26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 25 KASIM 1986 L A J TOPRAKTA KAN DAVASI Cengiz Çandar 3 Faysal Hüseynî, Doğu Kudüs'te olsun, işgal alundaki Batı Yakası ve Gazze'de olsun, hatta Israil'in 1967 öncesi sınırlan içinde lsrail vatandası olarak yasayan 700 bin Filistinli Arap için olsun, "içerdeki" en saygın Filistinli. Fılistin Araplannın ulusal kahramanı Abdulkadir Huseynî'nın oğlu olduğu kadar, Hüseynî soyadını tasıdığı kadar, insanlarla ilişkilerindeki üslubu ve kendi kişiliği sayesinde. Bu özelliğini, Filistinli Araplar gibi kendisini tanıyan hrailliler de teslim edıyor. tsrail, Filistin Kurtuluş örgütü'nü Filistin halkının tek ve meşru temsilcisi olarak kabul etraemekte direndigi, "içerdeki" Filistin halkını FKÖ'den ayrı tuttuğu ve FKÖ'nün yerini alacak "içeriden" önderler çıkmasını arzuladığı için, acaba Faysal Hüseynî böyle biri olabiür mi? MUSTAFA EKMEKÇJ ANKARA NOTLARI BA TI YAKASVNDA İSRAİL ASKERLERÎ Mebron çtvresinde lsrailaskerleri bir devriyegörevisırasındalar. Yakası'nat her kösesinde ve özellikle Gazze Seridi'nde sık ak rastlamak mümkün. Bu tip göhintülere Batı Gazze, Arafat'a sadık kaldı Kendisi böyle bir sonıya anında olumsuz cevap veriyor. "FKÖ dendigi zaman" diyor, "buradaki birinin kardesi. birinin babası. birinin ogin, biriain yegeni demektir. FKO dediginiz sey, burada yaşayan halktan ayn bir şey de|ii ki Aynca, içeride yasayan FüisünUer bir ideoioji yaratnus degSer. Onun için, işgal alUMİaki lopraklarda kim sivasi faalryete kaikısıyorsa, kendisini FKÖ'nün var olan yıpısı içindeki örgütlerden birisiyk özdeşleştiriyor. Dısanyla biçbir teması olmasa bile, kendisini ya Fetibli, ya Halk Cepbesi'nden. ya Demokratik Cephe'den vs sayıyor. Bu nedenle, 'içerdeki' Filistin halkı ile FKÖ arasında bir aynm çizgisi çekmek yapaydır." Doğu Kudüs'te yayımlanan ve Arapça yayırdar içinde en yüksek tiraja sahip ElBayader dergisinin sahibi ve basyazan, Filistinli Hıristiyan Jack Khazmo, "tsrail işgal yonetimi, içeride lider olabilecek kimse bmkmadı ki. Içerde liderler oluşuyordu. Seçilmiş bclediye baskanlan vardı. Bnnlar, grev çagnsı yaptıgı zaman Hebron'dan (ElHalıl) Nabhu'a hayat dururdu. Bu tür kişilerin tumiınu lsrail yöneticileri ulke dışına çıkardılar. Onlann yoklugıtnda berkes lider. Kimse kimseyi dinlemiyor. Vani lider filan yok. Dolayısıyla, Filistin balkı İÇİD FKÖ önderiiginden baska seçenek zaten kalmamış durnında. lsrail, önderier degil, onderiik istiyor. Bir önderlik dogarsa. FKÖ'nün alternatifi olabiür ve fsrail'in istedigi turden bir uzlasmaya gidebilir düşnncesiylc Ama bu imkansız. tçeride önderler de yok, onderiik de" diye konuşuyor. Faysai Huseynî, bu konuya daha ilginç ve geniş boyutlar getiriyor: "Burada durum ne Cezayir'e, ne de Vietnam'a bendyor. Fflistin kurtuluş mücadelesi için Cezayir ya da Vietrum tum mucadeleler ötçıi olamaz. Batı Yakası ve Gazze'deki durum Nazi işgalinde Avrupa'ya benzjyor. De Gaulle dısandaydı, ama kökleri içerdeydi. Dle bir benzetme yapmak gerckirse, Kral Huseyin de, Petain'e benzetilebilir. Ürdün Be tsrail arasında, tsrail'in toprak üzerinde denetimini surdürdügü, İ rdun'un ise idari sorumluluklar yüklendigi bir isbirtigi olsa, ne olacak? FKÖ'yu buradan silebilir mi? Bu. olsa olsa müesseselere darbe vurabilir. Halka ne yapacak? Gidin multeci kamplanna ve koylere, gozlerinizle gönın, kulaklannızla isitin. Halkın Abu Ammar'dan (Yaser Arafaıi bir talebi yok ki. FKÖ yönetinünin hala yapıp yapmadıgı enteiektueller arası bir lartısmadır. İşgal sartlan altında günluk hayatını surduren balk, Arafat'ın davaya sadık oldugunu biliyor. O yuzden başına gelmedik beia kalmadıguıı göruyor. Arafat'ın kendüerine sadık olduğunu bildikleri için, onlar da Arafat'a sadık." saya vurup, "Bakın, biz Filistinliler, tecrübemizden şnnu öğrendik: Şu ceketi satın alacaksuuz degil mi. Çıkar ceketi, masanın uzerine koy diyorsunuz. Hayır ahbap diyoruz. Önce sen şu parayı masanın uzerine koy, hele benim elim paraya degsin; ondan sonra alırsın ceketi." Faiz Abu Rahmi'ye, Gazze'de göruştüğumuz binanın dışındaki ağır havarun etkisıyle, "İsrail'in bir gun buradan çekilecegini umup ummadıgını" sorduğumda, "Ancak ABDSovyet anlaşması ya da ABD üzerinde buyiık Arap baskısı olursa çekilebilir. Böyle bir ABDSovyet anlaşması goninmüyor. Arap dunyası da ABD'ye baskı yapamayacak olçude paramparça ve darmadagınık" diye konuşuyor. Ne olacak o zaman? 1986 sonbahannda nerede duruyoruz? Faiz Abu Rahmi, "Buradaki Filistin halkı FKÖ'yii bekliyor. FKÖ ise, bölge şartlannda degişiklik olmasını. Suriye'de ya da l rdün'de ya da Körfez Savaşı'nda, yani bölgedeki güçter dengesinde bir değişiklik bekliyor. Bu bekleme dönemi içinde bize burada vapacak lek şey kalıyor. Topraklanmızdan kımddamamak ve direnmek. Başka secenegimiz yok ki." tsrail işgalindeki Batı Yakası ve Gazze'de Filistinliler, FKÖ'nün dışardaki önderliğini destekliyorlar Bir basımevi işcısi Üimit HoşcaR, "Dilekçe Davası" sanıklarına bir "apk teşekkur" yollamış, savunmalara ilişkin yaprtı aldıktan sonra. Şöyle diyor Ümit Hoşcan açık teşekkür mektubunda özetle: "...Yirmi yaşında bir matbaa işçisi olarak elimden, sınıfırn ve ülkem adma bu karanlık ortamda hiçbir şey yapamamanın ezikliğini duysarda, sizın gibilehn olduğunu bilmek yüreğime su serpiyor. Hele y//ma ğınızı görmek, göğsümü kabartıyor. Ytlmadan, başanlarınızın, çabalanrvzm devamını diSyonım. Yılmadan diyorum, çünku bir mahkeme önünde bir yazının, dilekçe mi, bildırı mı olduğunu, iki buçuk sene ve 500 sayfaya yaklaşık savunmayia kanıtlamanız, siz aydınlann bir kıskaç içinde de olsa, yapacak çok şeyteri olduğunu gösteıiyor. Aydınlar Dilekçesı Davası kitabını bu dönemin önemli bir beigesi olarak saklayacağım. içinde bulunduğumuz hür demokratik sıstemi, bir kitaplık dolusu kitap ancak antatabilir. Bu kıtabım, önemli bir tamamlayıcı olacak. Kitapta. yen geidıkçe. fırsat buldukça. hukuk sistBmimize, ceza yasalarımıza, YÖK, basın ve TRTye aynntılı olarak yer vehlmiş. İlerde bu kitabı okuyacak olan çocuğum gerçeği elbette görecektır... Siz Türk aydınları, arkanızda benim gibi nıce Ümıtler var, bir bilseniz. Siz görmesenız de, Hasanlar, Alıler, Fatmalar, hep sızınle. Sizin başanlamızla mutlu. Geleceğtn aydınlık günlerine hep birlikte ulaşmak dileğıyle hoşçakalın..." ** • Evren'in geçen haftaki çarşamba günkü Eskişehir konuşmasıyla, cuma günü, "Banş Demeğı Davas"nda, askeri savcının 37 sanığa 515 yıl hapıs cezası ıstemesı, bir bakıma tam denk düştu. Duruşma öncesınde, çatan Cumhurbaşkanı da olsa, "San$ç/"iarı yeren konuşma yapması, bizım gibi basının titızlikle uymaya çalıştığımız yasalara ters düşüyordu. Bunun da kavgasını vermeyi sürdureceğiz. Banş Derneği davası yıllardır sürüyor, onlar içerdeyken, banştan yana olanlar, çok acı çektiler. Avrupa'da, Amerika'da barışçılar, onlann salıvenlebilmeleri için çok çaba harcadılar. Bunlan yakından izliyor, biliyordum. Cezaevlerınde çeşıtli baskılar kötü koşullariçinde yasayan aydınlann, bu koşullara dayanmalan görulecek şeydi Orhan Apaydın ile İsmail Hakkı Oztorun, salıverildıkten sonra öldüler. Onlar artık yargılanmayacaklar, davaları düştü. İçeride. türlü acılar çekenler, Türkiye'nin gerçeklerini yaşamış oldular. Gazetede okudum. askeri savcı, sözlerinin sonunda şöyle demiş: "...Mütalaamız belkı bazılannca yadırganacaktır. Fakat şuna inanıyorum. Sovyet Rusya'nın Turkıye uzenndekı planları ırdelenmeden, barısçılığa, ne şekilde ve ne zaman yöneldiğı ortaya konulmadan Türkıye Ba/ış Derneği'ntn ortalığı toza dumana katan ve gerçek olmayen barışçılık anlayışı gözler önüne senlmeden, bu davanın mahiyeti anlaşılamazdı. Bu davaya sıradan bir fıkir suçu davası olarak bakmak buyuk hatadır. Inancıma göre, bu dava, kutsal vatanımız açısından bir fikir suçu davasının çok üstunde, bir varlık ve Türkiye'nin geleceği davası haline gelmış olup, bunu Türk kamuoyuna ve hatta dünya kamuoyuna anlatmamız gerekir..." Bu görüşü. bazılan gıbı ben de yadırgadım Savcı, öyte diyor ya, yadırgadım ışte. Sanıklardan Asım Bezirci, mahkeme koridorunda: Savcı, bana yedi satır, Sovyeüer'e 21 sayfa yer ayıırnışl demiş. Demek o da yadırgamış Bu hafta perşembe günü saat 14.00'te Ankara'da Banş Derneği Başkanı Mahmut Dikerdem'm söyleşisi var. Türkİş salonunda yapılacak söyleşinın konusu "Dünya Banş Yriı ve Türkiye"... ismet Paşa, 1967'de Abdı /peAçfnin sorularını yanıtlarken, bir yorde şöyle der: ...Bir bakıma cumhuriyet. milletin her tabakasında gün ışığı olarak yerleşmıştir. Köklüdür. Sahıpleri çoktur Yeni yetişen nesiller cumhuriyeti ve inkılabı hazmetmek, benimsemek ve savunmak hususunda şuur altına girmiş kendilığinden halledılegelen bir şevk ile fikihennm sahıbtdir Bu bana huzur veren tarafı.. Şimdıye kadar muvaffak olduğumuz şeyler var, muvaffak olamadığımız, geri kaldtğımız şeyler var.. Mesela kültür alanında 44 sene zarfında yapabıldığımızden çok daha ileri gidebilirdik. Gitmeliydik. Bunun hicranını ben daıma çekerim" ismet Paşa, Abdi İpekçi'nin bir başka sorusunu da yanıtlarken, sözlerinin sonunda şöyle der: . .İlerde olan tehlike aşın sağdadır. Görüşüm budur. İsmet Paşa. bugün ülkede olup bitenlerı bir görse; Helal, Adanalı Celâl! mı derdi. yoksa küplere mi binerdı bilemem. İsmet Paşa'nın yıllarca milletvekıllıği yaptığı memleketı Malatyada, geçen hafta cuma günü, camilenn önüne masalar, sandalyeler yerlestırildı. SHP'nın başvurusu uzerine, Anayasa Mahkemesi'nce iptal edılen bir yasanın yeniden çıkarılması ıçın vatandaştan ımza toplanıyordu Çocukların ellerine pankartlar tutuşturulmuştu. Gelip geçene bağırıyorlardı: AUaha, dine, peygamberlere söventer ıçin cezalar arttmlmalıdır. Allahını, peygambennı seven gelip imzalasıııınl Malatya'da yayımlanan "Görüş" gazetesı" on beş bin imzanın toplandığını, ımza kampanyasının surdüğünü yazıyordu. Bağnşıyordu imzacılar: "Allahını, evlıyalarını sevenler, gelip imzalasınlar... Camilerin önlerındekı masa sayısı otuzu, kırkı bulmuştu. imzacılar, valiliğe başvurarak. böyle bir kampanya başlatacaklannı bildirmışler, yalilik de izin vermişti. Imza kampanyaları gösterıye dönüşmüş, SMP İl Başkanı Mehmet Inci ile SHP ilçe Başkanı Bedri Temir, olayın gerici nitelik alma eğılimı gösterdiğinı ılgilılere bildirmışler miydi? Ceza Yasası'nda değişiklik öngören bir yasa, Meclısten çıkmış, SHP bunu Anayasa Mahkemesi'ne göturmüş, Anayasa Mahkemesi, yasada eşıtsizlikler bulunduğunu saptayarak, bunu iptal etmiş Meclıse de yeni bir yasa çıkarması ıçın altı ay süre tanımıştı Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesı daha ortada yok. Karar, gerekçesiyle yayımlanmış degil Gerekçe. basında çıkan haberlere göre, semavi olmayan dinlere sövmeyi de suç kapsamına alıyor. Alınması gerektiğini vurguluyor. Özü bu .. Ama, gelin görun kı, gerici basın, başta Hinthorozu Erdal Bey olmak üzere, tüm SHP'lılere veryansın ediyor. Uslan sıra, bunu fırsat bilıp, gericilıği hortlatma olanağı bulacaklar. "Din elden gidiyoıi Şeriat isterük" diyecekler... Hafize Özal bile. duramadı da. "Paşa'nın oğlu" diye, Erdal Bey'e yüklendı. llendi! Ne demeli? Helal Adanalı Celal! Helal, Adanalı Celal! İ srail'in önünde 3 seçenek 45 kilometre uzunluğunda, en geniş yeri 11 kılometre eninde, kilometrekare başına 1500 kişi düşen, topraklarının yuzde 50'si lsrail tarafından müsadere edilip buraya yerleştirilen 2000 kadar 'Vahudiye ayTilan, geri kalan yuzde 50'si ile 600 bin Filistinlinin vetinmek zorunda bırakıldığı Gazze'den kulağımızı Batı Yakası'na, Doğu Kudus'e uzattığımızda da, benzer sözler duyuyoruz. Faysai Huseynî, bu noktada bir bilge tavn takınarak rahat konuşuyor: "tsrail'in öndnde üç seçenek var 1. 1967 öncesi sınıriara çekilmek. Bunu vapamaz. O kadaıiık toprak parçası göç edecek Yahudileri ememez. Israil'in Yahudilerin vatanı olduğu savı, Yahudilere yeıieşecek yer bulunamazsa anlamsızlastr. İsrail devlelinin varlık nedeni sarsılır. 2. İsrail, Batı Yakası ve Gazze'yi burada yasayan Filistinlilere hiçbir faak vermeden ilhak eder. O zaman burası ikinci bir Güney Afrika olur. Bu da çok zordur. 3. İsrail, Batı Yakası ve Gazze'yi Filistinlilere vatandaşlık haklanm vererek ilhak eder. O zaman çeyrek yuzyıl içinde Filistinli Arap nüfusu Yabudi niifusunu geçeceği için. Filistinliler Knesset'te çogunlugu ele geçirir. Ortada Siyonist Yahudi devleti kalmaz. İsrail, büyıik bir açmazda." + ** Mısır sınınnda Gazze Şeridi'nin en ucunda, Mısır sınmna 200 metre uzaklıkta eczacı Ziyad Şaath'ın evinde sohbet ediyoruz. Dört buçuk yıl önce Rafah'ın Mısır'da kalan diğer bölümünde, İsrail'in 15 yıllık bir işgalden sonra Sına'dan geri çekilmesinin löreninde, Rafah'a Mısır bayragjrun çekilisini izlerken, lsrail bayrağının ardında kalan Rafah'ın Filistinli yansını ne kadar da merak etmiştim. Şimdi Gazze Şeridi'nin kuzeyden güneye 45 kilometrelik boyunu boydan ARAFA T'INSORUNLARI Filistin topraklan dtstnda mücadeU eden FKÖ ve onun önderi Arafat, işgal bölgesindeki Filistinlilerin güvenini koruyor. Ancak bölgedeki guçler dengesi Arafat'tn hareket alantnı sınırlarken, yeni Filistinliler kusağt Arafat 'w kenara çekilmesini ve şiddet yanlısı bir politika izunmesini istiyorlar. Yeni kuşak şiddetten yana Faysai Huseynî, "Ben" diyor, "diişman olmasına rağmen tsraillilerie günliik hayatta beşeri munasebetler kuruyorum. Oglum benim gibi degil. Yeni kuşak hiç böyle degil. tsraillilerie en basit beşeri münasebeti 'ihanet' sayan bir yeni kuşak yetişiyor. Dolayısıyla, banş için asıl altm fırsatı kaçıran lsrail. tsrail yöneticileri şu anda bulabilecekleri en ıiımlı Filistin oodertigi ile karşı karşıyalar. FKÖ'nün btıgünkü yöneticileri bulunabilecek en ıiımlı kişiler." Ulusal kahraman Abdulkadir Huseyni'nin oğlu Faysai Huseyni şöyle diyor: Filistin için Cezayir ve Vietnam türu mucadeleler ölçü olamaz. Buradaki durum, Cezayir ve Vietnam'a benzemiyor. İşgal altındaki Batı Yakası ve Gazze'de durum Nazi işgalindeki Avrupa'ya benzjyor. İşgal şartlan altında günluk hayatını sürdüren halk, Arafat'ın kendisine sadık olduğunu bildiği için onlar da Arafat'a sadık." boya geçip, Ziyad Şaath'ın evinin penceresinden az öıedek yüksek tellerin ardındaki Sina'nın başlangıcmı garip duygular içinde seyrediyorum. Yüksek tellerin bize yakın yantnda bir tsrail bayrağı, öte yarunda ise Mısır bayrağı, gözumüzün önünde hafif rüzgârda salınıyor. Ziyad Şaath, Gazze Şeridi'nin üç belli başlı şehrinın (Gazze, Han Yunis ve Rafah) en guneyinde yer alan Rafah'taki Filistinli önderlerden biri sayıhyor. Bir yıllık bir idari tutuklamanın ardından Aşkelon (Mejdel) hapishanesinden çıkıp RJ "ıh'a doneli iki ay olmus. Kendisine birkaç gun once Tel Aviv'de işgal altındaki lopraklann yör.etiminden de sorumlu olan tsrail Savunma Bakanı tzak Rabin ile görüşmemi aktarıyorum. Rabin, Gazze ve Batı Yakası'nda seçim yapıiamayacağını, bu bölgelerde yasayan halkın terör tehdidi altında bulunduğunu, dolayısıyla Gazze ve Batı Yakası'ndaki Filistinlilerin Önderlerinin kim olduğunu bilmediğini söylemişti. Ziyad Şaath, "terore hedef olma korkusundan Gazze ve Batı Yakası'nda ortaya bir Filistinli önderligin çıkmadıgı" sa\ına karşüık, "Önderlik var zaten. Niye çıksın ki? Boyle bir sorun yok ki. Ne korkusu? Korku ne demek? Gerek İsrail mahkemelerinde, gerek hapishanelerinde İsrail yetkililerine FKÖ'nün bizim onderligimiz olduğunu açıkça soylüyoruz. FKÖ'ye bağlı olduğumuzu ilan ediyoruz. Burada her giin iızerimize makineli tüfeklerini diken, ordulanyla bir tsgali siırdîiren ikide bir bizi hapishanelere atan Israil'den korkmayacağız da. uzaklardaki FKÖ'den korkop gerçek duygulanmızı açıklamayacagız. Kim inanır buaa? Anlasıhnası gereken nokta sudur FKÖ, Filistinlilerin kimligidir. FKÖ ile Filistin halkı aynı şeydir. FKÖ yonetimi ise Filistin halkının ondertigidir. İçerde bir onderiik eksikliği sorunu yoktur. Mesele budur" açıklamasını getiriyor. Günün birinde Yaser Arafat ile karşılaşacağımız ihtimalini akılda tutarak, "Ona söyleyin" diyor, "burası için endişesi obnasın. Adamlar adam kaldı. Halkı, ogretmeninin ve örgiitüniin (Filistin Kurtuluş Orgutu) ardındadır." Avukat Faiz Abu Rahmi: "Buradaki Filistin halkı FKÖ'yü bekliyor. FKÖ ise bölgedeki guçler dengesinde bir değişiklik olmasını bekliyor. Bu bekleme dönemi içinde bize burada yapacak tek şey kalıyor. Topraklanmızdan kımıldamamak ve direnmek. Başka seçeneğim yok ki.." Benzeri bir saptamayı Hebron'dan Kudus'e dönerken de işitmiştim. Hebron'da İsrailliler tarafından görevden alınan hararetli FKÖ yanlısı, eski Belediye Başkanı Mustafa Natse ile görüşmeden dönerken bana refakat eden bir Doğu Kudüslü gazeteci, "Bu göriıştugünuz kişi, gdeneksel önderliklen biridir. Yeni bir kuşak yetişiyor, bunlan fazla begenmiyor. Hatta Arafal'ın bile bir simge olarak kalmasından, ama artık çekilmesinden yanalar. Onlar için Arafat, gereginden fazla esnek, geri adım atan bir lider. Bir ulusal simge oiarak konınmalı, ama artık geleneksel onderier yeni ve şiddet yanhsı akıma yerini bırakmah düsüncesindeler. Böyleleri terörist ithamından bile rahatsız degiller. 'Evet teröristiz. Dunya bizi böyle tanısın ve neden teröre yöneldiğimize kafa yormaya başlasın ki, Filistin davasının meşruluğunun farkına varabilsin' diye düşünüyortar" demişti. Üstelik, bu sözleri elimize tutuşturduğu kartvizitte bile "Mustafa NatseŞecilmiş Hebron Beiediye Başkanı" yazarak İsrail'e meydan okumaktan geri kalmayan birinin yanından çıktıktan sonra duyrauştuk. Işin zorluğu, Israillilerin önemli ve etkin bir kesiminin Filistinlilerle aynı kanıyı paylaşmamasuıdan da kaynaklaruyor. ÇALÜŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL DEVMİ, KÜÇÜK ADAM Mİ? Sovyet Medenî Haklar Savunucusu Anatoli Sharansky, şubat ayından beri S'atan Sharansky admda bir lsrail varandası. ıs, işgal altındaki Filistinlilerin özgürlüğünü savunmaya gelince, Sharansky, FKÖ 'ye nefretini belirten bir açıklama yapmakla yetindi. MIS1A Emekli ikramiyeleri "Emekli, adi malulluk, vazife malullüğü aylığı baglanan veyahut toptan ödeme yapılan: Asker, sivil tüm iştirakçüere, "Emekli Sandığı Yasası'nca öngörülen koşullarda emekli ikramiyesi de ödenmektedir. Yasada öngörülen koşullardan biri, "Verilecek emekli ikramiyesinin hesabında, 30 fîili hizmet yılından fazla süreler"in göz önüne alınmayıp, yok sayılmasıdır. Bir memur 40 yıllık hizmetin sonunda ancak 30 yü çalışmış gibi kabul edilmekte ve kendisine son 10 yıllık çalışmasının karşılığı emekli ikramiyesi ödenmemektedir. 30 yıldan fazla çalışma yıllannın yok sayılmasının yani sıra, ikramiye *tam fiili hizmet yüı" üzerinden ödenmekte ve yıl kesirleri hesaplamada göz önüne alınmamaktadır. Oysa ki emekli ayüklan baglanırken, "Fiili ve itibari hizmet süreleri toplamındaki ay kesirleri tam ay" sayılmakta ve "yü kesirlerinin her ayı için emekli aylığı baglanmasına esas aylık tutannın yüzde l'inin 12'de biri emekli ayhğına, aynca" eklenerek değerlendirilmektedir. Yıl kesirlerinin emekli ikramiyesinde göz önüne aiınmaması bir ölçüde hak kaybına neden olmaktadır. Yasada öngörülen bir diğer koşul da emekli ikramiyesinin, emekli aylığı bağlanmasına esas alınan tutar üzerinden ödenmesidir. Bu tutar, bir anlamda memurlara ödenen brüt aylıklann da tutandır. Oysa ki aybklar, memurlara ödenen ücretin bir bölümüdür. Memurlann geçimlerini sağlamaya çalıştıklan ücretleri, salt aylıktan oluşmamaktadır. Aybğın yani sıra memurlara, hizmet sınıflanna ve görev unvanlanna göre değişen çeşitli odemeler de yapdmaktadır. Başta, yakacak yardımı olmak üzere, özel hizmet tazminatı, iş güçlüğü zamrru, iş rizki zammı, mali sorumluluk tazminatı, temininde güçlük zammı, yargı ödenekleri, eğitim öğretim hizmetleri tazminaü, emniyet hizmetleri tazminatı, üniversite ödeneği, makam tazminatlan, aile yardımı ödeneği, vb. aylıklann yani sıra ücretin bütününü oluşturmaktadır. Ancak görülüyor ki, aylık kavramırun dışında yer alan bu ödemeler, emekli ikramiyelerine yansımamaktadır. Oysa ki, "Gıda, mesken, sağlık, yakacak ve aydınlanma gibi zanıri ihtiyaçlannı karşılamak üzere iş karşılıgında isçiye para ve ayni olarak devamh ödenen miktarlarla, hususi bir hizmet dolayısıyla verilen prim ve ikramiyelerin kıdem tazminaümn hesabına esas olan Ucret" kavramı içinde bulunmaktadır. Memurlara ödenen ikramiyeler ise yalmzca aylık Üzerinden ödenmekte ve bu da çok büyük ölçüde hak kaybına neden olmaktadır. Ozgürlük kahramanı Sharansky Israü'deki son günlerimizde Natan Sharansky ımzasıyla gazetelere" verilen bir ilan bu derin anlayış farkını olanca çarpıcdığıyla sergiliyordu. Natan Sharansky, ünlü Sovyet medeni haklar sa\unucusu Anatoli Sharansky'den başkası degil. Sharansky, yıllar boyu surdürduğü inatçı ve ilkeli bir mucadeleden sonra bu yıl başlannda Sovyetler'den ayrıldı ve tsrail'e yerleşerek Natan Sharansky adım aldı. Faysai Huseynî, hakkında sınır dışı kararı alınan AşŞaab (Halk) Gazetesi'nin Genel Yayın Mudürü ve Basyazan Ekrem Haniye hakkındaki kararın iptali için sürdurülen mücadeleye Sharansky'nin katkısı olur düşüncesiyle, kendisiyle yaptığımız gönişrneden hemen once unlu medeni haklar savunucusundan randevu istemişti. HüseynîSharansky göriişmesinin İsrai) basınına sızınası üzerine "kişi özgürliikleri" nin yılmaz savunucusu Sharansky, tsrail gazetelerinde şu ilanı üç sutun yayımlattı: Gazze'de Gazze"yi çıplak gözle görmeden bu sozlerdeki duygu titreşimlenni anlamak zor. Rafah'a yarım saat uzaklıktakı Gazze şehrini boydan boya kateden Omar İbnMuhtar Caddesi'nde zırhlı araçları üzerinde, elleri ağır makinelilerin tetiklerinde lsrail askerleri devriye geziyor. Şehrin merkezinde bir binanın en üst katında bir ağır makineli tüfek namlusu meydana doğru dönmüş. ardında miğferli, fişeklikli, savaş giysileri içinde İsrail askerleri insana boğucu bir hava yaşatıyorlar. Bir otomobil tamircisinde arabanın tamır edilmesini beklerken, kir pas ıçındeki ustaya, az ötemizden geçen bir devriyeyi işaret edip, "Ne bu bal burad». Batı Yakası da işgal altında, ama böylesine bir bava orada yok" diyecek oluyorum. Tamirci arabanın altından başını kaldırmadan, "Orada da ara sıra olur. Dün burada bir Yahudi bıçaklandı. tsrailliler de ateş açıp bir Filislinliyi oldürduler. Onun için bugün bava biraz gergin" cevabını yetistiriyor. "Alışkınsınız yani bu goruntülere" diyorum. Kafasıru bu kez kaldınp "Alışıgız, ama 20 yıldır bıktık nsandık artık" diyor. tsimsiz Filistinlinin bir prototip Filistinli olduğunu düşünerek diyaloğu sürdurmeyi deniyorum: "Bu durum daha ne kadar sürer böyle?" İstifini bozmadan cevaphyor, "tsraiIIUer gidinceye ve bağımsız devletimizi kuruncaya kadar." Tılsımlı kelimeyi sormanın tam sırası diye duşunüyorum. "Gazze'de Arafat serilirmi?" Yine kafasını kaldırıyor ve "elbette" anlamında uzata uzata "Maluuum" karşılığıru veriyor. Gazze topraklan yemyeşil. Dar düzlüğün üzeri portakal bahçeleri, muz ağaçları ve palmiyelerle örtülmüş. Şehirler ise pis mi pis. Yoksulluğun manzarası her köşede. Deniz kıyısmda Gazzelilerin pek duşkün olduğu biberin içine boca edıldiği lagos balığını yerken, gözüm çöplerle kirlenmiş kumsala takılıyor. Yan'mda oturan ElBayader dergisinin Gazze muhabirine gosteriyorum, "Burası daha temiz tutulamaz mı?" diye. Kahire Ünıversitesi'nde gazetecilik okulunu bitirmış ve bugun seyahat özgürluğunden yoksun muhatabım, "Merak etmeyin, hergece temizJeniyor kumsal" diyor, "lsrail devriyesi kumlan diimdüz yapıyor. Böylece, gece denizden bir sızma olup olmadıgını ayak izlerinden anlıyoriar. Mısır'la aralannda banş var. Liıbnan karasulan kontrollerinde. Gazzeli bslıkçılann giineş batmadan donmeleri zorunlu. Neden korkuyorlar ki? Amaçlan besbelli ki baskı yapmak. Bizi sindirmek" diye devarn ediyor. Avukat Faiz Abu Rahmi, "Biitün çaba buıayı terk etmemiz için. Hiçbir yere gilmeyeceğiz. Gidecek yerimiz de yok zaten" diyerek, umursamaz bir tavırla elini sallıyor. Faiz Abu Rahmi, bu yıl başında eğer Kral Huseyin, FKO ile işbirliğini rafa kaldırmasa \e barışçı çozum yolunda goruşmeler başlasa idi, Gazze'yi temsilen ÜrdünFilistin ortak heyetinde yer alacaktı. Doğu Kudüslü gazeteci Hanna Siniora ile onun katılırru, ABD ve İsrail tarafından kabul edilmıştı. Faiz Abu Rahmi, Hanna Siniora ile birlikte Amman'da ABD temsilcilerı ile maraton toplantılarda FKO adına hazır bulunmustu. Şimdı o da, İsrail dışına çıkmasına izin verilmeyenlerden biri. Gazze'deki genış yazıhanoinde söze, "Siz Türklerin buralardaa gilmesi iyi olmadı. Buralarda çok anınız var. İngilizler sizi Gazze'den sokemedi. Cephe, daha otede Bir Saba'da yanldı" sozleriyle soyleşimizi başlatıyor. "Biliyorum" diyorum, "GazzeBir Seba Cephesi anılannı burada savaşan dedemden dinlcmişlim. Ama artık yokuz. Siz de Türkleri istemediniz. Şerif Huseyin, jngiu'zlerie birlikte Turklere karsı ayaklanmadı mı?" sorusuyla soyleşiyı saptırmayı deniyorum. "Şerif Huseyin, Araplar demek değildi. Araplann küçök bir bölümunü temsil ediyordu. Filistin halkı size karsı değildi" diye ısrar ediyor. Faiz Abu Rah.Tii, tarihten söz ederken, bugüne ilişkın imalarda bulunmuş oluyor. Şerif Huseyin, bugun israil'in işbirliğini hesapladığı Urdun Kralı Hüseyin'in, kendisi gıbi Israillilerle işbirliğinden yana dedesi Kral Abdullah'ın babasıydı. FKÖ'nün Gazze'deki en güvenilir uzantısı, besbelli ki Filistinhlerle Şerif Hüseyin'in Urdun Kralı Huseyin'e uzaııan soyu sopu arasında bir avırım yapmak ıstıyor. Natan Sharansky, açiklığa kavuşturuyor "İsrail halkı ve İsrail Devleti, amacı Yahudi halkının vatanına iliskin meşru haklanm inkâr ve nihai olarak İsrail Devleti'ni yıkmak olan, bir caniyane terör örgutu FKÖ'ye karşı kendini savunma savaşı yüriituyor. Bu caniler örgütünıin gerek niyeti, gerekse barbarca yöntemleri her turlu insani ölçüye aykındır. FKÖ ve onu destekleyenler kendilerini uygar toplumun dışına yerleştirmişlerdir. Benimle göriışen heyetin FKÖ ile ozdeşleşmiş olduğunu daha sonra ögrendim. Bu gerçegi önceden bilseydim, goruşme asla gerçekleşmezdi. Tıpkı Gorbaçov'un davasını yaymak için Babnın kurumlannı kullanmaya calışması gibi, FKÖ de, İsrail'in demokratik kurumlannı ve dilini, İsrail'in tahribi ve terörü geliştirmek için kullanmava çalısıyor. Kadın ve erkek, genç ve yaslı, kardeşlerimin kanı ellerine bulaşmıştır. İsrail hukumeti ve güvenlik guçlerinin. kendisine FKÖ adım takan musibete karşı korunmamız için kararlı bir savaş yuruttüğune ilişkin guvenim lamdır. Bu amacın İsrail Devleti'nin yasalanna tıygun biçimde ve İsrail Yüksek Mahkemesi'nin incclemesine tabi olarak takibi hiçbir şekilde insan haklannın ihlali degildir. Tam tersine, bu, insanlığın en yüksek amaçlannı, İsrail ulusunu konıyarak ve tiım uygar insanlıgı tehdit eden maraza karşı mucadele ederek, ilerletir. Natan Sharansky Kudus, 13.11.86" "tsraillilerie beşeri münasebet kuran" Faysai Huseynî, bu gazete ilanını gorunce, "Bir dev, baskı karştsında küçiilüverdi" diyecektir. "Burayı hiç görmeden Romanya'dan, Rusya'dan dün gelenin bu lopraklar üzerinde hakkı olacak da, burada dogan, buyuyen ve 33 yıldır yasayan Ekrem Haniye, bir daha dönmemek üzere sınır dışı edilecek. Bu nasil kabul edilebUir" diye lepkisini dile getirecektir. Ama Kutsal Toprak'ın üzerinde bugün, yekdiğerine kendisinin reddiyesi olarak bakan iki ayrı ulus, iki ayn kültür, iki ayrı zihniyet yaşıyor. Tam adamını karşımda bulmuşken, son yılların banş çabalarımn niye batağa saplanıp kaldığını sorgulamak istiyorum. Faiz Abu Rahmi, "İsrail, banş çabasında ciddi değildi" diye açıklamasına giriyor. "ABD'ye gelince. o da son tahlilde İsrail ne diyor, ona bakıyor. Biz, BM Güvenlik Konseyi'nin 242 sayılı karannı (işgalin son erdırilmesi çağrısında bulunan ve bölgedeki butün devletlerın, dolayısıyla İsrail'in güvenilir ve tamnmış sınırlar içinde yasamasmı ongoren 1967 tarıhlı unlu karar; kabul etseydik, karşılıgında Filıstin halkının kendi kaderini tayin hakkı kabul edilmeyecekti. Sadece ABD, FKÖ ile goruşmeyi kabul edecekti. O kadar. Sonra, bazı sınır duzeltmeleri ve multeci haklanm görüşmeye yönelirse, 242'yi kabul etmemizin ardından bize soyleyecek ne kalacak? Amman'da, Amerikalılarla göriışmeden çıkıp, Abu Ammar'a dunımu anlattık. '242'yi eğer karşılıksız kabul edeceksem, o zaman gidip Sudan'da Kordotan kabılesıne katılayım, orada yaşayayım. Kendi kaderimi tayin hakkından, yani kendi topraklarımda yaşama hakkından vazgeçeceksem bana ne kalıyor?' dedi. Aklıma, Doğu Kudüs'te ElVatanî Oteli lobisinde Faysai Huseynî ile söyIeşimız geliyor. "242, banşçı çözüm yolu önundeki tıkanıklıgın önünü açabilmek için kabul edilemez miydi?" diye sormuştum. Faysai Huseynî, o utangaç, içine kapanık halinden hiç beklenmedik bir tavırla elinı aramızdakı ma 242 ve çözüm üzerıne Prof. Nermi Uygur YAŞAMA FELSEFESI 2. bast, 550 lin (KDV içinde) Çağdas Yaytnlan Türkocağı Cad 39/41 Cağaloğlutstanbui Cahit Külebi İÇİ SEVDA DOLU YOLCULUK 800 liro (KDV içinde) Çağdas Yaymlan Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlutstanbui StRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle