23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 10 MART 1986 27 Mayıs farklıydı, ama ben tepeden hareketlere karşıyım 2 U. MUMCU Sayın Aybar, Nazun Hikmet sizin akrabanu olur, degil mi? AYBAR Evet. Nazrnı Hikmet'in anneannesiyle, benlm babaannem kardeş, akrabalık bu. Yani, kardeş torunlanyız. U. MUMCU Dedeniz, babanız. Biraz bunlardan söz eder misiniz? AYBAR Efendim, dedem, yani, babamın babası, Hüseyin Hiisnü Paşa. Hareket Ordusu Kumandanı. Hareket Ordusu Komutanlığı sırasında Kurmay Başkanhğını ise Kolağası Mustafa Kemal Bey (ATATÜRK) yapıyormuş. Dedem sonra, Ayan Medisi üyeliğine getirildi. MUtarekede ingUizlerce tutulçlandı. Bekırağa Bölüğü'ne kapatıldı. Polislerin gelip dedemi götürmesi bana çok ters geldi. Polis katili götürür, hırsızı götürür fiİan diye biliyordum. Dedeınin evden götürülüşünü bir türlü anlayamamıştım. Sonradan öğrendik ki, bu işlcr olağanmış. U.MUMCU Babanız? 27 Mayıs öncesi gözaltına alınan Aybar, 2829 Nisancı gençlerin U2 olayına tepkisizliğine şaşırmıştı Mehmet Ali Aybar Anlatıyor Bitmeyen Koşu Uğur Mumcu sordu, Aybar yanıtladı nin bir tnzügü vardı elbet. Partinin sosyalisüigi daha beUrgin haie getirilmeli, vtırgulanmahydı. İlk isimiz bunlardı. U. MUMCU Peki kimler hazırladı yeni tüzügü? AYBAR Yeni tüzüğün ilk üç maddesini, yani partinin karakteri ve amaa hakkındaki maddeleri ben kaleme aldım. Burada, ilerde yapılacak programın ana çizgileri, emekçüeri söz ve karar sahibi yapmak istediğimiz belirtiliyordu. Ve aynca açık olarak, insanın insan tarafından sömürulmesi rejimine son verileceği vurgulanıyordu. Öteki maddeleri Orhan Arsal, thsan Üngör, Cenani Gnngör ve Kemal Nebioğlu hazırladılar. U. MUMCU Neyse 1965 te ük dcfa genel seçimlcrc girdiniz degfl mi? AYBAR 1965'ten evvel, 1%3'te yerel seçimlere girdik. Bu yerel sccimler TlP'in gelişmesi bakımından önemli bir yer tutar. Bu seçimlerde radyoda konuşma olanağma kavuştuk. Ve bu konuşmalar, şaşırtıa ve etkili oldu. Biraz da sert çıkışlardı bunlar. Bir Yen seskniş tam başka türlüydü. "Sayın Vatandaşlar" diye bizim konuşmacüar söze başlamıyorlardı. "lşçiler, f Aybar ve kardeş torunu Nazım Hikmet, Paşakapısı Cezaevi'nde ruluş hazırhğında olan mıistakbel kurucularla kimi solcular dirsek teması içindeydiler. örneğin: Zekeriya Sertel'in evinde Demokrat Parti kumculanyla toplantılar yapılıyordu. Böyle bir havada, tek parti rejimine, İsmet Paşa'nın milli şefliğine karşı sağsol arasında bir işbirüği, dirsek teması vardı. O sırada ben, asker olarak Kayseri'deydim. Üniversite'deki işime son verildikten sonra, tstanbul'dan da uzaklaştınlmış, Kayseri Deposu'na atanmıştım. Orada, sonradan, Demokrat Parti milletvekili olacak olan Osman Kavuncu geldi, benle tanıştı. Haftada 2 gün çıkan Doğru Yol gazetesi vardı. Benden o gazetede başyazı yazmamı istedi. Koraltan'ın DP'ye girme öneriaini reddettim. Evet işte, o sıralarda, Osman Kavuncu bana dedi ki: "Refik Konütan Bey sizinle görüşmek istiyor." Buyursun dedik. Koraltan bir faytona kuruldu, bir sabah bizim karargâha geldi. Düşunebiliyor musunuz? Karargâhta ben asteğmen, karargâha muhalefet parti kurucularından Refik Koraltan geliyor. Benim odaya aldık. 11.5 saat kadar benimle görüştu. Demokrat Parti'ye girmemi önerdi. Sizi liste başı yapacağız, milletvekili olmanızı ıstıyoruz. Reddettim. "Neden?" dedi. Hepimiz hürriyet için, özgürlük için savaşmıyor muyuz? Evet öyle, savaşıyoruz ama, benim özgürlük anlayışımla, sizin özgürlük anlayışınız arasında önemli aynlıklar var dedim. Babam askerdi, resim yapar, keman çalardı AYBAR Babam Tahsin Bey. Askerdi. Birinci Dünya Savaşı'na, sonra Kurtuluş Savaşı'na katıldı. Çocukluğum, babası uzakta olanlann üzüntüsü, ezikliği içinde geçti. Babam eve döndüğünde, artık çocuk değildim. Savaştan sonra emekJiliğini istedi. Piyade yarbayı idi. Askerliği pek sevdigini sanmıyorum. Sanata yatkın bir kişiliği vardı. Resim yapardı. Yağkboya, pastel, guaş. Fena sayılmazdı. Keman, ut, saz çalardı. Alafranga, alaturka. Elinden ince işler de gelir di. Çaldığı sazı kendi yapmıştı. Nazım'ın yaptıgı Aybar portresi Bursa'da DP lbtesinden bagımsız aday oldum Demokrat Parti'ye girmedim. Istanbul'dan, Bursadan gelen önerileri de geri çevirdim. Sonunda Dcmokratlann listesinde bağımsız aday oldum Bursa'dan. Bu sırada benim Demokrat Parti'den aday olduğumu ya Bedem Hüseyin Hüsnü Paşa, Hareket Ordusu Kumandanıyken Kurmay Başkanlığı'nı Kolağası Mustafa Kemal Bey (Atatürk) yapıyormuş. Dedem sonra Ayan Meclisi üyeliğine getirildi. Mütarekede tngilizlerce tutuklandı. Bekirağa Bölüğü'ne kapatıldı. Polislerin gelip dedemi götürmesi bana çok ters geldl Sonradan öğrendik ki bu işler olağanmış... U. MUMCU Anneniz kimdi? Biraz da annenizden söz edelim. AYBAR Annem Aliye Hanım. Babası Dr. Hüsamettin Paşa. Dedesi matematikçi Gelenbevi tsmail Efendi. Kendisini hiç düşUnmeyen, hep kendisinden bir şeyler veren.duygulu, ince bir insandı anam. Babam savaşta iken gencecik bir kadın olan annem, benden kuçuk kardeşim Nermin'e ye bana babamızın yoklugunu duyurmadı. Yokluk içinde her şeyi yoktan var ettüer. Yoksulluğumuzu özveri ile örtmek için didindiler. U. MUMCU Oglu Çerkes Ethem tarafından kaçınlıp, fidye istenen İttihatçılann linlii Izmir Valisi Rahmi Bey akrabanız olur muydu? AYBAR Rahmi Bey, halamın kocasıydı. Çerkes Ethem tarafından kaçırılan oğlu AJpaslan da İzmir'de yaşıyor. U. MUMCU Kurtuluş Savası öocölerinden ve Atatürk'ün yakın arkadaşı General Ali Fuat Cebesoy neyiniz oiurdu? AYBAR Ali Fuat Cebesoy ve babam kardeş çocukları olurlar. Dedeleri 1878 Berlin Konferansı'na Osmanlı Devleti'nin murahhası olarak katılan sonra da Arnavutluk isyam sırasında, şehit edilen Mehmet Ali Paşa'dır. U. MUMCU Yani. siz de "bey takımT'ndansmız... AYBAR Evet, ikinci smıf bey takımı... Mehmet Ali Aybar ve Nazun Hikmet kardeş torunuydular. tlk kez yayunlanm bufotoğrafta Nazım Hikmet ve Aybar 1949 yüutda Üsküdar Paşakapısı Cezaevi'nde btrükte görülüyorlar. du. Yani, bizim tncirlik Hava Ussü'nden bir Amerikan casus uçağı havalanıyor ve Sovyet semalarında düşürüluyor. Bizim Dışişleri Bakanlığı olayı yalanlıyor, bu uçağın Türkiye'den kalkmadığını iddia ediyor. Sovyetler, bizden kalktığını iddia ediyorlar. Bizim Içişleri diyor ki, "Hayır, Türkiye'den kalkmadı". Sovyetler diyor ki, "Pilot elimizde. Bir şey olmadı pilota" ve pilotun demecini yayımlıyorlar. "Türki>e'den kaiktım, lran'da bir hava hssüne inerek ikmal vaptım, sonra Sovyetler'e geçtim". Bızım Dışişleri Bakanlığı bakımından tatsız bir olay. Bizim öğrencilere bakıyorum. Hiç kimse tınmadı, olay böyle geçiştirildi gitti. Benim o zaman kafama soru işareti takıldı. Bu gençler ayaklaıuyorlar, "kahrolsun" diyorlar, Başbakan Menderes'e karşı çıkıyorlar, ama, ne istiyorlar, nedir Türkiye'nin hali, "Türkiye'nin bağımlüıgı" hakkında kimsede ses seda yok. den inme harekeüerle" geçilecegine inannuyorum. Nitekim, 27 Mayıs'tan sonra iyi bir anayasaya kavuştuk. Bu anayasa, sosyal haklar getirdi. Işçiye grev, toplusözleşme hakkım getirdi. Tabii, özgurlükler gene sınırhydı. Çünkü, faşist Italya'dan aktarılan 141 142'nin yürürlükte olduğu bir memlekette özgürlük tam değildir. Düşün özgurluğü tam değilse, tüm özgurlükler kısıtudır. 27 Mayıs'tan sonra da bizim demokrasimiz gene kısıtlı bir deraokrasiydi. Komünist partisi kurulamayan bir demokrasiydi. Komünist partisinin yasak olduğu bir demokrasi var mıdır? Batı Seçimlerden sonra Demokrat Parti yanlısı Yeni Türkiye adlı gazetede "Aybar'ın yazılarını okuduk. Şaşırdık. Celal Bayar, Menderes ve Köprülü de okudu yazıları, hep beraber Aybar'ın solcu, hatta Ueri komünist olduğuna karar verdik" diye yazıldı. zan Vatan gazetesine, telgrafla bağımsız aday olduğumu bildirdim. Bunca zahmet niye diyebilirsiniz. Mecliste bir şeyler yapacağıma inanıyordum. Gençlik... Secimden gonra DP'liler komüniatligime karar verdiler U. MUMCU Demokrat PartilUer sizin sosyalist oldoğunuzu büiyorlar mıydı? AYBAR Belki bilmiyorlardı da, sonra öğrendiler. Gerçi Vatan'da gerçek özgürlüğe ancak sosyalizmle, kişiyi, yani somut insanı ön planda tutan bir sosyalizmle ulaşılabileceğini gayet açık olarak yazmışQm. Okumamış da olabilirler. Ama seçimlerden sonra "Yeni Türkiye" adlı gazetelerinde komünistliğime karar verdiklerini ilan ettiler. Yazı burada. Okuyalım o bölümü: "Kendisine çok deger verdigimiz Aybar, son zamanlarda bazı komünist dergilere yazılar yazmaya başladı. Şaşırdık kaldık. Biz mi yanılıyoruz diye düşündük. Matbaaya Cctal Bayar, Menderes, Köprülü gelmişti. Onlara da okuduk o yazılan ve hep beraber Aybar'ın maalesef solcu olduğuna, hatta daha Ueri komünist oiduguna karar verdik". Mahkeme mubarekler! U. MUMCU Enteresan. Şimdi gene TİP'e dönetim. TİP'te genel başkan oldunnz. Topiantılar başladı. Ne gibi zorlnklarla karşılaşUnız ilk gunlerde? AYBAR Efendim çeşıtli zorluklar. Toplantıkn hep kurucularla yapıyorduk, başka bir organı yoktu, kurucular merkez organı olarak da görev yapıyorlardı. Haftanın belli başh günlerinde toplanıyoıduk, o saatte giderdim, arkadaşlar beni genel başkan yaptıktan sonra işleri de bu görsün diye düşunüyorlardı sanki. Böyle bir eğilim içine girdiler, galiba. Saatinde pek geimezlerdi, gelenler de vardı. Ama gdmeyenler de vardı. Herkes gelene kadar bcklerdim. ve kendiierine söylerdim. Ben siz olmayınca toplantı yapmayacagım, hep birlikte çausacagız, beraber bn partiyi suHayıp götürecegiz derdim. Ve o günlerde tabi parasızlık belimizi büküyordu. Parasızlık önemli mesele, paraa yoktu partinin. Kadrolan yoktu partinin, oysa bazı işlerin hemen yapdması gerekti. Örgütlenmeliydik. Yeni bir tuzuk yapılmalıydı. Parti ' 'HA PİSHANE HA T1RASI" Nazım Hikmet, cezaevinde akrabası Aybar'ın suluboya bir resminiyapıyor. Naztm Vı yaptığı bu Aybar resmi de ilk kez yayvnlanıyor. köylnkr, emekçflcr, ezOcn insaniar" vb. hiuplarla geçiliyordu konuşmalara. Bu da şaşırttı halkımm. Herkes önceleri korktu: "Yahu nasü söylüyor bunlan dedi, Sonra ister istemez kulak verdiler. Kulak verince de koylülerde, işcilerde, halkımızda, bir değişme sezilmeye başlandı. Yani bize sempatiyle balcanl^nn sayısı arttı. 27 Mayıs'ın sonraki darbelerden önemli farkı vardı U. MUMCU 27 Mayıs'ı nasıi karşdadınız? AYBAR Biliyorsunuz ben darbelere karşıyım. Tepeden inme hareketlere karşıyım. Yani, bu yoldan demokrasiye gidemeyiz. 27 Mayıs'ın tepkisi haklı olabilir, gerçekten Demokrat Parti, demokrasi vaat ederek iktidara gelmış, ama bu vaatlerden hıçbınnı tutmadığından başka, son zamanlarda adamakıllı bir Meclis diktası kurmuştu. Haiktan bir kısmı da herhalde Demokrat Parti'ye cephe alıyordu. CHP daha sempatik görunüyordu. İşte bu arada ordu içinde bir takım genç subaylar bu darbe hareketini gerçekleştirdiler. 27 Mayıs'ın, sonraki darbelerden önemli bir farkı vardı. O fark, bence emirkomuta zinciri içinde bir hareket olmamasıydı. O zamarun genelkunnay başkamna da bir başkaldırmaydı. O itibarla 27 Mayıs'ı sonraki darbe hareketleriyle aym kefeye koyamayız. Ama, altını çizeyim; ben demokrasiye böyle "fepe Dedem ve babam genel cizgide Ittihatçıydılar U. MUMCU Dedenizin, babanızın siyasal egilimleri nedir? AYBAR Hürriyet ve hilaPa karşıydılar. Genel çizgide lttihatçıydılar. Ama, lttihat ve Terakki üyesi de degillerdi. U. MUMCU A.F. Cebesoy sizio solcnluğnnuz hakkında ne derdi? Hiv bu konnda konuştugunuz oldo mu? AYBAR Kendisine Kurtuluş Savaşı ilk yıllan hakkında sorular yöneltmiştim. özellikle bu hareketin halkçn niteliği üzerine sorulardı bunlar. Bundan çıkış yaparak "Şenin tuttugun yol, en iyisidir" demişti. Bu bir iltifat da olabilırdi ama, herhalde benim solcu görüşlerime pek karşı değildi sanıyorum. U. MUMCU 27 Mayıs 1960 ihtilalinden önce gözalüna alınımştınız herhalde, nasü olmuştu? AYBAR: Alınmıştım, acayip bir olay. NATO Konseyi toplanmıştı tstanbul'da. 2 mayıstı. Adliyede avu 1945'lerde Kayseri'de bir depoda asteğmendim. Demokrat Parti kurucularından Refık Koraltan, karargâhta beni ziyarete geldi ve Demokrat Parti'ye girmemi önerdi Liste başı yapacaklannı ve milletvekili olmamı istediklerini söyledi. Ancak "özgürlük anlayışlarımız arasmda önemli ayrılıklar var" diyerek reddettim. daki her ülkede komünist parti kurulabiliyor serbestçe, Türkiye'de kurulamıyordu. Sağa karşı, yani dinsel inançlara karşı da bir sınırlama vardı. Ama, gene de, ondan önceki dönemlere nazaran "Ueri bir anayasa" gelmişti. U. MUMCU Siz Demokrat Parti'nin Bursa'dan 1946'da milJetveküi adayı oldunnz, degil mi? AYBAR Hayır. Demokrat Partı'den değü. "Demokrat Parti Listesi'nden bağımsız aday" oldum. 1945'ten sonra, tek parti yönetimine karşı muhalefet başlanuşu. Bu muhalefetin içinde solcular da vardı. Daha benüz Demokrat Parti kurulmamıstı. Fakat ku 63 Beçimlerinden sora TtP hızla geligti Nitekim, 63 yerel seçimlerinden sonra yaptığunız köy gezilerinde bunu gayet açık olarak görüyorduk. Eskiden giderdik kahveye. Kim olduğu öğrenilince kahve boşalırdı. Artık öyle olmuyordu. Köye giriyorduk, hemen ügileniyorlardı. "Hasan'a, Mehmet'e, Recep'e haber verin. Adamlan geldi. Kahveye geisinler" diyorlardı. Yani ilgi vardı. Biz de anlatıyorduk neler yapacağımızı. Sorular soruyorlardı, özellikle toprak konusu açıhnca: "Adamın elinden topragını zorla mı alacaksınız?" Zorla almayacağız. Parasıyla. Size da Bemokrat Parti'ye girmedim. tstanbul'dan, Bursa'dan gelen önerileri de geri çevirdim. Sonunda Demokratlann listesinden Bursa'dan bağımsız aday oldum. Bu sırada benim Demokrat Parti'den aday olduğumu yazan Vatan gazetesine telgrafla bağımsız aday olduğumu bildirdim. Bunca zahmet niye diyebilirsiniz, Mecliste bir şeyler yapacağıma inanıyordum. Gençlik... fatmak için diyorduk. "Parayı nereden bulacaksuuz?" llginç değü mi? Zenginden daha çok vergi alacagız; vergi kaçınlmasını önleyeceğiz. Ne yapacağımızı, nasü yapacağımızı öğrenmek istiyorlardı. Gerçekten, 63 seçimlerinden sonra, elle tutulur bir değişiklik oldu kamuoyunda ve TİP eskisine oranla çok daha hızh gelişmeye başladı. U. MUMCU 65 secimleriade kac ilde secime girdiniz? AYBAR Sl ilde örgutlenmiştik. 51 ilde seçime girdik. 22 yıl önce Ankara Hukuk Fakultesinde ortak bir ant İtalyan bir gazeteciyle konuştuğum için beni sorguya çekip sonra Rami Kışlası'na götürdüler. 2829 Nisan olaylanna katılan gençler de vardı. "Kahrolsun Menderes" diyorlardı, ama o sırada meydana gelen U2 casus uçağı konusuyla pek ilgilenmediler. katlık yapıyordum. O sıralarda avukatlardan biri, bir yabancı gazeteciyi getirdi bana, dedi ki, "Bu adamla konuşur musun, birtakım şeyler sonıyor. Ben dil bilmiyorum, sen biliyorsun". Adam da îtalyan, sorular sordu, nedir ne oluyor dedi? Birtakım nümayişler oluyor. Ben de sorulan yanıtladım. Sonra eve geldim. Gecenin geç saatinde kapı çalmdı. Sivil memurlar geldi, evi aradı, "Seni götürecegiz" dediler. Emniyete geldik. Beni sorguya çektiler. O geceyi ve ertesi günü orada geçirdik. Sorguda Îtalyan gazeteciye ne soyledigimi sordular. Olaylar niye oluyor, Demokrat Parti nedir? filan bunlan söyledim, dedim. Sonra, soiculuğuma atladılar! "Zekeriya Sertel'le mektuplaşıyorsun, neden mektuplaşıyorsun?" filan gibi. Böyle anlamsız sorular sordular. "Amerika'ya karşı Zincirli Hürriyet'te yazılar yazmıssın...". "Evet yazdık." Niye yazdığımı anlattım. Niye Amerika'ya karşısın, onlan da anlattım. TtP proletarya diktatörlttğttne dayanan bir parti degildi U. MUMCU Sizce TtP'in tiizüğü, programı "Markast" olarak nitelenebilir mi? AYBAR Güzel bir soru bu. Elbetteki TlP'in programı Marksist bir programdır. Bundan hiç kuşkum yok. Ama birtakım yenilikler getiren, Marksizme eleştirel bir gözle bakan bir programdır. Mesela TİP, "proletarya diktatörlügüne" dayanan bir parti değildi. Ya nasıl bir partiydi? "Işçi sınıfının demokratik öncnlügü" etrafında birleşen, tüm emekçilcrin temsilcisi olduğunu söyleyen onlan iktidara getinneyi, amaçlayan bir partiydi. Evet, bir önculuk sözü vardı. Herhalde işçi sınıfı hakkmda bir önculük sözü vardı. Ama bu önculük demokratik bir öncülüktü. Yani, halk inanırsa onla beraber olacaktı. İşçi sınıfının, halkı, bu yöndeki çabalannda doğruyu amaçladığına inandırması gerekti. Bu önemli bir şeydi. Ama diğer taraftan, bence sosyalist bir partinin vazgeçilmez bir ilkesi olan sömürüye son vermek, gayet açık ve seçik olarak tüzükte beünilmişti. Sömürü düzenine son vereceğuniz, insanın insanı sömürmesi sistemine son vereceğimiz açık ve kesin olarak belirtiliyordu. Bir de tabii bağımsızlık vurgulamyordu ki, bu ideolojik bağjmsızlığı ıçermekteydi. Biz gayet kesin olarak, Türkiye'yi yeniden bağımsızlığa kavuşturmayı, Türkiye'nin NATO'dan çıkmasım, ikili anlaşmalann feshedilmesini, üslerin kapatılmasını savunuyorduk ve bunu her vesile ile tekrarlıyorduk. özellikle 1965 seçim propagandalarmda ve Mechse girdikten sonra bu kampanyayı daha da hızlandırmıştık. 1964yüuıda Ankara Hukuk FaküUesTnde 141142. maddelerU ilgili bir açıkoturum düzenlenmifti Oturumu öğrenci Derneği Bafkanı Uğur Mumcu yönettl Açıkoturuma katüanlar (soldan sağa) Avukat Sahir Kurutluoğlu, Burhan Apaydm, M. Aü Aybar, Uğur Mumcu, Ugur Alacakaptan, Cihat Bügehan, Cemal Reşit Eyüboğhi ve Muammer Aksoy. Basküara rağmen yaptlan açıkoturumda Aybar 141142'nin anayasaya aykırı olduğunu söylemistt Aybar ve Mumcu, 141142 açıkoturumunda Aybar ile söyleşisi sırasında 1964 yılında 141142 konulu bir açıkoturumu anımsayan Uğur Mumcu o günleri şöyle anlattr: Bir de ortak anımız var. Ben hukuk fakultesi oğrencisi derneği bafkanı iken, sizi bir toplantıya çağırmıstık, korkunç bir kalabahk vardı. Ben Ankara Emniyet Müdurlüğü 'ne çağnlmıştım. Bana düzenlediğimiz bu açıkoturumun iptal edilmesini söylemişlerdi. Emir bu. Bu emri veren de, o donemde Ankara Emniyet Mudürlüğu Siyasi Şube Mıidüru. Ben iptal edemeyeceğimi söyledim. "O zaman seni içeri alacağıı" dediler. Açıkoturum yapıldı. Siz vardımz, Muammer Aksoy vardı, Burhan Apaydm, vardı, Cemal Reşit Eyüboğlu vardı, Sahir Kurutluoğlu vardı, Cihat Bügehan vardı. O zamanın doçenti, Uğur Alacakaptan vardı. Bu açıkoturum yapıldı, sağ basın o zaman çok büyük tepki gösterdi. Ve siz 141142. maddenin anayasaya aykın olduğunu söyiediniz. Aradan yıüar geçti ve bana o açıkoturumu iptal et diyen siyasi şube mudürü emniyet müdürü oldu, dürüst bir insandı. Bir kumarhaneyi bastt, Işık Kulübü'nü basü. Orada birtakım poUtikaaiar ve bakanlar kumar oynuyorlardu Bir süre sonra emniyet müdürlüğünden abndu Bu tutumu nedeniyle daha sonra Kocaeli VaUsVyken, kaçakçüara karşı namuslu bir mucadele verdi. Bu arada, sizin açıkoturumdan sonra, ben yine başka bir nedenle siyasi şubeye gözaltına alınmıştım. Yine bu siyasi şube müdürünün emriyle. Fakat sonra bu müdürün valiyken de çıkar çevreUrine karşı mucadele verdiğini gördüm. Ve ben de gazeteci olarak kendisini övdüm. Şimdi bugüne geliyorum. Bu siyasi şube müdürü SHP tstanbul Milletvekili tbrahim Ural'dur. Açıkoturumlar, konferanslar oluyordu, gençliğin özellikle sola ve sosyalizme eğiumi sezilmeye başlamıştu O sırada saldınlar da devam ediyordu. Bir çesit etkitepki olayı. Parti olarak birdenbire büyümeye başladuuz. O tarihte T1P sosyalist bir parti olduğunu söyluyordu. Ortanın solu, CHP tarafından işte bu sıralarda ortaya atümaya başlandu 2829 nisanda gençler pek bilinçli görünmemişti Sonra aldılar bizi, Rami Kışlası'na götürdüler. Kışlada öğrencilerin koğuşuna koydular. 88 nolu koğuşa. Ancak, izin verirsenız, bir şeyi belırteyım, oğrenciler ayaklanmış. 2829 nısan, "Kahrolsun Menderes" diyorlar ama, olaylar hakkında pek bilinçli görünmediler bana. Örneğin, ben, oradayken, U2 olayı ol StRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle