19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER man Boğaz'da yeşilin üstünlüğüne dayanmışür. Dengenin yeşile karşı bozulmasında başrolü, çarpık kentleşmenin, yoğun yapılaşmamn ve apartmanlaşmanın oynadığı herkesçe büinmektedir artık. Son alarak, deniz, göl ve akarsu kıyılannı bütün halkın yararlanmasına açık bulundurmak, bugün bütün dünyada tersi düşünülemeyecek bir uygulama olmuştur. YENİ YASANIN GETİRDİGİ... 3194 sayılı yeni İmar Yasası, Boğaziçi'nde yapı ve imar etkinliklerine ilişkin bütün kurallan değiştirrniştir. Boğaziçi Yasası'nın "özel yasa" niteliğini böylece ortadan kaldırmış, Boğaziçi'nin imarına, planlanmasma, konut ve gecekondu sorunlannın çözümüne ilişkin bütün yetkileri Istanbul anakent yönetimine vermiştir. Sadece aynntı sayılabilecek kimi yetkilerin ilçe belediyelerine bırakılmış olduğu söylenebilir. 1) Kanımızca, yeni tmar Yasası, Boğaziçi Yasasını değiştirmiş ya da "delmiş" değil, düpedüz ortadan kaldırmıştır. Bilindiği gibi, yasalar ya açıkça belirtilerek ya da can alıcı hükümlerinin yerine yenileri konularak yürürlükten kaldınlabilir. Dikkatle incelenirse görülür ki, Boğaziçi Yasası'nın hiçbir önemli hükmü artık yürürlükte değildir. Böyle bir yöntemin yeğlenmesi, değişikliğe karşı gösterilmesi olası tepkilerin azaltılması amacından kaynaklanmış olsa gerektir. 2) öte yandan, yasanın katı hükümleri bulunduğunu ve yumuşatılması gerektiğini kabul edenler bile, şimdi bütünüyle yürürlükten kaldınldığıru görünce şaşırmışlardır. Ne hazindir ki, bir yönetim "kamu yarannın" Boğaz'da yapılaşmayı yasaklayarak gerçekleseceğine içtenlikle inanırken, bir başka yönetim, bunun tam tersini, yani apartmaniaşmayı gerektirdiği görüşünde direnebilmektedir. Bu durum, kamu yarannın gerçekte kimin yaran olduğu konusundaki kuşkuları haklı çıkarmaktadır. 3) Üçüncü bir nokta da, Imar Yasası'nın aynı zamanda Boğaziçi için bir "af yasası" olduğudur. Böylece, 2981 sayılı yasa ile 1984*te eksik bırakılmış bir af tamamlanmış olmaktadır. Boğaziçi'ndcki bütün kaçak yapüar, yeni yasa iie bağışlanmış olmakta, sahiplerinin sırtı sıvazlanarak yaptıklan yanlarına bırakılmaktadır. Yasada yalnız kaçak yapı yapmış olduklan için bu kimselerin "kutlanmakta olduklan" yazılı değildir. Bu durumun, bundan böyle yurttaşm yapı yasaklanna uymasını sağlamayı son derecede güçleştireceği açıktır. CUMHURBAŞKANI'NIN UYARILARI Ne var ki böyle olacağı zaten başından belliydi. Kimi bilim adamlan, Boğaziçi Yasası'nın ilerici amaçlarıyla toplumun yapısı arasında tutarsızhk görmüşlerdi (A. Aybay, Cumhuriyet: 17 Arahk 1983). Nitekim, 1983 sonlarında kurulan hükürnetin bu konulardan sorumlu bir üyesi, iş başına gelir gelmez, "Boğaziçi Yasası'm değiştirmenin, akılcılığın ve özgürlüğün gereği olduğunu" açıklamıştır (Tercüraan: 10 Ocak 1984). Oysa, aym yasayı 1983 yüında Devlet Başkanı olarak kabul eden ve onaylayan Sayın Cumhurbaşkanı, aynı günlerde, ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümünde girdiği bir derste, üniversite öğretim üyelerine görevlerini şu sözlerle anımsatıyordu: "Boğaziçi'nin güzelliğini bilirsiniz. Boğaziçi'ni korumak için bir kanun çıkardık.. 1lerde onu bozmaya çalışırlarsa, onlara üniversitelerimiz gerekli ikaa (uyarmayı) yapmalıdırlar. (Cumhuriyet: 14 Ocak 1984) Kamuoyumuz, Sayın Cumhurbaşkanı'run sağlıklı kentleşme konusuna verdikleri önemi yakından bilmektedir. Ankara'nın başkent oluşunun 58. yıldönümünde de, Atatürk'ün bu alandaki çabalanna değinerek şöyle demişlerdi: "Başkentin geİişmesini, başkentin belediye teşkilâtına bırakmak doğru olmuyor." (Milliyet: 14 Ekim 1981). Açıktır ki, bu sözlerle kasdedilen, bir başkenti geliştirme sorununun ülke çapında önem taşımakta obnasıdır. Kanımızca, şimdi yürürlükten kaldınlan Boğaziçi Yasası da, Boğaziçi'nin bir belediye örgütüne bırakılamayacak ölçüde önemli bir vatan parçası olduğu görüşü ile çıkarılmıştı. Ne yazık ki, bütün uyannalara karşın, Sayın Cumhurbaşkanı'nın kaygısı gerçekleşmiş, yasa yürürlükten kaldınlmıştır. Şimdi, yurttaşın yetkili kuruluşlardan beklediği, Boğaziçi Yasası'nı etkisiz kılan yeni İmar Yasası'nı Anayasaya aykırıhk yönünden irdeleyerek gereğini yapmalandır. Gerçi, Cumhurbaşkanımız, yasa TBMM'de görüşülürken, ilgıli komisyonun başkanıru çağırarak kimi düzeltmeler yaptırmışar. Ama gazetelere bakıhrsa, bu değişiklikler, Boğaz'ın korunmasına ilişkin yetkilerin özünü değil, daha çok, bunları kullanacak kuruluşlann hangileri olacağını ilgilendirmektedir. Dolayısıyle, MGK'nın büyük bir özen ve duyarlıkla hanrladığı Boğaziçi Yasası, sanki o çabalar gereksizmiş gibi, bir çırpıda yürürlükten kaldınlabilmiştir. 8 HAZİRAN 1985 Boğaziçi'niıı SahîpsîzHgl Kanımızca, yeniİmar Yasası, Boğaziçî Yasasını değiştirmişya da "delmiş" değil, düpedüz ortadan kaldırmıştır. Bilindiği gibi, yasalar ya açıkça belirtilerekya da can alıcı hükümlerinin yerine yenileri konularak yürürlükten kaldırılabilir. PENCERE Dah deyince eşek yürür, çüş deyince durur; ama, ÇUŞ başka anlama da geliyor. Buluş Yalçın Küçük'ündür: ÇÜŞ, çok ülkeli şirket demek... Türkiye, Osmanlı devtetinin çöküş yıllarında bile görülmemiş biçimde ÇÜŞ'lere "açık pazar" otma yolundadır. Gerçi bu yolda adımlar atılmamış değildi. Ne var ki, hiçbir dönemde hiçbir yönetim, bugünkü kadar gözü kara bir ekonomi politikası uygulamaya cüret edememişti. Çünkü geçmişte, ülkenin sağlıklı güçleri, muhalefetin kefesine ağırtıklarmı daha çok koyabiliyortardı; Anayasa Mahkemesi başlıbaşına bir denetim odağıydı; ana muhalefet partisi parlamentoda güçlüydü. Olağanüstü koşullarda yönetimleşen ANAP, bugün Medis'te tek kale oynuyor. Müdafaai Hukuk'ian beri toplumun yazgıstnda ağırlıklı güçlerin örgütleri dağrtılmış, geriye sürülmüş, parlamento dışına itilmişlerdir. 24 Ocak 1980'den bu yana "ithal ikâmesi" modeli bırakıldı, "dışa açılma" modeli uygulanıyor. "Dışa açılma" deyimi durumu belirtmiyor; bu, doğrudan doğruya Türkiye'nin "açıkpazar''a dönüştürülmesi programıdır. Ülkemizin üstüne yığılan dış ve iç çıkar güçleri öylesine bir hırs içinde siyasete yüklenmişlerdir ki, tozdan dumandan göz gözü görmüyor. Parasal tutku, iktidardaki çevrelerin damarlarında dolaşmakta. iliklerine işlemektedir. İstanbul Boğazı'nın tepeleri, kıyıları Arap petrol şeyhleriyle birlikte yağma edilmektedir, madenler haraç mezat elden çıkarılmakta; kırk yıtdan beri savaştmı verilen bor cevherinin yazgısı bile bir kalemde ÇÜŞ'lerin eline geçmektedir. israil'den sonra ABD ile özel ve ikili ticaret anlaşması yapan ikinci ülke olacaktır Tür kiye ve Ortadoğu'da "serbest öö/ge"yedönüşecektir.Artık, "gözetilen holdingler'ie birlikte hükümet edilmektedir. Büyük holdinglerin isteklerine göre, kaçakçılık suç olmaktan çıkanlmıştır. Bir yandan "büyük kaçakçılar" bağışlanırken öte yandan yeni polis tasarısıyla, hukuk devleti kavramının son tortulan da silip süpürülmek istenmektedir. Siyasette "kapalırejim" ile ekonomide "açıkpazar"yaşam biçimine dönüşmüştür. • Nereye değin sürer bu gidiş? Ekonomide ÇÜŞ'lerin egemenliği sanayileşmemiş toplumlardan hiçbirine hayır getirmemiştir. Yakın örnekler İran, Lübnan; uzak örnekler, bütün Güney Amerika ülkeleri.. Eğer Türkiye, "açık pazar" olma yolunda yürürse ve "serbestbölgeler" ile Lübnan'ın boşluğunu doldurma çabasını sürdürürse, bu gidişin nereye varacağını kimse söyleyemez. "Açık pazar"a ve "serbest bölgeler"e dolusan bütün ÇÜŞ'ler ve paravan kumpanyaları, gün geçtikçe büyüyen ekonomik kudretlerini sırası geldiğinde Türkiye'yi parçalamak için niçin kullanmasınlar? Gözde veya gözetilen holdinglerin parasal sattanatıyla halkın yoksulluğu arasında uçurumlaşan çelişkiyi, hukuk devletini bir yana bırakıp polis devleti yöntemleriyle korumaya çalışan hangi iktidann rejimi çağımız toplumlarına "huzur" ve "istikrâr" getirmiştir? * Atalarımız demişler ki: Ne ekersen onu biçersin! Ve eklemişler: Rüzgâr eken fırtına biçer... Şon çeyrek yüzyılda ekilenler, Türkiye'yi çağdaşlığa ve demokrasiye götürmedi. Bugün ekilenler ise daha zehirli tohunv lardır ve para hırsından körleşmiş olanların Türkiye'de oluşmuş siyasal boşluktan yararlanarak özel fırsatlarını sonuna dek değerlendirme tutkuları kendilerine de hayır sağlamayacaktır. • ÇÜŞ'lere "açıkpazar" yaratıp "c/er>"demekletoplumlarhuzura kavussalardı, nice sanayileşmemiş ülke, bugün baskı rejimlerinin cehenneminde çırpınır mıydı? Çüş ve Prof. Dr. RUŞEN KELEŞ Yeni Imar Yasası 9 mayıs günü yürürlüğe girdi. Bu yasa, Boğaziçi'nde yapı yasağını kaldırarak, Boğaz'ın her iki yakasını yeniden bir imar kargaşasının kucağına atma yolunu açmış bulunuyor. Boğaziçi, her türlü güzelliği ve değerleriyle, yalnız doğal ve tarihsel malvarlığımızın değil; şiiri, öyküsü, romanı ve denemesiyle, yazınımızın da aynlmaz bir parçasıdır. Boğaz kıyılannı zevkle seyretmeleri taş duvarlarla, apartmanlarla ve villalarla engellenmiş olan yurttaşlanmız, gerçek Boğaziçi'ne duyduklan özlemi ne yazık ki uzun süredir, divan ozanlarından. Yahya Kemal'lerden, Abdülhak Şinasi'lerden ve Salâh Birsel'lerden başka yerlerde gidermek otanağını bulamaz olmuşlardır. öyle bir noktaya vardık ki, sanki Boğaziçi'ni korumak ve savunmak suç, yıkmak ve satmak bir görevmiş gibi, Boğaziçi için sağlıkh bir kentleşme önerenler yadırganıyorlar. Gerçekten, Boğaz'ın iki yakasındaki güzelliklere tutkun olanlar, zaman zaman kenisoylu değerlerinin etkisinde kalmakla yerilmişlerdir. Toplumu hızla ileriye götürdüğü varsayılan kentleşmeye karşı olmakla, kentleri dolduran köylülerden tedirginlik duymakla, eski Istanbul efendilerine ve kentsoyluluğa özgü tepkiler göstermekle bile suçlanmışlaıdır. Oysa, Boğaziçi'ni her şeye karşın savunmak,; korumak ve geliştirmek için durup dinlenmeden çaba harcayanlan toplum saygı ile anmalıdır. ÇelikGülersoy ve Burhan Arpad gibi yazarlann çabalan, derya içinde birer damla gibi görünseler de, toplum için gerçek hizmetler sayüırlar. Onlann tepkileri, kentleşme olgusunun özüne, olumlu yanlanna değil; çarpıkhğına, dengesizliğine ve başıbozukluğuna karşıdır. Doğa, tarih ve kültür değerlerini aamadan yıkanlara, yıkanlan yüreklendirenlere, özgurlükle sorumsuzluğu bilerek ya da bilmeyerek kanştıranlara karşıdır. Yasalanmızda yer alan önlemlerden bir çoğunu, ne yazık ki, Boğaziçi gibi değerli varlıklanmız elden çıktıktan sonra almak gereğini duymuşuz. Yanlış yapılaşmayı bir yerde durdurabilmek, zarann bu noktasından dönebilmek için, Milli Güvenlik Konseyi, Kasım 1983'te, Boğaziçi için bir "özel yasa" çıkarmıştır. Boğaziçi alarunda nUfus ve yapı yoğunluğunu arttırıcı plan değişiklikleri yapmak bu yasa ile yasaklanmıştı. Yasa, aynca, kıyıda, kıyı şeridinde ve öngörtlnüm bölgesinde, toprağı yerbölümlere (parsellere) ayırma ve birleştirme (ifraz ve tevhid) işlemlerine de son veriyordu. Boğaziçi Yasası, daha çıktığı günden beri ağır saldınların hedefı oldu. Eleştiriler şöylece özetlenebilir: 1) Bu yasa, iyelik (mülkiyet) hakkının kullarulmasını, bu hakkın özünü zedeleyecek ölçüde kısıtlanıaktadır. Kıyıda gezinti yerleri yapmak gibi amaçlarla, orada taşınmaz mallan bulunanlan sürekli kamulaştırma korkusu içinde bırakmak özgurlüklere aykındır. 2) Konut darlığı içinde olan bir ülkede, ne yapı yapmayı yasaklamak ve ne de kaçak yapılmış olsalar bile, konut ve gecekondu yıkmak akla uygundur. 3) Boğaziçi'nin yemyeşil olarak korunmasına çalışmak, onun özyapısına da uymaz. Çünkü, Boğaziçi'nde tarih boyunca, yeşillik konutlarla iç içe olmuştur. Yeşil alanlar, antcak köşklerle, saraylarla, yalılarla anlam ve güzellik kazanmışlar dır. Bu eleştirilerin hiç birine hak verilemezdi. Ama ne var ki günümüzde, yasalarda degişiklik yapmayı belirleyen etmenler, haklılık ya da haksızhk gibi kavramlardan çok, bunlardan çıkan etkilenenlerin toplumsal baskılandır. Işin gerçeği şuydu: Bir kez, Boğaziçi Yasası, Boğaziçi'nde yapı yapmayı değil, özel yapı, apartman yapmayı yasakbyordu. Toplumun yararlanmasına ayrılan yapılar yapmaya hiçbir engel yoktu. öte yandan, imar yasalarını çiğneyenleri, konut açığı büyür diye bağışlamak, savunulacak bir davranış sayılamazdı. Üçüncii olarak, konutlarla yeşilliğin iç içeliği, her za EVET/HAYIR OKTAY AKBAL VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI Sayın Genel Başlcanımız Hulusi Gökçe'nin saygı değer eşi, Uyarılara Kulak Veren Yok! "Bir şehir, onu yapan ve içinde oturanların eseridir. Ama şehrin kendisi de, içinde oturanlara bir yön ve ruh verir. Yani eser ile sahibinin etkileri karşılıklıdır. Tabiat da öyle. Kültürü zayıf, yeterii medeni düzeye ulaşamamış, ruhu fakir insanlar, kendilerine göre bir yerleşim çerçevesi kurariar. Sonra o çerçevede içinde doğup büyüyenlere, kendisi gibi bir kişilik ve karakter aşılar. Su, konuiduğu kabın biçimini alır. insan da, birçok konuda sudan farklı değil." Çelik Gülersoy, "Reklamlar ve Biz" adlı bir kitapçık yayımladı. Bunda kentimizi çirkinleştiren duvar reklam lanndan söz ediyor. Örnekler sunarak İstanbul'u ve güzel kentlerimizi, tarihsel köşelerimizi bozan reklamları sergilıyor. İşte I. Mahmut Çeşmesi'nin yanında kocaman bir iç çamaşırı afişi! İşte Taksim meydanının ortasında banka, boya, motor reklamları! İşte ŞişJi caddesinde çamaşır makinesi, kadın çorabı, banka, gazete, halı reklamları!.. Her köşede, her sokakta, her caddede renkli renksiz, boyalı boyasız reklamlar... Göz alıcı; çirkin, anlamsız... Gülersoy, Batı kentlerinden de görüntüler sunmuş. Avusturya kasabaları, ispanyol kentleri, Venedik, Paris, Yunanistan... Hiçbirinde böyle reklam afişleri yok. Tarihsel yörelerin güzelliklerini bozan böyle sergilemeler yok... Neden? Oralarda reklamın önemini bilmiyorlar mı? Herkes aptal, bir biz mi akıllıyız? Hayır... Gülersoy şöyle yazıyor: "Tabiat ile iç içe geçmiş olan, ondan zevk alan ve onu tamamiayan yerleşme çerçevelerinin içinde yaşamadıkça, çocukluğundan beri tabiatı damla damla içine sindiren, biriktiren, gözlerinde onun boyasını taşıyan bir yaşama sahip oimadıkça, 'tabiatın korunması' diye bir sorunu da kimse bilmez ve tanımaz." Batı ülkelerinde doğa güzelliklerini reklamlar, afişler. levhalarta bozma girişimlerine karşı şu tür önlemler var; .."Önce tabiat anıtı' sayılan, yani, cms, yaş, biçim özellikleri dolayısı ile 'kendi başına bir değer1 ifade eden, bir ağaç, bir kayalık, bir yamaç gibi tek tek varlıklar korumaya alınıriar ve bunların üstüne ve yakınına reklam lakırdıları kesinlikle yazılmaz. İkinci bölüm; adına milli park denen ve içinde bitki ve hayvan türierinin birçoğunu taşıyan bölmelerin tum olarak korunmasıdır.... Ûçüncü bölüm, bütün peyzajların, yani nerede olursa olsun yolcunun karsısında manzaralaşan yerlerin korunmasıdrr, bunlarda da reklamlar yasaktır Şehirler dışında reklam levhaları prensip itibarıyla birçok ülkede genel olarak yasaklanmıştır." Gülersoy, kitabını şu sözlerle bitiriyor: "ŞehirlerimizJ anarşi döneminde yaz boz tahtasına çeviren politik sloganlara 12 Eylül dönemi ile set çekildi. Fakat aynı duvarlarda reklam kargaşası başladı. Medeniyet gözlüğü ile bakınca bunların ikisinin arasında fazla bir fark yok. Bu da başka bir çeşit anarşi." Kentleşme nedir bilmiyoruz? Hiçbir zaman da bilmedik. Geçen gün Ankara Belediye Başkanı TV'de konuşuyordu; der ki, Ankara dört bir yandan büyümekte. . Plansız, düzensiz, gelişigüzel büyüyen kentlerde milyonlarca insan yaşıyor. Böyle olacağı yıllar öncesinden belli değil miydi? Belliydi.. Uzmanlar bunu söylemişlerdi. 1 Aralık 1931 tarihli "Cumhuriyet"te Prof. Yansen'in bir demeci var. Prof. Yansen'in elli dört yıl önceki şu uyarısı, bugün de güncelliğini koruyor: "Istanbul ve Ankarafda insaat pek fena bir şekilde ve plansız yaprlıyor. Medeni bir şehirde herkesin istediği gibi inşaatta bulunmasına izin veriiemez. Bu şekil insaat bir şehri şehir olmaktan çıkanr. Beyoğlu'nda ev inşa ettirenler, şehrin güzelliğini,jçinde oturacaklann ahvali sıhhiyesini katiyen nazan itibara almamışlar. Sanki insan değil de fare oturacakmış gibi dar odalı, mukassi binalar. Çok güzel manzarası olan Boğaziçi'nin de aynı akıbete duçar olmakta bulunduğunu, büyük büyük binalar yapıldığını görüyorum. Bu böyle devam ederse, bir gün bu sahillerde halk için gezecek, hava alacak mahal bulmak imkânı kalmayacak." Yansen, elli dört yıl önce gereken uyanyı yapmış. Kimse dinlememiş! Şimdi de Gülersoy, başka bir uyarı yapıyor. Kentlerimizi çirkinleştiren bu reklam ve afiş bolluğuna dikkati cekiyor. Kentlerin güzelliğinı bozan bütün bu çirkinliklerin önlenmesini istiyor. Kim duyacak, kim dinleyecek, kim uygulayacak? Yansen'in dediklerine kulak asan oldu mu? ZEHRA GÖKÇE Hanımefendi, 4.6.1985 günü vefat etmiştir. Merhumeye Tann'dan rahmet, kederli ailesine, yakınlanna sabır ve başsağkğı dileriz. İLKSAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Acente ve Servis KAPA SAAT DEPOSU Halaskargazı caddesi 123/2 Harbiye Istanbul Tel: 148 961213 316 KALtTE PASLANMAZ MALZ. SATIN ALINACAKTIR 1. Müessesemiz ihtiyacı 6 kaJem paslanmaz malzeme kapalı zarfla teklif almak suretiyle alınacaktır. 2. Teklif mektuplannın en geç 14.6.1985 tarih ve saat 16.30'a kadar Müessesemiz Haberleşme Şefliği'ne verümesi gerekmektedir. 3. Bu işle ügili şartname Müessesemiz Ticarct Mudürluga'nden temin edilebüir. SÜMERBANK DEFTERDAR YÜ>fLÜ SANAYtt MÜESSESESt EYÜP/ÎSTANBUL Tlf: 577 16 80 / 5 hat Basın: 18638 MENKULÜN SATIŞ İLANI ARTOVA İCRA MEMURLUĞUNDAN 1985/9 Tal. Bir borçtan dolayı mahcuz, aşağıda cins ve kıymetleri yazılı menkul mallar Yeşüyurt kasabası belediye binası önünde satılacaktır. Birinci arttınnamn 14.6.1985 günü saat 1414.30'da yapılacağı, mezkur günde kıymetlerinin V«75'ine istekli buluıunazsa 15.6.1985 günü aynı yer ve saatte ikinci arttırma ile en çok fîyat verene satılacağı ve belediye resimlerinin alıcıya ait olacağ] ilan olunur. 1 3 adet inek beheri 50.0fX) TL. 2 1 adet siyah tosun 20.000 TL. 1 Deneyimli programcı Cobol ve/veya Basic lisanlarma vakıf Yüksekokul mezunu Sorumluluk yüklenecek Ingilizce bilir 2 Programcı Konusunda yükseköğrenim görmüş Ingilizce bilir tlgilenen adayların PK. 246 Şişli'ye, özgeçmiş ve resimli başvurmalanıu rica ederiz. Telefonla müracaatlar 146 04 10 (219220), Mikail Saçan ve Erol Uygur'a yapılabilir. Doğum ve Kadın Hastalıklan Uzmanı ENKA PAZARLAMA İHRACAT İTHALAT A.Ş. BİLGÎ İŞLEM DEPARTMANINDA ÇALIŞMAK ÜZERE ELEMANLAR ALINACAKTIR OYA AYDIN ile gazetemiz mensuplanndan ENİS BERBEROĞLU 7 Mayıs 1985'te Ankara'da evlendiler. Genç çifte mutluluklar dileriz. CUMHURİYET GAZETESİ ÇALIŞANLARI Atffla Şoför Okulu Türkiye'de tek. Eğitim ve öğretimde tek. Uzman bayan kadrosuyla tek. Disiplin ve ciddiyetiyle tek.Ücrette çok ucuzluğuyla tek. Fındıkzade/tst 5237911 Dr. İLDENİZ KURTULAN Hastalannı 9.0016.00 saatleri arasında MERTER TEŞHtS KLİNİĞİNDE kabul etmektedir. Simitaş 4. Blok, giriş katı, Kınahtepe Sokak, Merter. 575 25 96 575 00 61 KAYSERİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞtNDEN İLAN Sayı: 1984/14 Konu: Gaiplik kararı Davacı Niyazi Haspaylan vekili Enver Kemaloğlu tarafından hasımsız olarak açılan gaiplik kararı davasının arası karan gereğince; Kayseri merkez Yarukoğlu mahallesi, cilt 135/03, sayfa S1 'de nüfusa kayıtlı olan Kadıncık ve Ali'den olma 1328 doğumlu Ibrahim Şerefli (Haspaylan)nin 4050 seneden beri gaip olduğunu, hiçbir haber alınamadığını, yerinin nere olduğunun bilinmediği, çıkartılan tebligatların bila teblig iade edildiği, C. Savalığınca yapılan tahkikatta da adresinin bilinmediği belirtildiğinden ilanen tebliğine karar verilmiş olup, davacmuı anne bir baba ayn olan kardeşi Ibrahim Şerefli (Haspaylan)'nin gaipliğine karar verilebilmesi istenmiş olmakla; Ibrahim Şerefli (Haspaylan)'ı hayatta ise, varlığuıı bilenlerin veyahut kendisini ve •de tanıyanların ilan tarihinden itibaren bir yıl içerisinde mahkememizin 1984/14 esas sayılı dosyasına M.K.'nun 31. Ve 32. maddeleri ve müteakip maddeleri gereğince bildirilmesi ilan olunur. Basın: 18292 6 KITAP 6 KASET PRATİK ARAPÇA RESİMLERLE HERKESE TEKEL İŞLETNpLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN TEKEL MÜFETTİŞ YARDIMCILIĞI GİRİŞ SINAVI 1. Teftiş Kurulu'nda açık bulunan mUfettiş yardımcılıkları için 14 Eylül 1985 günü başlamak üzere îstanbul, Ankara ve Izmir'de yarışma sınavı yapılacaktır. 2. Iktisat, işletme, hukuk, idari biümler, siyasal bilgüer konulannda lisans düzeyinde eğitim yapan fakülte, akademi ve yüksekokullardan veya bunlara denkliği Milli Eğitim Bakanlığı'nca kabul edilen yurt dışındaki öğretim kurumlarından birini bitirenlerden; Devlet Memurlan Kanunu'nun 48. maddesinde yazdı koşullan ve Tekel Işletmeleri Genel Müdürlüğü'nde göreve alınacaklarda aranan genel nitelikleri taşıyıp sınavın açıldığı yıhn başında 30 yaşını doldurmamış ve askerlik görevini yapmış veya erteletmiş bulunan isteklilerin; sınav programını ve diğer koşullan öğrenmek üzere; a. Istanbul'da Karaköy Bankalar Caddesi No: 48'deki Tekel tşletmeleri Genel Müdürlüğu Teftiş Kurulu Başkanlığı'na, b. Ankara, tzmir, Bursa, Samsun, Adana, Erzurum ve Diyarbakır Tekel Başmüdürlüklerine, Başvurarak istenilen bilgileri en geç 23 Ağustos 1985 cuma günü çalışma saati sonuna kadar Teftiş Kurulu Başkanlığı'nda bulundurmalan gerekmektedir. 3. Müfettiş Yardımcüığına alınanlara Devlet Memurlan Kanunu ile Hararah Kanunu hükümlerine göre ücret ve yevmiye odenir. Aynca Teftiş Kurulu l'önetmeliği hükmü gereğince üç yılhk staj devresinin sonunaa yapılacak olan yeterlik sınavım başararak müfettişliğe atananlar, bir süre sonra çeşitli konularda inceleme yapmak üzere bir yıl süreyle yabancı ülkelere gönderilirler. Duyurulur. Basm 15537 / Şimdi ARAPÇA ÖĞRENMEK zamantdır. ; isterre Ad'esı A'sl.m Y.ıymBasım ve Pazana^a T^ca T (("..'zsa'.îv No ? e< S26 30 52 Bev<iZ'!ISTANBUL GENIŞ BİLGİ İÇİN UCRETSIZ TANITIM KITABIMlZI ISTEYINIZ MİLLİ EĞİTİM GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞINDAN DUYURU 1 Bakanlığımız Bilgi tşlem Dairesi Başkanhğına sınav ve mulakatla sozleşmeli personel alınacaktır. 2 Almacak personelin; UNVANI Çözümle>ici SAY1SI N t T E L İ K L E R t 1 1) ODTÜ, Hacettepe veya Boğaziçi Üniversitesi'nin bilgisayar mühendisligi bölümleri ile benzeri okullardan ya da bakanlığımızca bu bölümlere denkliği kabul edilmiş olan yurt dışmdakı okullardan mezun olmak. 2) Programlama, sistera çözuraleme ve bilgi işlem yönetimi konulannda tecrttbe sahibi olmak. 3) lyi derecede Ingilizce, PLI, COBOL, ASSEMBELER programlama dillerini bilmek. Çözttmleyici Yrd. 3 1) Bilgi işlem sistemini bütün fonksiyoıüanyla kullanabilmek ve çıkabilecek her türlü sorunu çözümleyecek bilgi düzeyinde bulunmak. 2) Dört yıllık yüksek okul mezunu olmak. 3) PLI, COBOL, ASSEMBELER programlama dillerini bilmek ve iyi derecede Ingilizce bilmek. Programcı 1) Bilgisayar konusunda uzman ve yüksekokul mezunu olmak. 2) Sistem donanımı konusunda ihtisas sahibi olmak ve iyi derecede Ingilizce bilmek. 3) En az iki programlama lisamnı bilmek. Programcı Yrd. 1) En az lise veya dengi okul mezunu olmak. 2) İki programlama dilini ve iyi derecede Ingilizce bilmek Yukanda belirtilen özel nitelikler dışında bütün adayların 657 sayılı kanunun 48. maddesinin (A) fıkrasımn 4, 5, 6 ve 7. bentlerinde belirtilen şartları taşımaları gerekmektedir. 3 İstekli adaylar 14 Haziran 1985 günü mesai bitimine kadar fotoğraf ve özgeçmişleriyle birlikte Bakanlığımız Personel Genel Müdürlüğü'ne müracaat edeceklerdir. 4 Sınav ve mülakat tarihi bilahare müraeaatçıların adreslerine bildirilecektir. 5 Başvurularda istenilen belgeler. a) Nüfus hüviyet cuzdanı örneği (2 adet) b) Mezuniyet belgesi ve diploma. c) özgeçmişini belirten bir dilekçe. Basın: 18165 İLAN KIZILJEPE SULH HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN Esas No: 1983/88 Davacı Halime Nas Vekili Av. Mehmet Karahan tarafından davalılar Eyüp Yiğittürk, Deniz Yiğittürk, Necma Yiğittürk, Ziya Yiğittürk, Emine Yiğittürk ve Nilgün Yifpttürk aleyhlenne açüan uksim ve izaleyi şuyu davasmın yapılan açık yargüaması arasında verilen ara karar gereğince; Davalılardan Sıdıka Yiğittürk adına çıkanlan davetiyenin bila tebliği, keza adı geçen davalının tebligata sarih adresinin tesbiti için yazüan muzekkereye verilen cevapta; uzun zamandan beri Kızıltepe ilçesini terk ederek semti meçhule gittıği beyan edilmiş, bu nedeıile davalı Sıdıka Yigitturk'e ilanen tebligat yapılmasına karar vcrikniştir. Karar gereğince duruşmanın atılı bulundugu 24.6.1985 tarihine kadar duruşmaya gelmediği takdirde tebligatın yapılmış sayılacagı ve duruşmanın yokluğunda devam edeccgi ve karar verilebüecegi ilanen teblig olunur. Basm: 7474 1 Yukarıda miktan ve cinsi yazılı malzeme, fiyat ve teklif isteme usulüyle ihaleye çıkanlmış olup, teklifler şartnamede yazılı kanuni nispetlere göre hesap edilecek geçici güvence ile birlikte 24 Haziran 1985 günü saat 14.30'a kadar Metrohan 4'üncu katında bulunan Levazım Müdürlüğu Melbusat Kasım Şefliği'ne elden verilecektir. 2 Şartnameler, Metrohan 4'üncü katında bulunan Levazım Müdürlüğü Melbusat Kısım Şefliği'r.den bedelsiz olarak alınabılir. Basın: 18334 İETT İSLETMELERİ GENEL MÜÜÜRLÜĞÜ'NDEN 1050 Mt. YER MUŞAMBASI SATIN ALINACAKTIR.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle