda bazı tercihleri vardır. Zaten başka türlü düşünülemez. O balde sizin genel siyasi tercihiniz nedir? Siyasi suçlara daba ağır ceza, öbür suclarda ise daha çok para cezası uygulamasından yana olduğunuz soylenebilir mi? ELDEM Bunları şimdi söyleyemem. Bu konuda çok hassasımdır. Komisyonu şu veya bu şekilde etkilemek istemem. Benim de Adalet Bakanı olarak şu veya bu şekilde görüşlerim vardır. Ayrıca hükümet programında partimizin felsefesi, yaklaşımı komple bir şekilde ortaya konmaktadır. Ama şimdi bunları açıklamanın zamanı değil. Bildigimiz kadanyla Medeni Kanun tasan taslağı bakanlığınızda çok değiştirildi. Örneğin aile reisligi kavramı yine erkeğe tanındı. Bu değişikliklerin vapılması komisyonun hazıriıklannın ortadan kaldırılması anlamına gelmiyor mu? ELDEM Aile reisligi konusunda değişik görüşler vardı. Bakanlığımızın tercihi de aile reisinin koca olduğu yönünde oldu. Rumların iddiasu% ABD ve îngiltere 3.belgede ,/değişiklik yaptırdı ,„ Dış Haberler Servisi Internatioaal Herald Tribune gazelesinin 26 haziran sayısında Jonat<t,han RandaJ imzası ile Lefkoşe2l^den gönderilen haberde Rum Dı"r'şişleri Bakanı Yorgo Yakovu'nun "'"iddiasına yer verildi. Habere göre Kıbrıs Rum yönetimi ABD ile "slngiltere'nin Perez de Cuellar'ın 1 11 haziranda açıklanan 3. Kıbns "belgesine son anda müdahale etm tiklerini ileri surdü. 5 Amerikan hukümeti bu iddiı ayı reddetti. Ancak Kıbns Rum Dışişleri Bakanı Yorgo Yakovu, • bu konuda yaptığı açıklamada " f Perez de Cuellar'ın "kötü akıl" almasından üzüntü duyduğunu belirtti ve adını vermediği "dost bir kaynağın" kendisine BM raporunun tasansını gösterdiğini öne sürdü. Yakovu, bu metinde belgenin yayımlanmasından . "birkaç saat önce" yapıları değişiklikleri gördüğünü iddia etti. öte yandan New York muhabirimiz Şebnem Atiyas'ın bildir' diğine göre, BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın Kıbrıs'ta ' Türk ve Rum tarafına ilettiği 3. . belgenin Rumlarca geri çevrilmesinin ardından taraflann atışmaları, BM Genel Sekreteri'ne sürekli gönderdikleri mektuplarla tsürüyor. Perez de Cuellar'ın Güvenlik Konseyi'ne iki taraf arasında uz' laşmazlığın belgesi olarak sunduğu bu mektuplarda taraflar, birbirlerinden şikâyetlerini dile "getiriyorlar. Son olarak Nevv York KKTC TemsUcisi Özer Konıy'ın yazdığı ve Türkiye Daimi Temsilcisi Öter Türkmen'in Cuellar'a ilettiği mektupta Koray, Rum tarafının "Türk tehdidi" suçlamalannı yanıtlıyor. Mayıs 1986 tarihli mektubunda BM Kıbrıs Rum tarafı temsilcisi Konstantin Muşutas, KKTC Başbakanı Dr. Dervis Eroglu'nun Yeni Düzen gazetesinde yayımlanan konuşmasından alıntı yaparak Türk tarafının adayı tümüyle ele geçirmek istedigini iddia etmişti. Koray, mektubunta Muşutas'ın iddialarını yalanladı. Eroğlu'nun daha sonra resmi bir açıklama yaparak konuşmasının Yeni Duzen'ce çarptırıldığını, böyle bir ifadenin "kesinlikle söz konusu" olmadığını söylediğini belirtti. Genel Sekreterlik yetkilileri, KıbrısMa ilgili çalışmalanna bulunduklan yerden devam edeceklerini söylüyorlar. BM Genel Sekreteri, dün Mouşutas'la bir görüşme yaptı. Genel Sekreterlik yetkilileri, Türk tarafından şimdilik bir görüşme talebinde bulunmadılar. Ancak "her zaman oldugu gibi Türk tarafının ve Türkiye'nin desteğinin siireceginden emin olduklarım" belirterek, "Şimdiden sonra atılacak adımlar buyuk önem taşımaktadır. Şimdiye kadar olduğu gibi Türk tarafının ve Türkiye'nin bu hassasiyete uygun olarak sorumluluklannın bilince hareket etmeye devam etmesini bekliyoruz" şeklinde konuştular. Biz tasarıyn Başbakanbğa sevkettik. Bakanlar Kurulu'nda ne zaman göruşülür bilemiyorum. Bu kanunu diğer kanunların prosedürü ile incelenmesine bırakırsak TBMM'yi en az bir sene kitleriz. Kanun 900 küsur maddelik bir kanun. Ne yapmayı düşünüyorsunuz? ELDEM Onun TBMM'de müzakere usullerini yeni baştan düzenlemek lazım. Vaktiyle Türk Medeni Kanunu görüşülürken Mahmut Esat Bozkurt döneminde uygulanan sistem düşünülebilir. Böyle TBMM Genel Kurulu'nda her madde için ayrı ayn göruşme yapılmaz. Bir Meclis karanyla maddeleri görüşmeden genel gorüşme ile TBMM Genel Kurulu'nda kabulü yönünde bir yol seçilebilir. Sayın Cumhurbaşkanı geçen yasama dönemini açarken yaptıği konuşmada TCK ile Medeni Kanun hazıriıklannın bir an önce tamamlanması ve TBMM'ye sevkedilraesi konusunda uyanda bulunmuştu. Bu nedenle hazırlıklann aceleye getirildiği yönundeki eleştirilere katılıyor musunuz? ELDEM Saym Evren 1 Eylül de konuşmuştu. Aradan dokuz ay geçti. Kesinlikle aceleye getirilmesi sözkonusu değil. Türk Ceza Kanunu yapılırken İtalya'dan kanun alınmış, adı değiştirilmiş." Ük tercihîm bilgisayar ve tıp olurdu (Baştarafı 14. Sayfada) Osmanlı Imparatoı.uğu'nun son devirlerini de koyarsak, bu yuzyıl içinde ilk öğrelim döneminden ortaöğretim dönemine zor çıkmıştık. Yilksek öğretimde ise son derece kısıtlı birtakım imkânlar yaratılnuş. Avrupa'da yuz elli yıl içerisinde yüzlerce universite kunılmuş, biz bu olaya ancak son beş on yıl içerisinde başlamışız. Acısını da şimdi çekiyoruz. Bu acı, öğretim uyesi sayımızın ve üniversitelerimizin azlı& şeklinde. Eğitim açısından Türkiye'nin Avnıpa standartlannda olduğunu soyleyebilmek için 5060 tane universite olması lazım. Standart olan 1 milyon kışiye 1 universitedir, bizde ise 2 milyon kişiye 1 universite duşuyor. 1. aşama öncesi özel okullarda 1 hafta 10 gün oncesjnden denler kesilirken, isteyen ogrenci okula gHmeyebiliyor. Devlet liselerinde de son gıine kadar gunde iki uç sınav yapılıyor. GÜNALP Ben Milli Eğitim Bakanı olsam, bu şekilde harekeı eden okulların yöneticilerini uyarırım. Çünku okulların birinci görevi, eğitimlerini ne olursa olsun aksatmamak, eğitime devam etmelerini sağlamaktır. Çocuklar universite seçme sınavlanna katılacaklar diye bir hafta on gün öncesinden okulu tatil ediycrsam, kusur işliyorum demektir. Yurtdışında sporun her dalında dereceye girenlere, orne^in spor akademisi yerine istedikleri ber fakultede okuma hakkı georiliyor. Sannorum bu durum ada>tar arasında mahalle takımlan kurulmasına, sınava hallfrie hazırianmalanna neden olacak. Bedensel ağırlıktı bir basandan zihinsel ağırtıklı bir basan bekJemek kesin sonuç verir mi? GÜNALP Saglam kafa, sağlam vücutta bulunur. Biz her spor yapanı da elini kolunu sallayarak üniversiteye alıyor değiliz. Bunlann orta öğretim başarı puanları bir parça daha yuksek katsayıyla çarpılır. Bu durum ciddi olarak gençlerin spora daha fazla önem vcrmelerini özendirip, teşvik eder. Zaten Türkiye"de bu çocuklar kaç kişi? Bu >Tİ OSYS sınavlanna girs«ydiniz, sanınm ilk tercihiniz Hacettepe Tıp olurdu, bize ilk 5 tercihiniz ne olurdu, sıralar mısınız? GÜNALP Hacettepe Tıbbı eskiden olsa yazardım. Şu anda üniversiteye girsem 56 yıl sonra mezun olacağıma göre, 21. yüzyılda universite tahsilimi kullanıyor oİacağım demektir. 21. yüzyılın meslekleri bilgisayar, biyoloji ve tıp olacaktır. Bu üç bölümü yazardım sanınm, bir de işletme. ALANYA KAYBIMIZ Cemiyetimiz üyesı, değerli arkadaşımız. Basm Şeref Kartı hamıli (Baştarafı 1. Sayfada) Sayın Dönmezer, "aneryaseyt ihtel suçu" ile ilgili yeni maddede yer alan "anayasayı... fiilen uygulanmasını önlemeye" btçimindeki suçun Yassıada kararlanndaki "mevcut anayasanın fiilen tatbik edilmez hale getirilmesi" biçimindeki gerekçesine hiç benzemediğini ve bu hükmün "Yassıada anlamında bir mana verilmemesi için" konduğunu ileri surmektedir. Dönmezer, 1924 Anayasası'nda anayasaya uygunluk denetimi yapacak bir mahkeme bulunmadığını; şimdi ise bir Anayasa Mahkemesi'nin bulunduğunu; dolayısıyla, anayasaya aykırı bir yasanın Anayasa Mahkemesi'nce iptal edileceğini; dolayısıyla "anayasa üzerinde değişiklik yapan Meclisin hiçbir surette 146'yı ihlal etmeyeceğini" ileri sürmektedir. Hemen yanıtlayalım. Sayın Profesör "vahim" b\r biçimde yanılmaktadır. Vanılgı şuradan kaynaklanıyor: 'lanayasaya aykınlık" ile 'anayasa ihlali1 ayrı ayrı kavramlardır. Anayasa Mahkemesi, "anayasaya aykınlık" varsa bunu saptar. Anayasaya aykınlık, yasaların, yasa gücünde kararnamelerin ve ictüzüklerin anayasaya aykırı görülmeleri halinde söz konusu olur. "Anayasayı ihlal" ise bambaşka bir olgudur. Nedir aralarındaki fark? Parlamento ve hükümetin yasa, kararname ve içtüzük çıkarma yetkileri dışmda bir dizi eylem ve işlemleri bulunur. Kaldı ki, 82 Anayasası'na göre Anayasa Mahkemesi, anayasa değişıkliklerini "esas" bakımından değil yalnızca "biçim" bakımından denetlemektedir. Bu da anayasa denetimine çok önemlice bir sınır getirir. Prof. Mümtaz Soysal'ın yeni yayımlanan "Anayasanın Anlamı" başlıklı kitabından 'Anayasaya aykınlık" ile "anayasayı ihlal" kavramlan için yapılan açtktamalara gözatalım: Sayın Soysal, "bir yasa görünürde anayasaya uygun yollarla çıkanlmış olsa da, eğer bu yasanın çıkması parlamento üzerinde yapılan anayasa dışı baskılar sonucu olmuşsa" bu durumu "anayasayı ihlal" olarak nitelemektedir. Bir cumhurbaşkanlığı seçiminde, parlamento tanklarla çevrilir ve dinleyici localarında kuvvet komutanlan ile yüksek rütbeli subaylar otururlarsa, yapılan seçim, anayasanın biçim koşullarma uysa bile bu bir "anayasayı ihlal suçu" olmaz mı? Çoğunluğu elinde tutan bir hükümet, Prof. Soysal'ın deyişi ile "parlamento çevresine tehdit havası yaratacak ölçüde kuvvet yığarak" anayasada değişiklik yapsa ve yapılan değişiklikte biçim koşullarma da uyulmamış olsa, bu olgu yalnızca "anayasaya aykınlık" olarak görülebilir mi? Prof. Soysal'ın verdiğl örneği yinelersek, "parlamento içinde muhalefet üyelerine karşı zor kullanmak ve onlan döverek susturmak" yalnızca "anayasaya aykınlık" sayılabilir mi? Bu öneriler gösteriyor ki, "anayasayı ihlal suçu" anayasaya aykırı yasa çıkarmak ya da anayasa değiştirmekle değil, birtakım eylemleıie gerçekleşir. Hangi eylem, bu anlamda bir "anayasayı ihlal suçu" sayılır; hangisi sayılmaz? Bunun için de "Kanunsuz suç ve ceza olmaz" ilkesi gözönüne alınarak "anayasayı ihlal suçu"nun apaçık tanımlanması ve bu suçun ancak "şiddet kullanılarak" oluşacağı belirtilmelidir. Bu yapılmazsa, sertleşen iktidarmuhalefet ilişkilerinde taraflann birbirlerini, "anayasanın uygulanmasını fiilen önlemek" ile suçlamaları yolu açılacaktır. "Anayasa Mahkemesi vardır, öyleyse anayasayı meclisler ve hükümetfer işletmez" mantığını hukuk açısından savunmaya olanak yoktur. Çünkü "anayasayı ihlal suçu" yasa, kararname ve tüzük çıkarma gibi işlemlerin dışındaki eylemlerte oluşur Sayın Profesörün yanıldığı nokta işte burasıdır. Maddeye "şiddet yolu ile" diye bir açıklık getirilmedikçe bu tartışmanın içinden çıkmaya olanak yoktur. Bu konular öncelikle üniversitelerimizde tartışılmalıdir. Söz gelişi, istanbul Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Orhan Aldıkaçtı, fakültesinde bu konuda bir seminer düzenlemeli, bu seminerde Prof. Dönmezer ile Prof. Sahir Erman'ın 27 Mayıs ihtilali ile ilgili deneyleri değerlendirilmelidir. Genç okurlarımız bilmeyebilirier; yeni Ceza Yasası'nı hazırlayan komisyonun üyesi Prof. Sahir Erman ki Tercüman gazetesinin avukatıdır Yassıada'daki yargılamalar için yapılan düzenlemeleri hazırlayan komisyonun da üyesidir. Prof. Dönmezer de Yassıada'daki soruşturmalan yürüten s > ruşturrr.a kuruluna "mütalaa" vermiştir. Dekan Aldtkaçtı ise Tercüman gazetesi sahibi Kemal llıcak vekilidir yargılanan DP'liler için radyoda yayımlanan "Yassıada Saati" hazırlayıcılarındandır. Sayın Dönmezer ve Erman, 27 Mayıs 1960 ihtilalinde ihtilalcilerin emirlerinde çalışmışlar, Yassıada mahkemesinin hazırlanmasında katkıda bulunmuşlar. devrik Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın ölüm cezasına çarptırılabilmesi amacıyla Ceza Yasası'nın değiştirilmesi için "mütalaa" vermişlerdir. Yineleyelim; Sayın Profesörün "ihtilal anılan" yeni Ceza Yasası'na da yön vermiştir. Sayın Profesörü, 27 Mayıs 1960'tanbu yana "anayasayı ihlal suçu" nedeniyle izlediği hukuksal tutarlılık nedeniyle meslektaşları ve öğrencileri önünde kutluyoruz; ancak düşüncelerine katılmadığımızı yeniden belirtme zorunluluğunu duyuyoruz. Saygılarla ve kaygılarla.. UGUR MUMCU GOZLEM gn» 9 GECE 10 GÛN YARIM PANSİYON ortut 87.000 TL %££££'*' KEMAL TAJNRISEVER 27.6.1986 gunü vefat etmiştır. 1908 yılında doğan \e 1930 yılında Izmir'de Ahenk Gazeiesfnde mesleğe başlayan daha sonra Vakiı Gazetesi'nde uzun yıllar bauına hizmet '.eren \e halen Dunya Haberler Ajansı sahibı olan Tanrıse\er'in cenazesi 28.6.1986 Çumartesı gunu (bugun) ikinci namazım muteakip Beşiktaş Sınan Paşa Camii'nden kaldırılarak Ferikoy Mezarlıgı'nda toprağa verilecektir. Tannse\er'e Tanrı'dan mağfıret. ailesine ve uyelerimize başsağhğı dıleriz. BAKIRKÖY İCRA TETKİK MERCİİ İLAN Davacı Turan Vural Tur (Sipahioğlu Cad. 19/6 Yeşilyun İst.) adresinde ikamet eden davacı tarafından davalılar Mehmet Mercan, Murat A\ni Doruk aleyhine açılan ve mahkememizin 1985/43021986/2655 esas ve karar sayılı dosyamızda yapılan açık yargılama sonunda 12.6.1986 tarih \e 1986/43021986/2655 esas karar sayılı ılam üe davanın reddine, 1000 lıra bakiye harcın ve 5280 lira mahkeme masrafının \e 4300 lıra ucretı vekaletin davacıdan alınıp davalıya verilmesine karar verilmiş olup bu karar davacıya yukarıdaki adresinde tebliğ olunmamış bulunduğundan karar yerine kaım olmak uzere mahkeme kararının ozetı ilanen tebliğ olunur Basın: 7324 Tel 161 10 74 161 82 26 • 161 22 81 Kadıkfiy Tel 336 16 60 AKADEMİ SANATEVİ • 612 yaş grubu çocuklar için RESİM ve SERAMİK çalışmalan Çarşamba Cuma Saat: 15.0018.00 Adres: l'inci Orta Sok. Ebru Apt. 27/3 GÖZTEPE Tel.: Sabah: 11.00'e kadar, Akşam: 19.00'dan sonra 356 27 53 GAZETECİLER CEMİYETİ GÖKDİL: Ingilizeeyı AUDIOVISUAL \ontemle oğretır. GÖKDIL: Ingilizeeyı her sımfına kurduğu ozel laboraıuvarlannda öğretır. GÖKDIL: Ingilizeeyı erişümez deneyimi ile öğretir. ŞutKİtrımiz: Tıksını : TaKsım Cad. No: 7172 Tel. 150 47 47 150 34 49 Ukli : KLrultaj Sok No. 10 Tel. 520 li 42 527 62 14 kıdıkoy : Ku>d]!ı Cad. No 67 Tel. 338 03 47 345 18 96 Btkırkov: Isianbul Cad. Damdacı Sok. Tel 571 27 83 [)ivınnî\iRni\ı;! MFRİKA ACLARI YARARIMA RUMEÜHtSARI TEMSILLERİ W. SHAKESPEARE 24 Hazran 6 Teinmuz ^986 Rahmı AKSUNGUR Mustafa ATA Tomur ATAGOK Şukru AYSAN Adn«n ÇOKEB Devrım ERBİL Ali Teoman GERMANER Balkan Nacı İSLİMYELİ Nur KOÇAK Husamettın KOÇAN Fusun ONUR Zekaı ORMANCI ibrahım ÖRS Yu»ut TAKTAK Gungor TANER ARTNFT SA^AT GALER1SI moda cad 245 i Kadıkov ISTANBUL te 337 90 79 Galen PA2ARTE5 hanc her gun 12K 20 °° arası açıktır Kumedi 2 Bölüm Türkçesi: NureRin Sevın Yoneten: Yücel Erten Dekor Erkan Ktrtunç Kostüm: Nur Uzmen • Funda Aktuflan laık: Nuri özakyol Oyun Günleri 123 Temmuz saat 2130'da Biletler AKM gişelerınden, temsıl gecetorı Rumeühısa.'! ndakı gişooen temin edilebilir. HIRÇIN KIZ YAZ DÖNEMİ KAYITLARI YAP/UYOR. T.C. ŞİŞLİ 1. SULH HUKUK HÂKİMLİĞÎ'NDEN İLAN 981/14 Ves. Mahkememizde açılan vasi tayini davasının sonunda: Pangaltı Dere Sok. No: 11 lstanbul adresinde ikamet eden akıl hastası Sevim Lusia Barsamyan'ın aynı adreste ikamet eden manevi annesi Satenik Barsamyan'ın velayeti altına alınmasına karar verilmiştir. Keyfiyet ılan olunur. 20.6.1986 Basın: 7325 içki ve sigaradan, düzenslz beslenmeden kaçınınız... Türfc Kalp Vakfı Tel: 148 58 66 986/2664 Borçlular: 1) Firdevs Bürkek, Millet Cad. Temel Apt. No. 29/5 Çapa İst. 2) Metin Göçer, aynı adreste. Şadiye Dalbudak Vek. Av. Selma Bilgin'e muhtelif tarihli hululu vadeli (5) kıt'a emre muharrer senede istinaden (230.000.00) lira ve ayrıca masraflarının tahsili hakkında alacaklı tarafından aleyhinize ikame edilen icra takibinde: Yukarıda yazılı adresınize çıkanlan ödeme emri bila tebliğ iade edıldiğı gibi zabııa marifetiyle yaptınlan tahkikat neticesinde dahi adresinızin tesbiti mümkün olmadığından (5) günlük ödeme emrinin 7201 sayılı kanunun 28 muteakip maddelenne tevfikan kanunı sureye (20) gün daha ilave edilmek suretiyle ilanen tebliğine karar verilmiştir. tşbu ilanın gazete ile neşri tarihinden itibare (30) gün içinde ödemeniz takibin dayandığı senet kambiyo senedi niteliğıne haiz değılse (25) gun içinde mercie şikâyet etmeniz, takip dayanağı senet altındaki imza size ait değilse yine bu (25) gun içinde aynca ve açıkça ve bir dilekçe ile ıcra dairesine bildirmeniz, aksi takdirde icra takibindeki kambiyo senedi altındaki imzanın sızden sadır sayüacağı, imzaruzı haksız yere inkar ederseniz, 100 İiradan 5000 liraya kadar para cezası ile mahkum edileceginiz, borçlu olmadığımz veya ihmal edildiğı veya alacağın zaman aşımına uğradığı hakkında itirazınız varsa bu sebepleriyle birlikte (25) gun içinde tetkik merciine bir dilekçe ile bildirerek merciden itirazınızın kabulune dair bir karar getirmediğiniz takdirde, (30) içinde 74. madde gereğince mal beyanında bulunmanız, bulunmazsanız hapisle tazyik ölunacağıruz, hiç mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykırı beyanda bulunursanız hapisle cezalandırılacağınız, ödeme emri tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ ve ihtar olunur. 17.6.1986 Basın: 7268 İLANEN JEBLİGAT İSTANBUL DÖRDUNCÜ İCRA MEMURLUĞUNDAN ILAN BEYKOZ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dosya No: 1985/124 Davacı Ahmet Erdoğan vekili Av. Recep Kılıç tarafından davalı Meryem Onal aleyhine açılan alacak davasında: Davalının adresinın meçhul bulunduğundan duruşmanın bırakıldığı 22.9.1986 gunu saat 10.30'da adı geçen davalı Meryem önal'ın duruşmaya bizzat iştırak etmesı veya kendısinı bir vekil ile temsil ettirmesi aksı takdirde gıyap kararı yerine kaim olmak üzere gıyaben ilan tebliği olunur. Basın: 7331 İLAN BAKIRKÖY 1. SULH HUKUK HAKİMLİĞİNDEN (DAVA DİLEKÇESİNİN tLANEN TEBLtĞt) Dosya No: 1985/422 Davacı: Gulizar Gungor. Davalı: thsan Gungor: Bayramşah Köyu, Keşap/GIRESUN Dava: NAFAKANIN TEZYİDİ Tarafları yazılı bulunan iş bu davada davalı, adına çıkamlan tebligatta adresinde bulunmadığı gibi. zabıta tahkıkatından da adresı tesbit edilemeyen davalının iş bu davanın duruşma gunü olan 9.10.1986 gunu saat 12.05'te duruşmada hazır bulunması veya bir vekıl ile temsil ettırıp dıyeceklerıni bildırmesi, gelmediği veya vekilie de temsil ettirmedıği takdirde H.U M.K.'nun 509510'uncu maddeleri gereğince duruşmanın gıyabında yapılacağı husus yerine kaim olmak uzere İLAN olunur. Basın: 7340
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle