16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 ŞUBAT 1986 Ozetle HABERLER CUMHURİYET/U BUSİAD Kongresi BURSA (Cumhuriyet) Bursa SanaykUeri ve tşadamlan Derneği'nin (BUSÎAD) olağan Genel Kurulu dün yapüdu Genel Kurul'a sunulan birönerge iletüzük değişikliği gerçekleştirildive Yönetim Kurulu üyesi sayısı 9'dan lVe yukseltildl Doğanlı 'hayalet köy' görününıünde Boşaltılan köyde ani göçün izlerine rastlamyor. Köylünün kışlık odun istifleri bozulmamış, resmi yazışma arşivi bile terk edilmemiş. İşkence olaylarma konu olan köy merkezindeki ilkokulda inceleme yapan gruptan SHP'li Cüneyt Canver, yerde buruşmuş bir kâğıt parçası buldu. 29 Temmuz 1985 tarihli ve "merkez grubu operasyon nöbet listesi" başlıkh kâğıtta bir dizi de isim sıralıydı. ENİS BERBEROĞLU BtNGÖL Öğretmen Sıddık Bügin'in ölümüyle doruk noktasına ulaşan bir dizi olay sonucunda boşaltılan Bingöl'ün Genç ilçesine bağlı Doğanlı köyünde ani göçün izlerine rastlanıyor. Tek bir canlının yasamadığı köyde kışlık odun ıstifleri, resmi yazışmalar bile terkedilmiş. SHP Milletvekili Cüneyt Canver, Ali thsan Elgin, SHP MKYK üyesi Kamer Geoç ile Bilgin ailesinin yakınlan ve gazetecilerden oluşan grup, Doğanlı köyüne yaya olarak iki saatlik zorlu bir yolculuktan sonra ulaştılar. Köy yolunun kar nedeniyle ulaşıma kapalı olması dolayısıyla grup, köye bir keçi yolunu izleyerek vardı. Tipik bir dağ köyü olan Doğanh'da göç öncesi 24 hane 150 kişi yaşıyormuş. tlkokulu ve bir carnisi buhınan köy, yöredeki en etkin aşiretin şıhı konumundaki Bilgin ailesinin ataları tarafından kurulmuş. Köydeki ani göçün izi evlerin yanında yığıh duran odun istiflerinde kendini ele veriyor. Bozulmaraış durumdaki istifler, yöredeki amansız kışın kanıtı oluyor. Gnıpla birlikte gelen bir köy sakini bu istifleri göstererek, "Emekkr boşa gittT diye konuşuyor. Köyün hemen girişindeki camide ise boş tabutlar dikkati çekiyor. Köydeki gezinti, grubu, ister istemez köyün merkezindeki ilkokulun bitişiğindeki çeşmeye götürdü. tşkence olaylanna konu olan okulun kapısı kilitliydi. Bunun üzerine Cüneyt Canver okula pencereden girdi. Okul sıralarınm üzerinde kitap yığınlarına rastlandı. Yerde buruşmuş duran bir kağıt ise, okulun en azından bir süre için değişik bir amaç ile kullanılmış olduğunu kanıtladı. "Merkez gnıbu operasyon nöbet listesi" başlıkh "komutan" imzalı, 29 Temmuz 1985 tarihli bu kağıtta, 30 kadar isim sıralıydı. Canver'e göre, bu kağıt "okulun bir süre operasyon karargâhı olarak kullanıldıgını" kanıtlıyordu. Okulda dikkat çeken bir diğer konu da, resmi yazı ve evrakların bile terkedilmesiydi. Nakil işlemlerinden, Bakanhk genelgelerine kadar, değişik konuları içeren bir sandığa konulmuş durumdaki düzenli dosyalar, köyün boşaltılması sırasında geride bırakümıştı. Sıddık Bilgin'in yakınlannı üzen bir diğer belge yine okulda bulundu. Bügin'in kendi el yazısıyla tuttuğu "Dedebağ köyü okulu sınıf geçme defteri" kapağının Doğanlı'da ne aradığı anlaşılamadı. Canver, olaya ilişkin değerlendirmesinde, lçişleri Bakanı Yıldınm Akbulut'un köyün boşaltılmadığı biçimindeki sözlerine karşı çıktı. Canver, "Kimse ayakkabısını büe geride bırakarak köyü terketmez" dedi. Canver, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: "Operasyon adı aitındakj faaliyetler sırasında bukuka saygüı oiunmalıdır. tşkence sonucunda bir kişi öldürülmüştür. Ama sormak istiyorum, operasyon sonucunda bir tek terörist yakalanmış mıdır? Boşuna öldürdüler öğretmen Sıddık Bilgin'i..." Canver, her işkence olayında olduğu gibi bu kez de olaya "Bölücü örgütlerin parmağı olduğu süsü verilmek istendiğini" öne sürdü ve "İşkenceye karşı çıkanlara yönelik olarak izlenen bir taktikür" dedi, Canver, Bilgin'in öldürüldüğü yer konusunda lçişleri Bakanı ve yöre halkından edinilen bilgiler arasındaki çelişkiye de işaret ederek, "tçişleri Bakam'ndan, savcıdan, olay yerindeki karakoldan bilgi istedik. Gördünüz. Hiç kimse bize yardımcı olmadı. Onlar bize bilgi vermezlerse biz de halkın söyledigine inanınz" diye konuştu. SHP MKYK üyesi Kamer Genç ise, tçişleri Bakanı Yıldınm Akbulut'u istifaya çağırdı. Vakıf yurtları Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne bağlı ortaöğretim öğrenci yurtlanna alınacak öğrencilerin başvurulan 3 şubat pazartesi günü başlayacak. Başvurularm 31 mart tarihine kadar Vakıflar bölge, şube ve yurt müdürlüklerine yapılması gerekiyor. Kayıt için başvuran ilk ve orta son sınıf öğrencileri 34 mayts tarihlerinde sınava girecekler. Tunceli, Türkiye'nin en büyük cezaevidir SHP'li Canver, Elgin ve Genç: Sahte senet Sahte senetlerle bir firmayı dokmdıran 4 kişi yakalandı. Dolandıncılık Masası ekipleri tarafından ele geçirilen inşaat mühendisi Recep Can (29), tbrahim Fecri Cizrelioğlu, Hamit Koyuncuoğhı (29) ve Ismail Hakkı Çahsan 'm btrbirlerine kefil olmak suretiyk bir firmadan vadeli oktrak aldıkları televizyon ve videolan peşin parayla samkları beUrtildi. DUNDAR KILIÇ DAVASI İki kardeşi yaraladı Beyoglu Kalyoncu Kulluk Caddesi üzerinde 101 sayılı galetafınnında önceki gece meydana gelen olayda Ercan Yılmaz ve Ekrem Yılmaz'ı bıçaklayan Mehmet Öktem araruyor. Yılmaz kardtşkrden Ercan Yümaz'ın yoğun bakımda olduğu bildirildl : Davayla Ugiü evime telefon editiyor Mahkeme yargıcı, "Her şey mahkeme salonunda halledilir. Bir daha evime kimse telefon etmesin" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Yurt dışına uyuşturucu madde kaçırmak suçundan Dündar Kılıç ve arkadaşlannın yargılandıkları davada, mahkeme yargıcı davayla ilgili olarak evine telefon edildiğini söyledi. polis parası diye ayda bir milyon İira alırdı. Kendisinin kaçakçılık yapıp yapmadıgını bilmiyorum. Kan davası nedeniyle lstanbula geldim. 1975 yılına kadar kumarhanecilik yaptun. Daha sonra 78 iş>eri açtım. Devlete vergi oderim. kazancımtn bir kısmını fakir halka dağıtınm." Videobandm izlenmesinden sonra mahkeme yargıcı, mahkemeye ihbar mektuplan geldiğini bildirerek, bunları okudu. Yargıç, davayla ilgili görüşme yapılmak istendiğini ve gönderilen ihbar mektuplannın iyi değerlendirilmesinin gerektiğini bildirerek, "Her şey mahkeme salonunda halledilir. Bir daha evime kimse telefon etmesin" dedi. Okunan ihbar mektuplanndan birinde Mamak'ta halen tutuklu bulunan ve adım açıklamayan bir kişi şunları söylüyordu: "Dündar Kılıç'ın ziyaretçileriyle ilgilendim. Unal Özbek adlı ziyareiçi ile konuşurlarken, Ankara'da Balina adlı bir yeraltı örgütünun bulundugunu ve bu örgütün mahkeme heyetine bir kötüliik yaptıracaklarını duydum. Dikkatli olunuz, adımı yazamıyorum, çiinkiı beni hemen yok 4. Kolordu Komutanhğı 4 Numaralı Askeri Mahkeme'de göTkaret ve Sanayi Odası Başka rülen davanın dünkü duruşmanı Ali Sım Kuşkay, defterdarük sında sanık Dündar Kılıç'ın tarafmdan daha önce saptanan \ideobandtan ifadesi izlendi. emlak vergisi metrekare birimfi Sanık Kılıç, ifadesinde, önceleyatlanrun iptali konusunda açtı ri esrar kullandığını, ancak 89 ğı davayt kazandu Erzurum As yıldan beri ciğerlerinden rahatliye Hukuk Mahkemesi, Defter sız olması nedeniyle bunu bırakdarliğm hazıriadığı emlak vergisi tığını söylüyor ve şunları anlatıoranlannı yüzde 20ile40 oranın yor: da duşürdü. Mahkeme tarafın'Gazinocular Kralı Fahrettin dan olusturulan 7 kişilik bilirki Asian, benim kumarbanemden şi Erzurum'un 76 mahallesi ile mücavir alan sayüan üç köyde 40 gün çalışarak beyan döneminde esas alınacak emlak vergisi metrekare birim fîyatlannı yeniden saptadı. Emlak vergisi oranları ederter." TUNCELİ (ANKA) İşkence iddialaruu araştırmak üzere Elazığ ve Bingöl'den sonra Tunceli'ye gelen milletvekilleri İhsan Elgin, Cüneyt Canver ve MKYK üyesi Kamer Genç'ten oluşan SHP heyeti dün de Tunceli'de incelemelerde bulundu ve "Tunceli'nin Türkiye'nin en büyük cezaevi olduğunu" savundu. SHP'liler, yaptı klan açıklamada, Tunceli'nin tüm giriş ve çıkışlannın polis ve asker tarafından abluka altına alındığının görüldüğünü anlattılar. Heyet adına açıklamalarda bulunan Cüneyt Canver, şehirde normal seyreden araçlardan çok askeri ve emniyet otolarmın görüldüğünü beürtti ve "Bu kentte acıkça ilan edilmemiş sokaga çıkma yasagı var. Gece 23.00'ten sonra kimse dışan çıkamıyor" dedi. Tunceli'de her türlü baskının şiddetle sürdüğünü, bugüne kadar 27 kişinin sürgüne gönderildiğini ve 49 muhtann mühürünün, valiliğin organizesi sonucu yapılan baskıyla istifaya zorlanılarak ellerinden alındığını da ileri süren Canver, "Şehirde tam bir devlet teröriinün bâkim olduğunu, kişi başına üç polisin düstügünü" bildirdi. Görevlerini yerine getirmelerinin dolaylı olarak engellendiğini de ifade eden Canver, "Nereye gitsek peşimizde 510 polis var. Vatasdaş onlan yanımızda görünce (Sana derdimi açarsam sen gittikten sonra beni kim koruyacak. Hayatımdan endişe ediyorum) diyor." dedi. Canver, Tunceli'de hiçbir kültür faaliyetine izin verilmediğini de belirtti ve buna örnek olarak da Diyarbakır'da, Erzincan'da oynatılan Asaf Çiyiltepe Tiyatrosu'nun "Bay İzzet'in tzzeti Nefsi" oyununun oynatılmasına izin verilmemesini örnek gösterdi. Tunceli Emniyet Müdürü Celal Şirinterlikçi'nin "Rüşvetçi ve şantajcı oldugunun kanıtlandıgını" da iddia etti. SHP heyeti bugün de Tunceli'ye bağlı Pertek ve Hozat ilçelerini de ziyaret ederek, işkence ve sürgün iddialannı araştırmaya devam edecek. i Zamanm îçişleri Bakanı Selahattin Çetiner'e yazılan ve mahkemece açıklanan bir başka ihbar mektubunda "Sayın Bakan, korkunç sflah, uyuşturucu, sigara kaçakçılıgı yapan. zoria çek imza ettiren yeraltı dünyası babalannın ve Kürt Idris'in önüne geçemezsiniz. Sonu kötü olur" deniliyordu. KILIÇ'IN tFADESl Dündar Kılıç'ın, video bant ifadesi mahkeme heyetince izlenirken. Avukat Şansal: Müvekkilime cop sokıüdıı sürüldü. Avukat Ersen Şansal, işkence yaptıklannı öne sürdüğü polis memurlart Hüsnü Gök ve Serhat Okumuş hakkında suç duyurusunda bulundu. ANKARA, (ANKA) "Sahte kimlik buhındurnıak" suçuyla gözaltına alınan Arif Hikraet tyidogan isimli bir sanığa Ankara Emniyet Sarayı'nda "elektrik venne, cop sokma, falaka ve Sigara söndürme" gibi yöntemierle işkence yapıldığı öne sürüldü. tyidoğan'ın, 28 Mart ve 18 Nisan 1985 tarihleri arasında gözaltında bulundurulduğu Emniyet Sarayı'nda yapılan işkenceler nedeniyle üç kez ameliyat olmasına rağmen hâlâ sağllğına kavuşamadığı iddia edildi. Arif Hikmet tyidoğan'ın avukatı Ersen Şansal, Yenimahalle Cumhuriyet Savcılığı'na başvurarak, müvekkiline işkence yaptıkları iddia edilen polis memurlan Hüsnü Gök ve Serhat Okumuş hakkında dava açılmasını istedi. Şansal, Cumhuriyet Savcılığı'na yaptığı başvuruda, lyidoğan'ın, 21 Mart 1985 tarihinde Mersin'de gözaltına alındığını ve 28 martta da Ankara Emniyeti'ne getirildiğini anlatarak, muvekkilinin sanık polis memurlanna Mersin'de "salimen ve sıhhatli olarak teslim edildigine" dair bir tutanak bulundugunu belinti. Müvekkiline 18 Nisan 1985 tarihine kadar kaldığı Ankara Emniyeti'nde, polis memurlan Hüsnü Gök ve Serhat Okumuş tarafından "insanlık dışı vahşi eziyet ve işkence" yapıldığını öne süren Şansal, şunları söyledi: "Müşteki Arif Hikmet tyidogan'a, vücudunun çeşitli yerlerinden elektrik verme, soguk su banyosu yaptırma, tuzlu su verme, ac bırakma, erkeklik organının burulması, yanan lastik ile yalulma, ensede sigara söndürme, falaka ve meydan dayagı gibi akla gelmeyecek her türiü işkence uygulanmıştır. Sorgulama adı altında sürdürülen bu eziyet sırasında başı duvara vurulup şişirilmiş, saçlanndan a\aga kaldınlması sonucu saçlan dökülmuş ve cop sokulmuştur." tyidoğan'ın gorduğu işkencelerle ilgili bazı tanıklar bulundugunu belirterek, bu kişilerin isim ve adreslerini de savcılığa bildiren Şansal, bu tamklardan Nuray Erdogan'ın Ankara l Numarah Sıkıyönetim Mahkemesi'nde verdiği ifadede, "Daha sonra Arif Hikmet İyidoğan, bir polisin yardımıyla bulundugum >ere getirildi. Sağ yanagında pamuk bulunuyordu ve sag alnında da yara vardı. Bu şekilde gördüm" dediğıni anlattı. tyidoğan'ın emniyetten Mamak Askeri Cezaevi'ne getirildiği sırada tutulan kayıtlann da işkence iddialannı doğruladığını kaydeden Şansal, "Ayaktaki darp izleri ve şişlikler kayıtlara gecmiştir. Cezaevine girişte çekilen fotograf da, saclann döküldügiinü göstermektedir" dedi. Şansal, tyidoğan'ın "sorgulama adı altındaki işkenceler" devam ederken kaburga kemiklerinin kırıldığını, ciğerinin su topladığını, alnının iltihaplandığını kaydederek, 5 nisanda müvekkilinin Numune Hastanesi'ne kaldınlarak ameliyat edildiğini ve ciğerlerinden 1,5 kilo su alınarak, alrundaki apsenin cerrahi müdahale ile temizlendiğini anlattı. Şansal, müvekkilinin bu süre içir.de 4 gün hastanede kaldığına ve ameliyat olduğuna dair raporu da savcılığa verdi. tyidoğan'ın ameliyattan sonra yeniden emniyete getirilerek işkenceye maruz bırakıldığını savunan Şansal, müvekkilinin Mamak Cezaevi'nde tutuklu bulunduğu sırada cezaevi revirinde ikinci bir ameliyat geçirdiğini de kaydetti. lyidoğan'ın tahliye edildikten sonra özel bir klinikte üçüncu bir ameliyat daha geçirdiğini ve goğsunden kemik parçası alındığını ifade eden Şansal, şoyle devam ettı:"Arif Hikmet tyidogan, hâlâ saglıgına kavuşamamıstır. Saglık kontrolleri ve tedavisi halâ sürmektedir. Doktorlara göre bir kez daha ameliyat edilmesi gerekmektedir. Ancak bunlann öncesinde işkence gören herkeste olduğu gibi müştekinin ruhen duydugu ıstırap ve manen aldıgı yara, ömrii boyunca silinemeyecek izler bırakmışUr. tnsanlık dışı bir vahşetin muhatabı olmak talihsizligini yaşamıştır. tşte sanıklar, bu suçun failleridir." Erdem: Reformlar Arif Hikmet İyidoğan adlı bir sanığa, Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde tamamlandı elektrik verildiği, cop sokulduğu, falaka işkencesi uygulandığı ileri Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem, iki yıl içinde yapıhnası gerektn düzenlemelerin gerçekleştirildiğini ve reform çahşmalanrun tamamlandığım bildirdLİIçelerde incelemelerde bulunmak üzere tzmir'e gelen Erdem, "Artık meyveleri toplama zamanı geldi" dedl Ankara Barosu Başkanı Ilıcak'tan TRTninM. yıldönümü TRT Televizyonu'nun 18. kurulus yıldönümü kuılandu TRT Genel Müdürü Thnca Toskay, dün akşam Büyük Ankara OteWnde bir resepsiyon vertrken, Büyük Sürmeli OteVnde de kuruîuş balosu yapüdu işkenceye karşı 4 önleııı gençKkten gendigc Çevik Ruvvet memuru zabıtayı ayagından vurdu İstanbul Haber Servisi Başbakan Turgut Özal'ın, Bayrampaşa'daki yeni hal binasını açışı için geçen salı gecesi yapılan hazırlıklar sırasında Çevik Kuvvet'e mensup bir polis memuru, halde görevli zabıta memurunu tabancayla ayağından vurdu. Polis memurunun olay sırasında aşırı sarhoş olduğu ve Başbakan için hazırlanan koltukları tekmeleyip sürekli küfrettiği, zabıta memurunu da kendisine engel olamak istediği için vurduğu ileri sürülürken, bu savı yalanlayan Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, her iki memurun bir.likte içki içtikten sonra kavgaya tutuştuklarıru, olayın bu sırada meydana geldiğini bildirdiier. Emniyet yetkilileri ayrıca polis memurunun açığa alındığını ve hakkında idari soruşturma sürdürüldüğünü de belirttiler. Olaydan sonra Haseki Hastanesi Acil Servisi'nde tedavi edilen ve evinde yatmakta olan 33637 sicil numarah iki ayhk za YENİ YÖNETlCtLER Infaat MühendisUri Odası htanbul Şubtsi'nin yeni Yönetim Kurulu, basuıla tanifma toplantısında. (Fotoğraf: ASÎYE UYSALj 67 şiddetinde bir deprem IstanbuTda faciaya yol açar bol miktarda organik madde ve deniz kabnğu taşıması, son on yıldır dogal malzemeden beton yapılmasını adeta olanaksızlaştırmıştır. Betonda deniz çakılı kesinlikle yasaklanmah" dedi. Haseki Hastanesi'nde tedavi rdilen zabıta memuru Şahin Avcı. ANKARA, (THA) Ankara Barosu Baskam Mahircan Dıcak, "İşkence olayı ve söyientilerinin onüne geçilebilmesi için, avukatın emniyet sorgulaması sırasında sanıgın yanında yer alması gerekir. Ancak soyut olarak avukatın emniyete gitmesi de yetmez; bu, yasal düzenlemelerie saglanmalıdır" dedi. llıcak, işkence soylentileri ile ilgili olarak THA'ya yaptığı açıklamada, işkence kadar insanlık onunınu zedeleyen bir baska olgu daha bulunmadığını, bunu yapanlann normal insan olamayacaklarını ifade etti. Baro Başkanı llıcak, "Bu konudaki yayınlan okuyunca tüylerim diken diken oldu. Söylentilerin bu kadar kapsamlı olduğunu bilmiyordum. İnsanlığa bu kadar aykın bir olay daha dusünülemez" diye konuştu. Emniyet kuvvetlerinin görevlerini yapabilmeleri ve söylentilerin ortadan kaldınlması için toplumun, işkence ve işkenceciyi Ianetlemesi gerektiğine değinen Mahircan llıcak, önerilerini şöyle sıraladı: "Avukatın emniyet sorgulaması sırasında sanığın yanında yer alması gerekir. Ancak soyut olarak avukaün emniyete gitmesi de yetmez; bu, yasal düzenlemelerie saglanmalıdır. İşkence yaptığı belirlenenlere uygulanması TCK'de öngörülen cezalann artünlması, caydıncı bir önlem olacaktır. Aynca. işkence suçundan hüküm giyenlere hiçbir aşamada af getirilmemelidir. En önemlisi, adli zabıta örgütü kurulmalıdır." r '§ Filistin Gençliği İstanbul Haber Servisi İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nin yeni Yönetim Kurulu Başkanı Ertugrul Tıglay, inşaat yapımmda deniz çakılı malzemesinin giderek artan oranlarda kullanıldığına dikkat çekerek "67 şiddetindeki bir deprem, lstanbul'da çok buyük facialara yol açacakür" dedi. Tığlay, aynca deniz otobüslerinin Marmara gibi dalgalı denizler için uygun olmayacağını söyledi. İstanbul Şubesi yeni Yönetim Kurulu üyeleri, bu ay içinde başta Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan olmak Uzere sırayla öteki ilçelerin belediye başkanlarını ziyaret edecekler, önerilerini belirtecekler ve ne gibi destekler sağlayabileceklerini bildirecekler. İnşaat Mühendisleri Odası'nın yeni seçilen tstanbul Şubesi Yönetim Kurulu, dün Harbiye'deki merkezlerinde basmla tanışma toplantısı yaptı. Toplantıda çeşiıli konulara değinen yeni Şube Başkanı Ertugrul Tığlay, özellikle tstanbul'da inşaat betonlannın dayanıksızlığının giderek tehlikeı li boyutlara ulaştığını belirterek, "tstanbul'da kullanılan kum ve cakılın eirtikce kaütesizlesmcsi. Boğaz geçişlerinin pahalı ve stratejik yatırımlar olduğunu anımsatan Tığlay, İkinci Boğaz Köprüsü'ne eklenecek bir raylı sistemin kapasiteyi en az yedi kat arttırabileceğini söyledi. 4 4 2000 liraya, Bebek'te daire kiraladım. GÖKYÜZÜ BİZİM OLSUN KARTALKAYA KARTAL OTEL SICAK YUVANIZ KAPALIYOZMF. IIAVVZV • DlSKO • SAVSA • CCRETSİZ LİFTLF.R v* TFLF.SKİ ÇAYvelHLAMVRVM'Z 5tX)CALKAYAKPlSTl SABAH Küçük Ilanları Tel: 172 22 00 (22 Hat) 172 52 29172 52 30 "etkili.hcsapir' HERPERŞEMBECUMAPAZAR ^ İstanbul Rezervasyon: 161 10 74 161 22 81336 16 60161 82 26 Bolu Kezervasyon (4611) 35723573 Orttir bıta memuru Şahin Avcı'mn ifadesine göre olay şöyle gelişti: Saat 01.00 sulannda hal bekçisi gelerek, Başbakan Özal için hazırlanan protokol salonunda aşırı derecede alkollü bir kişinin olduğunu, hazırlanan koltuklara saldırarak her yeri birbirine kattığını söyledi. Şahin Avcı bunun üzerine yanındaki bir başka zabıta memuruyla birlikte protokol salonuna çıktı ve Başbakan Özal'a küfürler yağdıran, ortalığı birbirine katan kişiyi dışarı çıkarmaya çalıştı. Görev yaptıkları dış kapıya geldikleri zaman, çıkarmak istedikleri kişi, "Siz kim oluyorsunuz. Ben polisim. tstedigimi yapanm. Siz beni buradan çıkartamazsınız" diye bağırmaya başladı. Çevrede bulunanlann da toplanması üzerine tartışma büyüdü ve polis olduğunu belirten Musa Keser (27) belindeki Browning marka tabancayı çekerek ateşledi. Çok sarhoş olduğu için Şahin Avcı'yı ancak sol ayağından yaralayabildi. Musa Keser çevrede bulunanlar ve zabıta memurlarınca yakalanarak hemen Esenler Karakolu'na teslim edildi. Çevik Kuvvet'e mensup olduğu anlaşılan Musa Keser, aJkol kontrolü ve tedavisi için İstanbul Tıp Fakültesi'ne, sol ayağından kurşunlanan zabıta memuru Şahin Avcı da Haseki Hastanesi Acil Servisi'ne eönderildiler. Yahya Denürel hastaneye kahhrıkh ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Hayali ihracattan mahkum olan Yahya Demirel yatmakta olduğu Ankara Kapalı Cezaevi'nden Numune Hastanesi'ne nakledildi. Hastane yetkilileri bir aydır hastanenin dahiliye servisinde yatan Demirel'in hipertansiyonu olduğunu ve safra kesesinde taş bulundugunu belirttiler. Yüksek kalp çarpıntısı ve karaciğer rahatsızlağı nedeniyle hastaneye nakledilen Demirel'in durumunun şu an iyi olduğunu belirten doktorlan, "Demirel'in karaciğerindeki enzimlerin tetkiki sırasında safra kesesinde taş bulundugunu" belirttiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle