23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/8 24 KASIM 1986 TOPRAKTA Cengiz Çandar "Şlmdl bu kasım gecetinln geceyann mavUiğlndc, Kudüs aldaucı bir bansod görttnum sunuyordu. Bir uzak ısıklar halkan fehrl uydular gibl tarmıstı: Kazcyde, RamaDab'ınkllcr; daha ötedc doğnda Olü Denlz Ubanında, Erlha'mnld (Jericho); gttneydc, BctbJchcm. Daha yalanda bir Ddnd ajddar zindıi bir tepc üzerlnden dlgerine geceleyin ısddayan fenerler gibi nçrayarak Kudtts'e ulatan youannttstttndcnöbet tutuyorlanh. Aralarmda en önemIfad Kaatd'in ısıklanydı. Kudüı'u denize baglayan tek yola hâklm köynn drvctinden göz kırpıyordu." Kudüs 10 km. tabelası göründüğünde sag yanımızda duran bu Kastel, o Kastel'di. CollinsLaplerre ıkıhsinin "Ey Kudüs!" isimli klasik eserlerinde sözünü ettikleri Kastel. Filistin Arap halkımn 1948 yılının bir nisan günü, Filistin'de bir Yahudi devleti kurulmasına engel olma umutlarımn birdenbire kınlıverdiği Kastel. KudUs Tel Aviv yolunu keserek ve kutsal şehiri içindeki 100 bin Yahudî ile kuşatarak lsrail dcvletinin kurulması hesaplannı suya dUstlrmek uzere olan Filistinlilerin efsanevi gerilla lideri Abdttlkadir HüseynS serseri bir kurşunla Kastel'de toprağa yığüıverince, önce başsız kalan Arap gerillalar, daha sonra bir strateji ve taktik dehasını yitiren Kudüs kusatması ve daha sonra POLTIİKA VE OTESI Bir Politik Göçmenin Ardından Savaş yıllarıydı, ısınmak zordu. Bir yılbaşı gecesi kaloriferli diye onun evinde toplanmıştık. Başkent Maltepesinde bir r Şimdi düşünüyorum da, o gece, kimler vardı? Fethi Giray, e^.,' çocukları, Niyazi Akıncoğlu tek başına, o yıllarda askerdi; Celal Vardar, eşi, çocuğu, ben, eşim, kızlarımdan biri, küçüğü daha doğmamıştı. Çocuklar hiçbir şey bilmedikleri için usluydular, kadınlar geçim sıkıntısından huysuz. Dünyada bitip tükenmeyecek gibi gelen bir büyük savaş vardı: Biz faşızme kızıyorduk. Bu savaşla faşizmin dünyadan silineceğini sanıyor, dayanıyorduk. Savasa girmemiştik, ama savaşa karşı en çok şiir yazan ülkelerden biri sayılırdık. Aradan yıllar geçti, çok şeyler gördük, çok şeyler geçirdik. Ölüm haberini aldığımda radyoda gene bir Rumeli türküsü soyleniyor. Onun da, hepimizin de sevdiği bir Rumeli türküsü. 0 yılbaşı gecesi Niyazi Akıncıoğlu yanık sesiyle bu türküyü söylemişti. Olüm haberi ile birlikte bu türkünün söylenmesi bir rastlantı mıydı? Şimdi Niyazi de yok, Fahri Erdinç de... Ama bu türkü var, kimbilir daha kaç yıl söylenecek: EŞStZ KUDÜSDünyanın tek tanrılı üç dini için ortak kutsallıktaki tek şehir Kudüs. Haritada surlar içinde kalan ve üç dinln en kutsal köşelerini barındıran kesim Eski Şehir. Haritada Nablus Caddesi oiarak gözüken bölümün doğusunda kalan bölge, 194867 arası Ürdün'ün elindeydi. Bu kesimde ve Eski Şehir 'de bugün de Filistinli Araplar yaşıyor. Yahudi kesiminln merkezi Yafa Caddesi. Arap kesiminin ise Selahattin Caddesi. Püskül pencereden uçtu Uçtu da deryayı geçti Benim gönlüm ... Fahri Erdinç, 1945'lerde 'Şen Olasın Halep Şehri'ni çıkardıöı zaman şiirlerinin yanı sıra öyküleri de yayımlıyordu. Dergiîerde adı görünürken radyoda da 'temsillerde' oynuyordu. Halkın bir eğlence aracı oiarak başına radyo konulan 'radyo tiyatrosu' vardı. Fahri Erdinç'in ilk çıkışı, Saiim Şengil'in Seçilmiş Hikâyeleri'nde oldu. Salim onun için özel bir sayı çıkarmış, dokuz hikâyesini bir arada toplamıştı. Hemen dikkatlerl çekti ve ilgi topladı. Kemal Salih Sel (Cumhuriyet, 17 Nisan 1948), şöyle diyordu: "...Gençler arasında cidden sevinllecek kıymetler yetisiyor. Hemen söyleyeyim kl, okuduklarımın çoğu, ileride bize ögünmek fırsatını verecek 'kıymetler'dlr. Hele şu iki imza: Halil Aytekin, Fahri Erdinç..." Tanınmış hikâyecilerimizden üstat Fahri Celâl de Ulus'ta (27 Temmuz 1948) şunları söylüyordu: "İlk döneminde çok verimli olması gereken Fahri Erdinç, gerçekten başarılıdır. Okuyucunun aldırmazlığı başlayınca bir ilgi çekiş gücü var ki, bu yetenek genç yazarın yarınını yarınlara götürecektir." Fahri Erdinç'in çıkışı başında üstatlar arasında değerli görülüyordu. Ölümü uzerine eski defterleri karıştırırken gördüm ki Akhi sar'da doğmuş, ama kökeni Ankaralı imiş. Salim Şengil tanu ma yazısında şöyle diyor, "1917'de Akhisar'da doğan Fahri Erdinç, aslen Ankaralı olan 'Deveci Çandıroğulları' ailesinden öğretmen Halil Yaşar'ın oğludur. Annesinin erken ölümü, hayatında ilk darbeyi teşkil eder. Toprak yedim, sokakta buyüdüm, sıtma nöbetleri ile kıvrandım, der. Balıkesir öğretmen Okulu'nu bitirdikten sonra ver elini köyler. Sonra askeriik, sonra yazarlık... Çevresinde baskılar artmaya başladı. Devlet büyüklerine sövdü diye tutuklandı, çıktı. Polis baskısı yanında birde aile baskısı vardı. Genç bir kadını mı seviyordu? Istanbul'a göçtü. Tutunamadı. Baskılar arttıkça arttı. İki arkadaşı İle biriikte (Ztya, Tuğrul) göçmenliği seçtiler. 1949 yılında Bulgaristan 'da politik göçmendi artık." Nâzım Hikmet'le yurtdışında karşılaşmasım şöyle anlatır: "...Yedi eylülde Nâzım Hikmet'in geleceğini söylediler. Moskova'dan uçakla... Uçak indi. Turunu yapıp karşımıza geldi. Motoru sustu. Nâzım görünmüştü merdivenin sahanlığında. Güleç. Kolunda pardesüsü, kasketli eli havada. Öylece indl merdlvenl." Görüşmek istiyor, koruyucuları itekliyor. Bunu gören Nâzım, "Sen beni ara..." diyor. Arabalar yüruyor. Sonra arayıp buluyor, dostluk. başlıyor. Yazılannda toplumsal gerçekçi oiarak bilinir. Uzun süre hikâye ve romanları Türkiye'de yayımlanmadı. 1970'lerden sonra öykü ve romanları çıkabildi. Türklerin adım değiştirme politikası izleyen Bulgaristan'ın tutumundan sonra, onun adı duyulmaz oldu. Bu susma değildir. Yeniden kitapları yayımlanır elbet. Oünyamızı terk ederken 69'unda ve gurbetteydi bu politik göçmen... MEHMED KEMAL 2 MISIR Allah'a enyakın şehir: Kudüs da Israil'in kurulmasını engellemek için Kudüs'te kıstınlmıs 100 bin Yahudi'nin teslim olmasını bekleyen Filistin direnmesi dağılıvermişti. Yeğeninin ölümünü Şam'da bir toplantının ortasında haber alan KudUs Müftüsü Hac EmİD Hüseynt birden toplantıyı keserek sakin bir scs tonuyla "Baylar, ılıe clhad şchldl Abdttlkadir Hüseynî'yi hediyc edlyorum. Sevtnin ve AUah'a fttkredln" dememis miydi? EmUe Gbori için bu sözler "FUİıUn dlrenme hareketinln aon buldnguna" işaret etmiyor muydu? Akündan, "Kauınıızda lıuaıılara Myleslne büyttk bir önem verdiren bir şey var; Andcrc boylealne bir lapınma; kahramanımız öldüğünde her |ey çökttveriyor" düşUncesini geçirmemiş miydi? Üç büyük dinin biricik kutsal şehri için kimbilir kaç ulus, kaç ordu buradan geçti Kudüs'e tırmanış Tel Aviv Kudüs koridonı adı vcrilen 60 kilometrelik karayolunun ilk bölümünU yemyesil 20 kilometrelik düzlügü, Ayalon Vadisi'ne serpilmiş portakal bahçelerini geçip bir 15 kilometre pamuk tarlalarıyla yan yana tırmandık. Ramle ve Lod'u ardımızda bırakıp Latrun'la başlayan KudUs'e doğru tırmanışımız sanki bir merdiveni basamak basamak çıkar gibi sürttyordu. Dağınık çam kümeleri ve o fotoğraflarından pek aşina olduğumuz KudUs evlerinin kesme taşlarının elde edildiği bej kayalar ve granit tepe tabanlarının Uzerinde zirveye doğru yükselen taraçalar KudUs'e yaklaştığımızı haber veriyordu. lşte Kastel ve biraz sonra bir başka tabela: Dikkat keskin viraj! O keskin virajı döner dönmez dikkatsiz bir gözün seçemeyeceği kadar mütevazı, küçUk bir tabela daha: Beyaz Uzerine siyah en Ustte Ibranice Yeruşalayım; ortada Arapça ElKuds; en altta Jerusalem. KudUs... Hü»eynî ölmewcydl: Filistinli efsanevi gerilla lideri Abdttlkadir Hüseynt tsrail devletinin kurulmasını önlemek için KudüsTel Aviv yolunu kesip kutsal kenti içindeki 100 bin Yahudi ile kusattığı sırada serseri bir kurşunla vurulup düşmese, acaba Israil'in ve Filistinlilerin kaderi değişir miydi? Oğlu Faysal Hüseynt "4 yıl önce 'Hayır' derdim, ama şimdi uzun uzun konuşmamız gerek" diye yanıtlıyor bu soruyu. SON Bu tabelanın bulunduğu yere ulaşmak için lbranice "Bans kentl" anlamına gelen üç büyük dinin bu biricik kutsal şehnne tarih boyunca binlerce kilometrelik yollardan kaç ulus, kaç iklimden, hangi dağları, hangi ırmaklan hatta denizlen aşarak akıp gelmişti. Kaç ulus? Kaç ordu? Godefroy de Bouillon'un Haçlı Orduları kaç devleti KudUs yolunda yağmalamışlar? Banş kentine giden yolda kaç şehri yerle bir ctmişler, kaç insanı kıhçtan geçirmişlerdi? Selahaddin Eyyubî'yi bugün lslam'ın ölumsüz kahramanı yapan sey, Hz. Muhammed'in cennete yükseldiği, Müslümanların ilk kıblesi olan bu şehirden Haçlıları kovalaması değil miydi? 2000 yıl dünyanın dört bir tarafındaki Yahudiler Yahudiliklerini her Sabbath (Cumartesi) duasını "Gtlecek yıl Kudüs'te" sözleriyle tamamlayarak korumamışlar mıydı? Yaıer Arafat, yıllardır Filistin halkını UrdUn'den LUbnan'a, Tel Zaatar'dan Sabra Şatila'ya, Beynıt'tan Trablusşam'a uzanan katliamlar geçidinde bu beyaz Uzerine siyah Uç dilde yazılı gösterişsiz tabelaya ulaşmak hülyasıyla yürütmUyor muydu? Akdeniz'den 60 kilometre ötede, uygarlıklar beşiği deniz kıyısının 20 kilometre doğusundan itibaren peygamberlerin Tann'ya banş vaadinde bulundukları mistısizmın bu ebedi kalesine adım adım yUkselerek varılıyordu. Batısında Akdeniz'in yanı başında yayılan dar ve verimli duzluğe, doğusunda yeryUzUnün deniz seviyesinden 400 metrc asağıdaki en alçak noktasına, ÖİU Oeniz'e (Lut GölU) egemen tepelerin zirvelerine ve bu tepelerin arasındaki vadilere yayılan bu essiz şehire bir ekim gecesi girdim. Yıldızlar gizlenmiş, gecenin maviliğinde sadece bir hilal yeryuzünün Allah'a en yakın sehrinin gökyüzünü süsluyordu. BEKLEYİŞlsrail askerleri Zeytindagı'ndan Kudüs'ü seyrederken. On planda Omer Camil ve surlar içindeki Eski Şehir ve ötede Yahudi kesimi gözüküyor. Fotoğrafta başı açık görünen Mordehai Gor (şimdi kabine üyesi) komutasmdaki lsrailparaşütçülert 1967'de bu fotoğrafın çekilmesinden çok kısa bir sonra saldmya geçerek Kudüs'ün Arap kesimini de zaptedecekler ve Yahudiler 2000yılı aşkın bir bekleyişten sonra Kudüs 'ün tümünü ele geçireceklerdtr. Küçük fotoğrafta, 1948 yılında Kudüs yakınlarmda ölen ve ölümüyle Filistinlilerin tsrail devletinin kurulmasını önlemek rüyasmı sona erdtren ulusal kahramanlan Abdülkadlr Hüseynt. Göz ufkumuzda KudUs'U doğudan kuşatan tepelere ÖİU Deniz'in ve Urdün Nehri'nin öte yamndan eşlik eden çıplak Moab dağları; yani Urdün toprakları. önUmUzde güneş altında parıldayan altın kubbesıyle ömer Camii ve gümUş kubbesıyle El Aksa. Biraz ötelerinde çifte kubbesıyle Kamame. Surlar içindeki Eski Şehir'in gUney ufkunda Bethlehem. Orası artık Batı Yakası. lsrail yetkililerine göre, "Topraklarthe tenitories." Başka kime sorarsanız, "lşgal Altındaki Topraklar Occupied Temtories." Mount Scopus'un hemen önünde aynı yükseklikteki Zeytindagı da kentin sayısız kutsal köşelerinden biri. Yahudilerin dünyayı mevcut gidişattan kurtarması için bekledikleri Mesih oraya inecek. O nedenle Zeytindağı'na gömUlebümek için amansız bir yarış var. Mesih'in geldiği gün tüm ölUler canlanıp ayaklanacağı için, Zeytindağı'nda gömUlü olanlar bu onunın ilk sahipleri olacaklar. Zeytindagı, Hıristiyanlar için de kutsal. lsa, çarmıha gerilmeden önce son saaüerini Zeytindağı'nın bahçderinden geçirmiş. Üstelik Meryem'in mezarı Zeytindağı'nın eteğinde. ZeytindağVru altın kubbeli ömer Camii ile gUmUş kubbeli El Aksa'nın Uzerine oturduğu yükseklikten ayıran Yehoşafat (Kidron) Vadisi de kutsal. Kıyamet günü geldiğinde, dünyanın sonunu ilan etmek ve tUm insanlığın ruhlarını uyandırmak için davullar burada çalacak. Ayrıca lsa göğe Zeytindagı'ndan yükselmişti... Bir on dakikalık yürüyüşle, her zerresine tarihin ve kutsallığın ağırbaşlılığı sinmiş, in cin top oynayan caddelerden kıvrılıp Eski Şehir'i çepeçevre saran surların en geniş girişinin Onünc geliyorum. Yafa Kapısı'ndan (Arapça Ubelada Bab elKhalll yanl Hebron Kapıs yanyor) içeri süzUlüyorum. Surların bu burcu Alman lmparatoru II. YVİIhelm Osmanlı devletinin yeni güçlü mütteHki oiarak alâyıvalâ ile kutsal şehire girebilsin diye yıkılıp genişletilmiş. Ama bu genişletilen kapıdan 1917 yılının bir aralık günU yine alâyıvalâ ile lngiliz komutam General Allenby, 400 yıllık TUrk egemenliğinin sonunu ilan ederek girmişti. KudUs'U korumakla görevli All l'uat Pasa ' emrindeki kuvvetlerle KudUs ile Eriha (Jericho) arasında bugUn otomobille en fazla yarım saatte ulaşılan çıplak tepelerde tutunmaya çalışırken, acı haberi Ordu Komutam Cemal Paşa'ya bir telgrafla bildirmisti. CAUIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞtPAL "Hizmetleri belgeleyemediğinıizderi" SORU: Şu anda o£lum tarafından balulan 72 yaşında bir r hanımıyun. 19401950 yülan arasında tzmir Alsancak Tütttn Rejisinde, 1945*1950 yülan arasında ÜskUdar Ttttttn Rejislnde lşçi oiarak çataf tun. 1956 yüında kendi istegimle Ijten ayrddım. BUdigJniz gibi 1950 yüı önceki hizmcüer sigorta kapsanuna girmedlginden (girse bile her iki Isyerinde yaptıgunız araştınnalaria bu hizmetleri bdgdeyemedigimizden) 19501956 yülan arasında son isyerinde geçen 7 yünk hizmetlm geçerii sayüıyor. Acaba tarafıma emekli aylıjı baglanır nu? Cemal Paşa'nın anıları Cemal Paşa anılarında "Eger" diyor ve Uç şart sıralıyor: "1. Bagdal'ı yeniden almak flkrine kapılınmayıp, kuvvctler Filistin cepheslne tahsis edUleydi; 2. Alman Geoeral Falkenhayn Filistin cepbesi komulanhgına grtirilmeseydl; 3. Falkenhayn bUyük sevkülcey» (strateji) ve taktik hatalan yapmasaydı, Flllstln'l ve Suriye'yi elimizde tutabUir ve böylece müUreke Uan edUdlglnde Filistin ve Suriye blzde kalırdı. Bunun akslni iddia edeceklerle her zaman fenni (bilımsel) mUnakaşava hazınm." Birtakım raslantılar, yanılgılar, talihsizlikler tarihin o yalruz kendi bildiği yürüyüşünUn yönünü değıştırebihr miydi? Bilmiyorum. BUyük savaş sırasında Cemal Paşa'nın KudUs'teki karargâhında çalışan yazar Fallh Rıfkı (Atay) "Zeytindagı" adlı kitabında "Çıplak lsa, Nasıra'da marangoı çıragı idl; Zevtindağı'nın UstUnden gcçtlgi zaman altında, keadi malı bir egegi vardı. BU Kudüs'te kirada oturuyonu. Halep'ten bu tarafa geçmeyen sey, yalnıı Türk kflgıdı degü; ne Türkçe ne de Türk geyiyor. Floranıa ne kadar bUden degUse, Kudut de o kadar bizim degUdl. Sokaklarda turlıtler gibi dolasıyonıı" diye yazıyor. Kimin pekı KudUs? Falih Rıfkı Atay, 40 yıllık bir aradan sonra 1956'da Israil'e gidince bu sorunun cevabını "Zİeytlndagı"nın yeni bir baskısının önsözünde şöyle dile getirmiş; "Bir TUrk Kudüs'ü yoktu. Bir Arap KudUs'U var mıydı? Hayır. Ne Kalolik, ne Ortodoks, ne de Yahudi Kudüs'ü! KUdUs Haç!ı, alemli, Davud mühurlü sancaklar altında göze gorünmez ordulann setsizce alıp verdikleri bir yer. Bu defa o şehrin bu yakasında SUIeyman'ın oldugu kadar Yahudi olan Kudüs'ü gorüyorum." Ben, tam Falih Rıfkı'nın anlattığı o kadar Yahudi olan KudUs'ten bir çeyrek saatlik yürüyüşle Eski Şehir'i bir muhkem taş gerdanlık gibi saran surların önünde, Yafa Kapısı'mn esiğinden adımımı bir ekim geceyarısında, ne Kayzer Wilhelm'in, ne General Allenby'nin şasaasmdan eser olmayan bir gece sessizliğinde, atar atmaz, aradığım KudUs'U bulacaktım. Birdenbire önümde Arapça yazılar. Hıristiyanhğırun ne kadar mezhebi varsa, onun en köhne kiliselerine nereden nasıl gidileceğini gösıercn yol işaretleri, Hz. Muhammed'in cennete yükseldığı kaya parçasının Uzerınde yükselen altın kubbeli Haramı ŞeriPe, onun yUz metre ötesinde lslam'ın UçUncü kutsal mabedi gUmUş kubbeli El Aksa Camü'ne, onun dibındeki Yahudilerin en kutsal köşesi Ağlama Duvan'na ve tabii Hıristiyanlann en kutsal mirası Hz. tsa'nın çarmıha gerildiği ve gömüldUğU Kamame'yc nasıl ulaşılacağını gösteren oklar arasından Eski Şehir'in çözülemez bir gazele bulmacasını andıran labirent halindeki sokaklarına dalıyorum. MUslUman, Hıristiyan, Yahudi ve Ermeni mahalleleri oiarak hangisinin nerede başladığını, nerede ve neden orada bittiğini anlamanın asla mUmkUn olmadığı sokaklar, bu kutsal banş kentinin tekin olmadığını anlatmak istercesine bana orayı derhal terketmem gerektiğı duygusunu aşılıyor. Eski Şehir, gizeminin bir geceyarısı keşfedilmesi ihtimaline karşı çok dUşmanca davranıyor. "Haçlı alemli, Davud mühüriü sancaklar altında göze görunmez ordulann sessizce alıp verdikleri" yerden hızla ayrılıp, Yahudi Kudüs'ün görece güvenliğine dönUyorum. Ertesi gUn, Mount Scopus'ta tbrani Universitesi sinagogunun camekânından gündUz gözUyle dinler harmanı KudUs'U tarihin derin kıvrımlarını sergilediği tUm çekiciliğiyle ilk kez seyrediyorum. Mount Scopus, şehrin kuzeydoğu yönUnde, KudUs'Un doğu yönündeki Zeytindağı ile birlikte en stratejik noklalarından biri. Bu iki tepeyi denetim altına alan, doğu yönUnden KudUs'e ilerleyebilir. Selahaddin Eyyubi ve Israil'in yaptığı gibi... Yahudiler sinagoglanru 2000 yılı aşkın sUredir camları batıya, yani KudUs'e dönük biçimde inşa etmişler. tbrani Üniversitesi'nin sinagogu, KudUs fotoğrafını içine alan dev camekânı ile güneyc doğru bakan istısnaı sinagoglardan biri Sol vanımızda ÖİU Deniz'e ve Eriha'ya alçalarak yeryüzünün deniz seviyesinin altındaki en düşük noktasına inen çırılçıplak tepeler. Kudüs'ü "ararken" KudUs'te ilk kultür şokunu ilk o gece yasıyorum. Otelin lobisi cıvıl cıvıl insan dolu. lnsanlann bir çoğunun kafalarının tam ortasına gelecek biçimde iliştirdikleri takkeler gözbme çarpıyor. Klppa adı verilen bu takkeler, giyenin dindar bir Yahudi olduğunu gösteriyormuş. Derken bir müzik sesi işitip otelin en alt katına iniyorum. Bir Yahudi düğUnU. Batı pop müziğinin gUrültUlü nağmeleri ile Yahudiler eğleniyor. Içeri girmeye cesaret edemeden kapının esiğinden içerisini süzmekle yetiniyorum. Eşikte dikilen başka biri daha var. Başında siyah fötrü, Uzerindc diz kapaklarına inen simsiyah ceketi, yakaları boğazına kadar ilikli beyaz gömleği ve tabii paçaları siyah potinlerinin Uzerine sarkmı; simsiyah pantolonu ve hiç makas değmemiş simsiyah sakallarıyla bir Hassidim. Yahudilenn kıppa gıyenlcrden cle daha dindar, Yahudilerin ultraOrtodoks kesiminden biri. Polonya, Çusya ve Baltık Ulkelerindeki yüzyıllar suren dindar Yahudi yaşamını New York'un Brooklyn'ine olduğu gibi tsrail'e de sürüklemişler besbelli. Hassidik Yahudi, bcnim gibi Urkek nazarlarla bakmıyor içeriye. Biraz kızgın, Yahudilerin dini gelenekleri Yahudi devletinin ortasında çiğneniyor da onaylamıyormuş gibi süzüyor dUğün salonunu. Biz de birbirimizi süzüyoruz. Ne de olsa, içeri adım atmamak konusunda aramızda bir ortaklık sağladık. Aramızdaki o andaki ortaklıgı farkederek irkiliyorum. Ben neredeyim? Bu görüntulerin arasında Ortadoğu'da mıyım? Yıllarca karış karış gezdiğim Ortadoğu'ya hiç benzemiyor burası. Lod'un yanı başmdaki BenGurion Havaalanı'ndan Tel Aviv'e doğru giderken, otoyolun muntazamlığı, yol kenarlarını kaplayan palmiyeler, vızır vızır gidip gelen araçlar ve Tel Aviv varoşlarında geleni karşılayan modern yapılar bir an için bana Los Angeles Havalam'ndan çıkıp sanki Santa Monica Caddesi'nde ilerlediğim hissıni uyandırmıştı. tsrail, Ortadoğu coğrafyasına oturmuş Batı mıydı yoksa? YUzlerce yıldır din adına nice kan dökülen, nice savaşlann uğruna patladığı bu "Banş Kentl"ni, yüzlerce yıldır onu herkes için cazip kılan cephesiyle bulmam gerek. Yıldızların gizlendiği, gökyüzünü sadece hilalin sUsledigi o gece KudUs'U aramaya çıkıyorum. Ve Arap mahalleleri GözUmüzU öte dUnyalann yeryüzUyle buluştuğu noktalardan Eski Şehir'i kuşatan surların batı yönüne çevirerek Yahudi KudUs'U tarıyoruz. Orası son yıllarda yapılan sivri, yuksek binalann eski yapıların arasından fışkırmasıyla sanki kulsal kentin eskiliğine yeninin meydan okuması gibi seçiliveriyor. Surların dışında kalan KudUs'Un doğu ve kuzey semtleri Mount Scopus'un hemen altına gelen bölUm ise kutsal kentin Arap mahalleleri. Şu anda benim yerimde bulunabilmek için, topraklarına geri dönUş rUyasını her geçen gUn biraz daha kırılan umutlara rağmen diri tutmakta direnen, dünyanın o köşcsine bu köşesine dağılmış, bazılanm çok yakından tanıdığım, kimbilir kaç Filistinli neleri feda etmezdi? KudUs'U onlar adına da seyrcttiğimi düşünüyonım. Bu şehire dinmez bir özlemle tutkun olup onu göremeyen nice Filistinlinin yararlanamadığı bir imkânı bir imziyazmışcasına kullandığımın farkındayım. Onlar KudUs'U görmek, KudUs'te yaşamak gibi doğal haklarını kullanmaktan yoksun oldukları için ben bir imtiyaz kullanmış oluyorum. KudUs'U seyrederken onlann eksikliğini hissetmekten kendimi alamıyorum. Bir Kudüslü KudUs'Un yerlilerinden olup, burada yaşama hakkını koruyabilen FİIİJtinlilerden biri Faysal Hüseynİ. Gerçi en yakınlarıyla görüşebilmek, Ulkesinin dışına dağılmış ve dönemeyen kardeşlerini görmek imkânından yoksun ama Faysal HUseynî KudUs'te yaşıyor. KudUs'te yaşıyor, ama kendi Ulkesinde, kendi şehrinde bir açıkhava hapıshanesinde yaşar gibi. ÇUnkU Faysal Hüseynî'ye tam beş yıldır KudUs Beİediye sınırlan dışına çıkmak yasak. Doğu KudUs'teki Arap Araştırmalan EnstitUsU'nU yöneten 46 yaşındaki Faysal HUseynî, babasının Eski Şehir'deki mezarım ziyaret etmek imkânına sahipse de, KudUs'e 10 kilometre uzaklıktaki Kastel'e gitmesi, babasının 1948 yılının bir nisan gecesi serseri bir kurşunla toprağa düştUğU yeri görmesi mUmkUn değil. Faysal HUseynî, Filistin Araplarının efsanevi kahramanı AbdUlkadir HUseynî'nın oğlu. Israil'in Arap dUnyası konusunda bir numarah uzmanı kabul edilen televizyon muhabırı dostum thud Ya'ari, Faysal HUseynî'yi işaret ederek bana, "Buradaki Filistinlilerin arasında en nüfuzlusu odur. Bir numaradır" demişti. Knesset Uyesi, tsrail lşçi Partisi'nin Arap milletvekili Abdülvahap Daravsi'ye sordum, "Dogrudur" dedi. "AbdUlkadir HUseynl'nin oglu olduğu İçin ml?" diye Usteledim, "AbdUlkadir HUseynl'nin oglu olduğu İçin ve aynca Faysal HUseynî olduğu İçin" cevabını verdi. "Faysal HUseynİ, son derece ölçülü, alçakgonüllU bir insandır. Herkes nezdinde «aygınlık uyandınr." AbdUlkadir HUseynl'nin oftluna, araştırmacı kimliğıni de akılda tutarak, "Eger AbdUlkadir HUseynî, lsrail devletinin kurulusunun Uanından bir ay önce Kastel'de bir serecri kursuna bedef olmasaydı, tarihin bu Ulkedekl seyri değişir miydi?" sorusunu yönelttim. Faysal HUseynî, arabasını durdurdu. Bir an daldı. "Bakın" dedi, "eger bu soruyu bana dört yıl öncesine kadar sorsaydınız, 'hayır' cevabını verirdim. Ama, dort yıldır ve ozellikle lsrail belgeleri uzerinde çalıstıktan sonra 'evet' cevabını verecegim. Ancak, bu konuyu bir araya gelip, uzun uzun konuşmamız gerek." Faysal HUseynî ile uzun uzun konuşmak için bir araya geleceğiz. S.R tSTANBUL YANITi 2433 sayılı Yasa ile Sosyal Sjgortalar Yasasının "YaşLLk Aylığından Yararlanma Şartlan"na ilişkin 60. maddcsi, 1 Nisan 1981'den geçerii oiarak değiştirilmiş ve "B) Kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını dolduran, sigortalıhk süresi en az 15 yıl olan ve her yıl için ortalama 120 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalan primi ödemiş bulunan sigortalıya da yaşlılık aylığı baglanır" kuralı, yerini sigortalının, "C) Kadın ise 50, erkek ise 55 yasını doldurmuş olması, en az 15 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 3.600 gün" malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş bulunmak kuralına bırakmıştır. Yasa, 1 Nisan 1981'den sonra bir kadın sigortalıya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için, kadın sigortalının 50 yaşını doldurmasının yanı sıra, 15 yıllık sigortalı bulunması ve en az 3.600 gün v (10 tam yıl) prim de ödemiş olması koşullarııu aramaktadır. 7 tam yıl (2.520 gün) prim ödemiş bulunmak size yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için yeterli değildir. Ancak, Sosyal Sigortalar Yasası'nın 85. maddesinde koşulları belirlenen "istege bağlı sigortadan yararlanabilirsiniz." Sigortalıhk süresi en az 5 yıl olan ve en az 750 malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalan primi ödemiş bulunan "her sigortalı, yasanın bu hükmünden yararlanabilmektc ve eksik olan prim ödeme gün sayılarını "isteğe bağlı sigorta" ya prim ödeyerek tamamlayabilmektedir. Siz de 3 yıllık prim gün sayısı açığınızı "isteğe bağh sigorta" dalından ödeyerek tamamlayabilirsiniz. Sosyal sigortalıların malullük, yaşlılık ve ölUm sigortalarına ilişkin hükümlerinin yürürlüğe girdiği 1 Nisan 1950'den bu yana 36 yıl geçmiş olmasına karşın, yükümlülüklerini yerine getirmeyen işveren sayısı bugün bile oldukça kabarıktır. Banş için dua edin Birkaç adım sonra olanca soğukluğu ama lsrail devletinin kurulus gUnlerini hatırlatan tarihi çekiciliğiyle King David Oteli'ne raslıyorum. Bundan sonrasını biliyorum artık. Dünyada hiçbir kente nasip olmayacak sayıda kitabın ve tonlarca tasvir, kelime ve cttmlenin konusu olduğu için Kudüs'te neyin, nerede bulunduğuna ilişkin genel bilgim var. Eğer bunlardan da habersiz olmak söz konusu ise, hiç önemi yok. King David Oteli'nin az ötesinde ve sık sık raslanması mUmkUn kocaman sokak haritaları herkese yön gösterecektir. Her haritanın uzerinde Yahudilerin unutamadığı, Kudüs'U başkent yapan kralları David'in ünlü sözü lbranice ve Ingilizce iki dilde yazıyor: "Kudüs'te banş için dua edin Pray for the peace of Jerusalem." "Kudüs'te tans için dua edin" sloganından gözümüzU ayınp sağımıza döner dönmez, Kudüs'ün savaşçı geçmişi olanca haşmetiyle gözümüze doluyor. Vadinin ötesinde, tam hizamuda Kanuni Suleyman'ın dikürdiği yUce surlar yükseliyor. TEKEL İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1. 7 adet Motopomp alımı ihalesı, 4.12.1986 günü saat 10.30'da Tekel Işletmderı Gcnel MüdUrlüğü II. lhale Komisyonu'nca iç piyasadan açık eksiltme yöntemiyle satın alınacaktır. 2. Geçici temınal 1.426.000, TL'dır. 3. Şartnamesi Tedarik ve Ikmal Dairesi Başkanhğı'ndan l.OOOr TL karşılığında satın alınabilir. 4. Utekliler, en az üç ay sürelı limit dahili geçici teminat mektuplarını ve şartnamesinde istenilen diğer belgelerle birlikte ihale günü belirtilen saalte lhale Komisyonu'na müracaat edeceklerdir. 5. Kuruluşumu7 2886 sayılı yasa kapsamında değildir. Emniyetli, kârlı ve verimli teklif değerlendirileceğinden, ucuz teklifin dikkate alınmaması veya sıparişin kısmen veya tamamen iptali, teklif vericiye bir hak sağlamaz. 6 Postada dpğacak gecikmeler ile telgraf ve teleksle yapılacak başvurular gcçersizdir. llanen duyurulur. SCRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle