28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/fi HABERLERİN DEVAMI 20 MAYIS 1985 TokytfUa Bir Pazar Günfi... (Baştarafı 1. Sayfada) zenliltği ülkenin teknolojik düzeyini gösteren bir ipucu olabiliyor... Kente girdikçe temizlik daha da çok dikkati çekiyor. Geniş asfalt yollar bâl dök yala örneği. Yolların ortasında yemyeşil çimenler ve öbek öbek, rengârenk çiçekler... Yapılardan kalan boşluklann tümü yeşillikle doldurulmuş. Çimenler üstünde pazar öğleden sonrasını golfle geçirenler... Bazı alanlarda ise golfle birlikte Japonya'da en yaygın bir başka spor olan Amerikan beyzbolunu oynayanlar... Kent merkezine gelirken solda İmparatorluk sarayı... Etrafı yüksek duvarlar, ağaçlık(ar ve su kanalıyla çevrili... İmparatorluk sarayının çevresindeki suda yüzen beyaz kuğular... Tokyo gerçekten temiz ve guzel bir kent. BasbakanTurgut özal't bukentteyoğun bir gün beklemekte. 19saat süren yolculuğumuz sırasında Sayın Ûzal'ı japonya'ya dönük beklentilerinde hayli gerçekçi gördüm. Haklı olarak kısa sürede somut sonuçlar beklenemeyeceğinin altını çizerken, bu gezilerin Türkiye'nin tanıtımı açısından önem kazandığını belirrti. Ama aynı zamanda Sayın Özal Japon iş çevrelerinde son bir iki yıldır Türkiye'ye artan bir ilginin soz konusu olduğunu söyledi. İkinci Boğaz Köprüsü ihalesinin Japon larca kazanılmasının küçümsenemeyecek bir başlangıç olduğuna değinen Başbakana göre hedef, yüksek teknolojisiyte birlikte Japon sermayesinin Türkiye'ye çekilmesi oimalıydı. Japonya'nın 1980'lere değin Türkiye'ye karşı kayrtsızlığının temelinde yatan bazı nedenler vardı. Bir işadamı bunları şöyle sıraladı: "Pendik Tersanesi fiyaskosu, tüm çabalanna rağmen birind Boğaz Köprüsü ihalesini İngilizlere kaptırmaları ve Türkiye'de kamu sektörünun ağır bastığı ekonomik modelile 1970'lerde yaşanan siyasal istikrarsızlık, Japon sermayesini Türkiye'den uzak tutmuştur" ÖzalBaşbakan Yardımcısı iken onunla birlikte Japonya'ya giden işadamları bir şeye çok şaşırmışlardı. Japonların ekonomik haritalannda o zamanlar örneğin bir Irak vardı, birçok başka ülke de bulunuyordu, ama Türkiye yoktu... Türk heyetinde artık bu durumun aşıldığı konusunda genel bir görüş geçerlidir. Fazla abartılmaması koşuluyla Japon sermayesinin Türkiye'ye gelişinin nızlanacağını belirtmekteler. Özal'ın gezisinin de bu duruma olumlu katkıda bulunacağı vurgulanıyor. Japonların son derece ihtiyatlı, kimi zaman çok muhafazakâr, kılı kırk yaran fakat bir kere karar verdikten sonra gayet kararlı bir biçimde iş yaptıklan bilinen birolgu. Şu asamada ibrenin olumluya doğru yön değiştirdiğini belirten kimi heyet üyeleri, ilginin devamı için siyasal ve ekonomik istikrann devamına büyük önem veriyorlar. Bu konuda Başbakan Turgut Özal her zamanki gibi kendinden çok emin. Gerek enflasyon, gerekse bütçe açığı gibi ANAP hükümetinin en belalı dertlerine dönük sorularımızı her zamanki iyimser haliyle "Merak etmeyin, bunlarda gidişat iyiye doğrudur. Merak edecek bir şey yoktur" diye yanıtladı. Sayın Özal ihracatta da dikkati çekmeye başlayan duraklamanın geçici olduğunu belirtti. Tekstilde teşviklerin daha önce bilinenden daha hızlı bir biçimde kaldmlmaya karar verilmesinin tekstil ihracatçılarını rahatsız ettiği yolundaki sorulara da Başbakan "Bu alanda rekabet gücümüz çok büyüktür. Sanmryorum menfi bir durum ortaya çıksın" karşılığını verdi. Sayın Özal, her zamanki iyimserliği içindeydi. Temenni edelim gelişmeler onun bu iyimserliğini haklı çıkarsın. Ozal: Hedef Japon sermayesine ihmal etmedi. THY bileceğine işaret etti. (Baştarafı 1. Sayfadc) de yapmayı DC10 uçağı ıle ayrılan Özal ve beraberindeki heyet, toplam 19 saatlik bir yolculuktan sonra TSİ pazar sabahı saat 9'da, Tokyo saati ile öğleden sonra 15.00'de Haneda HavaaJaruna ayak bastı. İstanbul'dan aynldıktan sonra ilk durak BAE'nin başkenti Abu Dabi oldu. Özal'ı ülkenin ikinci adamı ve Başbakan Yardımcısı Şeyh Hamdan havaaianında karşıladj. 1 saatlik görüşme sırasında bir ara Başbakan özal Suudi Arabistan V'eliaht Prensinin Boğaz'da yer aldığını Şeyh Hamdan'a söyleyince, o da "Ben de yanındakini alayım öyleyse" dedi. Abu Dabi ile Tayland'ın başkenti Bangkok arasında uçarken Özal, gazetecilerle yaptığı sohbet sırasında 2. Boğaz Köprüsü'nün 29 mayısta temelini atacakiannı söyledi. Her zamanki gibi sakin ve neşeli havasında sohbeti sürdüren özal, "tnşallah seçimlerden once de köphiyü trafiğe açanz. Seçim yasaklanndan önce Jabii," dedi. Erken seçim olasılığına ilişkin bir soruyu ise Özal gülerek, "Buna olanak olmaz, ama istersek seçimleri öne de alabiliriz," dedi. Gazete kâğıdı fiyatlarına, henüz zam olmayacağını ifade eden özal bu arada tek tek gazetelerin tiraj rakamlanyla da ilgilendi. Sohbet koyulaşınca, yazılmaması kaydıyla DYP ve Mehmet Yazar olayıyla ilgili görüşlerini de dile getirdi. Bu arada Özal'ın ANAP'ın eğer olabilirse alternatifi SODEP ola"Birinci sınıf" servisin yapıldığ] DC10 uçağının birinci bölümü Başbakan ve resmi heyet üyelerine aynlmıştı. Bu bölümde ayrıca bir de video vardı. Bu bölümün hemen arkasında bir küçük böhnede yan yana iki yatak konmuştu. Başbakan Özal, yolculuk sırasında yatağa iltifat etmedi, ancak eşi Semra Özal bir süre dinlendi. Diğer iki bölümde de işadamları ve gazeteciler seyahat ettiler. Her üç bölümde bulunan videolardan Zefci AJasya ve Metin Akpınar'ın "Beyoğlu Beyoğlu", Ajda Pekkan Shovv, 5 Yıl Önce 10 Yıl Sonra grubunun bir gösterisi ve Kemal Sunal'ın bir fikni oynatıldı. «# YOK'te yeni (Baştarafı 1. Sayfada) Bir kısmı doçentliğe yükseldiği halde kadro veriimeyerek araştırma görevlisi statüsünde bırakılan, bir kısmı ise doğrudan araştırma görevlisi kadrosunda olan öğretim elemanlan Ankara Üniversitesi Rektörlüğü'nün görev sürelerini uzatıp uzatmayacağına ilişkin karannı önümüzdeki günler içinde bekliyor. Üniversitede Doç. Kılıçoğlu'na işine son verildiği bildirildi. Kasım ayı içindeki göreve son vermelerden sonra, idare hukuku anabilim dalındaki tek öğretim elemanı olarak kalan Doç. Dr. Metin Günday ve Maliye Anabilim Dah Yardıma Doçenti Ahmet Kumrulu'ya da docentlik kadrosu verilmedi. Ankara Üniversitesi'nin YÖK'ten sonra en çok öğretim elemanı firesi veren fakültesi Siyasal Bilgiler'de ise, üç öğretim elemanına görev sürelerinin uzatılmayacağı "gayrı resmi olarak" bildirildi. Kamu yönetimi dalında görevü öğretim elemanlarından Doç. Dr. Ömür Sezgin'e, doçentlik kadrosu verilmiyordu. Diğer öğretim elemanları Dr. Yavuz Sabuncu ve Dr. Ümit Hasan da haziran ayı sonunda üniversiteden, Doç. Sezgin gibi uzaklaşacaklar. Ankara Üniversitesi'nde "Rektör Somer'in ikinci temizlik harekâtı" olarak değerlendirilen doçentlik kadrosu açılmayarak göreve son verme tedirginliği için Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Tank Somer "sözleşmelerin bitmesine dafaa bir buçuk ay var, ortada bir şey yok" dedi. Cençlik: Bunalımdayız (Baştarafı 1. Sayfada) gelmiş öcrencınin gece bir yerde kaJması için veya yurda biraz daha geç gelmesi için yöoetimden izin kâgıdı getirmesi gereidyor. Yurtlarda eşofmanla, terlikle gezilmesi yasak. Yurtlara saat 10'dan sonra girmek yasak. Yurtlarda etüt odaları yetersizken mescitler açdıyor. Geceleri ögrencilere iki saatlik nöbetler tutturuluyor. Geceleri meydana gelen her türlii olaydan nöbetciler sonımlu tululuyor ve arkadaşlannı ibbar etmesi isteniyor. Öğrenciler arasında giivensizlik yaratılıyor. Okullarda öğrenci geli^imi deniyor, ama ögrencinin gelişebilmesi için gerekJi küJtiirel, sosyai ve sportif çaüşmalar için gerekli tesisJer olmadığı gibi böylesi çalışmalara izin verilmiyor, verilse de tamamen okul yönetiminin güdümiiode yüriitülmek isteniyor. Üniversitelerde gerçekten not ortalaması yükseldi, ama bunun karşısında egitim ögretim kalitesi düştu. Oğrenci sadece vizelerden not aJıp oktılu geçmek için, ya da diploma alabilmek için sürekli ezbere yöneltiliyor. Bu arada her fakiilteden, her üniversiteden toplu haide sessiz sedasız öğrenciler atılıyor. Bu oğrencilerin sorunlan ve geiecekleri gözardı ediliyor." Toplantının, SODEP Kadıköy llçe Başkanı Rasim Ekşi tarafından açılışı yapılan oğleden sonraki bölümünde muhabirimiz Jtilide Giilizar'ın yonettiği birsöylesiyapıld], Vazanmız tlhan Selçuk bir ülkenin zindanlarında 100 bin kişi varsa o ulkenin tümünün karanhk olacağını söyledi. Yazar Aziz Nesin de "Herkes, biz ihtiyarlar, askerler, komulanlar, milletvekilleri, tüm sommlular, ozgürce sokaktarda ellerini kollarını sallayarak gezerken, sorumlu tutulaa 1820 yaşındaki gençleri asıyoruz" dedi. Eski tstanbul Belediye Başkanlarından Ahmet İsvan, eski CHP senatörlerinden Solmaz Behlül, SODEP Istanbul tl Yönetim Kurulu üyeleri, ilçe başkanlan, tutuklu aileleri, sendikacılar ve bine yakın gencin katıldığı gençlikle söyleşide ilk konuşmayı yapan Âziz Nesin gençliği tanımlarken "Çağını yaşa>abilen gençtir. Bir adam bâlâ Danvin'e karşı çıkıyorsa ondan nasıl genç olabilir?" dedi. Gençlere çeşitli önerilerde bulunan Nesin, gençlerden dünyayı eleştiren gözle bakmalannı isteyerek özetle şunları söyledi. "Ben anayasanın karşısındayun ve anayasayı eleştiriyorum; çiinktt anayasa insanı mutlu etmek için hazırlanmamıştır. İnsan devleti için olmamalı, devlet insanı mutlu etmek için var olmalıdır. Anayasanın yasal yollarla degiştirilmecini istiyorum. "Hoşgeldiniz" sozlerıyie konuşmasına başlayan yazarımız llhan Selçuk, "Hak ça eşit bir gelir dagilımı olan, insanlan yeteneklerini sonuna kadar degeıiendirebildikleri aydmhk bir ulke istiyoruz" dedi. Yaptığımız her işin suç mu olduğunu, nasıl cezalandırılacağımızı düşunür hale geldiğimizi söyleyen llhan Selçuk, daha sonra özetle şunlan söyledi: "Tüm bu isteklerimizi gerçekleştirmek istiyorsak o istekleri benimseyen bir siyaseti, giıç ve kuvveti iktidara getirmemiz gerekli. Gerçekten af, demokrasi, çagdaşuk ve insanın insanca yaşamasını istiyorsanu şu andaki güçler dengesinde sizi temsil edecek giice tüm gücünüzü yöneltin. Bunun başka bir çıkar yolu yoktur." Alkış, sükse, liderlik, tüm bunların hepsinin geçmişte görüldüğünü, geçmişte Türkiye'de ilericilerin yüzde 31 oyla iktidara geldiklerini, ancak şimdi meydanların boş, hapishanelerin dolu olduğuna dikkaı çeken Selçuk, "Bizim kılıçla, silahla işimiz yok, kafayla işimiz var. Umutsuz degUim" dedi. 2 Sadece 50 milyonluk Türkiye'niıı degil, Türkiye'vle birlikte çevre ülkelerin büyük bir pazar oluşturması ve siyasi istikrara sahip bir ülke olarak Türkiye'den çevre pazarlara da Japon sermayesinin ürünlerinin sıçrayabilmesi, 3 Aynı zamanda Türkiye'de mühendis, usta, işçi gibi yetişkin işgücünün bulunraası. bundan daha önemli'i bu işgücünün çevre ülkelerde özellikle Arap ülkelerinde çalışabilmeleri. Başbakan Turgut özal dün akşam Türkiye'nin Tokyo Büyükelçisi Nurver Nureş tarafından büyükslçilik ikametgâhında düzenJenen resmi kabule katıldı ve Japonya'daki Türklerle tanıştı. A>TII zamanda dün akşam yine büyükelçinin evinde Japon müziği ve folklorundan oluşan bir özel gösteri izledi. Özal, kabulde yaptığı konuşmada, Japon kalkınmasının, disiplinli ve saygıü bir toplumun çalışkanlığının ürünü olduğunu bildirerek şunları söyledi: "ABD'de de, Federal Almanya'da da, burada da aynı şeyi müşahade ettik. Türkiye itibanm hızla aıttınyor. Aynı yolda devam edersek 10 yılda, belki o kadara kadar da kalmaz, daha kısa sürede, Batının sayılı ülkeleri arasına gireriz. Mühim olan çalışkan insanımıan önündeki engelleri kaldınnak ve oalann yanşmasını, rekabetini saglamaktır. Hadisenin temeli buradadır. Japon modeli diye anılan kalkınnıanın temelinde de bu vardır. Japonya'oın da petrolü yoktur. Ama halkının çalışkaolıgı kalkınma için yeterli olmaktadır. " Davete TürkiyeJaponya Dostluk Deraeği Yönetim Kurulu üyeleri, TürkJapon Kadınlar ÖZAL TOKYO'DA Başbakan Turgut özal ve boynunu incittiği Kuliibü mensuplan da katıldılar. Bugün de Türkiye Sınai Kaliçin "minerva"sını çıkarmayan eşi Semra Özal'ı Tokyo Havaalakınma Bankası ile "Nikko Senı'nda TürkiyeJaponya Parlamento Dostluk Kurulu Başkanı Shin Kanemaru karşüadı. Protokol gereği karşuama töreninde Başbakancurities" ve "Industrial Bank of Japon" arasında 7 milyar yen Nakasone hazır bulunmadı. (Fotoğraf: AP) (250 yen1 dolar) tutarındaki Heyette Dışişleri Müsteşan Türk dış politikasının ne kadar Hazine garantili tahvil ihracına Buyükelçi Necdet Tezel, yurü önern taşıdığına geldi ve Özal ls ilişkin bir anlaşma imzalanacak. lam ülkeleriyle Türkiye'nin tamekte güçlük çekiyordu. Çunkü Anlaşmayı Türkiye Sınai Kalgeziden birkaç gün önce sağ rafsız ve hepsiyle iyi ihşkiler içinkınma Bankası adına Genel Müayağının altında çıban çıkmış ve de olunmasının önemine değindür Özhan Eroğuz imzalayacak. bu nedenle terlikle dolaşmak zo di. Henuz kesinleşmemiş olmakTürkiye, bununla ilk kez yurt dırunda kalmıştı. Bu arada Başba la birlikte, Libya Lideri Kadda şında tahvil ihraç etmiş oluyor. kanın eşi Semra Özal da Anka fi veya Başbakanı Caliud'un Türkiye bununla ilk kez yurt dıönümüzdeki aylarda büyük bir ra'da geçirdiği ufak kaza dolaşında tahvil ihraç etmiş oluyor. olasılıkla Türkiye'yi ziyaret ede Türkiye Sınai Kılkanma Bankayısıyla sol eli sargılı ve şiş, boynunda ise bir boyunlukla seya ceğini söyledi. sı'nın çıkardığı 25 milyon dolarönde gelen işadamlanndan hat etmek zorunda kalmıştı. lık tahvilinin tümü şimdiden saGün doğarkan Bangkok hava biri Cumhuriyet muhabirine Jatılmış durumda. Alıcıları ise alanına inildi. Semra Özal "duty pon iş çevrelerinde Türkiye'ye bankalar değil. özellikle koopefree"de biraz alışveriş yaptı ve dönük ilginin büyümesinin teratifler. Bu gelişme bir bakıma yeşimtaşından üade) bilezikle melinde yatan noktaları şöyle Japonya'nın Türkiye'ye dönük özetledi: yüzük satın aldı. ilgisini göstermesi bakımından 1 Türkiye'de isciliğin son degözlemciler tarafından kaydedilözal bir ara uçakta THY perrece ucuz olmasidi. soneli arasında küçük bir anket satışa çıkarılırsa acaDa çaüşanlar da hisse senedi almak isterler miydi? Özal bu sorusunu ilginç bir formülle de destekleyince THY uçak personelinin büyük bir kısmı bu soruya olumlu cevap verdi. Japonya seyahati sırasında oruç tutup tutmayacağına yönelik bir soruya ise "Şimdi seferiyiz. fnşallah dönünce başianz," yamtını verdi. Özal zaman zaman uçakta bulunan işadamlanyla da sohbetler yaparak oniarın sorunlannı dinledi, kendilerinden bilgi aldı. Bir işadamı tran'Ia ihracat konusunda çok iyi gelişmeler olduğunu söyledi. Bunun üzerine konu ekonomik ilişkiler açısından (Baştarafı 1. Sayfada) rine ANKA Ajansı'na yaptığı açıklamada, Kalemli'nin "Çamur atacak adam aradıgını, ancak yanlış adam seçtigini" ifade ederek, "beni suçlamaya gücü hiç yetmez" dedi. Çalışma ve Sosyai Güvenlik Bakanı Mustafa Kalemli'nin tavnnın "sürpriz olmadığını" kaydeden Şide, "Beni yolsuzlukla suçlayanlar önce kendi ceplerini arasınlar. Baksınlar, neler buluriar" şeklinde konuştu. TürkIş Genel Sekreteri Şide, gerek bakanlığı, gerekse sendikal alanda bir tek kuruşun makbuzsuz ve amacı dışında harcanmasına izin vermediğini belirterek şunları söyledi: "Hiç kimse bizim dönemimizin hesaplan hakkında bir tek söz söyleyemez. Neyin nereye harcandığının makbuzu dosyadadır. Beni suçlamay» tevessül eden aynı gün çarpıhr.'' Sııçlama KIRKLARELİ CAM FABRİKASI BUGÜN ACILIYOR Ekonomik gelismemizde yeni bir halka: EKONOMİK GELİSMEMİZDE YENİ BİR HALKA Dünya cam sanayiinin önemli üyelerinden biri olan ve ürünlerinin kalitesiyle kendini dünya pazarlarında kabul ettiren ŞişeCam, kuruluşunun 50. yılırida, KIRKLARELİ CAM'ın açılışıyla gelişim halkalarına bir yenisini ekliyor. KIRKLARELİ CAM NEDİR? Kırklareli Cam, otomatik makinalarla, soda camından üfleme, pres ve sertleştirilmiş pres*(Palaks) sofra ve mutfak eşyası üretmek, iç ve dış pazarlardaki kaliteli cam eşya gereksinimlerini karşılamak amacıyla kurulmuştur. Fabrika bu amaç doğrultusunda cam eşya üretimi ve süslemesindeki en gelişmiş tesis ve cihazlarla donatılmış, gerek ev ve lokantalarda, gerekse gıda am balajlamasında kullanılmak üzere ürettiği cam eşyada. uluslararası kaliteyi sağlamıştır. Kırklareli Cam'm sermayesi, başta iki büyük kurucu şirket, T.İş Bankası A.Ş. ve T.ŞişeCam Fabrikaları A.Ş. olmak üzere İslam K. Bankası'mn da katıhmıyla 4,2 milyar T L ' dır. Her türlü teşvik tedbirlerinden ve IFC (Uluslararası Finansman Kurumu) kredisinden yararlanan projenin sabit yatırım tutarı 14 milyar TL'nı geçmiştir. DEV BİR TESİS 2 2 498.545 m açık, 60.000 m kapalı alan üzerine kurulan fabrika İstanbul'a 140 km, Tekirdağ'a 38 km uzaklıkta, Kırklareli, Lüleburgaz ilçesi Büyükkarıştıran Mevkii'ndedir (E5 Karayolu Muratlı Sapağı). Bu yerin seçimindeki başlıca etken, hammadde kaynaklarma yakınlıktır. Yöredeki doğal gaz, tesisin tüm hatlannda kullanılabilmekte, böylece dış giderlerde önemli bir tasarruf sağlanmaktadır. Bir başka etken Kırklareli Cam'm yöredeki diğer cam fabrikalarımızla bir bütün oluşturmasıdır. Kırklareli Cam, yılda 240 milyon adet "Paşabahçe", tescilli markasını taşıyan (25.000 ton/yıl)sofra ve mutfak eşyasını, herbiri 60 ton/gün cam çekişli iki fırın ve 8 otomatik makina grubuyla gerçekleştirmektedir. Bu makinaların 3'ü çift damla pres, 5'i (H 28) pres üflemedir. YEREL İŞGÜCÜNÜN KULLANIMI Şirket, yöredeki olanaklarını değerlendirerek sağladığı işçileri, yetişmiş teknik ve idari elemanlarıyla 700 kişilik güçlü ve yetkin bir kadroya sahiptir. Kırklareli Cam, patent ve knowhow anlaşmasma gerek duyulmadan, ŞişeCam topluluğunun bünyesindeki teknolojik birikim ve işbirliği ve tamamen Türk mühendislerinin, işçilerinin emeğiyle 2.5 yıl gibi kısa bir sürede üretime geçmiştir. Bu atılım ülke ekonomisinin gelişmesinde ve cam sanayimizin uluslararası platformda elde ettiği düzeyin devamında önemli katkılar sağlayacaktır. * "Palaks" tescilli markadır. %0 i 7iirki}vfş Bankast'nın birkurulıışudıır Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle