14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 AĞUSTOS 1985 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURÎYET/S SEVEMA ATİLLA DORSAY HÂYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ "Dünya sinemalarından" programındaki fılmler dolayısıyla (1) 19301ar ABD sinemasına bir bakış Sesin getirdiği ilk şaşkınlıktan sonra sinema, konuşmayı, espri yapmayı ve şarkı söylemeyi öğreniyordu. Sesliye dönüşümü beceremeyen birçok star yok olurken 30 lar, yine de starm önemli olduğu yıllardı. Türler belirleniyor, "kaçış sineması"nın en görkemli örneklerini oluşturan "egzotik fılmler" yapılıyordu. 'Dünya Sinemalarından' programı bizce TV'nin sayılı ilginç, yararlı programlanndan biri... Ismi, bugünkü içeriği çerçevesinde yanüş duruyor kuşkusuz.. Hemen yalrnz Amerikan sinemasının eski dönem filmleri gösterildiğine göre, buna 'Sinema Tarihinden' demek daha doğru olurdu. Gösterilen fîlmlerin özelde Amerikan, genelde dünya sinema tarihi içindeki yerlerini, önemlerini, işlevlerini bir iki cüinleyle de olsa açıklayan bir sunu$ ise, şimdilik bir düs.. Ama Haldan Dormen, Hıncal Uloç' un geçenlerde yazdığı gibi en azından "isimleri dogrn oknyor..." Buna da şükür mü demeli? Son aylarda bu program dizisi içinde özellikle 1930'Iann Amerikan sinemasından birbirinden ilginç örnekler yer aldı. Bunlan da söz konusu ederek ve TV'de gösterilmiş olan filmleri (TV) ekiyle belirterek, sinemarun bu ilginç dönemini söz konusu etmek istivorum, bu yazıda... KİM KİME DUM DUMA BEMÇ AK GÜLDÜRÜNÜN ATALAR1 1930'Iann Amerikan güldürüsüne damgastm vuran oyuncular, özelttkle Marx Kardeşler'di. Mantığa sanki meydan okuyan, 'lufok'türünde ve sonunda 'absurde 1 v varan komedi anlayışlanyla Marx Kardeşler'in flbnleri bugün modern güldürünün ataa sayıhyor. Resmde Groucho Harpo ve Chico Marx, 1930 tarihli "Animal Crackers" fllminde görülüyor. türlerin yapısına aynlmaz biçimde yerleşecek, gerçeğe ve yasama daha yakınlaşan, daha kusursuzlaşan bir sinemayı meydana getirecektir. Ernst Lubitsch, Hollywood'a 'konuşmayı ve sarkı söylemeyi' öğretirken, Rouben Mamoulian, King Vidor vb. kimi yönetmenlerin ilk sesli filmleri de bu konuda ilginç deneyimler içerecektir. Amerikan güldürüsünün nefis sergileyeceklerdir. 'Kaçış sİDeması'nın örnekleri arasında serüven sineması başta geliyordu. VVestern, tipik Amerikan bir tür olarak gelişiyor, ama henüz ciddiye alınmıyordu. Bunun için 30 sonlannı, Ford'un "Cebennem Dönüşii Stagecoach" veya VVyler'ın "Babdan Gelen Adam The VV'esterner"ini (TV) beklemek gerekecektir.. Tarihsel sinema gözdeydi, Hollywood büyük bir futursuzlukla her ülkenin, her uygarlığın en önemli isimlerine, efsanelerine el atmaktan çekinmiyordu. Cecil B. de Mille, " H a ç h Seferleri", "Haçın tsareti" veya "Kleopatra" gibi göz boyacılıklannı surdürürken, Frank Lloyd "Cavakade" veya "Denizde tsyan Mutiny on the Bounty" (TV), Rouben Mamoulian "Kraliçe Kristin" (TV), Oarence Brown "Kontes Walewska / Umutsuz Ask" (TV) John Conway "Viva Vflla" (TV), Michael Curtiz (çoğu Errol Fylnn / Olivia de HavUland çiftiyle olmak uzere) "Kanlı Kaptan", "Hafif Süvari AlayıHin Hiicnmn" (Kınm Savaşı), "Ormanlar Kıralı' Robin Hood" veya "Kıraliçe Elizabeth" (TV), Henry Hathaway "Bengal'in 3 Fedaisi", George Stevens "Gunga Din", Henry King "Londra PostasıLloyds of Loodon" (TV) William VVyler "Jezebd" vb. filmlerde tarihi hallaç pamuğu gibi atıyorlardı. özyaşamsal öyküler de gözdeydi: örneğin hepsıni Paul Muni'nin canlandırdığı "Sokrmt", "Pastör'ün Hayatı" (TV), "Emile Zoia'nın Hayatı" ve "Juarez" ( r v ) gibi.. Ancak Hollyvvood, bu dönem, öykü veya kişilikleri öyle özenli, dikkatli ve görkemli filmlerde, öylesine usta oyııncularla sinemalaştırıyordu ki, tarihe yapılan ihanete karşın kimse Garbo'nun Kristin'ine, Charles Boyer'nin Napolyon'una, Bette Davis'in Elisabeth'ine veya Muni'nin Pasteur'une ses çıkaramıyordu. Star sistemi, kimi zaman iyi oyunculukla da büieşerek, birçok şeyi bağışlatıyordu. Aynı şey kuşkusuz aralarında " R o m e o Jiüyet" (TV) "Notre Dame'ın Kamburu (TV), "Bir Yaz Gecesi Rüyası", "Kamelyalı Kadın" (TV), "David Copperfield " (TV), "Dodsworth" (TV), "San Esirier ", "Canavar Tohumu ", Kuçük Tilkiler" (TV) vb. sayısız film bulunan ve nihayet 1939'da tam anlamıyla bir Hollywood anıtı olan "Rttzgâr Gibi Geçti"ye gelip dayanan edebi yapıtların uyarlamaları için de söylenebilirdi. Serüven sinemasının bir dalı olan savaş filmleri, daha 193O'da Lewis Miiestone'un tUnın başyapıtı olan "Baü Cephesinde Yeni Bir Şey Yok" (T\')undan başlayarak Hawksın 'pilot filmieri', "Şafak Devriyesi", "Yalnız Melekler KanaUıdır" (TV)la, Ford'un "Mnfabir" veya "Kayıp Birlik''riyle, Victor Fleming'in "Deneme Pilotu" veya Frank Borzage'in "Üç Arkadaş"ıyla (TV) özellikle 40'lara doğru yeni savaşın tehlike ve felaketi üstüne dikkatleri çekecek biçimde yoğunlaşıyordu. Mflzikalin geligmesi Müzikal sinema, daha 1930'a gelmeden Broadway'in birçok ünlü operetini sinemaya uyarlamıştı. Bu Uk deneylerin başarısızLğından sonra, 30'larda muzikale daha ciddi biçimde eğilindi. Sahneden gelen Bosby Berkeley, 'kaleidoskop' denen dürbünlerdeki görüntüleri anımsatan zengin, gösterişli koregrafisini önce Goldwyn, sonra Warner Bros patentli fîlmlerde uygularken, Paramount, Lubitsch veya Mamoulian'ın yönetiminde Maurice Chevaiier Jeanette McDonald'lı şarkılı filmler yapıyordu. MGM, henüz müzikalde büyük isim degildi. 35'lerden sonra özellikle Jeaoette McDonald / Ndson Eddy çiftinin filmleri bu şirkette yapılıyordu. Yine MGM, Warners'ın ünlü "Altın Arayıcılan Gold DSggers" isimli serisine karşılık, "Broadway Melodisi" serisini başlatıyor, 30'ların sonuna dofru ise, EJeanor Powell, Judy Garland / Mkkey Rooney ikilisi gibi yıldızlan lanse ediyordu. Fox'ta AUce Faye, Sonja Henie ve çocuk yıldız Shiriey Temple'li müzikaller, Paramount'ta yeni parlayan Bing Crosby, Lni*ersal'de ise Judy Garland'a rakip olarak çıkanlan "bülbül sesli" Deanna Durbin vardı. Ama bu yıllarda müzikalin en güzel örneklerinin Fred Astaire/Gıngers Rogers çiftini 'keşfedip' 193339 arası yanm düzine filmde kuilanan RKO müzikalleri olduğu söylenebilir. (TV'nin hiç göstermemis olduğu filmler bunlar.) P İ K N İ K PtYALE MADRA GUZBL BİR UAFCÛ DAUA OJZEL OLUP G4SI ILfcT GUNUNDEM . BELU OLLH2 Sönenler, parlayanlar 1930'Iann Amerikan sinemasının ilk özelliği, kuşkusuz bu sinemarun konusınayı, sesi, müziği yeni öğrenen bir sinema olmasmdadır. Sesli sinema 1928'de bulunmuş, bir şaşkınhk döneminden sonra Hollywood, 1929'dan başlayarak yalnızca sesli fdm üretimıne geçmiştir. 1929'daki Büyuk Bunalım, etkisini sinemada da göstermiş, film sayısı azalmış, salonlar kapanmış, Hollywood krizden payına düşeni almıştır. Ama 30'lardan başlayarak sinema kendini toparlanuş, bunalımı yasayan toplumda seyirci, sinemayı bir düş alanı, bir gerçeklerden kaçış aracı gibi bağrına basarak yeniden salonlara dönmüştür. Sessizden sesliye geçişi başaramayan birçok sanatçı (oyuncu veya yönetmen) sinemadan uzaklaşmıştır. Bunlann arasında 1920'lerin Pola Negri, Gloria Swanson, Clara Bow, Vilma Banky, John Gilbert gibi 'gtar'lan ve güldürünün Keaton, Langdon gibi buyuk ustalan vardır. Ama asıl büyükJer, Chaplin, Garbo, Von Strobeim, Lang veya Mornau, bu geçişi de başaracakiardır. 2O'lerde ismini duyurmaya başlamış bir yönetmenler kuşağı ise, Frank Borzage, d u n c t Brown, Frank Capra, Tod Browning, Edmund Go•Jding, WilUam VVeUman, King Vidor, Henry King, CecU B. de MiOe, Lewis Miiestone, Wflliam Wyler, John Ford, Howard Hawlu, William Dieterle, Ernst Lubitsch vb. bu yıllara damga sını vuracakur. Güldürünün parlak dönemi Temelleri sessiz dönemde atılmış olan türler, bu dönemde daha kesin çizgilerle ortaya çıkacaktır. Her tür, her şey denenecektir... Kökenini güldürünün Avrupa'dan gelen fars, vodvil, bulvar komedisi vb. alanlanndan alan Amerikan güldürüsü, sesin de katkısıyla yaşamın bin bir gerçek aynntısını, bir dizi keskin espriyi ve tümüyle alaycı bir tavn da yapısına katarak olağanüstü bir gelişme gösterecektir. Marx kardeşlerin 'absurde gelip dayanan güldürüsünde olsun, Lanrel Hardy ikilisinin dayanılmaz filmlerinde olsun, arük ses (espri), güldürünün aynlmaz öğelerinden biridir. "Bir Gecede Oldo" (TV), "Kente Dönüş" (TV), "Bay Smith Washington'a Gidiyor (TV), "Para Beraber Gitmez" (TV) gibi toplumsal içerikli, iyimser ve 'Roosewelt'çi' filmleriyle Frank Capra, "Cennette Olay Var", "Mavi Sakahn Yedi Kansı", "Gttlmeyen Kadın"la (TV) Ernst Lubitsch, "Korkunç Gerçek"le Leo Mc Carcy, "Olüm Tatile Çıiuyor" veya "Geceyansı" (TV) ile Mhcbcll Leisen \e daha bırçoklan, HIZLI GAZETEO NECDET ŞES GİDfYORUZ OBUR TÛRAPTA Sesin getirdiği şaşkınlık 1930'Iann Amerikan sineması, ilk sesli film şokunu yaşarken, bir süre sesi, müziği, konuşmayı aşın biçimde kullanacak, "Uk heves"le bir sürü "geveze" film ortalığı saracaktır. Yine bir süre, filmler, hemen hemen ses uzmanlannın, mubendislerinin hegemonyasına girecek, bu kişilerin film üstünde nerdeyse yönetmenden çok etkili olduklan görülecektir. Yönetmen, sonradan kendi haklannı yeniden ele geçirecektir gerçi.. Ama 30'lar, sayısız Avrupalı sanatçımn da katümasıyla tam bir Babil Kulesi halini almış bir Hollywood'da, Amerikan sinemasının bugün de süregiden birçok temel özelliğinin iyice belirginleştiği yıllardtr. Sözgelimi "tür sineması", bu yıllarda yerine oturacak, 'star sistemi' bu yıllarda iyiden iyiye yaygınlasacaktır. Sinema sesle altüst olan dengesini birkaç yılda yeniden kuracak, ses, yaşamın dogal gürültülerinden bir güidürü filmindeki esprilere, dip müziğinden şarkılara, değişik VI. TARİHTE BUGÜN MIMTAZ ARIKAN 16 Ağustos DJNAZOR AYAK /ZLERH. 132A'TE BUGUN, AMERIKA'M BAZI fl/AK IZLe/Zl 8ULUNOU. NEWYORK ÜAJ/VE/ZSİ. TESI'NPEN 8tg A&CEOUOJI GRUSU PAN OfZTAYA ÇJKARILAN AYAK İZIERJ, NA 'OAIC1 NBSKLA NlZADl CANYON ÜZE/ZtMP£ KEŞFEDlLDt. LEONARD BEENHEIMEH SAÇKANUĞINPAKl EXİP/ TAR.IH OUCeSl YAIZAriK İLGlLI ARAŞnRXV>YAPMAKmYDl. MfiYIL ONCE, ÇAMUIZOA BHSAK.IL4N ŞlAÇMfŞ, U£TTJ ÖISTULE REK ÇOK İYİ fEK/LDE KALMfÇTI. SO'A A SfiYIÛAia UÇ PA&MAKU AYAK. IZLERl 4ÛCm BOYUUPAYPJ. SU £>WAZÇ£OM KUÇUK gl/Z TU£ OLDUGU, gUYÜK 7İİ&LE&IN ?OQ0cm AYAK. IZl Bl&AKASlLECEĞl AÇ/KIA/\JM/ÇT/. BAŞARILIUYARLAMA 1930'lar aynı zamanda romantizmin, tarihi kişüiklerin ve edebi uyarlamalann da yıüanydı. Shakespeare'in sinemadaki en başanlı uyarlamalanndan saytlan "Romeo ve Jülyet"te yaşlanmn geçkinliğine karştn Leslie Hov/ard ve Norma Shearer büyuk başarı göstermişlerdi. 1936 yılının bu filmini George Cukor yönetmişti. 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet Müzik festivali On dort eylulde başlıyacak olan Istanbul şehri oyun, dans ve şarkı festivali hazırlıktannı yapmak uzere teşekkul eden komite bu husustaki çalışmalanna devam etmekıedir. tlk olmasına rağmen festıvalm, Avnıpa şehirlennde yapılan festivallerden geri kalmaması için onemli (ehemmiyetlı) bir surette çalışılmakta ve bu gıbı arsıulusal eğlenceleri gormüş, bu torenlerı (merasimi) idare edenler arasında bulunmuş zevatın bilgi ve gorgulerinden de istifade edilmektedir. Esasen festivali idare edecek heyete dahil uyeler uzun muddet A vntpanın böyle arsıulusal şohrete malık şehirlerinde tertib edilen festivalleri, karnavalları bizzat görmuş, uzerinde etüd yapmış kimselerdir. Festivalın yurdumuza aid oyun kısımlannın her cıhetten mükemmel olabilmesı ıçın de bu branşlarda salâhiyetı olan kimselerle temas edümekte ve 16 Ağustos 1935 malumat toplanrnaktadır. Festıvalde genç kız ve delikanlılanmız tarafından oynanacak ulusal (millî) oyunlarıımz şunlardır: Zeybek, orta Anadolu oyunları, yukarı Anadolu yahud Sepeıçıoğlu dansı, Erzunım barları yahud Dadaş oyunlandır. Balkan uluslanna aid oyun ve şarkılann bestelerı de festivalden evvel getirilecek ve buradakı bando fıeyetleri tarajmaan çalmarak uzerinde çalışılacaktır. 1935 1985 30'LAR SİNEMASEVDAN NOTLAR: • Amerikan sineması, 193040 arasında yılda ortalama 600 film gerçekleştirerek, 10 yıl boyunca yaklaşık 6000 film gıbı buyuk birstoka ulastı. Bunların arasında her yıl 56 bölumü çevrilen ortalama 10 kadar 'seriyal film' de sayı olarak onemli bir yer tutuyordu. • önceleri Buffalo Bill, Kit Carson, Frank ve Jesse James gıbı gerçek vvestern kahramanlanndan veya Tbm Mbc, Buck Jones, Ken Maynardgibi oyuncu isimlerinden kaynaklanan seriyaller, sonradan Tarzan seriyallerine, 1936'dan başlayarak ise ilk kez Flash Gordon, Denizala Kraüığı, Yarasa Adam gibi büimkurgusal kışilere kaydı. • Yapılan bir soruşturma, Ameri'a'da 1939a dek yapılan tum filmlerin isimlerinin özellikle 20 sozcuğe dayandığını ortaya koyuyordu. Bunlann çevresinde değişik sıfatlar vs. vardı, ama asıl sozcuklerpek değışmiyordu. 'Aşk'sözcuğu başı çekıyor, hemen ardmdan serüven, esrar, kadın, gece, eş, oyun, arzu, dunya, hanımefendi (lady), çocuk, milyon, kalp, şarkı, cinayet vb. sözcükler gehyordu. • 30'lar yine "star egemenliği'alımda geçti, yığınlar sinemaya giderken ünlü oyunculann ismini aradılar. Bunlann arasında 10 yıl boyunca kadınlardan Greta Garbo, Marlene Dietrich, Norma Shearer, trene Dunne, Mae West, Joan Craw/ord, Myma Loy, Merle Oberon, Bette Davis, Katharine Hepbum, Carole Lombard, Jean Harlov, Claudette Colbert, başı çektiler. Erkeklerden James Cagney, Edtvard G. Robinson, fVallace Beery, Paun Muni, Spencer Tracy, Erroll Flynn, James Stewart, Gary Cooper, Clark Gable, Fredric March, lyrone Power, Barrymore kardeşler, Charles Laughton, W. C FuHds, WWam PoweQ, Cary Grant, Charles Boyer, Ronald Colman, sonlara aoğru Humphrey Bogart önde geliyordu. Fred Astaire / Ginger Rogers, Maurice Chevaiier / Jeanette McDonald, Nelson Eddy / Jeanett McDonald, muzikal sinemanm unutulmaz çiftleriydıler. Shiriey Temple, Freddie Bartholomen; Judy Garland, Mickey Rooney, Margaret O'Brien vs. ise ünlü çocuk yıldızlardı. Egzotizm gözde Bu arada Hollywood, her turden egzotizmi de kaçış sinemasının alanı içine ustalıkia alıvermisti. "Şangay Ekspresi" (TV) ile başlayan Uzakdoğu egzotizmi, "General Şafakta Öldü ' (TV), "San Esirier / Toprak Ana", "Canavar Tohumu", "Kayıp Ufuklar" gibi fılmlerle, sayısız detektif fîlminkı populer simalan arasma karışan Çinli hafıye Charlie Chan'ın serüvenleriyle surüyordu. Afrika'mn gerçek dekorları "Tarzan" dizilerinden "Tıiccar Horn"ın 1931 'deki çevrimine dek birçok filmde kullanıhrken, Arabistan saraylarından Arjantin çayırlarına, Knzey Kutbu buzlanndan Sibirya çöllerine çeşitli ulkeler mekânlar serüven sinemasının dekorlan arasına katılıyordu. Betçika ile Almanya arasında bir pakt mı? Bruksel 15 (A.A.) Dış Bakanhğı, Belçika ile Almanya arasında bir pakt ' yapdmasının goruşuldüğu hakkındakı haberleri yalanlamaktadır. Locarno dolayısıle esasen Belçika ile Almanya arasında bir aderni tecavuz andlaşması vardır. GALERİLER 528 66 29526 10 00/412 'YAZ NOTLARI'İ R«hnSertW Husrev Gerede Cad 126 Tjş^v™. ISTANBUL Tel 141 2711 AimSANATGALEftiSJ AEDPA MUZAYEDE SALONLARI Antikalannız, mücevherleriniz. İSÎCİA3UL 3 3 T İ K ınnnvi nnonlm JIRHÎTI a SEZON SONUPEFV5KENDESATI3WRINA BAŞIAMIŞTIR Anadolu Medenıyetlen desenlerı ile bezenmış elısı MUM BATIK kupon kumas bluz, tısort, hevbe, esarp • Cumartesı vepazar gunlerı de satıslanmız surmektedır KucuKayasotya Cad No 35 SultanahmetIST Te! 527 47 09 sanat değeri olan eşyaıarınız ve her türfıi kitaplarınız için... Her PERŞEMBE saat 14.00 HALIKİLİM Yerebatan Cad No 37 Cağaloğlulstanbul' Tel 526 43 89
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle