23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25MAYIS 1985 HABERLER CUMHURİYET/7 Tatil öncesi Meclis sıkıştı 8 BİRLEŞtME 6 YASA SlCACAK TBMM, 15 hazirana hadar 6 önemti tasarıyı çıkarmak zorunda DIYDIK/GÖRDİK YALÇ1H PEKSE1S 1 Maden Yasası 2 Pişmanlık Yasası (vetolu) 3 Kaçakçılığın Men ve Takibine Ilişkin Yasa (vetolu) 4 Serbest Bölgeler Yasası 5 Polise olağanüstü yetkiler getiren yasa 6 tcra ve Iflas Yasası ANKARA, (Cumhuriyet Biirosu) Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in Pişmanlık Yasası ile Kaçakçılığın Men ve Takibine Ilişkin Yasa'yı veto ederek TBMM'ye geri göndermesi, 15 haziranda tatile girmesi düşünülen Meclis gündemini sıkıştırdı. TBMM, tatil öncesi yapılacak 8 birleşimde Cumhurbaşkam'nın geri gönderdiği yasalarla birlikte 6 önemli yasa tasarısını görüşerek, çıkarmak durumunda bulunuyor. Edinilen bilgilere göre, hükümetin bu yasama yılı içerisinde TBMM'den çıkanlmasuu öngördüğü 6 önemli yasa tasarısı bulunuyor. Bu hafta içerisinde çıkarılması düşünülen Maden Yasa Tasarısı üzerindeki görüşmelerin uzaması ve iki yasanın TBMM'ye geri gönderilmesi gündemde tıkanıklığa neden oldu. Tatile kadar TBMM'nin yapacağı 8 birleşimde, Maden Yasa Tasansf nın yanı sıra, kamu oyunda Pişmanlık Yasası oiarak bilinen bazı suç failleri hakkındaki tasan, Kaçakçılığın Men ve Takibine ilişkin Tasarı, Serbest Bölgeler Tasarısı, Polis Vazife ve Selahiyetleri Yasa Tasarısı ile 1cra ve Iflas Yasa Tasarısı'nın çıkanlması öngöriilüyor. Bu yasama yılı içerisinde çıkanlmas' gereken yasalardan veto edilen iki yasa tasarısı önümüzdeki hafta salı günü Adalet Komisyonu'nda yeniden ele alınacak. Adalet Komisyonunun Pişmanlık ve Kaçakçılık suçlarının affına ilişkin tasanlan ivedilikle görüşerek genel kurul gündemine göndereceği bildirildi. Adalet Komisyonu Başkanı Ali Dizdaroğlu, geri gönderilen iki yasanın da Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in veto gerekçelerinde belirttiği ilkeler doğrultusunda düzenleneceğini ve iki yasanın da bu yasama yılı TBMM'den çıkanlmasına çalışılacağını söyledi. îçişleri Komisyonu'nda önumüzdeki hafta görüşülecek olan Polis Vazife ve Selahiyetleri Yasa Tasarısı'nın da genel kurulda yoğun tartışmalara yol açması beldeniyor. 50'ye yakın maddeden oluşan tasarı genel kurulda özellikle HP'lilerin muhalefeti ile karşılanacak. Serbest Bölgeler Yasa Tasarısı'nın da genel kurulda görüşulmesinin uzayacağı bildiriliyor. BOĞAZ KÖPRÜSÜ IÇIN TATIL Yoğun gündemine rağmen TBMM, Istanbul 2. Boğaz Köprüsü'nün temel atma töreni nedeniyle 29 mayısta çalışmalanna bir gün ara verecek. TBMM'nin 29 mayısta bir günlük tatili ANAP Grup Yöneticileri tarafından Danışma Kurulu'na önerilecek. ANAP Grup Yönetimi, Başbakan Turgui Özal ile, Bakanların ve İstanbul milletvekillerinin katılacağı te mel atma töreni nedeniyle Meclisin çalışmalanna ara vermesini isteyecekler. Meclis, Şeker Bayramı öncesi tatile girmeden 8 birleşim calışabilecek. Çalışmalann 15 haziran tarihine kadar bitirilememesi halinde 18 haziran salı ve arife günleri de çalışma yapılacak. GECE ÇALIŞMALAR1 TBMM BaşkanlığVnın, hükümetin bu yasama yılı içerisinde çıkarılmasını istediği tasarılar için genel kurulun çalışma saatlerini uzatabileceği, gerekirse gece de toplantıların sürdürülmesi düşünülüyor. Önümüzdeki hafta toplanacak olan TBMM Danışma Kurulu'nda tatile kadar Meclisin çalışma programı yeniden düzenlenecek. Anayasa gereğince TBMM en fazla üç ay tatil yapabiliyor ve 1 eylül günü toplanarak yeni yasama yılı çalışmalanna başlıyor. Praf. Enre Kmsar Olaylara neden olan sakalını hâlâ koruyor ama "üniversiteden ayrılmamak için sakalımı değil, kolumu bile keserdim" diyor... (Fotoğraflar: MEHMET ALİ BAŞARIR) Sakalını kesmemek için üniversiteden istifa eden Prof. Emre Kongar'a göre: HP'Lİ SAĞLAR ÖZAL'A SORDU Sunalp: Evren'le monolog yapıyoruz MDP Genel Başkanı, "Şimdi adının anılması yasak olan bir lider döneminde köylü, hakikaten milletin efendisi olmuştur" dedi. ANKARA, (Cumhuri\et BUrosu) MDP Genel Başkanı Turgut Sunalp, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e hükümetin izlediği politikanın ülkede yarattığı kötü durumlar konusunda aylık olağan görüşmelerde bilgi verdiklerini, ancak Cumhurbaşkanı'nın bu konuda neler düşünduğünü bilmediğini söyledi. Sunalp, "Sayın Cumhurbaşkanımızla görüşmemiz, monolog biçiminde oluyor. Karşılıklı tartışamadtğımız için, biz bir anlamda kendisine brifing vermiş oluyoruz" dedi. MDP Genel Başkanı Turgut Sunalp, Cumhuriyet muhabirinin, "Hükümeti ağır bir dille sürekli eleştiriyor ve ulkenin uçuruma süriiklendiğini sö>lüyorsunuz. Bu durumu Cumhurbaşkanına iletmiyor musunuz " sorusuna "Parti adına görüşlerimizi biitün açıklıgı ile anlatıyonız, hükümeti ve izledigi politikanın sonuçjannı soylüyoruz" diye yanıtladı. Cumhurbaşkam'nın bunlara karşı ne düşündüğünü, kendilerine hak verip vermediğini, hükümetCumhurbaşkanı ilişkisini etkileyip etkilemediğini içeren bir başka soru üzerine ise Sunalp şu karşıhğı verdi: "Sayın Cumhurbaşkanımızla temaslanmız sırasında hâl hatır sorma dışında tek taraflı maruzatta bulunuyoruz. Daha açıkçası görüşmelerde sadece monolog yapılıyor. Biz oraya bir anlamda brifing vermeye gidiyonız. Partimizi temsilen giltiğimiz için partimizin görüşlerini anlatıyoruz. MDP bir aşiret partisi değildir. Lideri vardır, onun çevresinde yoneticileri vardır, bir teşkilatı vardır. Aldığımız kararlan açıkJanz. Oturup karşılıklı tartışmadıgımız için, soylediklerimizi nasıl degerlendiriyorlar bilmiyonız. Karşılıklı oturup tartışmayı saglayacak bir loplantıyı sayın Cumhurbaşkanımız tertiplerse, sayın Cumhurbaşkam'nın hükumet. ülkenin gidişatı gibi konularda neler düşündüğünü, hükumet ile Uişkilerini ögrenebiliriz." Sunalp, hükümetin düşmesi, ya da çekilmesi halinde HP ile bir koalisyon yapıp yapmayacakları konusunda ise, "Şartlar tekamül edince partimizin yetkili organlan buna karar verir. Demokrasi çare rejimidir"dedi. Sunalp, Özdağlar ile ilgili bir başka soru üzerine şu yanıtı verdi: "Rüşvet aldıgı iddia edilen Özdağlar olayı. işin küçük yanıdır. Büyük paket nerededir? Özdağlar Yüce Divan'a sevkedilince aslanın kuyrugu sevkedilmiş oldu. Bu iş bir aslan iken ortaya sadece aslanın kuyrugu çıkmıştır. Aslan nerededir? Aslında iş daha büyuktur. Bunu söylemekle Özal ile hükümeti ilzam ediyorum. İşin içinde bizzat başbakan ve hiikümel vardır. Komisyonca hazırlanan raporda bile hükumet ve başbakanın sorumlulugu bdirtiliyor." SUNALP tZMİR'DE Sunalp, üç günlük bir gezi için Izmir'e gitti. tzmir'de gazetecilerle konuşan Sunalp, "Anayasa sık sık delinip, degiştirjlmemelidir" dedi. Sunalp, geçmişte köylünün "efendi" olduğu bir dönemin yaşandığına da dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: " B u memlekete bir lider geldi. Şimdi adım anmak yasak. O dönemde köylü hakikaten milletin efendisi olmuştur". Izmir milletvekili oiarak ilçelere nezaket ziyareti yapan Sunalp, milletvekillerinin parti değiştirmelerine karşı olduğunu da vurgulayarak, "Çıkar yüzünden orda burda olan milletvekilleriyle çalışmak kolay degildir" dedi. Sunalp, daha sonra Foça, Aliağa, Kınık, Bergama ve Dikili ilçelerini ziyaret etti. Sunalp, bugün Karşıyaka, Bornova, Seferhisar, Urla ve Çeşme'ye gidecek. Yarın da Aydın il kongresine katılacak. "Sakal cok önemli" deki arkadaşlara telefon ettim. Hepsi bana geldiler. Kadınlı, erkekli on üç kişi idiler. Bana gelirken erkekler bıyıklarını kesmiş, kadınlar makyaj yapmamışlardı. Yani bana şu mesajı vermek istiyortardı: "Bak biz yüzümüzdeki fazlalıkları attık. Bunlar önemli değil. Sen de sakalını kes ve kal." Gerçekten bana da öyle geliyor.. Niye bu kadar direndiniz? Şunun için direndim: Arkadaşlarım bana böyle söyledikleri zaman ben de karanmı verdim. Dedim ki, "Sakalımı keseceğim ve istifa etmeyeceğim.." Fakat işte o zaman, sakalımı kestikten sonra öğrencilerimin karşısına çıkamayacağımı anladım. Çünkü ben sosyoloji profesörüyüm.. Devleti falan anlatıyorum derste. Devlet zoruyla sakalımı kestikten sonra öğrencimin karşısına çıkıp devletti, hakiı, hukuktu, guguktu gibi şeyler söylersem komik duruma düşeceğimi anladım.. Emre Bey, kaç yıllıktı sakalınız ve neden bırakmıştınız? On iki yıllık bir sakaldı.. Bırakmamın hiçbir nedeni yok.. Askerden sonra bırakmıştım. Bilemiyorum.. Belki askerde saç sakal bırakma özgürlüğünün kısıtlanmasına bir tepki mi, bilemiyorum.. ÜNİVERSİTE DIŞINDA YAŞAM Peki Emre Bey.. Üniversite dışında kalmış bir profesör olarak şimdi ne yapıyorsunuz, nasıl yaşıyorsunuz? Şu anda Babıali'de çalışıyorum. Bir gazetede.. Ama bu yazariık değil.. Gazetenin yayımmın daha kaliteli ve hatasız olmasını sağlamakla ilgili bir iş. Sabah yedi buçukta is başlıyor.. Çılgınlar gibi raporlar yazarak, bütün gazeteleri okuyarak.. Çıkmış olan veya çıkacak haberlerin kontrolü gibi bir iş.. Korkunç bir koşuşturma ile akşam sekiz buçuğa kadar çalışıyorum. Bu işi son derece şerefli ve saygıdeğer buluyorum, ama asıl işimle ilgisi olmayan bir iş olduğu için kendi kendime "benimle bu kadar ilgisi olmayan bir işte bu kadar yoğun çalışmak için mi dünyaya geldim" diye soruyorum. TOPLUMSAL YAPI Sayın hocam, sizin bir de Türkiye'nin Toplumsal Yapısı adlı kitaplarınız var. Bize kısaca özetler misiniz?.. Türkiye'nin toplumsal yapısı nasıldır?.. Bunu siz en az benim kadar biliyorsunuz sanırım. Çünkü Türkiye'nin toplumsal yapısını yansıtan birçok yazınızı ben hatırlıyorum. Bunu nasıl yapıyorsunuz onu da anlatayım: Bir konuya çok büyük bir ciddiyetle ve çok objektif olarak eğilirseniz ve bunu yazarsanız ortaya bir kara mizah çıkıyor.. Bir örnek verebilir misiniz? Size çok canlı ve taze bir örnek vereyim. Şimdi siz bir adamla.. yani benimle konuşuyorsunuz. Bu adam diyor ki, "Ben akademik kariyer dışında bir iş düşünemezken sakalım olduğu için üniversitede kalamadım" diyor. Buna karşılık bir halk türküsü sanatçısına ki asla küçümsemiyorum üniversite profesörü unvanı veriliyor veya vermenin yolları açılıyor. Şimdi siz köşenizde bunu yazacaksınız ve işte toplumsal yapımızı çok güzel açıklayan, ciddi ciddi yazılmış, ama kara mizah türünden bir konu ortaya çıkmış olacak. FIKRALARIMIZIN MANTIĞI Doğru, haklısınız.. Mizah deyince aklıma geldi Emre Bey, sizin fıkralara çok meraklı olduğunuzu biliyorum. Belki sosyolojik açıdan da incelemişsinizdir. Nedir bizim fıkralarımızın mantığı? Fıkralann güldürebilmesi için önce evrensel bazı özellikleri olması gerekiyor. Birinci ilke şu: Güldürme öğesi incelikli bir lafta toplanmış olacak ve bu incelik, dinleyen tarafından yakalanabilecek.. İkinci evrensel ilke şu: Son soylenecek soz işin başından kestirilemeyecek. Fıkranın mantığı budur. Buna bir örnek vereyim: Bir profesör sekreterinin evine gitmiş. Sekreter bir odaya girmis. Girerken profesöre "Beş dakika sonra sen de gel" demiş. Profesör odaya girdiğinde karşısında üniversitenin bütün doçentleri, asistanları vs. duruyormuş ve hep birlikte "doğum gunün kutlu olsun" şarkısını söylüyorlarmış.. Halbuki profesör başka şeyler bulmayı düşünüyor. Tabii.. Bunu söylediğiniz zaman gülünüyor. Fakat fıkra bitmedi. Devam ediyor.. Siz bütün soğukkanlılığınızla " v e profesörün ayağında yalnız çoraplan varmış" diyorsunuz.. Evet.. Gerçekten çok güzel.. Yalnız merak ettim hocam çaraplannı niye çıkarmamış... Onu bilmiyorum.. Peki hocam, bizim fıkralarımızın manttğı nedir?. Mesela Karadeniz fıkralan çok yayıldı son zamanlarda.. Bunların mantığı da şöyle: Karadenizliler çok saf, ters ve biraz da sert insanlardır. Bunların fıkralarda ince cevaplar vermeleri insanı güldürür.. Mesela şu fıkra..Karadeniz'de bir adam boğuluyormuş. Başka biri de rıhtımda sigarasını içerek dolaşıyor. Hemen çevreden yetişip boğulanı kurtarıyorlar. Sigara içene de çıkışıyoriar.. "Utanmıyor musun adam boğulurken öyle durmaya" diye.. Karadenizii şöyle cevap veriyor:"Karadeniz den adamçıkmaz diyen siz değil misiniz daa..." "Yüdızlar Savaşı için ABD'yeödün verildı mi?" Sakal fevkalade önemli.. Çünkü ben Türkiye Cumhuriyeti'nin dddi bir devlet olduğuna inanıyorum. Sakal benim eşlmin egemenlik alanıdır. Devletin egemenlik alanı degildir.. Sayın Emre Kongar... "Siyaset 85" ekimizdeki anket defterine verdiğiniz cevaplardan biri çok ilgimi çekti. "Şu andaki ruh haliniz nedir" sorusuna "son derece kötümser" diye karşılık vermişsiniz. Kötümseri anladım da "son derece"sini anlayamadım. Neden bu kadar kötümsersiniz? Bunun nedeni şu: Kişisel oiarak ben kendi yaşamımı üniversite dışında düşünemeyen bir adamdım. Ama onun dışında kaldım. Benim için hayat demek üniversite demek. Öğrenci demek.. Öğretmen demekti. Bunlar olmadığı için hem mutsuzum.. Hem de kötümserim.. Fakat sanıyorum siz kendiniz istifa etmiştiniz, sakalınız yüzünden... Ben istifa ettim.. İşin ikjinç yanı da bu. Yani beni 1402 ile atmadılar veya mukaveleme son vermediler. Ben istifa ederek bu duruma kendi ellerimle yol açtım.. İşte bu iki olayı nasıl bağdaştırıyorsunuz? Açıklayayım: Biliyorsunuz YÖK kuruldu.. Doğramacı başkan oldu. Biz kendisi ile çok iyi tanışırız. Hatta Türkiye'de Doğramacı'yı en iyi tanıyan üç kişi varsa biri benimdir diyebilirim.. YÖK BECERİSİ O halde size sorayım. Nasıl biridir Doğramacı? Fevkalade becerikli bir adamdır.. O kadar beceriklidir ki toplumun ihtiyaçlarına ters işleri daha becerebılir... YOK becerisi de işte budur.. Anlıyorum.. İstifanızı anlatıyordunuz.. Efendim.. Doğramacı'nın benim başıma bir iş açacağını tahmin edebiliyordum. O yüz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Halkçı Parti İçel Milletvekili Fikri Sağlar, Milli Savunma Bakanı Zeki Yavuztürk'ün "Yıldızlar Savaşı"na Türkiye'nin de katılacağı yolundaki demecini Meclise yansıttı. Başbakan Turgut Özal'ın yanıtlaması kaydıyla verdiği soru önergesinde, Yıldızlar Savaşı ile ilgili şu konulann açıklanması istendi: 1. ABD'nin Yıldızlar Savaşı diye adlandınlan stratejik savunma girişimi adlı projesine katkıda bulunmak için hükumetinize çağrı yaptığı doğru mudur? 2 Türkiye'nin bu çağrıya verdiği cevap, Milli Savunma Bakanı Zeki Yavuztürk'ün verdiği gibi olumlu mudur? 3 Böyle bir projeye katılmaya Türkiye, hangi politik güç ve teknolojik verileriyle karar vermiştir? Bu projede Türkiye'nin amacı, rolü ve yükümlulüğü nedir? 4) Ülkemiz ve insanlarımız için böylesine önemli bir kararı, TBMM düşüncelerini öğrenmeden ABD'ye yaptığınız ziyaretiniz esnasında verildiği söylenen ödünlerden biri oiarak kabul edebilir miyiz? HATAY SORUNU Hatay Bağımsız Milletvekilleri Sökmenoğlu ve Demirtaş, Meclis Başkanlığı'na verdikleri ortak soru önergesinde Suriye"nin anlaşmalara karşın Hatay'ı kendi sınırlan içerisinde gösteren bir broşürü çeşitli ülkelere dağıttığmı hatırlatarak, Başbakan özal'dan bu konuda ne gibi bir işlem yapıldığını ve hangi önlemlerin ahndığını sordular. 7 İLÇEDE BELEDtlE BAŞKANLlCl SEÇÎMLERt YAPILACAK Bakanlar seçim turuna çıkıyor Başkanlık Divanı, belediye başkanhğı seçimi yapılacak ilçelere gidecek, aralarında bakanların da bulunduğu heyetler belirledi. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Anavatan Partisi 7 ilçede önümüzdeki günlerde yapılacak belediye başkanhğı seçimlerine büyük önem veriyor. Seçim yapılacak ilçelere aralarında bakanlann da bulunduğu heyetler gönderilecek. Ilce belediye başkanlıkları için yapılacak seçimlerde ANAP'ın izleyeceği propaganda ANAP Başkanlık Divanı'nda görüşülerek benimsendi. Başkanlık Divanı'nca seçim yapılacak ilçelere gidecek heyetler belirlendi. ANAP'ın seçim takvimi ve bu ilçelere gidecekler şöyle sıralanıyor: Çorum Dodurga ilçesi (26 mayıs): Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sudi Turel ve Çalışma Bakanı Mustafa Kalemli, ANAP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keçeciler ve bölge milletvekilleri 25 mayısta gidecekler. Antalya Kaş Demre kasabası (2 haziran): Kültür ve Turizm Bakanı Mükerrem Taşçıoglu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sudi Türel ANAP Genel Başkan Yardımcısı Sadi Pehlivanoğlu bölge milletvekilleri ile birlikte 3031 mayıs tarihlerinde Demre'ye gidecekler. Erzurum Horasan ilçesi (2 haziran): İçişleri Bakanı Yıldınm Akbulut, İmar ve fskâi Bakanı Safa Gira>, Devlet Bakanı Mesut Yılmaz, ANAP Genel Baş. kan Yardımcılarından bazıları ve Erzurum milletvekilleri ile 2627 mavısta Erzurum'da propaganda çalışması yapacaklar. Çanakkale Yenice Akçakoyun kasabası (2 haziran): 19 mayısta bir heyet giderek çalışmalar yaptı. Önümüzdeki günlerde de Tarım, Orman ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Dogan'ın da bulunacağı bir heyet gidecek. Ankara Kırıkkale Hacılar kasabası (2 haziran): 19 mayısta bir heyet gitti. 1 haziranda bazı bakanların katılacağı bir toplantı duzenlenecek. Manisa Saruhanlı Gökçe kasabası (20 haziran): 9 hazirandan sonra bazı bakanların da katılacağı bir heyet gidecek. Sıvas İmranlı ilçesi (28 temmuz): Burava gidecek heyet daha sonra belirlenecek. Kültür ve Turizm Bakanı Taşçıoğlu'nun da gitmesi bekleniyor. Devlet bana sakalımı bir şartla kestirebilirdi. Bana savunma hakkı vererek. Savunma hakkı nedir? İdare mahkemelerldir. Bu yapılmadı. Benim durumu tescil ettirmeme izin verilmedi. den çok sabırlı davrandım.. Bakın istifa olayına kadar nelere tahammül ettim: Doğramacı Üniyersite Senatosunca bana verilen profesörlüğün, üçlü kararname ile yürürlüğe konmasını engelledi.. Üstünde durmadım, "olsun" dedim.. Çünkü senato ve meslekdaşlarım nasıl otsa bana profesör demiştir.. Ayrıca ben unvan üzerinde duran bir adam değilim. Ömrüm boyunca unvan kullanmamışımdır. Yani üzerinde durmadım bunun. Sonra şunlara da katlandım: Hacertepe Üniversitesi'nde benim kurmuş olduğum sosyal hizmetler bölümünü kapattı.. Bununla da yetinmedi.. Bu bölümün öğrencilerini ve hocalarını Sağlık Bakanlığı'na bağlı bir yüksekokula bağladı. Bununla da yetinmedi.. Beni de oraya sürdü.. Yine yetinmedi.. Benim başıma daha doçent bile olmamış bir hanım meslektaşımı müdür yaptı. Yani o hanım mı sizi yönetiyordu? O benim başımda idi.. Bütün akademik nezaketJeri, gelenekleri falan yok ederek.. Yani bu iş orduda olsa şöyle açıklanabilir: Bir generalin başına bir yarbayı getiriyorsunuz. Ben buna da tahammül ettim. SAKALA GELİNCE... Fakat galiba sakala gelince.. Dayanamadınız.. Evet, sakal çok önemli.. Fevkalade önemli Yalçın Bey.. Çünkü ben Türkiye Cumhuriyeti'nin ciddi bir devlet olduğuna inanıyorum. Benim devlet anlayışıma göre, bir üniversite, profesörünün sakalına müdahale edemez. Ciddi bir devlet bununla uğraşmaz.. Bu bir.. ikincisi "devlet memuru sakal bırakamaz" dendikten sonra imamın, müezzinin, hatta güzel sanatlar akademisindeki resim profesörünün sakalına karışamazken benim sakalımla hiç uğraşamaz. Ama en başta devletin sakalla uğraşması gayet gayri ciddidir. Sakal benim eşimin egemenlik alanıdır. Devletin egemenlik alanı degildir.. Bunun için mi kesmediniz? Bunun için de değil. Ben yine kesebilirdim.. Devlet bana sakalımı kestirebilirdi.. Bir şartla. Bana savunma hakkı vererek.. Savunma hakkı nedir? İdare mahkemeleridir. Bu yapılmadı. Benim durumu tescil ettirmeme izin verilmedi. Bu yapılsaydı, üniversitede kalmak için sakalımı değil, kolumu da kesebilirdim.. Fakat ben böyle deyince bana şunu dediler: "Eğer direnirseniz 1402 ile görevden alınacaksınız." O zaman ben "istifa ederim" dedim.. 1402 ile alınırsanız ne oluyor? Bir daha devlet memuru olmak haklarınız elinizden alınıyor. Sonra çıktım eve gittim. "İstifa ederim" dedim, ama edemiyorum. Bölüm GÜR£R mobilyo A.Ş Ü LONDRA ASFALTIAVCILARİSTANBUL Tel: 573 52 41424344 Telex: 23784 Gis tr. 41. YIL KUTLAMA KAMPANYASI •3 ödeme kolaylığı, (PEŞİN6 AY VADELİ9 AY VADELİ) •Peşin ödemelerde maliyetine satış •Klasik ve modern çeşitleri (300 model) •Kampanya süresince her müşterimize HEDİYE •Kur'a ile 1 kişiye (2 kişilik) 1 haftalık LONDRA seyahati (K.D.V. şirketimize aittir) .j •Hediyeli 41. Yıl Kampanya satışlanmızın yanısıra, 1 haftalık LONDRA seyahati talihlisinin tesblti 1 Temmuz 1985 Pazartesi günü saat 15.00'de noter huzurunda şirketimiz merkezinde yapılacaktır. 4 Parça EFES \ESKİ/ YENİ FİYAT 6 ay vadeli 453.000 9 ay vadeli 370.000 481.500 DOĞAN 924.O0Ü YENİ FİYAT 595.000 6 ay vadeli 9 ay vadeli HISAR 4 Parça YENİ FİYAT 6 ay vadeli 9 ay vadeli 369.000 726.000 774.000 281.000 343.500
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle