Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2MAYIS 1985 HABERLER CUMHURÎYET/7 Özdağlar, Yüce Divan yolunda Başbakan özal'ın Soruşturma Komisyonu 'ndaki ifadesinde "Özdağlar'ın olayı kendisine itiraf ettiğini" söylediği öğrenildi. Ses bandının montaj olmadığı saptandı. BETÜL UNCULAR ANKARA Eski Devlet Bakanı tsmail Özdaglar'ın "Yüce Divana gönderilip gönderilmeyecegi" tartışmaları sürerken Başbakan Turgut Özal'ın soruşturma komisyonunda verdiği ifadede "Özdaglar'ın olayı kendisine itiraf ettiğini" söylediği öğrenildi. Komisyon uyelerinden edinilen bilgilere göre, dün komisyona gelen ses bandına ilişkin raporda "montaj olmadıgının" saptandığı belirtiliyor. Komisyonun ANAP'lı üyelerinde egemen olan görüşe göre, özdağlar Yüce Divan'a göndenlecek. özdağlar komisyonda suçsuz bulunduğu takdirde bu kez Başbakan Turgut özal güç durumda kalacağı ve bu nedenle olayın Yüce Divan'da sonuçlandırılması gerektiği görüşü savunuluyor. "Rüşvet ve görevini kötüye kullandıgı" iddialan ile hakkında soruşturma sürdürülen tsmail özdağlar için komisyonun vereceği kararda geriye sayma işlemi, dünkü gelişmelerle birlikte başladı. Komisyon hafta başından bu yana sabahtan akşama kadar özdağlar hakkındaki raporun yazımını sürdürüyor. özdağlar hakkındaki karann komisyonda büyük bir olasılıkla bu hafta sonu verileceği belirtiliyor. tsmail özdağlar'ın "teyp bandında montaj oldugu" iddiası üzerine yapılan inceleme sonunda bantta montaj olmadığı sonucuna vanldığı öğrenildi. Daha önce ODTÜ'de yapıldığı bildirilen, ancak ODTÜ'lübir öğretim üyesinin evinde incelendiği ortaya çıkan teyp bandı ile ilgili raporun dün komisyona geldiği bildirildi. Komisyon üyeleri raporda "bantta montaja rastlanmadığY'nın bıldirildiğini, ancak rüşvetin alındığına ilişkin tek kanıt olan ses bandında "montaj görünmemesine karşın çok güriiltülü seslerin bulundugu ve bazı konuşmalardan hiçbir şey anlaşılamadığı" belirtildi. tsmail Özdağlar'ın Yüce Divan'a gönderilip gönderilmeyecegi yönünde öne sürülen görüşlerin komisyonda yapılacak son oylamaya kadar geçerli olamayacağı komisyon üyelerince belirtiliyor. Komisyon üyeleri "Özdağlar hakkında verilecek kesin karann son oylamada ortaya çıkacagını ve oylamadan önce şu ya da bu yönde bir karar alınacağının öne süriilemeyecegini" belirtiyorlar. Dl\T>UK/GORDlK YALÇM PEK$E\ "Kediköpeksorunu" çözümlendi BOĞAZİÇİ Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğü binasında kedi ve köpeklerin boiluğunu belirtmek için yazdığımız mizahi yazı gereğinden fazla ciddiye alındı. O tarihten bu yana neler olduğunu yazmadan önce, olayı kısaca anımsatmakta yarar var. Yazımızda "Müdüriyet binasında kedi ve köpeklere büyük bir şefkatle bakıldığını, üşümesinler diye salonda ve koltukların üzerinde yatınldıklannı, beslenmeleri için yemek pişirildiğini, köpek bolluğu nedeniyie köpekten korkan öğrencilerin binaya, cesur arkadaşlannın himayesinde girebildiklerini" yazmıştık. Bu yazımız nedeniyle köpekten çok korktukları, kediierden de huylandıkları anlaşılan bir grup öğrencinin bol bol "hayır duasını" alırken, hayvan sevgisi adına hareket eden bir bölümün de beddualarım sineye çektik. Gazetemize kadar gelen üçüncü bir grup öğrenci ise içindeki kaşar peyniri ve salamların kalınlığı 1 mm'den daha inceydi. (Öğrenciler salam ve kaşar peynırlerin nasıl bu kadar ince kesilebildiğini de aynca araştırmaya değer buluyorlardı.) 4 Ders kitaplarının tanesi 910 bin TL.'na satılıyordu vb. Fakat kedi ve köpek sorununu bu sorunlardan daha ciddiye alan sadece biz değildik. Üniversite yönetimi de yukandaki sorunlar dururken, bizim yazımızı ciddiye almış ve üniversitedeki tüm köpeklerin öldürülmesini emretmişti. Yazının yayımlanmasından birkaç gün sonra belediyenin köpek itlaf ekipleri üniversite bahçesinde faaliyete geçerek birçok köpegi zehirlemişlerdi. Bu arada lojmanlarda kalan bazı öğretim üyelerinin sahipli, aşılı köpekleri de başıboş köpeklerle birlikte zehiıiı köfteterden paylarını almışlardı. Köpekleri öldürülen öğretim üyeleri de bize telefon açarak "madem ki yazılarınız Boğaziçi Üniversitesi yönetimi üzerinde bu kadar etkili, bizim sorunlarımızı da yazın, belki çözümlenir" dediler ve aşağıdaki konuları açıkladılar: Yabancı öğretim üyelerinin bir bölümü ABD'den çağnlırken kendilerine iki misli maaş ve yol parası verileceği vaadinde bulunulmuştu. Oysa geldikten sonra ne maaşlar iki katına çıkarılmış, ne de yol paraları ödenmıştı. Sözleşmelerin ocak ayında yenileneceği bilindiği halde, evraklar şubat ayında Ankara'ya gönderilmişlerdi. Bu yüzden sözleşmeler hâlâ onaylanıp geri gönderilmemişlerdi. Birçok yabancı öğretim üyesi, üniversitede sozleşmesiz çaltşıyordu. Bogaziçi Üniversitesi'nde öğrenci ve öğretmen cephesinde görülen bu bozukluklar düzeltılmezken. şakayla karışık kaleme alınan "kediköpek sorunu" çözümlenivermişti... emekli d u l v e > yetimlerin daha önce 3 ayda bir ödenen . M / a n j 5 hazirandan itibaren her ayın 15'inde bir aylık olarak ödenecek. Bakanlar Kurulu'nun dün yürürlüğe giren karart doğrultusunda emeküler, dün 1.5 aylık maaş aldı. htanbul'da aylıklannı alacaklan banka şubeleri önlerinde bir gece öncesinden uzun kuyruklar oluşturan emekliler, yeni uygulamadan memnun olmadıklanm belirttiler. Bu uygulamanın izdihamı önleyemeyeceği görüşünde birleşen emekliler, "Eskiden 3 ayda bir kuyruğa giriyorduk, şimdi tersine döndü, bir ayda 3 kuyruğa gireceğiz. Aylıklar için bir kuyruk, vergi iadelerini almak için bir kuyruk, faturalan teslim etmek için bir kuyruk. Emekliler son günlerini kuyruklarda geçirip kuyruklarda ölecekler" şeklinde konuştular. Odemelerin memur emeklilerinde olduğu gibi çek sistemine bağlanmasını isteyen işçi emeklileri, "Çoğumuz 3 ayda bir aylık alacağımızı hesaplayarak bir düzen kurmuştuk. Şimdi ne düzen kaldt, ne hesap kitap. Zaten verdikleri ne ki?.. Odunu, kömürü nasü alacağız? Bir aylığı kiraya versek elde ne kalır? tşçinin sahibi yok" dediler. (Fotoğraf: ERDOĞAS KÖSEOĞLU) &' a > Bogaziçi Üniversitesi'nin bir sürü sorunu yanında "sanki yazacak başka şey kalmamış gibi" kedi ve köpeklerle uğraşılmasını küçümsüyorlardı. Yazılmaya değer gördükleri şeyler gerçekten kedi ve köpeklerden daha önemliydi. Şoyle ki; 1 İnşaat halinde uzun dönem kaloriferlerin ve elektriklerin yanmadığı dersliklerde okumaya zorlanmışlardı. 2 Yemekhanede 150 TL. karşılığında berbat yemekler yiyorlardı. 3 Kantinlerde 200250 TL.'na satılan sandviçlerin Ozal: Emeklilik uzatdmazsa SSK iflas eder Emekliliğe merdiven 1 Emekliliğine birkaç yıl kalmış işçiler için 5055 yaş sınırı düşünülmüyor. Bu işçiler, halen yürürlükîe olan mevzuata göre emekli olacaklar. 2 SSK'ya ödedikleri primleri ile çalışma süreleri belli noktalara gelmiş olan işçiler, "merdiven" sistemi ile kademeli bir biçimde emekli olacaklar. 3 Yasa yürürlüğe girdikten sonra işe başlayacak kadın işçiler 50, erkek işçiler 55 yaşında emekli olacak. Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, Beşinci Beş Yıllık ANKARA Başbakan Tur Kalkınma Planı'nda yer alan kadın işçilerin 50, erkek işçilerin de gut Özal'ın Türktş yöneticileri 55 yaşında emekli olmaları ile ilile yaptığı ara zirvede işçilerin gili hüküm "kesinlikle" gerçekgeç emekliliğine değinmesi, bu konunun yeniden gündeme gel leştirilecek. Hükümet ile Türklş arasında mesine neden oldu. Yapılan cayapılan ara zirvede Başbakan lışmalara göre, emekliliğine az kalmış işçiler için kadınlarda 50, Turgut Özal bu konuyu kendisı gündeme getirerek, ülke ekonoerkeklerde 55 yaş zorunluğu aranmayacak. Halen çalışmak misinin erken emekliliği kaldırta olan işçiler, ödedikleri prim ve madığını, böyle giderse Sosyal çalıştıklan yıllar gözönüne alına Sigortalar Kurumu'nun iflasın rak, bir merdiven sistemi ile eşiğine gelebileceğini ifade etti. Özal, karşı çıkılsa da geç emekemekli olacaklar. Çalışma ve Sosyal Güvenlik liliğin mutlaka hüküm altına alınacağını da kaydederek, bu konuda Türktş' in desteği ile geç emekliliğe yumuşak geçişin sağlanabileceğini bildirdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda geç emeklilikte yumuşak geçişi sağlamak için yapılan çalışmalar merdiven sistemini öngöruyor. Bakanlığın bir Düşünce suçu: Bir fikir tatbik kilisi, emekliliğineüst düzey yetbirkaç yıl kalsafhasına konursa suç teşkil eder, mış işçiler için 50 ya da 55 yaş ama kanunlara aykın bir şekilde sımrının düşünülmediğini, bu gibi işçilerin şu andaki mevzuata fıkri ortaya koymak da suçtur. Kanunların yasakladığı düşünceler göre emekli olacaklarını söyledi. Aynı yetkili, SSK'ya ödedikleri vardır. Kanunlara saygılı olmak sigorta primleri ile çalışma süreicabeder. leri belli noktalara gelmiş olan işçilerin ise, merdiven sistemi ile 141142: Bu maddeler bir kademeli bir biçimde emekli olaihtiyaçtan doğmuştur. 141 ve 142'de caklarını kaydetti. Yetkili, "Mesela ( x ) sigorta prim ödeme sıralanan suçlar içinde, devletin gününe erişmiş kişi şimdi 10 yıl şeklini değiştirmeye teşebbüs sonra emekli olacaksa, emeklifikirleri vardır. lik süresi birkaç yıl uzayacaktır. Bu bir zorunluluktur" biçimin 141 ve 142'yi antidemokra de konuştu. şekilde fıkri ortaya koymak da tik yasa olarak sayıyor mususuçtur. Bir düşünce yazı haline, Edinilen bilgiye göre, tıpkı söz haline geldiği zaman da bu nuz? memurların emekliliğinde uygubir aksiyondur ve suç sayüır. KaAVCI Hayır sayrruyorum. landığı gibi kadın ve erkekler nunlara saygılı olmak icap eder, 141 ve 142 bir ihtiyaçtan doğ için bir yaş haddi konulacak, bu kanunların yasakladığı düşünce muştur. Gerekli olmasa değişti yaş haddine gelenlerin belli bir ler vardır. rilmesini istemezlerdi. 141 ve yaşta emekli olabilecekleri kay Ancak bazı yasaları de142'nin çok geniş temsilleri var dı yasaya konulacak. Bu yaş mokrasi ile bağdaşmadığı için dır. Çok enteresandır o madde haddi her yıl değiştikçe emekli değiştirmeyi düşunuvorsunuz... ler. Devleti korumak herkesin olma yaş kaydı da yükselecek. AVCI Gayet tabii... Anti vazifesi olmalıdır. Her yazan çiBakanlık yetkilileri, yasa yüdemokratik kanunlar vardır. zen, düsünen insanın vazifesi ol rürlüğe girdikten sonra işe gireDemokrasilerde kabul edilmeye malıdır. 141 ve 142'de sıralanan cek olanlar için ise kesinlikle cek kanunlar vardır. Bunlann suçlar içinde devletin şeklini de emeklilikte kadınlarda 50, erele alınıp yeniden gözden geçiril ğiştirmeye teşebbüs fikirleri var keklerde de 55 yaş kaydının gemesi ve değiştirilmesi gerekir. dır. tirileceğini bildirdiler. Geç emeklilik konusunda son kararı, tıpkı Kıdem Tazminatı Fon Yasa Taslağı'nda oldugu gibi Başbakan Turgut Özal verecek. IŞIK KANSL 320 bin liralık bir soğuk tabak. Rekortmene yakışır mı? MAAŞINIZ hâlâ 45 sıfırlı rakamlarla ifade edilen türden ise yukandaki fotografta buz kalıpları içinde yer alan nesneyi tanımak için boşuna çaba harcamayın. Zira önceden görmüş olmanız pek olası değil.. Aynca tanıyamamış olmanız da fazla büyük bir kayıp degil. Ülke nüfusunun çok büyük çoğunluğu sizin durumunuzda çünkü. Hadi biraz ipucu verelim. Bu nesnenin rengi siyah. Kilosu şu sıralarda 160 bin lira civarında... Eğer bu fiyata karşın bogazınızda kalmadan yiyebilirseniz, gıda maddesi de sayılabilir.. "Sayılabilir" dememizin başka bir nedeni de, birçok insanın bu gıdanın tadına b'ıle bakamadan hakkın rahmetine kavuşuyor olması.. Neyse işi uzatmayalım.. Buz kalıpları arasında görülen madde siyah havyar.. Miktarı iki kilo kadar.. 320 bin liralık bu soğuk tabak, gecen günlerde Hilton Oteli'nde İstanbul'un vergi rekortmeni Yüksel Tıtanoglu'nun kızi Nil'in nişan törenine katılan 250 konuğa çok kısa süre dayanabildi.. Yüksel Titanoglu kızının nişanında ortalıkta en az görünen kişi oldu. Bunun da nedeni, kendisini durmadan kovalayan gazetecilerdi. Tıtanoğlu en yakın gazeteci ile arasında Hilton Oteli balo salonunun en geniş yeri kadar uzaklık bulundurmaya özellikle dikkat ediyordu. Çağrılılar arasında önemli protokol zevatı ve ünlü isimler goze çarpmıyordu. anlaşılan Titanoglu fazla gösteriş yapmak istememiş, bunda da başarıh olmuştu. Gelenler 3 milyon liraya mal oldugu öğrenilen nişanı bir vergi rekortmeninin şanına pek yakıştıramadılar. Çünkü hiç vergi vermeyen kişilerin bundan çok daha görkemli nisanlar, düğünler düzenlediklerini görmüşlerdi. Kısacası iki kiloluk havyar bizim gibi züğürtlerin çenesini yormaktan öteye fazla etkili olmadı.. Avcı: 141 ve 142. maddeler anti demokratik değü CELAL BAŞLANGIÇ REKTORLERİsatılık 143 78 73149 93 02 KİMYA Ne satılık? YUKARIDAKİ tlanı gören gazeteciler, "Acaba YÖK'ün yeni bir uygulaması mı" diye kuşkuya kapıldılar. Hemen ilanın altındaki numaralara telefon açıldı. Fakat söz konusu olan küçük bir dizgi hatası kJi. Satılık olan rektörler değil reaktörlerdi. Kısacası hem rektörlerin, hem YÖK'ün günahına girilmişti.. tZMİR DYP Genel Başkanı Yıldınm Avcı, demokrasilerde kabul edilmeyecek nitelikteki yasaların varhğına değinerek bunlann ele alınıp gözden geçirilmesi ve değiştirilmesi gerektiğini savunurken "Ancak 141 ve 142'yi antidemokratik kanun saymıyorum. 141142 bir ihtiBAKANIN ZİYARETİ yaçtan doğmuşCur" dedi. lçışleri Bakanı Yıldınm AkbuAvcı, "parti içi demokrasi" lul, dün Meclis Soruşturma Koden, "Türkiye'de demokrasinin misyonu'na giderek Başkan yapısı"na uzanan bir çizgide Mustafa Ugur Ener ile bir saat "Cumhuriyet"in sorulannı şöyle görüştü. Akbulut, görüşmeden yanıtladı: sonra bir soru üzerine Refahiye "Türkiye'deki demokrasinin Belediye Başkanı ile birlikte komisyona geldiklerini, geliş sebep yapısının, parti içi demokrasilere olumsuz bir yansıması var mı? lerinin sadece bir ziyaret AVCI Partilerin tuzüğü olduğunu söyledi. Bakan, "Komisyona gelen ilk bakan sizsiniz. vardır. Buna göre yönetilirler. Parti içi demokrasiyi en geniş ve Başka bakanlar da gelecek mi?" sorusuna "Bilemiyorom" karşı en iyi şekilde tatbik eden bir partiyiz. Genel Başkanlık için benlığını verdi. den başka iki aday daha vardır. Onların yanında da söyledim. 'Ben' dedim, 'bak arkadaşlarımın kolundan, elinden tutarak herhangı bir şekilde herhangi bir tedbir almadan buraya kadar getirdim.' Benim yerimde olsalardı nasıl muamele edeceklerini bilmek isterdim. Ama onlar da Doğru Yol'cu olduklarına göre herhalde benden daha iyi hareket ederlerdi. Ancak il başkanlanna soANKARA (Cumhuriyet Biı nıyonız büyük kongre için tavırrosu) SODEP Genel Başkan lannj, 'bir bilen vardır, onun Yardımcısı Tiirkân Akyol, işaret ettiği gibi davranırız' diTürkiye'deki tüm sağlık kuruluşyorlar... lannın ve hastanelerinin YÖK'e AVCI Ben onların bilenlebağlanması kararına karşı çıkarinin kim olduğunu bilmiyorum. rak "Bu girişim yoksa devlet Benim bilenim Ahmet Nusret YÖK'e bağlanacak anlamına mı Tuna Beydir. gelmektedir?" dedi. Gündemde bir demokrasi Cumhuriyet muhabirinin bir ve anayasa tartışması var... sorusu üzerine Akyol, "Haberi AVCI 6 Kasım seçimleriybaşından hayretle ögrendigini" le Türkiye'ye kanunlarda görülbelirtti. Türkiye'de hiçbir yurtmemiş bir geçiş dönemi geldi. sever ve aklıbaşında bir kişinin Daha önce hiçbir yerde konuşubütün hastanelerin ve sağlık ku lup müzakere edilmemişti, tartıruluşlarının YÖK'e bağlanarak şılmamıştı. Onun için tam düzeltilebileceğüıi düşünmeyecedemokrasiye geçtik diyebilmeğini belirten Akyol şunları söymiz için siyasi partilerin milletledi: vekili seçimlerine katılması gerekiyordu. "YÖK önce binasız, araç ge Bu zamana değin bazı bölreçsiz, laboratuvarsız açüan figelerde sıkıyönetimin sürmesini zik altyapısını tamamlamadan, nasıl değerlendiriyorsunuz? biiyiik bir öğretim iiyesi açığı varken sayıca artünlan tıp fakülAVCI Bu işin mahiyetini telerindeki öğretimin durumunu tam bilmemekle beraber, hükükamuoyuna açıklasın. Bugün met bazı yerlerde ısrarla örfı idabütün yuksek öğretim kurumla reyi kaldırmamaktadır. Anayasa nnda oldugu gibi özellikle uyguörfi idare ile ilgili kararı Büyük lamalı bilim dallannda ve tıp Millet Meclisi'ne vermiştir. Ama fakültelerinde eğitim düzeyi bu detayh şekilde tarüşılıp, tehCumhuriyet tarihinin en ciddi likelerin ne olup olmadığı ortabunalımını yaşamaktadır." ya konmalı ve bu kamuoyuna açıklanmalıdır. Akyol daha sonra, "Olay Bazı düşüncelerin yasalarböyh iken, hangi gerekçeyle, ca suç sayılması... haogi yetkiyle ve hangi umutla bir de sağlık kurnmlan ve hasAVCI Benim fıkirlerimi taneler YOK'e bağlanabilir? Bu, kimse yasaklayamaz. Fikirlerin yoksa devlet YÖK'e mi bağlanatatbiki yasaktır. Bir fikir tatbik cak anlaraına gelmektedir?" bi safhasına konursa suç teşkil çiminde konuştu. eder. Ama kanunlara aykın bir ANKARA'nın tasına bak Adalet neyin temelidir? Başbakan Turgut Özal, salı akşamı bir "icraatın Içinden''i daha eda etti. Bir köy kahvesinde, rengarenkgömleği, v yaka kazağı ve elinden eksilmeyen kalemi ile beliren Ûzal'ı tipik bürokrat görünüşü, kravatı ve tel çerçeveli gözlükleriyle (omuzuna aldığı hırka bile bu bürokrat izlenimini bozamıyordu) Mesut Yılmaz yalpız bırakmıyordu. icraatın İçinden'in başında yemyeşil tarla görüntüleri arasında bir kadın sesi, bu ayki icraatın menüsünü açıkladı. Menü, ekrandaki görüntüden de kolayca anlaşıldığı gibi tarım ve tarım politikalarıydı. Özal, tarımı, tarım politikalannı anlatacaktı. Özal, Türkiye'nin kendi kendine nasıl yeter bir ülke olduğunu anlatarak söze başladı ve beklenen konuya, "toprağın kutsallığına" getirdi. Elinde kalemiyle hesap adamı öğretmen başbakan' rolüne çıkan Başbakan, her pedagoji eğitimi görmüş kişi gibi dersini ömeklerle süslemeyi de başarıyordu. Özal'ın verdiği ilk örnek, "hani televızyonda filmlerde, mahkemelerde görürsünüz ya" demek oldu, "orada yazar Adalet Mülkün Temelidir diye..." İşte o anda herkesin gözü faltaşı gibi açıldı. Başbakan ne demek istiyordu? Fazla düşünme süresi yoktu, çünkü Başbakan diyeceğini hemen dedi: "Gerçekten de öyledir sayın vatandaşlarım. Mülk olmadan, toprak olmadan adalet de olmaz." Eski Türkçe'nin büyük şifrelerinden biri olarak herkesin dikkatini çeken bu özlü sözü Özal yorumlamıştı. Özal'ın yorumuna göre toprak (yani 'mal mülk'ün mülkü) varsa adalet de var demekti. Malı mülkü olmayana adalet de yoktu. O zaman ünlü Mektebi Mülkiye de "toprak mektebi" demekti. O zaman "mülki amir" sözünün anlamı "toprak amiri" idi. Özal haksız sayılmazdı, çünkü şifrenin kilit kelimesi olan "mülk"ün sözlük karşılığı, "ev, dükkân, arazi gibi taşınmaz mal"dı. Ama kelimenin bir anlamı daha vardı: "Bir devletin ülkesi". Ve "Adalet Mülkün Temelidir" cümlesindeki "mülk"de bu ikinci anlamda hatta "devlet" anlamında kullanılıyordu. Çünkü "mülki" aynı sözlükte, "bir ülkeyle ilgili otan, ülke idaresine ilişkin, asker sınıfından olmayan memur" şeklinde karşılanıyordu. Hamile "DYP neferi" Mehmet Yazar'ın Küheylan adlı otobüsünde tam bir demokrasi egemen. Otobüste yurt dışına gitmesi engellenen Ruhi Su'nun, "solcu" Zülfü Livaneli'nin kasetlerı çalınıyor. Bu yetmezmiş gibi herkes her konuda düşüncesini açıklıyor. Bu ortamdan Mehmet Yazar da yararlanıyor, katılıyor. 23 Nisan günü Bursa kongresine giderken Yazar "bugün bayram, kim şiir okuyacak" dedi. Bir gazeteci Ahmet Arif'ten uzunca bir şiirı okudu. Daha sonra sıra Yazar'a geldi. Ve "bu ne telaş kızım, sen fatihler doğuracak yaştasın" diye biten bir şiir ile karşılık verdi. Bir gazeteci Yazar'a "şiirin adını sordu" Bir gazeteci atıldı: "Hamile." Akyol hajstanelerin YÖK'e baglanmasına karşı çıktı HP Sıvas örgütünden DSP'ye göz kırpıldı İl Başkanı Kuzu, Calp'in HP'nin başına tesadüfen getirilmiş bir kukla olduğunu söyledi. SIVAS, (Cumhuriyet) HP Sıvas tl Başkanı Bekir Kuzu, dün düzenlediği basın toplantısmda 15 haziranda yapıiacak Büyuk Kongre'de Aydın Güven Gürkan ve grubunun işbaşına gelmemesi halinde toptan istifa ederek, kurulmakta olan DSP'ye geçeceklerini açıkladı. Necdet Calp'in demokratik sol gruba dahil olmadığını, sosyal demokrat bir düşünceyi taşımadığını, solu bilmediğini ve HP'nin başına tesadüfen getirilmiş bir "kukla" olduğunu öne süren Başkan Kuzu, "Calp, deANKARA (Cumhuriyet Bü mokratik sol ve sosyal demokrat düşünceyi HP'nin içinde bazı rosu) HP'li Aydın Güven Gürkan, "Hepimizin büyük öz miİletvekilleri ve bazı il başkanlemi tek ve güçlü bir sosyal de larından öğrendi" dedi. LİDER NtTELİĞİNDE mokrat partidir" dedi. GENEL BAŞKAN Gürkan, dün yaptığı yazılı Kuzu, HP'nin Türkiye geneaçıklamada "Genel başkan seçi linde solu bir bayrak altında toplirse \erini İnönü'ye bırakaoi layacak, lider niteliğinde bir leceği" yolunda bir haber yer genel başkana ihtiyacı bulundualdığını bildirerek bunun doğru ğunu, Gürkan'ı da "bir bilen" olmadığını açıkladı. paralelinde gördükleri için desİnönü'nün değerli ve seçkin teklediklerini bildirdi. Kuzu HP bir insan olduğunu vurgulayan içindeki harekâun 15 hazirar.da Gürkan, SODEP'in politika an Gürkan'ın zaferiyle sonuçlanlayışı, üslubu, kadrolaşma ilke madığj takdirde partinin ortadan leri ve demokratik sol birikime silıneccğı \e Gürkan'ı destekyaklaşım biçiminin HP'ninkinleyen Sıvas'taki 8 ilçe teşkilatı ile den farklı olduğunu söyledi. Gürkan, "bu aynlıkları gideril birlikte Turkiye genelinde 27 il mez kabul etmemekteyim. An ve ilçe teşkilatın toptan istifa cak yok varsayıp görmemezlik ederek kurulmakta olan DSP'ye geçmekte kararlı olduklarını ten de gelememekteyim" dedi. söyledi. Şeker Şirketi Genel Müdürü intihar etti Evinde havagazıyla intihar eden 60 yaşmdaki Kadri Suyabakan bekârdı. ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Türkiye Şeker Fabrikaları Şirketi Genel Müdürü Kadri Suyabakan ,dün intihar etti. Edinilen bilgiye göre, Kadri Suyabakan, dün sabah saatlerinde makam otosu ile Tunus Caddesi'ndeki evine döndu \e şoförüne, "Sen bekkme, ben bir seyahate çıkacağım. Sen daireye dön" dedi. Dün sabah saat 10.00 sıralarında evine dönen Suyabakan bir daha evinden hiç çıkmadı. Öğleden sonra saat 14.00 sıralarında komşuları Suyabakan'ın dairesinden havagazı kokusu geldiğini fark ettiler. Komşular havagazı saatinin hızla döndüğünü de görünce polise haber verdiler. Emniyet görevlileri kapıyı yedek anahtarla açarak eve girince Suyabakan'ın cesedini buldular. Havagazı ocağının açık bırakıldığı ve dairenin tüm kapı ve pencelerinin kapatıldığı görüldu. 60 yaşındaki Suyabakan'm bekâr oldugu ve kızkardeşi ile birlikte oturduğu öğrenildi. Gürkan: Başkan seçilirsem yerimi Inönü'ye bırakmanı ankara balı Eyvah Gazetelerin video, televizyon ve araba çekilişi yapmalan yasaklanıyormuş. Nedir bu serbest piyasa ekonomisine devlet müdahalesi? SODEP'in çöp kamyonu UŞAK'ın Karahanlı ilçesi ANAP İlçe Başkanı ve üç arkadaşı, ANAP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keçeciler'i ziyaret etti. Ziyaretin nedenıni ise Keçeciler'in sekreterine şöyle açıkladılar: Bizim ilçede Belediye Başkanı SODEP'Iİ. llçeye basınçlı çöp kamyonu alındı. Kaniyon 9.5 milyona fatura edıldi Ama aynı fırmanın kataloğunda kamyonların fiyatı 3.5 mılyon olarak yazılı. Şıkâyet ettik. Soruştuınıa başladı, valıliK yavaş hareket ediyor. Bu konuşmaya tanık olan Cumhuriyet muhabırı olayla ilgili bir iki soru sorunca ıl başkanı "Sen Tercüman'dan mısın?" diye sordu. Cumhuriyet'i duyunca birbirlerine bakıp konunun "gizlı" olduğunu belırterek sustular. Keçeciler'in "savcılığı'da var mı bılmıyoruz. Yolsuzluk dilekçesınin ona gelmesi gerçekten guven uyandırdığını gösterıyor. Adalet... ÖZAL "İcraatın İçinden" adlı programda Atatürk'ün "Adalet Mülkün Temelidir" sözünü "mülkiyetin temeli" gibi yorumladı. Oysa bu söz, "adalet devletin temelidir" anlamındadır. Adalet de mülkiyet ile eşanlamlı kullanılırsa, siz düşünün artık gerisini... ..