19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER güvenilir kişi olarak yöneticinin karşısına dikilmeli idi. Bu nitelikteki kişilerle, bağımsız dış denetim faaliyeti başladı, denetçiiik mesleği doğdu. Paydaş için söylediklerimiz, alacaklüar için de, hele hele bankalar için de geçerli idi. DenetçUik mesleğinin gelişmesi şöyle oldu: Daha 133O'da Cenova'da Denetçiler (Visitatoren) vardı. Bunlar için ruhsal ve sommluluk kurallan konulmuştu. 1581'de, Venedik'te Muhasebeciler Derneği (Collegio dei Raxonati) kunıldu. Milano, Venedik'i izledi. Meslek, tskoçya'da 17. yüzyılda başladı. 1867'de Aberdeen'de Ruhsatlı Muhasebeci (Chartered Accountant) terimi ortaya çıktı, bu terim İngilizce konuşan ülkelerde mesleğin unvanı oldu. Muhasebeciler Derneği (Society of Accounts), 1854'te Edinburgh'ta Saray Fermanı (Royal Charter) ile resmileşti. Dernek yolu ile örgütlenme, lngikere'den öbür ülkelere de geçti. Kanada, Fransa, Avustralya ve ABD'de, 19. yüzyılın sonunda dernekler kuruldu. New York'ta 1896'da bir denetçilik yasası çıkanldı, mesleğe giriş sınava bağlandı. Belgeli Kamu Muhasibi (Certified public Accountant) terimi ABD'de ortaya çıktı. AJmanya'da da 1896'da Berlin Denetçiler Derneği (Verband Berüner Bücherrevisoren) kuruldu, bu dernek sonradan Alman Denetçiler Derneği adını aldı. Almanya'da denetçiler yemin ediyordu. Bu nedenle, Yeminli Denetçiler (Vereidigten Bücherrevisoren) unvanı ortaya çıktı. Almanya'da dernek, 1913'te yeni üyeler için sınav getirdi. Almanya'da, 1931'de, meslek yasaya bağlandı. Yeminli denetçiler yerine Ekonomik Denetçiler (VVirtschaftsprüfer) terimi kullanıldı. Söz konusu yasa pek çok değişiklikler geçirdi. Şimdi, 1975 Denetçiler Mesleği Kanunu yürürlüktedir. Bu konuda, meslek odaları kurulması, mesleksel ^rgılâma, eskiler için geçiş sınavı, girişsınavtayin kurallan yer almaktadır. Zorunlu denetime gelince: Başlangıçta dış denetim zorunlu değildi, isteğe bağlıydı. İngiltere1 de 1862 Ortaklıklar Yasası (Companies Act) bu nitelikte idi. İsviçre, bu örneği izledi. Uzun süre, yasa koyucu tavsiye ya da teşvik ile dış denetimin gelişeceğine inandı. Durumu iyi olan şirketler dış denetime başvurdu, durumu kötü olan şirketler dış denetime başvurmadı. 1929 ekonomik bunalımından sonra, ülkeler zorunlu denetime geçmeye başladı. Almanya, zorunlu denetimi, daha 1884'te belli kuruluşlar için başlattı. Bu denetimi zamanla bütün kuruluşlara yaydı. VERGİ DAMŞMANI VE EKONOMİK DENETÇİ Önceleri, Batı ülkelerinde vergi yükü düşüktü ve vergi yasaları basitti. Sonralan artan kamu giderleri nedeni ile vergi yükü yükseldi ve getirilen sosyal ekonomik teşvikler nedeni ile de vergi yasaları karmaşık ve kanşık hale geldi. Yüzyıhmızda, gelir vergileri olsun gider vergileri olsun, yükümlünün beyanına bağlandı. Söz konusu karmaşıklık ve karışıkhk, vergi işlerinde uzman kişiler gereksinimini doğurdu. Söz konusu beyan, gerek kamu geliri yönünden gerekse vergi adaleti yönünden doğru yapılmalıydı. Devlet her yükümlünün başına bir kamusal uzman dikemezdi. Yükumlüler nasıl vergi kesintisi görevini yerine getiriyorsa, vergi danışmanları da yükümlünün yasaya uygun doğru beyanını sağlamalıydı. Böylece danışmanlık mesleği doğdu. Danışmanlık mesleği, yan meslek olarak değil, ana meslek olarak yapılmalıydı. Danışmanın mesleksel ve kişisel nitelikleri bulunmalıydı. Danışman, yükümlü ile hazine arasındaki görevinde yükümlünün hukukunu temsil etmeliydi. Danışman, yükümlü ile devlet arasında bir güven ilişkisi sağlamalıydı. Danışman, vergi ahlakının gelişmesine katkıda bulunmalıydı. Danışman ayrıdır, denetçi ayndır. Günümüzde, yasa ile kurallaştırılmış ya da dernek yolu ile belirlenmiş biçimde, vergi danışmanıdenetçi ayrımı, Batı ülkelerinde vardır. Batı Almanya'da, kökeni 1919 olan, ayrı bir Vergi Danışmanlığı Yasası, kökeni 1931 olan, ayri bir Ekonomik Denetçilik Yasası mevcuttur. İki meslek birbirinden ayrıdır, birbirinin astıüstü değildir. Denetçi olmak isteyen danışman (Steuerberater), denetçilik smavına girer. Danışman olmak isteyen denetçi (Wirtschaftsprüfer) de, danışmanlık smavına girer. Fransa'da denetçi (Experts Comptables) için düzenleme 1945 yıhna aittir. 1971 ve 1972 yıllannda hukuk danışmanı (Conseil Juridique) için ve vergi danışmanı (Conseil Fiscal) için birlikte düzenleme yapılmıştır. İngiltere'de Muhabeseci Dernekleri (AccountantAssociations) yanında Vergi Enstitüsü (The Institute of Taxation) kurulmuştur. Hollanda'da Muhasebeciler (Accountants) ve Vergi Danışmanları (Belastingconsulenten) aynmı vardır. Vergi Danışmanları Dernekleri kurulmuştur. İtalya'da da durum böyledir. ABD'de de ekonomik yaşamda, muhasebeci terimi yanında Vergi Danışmanı (Tax Advisor) ya da Vergi Uzmanı (Tax Specialist) terimleri kullanılmaktadır. Danışman ve denetçi ayrımı konusunu bitirirken şu rakamları verelim: Batı Almanya'da, yaklaşık 38.000 vergi danışmanı, 4.000 ekonomik denetçi, 35.000 avukat çalışmaktadır. ABD'de, yaklaşık 180.000 belgeli muhasebeci, 45.000 avukat, 300.000 beyanname düzenleyicisi, 18.000 kayıtlı vergici çalışmaktadır. Damşmaıı ve Denetçi Ayram Bu yazıda, iç denetim ve dış denetim aynmı ile danışman ve denetçi aynmını, tarihsel ve karşılaşîırmalı yantemle özetlemekteyiz. Gelecek haftaki yazım, bu yazımın devamı olacak, "Danışman ye Denetçinin Sermaye Piyasası'ndaki Rolü" konusunu işleyecektir. Iki yazıdaki ana düşünce Türkiye'de zorunlu dış denetim gerekirliğini ortaya koymaktadır. PENCERE 6 HAZİRAN 1985 Prof. Dr. SALİH ŞANVER Serbest ve Yeminli Mali Miişavir ikili aynmı Muhasebeci aynmını da eklersek, bu üçlü aynm, ülkemizde, mali danışmanlık adı ile haarlanan son iki yasa tasarısı ile onaya çıktı. 1983 tasarısı, Danışma Meclisi'nde Adalet Komisyonu'ndan geçti, Mali Işler Komisyonu'nda düşttt (kadük oldu). Şimdi, 1985 tasansı, Millet Meclisi'nde Adalet Komisyonu'ndan geçti, iki aydır Plan ve Bütçe Komisyonu'nun gündemine giremedi. Söz konusu üçlü aynm Batı ülkelerinde yok. Batı ülkelerinde vergi danışmanı ve ekonomik denetçi diye ikili bir aynm var, iç denetim ve dış denetim ikili aynmı da var, bir de zorunlu dış denetim kuralı var. tç Denetim ve Dış Denetim: önce denetim, özel denetim ve kamusal denetim diye ikiye aynlır. Sonra özel denetimin de kamusal denetimin de iç denetim ve dış denetim diye ikili alt ayrımları vardır. özel denetimi serbest meslek sahipleri yapar, kamusal denetimi devlet memurlan yapar. Sayıştay, devletin gelirlerini ve giderlerini (yükümlünün beyanını değil) denetler. Sayıştay'm yaptığı, kamusal iç denetimdir, hesap uzmanı, yükümlünün beyanını inceler. Hesap uzmanının yaptığı, kamusal dış denetimdir. Bu değinme dışında, kamusal denetim konumuz değil, özel denetim konumuzdur. tÇ DENETtM Ortaçağda, Avnıpa ile denizaşırı kolonileri arasında dünya ticareti gelişti, iş merkezinden çok uzak yerlerde şubeler kunıldu. 15. ve 16. yüzyıllardaki kuruluşlan bir yana bırakalım. 1600 yıhnda Ingiliz Doğu Hindistan kumpanyası ile 1602 yıhnda Hollanda Doğu Hindistan kumpanyasımn kunılduğunu örnek gösterelim. Bir yandan merkez ile şubeler arasmdaki uzaklık, öte yandan ileüşimin gelişmemiş olması nedenleri, merkezin, şubelere işlerinde ve hesaplarında bağımsızlık vermesini gerektirdi. Merkez, şubelerin işlerinin ve hesaplannın denetimini zorunlu gördü. Denetim görevi merkezce, kendi güyenini kazanan ve gerekli niteliği bulunan kişilere verildi. Bu kişilerin faaliyeti ile iç denetim başladı. 18. yüzyıhn sonunda Avrupa'da ve Kuzey Amerika'da sanayi devrimi ortaya çıktı. îş bölümü temelinde üretim arttı, girişimler büyüdü. Girişimciler üretimi izlemek, hammadde sağlamak, sürümü gerçekleştirmek, yönetimi ekonomik ve teknik gelişmelere alıştırmak ve bu faaliyetlerin hesaplarını denetlemek için iç denetim birimleri oluşturdular. Sıraladığırruz sorunlar aynntıh çözüm gerektiriyordu. Bu çözüm için bilgi gereksinimi artmıştı, danışmana başvurulmalıydı. Mesleksel ve kişisel niteliği olan kişiler, girişime bağlı olarak danışmanlık görevini yerine getirmeye başladılar. İç denetim konusunu bitirirken, koloni ilişkilerinin ve yurt dışına açılmanın, bu tarihsel gelişimin, Ingiliz Amerikan denetçilerinin kendi ülkeleri dışında başka ülkelerde çalışması olayına vardığına değinelim. Konumuzla ilgili düzenlemeler, hele hele vergi düzenlemeleri her bir Ulkede ulusaldır. Bu durum söz konusu denetçilerin uluslarüstü nitelik kazanmasını engeller, bu duruınu vurgulayaJım. DIŞ D E N E T İ M ~ Sanayi devrimi ile girişimler büyüyünce, gjrişimin sermaye gereksinimi arttı, ilk girişimcinintek kişinin mali olanağım aştı. tlk girişimci ya kendine ortak buldu, ya da borçlandı. Batıda sanayi devriminin başlangıcında, asıl 19. yüzyılın ikinci yarısında, dış sennayeye başvurma, ekonomik yasamda istisna değildi, kural (kaide) idi. Bir yandan büyüme, öbür yandan ortak sayısında artma, yönetici dediğimiz kişiye görev verilmesini gerektirdi. Böylece, sermaye ile yönetim aynldı. Bu aynm, tniras kununu ile perçinleşti. Genellikle mirasçılar kendilerine kalan girişim varlığıru yönetemiyorlar ve geliştiremiyorlardı, bu işi yönetici yapıyordu. Yönetici, sermaye ile değil iş akdi ile girişime bağlı idi. Çok sayılı ortaklıklarda, paydaş ile yönetici aynmı ortaya çıkınca, paydaşın yöneticiden hesap istemesi doğaldı. Yöneticinin menfaati için, yöneticinin verdiği hesap doğru olmalıydı, bu doğruluğu mesleksel ve kişisel niteliği olan bir kişi saptayabilirdi. Bu kişi, bağımsız ve uzman ve Yunanistan'da yapılan seçimleri Papandreu'nun partisi kazandı. Bizim gazetenin verdiği sonuçlara göre PASOK 161, Yeni Demokrasi Partisi 125, Komünist Partisi 13, öteki Komünist Partisi 1 milletvekilliği kazanmışlar. Papandreu, yalnız Yeni Demokrasi Partisi lideri Mitçotakis'i yenmekle kalmadı, eski Cumhurbaşkanı Karamanlis'i yere vurdu. Seçimin çarpıcı sonucu Karamanlis'te düğümleniyor; vah eski cumhurbaşkanına... Uzman arkadaşlarımız kuşkusuz Yunanistan seçimlerini her açıdan ve tüm boyutlarıyla değerlendiriyorlar. Ama politikayla pek ilgilenmeyen bir Türkün, Ege'nin öteki yakasında olan brtenlere az çok kuşkuyia baktığını sanırım; Yunanistan'da garip şeyler oluyor. Benim ilk gördüğüm sonuç şudur: Yunanistan'da vatan hainleri kazandı. Bir kez en başta Cumhurbaşkanı Sarzetakisr\n ta kendisi vatan hainidir. Ya Papandreu? Sicilli vatan haini değil mi? Yunanistan'da 19671974 arasında yedi yıl süren askeri yönetimde Sarzetakis ile Papandreu'nun ve benzerlerinin yeri ya sanık sandalyesiydi, ya mahpushaneydi, ya da sürgündü. Bu solcular nasıl oldu da demokrasi memokrası dalaveresiyle cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık koltuklarına oturdular? * Seçimleri Yunanistan'da izleyen arkadaşımız Cengiz Çarvdar ile Stelyo Berberakis'in 2 Haziran 1985 günlü Cumhuriyet'te yayımlanan haberinde şaşırtıcı çizgiler vardı. KKE'nin (Komünist Partisi) Atina'daki Syntagma (Anayasa) meydanında yaptıkları miting bizim Taksim meydanında izlediğimiz en büyük mitingten daha kalabalıkmış. Arkadaşlarımız anlatıyoriar: " Moskova'da Kızıl Meydan'daki törenlerde Sovyet Polit Bürosu'nun diziHşini andırır biçimde, lider Harialos Florakis yanma ünlu bested Mikis Theodorakis'i almıştı. Onun yanında komünistlerin seçim arifesinde PASOK'tan yıldız transferleri eski Maliye Bakanı Drettakis ile ünlü Panagulis'in kardeşi Stathis Panagulis ve Yunanistan 'ın tanmmış tiyatro sanatçıları ile şarkıcılan ve komünist milletvekilleri dizilmişlerdi. Florakis'in sağında en köşede Komünist Partisi'nin Atina milletvekili güzel Maria Danamaki elinde bir karanfille dikiliyordu. Maria Danamaki, 1973 ünlü Politeknik ayaklanmasında yayın yapan isyancı öğrenci radyosunun unutulmaz spikeri." Görüldüğü gibi Yunanistan'da bütün vatan hainleri meydanlara fırlamış. Eski cunta lideri Papadopulos ise damda yatıyor. Son seçimleri kabaca yorumlarsak komşumuz Yunanistan'da bağımsızlığı savunan PASOK en çok milletvekilini çıkardı; Amerikan yanlısı Yeni Demokrasi Partisi ana muhalefet oldu; Sovyet yanlısı KKE ise 13 kişilik grubunu parlamentoya yine soktu. Bütün bunlara karşın Yunanistan devlet ve demokrasi açısından gücünü koruyor. Koruması bir yana, Ege'de ve Kıbns'ta başımıza bela oluyor; ABD'de saygınlığı bizlmkinden çok daha büyük. Amerikan Kongresi, askeri kredilerin dengesini Atina'dan yana tutuyor; Temsilciler Meclisi, Türkiye'ye yönelik Ermeni soykırım tasanlarını tartışıp duruyor. AET, Papandreu'yu bağrına basıyor, Avrupa Konseyi pohpohluyor; dünkü "vatan haini" ülkesinin başını göğe mi erdirecek? Yunan seçimlerini izledikçe, üzüldüm ve bozuldum. Tek tesellim iki Türkün PASOK'tan milletvekili olarak meclise girmesi oldu. Ama şimdi düşünüyorum: İki Türkün o solcular arasında ne işi var? f Sen Şu İşe Bak!.. EVET/HAYIR AKBAL Bir Tartışma Üstüne: II "Hem seçimle gelen seçimle gitmelidir demek ve buna hak vermek, hem de seçimle gelenin seçimle gitmeyişine gerekçe bulmak mantıkh olmaz. Zira birbirinin zıddı olan iki şeyden ya biri doğrudur ya öbürü doğrudur. İkisi aynı zamanda doğru oiamaz... Seçimle gelen seçimle gidecektir denilince "amma1, İakaf ilaveleri He bunun doğruluğu ortadan kaldınlmaz." Saygın kişinin bu sözlerine ıçtenlikle katılıyorum. Yine de 'ama' diyeceğim Türkiye, Atatürk devriminin temel ilkelerine bağlı bir ülkedir. Boyle olmak, böyle kalmak zorundadır. Demokrasi içinde de bu ilkeleri korumak bence baş koşuldur. Bu ilkeler, demokrasiye ters düşmez. 'Laiklik'ten ayrıldık mı Türk toplumu att üst olur; mezhep kavgaları, şeriat çekişmeleri başlar. Cumhuriyetçilik, devrimcilik, halkçılık, hatta devletçilik de böyledir. Ne var ki, DP ite AR iktidarları boyunca zaman zaman bu ilkelere ters düşmüşlerdir; 'halkın isteği' diyerek, tutmuş tutmamış diye devrimleri bir yana ayırmışlardır, Atatürk devriminin yolundan aynlıp, geriye dönmek hevesleri karşısında Atatürk devrimine bağlı yazarlar dur' demişlerdir; sonra da 'zinde güçler' adı verilenler çaresizlikle sivil iktidarları düşürmek zorunda kalmışlardır. Bu, iyi bir şey miydi? Değildi. 1960'da Menderes bir erken seçime gitseydi, 27 Mayıs olur muydu? 12 Mart'ta işbaşındaki hükümet kendiliğinden görevi bıraksaydı, ya da 12 Eylül öncesinde azınlık hükümeti işlerin sarpa sardıgını görerek, hele yüz bilmem kaç tur sonrasında bile devlete bir başkan seçilemediğini görerek, seçimlere gitme karannı verseydi, acaba 12 Mart ve 12 Eylül yaşanır mıydı? İster istemez kabul edelim, Türkiye bütünüyte çağdaş küttürün, çağdaş demokrasi anlayışının egemen olduğu bir ülke değildir. Bunda 1950 sonrasında işbaşına gelen politikacıların büyük sorumluluğu vardır. Çünkü demokrasi, her türtü görüşün açık açık savunukjuğu, örgütlendiği, halkın karşısına tam bir özgürlükle çıkabildiği bir rejimdir. Sağ görüşün her türlüsüne tam özgürlük, ama 'sol'un : en ılımlısına bile bütün yolları kapalı tutmak, her fırsatta sol un temsilcilerini kınamak, tutuklatmak, dövmek, sövmek!.. Sürekli yaşanan bir gerçek de bu değil midir? Saygın kişi, geçmiş dönemlerde sola karşı alınan önlemleri biraz anımsasa iyi eder... On beş kişilik TİP grubuna yüzlerce kişilik AP grubunun ne denli ağır baskılar yaptığını anımsamamak elde mi? Demokraside herkes konuşur, görüşünü savunur. Demokrasi, tek kanatlı kuş değildir. 0 zaman yerinde sayar, gerilere düşer. Ben, o saygın kişiden böyle bir anlayış bekledim hep. Eskiden de, şimdi de... Ne yazık ki ucuz politika oyunları, başka türlü hesaplarla 'sol'un politika dışı bırakılmasında etkili oldu. Bilmem bugün de aynı görüşte mi? Demokrasinin yalnızca sağa tanınan bir hak ve özgürlük rejimi olmadığını, solun da bu rejimde yeri olduğunu bilmem artık kabul ediyor mu? Saygın kişi, 1980'deki Cumhurbaşkanlığı seçiminin kilitlenmesinde suçu 61 Anayasası'nda buluyor. 82 Anayasası'nda ise Cumhurbaşkanlığı seçimi sağlam kurallara bağlanmış, dört oylama sonunda seçimde bir sonuca varılamazsa Meclis dağıtılacak... Saygın kişi, bu değişikliği yerinde görüyor, 12 Eylül • öncesindeki seçim kilitlenmesini 61 Anayasası'ndaki eksikliğe bağlıyor... Peki, partilerarası bir anlaşma ile Cumhurbaş. kanı seçimi belirli bir sonuca bağlanamaz mıydı? 12 Mart sonrasında Sayın Korutürk, iki büyük partinin ortaklaşa tutumu ile seçilebildi; 12 Eylül öncesinde niye büyük partilerin liderleri böyle bir 'anlaşma'ya gitmediler? "Siyasi partilerin uzlaşarak bu meseleyi çözemedikleh hususuna gelince, bunun üzerinde de durmak lazımdır. Siyasi partilerin anlaşma ve uzlaşma sağladıklan haller vardır, sağlayamadıkları haller vardır Sağlayamadıkları zaman ne olacağı kaideye bağlanmamışsa, bunu siyasi partilerin kusuru değil kaidenin noksanı saymak lazımdır. Siyasi partiler her meselede anlaşamayabilirler. Bu onların kusuru değildir, çokpartili rejimin tabiatı gereğidir" diyor sayın mektup yazarı... Önemli olan da işin burası zaten: 12 Eylül öncesinde Mecliste yer alan iki büyük partinin liderlerinin Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi büyük önem taşıyan bir konuda anlaşamamaları, rejimi yeni bir çıkmaza bile bile götürmüş olmaları... Kaide'ler gereklidir, ama demokrasi rejimi karşılıklı anlaşma, hoşgörme, belirli noktalarda ortak davranabilmeye dayanır. Dün de öyle, bugün de öyle... 'Bir Bilen' kişiler bu sonucu da bilmek, görmek zorundaydılar. 'Kaide yok, ne yapalım?' demekle iş bitmez. O zaman işte böyle yıllarca 'eli kolu, dili bağlı kalırız', bu tür yazılarımızı bile kapalı yazmak gibi garip durumlara düşeriz. Evet, bu iki belgesel değer taşıyan mektubu da okurlanma sunmak isterdim. Ben de daha rahat, daha açık konuşabilirdim. Olmuyor!.. Belki daha sonra, ülkemizde sağı solu ortası ile, her türlü görüş ve düşünüşün tam bir özgürlükle sesini duyurabildiği bir ortamda böyle bir ortamı görecek kadar yaşayabilirsek geçmışin yanılgıları üzerinde daha rahatlıkla tartışabileceğiz. T.C. BAŞBAKANLIK HAZİNE VE DIŞ TİCARET MÜSTEŞARLIĞI STAJYER HAZİNE KONTROLÖRLÜĞÜ GİRİŞ SINAVI Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarhğı Hazine Kontrolörleri Kurulu'na sınavla stajyer Hazine Kontrolörü alınacaktır. 1 Sınava girebilmek için: a. Siyasal Bilgiler, iktisat, hukuk, işletme fakülteleri ve üniversitelerin iküsadi ve idari bilimler fakülteleri ile bunlara eşitliği Milli Eğitım Gençlik ve Spor Bakanbğı'nca kabul edilen yerli ve yabancı benzeri fakülte ve yüksekokulların birinden mezun olmak, b. Devlet Memurlan Kanunu'nun 48. maddesindeki nitelikleri haiz olmak, c. Sınavın açıldığı yılın ocak ayı başında 30 yaşını doldurmamış bulunmak, d. Saglık durumlan vurdun her yerinde jörev ve yolculuk yapmaya dverişli bulunmak, e. Yapılacak soruşturma sonunda Hazine Kontrolörlüğü'nun gerektirdiği nitelikleri tasımak gerekir. 2 Yazüı sınavlar 16, 17, 18 Temmuz 1985 tarihlerinde Ankara ve tstanbul'da yapılacaktır. Yazılı sınavı kazananlar Ankara'da sözlü sınava tabi tutulacaktır. 3 Sınavı kazanarak Stj. Hazine Kontrolörlüğtine atananlara Devlet Memurlan Kanunu'na göre maaş, yan ödeme ve özel hizmet tazminatı ile tumelerde Bütçe Kanunlan'nda belirtilen miktarlarda harcırah ödenir. 4 Stajyer kontrolörluk suresi sonunda yapılacak yeterlik sınavında başan gostererek kontrolörlüğe atananlar, mesleki konularda incelemelerde bulunmak üzere bir yıl süre ile yurt dışına gönderilebiBr. 5 Sınava girmek isteyenler, sınava giriş şartlarını ve konularını belirtir broşurO Ankara'da Hazine Kontrolörleri Kurulu Başkanlığı'ndan (Mithatpaşa Cad. No: 18/8 Yenijehir), Istanbul ve Izmir'de Hazine Kontrolörleri Grup Başkanbklanndan (Halaskârgazi Cad. No: 220 Kat: 2 Osmanbey lstanbul, Halit Ziya Bulvan No: 20/5 Izmir) şahsen veya mektupla temin edebilirler. 6 Sınava girnıek isteyenler, en geç 5 Temmuz 1985 günü mesai bitimine kadar gerekli belgelerle birlikte Hazine ve Dış Ticaret MüsteşarLğı Hazine Kontrolörleri Kurulu Başkanuğı Ankara adresine basvurmalıdırlar. Postadaki gecikmeler ve eksik belgelerle yapümış başvurular dikkate alınmaz. Basın: 15604 "BİR BTJLTJTTJKr ARDINTJAN" nda Kuçuk Salmde/8 Hazıraı.1930 Modı 4 56 Itorarı 20 00 MOZAİKMÜZİKTOPLULUGU '8 5 K O N S E R İ ILAN MALIYE VE GUMRUK BAKANLIGI İSTANBUL GÜMRÜKLERİ BAŞMÜDÜRLÜĞÜ HAYDARPAŞA GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ 1 tstanbul Gümrükleri Başmüdürlüğü Haydarpaşa Gümrük Müdürlüğü'nden Devlet mali haline gelmiş cins, raiktar, kıymetleri ve tespit tahakkuk kâğıılarının tarih ve numaraları belirtilen otomobillsr 83/7385 sayılı tasfiye tüzüğü uyannca2886 sayılı kanunun 45. maddesi gereğince açık teklif usulü ile artırmaya konulmuştur. 2 Otomobillerin satış bedelleri ile güvence miktarları şartname ekindeki listede belirtilmiştir. 3 Açık arttırmalar 27.6.1985 tarihinde saat 14.00'de TCDD Liman Müdürlüğü'nün yemekhane salonunda baslayıp otomobiller bitinceye kadar mesai saaüeri içerisinde aynı mahaJde devam edılecekür. 4 Şartname ve ekleri TCDD Liman İşletme Müdürlüğü, Haydarpaşa Gümrük Müdürlüğü binası ile otomobillerin bulunduklan sundurmalardaki ilan tahtalannda görülebileceği gibi satış kurulu başkanlığından da temin edinilebilir. 5 Açık artırmalara katılacakların kimliklerini belirlemeye yarayan bir belge ile iş ve ıkametgâhlarının adreslerini gösteren belgeyi satış kurulu başkanhğına vermeleri zorunludur. 6 İhale konusu otomobiller Haydarpaşa Gümrük Müdürlüğü denetimindeki H. Paşa Liman İşletme Müdürlüğü'ne bağlı ambarlarda mevcut olup, tatil günleri hariç satış tarihinden 20 gün önceden mesai saatleri dahilinde sanş kurulundan müsaade alınmak sureti ile görülebilir. 7 Karar pulu ve tellaliye ahcı tarafından satış anında ödenecektir. 8 Bakanlığımızın 1984/112 sayılı genelgeleri gereğince kıymeti 3.000.000 TL. (Üç milyon) geçen satışlarda T.4KSİTLENDİRME İŞLEMİ yapılmakta olup, gerekli bilgi H. Paşa Gümrük Müdürlüğü'nden alınır. 9 Satış bedelleri 83/7385 sayılı tüzüğün 19. maddesinin G fıkrası gereğince tespit edilmiştir. 10 85/9130 sayılı karara isünaden tüzüğün 19. maddesinin G bendi "açık artırmada sürülen pey eşyanın satışına esas bedelini bulmayan eşya 15 gün sonra yeniden satışa çıkartıhr. 2. ci satışta da sürülen pey *!* 75'ini bulursa eşya satılır. Bulmazsa 3.cü satış 15 gün sonra tekrar satışa çıkarılır; bu satışta bedel ne olursa olsun eşya satılır. 19 adet otomobil 27.6.1985 tarihinde saat 14.00'te satış başlayacak. Basın: 18001 TEŞEKKÜR Sosyal Sigortalar Kurumu îstanbul Hastanesi'nde ameliyatımı büyük bir başan ile yapan GÜNGÖR ALKAN'a MARUFE ALİKANOĞLU'na Asistan Dr. Ömer Ankan ile servis mesul hemşiresi Naziye Akgün'e ve beni hiçbir zaman yalnız bırakmayan Dr. Jale Çol, Dr. Nuri Çöl'e sonsuz teşekkürler. BEKtR ÖZTÜRK Opr.Dr. ve Opr.Dr. SEKA İZMİT SELÜLOZ VE KÂĞIT SANAYİ1 MÜESSESESİ ESKİ KÂĞIT ALIMLARINA YENİ FİYATLARIMIZLA DEVAM EDİLMEKTEDİR Zamlara, işsizliğe karşıyız... Müessesemizce teknik şannamesi esaslannda eski kâğıt alımlanna devam edilmekte olup yeni alım fıyatlanmız aşağıda gösterilmektedir. Matbaa artığı kâgıtlar : 60r TL/kg. Kitap, mecmua, gazete kâğıdı : 60r TL/kg. Oluklu mukawa döküntüsü : 55r TL/kg. Kraft torba kâğıdı (Çimento torba) : 50r TL/kg. Kanşık eski kâğıt : 40^ TL/kg. Bu fîyatlanmıza Uaveten aynca daha önce müessesemizce tespit edilmiş olan navlun ücretleri de ödenmektedir. Konu ile ilgili açıklayıcı bilginin Müessesemiz Alım Grup Amirlıği'nden bizzat müracaat edilerek veya telefonla 13110 (7 hat)'dan istenmesi rica olunur. Basın: 18341 T.C. TURİZM BANKASI A.Ş. TURBAN YALOVA TERMAL İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜNDEN KOl>fU: HURDA SATIŞI YAPILACAKTIR Işletmemizde bulunan hurda metalik, ahşap v.b. malzemeler kapalı zarf usulüyle satılacaktır. Ihaleye girmek isteyenlerin 12.6.1985 tarihinde saat 15.00:e kadar TL. 1.000.000. nakit teminatın ihale öncesi Işletmemiz Müdürlüğü ana veznesine veya işletmemizin bankalar hesabına yatırılması şartttır. Satışı yapılacak hurda malzemeler işletmemizde hergün saat 14.3016.30 arası göriileceği gibi bu işe ait şartname Işletmemiz Müdürlüğü'nden temin edilebilir. İhale sonrası satış komisyonunca hurda maizemelerin değeri az bulunduğu takdirde hurda malzeme, satışı, malzeme cinsine göre kısmen yapıltr veya ihale tamamen iptal edilir. İşletmemiz Müdürlüğü 2886 sayılı kanuna tabi olmayıp satışı kısmen veya tamamen yapıp yapmamakta veya ihaleyi iptal etmekte serbesttir. Basın: 17926 İDAREMİZ İHTİYAÇI ÇEŞİTLİ CİNS VE MİKTARDA KIRTASİYE MALZEMELERİ KAPALI FİYAT TEKLİFİ ALINMAK SURETİYLE SATIN ALINACAKTIR İSTANBUL SU VE KANALİZASYO.N İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN DUYURU İLERİ BİR SANAYİ TOPLUMU İÇİN... Saraçhane Mitinginde buluşalım 9 Haziran 1985 saat 14'te 12 Haziran 1985 çarşamba günü yapılacak olan ihalenin tahmini tutarı 12.000.000 TL., geçici teminatı 360.000 TL.'dir. thaleye ait teklif şartname ve malzeme lisıesi idaremiz veznesinden ücreti karşılığında alınabilir. Limit dahili banka teminat mektubu dışında, nakit, bloke çek. tahvil veya özel kanunlannda teminat olarak kabul edilebileceği belirtilen her türlü menkul kıymetler şeklinde verilmek istenen geçici teminatlann 11 Haziran 1985 salı günü saat 16.00"ya kadar Muhasebe Müdürlüğüne yatınlarak karşılığında alınacak makbuzun dış zarfa konulması gerekmektedir. İhaleye iştirak edecek firmalar teklif zarflarını en geç 12 Haziran 1985 çarşamba günü saat 11.00'e kadar Beyoğlu Istiklal Caddesi 379 no.da İdaremiz Genel Evrak Müdürlüğüne vereceklerdir. Postada vaki gecikmeler dikkate alınmayacaktır. İdare 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine bağlı olmaksızın ihaleyi yapıp yapmamak. dilediğine kısmen veya tamamen yapmakta ve ertelemekte serbesttir. Basın: 17918 ÇORLU SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURU ÇORLU İCRA DAİRESİ'NDEN KIYMET TAKDİRİNİN ALt KIZI FATMA AKOĞLU'NA İLANEN TEBLİĞİ METNİDİR. Sayı: 1985/11 İz.Şuyu Hissedarlar arasında taksimi mümkün olmadığından ortakhğın giderilmesi için satışına karar verilmi; olan Çorlu Silahtar Mahallesi Ada 130, pafta 23, parsel 20 no.da kayıtlı dükkâna satışa esas olmak üzere bilirkişi tarafından 1.103.000. lira kıymet takdir edilmiş olup, hissedarlardan Mehmet oğlu Ali kızı Fatma Akoğlu'na ilan tebliğine karar verilmiştir. tstanbul Bakırkoy Zuhuratbaba Asiller Sokak Hane: 14'te nüfusa kayıtlı olup adresi belirlenemeyen Fatma Akoğlu'na ilanen tebliğ olunur. 24.5.1985 B: 7245 SODEP Miting Tertip Komitesi ÎLAN T.C. ANTALYA ASLİYE 1. HUKUK MAHKEMESİ Esas: 1984/172 Fatma Toran tarafından, Hanife Tayfun hakkında açılan ferağ icbar davası nedeniyle: Antalya Yeniköy mevkiinde Varsak boşaltma kanalı Dümbürdek mevkünde kain 429 parsel, 428 kütük numarasında bulunan gayrimenkulun üzerine ihtiyati tedbir konularak, ferağ icbar davası açıldığı ve kendi üzerlerine hisselerinin tapuya tescil edilmesi davacılar tarafından istenmiş olmakla: Davalılardan Ali Gulseven adına çıkanlan tebligatın yapılamadığı C. Savcılığınca da adres tespit edilemediginden gazete yolu ile daha önce davetiye tebliğ yazıldığı anlaşılmakla, bu kere gıyap tebliği yapılması gerekmektedir. Davalı, Ali Gülseven'in duruşma günü olan 18.6.1985 Salı günü saat 9.30'da duruşma salonunda hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksi halde davanın gıyabında karara bağlanacağı hususu GIYAP TEBLİG1 YERİNE GEÇMEk ÜZERE İLAN olunur. 2.5.1985 Basın: 17892 Alilla Şoför Okulu Türkiye'de tek. Eğitim ve öğretimde tek. Uzman bayan kadrosuyla tek. Disiplin ve ciddiyetiyle tek.Ücrette çok ucuzluğuyla tek. Fındıkzade/lst 5237911
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle