14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 HABERLERİN DEVAMI 3 AĞUSTOS 1985 Anayasa Mahkemesi 4 9 Pişmanlık dosyasını eksik bııldu ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi bazı eksikliklcr ncdeniyle, 6 dava dosyasını geri gönderdi. Bunlann içinde Erzincan Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Numaralı Askeri Mahkemesi'nin kamuoyunda "Pişmanlık Yasası" ölarak bilinen, bazı suç failleri hakkında uygulanacak hükümlülerle ilgili yasanın iptaii istemini içeren dava dosyası bulunuyor. Mahkeme HP'nin Imar Yasası'nın iptaii için yaptığı başvurunun esastan incelemeye alınmasını kararlaştırdı. Anayasa Mahkemesi Genel Sekreteri /iyaettin özkanlı, HP tarafından Tarım SaUş Kooperatifleri ve Birlikleri'nin kuruluşu hakkındaki kanun hükmündeki kararnamenin değiştirilerek kabulü hakkındaki yasanın iptaii istemiyle açılan dava dosyasında da eksiklik bulunduğunu söyledi. Dosyada TBMM Başkanı Necmettin Karaduman, ya da görevlendireceği kişinin imzasının bulunmadığını belirten özkanlı, dosyadaki imza eksiğinin 15 gün içinde tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılacağını söyledi. Anayasa Mahkemesi, Iskenderun Ağır Ceza Mahkemesi'nden Kaçakçılığın Men ve Takibine tlişkin Yasası'nın değişik bazı maddelerine eklenen fıkraların anayasaya aykırılığı nedeniyle yaptığı iki ayrı itirazı içeren dosyalarda da eksiklik bularak söz konusu eksikliklerin tamamlanınası için bunların mahkemeye geri gönderilmesine karar verdi. Kütahya Iş Mahkemesi'nden Hukuk Ustllü Muhakemeleri Yasası'nın iptaii için gelen dosyasında görülen eksikliklerin tamamlanması için dosyanın mahkemeye geri gönderilmesine karar veren Anayasa Mahkemesi, bir kişi tarafından Kaçakçılığın Men ve Takibine llişkin Yasa'nın bazı hUkümlerinin iptaii için yapılan başvuruyu da "Bu kişinin dava açmaya yetkisiz olduğu" gerekçesiyle geri çevirdi. Pişmanhk Yasası'nın usul yönünden iade edilmesine gereİcçe olarak, "Askeri Mahkeme kararının aslının gönderildigi, aynca hükümliinün savunmasımn alınmadıgı" gösterildi. Anayasa Mahkemesi, HP'nin lmar Yasası'nın iptaii nedeniyle yaptığı başvurunun esastan incelemeye alınmasını kararlaştınrken, şekil yönündcn iptal istemini ise zamanında başvurulmadığı gerekçesiyle ret etti. Şekil yönünden iptal davası, yasanın yürürlüğe girmesindcn sonra 10 gün içerisinde açılabiliyor. Türklş yine bekleyecek %/ MUSTAFA EKMEKÇİ ANKARA NOTLAItt Doğa Düzeni... Türkîş'in Samsun toplantısı bitti. Toplantı sonrası Başkanlar Kurulu'nun eylül ayına kadar "beklenmesi"ni ve hükümetin tutumunda değişiklik olmaması halinde yeni kararlar alınmasını kabul ettiği açıklandı. olumlu bir değişiklik olntadıgı takdirde bazı yeni kararlar almaSAMSUN Türklş Başkan sını uygun görmüştür. Bu amaçlar Kurulu'nun dün sona eren la yapılavak sendikal mucadeletoplantısından sonra açıklanan nin başanya ulaştırılması için bildiride, hükümetin işçi hakla Uye bulundugumuz uluslararası rı konusunda girişimlerinin son HUr Dünya İH'ileri Sendikası defa bekleneceği belirtildi. Konfederasyonunun (İCFTU)nun desteginin talep edilmesi HUkümetin uygulamalarında uygun görülmüştür." değişiklik olmaması halinde ye"Bugüne kadar çalışma yaşani kararlar alınması uygun görüldü. Bildiride Türkîş'in bun mı ile ilgili olarak çalışanları hudan sonraki eleştirilerinin muh zursuzluga iten uygulamaların tabanın şikâyetlerine kulak verme yalnızca çalışma bakanının tayen özal hükümeti olduğu belir sarrüfu olmadıgı, bu girişimlerin Bakanlar Kurulu'nca da tilerek '"Türklş, demokrasinin paylaşıldıgı" vurgulanan Türkvazgeçilmez bir unsuru olan hiir lş bildirisinde, "Türklş'ln bunsendikacılık hareketine karşılık ortaya konulan bu tavırdan dog dan sonraki eleştirilerinin muhanıdan dogruya hükümeti sorum tabı, şikfiyetine kulak vermeyen Sayın Özal hükümetidir. Türklu görmektedir" denildi. tş, demokrasinin vazgeçilmez Turklş, genişletilmiş Başkanunsuru olan hür sendikacılık halar Kurulu'nun bildirisinde reketine karşı ortaya konulan bir Türklş'in bugüne dek sıkıntılatavırdan doğrudan dogruya hürın çaresini hükümet ve diyalogkümeti sorumlu görmektedir" larda aradığı ifade edilerek şöygörüşü savunuldu. le denildi: Bildiride, Türklş'in YHK'"Son bir buçuk yıl içinde hüdan çekümesi yolundaki uykümetle yapılan 3 zirve toplangulamanın devam edeceği kaytısı beklentiiere cevap verecek bir dedildi. Bildiride Türklş'in sonuç getirmemiş olmasına ragüyelerin YHK toplantılarına kamen, Başkanlar Kurulu'nun tılmaması ile bu kesimin yokluönerisiyle Eylül 1985'te başlayan ğunda alınan kararlara gölge düyeni yasama döneminin ilk iki şürülmek istendiği ve kararların ayında hükümetin çağdaş ve kahukuk açısından tartışma konuzanılmış işçi hakları konusunda su haline geleceği dile getirildi. ne glbi girişimde bulunacagının Bildiride sendikal denetimleson defa beklenmesini, ancak rin sendikacılığı bertaraf etme amacına araç edildiği belirtildi Yeni bir federasyon kurulacağı yönündeki habcrlcr konusunda (Baştarafi 1. Sayfada) da şu görüşe yer verildi: "Başkanlar Kurulu'muzun büsını 1 yıllık hesaba değil de 6 ay tün üyeleri, Türkİş bünyesindevadeli hesaba yatıran tasarruf sahibi ise bu altı ayın sonunda 22 ki bazı maksatlı haberlere kaybin 500 lira faiz geliri sağlaya nak olabilecek olumsuz ve böliicak. Eğer bundan altı ay sonra, cü yönde bir düşünce ve girişimin bulunmadığını, böylesine yani 1986 şubatında 6 ay vadeli mevduata verilen faiz bugün ol bir düşüncenin işçiye ihanet teşduğu gibi brüt yüzde 50 ise ve kil edecegini itifakla benimsesöz konusu tasarruf sahibi va miştir." tandaş o anda hesabında buluSendika yöneticilerinin 10 yıl nan 122 bin 500 lirayı yeniden al işçi olarak çalışma koşulu ile iltı ay vadeli olarak yatırırsa bu gili anayasa hükmünün maksatlı ikinci altı ayın sonunda 27 bin bir biçimde yorumlandığı kayde563 lira daha faiz geliri sağlamış dilen bildiride, sendika yöneticiolacak ve bir yılın sonunda eli sini sendikacılık görevi süresinne geçen net faiz geliri 50 bin 063 ce işçi saymayan bir anlayışın çolirayı bulacak. Yani bütün bu ğulcu demokrasi içinde yeri olahesaplar tutarsa parasını şimdi I mayacağı da belirtildi. yıllık hesaba yatıran vatandaş yıl Hükümetçe geçen günlerde sonunda 49 bin 500 lira net faiz Çalışma Bakanı Mustafa Kalemgeliri sağlarken, 6 aylık hesap lı'ye yaptırılan açıklamada, açan vatandaş bir yılın sonunda "Klmseye taviz vermeyecegiz" 50 bin 063 lira net faiz geliri el şeklindeki sözleı in Başkanlar Kude etmiş olacak. rulu'nca anlaşılamadığı da ifade edilen bildiride şöyle denildi: Ancak işin püf noktası da tam "Hükümctler, taviz vermeyiz, burada. HükUmetin vatandaşa bildiğimizi yaparız gibi çıkışlarvermek istediği mesaja göre fa la kendilerini cesur diye tanımizler her ay düşmeye devam ede layamazlar. Hükümetler insan cek ve vade kısaldıkça düşüş haklanna, uluslararası bcnimoranı da daha fazla olacak. Söz senmiş sendikal haklara saygılı gelimi hükümet 1 yıl vadeli mev olduklan ölçüde cesur tanımına duatın brüt faizini eylül ayı için hak kazanır. Kesimlere kulak tıde yüzde 55'te tutarken 6 ay va kamak cesaret degil, aksine siyadelinin faizini bu ay sonunda sal iktidar olma vasfının zaafa brüt yüzde 48'e indirirse eylül uftramasıdır.. Hayat pahalılıgı ayından itibaren hesap açacak bir buçuk yıl öncesine göre gidelar için 6 aylık hesabın yıllık fa rek artmaktadır. Bazı şartlar neizi 1 yıllık hesabın yıllık faizinin deniyle elde kalmış tüketim ınalaltınainmiş olacak. Hükümetin larındaki geçici fiyal durgunlu7 aylık mevduatm faizini her ay ğunu (enflasyon durdu) gibi idpuan indirmesi halinde ise al dialara dayanarak yapmak yatı ay sonra 6 aylık mevduatın fa nıltıcıdır. tstanbul'da önümüzizi brüt yüzde 44'e kadar inmiş deki günlerde başlyacagı ve daolacak. ha sonra diger illere yaygınlaştırılacagı belirtilen ekmek fiyatınBu durumda bugün 100 bin li daki, fiyatların serbest bırakılrasıyla 6 aylık hesap açtırıp altı ması kararından da süratle vazayın sonunda faiziyle birlikte eli geçilmelidir." ne 122 bin 500 lira geçecek olan tasarruf sahibi bu parayı 1986 şubatında yeniden 6 aylık yatırdığı takdirde eline geçecek olan ek faiz geliri umduğu gibi 27 bin 563 lira değil 24 bin 253 lira olacak ve bir yılın bitiminde sağladığı toplam faiz geliri de 50 bin 063 lira değil 46 bin 755 lira olacak. Yani bugünden 1 yıllık hesap açtıran tasarruf sahibi yıl sonunda 49 bin 500 lira net faiz geliri sağlarken, bugünkü faizlerin aynı kalacağı beklentisiyle 6 aylık hesabı tercih edcn tasarruf sahibinin geliri bunun 2 bin 745 lira altında kalmış olacak. IŞIK KANSU YÜCEL ELEKTRONİK tŞÇÎLERl Sigorta büdirimlerinin geç yapıldığım, çoğunluğunun asgari ücretle çalıştmldıklartm bildiren Yücel işçileri, sendikaya üye olduklan için toplu ve yasal hakları ödenmeden, yasaya aykırı iften atüdıklarım söylüyorlar. (Fotoğraf: CUMHURİYET) Işverenin, sözleşme yükünü atlatmak için formülü Sendikaya gîrenin işine son veriliyor Güngören'deki Yücel Elektronik Sanayii işvereni, sendikaya üye olan 44 işçisini yasal tazminatlarını ödemeden işten çıkardı. İki aydır ücretleri ve sosyal hakları ödenmeyen işçiler, Uretim yapılamayacağı gerekçesi ile fabrikanın kapılannın kapanması üzerine yasal haklarım alıncaya kadaı fabrika önünde bekleme kararı aldılar. İsmail Krdogdu'ya ait üç işyerinden oluşan fabrikada Çelik lş 17 temmuz tarihinde toplu sözleşme imzalamıştı. Ancak işçiler toplu sözleşme ile kazanılan hakların hiçbirini elde edemediler. Çeliklş Eğitim Sekreteri Rafet Korkmazel işverenin gerçek durunıu hakkında bilgi sahibi olmadıklannı, gerçekten işçilerin ücretlerini ödeyemez duruma düşmüşse, mahkeme yolu ile haklarım koruyacaklarını söyled. Ücretlerin ödenmemesi halinde fabrikanın makinelerinin satımı ile hak edilmiş alacaklarının alınması yoluna gideceklerini bildirdi. "Amarımız makine sattırmak degil. lşçilerin ekmek kapısı makinelerinin iş üretmesi tercihimizdir" dedi. Işveren yetkilileri, içinde buiundukları darboğaz nedeni iie üretime ara vermek ve işçi alacaklarını ödeyememek durumuna düştüklerini bildirdiler. Faiz kıımarı tş Sendika Servisi Toplu sözleşmeler yükünden kurtulma ya da sendikalaşmaya karşı işçi çıkarmaları giderek yoğunluk kazanıyor. Güngören Yücel Elektronik Sanayii'nde bağımsız Otomobillş Sendikası'na üye olan 44 işçinin tazminatsız olarak işine son verildi. Hibir ödeme yapılmadan kapı dışarı edilen işçilcr 20 temmuz tarihi itibarı ile bağımsız Otomobiltş Sendikası'na üye olduklarını bildirdiler. tşverenin sendikaya üye olduklarını öğrenir öğrenmez kendilerini çağırdığını, sendikaya üye olduklan için işten ayrılmalarını isıediğini ve kendi istekleri ile ayrıldıklarına ilişkin bir belge imzalamaya zorladığını öne sürdüler. Sadece Uç arkadaşlarının polis çaJırma tehdidi altında bu belgeyi ımzaladıklannı, kabul etmeyince de hiçbir yazılı bildirimde bulunulmaksızın ve yasal tazminatları ödenmeksizin kapı dışarı atıldıklarını anlattılar. Yücel Elektronik'ten çıkarılan işçiler fabrikada toplam 168 kisinin çalıştığını, işe yeni alınan(arın uzunca bir süre sigorta bildirimlcrinin yapılmadığını ve sürekli işçi çıkarılarak kıdem ve yüksek ücretten kurtulunduğunu belirterek, çoğunluğun asgari ücretle, geri kalanın da ortalama 2025 bin lira ücretle çalıştığını bildirdiler. Topluca sendikal örgütlenmeye girince de, işverenin sendikaya girenlerden belirleyebildiklerinin derhal işine son verdiğini söylediler. Yücel Elektronik işvereni, işçilerin iddiaları ve çıkarılnıa nedenlerine ilişkin bir açıklama yapmayı reddetti. YASADIŞI lşçilerin örgütlendiği Otomobillş Sendikası yöneticileri ise sendikal örgütlenme nedeni ile çıkarılan işçiler için, yasaya göre ücretlerinin bir yıllık tutarı kadar tazminat davası açacaklarını bildirdi. İlk aşamada, toplu çıkarmadaki bildirim hükmüne uymadan, ihbar ve kıdem tazminatları ödenmeden ve yasa dışı olduğu savunulan çıkarma işlemi ile ilgili olarak savcılığa ve Bölge Çalışma Müdürlüğü'ne başvuruldu. Kartal'dakiTorçelik Çivi Fabrikası'nın 80 işçisi, işyerinin sürpriz bir kararla kapanması üzerine fabrika önünde sokakta kaldılar. GÜNEY AFRİKA'nA SÎYAH LİDERLER Sivil itaatsizliğin eski uygulayıcıları Dış Haberler Servisi Irkçı Güney Afrika hükümetinin Nobel Barış ödulü sahibi rahip Desmond Tutu'yla görüşmeyi reddetmesiyle ülkede iki grup arasında herhangi bir diyalog imkânının kalmadığı kesinleşti. Ilımlı bir kişiliği olan Desmond Tutu, ırkcılığa karşı ilk uluslararası çıkışı henüz 1950'lerin başında gerçekleştiren beyaz rahip Trevor Huddlestonun halefi. Huddleston'un ezilen siyah çoğunluktan yana mücadelesinden etkilenen Tutu 1958'de öğretmenlik mesleğini terk ederek Anglikan kilisesine faal bir rahip olarak girdi. 1978'den bu yana 13 milyon üyeli Güney Afrika Kiliseleri Konseyi SACC'ın Genel Sekreterliğini yürüten siyah rahip Tutu'nun tavrı taın bir arabuluculuk. Devlet Başkanı Botha'nın kendisini ırkçı rejimin bir işbirlikçisi olarak kazanma çabalarına karşılık, Tutu görüşülınesi gereken kişilerin Birleşik Demokratik Cephe ya da Afrika Ulusal Konseyi (ANC) olduğunu söylüyor. Onların rejimle görüşebilmesinin koşulu ise siyahların semtlerindeki polis ve askerlerin geri çekilmesi, 12 bin tutuklunun serbest bırakılması, ANC lideri Nelson Mandela'nın salınması. Ayrıca sürgündeki muhalefet liderlerinin geri dönmesi. ANC 1972'de tümüyle barışçı eylemler yapaıı bir hareket iken yasaklanınış, göstericilere ateş açılıp öldürülmüş, liderleri tutuklanmıştı. O zamandan bu yana da ANC silahlı eylem yapıyor. SACC Genel Sekreterliği'nde Tutu'nun halefi 70 yaşındaki Beyaz rahip Christiaan Beyers Naude, 1960'daki Sharpville katliamından bu yana ırkcılığa düşman. 1977 ile 1984 arasında da 7 yıl evinde göz hapsinde tutuldu. 1982'de merkezi Cenevre'de bulunan 50 milyon üyeli Dünya Reformcu Kiliseler tttifakı Başkanı seçilerek ün kazanan Allan Boesak ise 38 yaşında vc kiliselerdeki direnişin en genç üyesi. Botha'nın "şiddete başvurmayı reddetmeyen" hiçbir kuruluşla görüşmeyeceğini açıklaması aslında kiliseyle de görüşmeşine engel. Çünku yukarıda adı geçenlerin hepsl sivil itaatsizlik kampanyaları yürütmüş kişiler. Botha'nın üstelik bir de ünlü işbirlikçisi ile başı dertte. Siyalıların ayrı devlet kisvesi altında kapatıldığı "bantustan" adlı yönetim bölgelerinden en büyüğü Zulu'nun reisi Gatsha Buthelezi ne zaman konuşsa beyazların tüyleri ürperiyor. lşte örnek: "Biz silahlı mücadeleden yana tavır almakla ucuz şöhret kazanmaya çalışmıyoruz. Çünku biliyoruz ki, bunun araçları yok ortada. Siyahların bir gün silaha sarılmak zorunda kalmayacagını söylemedik." ABD Kıbrıs (Baştarafi 1. Sayfada) gerçekleşen Dervvinski'nin, Atakol ile görllşmesinde eski Dışişleri ve Savunma Bakanı NecaCi Miinir Krtekün, Ümit Süleyman Onan, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Sail F.rkin ile Cumhurbaşkanlığı danışmanlarından Çavlan Siierden de bulundular. Dervvinski, Kipriyanu ile görüşmesi konusunda Rum lideriyle son gelişmeler üzerinde aydınlatıcı bir görüşme yaptığını söyledi. Kıbrıs sorununa çözüm çabalarında "umul verici herhangi bir unsur göriip görmedigi" sorulan Dervvinski daima ümit beslediğini ifadeetti. Ancak "sııurlı iyimserilk" deyimini kullanmayı tercih ettiğini bildirdi. KKTC yetkilileri ile biraraya gelmeden önce basın mensupfarı ile görüşen Dervvinski ziyarctinin aydınlanmayla ilgili olduğu kadar resmi yönünün de bulunduğunu söyledi, ancak gezisinin Kıbrıs sorunundaki son durumla ilgili bilgisini güncelleştirmek ve durumun nasıl seyrettiğini görerek, genel sekreterin girişimlerinin meyve verip vermeyeceğini saptanıayı amaçladığını da kaydetti. Kıbrıs'a özel bir mesaj getirmediğini belirten Dervvinski Ankara ve Atina'ya bu kez gitmeyi duşünmediğini bildirdi, "Kıbns'ta dikkati çekmeyen çok sakln bir iliskileri bulunduğunu" söyledi. Amerikalı danışman daha sonra KKTC yetkilileri ile çalışma yemeğinde bir araya geldi. Irkcılığa (Baştarafi 1. Sayfada) silahlı bir saldırı sonucu öldürüldü. Irkçı Pretoria rejimi, siyah avukatın zengin siyahlar tarafından öldürüldüğünü önc sürerken, siyasi gözlemciler siyah avukatın polis tarafından öldürüldüğü yolundaki görüşlerin ağırlık kazandığını bildiriyorlar. Irkçı rejimin önceki gün siyahların cenaze törenlerine getirdiği kısıtlamalara rağmen, 1984 Nobel Barış ödülü sahibi rahip Desmond Tutu, dün Johannesburg yakınlarında siyahlar için düzenlenen bir cenaze töreninc katıldı. Rahip Tutu'nun, cenaze töreninde konuşma yapmck istediğini söylemesi gerilimi aıttırdı. Ancak, polis Nobel Barış ödüllü rahibin konuşma yapınasına izin verince gerginlik giderildi. Avrupa Ekonomik Topluluğu'na üye ülkelerin Dışişleri Bakanları, önceki gün Helsinki'de, Güney AfrikaCumhuriyeti'ndeki büyılkelçilerini geçici olarak geri çağırma kararı aldılar. AET Dışişleri Bakanları'nın dün Helsinki'deki toplantısından sonra yayımianan bildiride, AET ülkelerinin Güney Afrika Cumhuriyeti'ndeki büyükelçilerini geri çağırma nedenlerini aynntılı olarak öğrenmek olduğu belirtildi. Bu arada AET üyesi olan ltalya, Belçika ve Lüksemburg Dışişleri Bakanlarının bazı temas ve incelemelerde bulunmak üzere gelecek ay içinde Güney Afrika'ya gidecekleri açıklandı. lngiltere Başbakanı Margret Thatcher ve Fransa Başbakanı Laurent Fabius da yaptıkları bir toplantıda, ırkçı beyaz azınhk yöneîimindeki Güney Afrika'ya uygulanabilecek yaptırımlar üzerinde durdular. ABD Kongresi'nde ise, ırkçı beyaz azınlık yönetimindeki Güney Afrika Cumhuriyeti'ne karşı uygulanacak yaptırımlar konusunda görüş birliğine varılamadı. Cumhuriyet okuru Ragıb A. Saguner, açıklamalarının bu bölümünde ilginç şeyler söylüyor. Domuz etiyle ilgili olarak, Tevrat'ta, Kur'an'da geçen hükümleri anlatıyor. Saguner'in görüşleri, olanak bulunsaydı da, gazetede ayrıca yayımlansaydı, belki çok daha iyi olurdu. "Ankara Notlan"n\n çerçevesi içinde, araya kendimi sokmadan aktarmaya çalışayım: Ragıp A. Saguner, et üretimi açısından komşularımızdan da çok gerilerde olduğumuzu anlatıyor. Şöyle diyor: "ömeğin, Yunanistan'daki her kişi, Türkiye'dekindan ortalama iki kat daha çok hayvansal kaynaklı protein alıyor. Görülüyor ki, insanca yaşayabilme ve yaşatabilme için tek sorumluluğumuz var: Görünmeyen hayvansal protein açlarımızı "doyurmak." Ulu peygamberinin "komşusu açken uyuyamamanın Tanrı katında çok makbul" olduğunu duyurduğu "inananlar" için ne sevaplı bir görevdir bu. Şimdi Tanrı'nın doğa düzenine bir bakalım: Sığır en erken iki yıl sonra kendi ağırlığı kadar, koyunkeçi ise en erken ikinci yılda kendi ağırlığınca et verebilirler Bunlara, ortalama 200250 kg. et için, ürun verebilen, birhektar toprağa gereksinim vardır. İnsan boğazından kaçırılmış besin alanı. Ama domuz: O, altı ayda bir kendi ağırlığının ortalama 612 katı et üretiyor. Yılda yaklaşık 1224 kat. Hiçbir ürettm bu güç ve verimde değildir. Tanrının şaşırtıcı ihsanı gerçekten. Birçok dinler, mezhepler, hatta tarikatlar bir süru hayvanın etinin yenmeslni yasaklamışlar. Bunlar arasında önemsizlerini saymazsak, boğa, inek, öküz, yılan (yiyenler var), maymun, tavşan, kuzu, kaz, balıkçıl, papağan ve bazı koşullarda deve, at, eşek, balıkların birçok türü... Neler yok ki? Tüm bunlarda ortak nokta şu: Yasaklann ve yukümlü olan etnik grubun yapısı araştırılınca, bütün o hayvanların eskiden onlarca kutsal, hatta tabu (ongun) olduklan görülüyor. ömeğin, Tevraftaki yasaklann bir kısmının, Yahudi toplumunun uzun bir etnik çağını yönetimi altında geçirdiği eski Mısır'ın ve dolayısıyla kendinin tabuları olduğu gözlenebiliyor. Elbette herhangi bir uygariık ilişkilendiği uygarlıkla düşünsel ve davranış olarak alışveriş yapmazlık edemez. islam'da da, tıpkı Tevraftaki dize ve sınıflama ile hem^n hemen aynı kasaplık hayvanlar yasaklanmıştır. Bunda şaşılacak bir nokta yoktur. İki din de aynı aileden değil midir? Islam süreli bir yineleme ve düzeltmenin son halkası olmuyor mu? islamda domuz etinin yasaklanması, yasaklama ayetinden başkalarında bazı nicelikler altında, bağışlayıcı Tanrı tarafından kaldırılmış, domuz etinin yenmesine izin verilmiştir. Örneğln şanı yüce Kur"an, Bakara Suresi'nin 172. ayetinde "... Ama zorda kalan, Istemeyerek ve zaruret tutarını aşmayarak (bu) haram edilenden yerse, üzerine günah olmaz" buyuruyor. Kur'an'da, bu konuda temel yasaklayıcı olan Maide Suresi'nin 2. ayetl, koyduğu yasağın hemen ardından "... Her kim (aç halde) zorda kalırsa, onlardan (haram edilen etlerden), günah işleme kastı olmadan yerse, Tanrı elbette bağışlayıcı ve acıyıcıdır" diye ekllyor. Bu hal ve kutsal bildiriler, hikmeti yüce Kur'an'ca domuz etine tanınmış bir açık ayrıcalık ve haberdir. Yasaklanmış olan başka insan yiyeceklerinin hemen hepsi için bu "hoşgörü" yoktur. örneğin içki için en ufak bir hoşgörü (müsamaha) gösterilmemiştir. Gariptir, öyle olduğu halde, tüm Islam dünyasında, eskiden içlerinde peygamberin halifeleri de olmak üzere, hemen herkesçe içilip duruluyor. 0 zaman şunu belitmeden geçemeyiz; domuz etine karşı öazılarımızdaki şartlı reflekse bağlılık izlenimi veren bu inatçı bağnazlık nasıl oluşuyor? Kutsal Kur'an'ın yüceliğine ve insancıllığına yakışan yoruma sırt çevirmede neden direnilir? Domuz eti düşmanlarınca bu etin günahları neler? Birer ö/rer ele almakta yarar var; domuz eti yenip yenmemesi konusu, en yüksek dinsel yetkilimiz de aralarında olmak üzere, bu ette birtakım zararlar belirtilerek insana yararsız, hatta zararlı olduğu için yenmemesi savunusu üzerine oturtulmuştur. Burada bir noktayı hemen belirtmek zorunludur; İslamda, her kitaplı dinden daha net olarak kesin ve cidden ahlaksal bir erdem vardır, Müslüman, ibadet görevine tam bir ahiak feragatiyle kendini "teslim" eder. Bu ibadette kulluktan başka bir neden, bir "dünyevi" fayda düşünmek "büyük günah"f/r Kesin bu. Böyle bir iddia, insandan kulluktan başka bir şey istemeyen Tanrı'ya, bir ibadeti buyururken çıkar düşünme izafe etmek (haşa) mücessemecilik çukuruna doğru yuvarlanmaya kadar götürebilir. Bir başka iddia da, domuz etinin Tanrı tarafından yasaklanması, bu hayvanın etiyle beslenen kişilerin bu hayvanın karakter özelliklerini (erkeklerin dişilerini kıskanmamaları gibi) de alması yüzündenmiş. Çok ilkel ve tamamen gerçek dışı bir düşünce olduğu için, Ulu Tann'ya, hiç yakıştınlacak bir ulu buyruk nedeni olamaz. Zira, etten ya da içilen kanından o cesddin niteliklerinin yiyene geçeceği inancı, yamyamcı kabile savaslarında öldürdüğü düşmanının kanını içen savaşçılarda vardı. ilkel kavimler bu yüzden reislerini, babalarını bile yerlerdi. Vahşi ve çok çirkin bir gerilik. Oysa ki, karakter ve ruhsal davranış kökenlerinin yenilen et ve kanla bir ilişkisi olmadıgı bilgisi çağlar öncesine uzanıyor. Kitaplı din öğretileri de çok kolay bir yol olduğu halde yamyamlığa değil, ruha ve akla yönelmiştir. Yaratıcıyı bu konuda bilgl dışı göstermek, nasılca bir dinsel "bağlılık" oluyor acaba?... Ragıp A. Saguner, tartışmayı tatlı tatlı sürdürüyor. SODEP İstanbul il örgütü HP ile 'birleşmeyf görüştü İstanbul Haber Servisi SODEP İstanbul il örgütü, HP ile birleşme konusunda dün uzun bir toplantı yaptı. Toplantıdan önce bir açıklama yapan İl Başkanı Sadullah Usumi "Küçük kurullaya götürecegimiz göruşleri saptamak için toplandık" dedi. Bu arada SODEP Genel Merkezi'nden gönderilen bir telgraf mesajıyla Küçük Kurultay'a partili belediye başkanları, ilçe başkanları ve parti kurucularının da katılmaiarının istendiği öğrenildi. SODEPHP birleşmesi konusunda il örgütünün görüşlerinin saptanması ve teknik konuların belirlenmesi için SODEP İl Merkezi'nde yapılan toplantıya MKYK üyesi Cemal Seymen, Ozkan Yici ile il Yönetim Kurulu üyeleri, Anakent Meclis Grup Başkarı, İl Genel Meclisi Grup Başkanı ile 19ilçenin başkan, 2. başkan ve saymanları katıldı. Dün saat 16.00'da başlayan ve basına kapalı olarak yapılan toplantıdan önce bilge veren tl Başkanı Sadullah Usumi, 1011 ağustosta yapılacak olan Küçük Kurultay'a götürülecek olan görüşlerin ve teknik konuların saptanması için toplandıklarını söyledi. özal hükümetinin niyetine ve kararlılığına inanan tasarruf sahiplerinin mutlaka bu hesabı yapmaları ve " 6 aylık hesap hâlâ en kflrlı" görüşüne aldanma maları gerekiyor. HükUmetin, "bu senetlerin geliri yıllar geçtikçe artacak" görüşüne inanan vatandaşların ise bu sözü senet kabul ederek gelir ortaklığı scnetlerine yatırımı düşünmeleri gcrekiyor. Mevduat faizlerinin gerilediği bir ortamda parasını uzun vadede daha yüksek gelir getireceği, üstelik istendiğinde gelir artışıyla birlikte paraya çevrilebileceği ilan edilen geliı ortaklığı senetlerine yatırmaları makul bir seçim gibi görünüyor. "Bu hükümet hangi söziiaü tuttu ki' deyip enflasyonun ve faizlerin düşmeye devam edeceğine inanmayanların ve gelir ortaklığı senetlerinin ilerdc yüksek gelir saglayaoağı yolunddki beyanlanıı "go/ boyuına" olduğunu düşünenlmu ise paralarını o aylık hesaba yatırıp "sonrası ivitı Allah kerim" demeleri daha ai' x yakın görünu>or. VIDEOTHEOUE Türk sinemasının seçkin örnekleri, şimdi daha üstün renk ve görüntü sağlayan (Baştarafi I. Sayfada) 14€2'liklerin dönüşüne edilmesi gerekirken, aksi yolda tesis edilen işlem açıkça hukuka aykındır" dedi. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı'nda muşavir müfettiş görevindeyken, 1402 sayılı yasanın 2301 sayılı yasayla değişik 2'nci maddesi uyarınca görevine son verilen Saim Açıkgöz'ün aynı yasa hükümleri uyarınca görevine iade edilmeyeceğine ilişkin bakanlık uygulaması hakkında "yürütıneyi durdurma karan" alan dördüncü idare mahkemesi, karannda şu görüşlere yer verdi: "Mahkememmn 3 Mayıs 1985 günlü ara kararı üzerine Ankara Sıkıyonelim komııtan' lıgı'nca gönderilen ve aynı komulanlık tarafından geregi için Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlıgı'na, bilgi için Genelkurmay Başkanlıgı'na yazılan 22 Agustos 1984 günlü 1STH. 3500ka 84/4.ks. 8277 sayılı >azıda (Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu üyesi Saim Açıkgöz'ün görevine iadesi vc sonuçtan Üsküdar'da 3 park açıldı Istanbul Haber Servisi Usküdar'da diln 3 park ve bir refüjün açılışı yapılırken, bir kanal inşaatının da temeli atıldı. Hevlet Bakanı Mustafa Tınaz Tlüz Hakimiyeti Milliye Caddesindeki refüjü hizmete açarken, Anakent Belediyc Başkanı Bedrettin Dalandaparkların açılışında yaptığı konuşmada, yıl sonunda 760 parkın hizmete girmiş olacağını bildirdi. Daha sonra Üsküdar Küplüce Mahallesinde temeli atılan kanal inşaatının 450 milyon liraya mal olacağı ve 17 kilomctre uzunluğunda olacağı bildirildi. • Nüfus cüzdanımı kaybettim. HükUmsüzdür. YAŞAR ERSİN KARAKUŞ kasetlerde. Merkez ve şubelerimizin tümünde MERKEZ: BF.BEK Tcl CİHANGİR Sojjana Sok. No 7 Büsak Altı Tel: 145 58 90 ESENTEPE Dedeman 1^ Hanı No 15 CAf.AI.(X*ıLU tlurnycı Cja/ctcbi Karysı tlurh.ııı K.ıl 4 NİŞANTAŞI Akkavak Sok. 19/2 StlADIYfc BağdatCad Şcn Sok No 3 M 6 / 3 ARNAVUTKOY I Caddc No 138 Tel 163 25 25 1 UI.US Yol Sok. Oren Apl. No 3 ETİLER Hurnycl Mucahıtlcrı Sok No. 5/1 ANKARA vns BURSA Alalurk Cad Luca Palıs I; Hanı No 1M Tel 144 48 Hagarası Sok No 5 165 62 31 (.ANKAYA Cınnatı Cad. No. 32/1 Tel: 28 06 % İSTANBUL tfes Çarşısı 2 Kal Tel 1W82% Noter Sot No: 2«2 Üenı; Tarıfı AU1Y0L GAZIOSMANPAŞA Heın'/'hn Sok No. 19/3 İZMİR A L S A N C A K K t K1ZI1.AY " '»hanı ABCKıtapcvı 1379 Sok. N o : 57/605 Tel: 14 72 95 Sclanık Cad No: 1 Tel 33 29 62 komutanlıga bilgi verilmesi) hususunun öngörülmesi karşısında, davacının görevine son verilme nedeni ortadan kalktıgı için görevine iade edilmesi gerekirken aksi yolda tesis edilen işlem açıkça hukuka aykırı olup, uygulanması halinde giderilmesi güç zararlar dogacagı anlaşıldıgından anılan işlemin yüriitülmesinin 2577 sayılı İdare Yargılama Usulü Kanunu'nun 27'nci maddesi uyarınca teminat aranmaksızın 90 gün için durdurulması oybirligi ile karar verildi." öte yandan Ankara Üçüncü İdare Mahkemesi de Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığfnın aynı yollu 3 ayrı işlemi için de "yürütmenin durdurulması" kararı aldı. Mahkeme Milli Eğitim Bakanlığı'nın 1402 sayılı yasayla görevinden uzaklaştırıldıktan sonra, alınan mahkeme kararlarma karşın görevlerine başlatmadığı, Adil Onuk, Eyüp Ak ve Osman Kaptan'ın "yürütmenin durdurulmasına" ilişkin ayrı ayrı istemlcriııi "uygun" bularak "yürütmenin durdurulmasına" karar verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle