23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibı: C«mk«rlwt Maıbaacılık vc Gazetecılik Turk Anonım Şırketı adına Nadir Nıdi, • Genel Yayin Müdurü Hısan Cemtl. Müessese Mudurü: Emine Uşaklıgil, Yazı Işlerı Muduru: Ofca» Gonensin. 0 Haber Merkezı Muduru Vılçı» Bayer. Sayfa Duıenı Yönetmenı \lı Arar. • Temsılaler ANKARA Yalfia Dof»n, IZMİR Hiknct Çeüokay», ADANA. Mekmeı Mcrcan. Isıarbul Haberlen Retıa Öı, Dış Haberler: Ergua Bakı, Ekononıı Osman ^ H | Aydın Emeç, Magazın: Yalçın Fckşcıı, Spor Damsnunı: Abdulkadir Vucelman, Duze'tmeRefik Durbaş, \rasurma: Şahia \lpav. lşSendıka: Şuknn Kelend. HaberAraşıırına l fuk GuMemır, # Koordmatör Ahroel Konıls»», # Mali Işler Erol Erkut, Reklâm ve Haıkla llışkıler Gvldemı Koşar. Idare Hnseyiıı Gıırer, Uleıme: OnderCrlik. BilgıUlem Nail Inal. Basan ve Yayan; Cumhumet Matbaacılık ve Gazetedlik T.A Ş. Türk Ocagı Cad. 39/41 Cağaloglu 34334 lst, PK 246lsıanbul. Tel: 526 1000(9hat). Telot 22246 • Burolar Ankara: Zıya Gökalp Bulvarı lnkılap Sokak No: 19/4 Tel: 33 II 4147, Telex: 42344 • lımir H Zı>a Bulvan 1352 Sok 2/3, Tel: 25 47 0913 12 30 Tekx: 52359 • Adana: Çakmak Cad No: 134 Kal 3, Tel: 1455019731 Telex: 62155. TAKVİM 28 ŞUBAT 1986 Imsak: 5.09 Guneş: 6.34 öğle: 1271 tkindi: 15.27 Akşam: 18.00 Yatsı: 19.19 Küçükler muzır neşriyattan korunacak Işçi ikramiyeleri Basına sansür komisyondan geçti Tebligat yapıldığı halde kurallan uygun satış yapmayan muzır neşriyata uygulanacak para cezalannın alt sımrı 500 bin liradan 2 milyon liraya çıkanldı. Muzır neşriyatı poşetsiz satan, gösteren, ilan eden ve okullara sokanlara iki milyon lira ile 10 milyon lira arasında para cezası uygulanacak. re zararlı olarak nitelenecek yayınlar üzerine, (kuçüklere zararlıdır) damgası vurulmasını bir komiklik olarak niteledi. SHP'lilerin, yasa önerisini Anayasa Komisyonu'na gönderilmesi önerisi de reddedildi. ANAP Milletvekili Alpaslan Pehlrvanh küçükler için zararlı olarak nitelenen basına, kuraJlara uymadıkları takdirde verilecek para cezalannın arttınlmasını istedi. Hükümet temsilcisi para cezalannda alt sınırın yükseltilmesi görüşune katıldıklannı, ancak bu şekilde cezalann caydırıcı olabileceğini bildirdi. Pehlivanlı'nın önergesi komisyonun ANAP'lı üyeleri tarafından benimsenince, tebligat yapıldığı halde kurallara uygun satış yapmayan muzır neşriyata uygulanacak para cezalannın alt sınırı 500 bin liradan 2 milyon liraya çıkanldı. Kabul edilen yasa önerisine göre sınırlamaya tabi tutulan yayınları damgasız ya da poşetsiz satan teşhir eden, nakJeden, ilan eden, gösteren veya okullara sokanlara iki milyon lira ile 10 milyon lira arasında para cezası uygulanacak. Bu ceza tebligat yapıldığı halde eserlerini damgasız olarak yayımlatan eser sahipleri, sorumlu müdür ve telif hakkı sahiplerine de uygulanacak. Adalet Komisyonu kabul ettiği yasa önerisine göre, kuçüklere zararlı yayınlardan konut fonuna kesinti yapüacak. Buna göre yayınlannı kendiliklerinden kuçüklere zararlı görerek zarf ya da poşet içinde satmak isteyenler, bu eserlerin KDV dahil toplam satış bedeli üzerinden yüzde 25'ini, kurul tarafından küçuklere zararlı olduğuna karar verilenler ise yüzde 40'ını toplu konut fonuna yatıracaklar. Adalet Komisyonu'nda öneri MDP'li Yümaz AKuj ve SHP'lilerin karşı oy kullanmalarına rağmen ANAP'lılar tarafından benimsendi. öneri önümüzdeki hafta Genel Kurul'da görüşülecek. ANKARA (OM.) tşçilere 1986 yılında ödenecek ikramiyelerin tarihleri, belli oldu. Resmi Gazete'nin dilnkü sayısmda yayımlanan Bakanlar Kurulu kararına göre, işçiler ilk ikramiyelerinin birinci yarısını 21 nisan, ikinci yansını 6 Haziran 1986 tarihinde atacaklar. tşçilere ikinci ikramiyelerinin birinci yarısı 15 ağustos, ikinci yarısı da 22 Aralık 1986 tarihinde ödenecek. Yeraltında çalışan işçiler ise ikramiyelerinin tamamını 22 Aralık 1986'dd alacaklar. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Yasa önerisi Adalet Komisyonu'nda da ANAP'hlann oylarıyla kabul edildi. ANAP Gaziantep Milletyekili AU Aksu'nun Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Yasa önerisindeki para cezalannın alt sınırı da ANAP'lılann oylanyla arttınldı. Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Yasası'run bazı maddeleriyle Türk Ceza Kanunu'nun bazı maddelerinin değiştirilmesini öngören ANAP'lı Ato Akşn ve arkadaşlannın yasa önerisi dün TBMM Adalet Komisyonu'nda görüşüldü. SHP'li komisyon üyesi Edip Özgenç'in, komisyon toplantısının basına açık olması ve bir basın temsilcisinin komisyonda dinlenmesi önerisi, ANAP'ulann karşı çıkması ile reddedildi. SHP'li komisyon üyesi Cü•eyt Canver, basına kapalı olarak yapılan komisyon toplantısında, başbakanlık bünyesinde oluştunılacak 11 kişilik kurulun müstehcen yayınlarla ilgili resmi bilirkişilik görevini de yapmasını eleştirdi. Canver, kurulun müstehcenlikle ilgili resmi bilirkişilik görevi yapmasının yargı bağımsızlığıru zedeleyeceğini öne sürdü. SHP'liler ayrıca kurula Cumhurbaşkanı'nın bir üye seçmesini de eleştirdiler. POŞET MERAK UYANDIRIR Komisyon'un SHP'li üyeleri, kurula Diyanet lşleri Başkanlığı'nın üye vermesini de eleştirerek bunun laik devlet ilkesine ters duştüğünü, diyanet işlerine özel kanununda bulunmayan görevler verildiğini söylediler. SHP'liler kuruldaki basın temsilcisi sayısının ikiye çıkarılmasını da önerdiler. SHP'lilerin bu önerileri ANAP'lı üyeler tarafından reddedildi. Ancak komisyon, kurula Cumhurbaşkanı tarafından seçilecek birinin girmesi hükmünü madde metninden çıkararak, Milli Eğitim BakanlığVnın kurula vereceği uye sayısının ikiye çıkanlmasım benimsedi. SHP'li Cüneyt Canver, kurul tarafından 18 yaşından küçükle İZMÎR (OM.) Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRTj'nun Izmir'deki renkli stüdyolan 2 mart pazar gilnu törenle Genel Müdür Titnca Toskay tarafından hızmete açılacak. TRT tzmir Bölge Müdürlüğii yetkilileri, lstanbul'a göre, 8 yıllık bir gecikmeyle gerçekleştirilen tesislerin 800 milyon liraya mal olduğunu bildirdiler. Öteyandan TRTilgilileri, pazar günleri gerçekleştirilen "Pazar Stüdyosu " programının bir bölümünün tzmir stüdyolarından naklen verileceğini de açıkladılar. TRTnin renkli stüdyoları Oktay Kurtböke: Amaç basın özgürlüğüne tecavüz Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Kurtböke: '1117 sayılı yasaya getirilen değişiklik önerisi, 2000 yılının Türkiyesi'ni yaratma iddiasındaki bir hükümetin getirdiği yasa tasarısı değil, başka çağlarda yaşama hakkına sahip olan her milletvekilinin getirebileceği bir yasa teklifidir. Haber Merkezi Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Oktay Kurtböke, ANAP milletvekili AU Aksu tarafından hazırlanan muzır yayınlann yasaklanmasını öngören 1117 sayılı yasa teklifi konusunda, "MeseJe müstehcenlik meseksi defildir. Muglak, hiç tabrif edilmemiş, subjektlf kavramlann arkasına saklanılarak basın özgüriüğüne tecavüz meselesidir" dedi. Kurtböke'nin Cumhuriyet'in sorularına verdiği yanıtlar şöyle: Okur, yayıııcı, gazeteci, hakuk ve anayasa açısından yeni 1117 sayıiı yasa teklifi neler getiriyor? KURTBÖKE öncelikle, bu tip Ukel yasa tekliflerinin, neler getirdiklerinin değil, kazara yasalaştıkları takdirde neler götüreceklerinin tartışılması gerekir. Mesele müstehcenlik meselesi değildir. Muğlak, hiç tarif edilmemiş, subjektif kavramlann arkasına saklanılarak basın özgürlüğüne tecavüz meselesidir. Okur, okumak istediği gazete veya dergiyi almak için kuyruğa girecektir. Yayıncı, "Acaba toplablır mıyım?" korkusuyla kullanacagı her resmi, yazacağı her yazıyı, "sansür" makamlannın gönlüne göre ince eleyip sık dokuyacaktır. Gazeteci, "kötii olunım" korkusuyla otosansüre girecektir. Anayasa ve hukuk yanına hiç değinmiyorum. îdari hiçbir eylem ve işlemin yargı organlarının denetimi dışında kalmayacağıru öngören açık anayasa hükümleri ortadayken, basını yürütme organı denetimi altına alan, ANKARA (a.0.) Elektrik enerjisinden tasarruf etmek A n t i l e n f\tr\m rkh%i]lor eorrrîel "Otomobilin 100. yılı" nedeniyle düzenlenen antika otomobiüer sergisi dün saatler bütün yurtta amacıyla, r l » H * t « UlVlllUVMKI 9VI g W I akşam Sheraton Oteti'nde açıldı. Otomarsan şirketince düzenlenen sergide, pazar günü 01.00'den 30 mart eski ve yeni 6 otomobil bulunuyor. Sergide ytr alan otomobülerden 1894, 1913 ve 1951 model Mercedesler Almanya'daki Daimler Benz itibaren bir saat ileri alınacak. Müzesi'nden TIR 'la getirüdi. Antika üç Mercedes 'in yanı swa Türkiye 'de bulunan 1951 ve 1960 model iki Mercedes de sergide ytr ahyor. İleri saat uygulaması 28 eylül pazar günü sona erecek. 28 eylül pazar günü 02.00'de de saatler bir saat geri alınacak. Bakanlar Kurulunun bu konudaki kararı Resmi Gazete'de yayımlandu PLAYBOY ve BRAVO'yu Karacan, ERKEKÇE'yi Gelişim Yayınları, GÖZDE KADIN'ı Milliyet, SABAH'ı Yeni Asır, TAN'ı Veb Ofset Grubu çıkarmaktadır. Bunlar, iddia edildiğinin çok aksine, "kaynaklan şaibeli" sermaye grupları değil, ANKARA (OM.) Atatürk Turkiye'de özgür basın kavgasını yıllardır veren Kültür, Dil ve Tarih Yüksek öz sermaye gruplarıdır. Hayali ihracatçılan, verKurutu'nda boşalan üyeliğe esgi kaçakçılannı kurtarmak için kanun maddesi yaki valilerden Vefik Kitapçtgil ratanlara örnek olacak kadar "milli"dirler. seçıldL Prof. Mehmet KaplanTORNADAN ÇIKMIŞ İNSAN üstelik "atannuş memuriar" eliyle denetlemeyı önrak, meseleyi bir PLAYMEN, bir PLAYBOY, bir ın vefatı ile Atatürk Kültür, Dil Diinyadaki uygulamayla baglantı var mı? gören her sistem, baştan hukuka aykırıdır. ERKEKÇE, bir GÖZDE KADIN, bir BRAVO ve Tarih Yüksek Kurulu'ndan Resmi bilirkişi tayinini nasıl karşılarsınu? 1BRET VERİCt BtR KONU meselesi olarak görmüyoruz. "Reklam yapmabir üyelik boşalmıştu KitapçıKURTBÖKE Herkesin kendileri gibi düşunma", "rubsatlı yerierde satma" gibi kısıtlamalar Teklifin yasalaşması durumunda yayınlann gil, bu göreve Cumhurbaşkanı uygulansa bile, bu dergiler her zaman satar. Mil mesini isteyen iktidarlann en büyük çabası, "tordunımu ne olacak? Yayınlara gelecek mali ve maKenan Evren tarafından genadan çıkmış insan" yaratmaktır. Bunlann en bületimiz kuyruğa girmeye ahştınldığı için belki danevi yuk ne olacak? tirildi yük silahı da yasaklardır. Tarihe bakınız: Yasakha da çok satar. KURTBÖKE Teklifin yasalaşıp yasalaşmalanan her şey, onu yasaklayandan çok daha uzun Önemli olan, hem "güzel kadın" resimleri yayacağı tartışması "ibret verici" bir konu... 1117 ömürlü olmuştur. Burada da aynı durum söz koyımlayan, hem "muhalif konumda olan" gazetesayılı yasaya getirilen değişiklik önerisi, ülkeyi nusudur. Sansurcu kafasıyla Ludy Chatteıiey'in lerdir. Bu yasa teklifi, onlan susturmak, satıştan "2000 yılının Türkiye'si"ni yaratma iddiasındaNEW YORK (OM.) Ünlü tiAşıgı'nı yasaklayanlan kimse hatırlamamakta, kıdüşürmek için uygulanan bir plandır. Getirilen ki bir hükümetin getirdiği "yasa tasansı" değil, yatro sanatçısı Yüdız Kenter, tapsa dünya klasıklen arasında yer almaktadır. Bu maddi cezalar, ticari birer kuruluş olan gazeteleri başka çağlarda yaşama hakkına sahip olan her Güngör Dibnentn yazdığı, 2byüzden, dünya, giderek böyle ilkel kısıtlamalarkapanmaya zorlayacaktır. milletvekilinin getirebileceği bir "yasa teklifi"dir. lat Sait Hahnan tarafından terdan uzaklaşmaktadır. Resmi bilirkişilik olayına ge Yasalaşma durumunda hangi yayınlann batcüme edilen "Ben Anadolu" Her yasa teklifi gibi, yasalaşma ihtimalinin duşuk lınce... Bize göre tek bilirkişi vardır. O da bağımması olası? adlı oyunu Londra'dan sonra olmasını dilerim. Ancak, Bakanlar Kurulu'nun gesız mahkemelerimiz, yargıçlarımızdır. Mesele bir KURTBÖKE Basın dörduncu kuwettir. Baönceki gece New York'ta da tirdiği her yasa tasarısının kanunlaştığı, milletve"ceza tatbiki" ise bunu en iyi hukukçular bilir. sını "gayeleri süfli, kaynakları şüpbeli" olarak başarıyla sergiledi. Bir bankakillerince getirilen yasa tekliflerinin komisyonlarda Mesele, guzelliğin takdiri, guzelle mustehcenin tefdamgalayıp, cihad açan Konya mitingi fatihleri, nın himayesinde kültür faaliyepineklediği bir yaşama ortamında, hükümetin, rikiyse, onu da, tesettür adı altında kara çarşafı mahkemeler bağımsız, basın sorumlu olmasaydı, tı olarak sahnelenen eserde "Yan cebime koy" misali, olayda suskun kalmasavunanlar değil, guzelliğin aydınhğını bilen Türk bugun bırakın "yasa teklifleri"ne öncülük yapAnadolu'nun tarihinde iz bısı, hatta kışkırtması ürkutucudür. Biz, TGS ola mayı, hapiste olurlardı. PLAYMEN'i Hürriyet, halkı, hukuku bilen aydın yargıçlarımız bulsun. rakmış kadın karakterleri canlandırıyor. Sanatçı Yüdız Kenter, Lincoln Centertıyatrosunu dolduran bineyakın Amerikalı ve Türk tiyatrosever tarafından dakikalarca ayakta alkışlandı Saatler ileri alınacak Kitaı seçııaı 'Ben Anadolu* New York'ta Refah Partisi Başkanı Tekdal ÖZCAN ÖZGÜR Çıplak görüntüsüne ahşan vazgeçemez Son günlerde gündemde olan müstehcenlik konusunda görüşleriniz nelerdir? TEKDAL Müstehcenlik, zararlı bir zihniyetin ve çarpık insan anlayışının, değer yargılanmn bir sonucudur. Müstehcenlik kadını köleleştiren, onu somüren ve bu kölelik ile sömürunün ticaretini sağlayan maddeci zihniyetin sergilendiği bir olaydır. Once çıplak kadın ve cinsellik görüntusü satın alınır. Sonra bu görüntü satüığa çıkanlır. Yavaş yavaş bu gorüntüye ahşan insan, ondan vazgeçemez, tiryakisi olur ve para ile satın alır. Nitekim bu yolla bir gazete bir milyon tiraja ulaşabilmektedir. Bu özelliklerden yararlamlarak kadın bir mal gibi kullandır, sömürulür ve köleleştirilir. Tarih boyunca kadın ve köle ticaretini meslek edinmiş, para için her şeyi mübah sayan Batı uygarlığının, bütün ihtişamına ve hürriyetçilik iddiasına rağmen, benimsediği değerler sistemi ile vardığı sonuç, kadın ticareti ve köleliğin çağdaş ambalajından EKMEK BARIŞ ÖZGÜRLÜK MUĞLA Refah Partisi Genel Başkanı Ahmet Tekdal, müstehcenliğin, kadını köleleştiren, onu sömüren ve bu kölelik ile sömürünün ticareıini sağlayan, "maddeci zihniyet"in sergilendiği bir olay olduğunu savunduRefah Partisi Genel Başkaru Ahmet Tekdal, Cumhuriyet'in sorulannı yaah olarak yanıtladı. RP Genel Başkanı Tekdal'a sorulan sorular ve yanıtları şöyle: başka bir şey değildir. Demokrasi ve özgüıiükler konusundaki görüşleriniz nelerdir? TEKDAL Demokrasi, hürriyetler rejimidir. Ülkedefikirve inanç hürriyeti varsa, demokrasi vardır, yoksa yoktur. Ağırlığı bulunan her fikir TBMM'de temsil imkânına kavuşmalıdır. Bunun için seçim sistemindeki barajlar mutlaka kaldınlmahdır. Fikir ve inanç hürriyeti hiçbir kısıtlamaya tabi tutulmadan sağlanmalıdır. Günümüz Türkiye mimarlığı Doç. Terzioğlu Universite gençtiği sağhksız tZMİR, (Cumhuriyet Ege Bürosu) Dokuz Eylül Universitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ornan Terdoglu, yaptıklan çalışmalarda üniversitede okuyan gençlerin sağlıklı bir kişinin performansına sahip olmadıklannı gördüklerini beÛrterek, "Ertek ögrencfler, sagükh kabul edikbimderi için gerekli kriterlerin yuzde 2530'una, kız ögreodler ise yüzde 2025'ine sahip. ABD'k 20 yü önce genckrde bu orau yvzde 50'ye çıkiıiında baskanlık düzeyinde topiantılar yapıMı" dedi. Dokuz Eylül Universitesi Rektörluğu'nce düzenlenen "insan saglı&ını korumada spornn roli" konulu konferansta konuşan Doç. Dr. Terzioğlu, insan vücudunun hareket etmek üzere yıraoldığını söyleyerek, harekeüızlığin yücut sisteminin borulmaana, işleyişinin aksamasına yol açacağını savundu. Terzioğlu, sporun yararlarını, "Kıly ve dolaşım sistemini geliştür. solunum sisteminin kapasttani arttınr, tüm organlaru ıttha iyi oksijeıılenınesiııi sa|l». Mddirimi kolaylasünr, betUcrden yararlanmayı arttınr, arartı maddelerin vücattan •(•IMIIII hızlandınr, fiziksel daTnklüıgı arttınr, cldeır' , hankcttflik saflar." ^ \< Berlin'de en iyi oyuncu seçilen Tuncel Kurtiz anlatıyor: ATİLLA DORSAY BERLİN Türk sanatçısı.. Zavalh Türk sanatçısı... Ulkesinde, diger toplumlarda olduğu gibi el ustunde tutulmak şöyle dursun, baskıya uğratılan, raahkemelerde süründürülen, içeri atılan, sürekli kendisıyle uğraşılan, kitaplan yasaklamp nimlcri yakılan.. Kimi zaman ise çajdaş göçmenlcr halinde yurtdışında yaşayan, yaşamak zorunda bıraiolan, bir ülkeden öbürünc, o soguk Batı kentlerinde büsbütün ortaya çıkan sıcacık bir yurt özlemiyle savmlup dururken, içinde hep bir öksuzlük, yalnızlık, terkedilraiş duygusunun fdizi sürup duran Türk sanatçısı... Kırk yılda bir başanya ulaştıjı, yaptığıyla tekdir değil takdir gördüğü, beğenıldiğı, övulduğu zaman aşın bir duygusallığa, taşkın bir sevince kapılmasına hayret edilir mi'' lşte Tuncel Kurtiz, Berlin'de böyle bir sevinci yaşıyor. öylesıne sevinçli, öylesine coşkulu ki... Sevinci biraz 'ırmbesk', taskınlığı bıraz aşın gözUkebilir. Ama öylesine çile çekmij, yoksunluklardan, hasretlerden gelmiş Kurtiı'i öyle iyi anlıyor ve sevincine öyle kaulıyorum kü... Bızim veremedifimizi yabancüar veriyor kimileyin bu sanatçılara.. Kurtiz'in de, birkaç yüdır ülkesinden uzaku yaşayan bu degerli tiyatro / sinema sanatçımızm da kadrini onlar bildı. Berlin'de onca filnun onca oyuncusu arasından en iyi oyuncu ödülünü ona verdiler. Kuruz bize şunları söyledi: Oyunculıık disiplinine 50^sinden sonra kavuştum Kendimi perdede seyredemiyorum bir türlü. Perdedeki hem benim, hem başkası. Ben biraz Arap ermişi Hilmi'yim...Hilmi de biraz Tuncel Kurtiz. Kuzunun Gülümseyişi fılminin insancıl bildirisi anlaşıldı. Hilmi kişiliğinin simgelediği barış özlemi, Filistin sorununa barışçı çare bulunması bildirisi, anlaşıldı. Yabancı, bilmedigin bir dilde konuşmak, oyunımu elkilemedi mi? KURTİZ Sözcukleri ezberlemek ıçın öyle zaman ayırdım ki, Türkçe konuşur gibi rahat hıssettim kendimi... Olayı yakaladım iyıce, Hilmi kişılıginı elime aldım. Ondan sonrası rahat oldu. Sözler benim malım oldu, benim göğsumden çıktı. FUraden ve burda aldıgı tepkiden memnun musun? KURTİZ Evet. Filmın insancıl bıldırisı anlaşıldı, alkışlandı. Hilmi kışiliğinin simgelediği banş özlemi, Filistin sorununa banşçı çare bulunması bildirisi anlaşıldı. Kültür ServM TMMOB Mimarlar Odası, günümüz Türkiye mimarlığıyla ilgili olarak başlattığı topiantılar dizisinin üçüncüsünü, tstanbul Anakent Belediyesi, Yüdız Universitesi ve Ağa Han Vakfı 'nın katkılanyla tstanbul'da yapıyor. Konusu, "Mimarlann tarihle iUşki kurma biçimUri" olarak belirlenen toplantımn programı, bugün bir Halıç gezisiyle açılıyor. İki bölümden oluşacak toplantılann ilki, mimarlann katılacağı atötye çalışmaları biçiminde olacak. İkinci bölümde ise çeşitli sosyal bilim dallannın temsilcileri, atölye çalışmaları boyunca mimarlarca ortaya konulan terim, ifade tarzı ve tarihle ilişki kurma biçimlerini farklı disiplinlerin araçlanyla ele alacaklar. "Gençtik" resim yarışma&ı ANKARA, (UBA) 1986 Uluslararası Banş yılı nedeniyle ortaokul, lise ve dengi okullar ile üniversiteler arasında "Gençlik ve Banş" konulu resim yarışması düzenlenecek. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanhğı Gençlik Hizmetleri ve Faaliyetleri Dairesi Başkanlığı'nca düzenlenecek yarışmaya, ortaokul, lise ve dengi okullarda 1218 yaş, üniversitelerde ise 1724 yaş grubu arasındaki gençler katılabUecek. Gelecek için tasarılar Kendini daha çok tiyatro mu, yoksa sinema oyuncusu mu hissediyorsun? KURTİZ Artık daha çok sinema oyuncusu. Yukarda sözünü ettiğim isimlerin de katkıda bulunduğu bir geleneğır içinden geliyorum, ama artık kendı oyunculuğumu oluşturdum sanıyorum. Hatalanmız oldu, Clark GaUe veya Antbony Quinn oynadığımız zamanlar da oldu. Ama artık kışılığımız oluştu. Ve sanınm daha çok bir sinema oyuncusu kışiliği bu.. Yalnız sinemada birsey var. Kendimi perdede seyredemiyorum bir türlü.. Perdedeki hem benim, hem başkası.. Ben biraz Arap ermişi Hilmı'yim... Ama artık Hilmi de biraz Tüncel Kurtiz. Tuncel Kurtiz, hele ödül de aldıktan sonra, geleceğe umutla bakıyor. 50 yaşından sonra erişüji evrensel oyunculuğu sanırım çok iyi ışlerde kullanacak bundan böyle, şöyle diyor: "Frankfurt'ta Sevgı özdamar'ın hazırladıgı 'Karagöz Almanya'da' adlı oyunda, Alman oyuncular arasında ve Almanca konuşarak başrol ojnayacagım. Sonra bircok sinema tasanm var. Almanya'da bir kuçuk şirketim var. Berlin'de çekilecek bir pt>je, sonra Filistin'de çekmeyi tasariadıgım, Refik Halit'in 'Gurbet Hikâyelen'ndeki 3 hikflyesinden oluşacak bir proje var. Özeilikle bunun çok iyi birşcy olacagına, Refik Halıt gibi çok önemli, ama nedense biraz unutuimuş bir yazardaki evrensel ozu ortaya çıkaracagına inanıyonım Öıdlikle Taviani kardeşlerin, 'Kaos' filminde Pırandello hikâyelerinden yola çıkarak yaptıklan, bu film için bana esin verdi. TUncel Kurtiz, fîbnin yonetmeni Shimon Dotan ile. daha çok araştırmaya ıttı. "Kurban", "Ferbat ile Şirin", "Küçük Karabalık" oyunlannın rejilerini yaptım, Schaubohne ve Stockholm'de. Hollanda, Aimanya, lsveç'de sinema ve TV dızılerinde oynadım. Bu arada "Süru" fılminın gösterilmesi dolayısıyla Israıl'e davet edildim. Füm orda büyük ılgi gördu, aylarca afişte kaldı. Bir ödul aldım. Israilli yönetmenlerle tanışum, öneriler aldım. önce "Dar Kopni Narrow Bndge" adlı bir fılmde, sonra "Kumnun Gulumseyişi"nde rol aldım. tsrail'de sinema tünrüyle devlet yardımıyla yapılıyor. Buna karşın, işgal altındakı Batı Şeria bölgcsi olayına eleştirel gözle bakıyor, bu durumu eleştırebıhyor fılmler... Bu bana oldukça demokratik bir tutum olarak gözüktü. Gerçekten de fUmin Areplara karşı buvuk sempaüyle jaklaştıtı w Uni işgaüni deştirdigi godeniyor. Nasıl oluyor bu? KURTİZ Sana yönetmenın sözlerini nakledeyim. "Ben bu filmi lsraU vatandaşlan için, onlann kendilerini tanımalın, gerçegi gonneleri için yıpüm" dıyor Şimon DoUn. "Anp sorunu içimizdedir. Benim çocugum, bir uikeyi işgal elmiş bir ulkenin çocugu olarak dogdu. Ben bunua deştiıisini de yapmak zorundayim." Arapça öğrenmek... Peki, sen bu filmde Arapça konuşuyorsun, baştan sona. Nasıl oldu bu? KURTtZ önce uzun süre fonetik çahşum. Baa sesleri çıkarmak çok önemli. 5 ayda fonetıği söktüm. Sonra tüm diyalogları ezberledim. Iş yurudü. Sanırım bunda oyunculuk dısiplini de yardımcı oldu. Bu disipline de yeni yeni kavuşabüdiğım kanısındayım. Biz oyunculuğa başladığımız yıllarda bunu biraz gırgır havasıyla yürütuyor, bilımsel olmaya kalktığımızda ise şematizme düşmekten kurtulanuyorduk. Sunislavski, Brechl, Şehir Tıyatrosu gibi ekoller vardı. Ama hiçbinnın tüm uygulamasını yapamıyorduk. Disiplınımız, çalışmamız eksikti. Büyük oyuncular vardı kuşkusuz. Bana hocatık etmış olanJan sayacak olursam, bir Munir Ozkul, bir Cahit Irgat, bir Muşfik Kealtr, sonra Yıldınm Önal, Erol Gunaydın, lurgut Boralı... Hepsı dünya çapında oyuncular... özellıkle Munir Özkul'dan çok şey öğrendim. I alnızhk ve araştırma Sevgfli Itıncd, son ytUarda neler y»pün, anlatır mı»n? KURTtZ Nurettin Seıer'le bırlikte gıriştigımiz yapımcüık i$i yUrttmedi. "Benketli TopıaUar Üstunde" fılmı çok begenildi. Çok övüldü, ama biz paranuzı çıkaramadık. Bunun üzerine ben tiyatroya döndüm. Yılların binkimiyle bir Küçük Asya üyatrosunu kendı külturumüzün temellerinden yararlanarak, hatta Mezopotamya'ya kadar araştırmasıru yaparak ortaya koymaya çalıştım. "Knrban", "Ferhat ile Şirin" oyunlarını sahneledim. Bunlarda bize özgü üretim ilişkilerinin yarattıgı 'rilüel'lerden yaraılandııtı. Mttzik veritm,oyunlann temeii oldu. 50 yıb asan ömrümün 2530 yılı tiyatro ve sinemayla geçtı. Son yıllarda Avrupa'daki yalmzlığımu, bızı belki Haber Merkezi Ülkemizde ilk kez düzenlenen "Thrizm lşletmelerinde Halkla ttişküer" konulu seminer 1012 mart tarihleri arasında Sheraton Oteli'nde yapılıyor. Uzman kişilerce otellerde ve seyahat acentelerinde uygulanmakta olan halkla uişkiler, basın ilişkileri, turizm işletmeierinde kurumsal reklam hizmetleri gibi konulara yer verilecek olan seminerde ayrıca "ILrtzm ve Yurtdışı Tbnıtma" konulu bir de panel yapüacak. Halkla Uişkiler semineri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle