17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/12 HABERLERtN DEVAMI Hacı Sabancı 16 KASIM 1986 9 OLAYLAREV Hükümet 'kurtar çağnsında soğuk bakıyor ARDINDAKI GERCEK (Baştarafi 1. Sayfada) ler. Eğer ABDîran gizli görüşmeleri ortaya çıkmasaydı Reagan, Lübnan'daki Amerikalı rehineleri kurtaran güçlü lider kimliği ile kamuoyunun gözünde büyüyecekti. Rehinelere karşılık Iran'a silah satmasu başkanın içpolitikada guçlenmesi için başvurduğu bir araçtır. Aynı Ronald Reagan'ın Nikaragua'daki rejimi devirmek için Contralar'a silah desteği sağlaması da bu değneğin öteki ucunu oluşturmaktadır. Amerika gibi bir süper güçle kıyaslanamayacak kuçük devletler ise bu tür gızli pazarlıklara yaklaşmayacak kadar ilkeli dış politikayı benimsemektedirler. Washington'un Libya saldırısından sonra Iran'la gizli ilişkileri, dünya kamuoyunda ABD'ye çok şey kaybettirmiştir. Kuşkusuz bu gizli ilişkide kazanan tarafın İran olduğunu söylemek gerekmez. Şimdi gündeme gelen soru şudur: Acaba Ortadoğu'da yeni siyasetlerin ve yeni dengelerin oluşmaya başladığı bir sürecin Ük aşamasında mıyız? (Baştarafi 1. Sayfada) ilişkin olarak Turgut Özal'dan henüz bir direktif almadıklannı kaydeden yetkililer, "önerinin nygıiBunava konmasuıda karşüaşıiablecek iki sonmun kriter belirleme ve kaynak saglama aşamalannda dogabilecegini" belirttiler. Başbakan Turgut özal'la önceki gün bir araya gelen Odalar Birüği Başkanı Ali Coşkun'un, zor durumdaki şirketlerin kurtanlması yönündeki talebini bir kez daha dile getirdiği sanılıyor. Birliğin başkentteki merkezinde iki gün süren toplantılar ve bunu takip eden kamuoyu açıklamasının yankısı ise henüz bürokrasiye ulaşmadı. Coşkun'un DPT'de yeni bir birim oluşturularak zor duruma duşen bazı şirketlerin kurtarılması yönündeki önerisine ilişkin görüşlerine başvurulan hükümet ve DPT yetkilileri, bu konuda bir çalışma başlatılması için Başbakan Turgut özal'dan henüz bir direktif gelmediğini kaydettiler. Aym yetkililer, "siyasi otoritenin öneriye olumlo yaklaşması halmde büe karşüaşılabilecek soranlan" şöyle sıraladılar: Kriter sonınu: Hangi şirketin kurtanlacağı, hangisine yardım sağlanmayacağı konusunda bir knter konulması son derece güçtür. Çünkü bilanço oyunlan ile en kârh şirket bile batık durum da gösterilebilir ya da tam tersi olabilir. Aynca hangi batık kuruluşlann ekonomiye kazandınlması gerektiğine karar vermek de zordur.Kamuoyunda geniş tamşmalar çıkabilir. Kaynak sorunn: Zor durumdaki şirketlerin büyük bölümü kredi borcundan yakınıyorlar. özel bankalara, hükümet olarak bir borç konsolidasyonuna gidilmesi yönünde bir telkin yapüması mümkün değildir. Aynca aynı şirketlerin bir de taze para gereksinimleri vardır ki, buna da özel bankalann yanaşacağını sanmıyoruz. Bu durumda ortaya bir kaynak sorunu çıkıyor. Kaynağın Merkez Bankası'ndan veya fonlardan sağlanması gibi öneriler yine büyük tepki toplar. Rehabilitasyon planı çerçevesinde Devlet Sanayi ve Işçi Yatınm Bankası'nın (DESİYAB) 1985 yılı sonundan itibaren çok ortakh işçi sirketlerine yönelik yardıma başladığım ve birçoğunu içinde bulunduğu zor durumdan kurtardığını anımsatan hükümet yetkilileri, "görüldügn gibi çok ortaklı şirketlere yönelik bir aygnlama zaten mevcut. Varolan sistem çerçevesinde bir şirketin DEStYAB'tan yardım alabflmesi için halka açık olması lazımdır. Kurtanlmak isteyen şirketler de halka açılsınlar, bu, hükımetin sınai mülkiyetin yaygmlaştınlması ilkesiııe de oygundur" şeklinde konuştular. a^L muhabirinin sorulannı cevaplandıran Başbakanlık üst düzey yetkilileri, serbest rekabet düzeninde iflaslann "nonnal" olduğunu söylediler. Ust düzeyde bir Başbakanlık yetkilisi, "En güçlü ekonomilerde bOe iflaslar vardır" dcdi. Karma ekonomi politikaa uygulanan dönemlerde iflas oiaylannın olmatnası, bir saglıksızlık göstergesiydi." TOBB tarafından önerilen bir bankalar konsorsiyumu oluşturulması ve şirketlerin kurtanlmasını değerlendiren Başbakanlık üst düzey yetkilisi, bu önerinin uygulama şansı olmadığını söyledi. Şirketlerin halka açdmasını sağlayarak, gerekli sermayeyi elde etmelerinin zorunlu olduğunu savunan yetkili, "Şirketler dışa açümak istemiyor. Çünkü hisseleri satınca, şirket yönetimleri ellerinden gidiyor" şeklinde konuştu. Adımn açıklanmasını istemeyen Başbakanlık üst düzey yetkilisi, bir ekonomide iflaslann olmamasınm, "sadece bazı kesimlerin işlerinin tıkırında otdogu" anlamına geldigiru söyledi. Bu arada aja.. muhabirinin sorusunu cevaplandıran bir bankanm genel müdürü, borcunu zamarunda ödemeyen şirketlere hacizlere devam edeceklerini söyleyerek, Kartacalılar örneğini verdi. "Kartacalılar sağlıklı çocnklan iyi yeüştinnek için cürttk çocuklan öldiirünnüş" diyen banka genel müdürü, borcunu ödemeyen şirketler için nonnal prosedürü işleteceklerini bildirdi. 'Bu faizle dikdurmak çok zordur9 Adana Sanayi Odası Başkanı Hacı Sabancı, "Bankalar, bu yüksek faizJere dayanamayacaklan belli olan muesseselere parayı nasıl veriyor, nasıl bu paranın geri döneceğine inanarak veriyor, şaşmamak mümkün değil" dedi. ADANA, (Cnmhuriyet Gttney llleri Bürosu) Adana Sanayi Odası Başkanı Hacı Sabancı, uygulanan yüksek faiz politikası yüzünden tekstil başta olmak üzere baza sektörlerin, boyutlan genişleyen bir kriz yaşadığını bildirerek, "Ya üreüın frene basacak, ya yeniden tavizler verilecek" dedi. Sabancı Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, özellikle Tekstil sektörünün, dışsatım zorluklanndan kaynaklanan bir bunalım dönemine girdiğini anımsatırken, "Bütün bastalık, para kaynagından gelryor. Bu enflasyon denflen körü canavar, nasıl ki sokaktaki adamı rahataz ediyorsa, sanayii de a>m boyutta rahatsu ediyor" diye konuştu. Yüzde 90'lara varan kredi faizlerinin, sanayide yarattığı olumsuzluklan anlatan Hacı Sabana, şöyle devam etti: "tşletmelerde durmadan sermaye açıgı doğmaktadır. Müesseselerin, bu acıgı kendi içerisinde yarattığı fon birikimi ile karşılama olanagı yoktur, bunun için borçlanıyoriar. Borçlanma çok yüksek faizlerle otmaktadır. Bugün kısa vadeli banka borçlan, vergilerie birükte >üzde 8590 tivannda. Bu faizle, ydda iki defa devir hızı olmayan kombine tekstil dahil öteki bazı sektörlerin dikine dunnalan çok zordur." Tekstil başta olmak üzere dışsatımın devamlı bir biçimde düştüğünü vurgulayan Adana Sanayi Odası Başkanı Hacı Sabancı, hayali ihracatın önlenmesi amacıyla daha önce uygulanan teşviklerin indirümesinin, dışsatunı olumsuz yönde etkilediğini belirtti. Sabana şöyle devam etti: "Vergi iadelerini indirirsek hayali ihracat durur düşüncesi var. Gerçek ihracat ile hayali ihracatı birbirinden ayırmak lanm. Varsa suçlu cezalandınlmah. Ama bugttne kadar böyle bir cezalandırma gönnedik. Aksine adeU teşvik edUiyor. Soçluyu cezalandınnadan ttlkeye zarar getirecek lusıtlamafau yaparsak, yanlış etmiş oluruz." Dışsatımda mutlaka finanstnan kolaylığı ile özendirici birtakım tedbirlerin getirilmesi gereği üzerinde duran Haa Sabancı, "Dış ülkelerle rekabette Türkiye'nin hiçbir şansı kalmamıştır" derken şöyle konuştu: "Rakip ülke sanayicisi yüzde 78 faizle rmansmamnı saglıyor. Bizde ise bu oran yüzde 8590. Türk sanayicisi yüksek faizin yani sıra, eJektrigi, kömürii çok daha yüksek fiyatlaria kullanıyorsa onlarla nasıl dış pazartarda rekabet ederiz? Biz neyimizle rekabet edebiuriz?" Hükümetin, dışsatımı kolaylaştıracak tedbirler üzerinde çahştığı yolunda haberler alındığını ifade eden Hacı Sabancı, "Deniliyor ki, ihracat sigortası çıkacak, reeskont kredileri yeniden başlayacak, elektrik maliyetleri dttşürülecek. Ama hep söyleniyor" dedikten sonra şunlan ekledi: "Bir taraftan kapasiteleri genişletelim deailiyor. Bugün yaünma gitmiş birçok kişi ik aile şirketleri büyük sıkınO içerisindeler. Bu karpotu misali fasit bir dairedir. Şu anda piyasa tedirgin. Auşveriş yavaşlamış. Fakat üretim devam ediyor. Politikalar degişmedikçe ya üretim frene basacak, ya da yeniden tavizler verilecek." Sanayinin uygulanan yüksek faizleri taşıyamayacağını kaydeden Adana Sanayi Odası Başkanı Hacı Sabana, "Bankalar, bu yüksek faizlere dayanamayacaklan belli olan muesseselere parayı nasıl veriyor, nasıl bu paranın geri döneceğine inanarak veriyor, şaşmamak mümkün degil" dedi ve yatınm kredi faizlerinin yüzde 30, diğer cari kredi faizlerinin ise yüzde 50'ye kadar indirilmesi gereğini savundu. GOZLEM UGÜR MUMCU (Baştarafi 1. Sayfada) dığı gibi su da yok.. Ya ne var? Ne olacak, su gibi akart krediter var. O da ayncalıklı hcddinglere. Ne demişler. Su sesi, kadın sesi, para sesi... Para sesini "pembe kaldınmlar ihalesTnde duyar gibi oluyorsunuz. Sök kaldınmı, yerteştir kaldınmı. Olmadı yeni baştan. Sök yine kaldınmı,toyyenisini, söktüğün kaldınmı götür, sonra yeniden getir, yerteştir. En kolay muteahhitlik de bu. Ne toprak kazımı var, ne beton kalıbı, ne iskele, ne ince sıva. Peki su? Su mu? Yakında haltodilecek... ">b/ju" diyorum, "barajlar kralt" yıllarca başbakanlık yapmadı mı bu ülkede? Yaptı. Demek bu anlı ve şanlı barajlar kralı "arfcamda kan ve gözyaşı tnrakmadım" diyor ya; meğer su da bırakmamış.. Şıraksa böyle mi olurdu? Üç yani deniz ile çevrili, akar sulan ve bunca zengin su kaynakJarı olan bir ülkede nedir Allahaşkına bu susuzluk? Hangi çağda yaşryoruz? Hangi yüzyıldayız? Nedir bu? Ne ayıp şeydir insanlan susuz bırakmak? Ülkenin başkentinde su yok.. Böyte bir ülkede belediye başkanlan gülmeceye çok düşkün olacaklar ki, "su danslan" düzenledikleri parklar açıyorlar! Yahu ne su dansı? İnsanlar ellerini, yüzlerini yıkayacak su bile bularnıyorlar sabah kalktıklarında! Su işi güç iş. Kaldınm ihalesi ise kolay, hem de su gibi para getiriyor. Park yapmak da öyîe... "A/ryap/"sözcüğünü komünistlik işareti sayan ticaret hukuku profesorunun kulaklan çınlasın, bu iş altyapı işidir, artyapı... Ne yapıp, edip su getireceksin, altyapı malt yapı.. Hepsini tamamlayacaksın ki, yurttaş, musluğu açınca su aksın... Dünyanın neresine giderseniz gidin, sosyalistine gidin, kapitalistinegidin, faşistine gidin, komünistine gidin, nereye giderseniz gidin, riepsi önce su sorununu cozümlemişlerdir. Liberal demokrasimizde su yok, sulu ise pek çok! Bu su sorunu yakında aiteler arasında çatışmalara yol açacak. "Su geldi, gelmedi, aşağı katlar çok kullanıyor, yukan Katfara su çıkmıyor, depo yetm/yor, kapat vanayı, aç vanayı" derken saç saça baş başa kavgalar çıkacak haberiniz olsunl Şimdilik kapıcılara gucu yetiyor kat malikierinin... Mustaa Efendiii, açsana vanayı.. Mustaa Efendiii şimdi ineceğim aşağı... Belediye su vermezse, ne yapsın zavallı Mustaaa Efendi? Depo kuçuk efendkn, yetrniyor.. Kaç kere söyiedim. On~ sekiz dairoye yetmez diye.. Vallahi satacağım katı, geçenlerde hanıma diyordum ki.. Günde bir saat su veriliyor diyelim. Nasıl yikanacak çolukçocuk? Su ısırtdı, üst katlara çıktı, derken bir saat doluyor bile. Haydi bir koşuşturma, "Salonda at yanşJarı" gibi evde yıkanma yanşı.. Banyoyu görmenle, çıkman bir otuyor. Bir çeşrt "kuru temizleme" oluyor bu. Ne düşünürüm biliyor musunuz? Yıllarca "hukuk devtetf" diye yazdık çizdik. Hiç olacağı yok. Ben hukuk devietinden umudumu kestim. Bizim kuşak hukuk devietini hiç görmeyecek. Hiç olmazsa, su sorununu çözümleyecek "demokratik su devleV" kurulsa, hep biriikte "su devtett" için çalışsak.. Sagamız "su devieti" için yağmur dualanna çıksa, sotcumuz su devieti için "smıf tahHUerr yapsa, hep biriikte miüi biriik ve berabertik ruhu içinde şu su sorununu çözsek.. Bir de pahalıhkucuzluk ölçüsü için "sudan ucuz" derier. Bu özdeyişin de hiç anlamı kalmadı artık. Bir şişe su bir şişe sütten bile pahalı oldu; baksanıza. Ucuzlayan insandır ülkemizde, yalnızca insan! İnsan kanı, insan canıdır ucuzlayan.. , 1789 Fransız İhtilali'nde, Amerikan Virginya Bildirisi'nde, Htoisinki Nihai Senedi'nde "yurttaşlann yıkanma hakkı" diye bir hak niçin konmamış bilmlyorum... Her zamankinden daha çok milli biriik ve beraberiiğe ihtiyaç duyduğumuz şu son günlerde, devieti ve milleti ile bölünrrtez butünlüğümuze, insan haklarına ve hür teşebbüse dayalı liberal duzenimize, gül suyu ile yıkanmış arabesk kapKalizmimize, ovalardan, çayıriardan, dağlardan selam getiren başbakanımıza, arkasında kan ve gözyaşı bırakmayan barajlar kralına, Magna Carta'dan bu yana yazılmış en güzel anayasa olan şu "Aldıkaçtı anayasası"na yakışıyor mu bu susuzluk? Bürokrasinin "kurtarma" konusundaki temkinli tutumunun büyük ölçüde geçmiş deneylerden kaynaklandığı sanılıyor. Mehmet Yazar'ın Odalar Birliği Başkanlığı döneminde, 1985 yüı başında hükümete iletilen bir raporla, zor durumdaki 340 kadar şirketin kurtanlması önerümişti. Bu öneriyi değerlendiren özal'ın direktifı ile Sanayi ve Ticaret Bakanhğı ile DPT ortak bir çalışma başlatmıştı. "Rehabüitasyon planı" olarak amlan söz konusu çalışma, kamuo>Tinda gördüğu geniş tepki üzerine 1986 yüı başına kadar ertelenmişti. Yetkili şöyle konuştu: "Ekonomi güçkndikçe iflastar daha da artacak. Şirketkrin sağnklı oiması için sağiıksiziann ortadan kalkmasını nonnal görmek lazım. tflas eden bir şirket ortadan kaybolmaz, sadece el degiştirir. Batan şirketi, daha verimli çalıştırabilecek bir başka şirket abr. Bink şirketleria el degiştirUmesine pek alışdmamış. ANKARA'dan YALÇIMDO6AN (Baştarafi 1. Sayfada) zi". özal'a sanlıyorlar: "Buakmabizi". Oysa, şurası kesin ki, özal "kendilerini bırakacak ve kurtarmayacak''. Size belki ters gelebilir, ama özal batmakta olan firmaların "kurtar" çağrısına sırtını dönmekte "hakh". Çünkü, tam beşaltı yıldır herfırsatta fîrmalara dönerek, "özsermayenizi arttınn'' diyor. A ma firmalar ısrarla özsermayelerini arttırmaktan kaçınıyor, çarpık şirketleşmelerini düzeltmek yerine, yine de "borçkmma"yolunu yeğliyorlar. Çünkü, "borçlanarak yasamış, borçlanarak büyümüşUr" Alışkanhklan böyle 24 Ocak kararlanndan sonra, yani faizlerin yükseltilmesinden sonra da bu alışkanlıklarmdan hiçbir zaman vatgeçmemişler. Şimdi bankalann alacaklannı istemeleri ve bunu yargı yoluna başvurarak yapmalan sanayicileri ayağa kaldınyor. Ayağa kalkmalannm bir başka nedeni daha var. Bunu fırsat bilerek banka kredi faizlerinin düşürülmesini istiyorlar. Bu istekleriyle aslında hâlâ nasıl direnmekte olduklanm da kanıtlıyoriar. Neye karşı direnmek?.. Çok basit. Çarpık şirketleşmeden vazgeçmeye karşı direnmek. örneğin, son haciz olaylanndan sonra, bankalarca verilen kredi miktarlanna şöyle bir göz atın. Firmaların kredi taleplerinde henüz hiçbir diişme gözlenmiyor. Yani, "kredi uğruna batanlar, krediden hâlâ vazgeçmiyor". tlginç değil mi?.. öyîe, çünkü borçlanmak, onlar için "büyük nimet". özkaynakları en azda tutarak firma kurmaya, kurulan firmalan "borçlanarak yaşatmaya" alışkanhklan var. Madem, borçlanıyoriar, O zaman neden hisse senedi çıkartarak borçlanma yolunu seçmiyorlar?.. Bu da çok açık. Çünkü, Türkiye'deki holdingler 'aile şirketi" otmakta ve bu niteliklerini korumakta inat ediyorlar. Hisse senedi çıkartarak, "aile sirketlerine başkalannı ortak etmek istemiyorlar". Yani, bir yandan ' 'ucuza borçlanmak'' isterlerken, Ote yandan "aile şirketi üzerine gölge düşmesine" karşı çıkıyorlar. Gerçekte, büyük holdinglerin bu gibi direnmeleri "kapitaüzmin geUsmesine aykın". 24 Ocak kararlanm biz onaylamıyoruz. Ama, 24 Ocak kararlanm "gönülden alkışlayan" holdinglerin garip bir tavn var. Alkışladıklan sisteme uyum sağlamıyorlar. Tersine, "alkısuuüklan sistan içinde kayrümalarmı" bekliyorlar. Enflasyonun altında bir faiz oranı, alınan borçlann gayrimenkule yatınlması ya da dışanya tasınmasına yönelik bir politika, özsermaye oranlannı yükseltici hiçbirgirişimde bulunmama... Işte, özal'a "kurtar" çağrısında bulunanların isteklerinin içyüzü. Bu nedenle de Başbakan özal, kendisinin uyguladığı ekonomik politikaya hiçbir biçimde katılmamakla biriikte, bu sistemin gereği olarak izlediği çizgide sonuna dek hakh görünüyor. Hem kapitalizmin yerleşmesini isteyeceksin, hem de "Kapitalizmin kurallan bana uygulanmasın" diye çırpınacak ve çağrıda bulunacaksm!.. Altı yıldır çeşitli zamanlarda ya müsteşar olarak ya başbakan yardımcısı olarak ya da son üç yılda Başbakan olarak Turgut özal'ın yaptığı çağnlora kulak vermeyen sanayicUerin çelişkisi burada yatıyor. Ve onlann "kurtar" çağrısı, ekonominin bugün geldiği noktada hakh görülmüyor. TIYATROGOSTERI DORMEN TİYATROSU HALDUNDORMEH Persemde 2 ı 15 ılndırımlı Halk Gunul GAZI SINEMASI: 147 96 65 ^^\*£ AMAZONDA^ FIRTINA l * Mıchael Douglas Kattıleen Turner , Y6n Robert Zemeckıs StYAMBALriM Pa«r 14301700 KOMEOI 2 BOLUM Cuma 21 15 Clesı 173021 15 (KOMEDİ TİYATROSU) trgenekoı Cad No 98 Pangaliı 27 3 7 1 3 0 00 51 Smemamızı yepyenı öw Oekorasyon va teknıkle sanatsever seytrcrlenmızm hızmetıne hazıriaöık DOSTLAR TİYATROSU YönMen: GÎNCO ERKAL 3 AralıV lon bostayarak SİNEMANIN TADI BAŞKAOIR THeMemories TheMadness The Music... The Movie rs I I 30 C.irıi. ' o ı . . 18 00 Matt DİLLON Diana LANE Yon: Francıs Ford COPPOLA SİYAM . BALIGI İSTANBUL'DA İLK DEFA ŞEHİR MMÇ8NV ı S T A N B U L B E L E D l YESI TİYATROLARI rt.RBIYf r. EBTUr.FUL " I U O '7 20] VtŞNE BAHÇESİ I Y5n«On .eonıdM 0 V ö m M NurtıaıKMMMfi C1213141516 Kam) TAZtYE MRECTEO BY ALAN PARKER IMTMk S11 CunarM Bator» RENK 1711 P B M 5 8t»COIun*K OrttöySanaiMen» Suatye ARANTİK Smemaönnıjj BOB GELDOF LUKÛS HAYAT (P*ar 15 0018 30) TtıHm CaiGÛRZAP Yta (C*a Pmr •mınıiMinıı.ııı T A N E R B A R L A S TEYZEM MÛJDEAR 1986 Milliyet Gazetesi Senaryo Yanşması I.Mik ödutü UÜTRKtt KaMdyOCAK B*Mer OsmataylNCl FnModt NH£U KngumukSIMI DÖNEDÖNE Türtç» AluOt ZEYMKOGLU (1213141516 Kısın) AYMIN FEİDİ AVCIY1YÜN ftnm EngnGMMEN (C Mtfaar 11 OCık) MIM TIYATRO 16 Kaam Pazar 1&00ve ia0OUe SAVUNMA Ca'samba 15 00 20 30 Pfrsemhf Ccııtıj 20 30 Cumaılesı 15 00 20 30 P ı » 15 D0 18 30 TAKSIM SANAT GAIERISWM(KO(IAMA TAKSİM/VAKKORAMA SUAOİVE^AOIKÖY KÛLTÛfl MERKE2I BİR GARİP ORHAN VELİ oyunlastıran Murathan Mungan Oyun: Ikı Bölüm Yöneten: A. LEVENDOĞLU Salı Çarş Perş 18.00de Kenter Tiyatrosu'ntla DEGIŞIM Para bittî, GAP paydos (Baştarafi 1. Sayfada) inşaat alanını terkettiler. Urfa Tüneli inşaatında çabşan yaklaşık 1500 işçiden 250'si ü^ gün önce işten aynlmışken, 300 kadan da önceki gün işi bıraktı. Geri kalan işçiler de yavaş yavaş işyerini terkediyor. öte yandan, geçen hafta derivasyon tüneliade başlayan işi bırakma, önceki gün de Ataturk Barajı inşaatında görülmeye başlandı. Ataturk Barajı inşaatının yapımııı üstlenen Ata inşaat firması da diğer fırma Akpınar gibi odenek yokluğundan işçilere maaş ve birikmiş haklarını veremiyor. Ataturk Barajı inşaatında çalışan işçiler de üç aydır maaş ve diğer haklarını alamadıklan gerekçesiyle önceki günden itibaren işyerini terketmeye başladılar. Gerek derivasyon tüneli ve gerekse Ataturk Barajı'nda parasal sorunun yolactığı bunalun sonucu son bir haftadır inşaatlar durdu ve tek çivi çakılmadı. Her iki inşaatm yapunını sürdüren Ata ve Akpınar firmalan yetkilileri konuyla ilgili aynntılı bilgi vermekten kaçınırken, "Ödeneklerimizi 7(»manındp alamıyoruz. İşçimize de bu yüzden ödeme yapamıyoruz" demekle yetindiler. Öte yandan Cumhuriyet muhabirinin sorulannı yanıtlayan kapaölan eski AP'nin genel başkanı ve başbakanlardan Süleyman Demirel, olaydan büyük üzüntü duyduğunu söyledi. Süleyman Demirel, derivasyon tüneli ile Ataturk Barajı'nda meydana gelen işi bırakma olayı ile ilgili görüşünü şöyle açıkladı: "Olay fevkalade üzücüdür. Devlet olarak barajlanmızla övünöyoruz, kalkınıyoruz diyornz. Sonra da işçilerimize paralannı vermiyor, işin durmasına yol açıyoruz. Olmaz böyle şey. Işcflerin parası neden verUmiyormuş? İşçi parasız oe yapsın? Parasını vereceksiniz ki çalışsın. Böyle büyük bir projenin gecikmeye ngraması fevkalade endise verici bir dunım olur. Tekrar ediyorum çok üzüldüm. Bu benim için çok iızücü bir haber oldu." Bayındırhk ve lskân Bakanı Giray, Urfa Tüneli Projesi'nin gelişimi konusunda bilgi verirken şunlan söyledi: "Şantiyelerin günlük hayatmda çeşit çeşit aksamalar olur. Ama inşaatm dunnası söz konusu degil. Olsa olsa şöyle bir dnromla karşüaşılmış olabilir: Urfa Tüneli'nde mukavele problemi var. DSİ, problemi çözmel için ugreşıyor. Sanırun çok az kakfa çözmeye. Çözerken de uzamalar oluyor. Ama bunun önemi yok. Büyük şantiyelerde bu tür geçici olaylarla karşılaşılabilinir. Ama şunu söyleyeyim, Urfa Tüneli sonuç olarak planlanan zamanda bitecektir". Giray, "mukavele problemlerine" ilişkin bir soru üzerine, "Eskabsyon probkmleri, mukavele tarihi ile bugünkü işler arasında farklardan doğan problemler. Ancak tekrar ediyonun, şantiyelerde problemler çıkar. Bunlan çözecegiz. Inşaatın durması diye de bir şey yoktur" yamtını yerdi. EK BÜTÇE ARAYIŞI Görüşlerine başvurulan müteahhit çevreleri ise, DSl'nin son aylar içinde bütçe yetersizlikleri nedeniyle istihkak odemesinde bulunamadığmı bildirdiler. Müteahhit çevreleri DSl'den tahsil edilemeyen alacak rakamını 92 milyar olarak tahmin ettiler. Aynı çevreler umutlarını DSl'nin ek bütçe talebinin hükümet tarafından benimsenmesine bağladıklarını belirttiler. Urfa Tüneli inşaatım yürüten Akpınar firması yetkilileri ise tahsil edemedikleri istihkak alacağı tutarmı 3 milyar olarak açıkladılar. Firma yetkilileri, istihkak alacaklan nedeniyle projede birtakım gecikmeler doğduğunu, ancak bu gecikmelerin telafi edilebilecek nitelikte olduğunu söylediler. Urfa Tüneli'nin yani sua Ataturk Barajı'nın yapımıru üstlenen Ata inşaat firmasına yönelik avans ödemelerinde de sonınlarla karşüaşüdığı öğrenildi. Ata inşaat finnasının 15 milyar dolayında alacağının biriktiği ve baraj inşaatmda yine "telafi edilebilecek" nitelikte gecikmeler olduğu belirlendi. Bu arada DSl'den istihkaklarım alamayan Akpınar fırmasının, alacak ve borç dengesini k o ruyabilmek için temlik işlemine başvurduğu öğrenildi. Şirket 557 milyon liralık bir istihkak alacağını Emlak Kredi'ye devretti. T C. KUITUR VE TURIZM MKANIIGI OYUNLARLA YAŞAYANLAR Acklı (JüldurL 2 bolum Yoneten Kemal BeKir Ozmanav 06UZ ATAY ERMIS JEANNE Oyun 2 bolum Yoneten Raık Alnıac* BERNARD SHAW SUÇLULUK (The Rap) KAYLENZ JAMES VOODS Beyoğkı EMEKAkrasay YILDC Tbplapı SUR B j t a r M y RENK osm Ortakoy Sineması Yön CtaudeMUer Oyn. RomrrySctınader ür»\*ntura KORKUNÇ ŞÛPHE AKM BÛYÛK SALOK'to AKM 0DA TIYKTROSU'nda ANTON ÇEHOV EUGENE IONESCO Yoneten W"n Atçar GERGEDAN Oyun 2 bolüm MARTI TAKSİM SAHNESİ Rde Oyun 2 Büum Yflneten Yucel Erten 4 15 Kasım TAKSİM SAIMESİnCe 916 Kasım saal 15 00 te Taksım Sahnesınde her Çarsamba 18 30 ve hef Paiar 15 00te matıne vardır Salı Gunlen Taksım Sahnesı ve CMd Tıyatrosu temallen herkese % 50 ındınmlıdır Cocuk Oyunu 2 Bölüm Yineten Numan Pala Pakner KRAL İLE BİLGE TAVŞAN TAKSİM SAHMESTırfe ZEKERIYA KAYA 9 162330 Kasım saat 11 00 de 149 69 44 143 54 00/ 56 OEYMUIKUÇUK SAJME'DE Tet: 143 6417 144 43 27 Karl Valenön Ftrhan Şensoy IÇINDEN TRAMVAY GEÇEN ŞARKI PerşembeCuma. 18.30 C tesı Pazar 15.30 MLAMURKŞIKTAS Tel 16S99 45/43O HAFTAYA SİNEMALARDA ABDULLAH ŞAHIN NOKTA TİYATROSU BİLSAK'TA BUGÜN Konser. 15.00 LOS PAŞAROS SEFARADİS: TÜRK YAHUDİLERİ MÜZİĞ1 CafeFoyer: 10.0017.00 Lokanta: Ö|le Servisv 12.0015.00 Ev mönüsü Akşam Servisi 20.00 Fransız Mutfağı BÜLENTSUMRU (gitarvokal) Yer ayırtmak için: 143 28 79 143 28 99 BjLSAK: Soğancı Sok. 7 Cihangir DEMİREL: "OLAY FEVKALADE ÜZÜCÜDÜR" BIZIM TIYATRO YARGI Cuma 18 30 C.tesıPazar 17 00 DoğancılarÜskudar (Sunar Tiyatrosu) n3M1S Turne nedeniyle yalnız 9 oyun AKK£W 40 i** BABAAMK£W 20 Hafulık program ç » 21 15 Petş 15 30 (TENZIUTLI) C tesı « 0 0 Paar 1S3O1B00 0 M U AUUkM z. KAMKÖY HALK EÜTİM MERKEZİHDE 348 06 05 ALİ POYRAZOfiLU TİYATROSU 15 KasMHi k a t o GENEL İSTEI 0ZERİIE HOSCAKAL ISTANBUL fflbam ESKİ UCUZ KİTAP Sahaf 84 Aslıhan Pasajı Bakkpazan/Galatasaray SEÇIMLER Mizikli Kabare Taksim SırasaMler 91 Kulup 12 üstu (Eslo Oevetojşjj Kabare Salonu) TİYATROGÖSTERİ İLANLARI HER GÜN BU KÖŞEDE Aksaray Horhor'da kiralık daire 557 19 64 T«: 144 48 75 Çay ocağına garson aJınacaktır. Tel: 5120505
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle