22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 KASIM 1986 İNGİLTERESURtYE GERGtNÜĞt DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Moskova'dan Esadla Sovyetler'e destek mektubu Sovyet yetkililerin Esad'a yolladıklan mektupta, "Sovyetler Birliği, Suriye'nin maruz kaldığı baskılan yakından izliyor" ifadesi kullandıklan bildirildi. ŞAM, (AP) Sovyetler Birliği'nin, Suriye ile îngiltere arasındaki gerginlikte Şam hükümetinin arkasında yer alacağınıaçıkladığı bildiriliyor. Suriye resmi haber ajansı SANA, Sovyet yetkililerin Devlet Başkanı Hafız Esad'a bir mektup göndererek, "Sovyetler Biıügi, dunımu ve dost ülke Surije'nin maruz kaldıgı baskılan çok yakından iztiyor" ifadesini kullandıklarını bildirdi. SANA, mektubun kimin imzasını taşıdığuu açıklamadı. SANA mektupU "SSCB, Londra'nın VVashington ve Tel Aviv'le birlikte başlattıkları kampanyada tamamen Suriye'nin yamndadır" deniJdiğini bildirdi. Hafız Esad'a Moskova'dan gönderilen mektupla Sovyetler Birliği, Suriye, tngiltere gerginliğini ilk kez resmi ağızdan yorumlamış oluyor. ABD DışişJeri Bakanı George Shultz da, önceki gün San Fransisco'da yaptığı konuşmada, ülkesinin 24 ekimde Suriye Büyükelçisi'ni danışma için VVashington'a geri çağırdığını anımsatarak, "ABD, Avrupalı raüttefiklerine damşüktan sonra, Suriye'ye karşı almacak diğer önlemleri kararlaştıracaktır" dedi. Ingiltere'nin Suriye ile diplomatik ilişkilerini kestiğinı açıkIamasırun ardından ABD ve Kanada, Şam Büyukelçilerini danışma için geri çağırmışlardı. Dış Haberler Servisi ABD Başkanı Ronald Reagan ve Dışişleri Bakanı George Shultz, Sovyetler Birliği'ne peş peşe sert eleştiriler yönelttiler. Shultz'Ia Sovyet meslekîaşı Eduard Şevazdnadze'nin birkaç güne kadar Viyana'da buluşmalarının beklendiği bir sırada Washington'dan Moskova'ya sert eleştiriler yöneltilmesi diplomatik çevrelerce anlamlı karşılandı. Başkan Reagan, Sovyetler Birliği'ni Afganistan konusunda kınarken, Geogre Shultz da Moskova'ya insan haklanna ilişkin sert eleştiriler yöneltti. AP'nin haberine göre, Reagan Idaho'da Senato seçim kampanyası için yaptığı konuşmada, Sovyetler 'in Afganistan'dan bazı birliklerini çekmelerini "bir aidatmaca" olarak niteledikten sonra şöyle dedi: "Sovyetler geçen hafta bazı birliklerini Afganistan'dan cektiler. Ama bun Reagan ve Shultz, Moskova'yı sert biçimde suçladılar yayhm ateş Başkan Reagan Sovyet birliklerinin Afganistan 'dan çekilmesini bir "aidatmaca" olarak nitelerken, Dışişleri Bakanı George Shultz da Sovyetler Birliği'nde halkın "kaba bir baskı" altında tutulduğunu ileri sürdü. kez daha göstermistir. Moskova, Afganistan'dan gerçekten çekilmeîidir." Reagan Idaho'da Sovyetler Birliği'ne şimşekler yağdınrken, Dışişleri Bakanı George Shultz da San Francisco'da yaptığı konuşmada Moskova'yı insan hakları konusunda suçladı. Shultz ABD ile Sovyetler Birliği arasında bir silahsızlanma anlasmasının imzalanabilmesi için, Sovyetler Birliği'nde insan haklan konusunda gelişme kaydedilmesi gerektiğini söyledi. Shultz, konuşmasını şöyle sürdürdü: "tki taraftan biri, insan haklannı çiğnemeye devam ettigi siirece, ABD ile SSCB arasında imzalanacak bir silahsızlanma anlaşması gerçek anlamda basardı oiamaz.' Moskova'yı kendi halkına karşı kaba ve baskıcı bir politika uygulamakla suçlayan Shultz, bu durum düzelmedikçe, Sovyetler'in dunya toplumunda "geri bir ülke" olarak kalacağını söyledi. Ancak Shultz, ABD'nin Sovyetler Birliği ile silahsızlanma konusunda diyaloğu sürdüreceğini ve bir anlaşmaya vanlabilmesi için çaba harcayacağını da sözlerine ekledi. DUNYADA BUGÜN ALİSİRMEN Demokrasi ve Tabu Bazı kâğıt oyunlarında joker vardır. Ama bu büyülü anahtar her zaman elljjkilik destelerde ikişer tane bulunan, sarayın soytarısına benzer ve üstünde "jolly joker" yazan kâğıt değil de, örneğin piştıdeki gibi, kahvelerimizde "bacak" yada "oğlan" da denen, vale veya blum ile konken arasında bir oyun olan pinakideki gibi, ikili de olabilir. Jokerin önemi ikili işlevinde yatar. Yani joker olan ikili hem her normal kâğıt gibi üstünde yazılı değerin işlevini gorür, hem de öbürlerinin hiçbiriyie kıyaslanamayacak olan üstün işlevini. örneğin, yukanda adını verdiğimiz pinaki oyununu pek bilmeden izliyorsanız, karonun yedilisi ile dokuzlusu arasına bir sinek ikilisi koyarak kâğıt açan oyuncuya itiraz edebilirsiniz: Ama yedili ile dokuzlunun arası kopuk, senin seri uymuyor ki.. Tartışmasız yanıt hazırdır oysa: O ikili joker! Böyle işte, jokerin üstünlüğü ve hikmeti tartışılmaz. Adeta bir tabudur o. Demokrasi oyununun ise jokeri yoktur, yani tabusu olmaz. Daha doğrusu olmaması gerekir, ama bizde vardır. Hatta diyebiliriz ki, özgürlükler açısından cimri, kısıtlamalar açısından "mükrim" (ikramcı!) demokrasimizin bu yönünün yani sıra en büyük özelliği, tabularının da hayli zengin oluşudur. Demokrasimiz ve cumhuriyetimizin gerçekte tehlikede olan en önemli ilkelerinden laiklik konusunun tartışıldığı şu günlerde, tabuiarla hemen burun buruna geliveriyoruz. "Biz gerçekte kendi din ve vicdan özgürlüğümüzü savunuyoruz. Allah demek, ibadet etmek yasak mı?" diye ortaya çıI kanlar kısa bir süre sonra kutsal dinin tabusunu kalkan ederek sizi yavaş yavaş, ama ustaca köşeye doğru itip amaçlarına ulaşıyorlar Oysa demokrasilerde konuların özgürce tartışılması herhangi bir tabu jokerinin ortaya sürülmemesi ile olanaklıdır. Görüşü bir örnekle açıklamak isterim. Taksim'de, alanın hemen bitişiğinde Fransız Konsotosluğu^ nun yanından aşağı inen yolda, küçük bir mescrt vardır ki, son zamanlarda ona bir de akıl almaz sakalette bir küçük teneke minare eklediler. Atatürk heykelinin bulunduğu Taksim Alanına onu gölgede bırakacak bir cami yapmak emelinde olanlar, yazın zaman zaman, belki de her cuma, o mescitin bulunduğu sokağa kadar taşan bir cemaatle cuma namazı kılarlar. Küçük mescite sığmayanlar, genel helalann pis kokusunun burun direğini kırdığı sokağa seccadeler yayarak namaz kılarlar. İstanbul'un Beyoğlu yakasında bunca camii dolmazken, bu küçük mescidin önünden sokağa taşıp trafiği engelleyenler kimseye aldırmazlar. Kendilerine, gerçekte bir gösteri, uzun erimli bir amacın bir parçası olan bu davranışlannın nedenini sorduğunuzda ise yanıtfan hazırdır: İbadet özgürlüğü yok mu? Biz ibadet edemeyecek miyiz? Kuşkusuz ibadet özgürlüğü vardır. Kuşkusuz, herkes ibadette serbesttir. Ama civarın başka camileri dolmazken, sokağı kapayan yurttaşa, oradan arabasıyla geçip, çok acele belki de yaşamsal işine ya da hastaneye yetışmek zorunda olan yurttaş: Arkadaş senin ibadet özgürlüğün varsa, benim de yoldan geçme hak ve özgürlüğüm var. Sen buradan kalk, ibadete ayrılan yere git! Benim de acelem var, işime gideceğim deme özgürlüğüne sahip midir? Bu soruya elinizi vicdanınıza koyarak yanıt verin. Böyle bir olayın olduğunu bir an için varsayın, acaba o yoldan geçiş hakkını savunan yurttaşın encamı ne olur dersiniz? Görülüyor ki, toplumumuzda laiklik konusunu tartışırken laiklikten yana olan ve şu anda özgürlükleri de varlıkları da büyük tehlike altında bulunan güçler, mazlum bir ifade ile boynu bükük gibi duranların, sürekli tabu kalkanı ile iterek kendilerini köşeye sıkıştırdıklarına tanık olmaktadırlar. Eğer laiklik, demokrasi ve din özgürlüğü konusunda tartışmak istiyorsak, her şeyden önce, dinin kutsal kalkanının bir yana bırakılması gerekiyor. Ve işte o zaman bu imam hatip okuliarı sorununu tartışab^ilir ve ulkemizde bunca imam hatip okuluna gerek olup olmadığını enıne boyuna ele alabilir, azgelişmişlik çemberini kıramayan Türkiye'de kızların imam olamayacaklarına göre, neden bu okullara gönderildiğini sorabilir, bunca genci teknik eğitim yerine neden böyle bir eğitime gönderdiğimizi, devletin kendi dışında olması gereken bir alana, din adamı yetiştirme sınırlannın ötesinde neden bunca para döktüğünü irdelemeye başlayabiliriz. Yine aynı şekilde, Milli Eğitim bütçesinin "Kendi okulunu kendin yap" kampanyasıyla, özel kişılare alanı bırakacak şekilde, kısılmasından sonra kaç sivil lise, kaç imam hatip okulu açıldığını açıkyüreklilikle sorabilir ve bu kampanyayı destekleyen, propagandasını yapan kişinin bulunduğu ulu makama ve iyiniyetıne karşın, acaba bir oyuna alet olup olmadığı sorusunu içtenlikle ve büyük bir iyiniyetle ortaya atabiliriz. Ote yandan, Türkiye'de Cumhurbaşkanı'nın Kuran'dan ayetler okuyarak, dini bilgiler vererek, adeta "şeriatçı bir laiklik" akımı yaratırcasına, dine dayanarak, din ve devlet işlerini ayırmasındaki davranış yanlışım, Cumhurbaşkanlığı makamına saygıyı eksik etmeden sormamız gerekir ki, laiklik tarttşmasında bir kez daha joker ile yani tabu ile karşılaşmayalım. Ve sözcükleri yuvarlamadan açıklıkla belirtebilmeliyiz ki, bir devlet başkanının halka iyiniyetle de olsa, dıni telkinler vermesi ve onları Kuranı Kerim ya da Hadisi Şerif yoluyla bağnazlıktan caydırmaya kalkması ya da laikliğin yoluna çağırması yanlış, yanlış olduğu kadar tehlikeli, tehlikeli olduğu kadar cumhuriyetin temel ilkeleriyle çelişen bir davranıştır. Çünkü laikliğin temeli, cumhuriyetin temel ilkeierinde ve anayasalarında bulunmaktadır, din kitaplannda değıl. Anayasamız laiktir. Din kitapları ise değil. Dinin öğretisi ile yola çıkanlar, laikliğe varamazlar. Çünkü laikliği dinin kendi içinde boşuna ararsınız, orada yoktur. Laikliğe karşı olan çevreler, bu yazımızı okuduktan sonra boşuna tabulara sarınıp bizi din düşmanlığıyla suçlamasınlar. Çünkü biz, herkesin din özgürlüğünden yanayız, bunun için gerektiğinde savaşım da veririz. Ne söylemek istediğimiz ise açıktır Bunu anlamayanlar, anlamak istememekte direnenlerdir. dan önce Afganistan'a yeni birlik göndermişlerdi. Aslında çekilen birtiklere ihtiyaçlan kalmamıştı ve onlann yerine yenilerini göndermişlerdi. Moskova, Afganistan'a bir ay birlik gönderip, ertesi ay birlik çekerek, kimseyi aldatamaz. Afganistan olayı Sovyetler'e karşı, temkinli davranmamız gerektigini bir ŞİMDI KARŞILAŞTIRMA ZAMÂNI V. > * ' • \ \ : J Ansiklopedi önemli biryatırımdır.Alın^çı^karşılaşhnn^arkı görün. Böyle bir ansiklopediye yaşammızın her döneminde kolayca sahip olamazsınız. Bu nedenle iyi bir seçim yapmak zorundasınız. Ansiklopedilerin içeriği önemlidir. İşte s\ze bir fırsat: Büyük Larousse'un herhangi bir fasikülünü alın dikkatle inceleyin. Madde sayısını, fotoğraflarını, haritalarını teker teker bütün ansıklopedilerle karşılaştırın. O zaman Büyük Larousse'a karar vereceksiniz. FARKI GÖRÜN, KARARINIZI VERİN ~ LAROUSSE ARTIK ÜÇ YILDA TAMAMLANACAK Bu benzersiz ansiklopediye sahip olmak icin artık 5 yıl beklemeyeceksiniz. Ansiklopedinizin toplam sayfa, cilt ve madde sayısında hiçbir değişiklik olmayacaktır. 5 Ocaktan itibaren fasikülleriniz 48 sayfa yerine 80 sayfa olarak yayımlanacaktır. BÜYÜK Ü •• ABONE OLMAK İÇİN SON FIRSAT: 7 KASIM • 1 2 3. • 1. 2. 3. 4. 5. 6. Tümü 3 taksttto: 150 000 TL taksıt 50.000 TL Son ödeme 7 Kasım taksıt 50.000 TL Son ödeme 7 Aralık taksıt 50 000 TL Son ödeme 7 Ocak Tümü 6 taksttto: 160 000 TL taksıt 35.000 TL Son ödeme 7 Kasım taksıt 25 000 TL. Son ödeme 7 Aralık taksıt 25 000 TL Son ödeme 7 Ocak taksıt 25 000 TL Son ödeme 7 Şubat taksıt 25 000 TL Son ödeme 7 Mart taksıt 25 000 TL Son ödeme: 7 Nısan FASIKUL YARIN ÇIKIYOR FJYAT 500 TL. Yayın süresinin uzunluğu ya da başka nedenlerle 1. 2. 3. ve 4. fasikülleri almamış okurlar için, bu fasiküller yeniden satışa sunulmuştur. Fransa ve E Ahnanyu'da bombalar patladı PARİS, (AP) Fransa'nın başkenti Paris'te dün sabah iki bomba patladı. Ulusal Göç Bürosu ile bir havayolu şirketi binalannın önünde patlayan bombalar büyükhasara yol açtı. Bombalama eylemlerinin sorumluluğunu "Doğrudan Eylem" örgütü üstlendi. Batı Berlin'deki bir Amerikan askeri havaalanının önünde parketmiş bir otomobilde önceki gün bomba patladı. Sovyet yapımı bombaların yol açtığı patİamada can kaybı olmadı, havaalanırun önündeki otomobiller hasar gördü. AVRUPA'DA TEROR Hollanda"da yeni \abancılar "fesasrna büyük tepki HALUK BAKIR UTRECHT Hollanda Adalet Bakanhğı'nca hazırlanan ve yabancıların yasal statüsünde birçok değişiklikler öngören yasa tasarısı, Utrecht kentinde dün yapılan büyük bir gösteriyle protesto edildi. Gösteriye Hollanda 1 nın değişik yörelerinden otobüslerle gelen çoğunluğu Türk ve Faslı on binin üzerinde işçi katıldı. "Aynmcdığa havır", "Apartheid istemi>oruz" pankartlarının sık sık goze çarptığı gosteride, "Kimlik Yasasına ha>ır, eşil haklar istiyoruz" sloganları atıldı. Yabancılar Yasası tasarısının öngördügü başlıca değişikliklerden birisi, şimdiye kadar sadece polisin yetkisinde bulunan kimlik kontrolünün belediye memurlarına da verilmesi. Buna göre yabancılar, iş bulma kururnu, nufus ve konut dairesi gibi belediye mercilerinde pasapot ve oturma belgelerini göstermek zorunda kalacaklar. Ge'irilmek istenen yasa bu nedenle "Kimlik Yasası" adıyla anılıyor. Tasarı ayrıca hapse girmiş yabancıların, işi olduğu halde kendi adına konutu olmayanlann, kocasından ayrılan kadınların yurtdışı edilmelerine olanak sağlıyor. Gelişim Yayınlan "Güvenilir Yayıncılık" Odeme koşullarından hangısı sıze uygun gelıyorsa. GMİşim Yaymtan A.Ş. 111910 no'lu posta ç«W İMMbna « n g ı ç 7 K«*ım 1986 tarihin* kadar ödemayi yapmamz g«r»Mr. Büyuk Larousse'un cıltlerı, her 2 ayda bir tarnamlandıkça adresınıze taahhütlü posla ile yollanacaktır. Posta çekı alındısı elımıze geçer geçmez, "Gelışım Yayınlan Büyük Larousse Sözleşmesı," 3 gün ıçınde taahhütlü olarak, adresınıze postalanacaktır. • Tümu p#şln: 140.000 TL Son ödeme 7 Kasım • Tümu 12 taksttto: 180.000 TL 7 Kasımdan başlayarak, her bir taksıt 15.000 TL olmak üzere, her aym 7'sınde 12 ay süreyle İlk ödeme 7 Kasım 1986 Son odeme 7 Ekım 1987
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle