19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 KASIM 1986 • • • • HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/13 Doğrular Özal'ın Tekelinde mi?. more trade...' (Daha çokyardım değü, daha çok "Vanlan uzlaşmayla acaba Sayın Halefoğlu' ticaret istiyoruz.) Esas tema budur Bu Amehka'nın da menfaatınedır " nun konuşmalannda değişürileceğini söytediği "Meseleyı daha prattk, daha gerçekçi bir zeVeren ve alan ülke modeli' gerçekte değtştirimhe oturtmak mecbunyetmdeyiz. Laf olsun diye lebHmiş mkiir? Sayın Başbakanın değiştirileceanlaşma yaptlmaz. Menfaatlerin dengelenmeğlni söylediği 'askeri yardımların belırleyici olsi lazım. Ben ona üsler veriyorsam, onun emniduğu llişki yapısı' degiştinlebılmış mıdir? yetini sağlayacak bazı çalısmalar yapıyorsam, Haytr. hatta SüahlıKuvvetferimemasraflarYapryorsam, Aksine, 'uzlaşma' bir 'ekstra yardım paketi' onun karşıhğmda da yine dengeli olmak kaydryta uzerinden sonuçlandınlarak askeri yardtmlarm ticaretimın artnlmasını isterim. Bu kesin." beHrieyici olduğu ilişkı yapısı bır kez daha teyit Başbakan Özal'ın kendi ağzından Türkoditmiştir. Dolayısıyla TürkAmerikan ilişkilerinAmerikan ilişkilerinde ne tür bır değişiklik isdeki kısırdonguler kınlamamıştır." tendiği apaçık ortaya çıkmıyor mu? Bu değişik• lik isteğinı, Özal'ın deyişiyle, ılişkileri "gerçek"Doğnı"nun yazılıp yazılmadığı konusundaki çi birzemine oturtmak" zorunluğunu, "yaptsal" gorüslerimiz ise satır başlanyla şöyle özetleneotarak nrtelemek, nasıl oluyor da "dogruyu yazbilir: mamak"\& esanlam taşıyor, doğrusu akıl erdir(1) özal hükümeti, bir yıl önce Savunma ve mek biraz güç... Ekonomik işbirliği Anlaşmasını muzakereye (3) Gelelim bir başka noktaya. açarken TürkAmenkan ılişkilerinde bır "yapt Başbakan özal, yukarıda verdığimiz demedeğişiktiğini" öngörmüş müdür? Bu sorunun cinde, "Reagan'a 'daha çok yardım değil, dayanıtı hiç kuşkusuz "evef'tır İşte özal hüküha çok ticaret' dedim; laf olsun diye anlaşma metinin DıştşJerı Bakanı Vahit Halefoğlu'nun 18 yaprimaz" demektedir Haklıdır Sayın Özal bu Kasım 1985 günü Millet Mecusi'nde yapmış o)görüşünde. Ama varıldığı açıklanan uzlaşma duğu konuşma: sonunda özal'ın Reagan'dan "daha çok "ABD ile dış öcareti açık veren beş ülkeden ticaret" adına koparabıldigi ne olmuştur ki? Bu* bki Türkrye'dir. 1980 Anlaşmasını bu belirttiğim na verılecek karşılık hıç abartmaksızın "sadeunsur da dikkate alınarak daha sağlıklı ve ıkı tace bir hiç" olabilir. Alınabilen tavizin ne olduraf için de aynı ölçüde bağlayıcı bir yaprya kağunu Washıngton Büyükelçimiz Şükrü Elekvuşturmak için ABD'ye müzakereierde bulundağ, Cumhurıyet'e şöyle açıklamıştır: mayı önerdik." "Müzakereier sonucunda 6 Haziran 1986 taGörüldüğü gibi yalnız "Hasan Cemal Bey" rihinde Cenevre'de imzalanan anlaşma Türkh değil, özal'ın DışişJeri Bakanı Sayın Halefoğye'ye 15 tekstil kategonsınde 20 mılyon dolarlu da, TürkAmerikan ilışkılennde "bağlayıcı bir lık ilave bir ihracat ımkânı sağladı (. ) Maaleyapı"dan, yeni bir "yap*"dan söz etmiştir. sef, sanayı mamullen alanında yapbğımız her Üstelik Sayın Halefoğlu "yapı" sözcüğüyle ihracat, bazı hukukı ve idan engeUemeler He karde yetinmemiş, daha ileri giderek Amerika ile şüaşıyor. Muhteüf demirçeiik urunleri bu meyanilişkilerde yeni bir "model" gereğine işaret etda sayılabilır." miştir. Özal hükümetinin Dışişleri Bakanı, geBüyükelçı Şükrü Elekdağ'ın, 27 Ekim 1986 çen şubat ayında TBMM Genel Kurulu'nda günü Cumhurıyet'te yayımlanan demeci işte hayli karariı bir ıfade kullanarak şöyte konuşboyte. Baskan Reagan'a "daha çok ticaret" demuştur: miş olan Sayın Başbakanımızın acaba bunla"Bugune kadar ilisktlerimizde geçerli otan ve ra "ilave" soyleyebileceği bır şey var mı? Belren ve alan ülke modelinı değişörme karartndaki bu arada VVashington Büyükelçımizin de bilytz." mediği bazı "ticari tavizler" alınmış olabilir; Halefoğlu'nun bu konuşmasının yer aldığı onun için Sayın Başbakan'ın bu konuda, eğer metni, Başbakanlık Ofisi, DışişJeri Bakanlığı'varsa, açıklamasını bekliyoruz. ndan sağlayabilir. (4) 0 denli ilginctir ki Amerika, "daha çok yarAçtkçagörOldügugibi, "yapı de&ştdiği tabiri" dım değil, daha çok ticaret" dıyen Türkiye'nin sadece "Hasan Cemal Beyin tabiri" değil; ayisteğinin sanki bırinci bolümune uyarak askeri nı zamanda Oışişleri Bakanı'nın kullanmış olyardımı ındirmiş, buna karşılık "daha çok duğu bir "taö/r"dir Bu bakımdan Sayın özal, Ocareti" esirgemiştir. "Hasan Cemal Beyin doğru yazmadtğını" öyte (5) Ankara, TürkAmerikan ilişkilerinde Yuuluorta, ayaküstü söylemeden önce bu konunanistan'm aradan çıkartılmasını 7/10 oranının da kendi Dışişlerı Bakanı'na danışsaydı, herkaldırılmasını sürekli olarak ısrarla ıstemesine halde daha sorumlu bir davranış sergılemiş karşılık, VVashington ne yapmıştır? Bu sorunun olurdu. karşılığı da kocaman bir "Mç'iir. (2) Attmı çizmek istediğimız bir ikinci nokta * da şudur: Turkiye, Amerika ile ılişkilerinde bir Farkındayız, çok uzadı. "yapt", bir "model" değişikliğine gitmek isteSayın özal'ın "Laf olsun diye anlaşma miştir. Bu değişiklığe, belkı belırtmek gereksiz yaptlmaz" sözüne katılıyoruz. Fakat bir noktaama,rttiiakilişkUerini tersyüz etmek gibi antam ntn altını çizmeliyiz; laf olsun diye de bir anlaşda kimse tarafından yüklenmiş değildir. Nasıl ma muzakereye açılmaz! Dışişlerı Bakanı Habir "ilişki yapısı" yada Sayın Halefoğlu'nun delefoğlu'nun deyişiyle TürkAmerikan ılişkilerinyişıyle nasıl bır "model" istendiği Başbakan de yeni bir "model", yeni bir "yapı" kurmak özal'ın kendi konuşmalarından da çıkartılabiiçin bir yıl önce çok ıddialı bir biçimde yola çıKr. Birçok örnek arasından tek bir tanesini seçkan özal hükümeti, bir yıl sonra kendini yine mekte yetineceğiz. Sayın Özal, 1985 ekim ayınaynı noktada emeklerken bulmuştur. Varılan da Birieşmiş Milletler'ın 40. kuruluş yıldonümü uzlaşma ıkı ülke arasındakı çıkar dengelerini törenleri için New York'tayken Sedat Ergin'e yansıtmaktan çok uzaktır. TürkAmerikan ılişbir demeç vermiş; ışte bazı alıntılar. kilerinde gayet akılcı bir biçimde formüle edi"ITcaret fevkalade hayatıdir Eğer Amerika len yapı değişiküğı gerçekleşmemiş, ilişkileri gehakikaten samımıyse, hakikaten Ortadoğu'da lecekte olumsuz yönde etkiieyecek kısırdönguguçiu bir Turkiye ıstryorsa, ekonomik meselede ler kınlamamıştır. daha gerçekçı olur, daha yakın olur Yoksa böyfe uzaktan 'Bakın ben sıze 700 mtryon doiaryardım verdim, bununla geçınin' anlayışt yanhsor." Bir de Sayın özal, dış politika gibi nazik konularda öyle ayaküstü, laf olsun diye konuşma "Beyaz Saray'da Baskan Reagan'a şunu alışkanlığından vazgeçebilse, ne ryi oiacak... söyiedtm: 'We don't want more aid, we want (BefUmfl 1. sayfada) Suçlamalar yayılıyor Dış Haberler Servisi ABD yönetımının, Iran'a gızlı sılah satışından sağladığı gelın, Nıkaragua'dakı karşıdevnmalere transfer etmesının anlaşılmasıyla patlak veren sk<ü dala, sadece Ulusal Guvenlık koıı seyı uyelerının değil, aralarında Be yaz Saray Başdanışmanı Donald Regan, Baskan Yardımcısı George Bush, C1A Başkanı William Casey ve Dışışlen Bakanlığı yetkılılennın de bulunduğu, çok ust duze>dekı kışılerın de karijtığı belırtılıyor Bu arada Iran Meclıs Başkanı Haşemi Rafsancani, dun >aptığı bır açıklamada. Iran'ın ABD'den Şah donemınde aldığı, ancak ambargo nedenıyle sevkıyatı durdurulan sılahların verilmesı halınde, Lubnan'da rehın tutulan Amerıkalılann serbest kalmalanna yardımcı olabüeceklerını söyledi îran'a yapılan sılah satışlan ve satışlardan elde edılen gelırın, Nıkaragua'ya transfer edıldığı haberlerıne onceki gun ılk kez Beyaz Saray Başdanışmanı Donald Regan'ın da adı karıştı Amenkan ABCTelevızyonu yayımladığı bır haberde. "Baskan Reagan'ın en yakın adamı topun ağzında" derken, Reagan'ın sılah teslım ve para transferı operasyonlannı tum ayrıntısıyla bıldığını ılerı surdu. Programın vayımlanmasının ardından bır açıklama yapan Reagan, bu ıddıayı gulunç olarak nıtelendırdı ve "Bu olaydan pazartesi gunune kadar, yani basında açıklanıncaya kadar haberdar değildım" dedı \N ashington Post gazetesınde yer alan ve yetkılı kaynaklara dayandırılan bır haberde ise C1A Başkanı VVillıam Casey'ın 1984 yılında kongrenın Nıkaragua'dakı karşıdevrımcılere sılah yardımını yasaklaması uzenne. aralannda Israıl'ın de bulunduğu bazı ulkelere, kar^ıdevnmcılere >gızlı silah sevkıyatı yapılması ıçın basvuruda bulunduğu belınıldı Suudı Arabıstan'ın bu tekbfı reddetmesı uzerıne "işin İsrail'e teklif edildigi" behrtılen haberde, Israıl yonetımının Casey"e olan bazı borçlarını ödemek ıçın görevı ustlendığı kaydedılıyor Soz konusu borcun ise, daha once "Casey in armagam" olarak israil'e ulaştırılan ve Israıl uçaklarının Irak'takı aıom reaktorunu bombalamasıyla, Lubnan'dakı askeri operasyonlanna vardımcı olan bırtakım ıstıhbarat bılgılerı olduğu bıldınldı. Ayrıca Israıl'ın Nıkaragua karşıdevrımcılerıne yardım ıçitı gereklı parajı Iran'a sılah satışlarından sağladığı da belırtıldı Sılah sevkıvatı ve para transferıyle ılgılı soruşturma surerken, Ne» York Times gazetesının dunku sa\ısında yer alan bır haber, olaya yeni bır boyut kazandırdı Habere gore, bu yılın başlannda, Oregonlu bır ışadamı olan Richard J.Brenneke'e, Iran'dan elde edılen gelırın Nıkaragualı karşıdevrımcılere gonderılmesı konusunda Savunma Bakanlığfnda bır plan hazırlandığmı oğrendı ve konuyu, Baskan Yardımcısı Bush'un askeri danışmanına uyarı amacıyla ılettı Brenneke, uvarısına "Bu konuyla ılgilenecegiz" cevabını aldı. Ijacidinının bu Konuaaki uığer yetkılılere yaptığı başvurular, o sıralarda Iran'a sılah sattıkları ıçın Manhattan'da yargüanan bıı kaç ışadamıyla ılgılı davanın savcılarına ulaştırıldı Nevv York Tımes'ın habenne göre, Brenneke, Manhattan'da yargılanan kışılerle ış bağlantıları içinde bulunuyordu Bu arada Llusal Guvenlık Danışmam McFarlane'ın yardımcısı Albay North'un konuyla ilgili belgelerı yok ettığı haben uzenne FBI'nın başlattığı soruşturma suruyor Adının açıklanmasını ıstemeyen bır hukumet yetkilısı, AP ajansına > aptığı açıklamada, Albay North'un burosunun tum kılitlerının perşembe gunu oğleden sonra değıştırıldığını söyledi ve "Olay anlaşılır anlaşılmaz Adalet Bakanlığı'nın tum belgelere, halta oda>a el koymaması inamlmaz bir ihmal" dedı "Butun Amerika'da bu olayı baştan sona bilen tek adam" olarak tanımlanan North ise, dosyaları ımha ettiğı yolundakı haberlerı reddettı GOZLEM (Baştarafi I. Sayfada) Surıye'dekı terör kamplarını bilmeyen yoktu. Bu kamplarda PKK ve ASALA militanlarının sılahlı eğıtımlerden geçirildiklerı Türkiye'de çok yazılıp, çizilmişti. Batı ülkeleri bu yayınlara gözlerını kapattılar. Ne zamana kadar? Terörün ucu kendilerine dokununcaya kadar! Oysa, "ASALA" ve "PKK" gibi terör örgütleri Batı ülkelennin başkentlerınde karargâh kurmuşlardı. Bunlann açık adresleri bellıydı. Bellı ki, bunlar "fikir kulupterı" değil, açıkça birer cinayet örgütleriydi. Üstelik Turkiye, Batı ülkeleriyle sözde aynı guvenlik paktına üyeydi. Nasıl oluyordu da Batı ülkeleri, bir NATD ülkesinin iç güvenliğini ortadan kaldırmak için cinayetler işleyen örgütleri başkentlerınde barındırıyortardı?.. Bu soruya yanıt bulmak olanaksızdı. Türkiye'de 1980 öncesi iç terörde kullanılan silahlar Bulgaristan kanalıyla geliyordu. Bunda hiç şüphe yoktu. Aynı ölçüde açık olan bir başka olgu da, Türkiye'de ele geçen silahların onda dokuzunun NATO ülkelerinde üretilmiş olmasıydı! Batı ülkelerindeki kapttalist silah tekelleri ile Bulgaristan gıbı MarksistLenınıst bir ülke arasında sılah ticareti ve "terör taşeronluğu" uzerinde bır çeşit "yeni enternasyonalizm" kurulmuştu! Ermeni terörü konusuna şoyle bir kuşbakışı eğilirsek şu gerçeklerie karşılaşırız: 1973 ocak ayında Amerika'da Los Angeles kentinde Başkonsolos Mehmet Basdur ve yardımcısı Bahadır Demır'in ölümlerıyle sonuçlanan Ermeni terörü 1974 Kıbns Barış Harekâtı'ndan sonra bırdenbıre hızlanmış, Paris Büyükelçimiz İsmail Erez 1974 ekim ayında, Viyana Büyükelçimiz Daniş Tunalıgil 1975 yılının ekim ayında, Beyrut Büyükelçiliği Başkâtibi Oktay Cerit 1976 şubat ayında, Vatikan Büyükelçimiz Taha Carım 1977 yılı ekim ayında, Lahey Büyükelçimiz uzdemir Benler'in oglu Ahmet Benler de 1979 yılı ekim ayında, Paris Büyükelçisi Turizm Müşavıri Yılmaz Çolpan 1979 yılı aralık ayında, Atına Büyükelçiliğimiz İdari Ataşesi Galip Özmert'in kızı da 1980 yılı temmuz ayında Ermeni teröristler tarafından şehlt edilmişlerdir. Avustralya'nın Melboume kentındekı son patlama ile birlikte saldırı sayısı 72'yi bulmuş; bu saldırılarda toplam 5 büyükelçi, 4 başkonsolos ve konsotos, 12 ataşe ve ıdarı memur, 6 elçilik görevtileri yakını, 1 şoför ve 2 polıs yaşamlarını yitirmişlerdir. Yine bu saldınlarda, 143'ü yabancı ve 65'i Türk olmak üzere 208 kişi yaralanmıştır. Bu saldınlann yıllara göre dökümü şöyledir: 1973 3 olay, 1974 1 olay, 1975 5 olay, 1976 2 olay, 1977 3 olay, 1978 4 olay, 1979 3 olay, 1980 14 olay, 1981 11 olay, 1982 13 olay, 1983 10 olay, 1984 5 olay. Bu sayıları gördükten sonra Ermeni terörünün yer aldığı ulkelere göre dökümünü de yapalım: ABD 12 olay, Fransa 13 olay, Federal Almanya 4 olay, isyiçre 7 olay, Ingıltere 3 olay, Kanada 4 olay, itatya 8 olay, İran 4 olay, Belçıka 3 olay, Avusturya 3 olay, Yugoslavya 1 olay, Bulgaristan 1 olay, Avustralya 1 olay, Hollanda 3 olay, Portekiz 2 olay, ispanya 1 olay, Yunanistan 1 olay, Turkiye 2 olay, Lüksemburg, Danimarka birer olay ve Lubnan 2 olay... Bu dökümden de anlaşılıyor ki, Ermeni teröristlerin en çok eytem yaptıklan yerter, NATO ülkelerinin başkentleridir... Bu olgudan gereken sonuçlar çıkar. Sonuçlardan biri, NATO ülkelerinin Ermeni terör örgütlerini yeterince ızlemedikleri ve hatta bu cinayet şebekelerinin Örgütlenmelerine bir ölçüde hoşgörOyte bakmalandır. Arap, Kürt ve Ermeni terör örgütlerinin Türkiye'yi bir eylem alanı olarak seçtıkleri anlaşılıyor. Son bir yıl içinde İran ve Arap terör örgütlerinin eylemleri daha kanlı olaytann ilk işaretleri sayılabilır. Sağ ve sol görüntulü ıç terörü başlangıçta önemsemedik; sonunda Türkiye'nin başına neler geldı. Hep birlikte gördük. İranlı, PKK'li, Ebu Nidal'cı, ASALA'cı örgütlerin eylemlerini umanz, aynı aymazlıkla izlemeyiz. Bunca olaydan sonra terörden bizler de ders almamışsak kimse almamış demektir! Ceza Yasası sil baştan (Baştarafi 1. Sayfada) rak ithal edilmiştir. Aynca kanunda bulunan faal pışmanhk hukumleri de kısmen muhafaza edilmiştir. Akıl hastalannın ışlemiş bulunduğu suçlarda yepyeni prensıpler gelırilmışlir. Taksirlı suçlarda akıl hastalıgının cezayi mucip olmaktan çıkanlması ongonılmuşlur. Çagdaş lelakkiler mumkun olduğu kadar kanuna ithal edilmişlır. Guvenlik tedbirieri bakımından kanuna 6 madde konulmuştur. Burada esas amaç suclunun ıslahı ve toplumun korunmasıdır. Yani fer'ı cezalann muebbet olmaktan çıkanlması mutlaka muvakkat olması \e ancak mahdut hallerde uygulanması esası kabul edilmekle beraber, hakime takdir hakkı da tanınarak bazı suçlarda ve kanunun tasvir ettigi hallerde guvenlik (edbırterınin kullanılması esası kabul edilmiştir." UÇ BOLUMDEN OLLŞLYOR Yasanın ozel bolumunun 3 ayrı bolumden oluştuğunu ıfade eden Don mezer, bınm.1 bolumun kışılere kar şı ışlenen suçları ıeerdığını kaydederek, şunları söyledı: "Birinci bolumde hayata karşı işlenen suçlar, hurriyete karsı işlenen suçlar, çocuk duşurm« suçlan, mala karşı işlenen suçlar, ozel hayala karşı işlenen suçlar ayn ayn ele alınmıştır. Eski kanun bılındigi gibi devlete karşı işlenen suçlar bolumuyle başlar. Yeni tasan insana verdıgi onemden dolayı en basta kışilere karşı işlenen suçlan almıştır. Ozel kısmın ikinci bolumu topluma karşı işlenen snçfan ihtiva ctmcktedir. Topluma karşı işlenen suçlar da çeşilli bolumlere aynlarak ele alınmıştır. Uçuncu kısım ise, devlete karşı işlenen suçlan ihtiva ediyor. Bu da keza kendi içinde bolumlere aynlmışlır. Yeni Ceza \asası laslagında butun maddelere baslık konulmuştur. Boylece orta kultur duzeyındeki bir >atandaş, kanunu eline aldığında kendisine aıt hukmu bulmasında kolaylık sağlannuştır. Taslakta kabahatlere ilişkin ayn bir bolum yoktur. Kabahat derecesindekı suçlar da yine kabahat derecesinde kalmakla birlikte ilgili bulunduklan bolumlerin içine yerleştirilmişlerdir. Cezalar, mevcut kanunda yer alan cezalara nazaran arttınlmamıştır. Komisyon cezaların arttınlmamasını ilke olarak kabul etmiş ve suçlara uygulanan cezalann ust hadlen indırilirken, alt hadleri bakımından da tasarrufta bulunulmuşlur." TECİL OLANAGl GLNİŞLETİLDİ Prof Dr Sıılhı Donmezer, tecıl olanağının 3 yıla kadar arttınlmakla birlikte, hakımlere de bu konuda buvuk yetkı tanındığına da dıkkatı çekerek, şoyle devam ettı "Mahkumiyet suresi itıbanyla iki yüı aşmay^n mahkumiyetlerde, hakimin bu cezayı guvenlik tedbinne çevirebilmesi imkânı getirilmiştir. Hakime verilen takdir yelkisi çok geniş olçude arttınlmıştır." Tasannın genış çapta tartı^ılmasırun kendılerı ıçın çok \y\ sonuçlar vereceğını de belırten Donmezer, venı Ceza Yasası'ndakı çeşıllı maddelerden ornekler verdı. "Eski 141 şimdi 325 oldu. Maddenin başlıgı ise, *yıkıcı bırleşmeler'. Madde: Sosyal bir sınıfın diger sosyal sınıflar uzerinde tahakkumunu kurmaya veya sosyal bir sınıfı ortadan kaldırmaya veya ulke içinde kurulu bulunan ekonomik ve sosyal temel duzenkrden herhangi birini devirmeye yonelen orgutleri her ne şekil ve nam altında ohırsa olsun, kurmaya teşebbus edenlere >eya kuranlara veya bunlann faaliyetlerinı duzenleyenJere veya yonetenlere veya bu hususta yol gosterenlere, 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilir. Eski metinde 'tevessul edenler' ibaresi vardır ve bu ibare tartışmalıydı. Şimdi o ibare kaldınlmış ve yerıne 'teşebbus' ibaresi konulmuştur. 'Teşebbu^ etmek' ceza hukukunda bır terimdır >e boyutlan mua>>endir. Bir şe\e ne zaman leşebbu» edilecegıni ceza hukuku açık olarak ifade elmiştir. Eski 142. madde, şimdi 326. madde olmuştur. Bunun başlığı ise, '\ıkıcı propaganda'dır. Madde: Sosyal bir sınıfın diger sosyal sınıflar uzerinde tahakkumunu kurmak, veya sosyal bir sınıfı ortadan kaldırmak, veya memlekel içinde kurulu ekonomik \e sosyal temel duzenlerden herhangi birini devirmek için her ne surette olursa olsun, propaganda yapan kimseye 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası verilir. 163. madde ise, şimdi 327 olmuştur. Madde: Laikliğe aykın olarak. her ne şekilde ve nam altında olursa olsun. orgul kıırmaya leşebbus eden veya kuran veya bunlann faalıyetlerini duzenleyen veya yonelen veya bu hususlarda yol gosteren kimselere, 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilir. Bu nevi orgutlenn ıki veya daha fazlasını yonetenlere muebbet ha Haciz ve ifladara çözünı yok (Baştarafi 1. Sayfada) nın Ingıltere ve Yunanıstan'a kaçmasıyla su yuzıine çıktı. Interpol'un "kırmızı bnllenine" kadar yansıyan bu olayın ardından, gözler önce tekstil sektörunun dığer fırmalanna çevrıldı. Nitekım, olaydan uç gun sonra, hem de Teksif ve Tekstil lşverenlerı Scndıkası'nın 100 bin ışçı ıçın uyuşmazlığa gıttığı gunun ardından, TtSK Başkanı Halit Narin'e 800 mılyon liralık ıhtı>atı haciz kararı geldı. özal'ın Uzakdoğu'da olması nedeniyle, henuz hukumet kanalından bir açıklama gelmeden, bankalar "alarm" durumuna geçtı. Rakıp bankaları ortak çalışmaya ıten hacızler ve ıflaslar, bundan sonra hemen hıç aralıksız surdu. lrılı ufaklı, birçok tekstil fırması ıçın mahkemelerde, ıcra memurluklarmda dava acıldı Bugunlerden sonra, hacızler, ıflaslar, kırtasıye, boya sektörlenne yansıdı Prof. Dr Ferudun Ergin'e gore "krian benuz başlangıcındavdık" ve hacızler çozum yolu olarak gosterilmiyordu Olayın adliye tarafı en hareketlı gunlennı yaşarken, Isıanbul Ticaret Odası Yonetım Kurulu Başkanı Nuh Kuşçulu \e lstanbul Sanayı Odası Yonetım Kurulu Başkanı Nunıllah Gezgin'ın "meselenin çok ciddi" olduğuna dıkkatlerı çeken açıklamalan geldı. Nuh Kuşçulu, "Orta \e kuçuk tuccar bugııne kadar iş hacminin azaltılmasından dotayı sıkıntıdaydı. Şimdi iflas tehlikesi gundeme geldi" di>or \e eklıyordu "Bu ola> bu>ürse, Anadolu'daki tuccara da uzanır." Gezgın de, benzer yonde ıfadeler kullanıyor ve "Tedbir ahnmazsa iflaslar artarak devam edecektir" dıvordu. Hukumetın hâlâ suskun kalmayı jeğledığı bu gunlerde, TOBB bır dın oneriyı ıçeren bır paketle, Ozal'ı goruşme masasına çağırdı. Haciz ve ıflas talebı yenne, borçlu şırket borçlarının konsolıdasyona alınmasını oneren TOBB, sorunlann, bankaların da katüacağı zıncırleme toplantılarla çozulebıleceğını vurguladı Olayın bırıncı ayının dolduğu 19 kasım gunu, artık hukumet de "meselenin çok ciddi" olduğunu kabul ettı. Hukumet çevrelerınedayanarak venlen haberlerde, "İflasiann 198Tde artarak surecegi" varsayımıyla, bır dızı tedbırın almacağı büdırıldı. Fabrıkanın haczı durumunda, çalışmasını sağlayacak şekilde ıflas yasasmda değışıkliğı de ıçeren bır dızı onerı hukumetın teknık adamları tarafından ıncelenmeye başlandı Aynı gun TISK Başkanı Narın, Başbakan ile Ankara'da uç saat goruştu Sonradan yapılan açıklamadalarda, Narın'ın "sıfalı" konusunda çelişık ıfadeler kullanıldıysa da sızan bılgılere gore göruşme sırasında ele alınan konu, onumuzdekı yıldan ıtıbaren krızın derınleşmesını engelleyecek tedbirlerın alınmasıydı Hukumetın konuya eğıldığını gören ış çevrelerı, artık bırbın ardına yaptıkları açıklamalarda \e toplantılarda, krızden kurtulmanın yolunu göstermeye başladılar Sanayıci Kubalı ve Izmır Ticaret Odası Yonetım Kurulu Başkanı Dundar Soyer, ıkı gun ara ile vaptıkları açıklamalarda, kurtulmanın "sok tedavisinden" geçeceğını savundular. Bu arada TOBB'dakı çalısmalar surerken, Zıraat Odaları Bırlığı'run ev sahıplığıni yaptığı bır ozel sektor zırvesı yaşandı TZOB, TUS1AD. TISK, TOBB ve Esnaf \e Sanatkârlar Konfederasyonu lıderlennın katıldığı zırvede, ekonomının sorunlan tartışıldı. Knze "acil çozum" için ozellıkle ış çevrelennden gelen yoğun taleplere hukumetın ılk tepkılerınden bırı de "Mucize çozum yoktur" oldu Hukumete >akın çevreler, "parasal çözumun" unutulmasmı defalarca belirtırken, sureklı "köklu çozum'lerden soz ettiler Şırketlere getınlen "finansman bonosn" ve "tahvil çıkarma sınırian"mn gemşletılmesı gıbı kolaylıklarm, uzun donemde sıkıntıyı çozumlemek ıçın onemli adım olacağını savunan hukumet, kısa vadede bır çozum ıçın ise, an arda yapılan onerılere rağmen herhangı bır adım atmadı pis cezası verilir. Bu nevi orgutlere amacıru bilerek katılanlara 5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası verilir. Bu nevi orgutleri devlet dairelen, beledıyeler, iklisadi devlet teşekkulleri. kamu iktisadi kuruluşlan. sendikalar, işçi leşekkulleri ve her derecedeki oğretim kurumlan içinde veya bunlann memur. hizmetli ve mensuplan arasında kuranlar haklannda verilecek ceza, uçte bır oranında arttınlır. Bu madde de, yazılı suçlan işleyenlerden bin suçu ve diger t'ailleri son soruşturma açılıncaya kadar, yetkili makamlara haber verdigı ve bunlann dogruluğu anlaşıldıgı takdirde hal ve şartlara ve olayın czelliklerine gore muebbet hapis. cezası yerine 3 yıldan 5 y ıla kadar hapis cezası verilir. Diger hallerde cezanın sekizde yedısi ındırilir. 159. madde ise, şimdi 385. madde oldu. Başlığı ise, 'manevı şahsıyete hakareı'. Madde: Turkluğu, Turk milletini, Turk devletini, TBMM'yi, Bakanlar Kunılu'nu, devletin askeri veya emniyet veya muhafaza kuvvetlerini veya adliyenin manevi şahsiyetini alenen tezyif veya tahkir eden kimseye 1 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası verılır. Bırinci fıkrada yazılı curumlerin işlenmesınde hakaret edilen açıkça belirtilmemiş olsa bile, onlara yonelik bulunduğunda tereddut edilmeyecek bir durum varsa. hakarel edilen açıklanmış gibi kabul edılır. De\letin asken veya emniyet veya muhafaza kuvvetlerinın tumunu temsıl edici bir kısmının tahkir ve tezyifi halinde de birinci fıkra hukmiı uygulanır. Turkluğu, Turk milletini veya Turk devletini tezyif ve tahkir, yabancı bir memlekelte bır Turk valandaşı tarafından işlenirsc, verilecek ceza, uçle bir oranında artlınlır. Bu maddede yazılı suçlar. \dalet Bakanının izniyle (akip ediiir." GENEL GLVENLtK GOZETİMİ CEZASI KALD1R1LDI Prof Dr Sulhı Donmezer, genel guvenlık gozetımı cezasının tamamen kaldırıldığını, çunku bu cezanın engelleyıcı bır etkı şaptığı ve hıçbır yarar sağlamadığı konusunda tum komısyon u\elerının o\bırlığı\le karar verdığını soyledı. Donmezer, >em İnfaz Yasası'vla getınlen şartlı tahlıye lenn hazırlanan Ceza Yasası taslağı ıçensıne de yerleştırıldığmı bıldırdı Donmezer, cezalann ınfazı konusunda ise, şu bılgılerı verdı "Cezalann infazı hakkındakı kanunda sadece infaza ilişkin hukumler kalkmıştır. Esasa muteallik olan bukumler nakledilmiştir ve ilavelerde bulunulmuştur. Veni taslakta, kamu yaranna hizmelte çalışlırma gibi bir tedbir kabul edilmiştir. Mesela trafik suçu işleyip 6 aylık bir cezaya çarplınlan kişi kendi nzası halinde. hakim tarafından 6 ay hapiste yatmak yerine, belirli bir sure kamu yaranna olan bir hizmelte çalışma cezasına çarptınlabıiir. Hakım ona 'Oıt saat 17 00'den 21 00'e kadar Trafik Hastanesi'nde çalış, cezanı boylece çek' diyebilecek." Prof Sulhı Donmezer, ölüm cezalannın hazırlanan Ceza Yasası taslağında olduğu gıbı muhafaza edıldığını belırterek, "Ancak kanunda olum cezasına hukmedilen bazı hallerde olum cezasına hukmedilmemesi hususu kabul fdilmtştir. Bunun yerine muebbel hapis cezası hukmu konulmuştur" dedı Donmezer, bu durumla ılgılı uygulamayı şoyle anlattı "Eskiden iki muebbel hapis cezası alan, olum cezasına çarptınlıyordu. Yeni tasanya gore, iki muebbet alan kişiye olum cezası verilmeyecek. Bunun yerine kendisine belirli bir sure hucre cezası uygulanacaktır. \ncak bu suçlu, eskiden olduğu gibi, 20 yıl sonunda şartlı olarak salıverilmeyecektir. Vani iki muebbet alan kişi, tnmınnın tamamını cezaevinde geçirecektir. Aynca, olum cezası TBMM tarafından kabul edilmediği takdirde. bunun muebbet hapis cezasına çevrilecegi yolunda bir hukum getirilmiştir. Bunlar da şartlı salıverme uygulamasından yararlanamayacaklardır. Vanı taslakta olum cezası yerine, ayn mahdut bır hurrıyeli bağlayıcı ceza ihdas edilmış gibi bir durum vardır." Donmezer, eski Ceza Yasası'ndakı 146. maddenın yeni taslakta değışık bolumlere ayrıldığını ve bu maddenın "anayasayı ihlal", "yasama organına karşı curum". "Bakanlar Kurulu'na karşı curum" gıbı başlıklar altında ele alındığını soyledı. Kamu işyerinde çalışma (Baştarafi 1. Sayfada) venlik tedbirieri" başlığı altında yenı bır ınfaz sıstemı getirilmektedir. Bu ınfaz sıstemi gereğınce ıkı yıh aşmayan bir şahsı hurriyeti bağlayıcı cezaya çarptırılmış bir kişinin cezası "kamuya ait iş>erinde çalışma" cezasına donuşturulebılecektır 2. Yeni tasarı taslağında kamu hizmetlerınden omur boyu yoksunluk cezası kaldınlmıştır Bugunku yasada "fer'i ceza" olarak adlandırılan temel ceza ile birlikte hukmolunan kamu hizmetlerinden yoksunluk ve meslek sanat ıcrasından yasaklamaya da yenı taslakıa yer venlmemiştır. Taslakta ayrıca "genel guvenlik gozetimi altına ahnma" cezası da tumuyle kaldınlmıştır. 3. Tasarı taslağında "faal pişmanlık" gosterenlerin cezalarındakı ındırımler arttınlmaktadır. "Faal pişmanlık" yeni tasarıda genel olarak yer alrmş. Ayrıca "ozel faal pişmanlık" hallerı de ongorulmuştur Orneğin uyesi bulunduğu gizlı orgutu yetkili makamlara bıldırenlerin cezalarında buyuk oranda indirim getirilmektedir. . 4. Yeni Ceza Yasası tasan taslağında getınlen bir hukum iie yabancı bir memlekette suç işleyip de bu suçtan dolayı hapis yatanların gozaltı ve tutuklulukta geçırdıkleri sureler Turkıye'de alacaklan cezadan duşuruluyor. 5. Tasarı, bugunku Ceza Yasası'nda bulunan uyuşturcu madde kaçakçılığı ile ilgili hukumlen kaldırarak bu konunun ozel bir yasa ile duzenlenmesi ilkesını getiriyor. 6. Tasarı taslağında bugunku Ceza Yasası'run 313. maddesinde yer alan "curüm işlemek için teşekkül meydana getirenler" Ue ilgili maddeyi değiştiriyor. Tasarı ayrıca anayasayı ihlale teşebbus fıkrasını da kaldırarak, bu gibi hallerde genel hukumlerin uygulanacağını ongoruyor Polis fişleyemeyecek (Baştarafi 1. Sayfada) "Genel ahlak ve edep kurallarına aykırı olarak, utanç verici ve toplum duzeni bakımından tasvip edilmeyen tavır ve davranışlarda bulunanların" parmak ızlerını ve fotoğraflarını alamayacak, aynca hukumlu ya da tutukluyu, bulunduğu cezae\ ınden ya da tutukevinden alıp sorgulayamavacak ca suç soruşturmasını yurutmekle gorevli polıs amınnın onerısı, sa\cının talebı, yargıcın da karar \ermesi gerekıyordu. 15. maddeye eklenen fıkra, polıste geçen 24 saat vâ da 15 gunun, tutukluluk ya da hukumlulukte geçınış sayılacağmı, ayrıca tutuklu ya da hukumlunun pohse gıderken sağlık durumlannın doktor raporuyla tesbıtını ısteyebıleceğinı hukme bağlıyordu. Anayasa Vlahkemesi, bu maddeyı de uzun suren goruşmelerden sonra \e 65 gıbı kıl payı farkla ıptal ettı Mahkernenin bu fıkrayı ıpıal kararını, "İnsanlar arasında uyulması gereken eşitliğe aykın bulduğu için" ıptal ettığı oğrenıldi. Haciz için (Baştarafi 1. Sayfada) taşımı taşınmaz mallarına ıhtıyatı haciz koyan Anadolu Bankası Aslan Nakliyat'a ait 100 TIR hakkındakı ihtıyatı haciz karan ıçm Trafik Şube Mudurluklerine \e sıniT kapılanna, Şahlan Denızcılik Şırketı'ne an Hıra1, Hıra2, Hıra3, Hıra4 adlı kuru yük gemıleri ile ılgılı haciz kararlan ıçın de liman mudurluklerine ıcra memurluğu kanalı ile yazı gondererek TIR ve gemilenn bulunduklan >erde çalışmaktan alıkonulması ıstendı Ihtıyatı haciz kararları uzerine öncekı gun Sefaköy'dekı TIR parkı ve tesislennı gezen Anadolu Bankası Genel Mudur Yardımcısı Mehmet Topçu, şırket sahıplennden Ibrahım Aslan ile >aptıkları goruşmeden sonra, "Kredi muşterilerimizin aldıklan kredileri ne şekilde kullandıklanm gormek uzere bura\a geldik" dıve konuştu. Ibrahıra Aslan, genel raudurluğu donemınde Anadolu Bankası'ndan kredı alınan Yılmaz Mazlumoğlu'nun haciz işlemlerinı ve goruşmden yakından ızlemesı ile ılgılı olarak şu açıklamayı yaptr "Yümaz Be> çok bejefendi bir arkadaştır. Anadolu Bankası Genel Mudnru iken bize kredi vermişti, ama çok degil. Samjonını 30 TIR'ın alımı kadar. Kendisi bankaja değerti hizmetler japnuştır, hem geçmiş olsun demek için hem de şimdi lemsilcisi olduğu O>ak Sigorta şirketi adına burada bulunuyordu. Bankadaki gorevinden atnldıktan sonra \ ümaz Be> bize gelmişti. Temsilciiigine başladığı sigorta şirketinin gemilerimizi ve TIR'lanmızı sigortalajabileceğini sojlemisti. Teklifi u>gun gorup sigorta şirketimizi değiştirdik. Lşi kendisine vermiştik. Şimdi o yuzden burada." ılŞBANK'TAN ILERİ MENSUCAT\ HACİZ İSTENDİ aaîran haberıne gore, Turk Dış Dıcaret Bankası, vadesınde odenmeyen 400 mılyon liralık kred' alacağı nedemyle, llerı Mensucat ve Ticaret AŞ hakkında ıhtıyatı haciz ıstemınde bulundu Banka avukatlarınca, lstanbul 7 Aslıye Ticaret Mahkemesı'ne venlen dilekçede, Ileri Mensucat'm, aldığı kredilere karşılık, bırı 100 otekı 300 mılyon lıralık senetlen vadesinde ödemedığı belırtılıyor 'Batanbatsın felsefesiile (Baştarafi 1. Sayfada) miz vardır" derken, vekılı Ali Nail Kubalı, "Bu denli yuksek faize sanavicinin tahammul etmesine imkân yoktur" goruşunu savundu TUSIAD Baskan Vekılı Şınası Ertan da, "Batan balar kalan kalır felsefesi olmaz. Boyle devlel politikası olmaz" şeklınde konuştu EBSO Yonetım Kurulu Başkanı Ersin Faralyalı konuya ıhşkm goruşlerinı açıklarken, "Merak konusu şudur: Ola> sadece basında yer alan bo>utlarda mı, yoksa bunlar son saldından onceki ikaz aüsları mı?" diye sordu Sariayıcılenn tumunun uygulamalann şırket bazında olmasına karşı olduklaruıı anımsatan Faralyatı, "Zira böyle bir tatbikat kamuoyuna şirkel kurtarma olarak yansır ve ekonominin ihtiyacı olan bir duzdtme operasyonu 1985 yılı baslannda olduğu gibi yine akamete uğrar ve zor dunımun boyutlan buyumeye devam eder. Gerçek şudur: 1980 yılında uygulamaya konulan istikrar tedbirieri netkesinde genel anlamda programa u>um saglayamayan sirketlerin sayısı, sağlayanlardan daha çoktur >e bu durum malı sektoru de guç durumda bıraktıgı için ekonominin genelinde endişderimiz vardır" biçımınde konuş u. Nail Kubalı ise, uygulanmakta olan kredi faızi ile enflasyon arasında 5055 puanlık bır fark bulunduğunu. bunun reel kredı faızı olduğunu kaydederek, "Bu sevijede bir reel faize geiişmiş uikelerde de. gelişmekte olan ulkelerde de sanayiinin lahammul etmesine imkan yoktur" goruşunu dile getirdı. TUSIAD Baskan Vekıli Şinasi Ertan da ekonomıde bır sıkıntının var olduğunu kaydederek, "Ama bu sıkıntının boyutlan nedir? Adeta yuz kişiden 50'den fazlası zor durumda imiş gibi gosteriliyor. Gerçeklerin tam boy utlannı saptayabilsek oneriler geçerli olabilecektir" biçımınde konuştu. Zor duruma duşenlerm kendi ıstemlerı ile değil 24 Ocak kararları ile bu durumla karşı karşıya kaldıklarını anımsatan Ertan sozlennı şoyle surdurdu: "Hukumet ihracata dayalı kapasiteleri destekleyerek denizde devlerin karşısına çıkardı. Fırtuıa çıktığıada ihracatçıyi devlerin karşısında yalnız bıraktı. Niye yalnız bırakıp korumuyorsun? Batan batar, kalar kalır riendi. Boyle devlet politikası ol Anayasa Mahkemesı, geçen hafta sonunda \e bu hafta basında, toplam dort gun boyunca, polısın gore\ ve yetkılerıni arttıran yasanın ıptali ısteminı goruştu \e sonunda yasanın 1. ve 5. maddelerını ıptal etti. Iptal edılen 1 madde, yasanın polısın kımlerın parmak ızinı ve fotoğrafını alacağını duzenleyen 5. maddesının 5. fıkrasına bir altıncısını ekliyordu. Bu fıkra, polise (Baştarafi 1. Sayfada) "Genel ahlak ve edep kurallarıettigi çayın mikun çok fazla na aykın olarak, utanç verici ve toplum duzeni bakımından las degil. ÇernobU kazaa nedeni ik vip edilmeyen tavır ve davranış Hollanda'da daha once de taze ıspanak satışı Ue hayvanlann larda bulunanların da fotoğraf geçki olarak otlaklarda otlatılve parmak izlerinin alınmasını" ması yasaklanmışb." hukme bağlıyordu. Anayasa Berhn Tuketiciyi Koruma Mahkemesı, bu fıkranın ıptalıne. "Polise subjektif değerlendirme Merkezi'nce daha önce yapılan yapma yelkisi tanıdığı ve bu de açıklamada ise Berlin Radyasyon ğerlendirmenin sınırlannı denel ö l ç u m Merkezi'nde yapılan araştırmalarda bir kilo kuru çay lemenin mumkun olamavacağı" yaprağında 24 bin 800 bekerelegerekçesıyle karar verdı re kadar radyasyon bulundu. Bu Yeni yasanın ıptal edılen 5 maddesıyle de 1934 tanhlı yasa çaydan 16 gram alınıp bir litre nın 15. maddesıne bır fıkra ek suda kaynatıldığında elde edılen lenmıştı. Fıkrayla, "Polisin, yap içilecek çaydaki radyasyon değerinin ise 37O'e kadar düştüğu betığı tahkikat sırasında ifadelerıne muracaat lazım gelen kimse lirlendi. leri çagırması ve kendilerine luzumlu olan şeyleri sormasını hukme baglayan" 15. maddenın (Baştarafi 1. Sayfada) kapsamı genışletihyor ve pohse ise 3 bin lıraya çıkanldı Banlıyo tren ceza ya da tutukevınde olan kiucretlerıne yapılan yuzde 43 oranınşıler'n de sorgulanması yetkisi dakı zam 1 aralıktan ıtibaren geçerli getırılıyordu. Bu fıkra uyarınca oiacak polıs. "Devletin butunluğu, anaZamma gerekçe olarak malıvet gırdılerındekı artış gostenlıyor Bakanyasal duzeni ve genel guvenligi lık vetkılılerı zammı "Bozuk para ile, kaçakçılık ve uyuşturucu kullanılmasından doğan sorunlann maddelere ilişkin suçların onemi çozulmesı için yapılan bir ayarlama" ve gizliligi bakımından ifadeleriolarak yorumladılar Ust duzey bır ne başvurulması gereken, başka vetkılı bılet satışlarında ufak para suçlardan hukumlu ve>3 tulukkullanımından doğan zorlukların gılu bulunanlan, munferil hadisederılmesı ıçın fıyatları yukselttıklenlerde 24 saat, toplu hadiselerde nı, aslında vapılan ayarlamanın eleken çok 15 gun sure ile, ust amire trık masraflnrının karşılanmasına bıle yetmeyec uni >öyledı, aynı >etkıbilgi vermek sartıyla. ceza veya lıye gore vapur ucrellerınde de yakıntutukevinden alıp ifadesine ba>da bır ayarlama yapılacak. vurabilecekti." Bunun ıçın ayn Çayda DlYDlK/GÖRDtK (Baştarafi 7. Sayfada) Suçluluk duygusu ıcınde eve geldıği zaman çok hoşgorulü oluyor Bu bır yanhştır Yine "oyuncakçı anne" durumuna gelıyor 910 saat ayn kalmıştır Var olan 12 saatı tozpembe gecırme hedefi ıçındedır Her gelısınde oyuncak, şeker vs gettrıyor Oysa bız dıyoruz kı, anne mutfakta yemeğını yaparken dahı cocuğunu yanına alıyorsa. cumartesıpazar programlarında çocuğu ile birlikte oluyorsa, calısan anne görevını yapmıştır Eğer anne 03 yaş arasında calışmamışsa en mükemmelı Çocuğun anneye en fazla ıhtıyaç duyduğu dönem bu donemdır Bu dönemde kreşlerde buyümesı ne yazık kı, sosyal gelışımını buyük ölçude etkılıyor FAKİRLİĞİN YARARI Pekı fakır kesımde durum nedır"? Çok fakır kesımde annebabanın vardıye usulü ve cok calısması cocuklanyla yuzyuze ıletışımı mınımuma ındırıyor Bu kesımde çok ılgınç bır sonuç Çocuğun psıkososyal olgunluğu yüksektır Yani bıraz evvel bahsettığım 1112 yaşındakı cocuk annesıne ayakkabısını bağlatıyordu Halbukı fakır kesımde bu durumdakı çocuk, kendi yemeğını ısıtıp, hatta kuçuk kardeşıne de yemek hazıriayıp karnmı doyurabılıyor Bu demektir kı, çocuk zorunluluklar karşısında olmadan olma durumuna gelrrtıştır Bu çızdığınız tablodan şöyle bır sonuç çıkarılabılır mı? En fakır kesımde çocuk en lyı yetışır Hayır Sadece psıkososyal olgunluk açısından çocuk kendi kendını yoneten durumundadır En ıdeal kesım hangısı dersenız, orta kesım derım Memur kesımıdır yani Kıtap okuyan orta kesımdır çunkü. Çocuğuyla ılgılı olan, onu tıyatroya, gezıye göturen annebaba memur kesımındedır "İYİ BABA" MI? Pekı Haluk bey, sizın de ıki çocuğunuz var Nasıl yetışıyorlar? Durumları ıdeal mıdır' Şunu soylemek ıstıyorum: Çocuklarım ile zaman zaman kendi kitabımdakı bılgılerle çelışkıye duştüğum olmuşturb Haftada tam bır günu ya da hafta arasında dıledığı bır saatı çocuğuma ayıramadığım olmuştur Bu bır anlamda konumla ilgılı çalışmalanmın yoğunluğuna paralel olarak suregelmıştır Uygulama çok farklı bir olay O yüzden kıtabımdakı "lyı baba" kavramına uyamadığım anlar olmuştur Şunu söyleyemıyorum Ben bır bılım adamı olarak çok daha lyı bır uygulayıcıyım Çünkü oğlumla her tatıl günü tutuğu bır takımın rnaçına gıtmem gerekıyor Oyle gunler oluyor kı, goturemıyorum Gıdemedığım tıyatrolar, gezıler oluyor Fakat haftada 45 saatımı 9 yaşımdakı oğluma ayırmaya ozen gösterıyorum Ve yine hafta içinde aksamları kuçuk kızımla birlikte olmaya çalışıyorum Trene zam
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle