25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Dış Haberler Servisi Yapılan araştırmalar, ABD'nin dünyanm en şişman nüfusuna sahip olduğunu ortaya koyuyor. Amerikan lç Savaşından bu yana yapılan tüm istatistikler, bu ülke nüfusunun boyunun uzarken, aşırı kilo aldığını da gösteriyor. Son verilere göre, 227 milyon nüfuslu ABD'de 12 yaşına kadar olan çocukların yaklaşık yüzde 15'i; 1319 yaş arası gençlerin yüzde 20'si fazla kilolu. Yetişkinlerde de bu oran giderek artıyor. Güney California Universitesi Tıp Merkezi görevlilerinden Dr. George Bray, Amerikan ulusunun giderek şişmanlamasını, "sanki yanşı yanlış yönde kazanıyoruz" şeklinde taıumhyor. Amerikan nüfusunun yaklaşık yüzde 90'ı da kendini şişman kategorisine sokuyor. Bu haftaki sayısında zayıflamak konusunda bir yazıya yer veren Amerika'nın Önde gelen haber dergisi Time'a göre, insanlann vücudunu forma sokma isteği, bugUn Ulke nüfusunun bir numaralı saplantısı haline geldi. Geçen yıl zayıflamak ve vücudunu forma sokmak isteyen milyonlarca Amerikalının yaklaşık 5 milyar dolar harcadığı gerçeği, zayıflamak saplantısının bu Ulkeyi kasıp kavurduğunu somut bir biçimde ortaya koyuyor. Sahıbı Cumhuri>el Matbaacılık ve Gazetecılık Turk Anonım Şırketı adına \adir Nadi, • Genel Yayın Muduru: Hasan Cemal, Muessese Mudurü Emine Uşaklıgil. Vazi Işlerı Muduru Oka> (ionensin. # Haber Merkezı Muduru \aU;ın Baver, Sa>fa Duzenı Yonetmenı Ali Acar, • Temsılcıler. ANKARA lalçınDogan. İZMIR HikmetÇelinkaya.ADANA MehmelMtrcan. Istanbul Haberlerı Rcha Oz, Dıj Haberler Ergııa Balcı, Ekonomı: Osmaa i lıgaj, Kultur Aydın Eımc, Magazın: Yılçın Ptkşen. Spor Danışmanı: Abdnlkadir Yunlmaa. Duzeltme Refik Durbaş. Araştırma. Şahin Alp»>, lş • Sendıka Şukran Kettaci. Haber • Araşıırma Lfuk Guldemir, 0 Koordınaıor ABIDCI KonıUaa, % Malı Işler Erol Erkut, tlan Ziya Ergene. Halkla llışkıler Guldtrea fcoşır, Idarc Huscyin Gurer, Işletme Onder <,elik. Basan ve Yovarv Cumhurhel Matbaacılık ve Gazetecilık T.A.Ş. Turk Ocagı Cad. 39/ 41 Cagaloğlu Istanbul, PK: 246tstanbui. Tel: 526 10 00 (9hat), Tela: 22246 • Buroiar: Ankara: Ziya Gokalp Buharı Inkılap Sokak. No: 19/4 Tel: 33 11 4147, Telex: 42344 • tzmir: Hali! Ziya Bulvarı No 64/3, Tel 25 47 0913 12 30Telex: 52359 • Adana: Çakmak Cad. No: 134 Kat 3. Tel: 1455019731 Telex: 62155. TAKVÎM 15 OCAK 1986 tmsak: 5.49 Günes: 7.19 öğlc: 12.18 tkindı: 14.44 Akşam: 17.07 Yatsı: 18.31 Zayıflamanın yolu beyinden geçiyor ABD'de zayıflama, ülke nüfusunun bir numaralı saplantısı haline geldi. Geçen yıl zayıflamak ve vücudunu forma sokmak isteyen milyonlarca Amerikalı bu iş için 5 milyar dolar harcadı. Psikiyatrist Stanley Schacter'a göre, kişinin kilo kaybetmesi büyük ölçüde iradesine bağlı. Bu nedenle insanın beyni, vücudunu her zaman için denetim altında tutmalı. için düşük kalorili mönüler bulundurulu yor. örneğin Amerika'nın güneydoğusundaki en büyük kentlerden biri olan Atlanta'daki ünlü Ritz Cârlton Oteli'nde düşük kalorili mönüden yemek seçenlerin oranı bir günde onalama olarak yüzde 25'i buluyor. Hali vakti yerinde olan Amerikalılann büyük bir bölümü, vücutlarını formda tutmak için yüksek paralar ödeyerek yeni yeni yaygınlaşmaya başlayan "saglık kulüp"lerine üye olurken, rnaddi durumu elverişli olmayan kişiler de bu alandaki yayınları izlemekle yetiniyorlar. Amerikalılann fazla kilolarını atmak ve vücutlarını şekle sokmak için başvurduklan en yaygm yöntemlerden biri de cimnastik. Ancak doktorlar cimnastiğin zayıflamak için tek başına yeterli olmadığı görüşünde birleşiyorlar. Çünkü birkişi egzersiz yaptıktan birkaç saat sonra kasları yeniden gevşiyor. Kasları surekli olarak toplamak ve gergin tutmak için çeşitli yeni yöntemler gelişmişse de, bunu bilinçli olarak yapan kişilerin sayısı oldukça az. Şişmanhktan kurtulmak için başvurulan bir diğer yöntem ise, ameliyat. Doktorlar kişinin sağlığı için çok zararlı olmadıkça ameliyata başvurmuyorlar, ama yine de vücuttaki yağların ahnmasını amaçlayan 2.5005.000 dolara mal olan ameliyatlar şişman Amerikalılara cazip geliyor. Şişmanhğı gidermek için, ayrıca mideyi küçültme ameliyatlanna da zaman zaman başvurulabiliyor. Ama ameliyat da kişinin yine kilo almastna engel olmuyor. Çünkü kilo almak büyük ölçüde alınan besinlerle bağlantıh. sürekli belli yiyeceklere karşı aşın duşkünlüğü olabiliyor. Özellikle bazı kişilerde karbonhitratlı yiyeceklere olan duşkünluk aşırı boyutlara vanyor. Richard Hurtman adlı bir uzmana göre, genellikle bu tür kişiler acıktıkları için değil, hoşlarına gittiği için yemek yiyorlar. Kadınların da âdet dönemlerinden hemen önce karbonhidratlı yiyeceklere aşın duşkün olduklan biliniyor. Toronto Üniversitesi'nde bu konuda yapılan bir araştırma, kadınlann yumurtlama döneminden hemen önce yüzde 25 oranında fazla yemek yemeye gereksinimi olduğunu ortaya koyuyor. Amerika'da zayıflamak isteğinin birçok kişi için artık bir saplantı haline dönüşmesinin nedenlerinin başında sağlık kadar toplumdaki değer yargıları da rol oynuyor. Pek çok kişi için şişmanlık, ayıp sayıhyor ve aşafılık duygusuna yol açıyor. Doktorlann üzerinde birleştikleri nokta ise, şişman kişilerin zayıflama çabalarının, içinde bulundukları ruh haliyle doğrudan bağlantıh olduğu yönünde. Zayıflamak için gıda rejimleri uygulayanlar arasında yapılan bir araştırma, bu kişilerin yüzde 63'ünün belirli süre gıda rejimi yapıp istedikleri ağırhğa ulaştıktan sonra yine kilo almaya başladıkları gerçeğini ortaya koyuyor. Bu gerçek pek çoğunu psikolojik olarak yıpratıyor. Columbia Üniversitesi'nden psikiyatrist Stanley Schacter'a göre, bir kişinin kilo kaybetmesi büyük ölçüde iradesine bağlı. Bu nedenle insanın beyni, vücudu her zaman için denetim altında tutmalı. Bir Türk'e kalp nakli KlEL, (OM.) Federal Almanya'nın Kiel kentinde bir Türk' e kalp nakli yapıldı. Kalp hastası Türk'e, trafık kazasında ölen 19 yaşmdaki bir Alman kızm kalbi takıldı Kiel Üniversitesi Kalp Hastalıklan Kliniğinde ameliyatı gerçekleştiren Prof. Aleksander Bemhard, adını açıklamadığı Türk hastanın sağlık durumunun son derece iyi olduğunu söyledi ve Türk'ün 32 yaşında olduğunu bildirmekle yetindi. NASIL YAĞLANIRIZ? OOLASIM SISTEMI YEMEK BORUSU ABD'den özel temsilci geliyor ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Roma ve Viyana havaalanlarına baskınlardan sorumlu tutuğu Libya'ya karşı uluslararası bir baskı kampanyası başlatan Reagan yönetimi destek aramak amaayla Ankara'ya özel temsilci gönderiyor. ABD Dışişleri Bakanı Vekili John fVhitehead'm Libya'ya karşı takımlacak tutum konusunda danışmalarda bulunmak uzere cuma gunü Ankara'ya geleceğı bildirildi. ABD Dışişleri Bakanlığı 'ndan Bakan George Schultz'dan sonra en yetkiliisim olan Whitehead'm Türkiye'den once ttalya ve Yunanistan 'a uğrayacağı bildirildi. Yemek yemenin nedenleri Bütün bunlara karşın her kişinin aşırı yemek yemek için kendine göre nedenleri var. Bazısı yemek yemekten zevk alıyor, bazısı yalnızlıktan, bazısı da depresyondan kurtulmak için yemek yiyor. Houston'daki Methodist Hastanesi Beslenme Merkezi uzmanlarından Doklor Albert Kondo, yemek yiyerek kişilerin gecici olarak sıkıntıdan kurtulabildiklerini belirtiyor. Ama depresyon kişiyi aşın yemek yemeye, aşın yemeic de depresyona yöneltiyor. Bu zaman zaman kısır bir dönguye dönuşüyor. Bazı kişilerin ise, dönem dönem ya da Düşük kalorili yiyecekler Harcanan bu miktann büyük bir bölümü, artık ülkede bir sanayie dönüşen düşük kalorili yiyeceklere ayrılıyor. ABD'nin bazı kentlerindeki bazı büyük otellerin restoranlarında, rejim yapanlar Vucultam ya^ıaı kaıbontMdrat. proteırt ya da yajUrdan okı$ur Besın yendıkten sonra once mıdeye daha sonra da bajırsaUara gıder VOcut kata!i2öru olarak da nıtelendınlen enzımter. besjnlen glmoz arntnoasıd ve rmntk yaıj rJamıacıklanna parcalarlaı Yajlar. ıştem gorecekl«n karacıOere gıderier Buradan bırçok organ tarahndan eneqı olarak loıllanılmak uttn dolasım sıstemme venlırter Fazla yağlar yafl fıucrelen tarafından depoıamr (1) Daha fazla enenı gerektgmde serDest hale geçerter Efier daha fazla eneniye gereksınım olursa yaO lıucrelen pörsur ama cekırdek ok)uju gıbı kalır (2) Ankara Valiliği direniyor: Rektörden îzîn almadan dernek kurulamaz ver'in halen TBMM'de bekleyen yasa önerisine de "olumlu görüş" bildirecek. YÖK yetkilileri, öğrenci derneklerinin kurulması hakkında mevzuatın, "rektören iznine yer bırakmadığım" dile getirirlerken, SHP milletvekiü Cüneyt Canver de yasa önerisinde, derneklere üye olunması için rektör izni öngören Yüksek öğfetim Yasası'nın 59'uncu maddesinin değiştirilmesini istemişti. YÖK'ün "olumlu gördügü" yasa önerisinde üniversite öğrencilerinin, hiçbir ön izin almadan kamu yaranna çalışan tüm derneklere üye olabilmeleri ya da herhangi bir izin almadan yasada belirtilen öğrenci derneklerini kurabilmeleri öngörülüyordu. YÖK Başkanı Prof. thsan Dognunacı imzasıyla önümüzdeki günlerde üniversite rektörlerine gönderüecek "telkin genelgesi"nde de, üniversite öğrencilerinin dernek kurabilmeleri için rektör iznine gerek olmadığı, Anayasa ve Dernekler Yasası'na göre, bu öğrencilerin doğrudan valiliklere başvurarak dernek oluşturma işlemlerini tamamlayabilecekleri... dik getirilecek. YÖK'ün öğrenci dernekleri konusunda "yeşil ışık yakan" görüşlerini bir süreden beri açıklamasına karşın vaüliklerin lçişleri Bakanhğ^'ndan gönderildiğini belirttikleri "genelgeyi" öne sürerek, dernek başvurularını kabul etmemeleri "sorunu" bir başka boyutta sürdürüyor. YÖK'ün üniversite rektörlerine dernek kurma izni konusunda "yetktti olmadıklannı" bildirmesine karşın, Ankara Valiliği'nin son olarak Gazi Universitesi öğrencilerinin başvurularını "rektörlükten izin alınmadığı" gerek çesiyle reddetmesi öğrenci derneklerini yine "uygulamada kurulamaz" bir duruma soktu. Yahudilerin yerini Türkler aldı H.amburg'ta Ramazan Avcı'nın öldürülmesini "dahiyane bir eylem" olarak niteleyen Dazlaklar'ın amacı Türklere, Federal Almanya'yı yaşanmaz hale getirmek. ULYA ÜÇElT" BONN Hamburg'ta aşın sağcı, ırkçı "Dariaklar"ın önceki gun döverek hastanelik ettiği Celal Arslan ve ailesinin başına gelen olay üzerine bu saldırılar önemli bir sorun olarak Hamburg Senatosu'nda görüşülmeye başlandı. Bu arada, hastanede tedavi gördükten sonra taburcu edilen Celal Arslan da saldırıyı anlatırken şu ifadeyi kullandı: "Misafirllkten eve dönüyorduk. Gece 11.30 dolayında trene bindik. A>nı vagonda ırkçı olduklannı tahmin ettiğim yedi kadar Alman genci de vardı. Bir ara yanımıza gelip, yuzumiıze tükürerek bize hakaretler ettiler, sonra da ellerindeki lastik sopalar ve coplarla dovmeye başladılar. Neyse ki, aynı vagonda bulunan başka bir Alman imdat frenim çekti de ellerinden kurtulduk. Yoksa ölebiürdik." Alman polisi şaşkınlık içinde ve çaresiz. Türkler de saldırılar karşısında giderek, "Bugün o, yann belki de b e n " korkusuna kapıhyorlar. Aşırı sağcı ve yabancı düşmanı Dazlaklar grubundan 30 kişinin saldınsına uğrayarak öldürülen Ramazan Avcı, son altı ay içinde Hamburg'ta bu grubun öldürduğü ikinci Türk'tu. Geçen temmuz ayında da Mehmet Kaymakçı adında bir genç, Dazlaklar tarafından dövülerek öldürülmüştu. Dazlaklar, yılbaşı gecesi de harekete geçmişler ve kentin çeşitli yerlerinde Türklere yönelik saldırılar düzenlemişlerdi. Munih yakınındaki Hohenbrunn'da 20 aralık gunu bir ağaca asılı olarak bulunan Türk'ü de aynı gruba mensup saldırganlann öldurduğu sanılıyor. Son haftalarda sıklaşan ve can alarak iyice tehlikeli boyutlara ulaşan olaylar üzerine, NeoNazi örgütlerle yakın işbirliği içindeki bu "Dazlaklar" sorunu Alman kamuoyunda ön plana çıktı. Alman gazete ve dergileri etrafa dehşet saçan bu gençlerle ve eylemleriyle ilgili geniş yayınlar yaptılar. NEONAZtLERLE YAKIN tLİŞKİ Güvenlik makamlannın clindeki bilgilere göre, dazlak kafalılar herhangi bir örgüt hiyerarşisi içinde olmamakla birlikte, NeoNazi partilerle yakın ilişki içindeler. NeoNazilerin bir tür koruma birliği, vurucu gücü olarak işlev görüyorlar. Bu nedenle Dazlaklar'la Hitler'in SS'i arasında benzetmeler yapılmakta. Örneğin Almanya çapında örgütlü NeoNazi Parti NPD'nin Genel Kurul toplantılarını Dazlaklar koruyor. Aynı şekilde polis kayıtlarına göre, Kuzey Ren ve Westfalya eyaletinde orgütlu (Özgürlukçu Alman İşçi Partisi) adlı NeoNazi örgutun geçen yıl yaptığı tüm toplantılar, bu grup tarafından korunmustu. Kazıtılmış kafaları, asker üniformasını andıran ceketleri, kaba, yüksek çizmeleri ve kullandı kları dille çevreye dehşet salan, ama çoğunlukla kuru sıkı atan bir grup olarak nitelendirilen Dazlaklar, güvenlik makamlarınca yakın tarihe kadar fazla ciddiye alınmadı. Ancak ülkedeki aşırı örgütleri inceleyen yülık güvenlik raporlarında NeoNazi şiddet grupları arasında Dazlaklar'ın sağlam bir yeri var. Çoğu 1820 yaş arasında. SAYILARI BtRKAÇ BİN Sayıları kesin olarak bilinmemekle birlikte tüm Federal Almanya'da birkaç bin dazlak olduğu sanılıyor. En yoğun olduklan kentler Hamburg, Berlin, Frankfurt, dağınık olarak bazı Ruhr bölgesi kentleri ve Munih. öteki gençlik gruplan, örneğin punkçular ve izci gruplan ile sık sık dövüşüyorlar, turistleri tartaklıyorlar. Futbol maçlarının korkulu saldırganlan da yine onlar... Ancak eylemlerinin ana hedefini yabancılar oluşturuyor. Yabancıdan kastettikleri grup da Türkler. Nitekim Stern dergisinin son sayısında yayımlanan bir söyleşide konuşan Dazlaklar, "ttalyanlara falan karşı degiliz. Ama Türkleri defelmek gerek" diyorlar. Hamburg'taki son cinayetleri de "dahiyane eylemler" olarak niteliyorlar. VAHŞETİN KAYNAGl İnsan kıhğına girmiş bu vahşetin kaynağı ne? Toplum psikologlarına bakılırsa, Alman ekonomisinin yıllardır atlatamadığı kriz ve otomasyona geçişin yol açtığı yaygın işsizlik. Yapılan araştırmalara göre, çoğu hayata işsizler ordusuna katılarak atılan ve kendini alkole vuran bu gençler, hırslannı toplumun zayıf azınlık gruplanna yönehiyorlar. Dazlaklar'ın kendi ifadeleriyle Türkler, bugün bir zamanlar Yahudilerin Alman toplumundaki yerini almış durumdalar. Polisin elindeki bir Dazlaklar bildirisinde şunlar yazıyor: "Hitler zamanında bunlar yoktu. Artık vakti geimiştir. Yabaocılan yok edelim." Dazlaklar'ın açıklanan amacı, Türklere Federal Almanya'yı yaşanmaz hale getirmek. Aynen örnek aldıkları İngiliz "Screwdriver" ve "Ulusal Cephe" adlı orgüt gibi. Bilindiği gibi onların eylemleri de Ingiltere'ye, İngiliz Uluslar Topluluğu ülkelerinden gelmiş siyahlar ve melezlere yönelik. Irklannı temiz tutmak sloganı altında saldınlarını örgütlüyorlar. Hamburg'ta Ramazan Avcı'nın öldüruldüğü lokale dün sabaha karşı bir saldırı düzenlendi. İlginç kıyafetleriyle tanınan, " p u n k ç u " Alman gençleri, "Landwehr" adlı lokalin tüm camlannı kırdılar. Olaydan sonra bir mesaj bırakın punkçular, "Ramazan Avcı'nın öldürülmesini protesto ettiklerini" bildirdiler. Reagan 'ın Libya politıkastnı dünya desteklemiyor. / NeoNazilerin vurucu gücü Dazlaklar'ın bildirisinden: Dr. Türkan Saylari'a Gandi Cüzzam Odülü ANKARA, (OM.) Türk doktoru Türkan Saylan, Gandi Cüzzam Vakfı tarafından, uluslararası Gandi Cüzzam Ödulu'ne layık görüldu. Hindistan'dan Dr. Darmendra da aynı udulü aldı. Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Genel Müdürlüğü 'nden verilen bilgiye göre, Dr. Türkan Saylan'a ödülü, 30 ocak perşembe günü Yeni Delhi'de Tin Murti Bavan'da yapılacak törenle, Cumhurbaşkanı Zail Sing tarafından verilecek. Ankara Valiliği, Gazi Universitesi öğrencilerinin dernek kurmak için yaptıkları başvuruyu "rektörlükten izin alınmadığı" gerekçesiyle reddetti. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Üniversitelerde öğrenci derneklerinin kurulmasma YÖK "yeşil ışık yakarak"rektörleri uyanrken, Ankara Valiliği dernek kurmak isteyen üniversite öğrencilerinden "rektörlük izni" istemeyi sürdürüyor. Ankara Valiliği son olarak Gazi Universitesi öğrencilerinin başvurularını aynı gerekçeyle kabul etmedi. Sağlanan bilgilere göre, YÖK, Üniversitelerde öğrenci derneklerinin kurulması konusunda SHP Adana milletvekili Cüoeyt Can tki yeni yasa Türkiye raporu Avrupa KonseyVnde BRÜKSEL, (a.a.) Avrupa Konseyi Siyasi Işler ve Hukuk Işleri Komisyonlan'nın Ortak Türkiye Alt Komisyonu, 2731 ocak tarihlerinde yapacağı oturumlarda, Türkiye'deki durum ve son gelişmelerle ilgili olarak raportörler Steiner ve Stoffelen tarafından hazırlanan raporları ele alacak. Brüksel'deki kaynaklar, Türkiye ile beş Batı Avrupa ülkesi arasında vanlmış olan "dostane çözttm" anlaşmasından sonra Türkiye lehinde ciddi gelişmeler gözlendiğini, bu durumun alt komisyona sunulacak raporları da olumlu yönde etkileyeceğini ifade ettiler. ö t e yandan,, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türk Uyesi bu çahşmalar sırasında yenilenecek. Türkiye'yi Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi'nde halen Prof. FejTaz Gdlcüklü temsil ediyor. ANKARA, (ANKA) 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'na tabi olup, iş kazalan, meslek hastalıklan, malullük, yaşlılık ve ölum sigortalarından gelir veya aylık alanlara her ay ödenen sosyal yardım zammmın arttınlmasında Bakanlar Kurulu 'na yetki veren yasa Resmi Gazete'de yayıntlanarak yürürlüğe girdi. Bu arada BağKur'luların prim borçlarını odeme süresini belli koşullarda uzatan yasa da yayımlanarak yürürlüğe girdi. Hâkim ve savcı adayları için eğitim merkezi ANKARA, (a.a.) Adalet Bakanı Necat Eldem, hâkim ve savcı adaylan eğitimi amacıyla kurulması öngörulen merkezin, kuruluş ve görevlerini belirleyecek yönetmelikle ilgili çalışmaların son aşamaya geldiğinı söyledi. Eğitim merkezinin Ankara'da kurulacağım bildiren Eldem, meslek öncesi eğitimin 3 ayı hazıdık, 18 ayı staj ve 3 ayı da son eğitim olmak uzere toplam 2 yıl süreceğini kaydetti. Almanya'da Dazlaklar'la Hitler'in "SA "lan arasında benıgu meler yapıhyor. Bilgisayar ağı için merkez kavgası tZMtR,(Cumhuriyet Ege Bürosu)Devleı Bakanı Mustafa Tinaz Titiz başkanlığında toplanan Bilgisayar Ağlan Ulusal Komitesi toplantısında Ege universitesi Bilgisayar Merkezi'nden sonra TÜBİTAK da EARN'ün merkezi olmaya talip oldu. Ege Universitesi Bilgisayar Araştırma ve Uygulama Merkezi yöneticisi Prof. Oguz Manaş, konuyu incelemek için bir alt komisyon kurulduğunu belirterek, "Bu komisyon, merkezin neresi olacağına karar verecek. Biz merkez olacağımızı umuyoruz, en büyük iddiamız da deneyimimiz" dedi. öncekı gun Deviet Bakanı Titiz başkanhğında, PTT Genel Müdür Yardımcısı Emin Başer, YÖK adına Prof. Servet Bilir. Anadolu Universitesi adına Doç. Önder Özkazanç, TÜBtTAK adına da Okay Çakıroglu^ nun katıldığı Bilgisayar Ağlan Ulusal Komitesi bir toplantı yaptı. Toplantıda EARN (Avrupa Üniversite ve Araştırma Kurumlan Ağı)'nın Türkiye'deki merkezinin neresi olacağı konusu gündeme geldi. Ege Universitesi Bilgisayar Merkezi yöneticisi Prof. Manaş, EARN'ün Türkiye'deki koordinatörlüğünu yapıyor ve bugüne dek Türkiye'deki merkezin Ege Universitesi olacağını söylüyordu. Ancak toplantıda TÜBÎTAK da merkez olmaya talip olunca, bir alt komisyon oluşturulması ve karan bu komisyonun vermesi kararlaştınldı. Oluşturulan 6 kişilik alt komisyon, Ege Üniversitesi'nden iki kişi ile Yıldız Üniversitesi, TÜBlTAK ve Çukurova Universitesi temsilcilerinden oluşacak. Bu komisyonun 15 gün sonra Ankara'da toplanarak son durumu gözden geçireceği ve EARN'ün Türkiye'deki merkezinin nerede olacağına karar vereceği bildirildi. EARN'ün Türkiye'deki merkezinin Ege Üniversitesi olmasını beklediklerini vurgulayan Prof. Oguz Manaş, "Bizim en büyük ayncalıgımu deneyimimiz. Aynca güçlü bir bUgisayar merkeziyiz. Bilgisayarlanmız 1BV1. Sistemin 24 saat açık kalması gerekiyor. Bizimki kalabilir. üstelik bu üniversiteler agı" dedi. Prof. Manaş, kararın verilmesinden sonra bir ay içinde EARN ile bağlantının kurulabileceğini sözlerine ekledi. Yeni atamalar ANKARA, (ANKA) Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı Personel Genel Müdür Yardımcısı Halil Aytekin görevinden alındı. Öte yandan, Istanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Kemal Kafah ile Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mithat Özsan, TÜBÎTAK Bilim Kurulu üyeliklerine getirilirken, Büyükelçi Halil Kaya Pınar Dışişleri Bakanlığı Müşavirliğine atandı. Sovyet Yazarlar Birliği Başkanı, Norman Mailer'a mektup gönderdi Sovyet aleyhtarı yazarlarla aynı toplantıya katılmayız MOSKOVA, (AP) Sovyet Yazarlar Birliği yetkilileri, New York'ta yapılmakta olan Uluslararası PEN Kongresi'ne, mülteci Sovyet yazarlan ve "nefret tohumlan saçan" öteki yazarlar katıldığı için katümayı reddettiklerini açıkladılar. TASS ajansının verdiği habere göre, Sovyet Yazarlar Birliği Başkanı Georgi Markov, böyle kişilerin varhğının kongrede "yaratıcı ve yapıcı" tartışmalann yapılmasını engelleyeceğini söyledi. Aynı zamanda Komünist Partisi Merkez Komitesi üyesi olan Markov, Amerikalı ve Sovyet yazarlar arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi yolundaki çabalann, Kremlin'in Sovyet aleyhtarı saydığı yazarlan dışlaması gerektiğini vurguladı. Markov, bu konuda yazar adı vermemekle birlikte, Uluslararası PEN'in konuk listesinde Sovyetler Birliği'nden 1972'de ayrılan Jozef Brodski ve 1980'de aynlan Vasili Aksyonov yer alıyor. Bilindiği gibi, her iki yazar da Sovyet yönetimiyle anlaşmazlığa düşmüş ve hükümet tarafından Sovyet aleyhtan olmakla suçlanmıştı. Uluslararası PEN'in kongre konuklan arasında yer alan öteki mülteci yazarlar ise Yugoslav Danilo Kis, Polonyalı Csezlaw Müosz, Kübah Herberto Padilla, Çekoslovak Jiri Grusa ve Polonyalı Adam Zagajewski. MAILERA MEKTUP TASb Maoer Ajansı'nın verdiği bilgiye göre, Sovyet Yazarlar Birliği Başkanı Markov, Uluslararası PEN'in 48. Yıllık Kongresi'ne ilişkin görüşlerini, Sovyet yazarlan kongreye davet eden PEN Amerikan Merkezi Başkanı Norman Mailer'a bir mektupla iletti. Sovyet Yazarlar Birliği'ni 1971 'den bu yana yoneten ve aynı zamanda bir romancı olan Markov, mektubunda, davetten dolayı Mailer'a te (Basın) I >aır Joseph Urodski muhalif yazarların en unlulerinden. Yazar Vasili Aksyonov 1980 yılında ülkesini terk etti. Sovyet Yazarlar Birliği Başkanı Georgi Markov. \Meorgi Markov'dan Mailer'a: "Nazik davetinizi şu ya da bu şekilde kabul etmemiz, halkımıza ve kendi ülkelerinin halklarına karşı nefret tohumlarını saçanlarla bizleri aynı safa düşürecekti." Sovyet yazarların, Yazarlar Birliği'nin karşı olduğu yazarların bulunduğu bir toplantıya katılmak istemediklerini belirten Markov şunlan söyledi: "Yukanda söziinü ettiğim kişilerin etkinlikleri, son tahlilde, genel olarak halklar ve ozel olarak yazarlar arasında barış ve karşüıklı anlayış ugrundaki ortak ve insani mucadelenin karşısındadır. Sizin nazik davetini şekKür ettikten sonra şunları ekledi: "Eğer bizim için temel bir ilke sorunu olan bir durum söz konusu olmasaydı. kongreye katılmavı seve seve kabul ederdik. Kongreye onur konuğu olarak davet edilenler arasında, >ıllardır halklar arasında düşmanlık ve nefreti körüklemeye çaltşan kişiler var. Üstelik bunlar arasında eski Sovet yurttaşları da bu lunuyor. tşte bu yiizden. onlann kongreye katılmasının yaratıcı ve yapıcı bir ortamın yaratılmasına katkıda bulunmayacagından eminiz." Markov, Sovyet yazarların PEN Kongresi'ne katılmayı reddetmelerinin, " N e kadar karsıt olursa olsun, farklı görüşlerin tarbşdmasına karşı olduklan anlamına gelmedigini" vurguladı. zi şu ya da bu şekilde kabul etmemiz, halkımıza ve kendi ülkelerinin halklanna karşı nefret tohumlan saçanlarla bizleri aynı safa düşürecekti." Bilindiği gibi, Sovyet Yazarlar Birliği'ne bağlı ve Sovyet yonetiminden yana olan yazarlar, Batı'ya iltica etmiş olan, özellikle de "muhalif" sayılan yazarlarla bir araya gelmekten kaçınıyorlar. Bu yazarlardan Jozef Brodski, modern Sovyet ozanlarının en populerlerinden biri. Brodski, 1960'ların başlarında yönetimle anlaşmazlığa duştu ve 19641966 yılları arasındaki dönemi bir çalışma kampında geçirmek zorunda kaldı. Vasili Aksyonov ise 1979'da, yeraltı gazetesi "Metropol"le ilişkisi olan iki genç yazann Sovyet Yazarlar Birliği'ne ahnmaması üzerine Yazarlar Birliği'nden istifa etti. Aksyonov, ülkesınden aynldığı 1980 yılında da Film Emekçileri Birliği'nden çıkarıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle