23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ru >orumlamışlar "Ekonomık guçlerin başıboş bırakılamayacağı" sonucuna varmışlar, bu ılkeyı kendı kalkınma stratejılerındedıkkatle uvgulamışlar (1) Yukandakı gerçeklere belkı şu tanhı bılgı de eklenebılır Japonya, gelışmış çoğu ulkeler gıbı kendı özkaynaklan ıle, ışten ve dısten arttırdığını endustnleşmeye yatırarak kalkınmış, dunya pazarlarında bır yeryurt edındıkten sonra ancak yabancı sermayeye açılmıştı Yoksa, Batı kulturunu alıp ozumsemeden, Batının güçlen ıle bu derece ıyı başetmek mumkun değıldı Japonlar Batı kulturune, yalnız teknolojı ıle değil, Batının kultüru ıle karşı koymuşlardı BATI DUNY \SIMN JAPON BİLMECESİ Batı dunyası ve duşuncesı, kendı kavramlanyla bır Japon ımgesı kurguluyor, bu ımgenın dıyalektık çelışkılerını çözemeyınce de, anlaşılmaz, acıklanmaz bır "Japon olgusu" yaratılmış oluyordu Söz gelışı, Japonlar Dındar mıydı dınsız mı'' Barışçı mıydı savaşçı mı 7 Taklıtçı mıy dı yaratıcı mı' Bır topluluk muy du toplum mu' Toplum ılışkılen duşey (feodal) mı ışlı>ordu, 7yoksa yatay (demokratık) mı Japon toplumu değışmış mıydı yoksa değışmemış mı7 Söylentı ler çok değışık ve son derece celışıktı Japonlar dındardı, ama Batı'nın goksel (semavı) dınlenne hıç benzemeyen, herkesı Tanrılaştıran bu halk dını, "Japon luk"tu Japonya, banşta çok barışçı, savaşta çok savaşçı, yaptığı her ışte başanya vönelık bır toplumdu Japonlar hem öykun mede (taklıtte) başarılı, hem yaratıa ıdı Bu yüzden kuçuk el sanatlanndan en buyuk endustrı teknolojı gınşımlenne kadar her ışte başarılı oluyorlardı Buna karşılık, Japonya ne tam bu topluluk (cemaat) ne de tam Batı tı pı bır toplum (cemı>et) ıdı Bı reycılık ve toplumculuk ölçutlen de Japonya ıçın açıklayıcı değıldı Japonlar yanşmayı gerektıren özel durumlarda bireycı, ulusal dayanışmayı gerektıren kamusal durumlarda toplumcu olabılıyordu Endustrıleşen Japonya, kuşkusuz değışmıştı Ancak çağdaş Japonya'da sureklılık gosteren bazı geleneksel ılkeler, değerler, davranışlar ve tutumlar vardı Japonca'da ben, sen, o, sız ve oalar yok "biz" vardı Ve " b ı z " yonelımı, "Japon eğıtımı" ıle açıklamyordu Ne kı, Japon eğıtımı, okulla başlayan, okulla sona eren bır sureç değıldı; doğumla başlayan, hayat boyu suren sosyal bır eğıtım (okeıkogoto) ıdı Japon eğıtımı, okul oncesı, okul, okul dışı ve okul sonrası donemlerden oluşuyordu Toplumdakı hızlı gelışmelere ayak uydurabıldığı oran da, kuşkusuz okul eğıtımı de etkılıydı Oysa tersı pek olamıyordu Japon, okulu denemış, ama öğrencısmı "bireycı" yapama mıştı SONUÇ Japon mucızesı mucıze değıldı Japon tanhı ıle kultürunu ıyı tanımayan basıtleştıncı eğılımle re "sankı bır mucıze" gıbı görunuyordu Ikı bın yılhk görkemlı bır süreklıhk, ıkı cümlelık bır slogana ındırgenınce, "mucıze" olup çıkıyordu Japonya son vuz, otuz, ya da yuzotuz yılda modernleşmemıştı Italyan mes lektaşım Profesör Maraını'nın gösterdığı gıbı, "Japonya tarıh oncesı çağlardan bu yana hep çağdaş olagelmış bır ulkedır Japon külturu değışmıştır ve değışmektedır Japonya konusunda çoğu gözJemcılen yanıltan sureklılık, töreye bağhlık değil, gelış meye (çağdaşhğa) açıkhk ılkesıdır " (2) Geçmışten geleceğe yönelık Japonlar, yenı kultüru alırken eskısını atmazlar, tıpkı bır ağacın yaş halkası gıbı, yenıyı eskının çevresınde besleyıp geüştırerek yaşatırlar Sureklılığın sırrı buradaydı Kanımca, Japon modeh kalkınmadan alacağımız ılk önemh ders "kendımız" olmaktır Dun>aya sadece açılarak değil de, dunyada olup bıtenlen, Japonlar gıbı bılerek' Dunya belkı Japonya'yı doğru durüst tanımıyor, ama dünyayı nasıl ve nıce tanıdıklan konusunda Japonlardan öğreneceklenmız bu lunduğunu, fazlaca açılıp saçılmadan önce, kendümizi (dunyadakı yenmızı) bıraz daha ıyı tanımamız gerektığını sanıyorum Geçmışını unutmadığı ıçın hay ran olduğumuz Japon ınsanlanrun, geçmışten geleceğe uzanan sureklılık ıçınde, geleceğıne yatınm yapan, atasına olan borcunu kendı çocuğuna ödemeye çalışan kışılık yapısım doğru olarak değerlendırmelıyız Japonya, Batı kulturunu almadığı ıçın değil, özumsediği ıçın kendı ruhunu konıyabılmıştır Batı kulturune karşı en guçlu ve etkıh koruyucu, Doğu kulturu değil yıne Batı kulturudür Bu tarihsel gerçeğı gorebihrsek, yabancı modeller aramamıza gerek kalmayabıhr Gerçekler böy leyse, "Japon ruhu/Batı teknolojısı" sioganı, kültur değışmelerının kaçınılmaz sancılarına karşı bulunmuş "resmı bır uyuşturucu" (tatemae)'dan fazla bır anlam taşımıyor demektır Japonlar ınanmadıklan bu sloganla butün dünyayı yanıltmışlardır Japon kalkınma modehnden yararlanabılmek ıçın Japon olgusunun toplumsal gerçeğıne ınmek gerekır Batı dunyasının ünlu ZTeorisı de, mucızenın açıklamasını, yanı başanmn sırrmı sloganlarda değil ınsan ıhşkılerınde ve Japon ınsammn kışılık yapısında bulmaktadır (3) (1) TINBERGEN J "Tke HkMea Side of progre» ia Japaa ' EkJslics, V 46, No 276 » 149 52 (1979) (2) MARAINI F J a p u , Pıttcrms of Contıauit) (Tokyo 1971) (3) OUCHI, W G Thcocy Z (New York 1982) 16MAYIS 1985 "Japon Kalkınma Modeli" ve Türkiye tlzerîııe. . . Prof. Dr. BOZKURT GÜVENÇ Başbakan özal'ın Japonya zıyaretı öncesınde, Ankara Tıca ret Odası ıle Uluslararası tktısat ve Tıcaret Bankası'nca Ankara' da duzenlenen semınerde, "Japon Kalkınma Modelı"nın Türkıye'ye uygunluğu, uygula nabılırlığı konusunda teblığler, panel tartışmalan, değerlendır meler yapıldı Çağdaş ülkelenn kalkınma yolunda özgün bır yöntem (stratejı) ızledığı varsayılırsa, Japon kalkınmasının yoluyöntemı hangısıydı7 "Japon Mucızesı"nın özgun bır gızıgızemı var mıydı'' Çeşıth ve çelışık göruşler atümıştı ortaya Japonya'nın lı beral bır ekonomı polıtıka ızledığı sayıltısından yola çıkan Türk tarafı, "Dunyaya açık ve serbest bır tıcaret" sonucuna varmaya çalışırken, "Japonya'ya özgu bır kalkınma modeh" fikrme katılmayan Japon konuklar Harakiri'ye dayalı bır ahlak anlayışı yeruıe ekonomık büyüme, toplu kalıte kontrolü, pazara yönelık yönetım (uretım), "Tapon Malı"ndan yuksek kalıtelı "Japon Maü"na ve ılerı teknolojıve geçış vb teknık sorunlar üstunde durmayı tercıh ettıler Anadolu yarımadasının yarısından daha kuçuk bır adalar ülkesınde yaşayan 120 mılyon Japon, toplam alanı bızım Marmara Bölgesı buyukluğundekı dar kıyı şerıtlerı ve \adı tabanları üzertnde, dunyanın uçuncu, kapıtalıst dunyanın ıse ıkıncı bu yük ekonomısı olarak kabul edılıyor Bu başan butun dunyanın hayranlığını kazanmış bır "mucıze" olarak da değerlendırüıyor Japonya dışındakı çoğu gozlemcılerle araşurmacılar, Japonların ortaya attığı "Japon Ruhu/Batı Teknolojısı'" (Wakon Yösai) sioganı ıle uğraşıvor Soylendığınegöre, Japonlar Batımn teknolojısını alırken, kendı ruhlannı, ulusal kımhklerını, Başbakan özal'a göre ananeleriııi, bazı çevrelere göre gelenekgörenek ve torelerinı olduğu gıbı konımayı bılmışlerdı Endust nleşıp gehşmışler, kalkınıp çağdaşlaşmışlar, ama Batılılaşmamışlardı1 Her değışme salt bır gelışme sayılamazdı, ama gelışmek ıçın değışmek zorunlu ıse, Japonlar bu zorunluk koşulunu yerıne getırmeden kalkınmayı nasıl başarmıştı9 Başka bır deyışle, teknolojıyı "teknolojı" olarak sıyınp almak, kultüru, ruhu ve ınsanı olduğu gıbı korumak gerçekten mumkün müydu 1 "Japon Ruhu ve Kultuni" nasıl bır özelhğe sahıptı kı, geçırdığı onca yapısal gelışme ve köklu değışmelere, bölunup çözulmeden, yonılup tukenmeden dayanabılıyordu' Ana sonın buydu Tanhçüere göre, "mucize" bugünun ışı değıldı Yaratıldığı gunlerden berı Japonlar, dışardan hazır aldıkları yabancı külturlen özumseyıp kendılenne maletmışlerdı Çın'den gelen Budıst kulturune, Rönesans sanatına burunmuş Hırıstıyan saldı PJENCERE 5.5 Yıl Sonra.. Gun 31 Ağustos Yıl 1980 12 Eylul'e 12 gun var 0 gunun Başbakanlık Musteşarı Turgut Ozal'ın Hürnyet'te bır açıklaması yayımlanıyor Gerçekte bır musteşar basına açıklama yaparak, hukümet sıyasetıne ılışkın tartışmalara gıremez, ama Turgut Bey ozel bır konumdadır "24 Ocak Kararları"r\\n "mıman"d\r, DPT ıle Malıye elının altındadır 1980 yazında temmuz bankacılığı da yürurluğe gırmış, devaluasyonla bıhıkie yapılan acımasız zamlar, buyük tepkıler yaratmış, ıkiıdardakı "azınlık hükümetı"n\n Meclıs'te duşurüleceğı söylentılen yaygınlaşmaya başlamıştır Tam bu aşamada Özal, Hurrıyet gazetesıne bır açıklama yaparak dıyor kı " Bız ekonomık tedbırlen alırken, planımızı 1 5 yıl ve buna ılaveten dört yıl sürecek bır dönem ıçın yaptık Böyle her gün hükümet düşurüluyor, düşürülecek denen bır ortamda Turkıye'ye ne yabancı sermaye gelır, ne kredı " • 1 Eylül 1980 gunu bu koşede yayımlanan yazıda ıse şu satırlarla olayın altı çızılmış "Turgut Özal'ın bıryöntemı var 10 Ağustos 1970'tekı devalüasyonun mımarı da Özal'dır O zaman devaluasyon oranı yuzde 66 ve doların karşılığı 9 lırayken 15 hra oldu Çok derın bır operasyon 1980 devaluasyonunda dolar resmen 47, serbest pıyasada 57 lıraya satılırken, Turgut Özal bır doları karaborsanın da çok üstünde 70 lıraya çıkardı Neden? Çünku devalüasyonla bırlıkte yapılan zamlarla enflasyon hızınm bırden sıçraması doğald>r Bu olağanüstü artışı (paranın dış değennde dengelemek ıçın) Amenkan Dolan'nın fiyatını normalın çok ustünde saptamak bır kumazlıktır Ne varkı bu kurnazlık, 1970'te Türkıye'yı 12 Mart'a göturmuştü Bu kez bakalım nereye götürecek? Beş buçuk yıllık AP ıktıdanna mı? Yoksa çok başka yönlere mı?" (1 Eylul 1980 Cumhurıyet, Pencere köşesı) • Bu yazının yayımlandığı tarıhten 11 gun sonra "12 Eylül Harekâtı" gerçekleştı O gunden bugüne "24 Ocak modelı" kesıntısız uygulandı, daha başka deyışle "75 + 4 = 5 5 yıllık sureklılık" sağlandı Oldukça uzun sayılabılecek bu surede uygulanan ekonomık modelın sıyasal ve sosyal faturasını halk odedı 24 Ocak Kararlarını tartışmakta artık yarar yoktur Çunkü tartışma bıtmıştır Çok partılı bır açık rejtmde 24 Ocak Kararlan'nın uzun süre uygulanması olanaksızdı, ne var kı yaşayanlar yaşanmış, gerıde kalmıştır, bunca acıya ve ozverıye karşın ulaştığımız yer neresıdır? 5 5 yıl sonra bugun IMFTurkıye'nıntepesındedırve 1985'te enflasyon hızı yuzde 40 dolayında olacaktır Mevduat faız oranlarının yuzde 50'den yukarıda saptanması bu konuda kesın gostergedır Bu yıl ıçın öngorulen zam paketının toplamı trılyonlarla dıle getırılıyor • 24 Ocak Kararları'na "ıstıkrar programı" denıyordu 5 5 yıl sonra bugun sormalı Halkın bunca özverısıne karşın, ekonomık ve sıyasal "ıstıkrar" sağlanabıldı mı? Herkes "mezhebıne, meşrebıne ve mevkııne" gore bu soruya çeşıth yanıtlar verebılır, ama gorunen köy odur kı, Turkıye demokrasıye açılabılırse Özal ın koltuğunu koruması kısa surede olanaksızlaşacaktır Japonya, Batı kulturunu almadığı için değil, özumsediği için kendi ruhunu koruyabilmiştir. Batı kulturune karşı en guçlu ve etkıli koruyucu, Doğu kulturu değil yine Batı kultürüdur. Bu tarihsel gerçeğı gorebihrsek yabancı modeller aramamıza gerek kalmayabıhr. nsına, Batılı buvuklerın sömurgeleştırme çabasına, Ikıncı Savaş'ın ağır yenılgısıne aynı yöntemle dırenmışlerdı Gerçı "Asya Asyalılanndır" pohtıkasıyla ve savaş yoluvla Asya'ya egemen olamamışlardı, ama tek nolojı devnmının öncu ulkesı olarak çağdaş dunyada söz sahı bı konuma gelmışlerdı Başarılı Japon gırışımcılığı, gelışme yolundakı ülkelenn hayranlığını kazanırken, Ikıncı Boğaz Kopnısu Ihalesınde de gonılduğu gı bı Batılı ülkelenn acı eleştınsıne konu oluyordu Bıze, "lıberal bır pazar" gınşımcılığı olarak tamtılan Japon ekonomı polıtıkası, ılen Batı ulkelennde, "Japon Şırketı" (Japan Incorporated) olarak eleştınye uğruyor/du Ja pon ekonomı polıtıkası,1 lıberal değil, "mudahalecı " ve "Japoncu" olarak göruluyordu ABD ıle Avnıpa Ortak Pazan, ıktıdardakı LıberalDemokratık Partı'nın hıç de lıberal olmayan "korumacı" dışalım polıtıkasından yakınıyorlardı Bu konudakı çelışık göruşlenn nesnel bır özetını yapan kalkınma plancısı Prof Tınbergen, Japon geLşmesmm ekonomı polıtıkasını şoyle temellendınyor 1 Insangucü ve kunımlar yeterlı, 2 Sınırlı kaynaklar akıllıca kullanıüyor, 3 Kamu denetımı etkıh bıçımde uygulanıyor, 4Endüstnyel teknolojık gelışme de "kültür boşluğu"na düşmemışler, 5 Batı kökenlı "yaban cılaşma" hastalığına tutulmamışlar, 6 Batıyı lyı anlayıp doğ OKTff AKBAL EVET/HAYIR Kuzeyde Geçen Gençlik... "Bır toz bulutu uşüştu alnıma Yosunlar kcyulaştı gunlerımın taşında Düşler endı duş ıçınde Geçen gençlığımdır kuzey şehırlerınde " Gençlik de geçtı, ortayaşlılık da1 Kuzeyde bır karlı, karanlık ulkede geçtı hepsı " Mutiuluk dedığın ne9 Kar yağıyor şımdı Geçmış zaman şıırlerımın estetığı uzenne Tuzdan yürek yanan avuç, solan vatan goğu Tutuyor ozlemın ıslı lambasında" dıye yazmış daha ılk gunlerde Isveç'ın Stockholm kentınde, Alvsjo semtınde bır Lütfu Ozkök Bır Turk şaırı, aydını 1940'ların genç kuşakşaırlerının yazariannın ayrılmaz arkadaşı Pasaj bırahanelennın, Edebıyat Fakultesı kantınının, Suna, Haylayf pastanelerının müşterısı Bırsel'ın, Ongerın, Saıt Faık'ın Naım Tıralı'nın, Cahıt Irgat1 ın, Hançertıoğlu'nun, Sabahattın Kudret'ın, daha kımlerın kımlerın yakın arkadaşı Bır gıttı Parıs'e, yıl 1950 mıydı, daha oncesı mıydı gıdış o gıdış1 Oradan Stockholm e Otuz beş yıl mı otdu"7 Gençlik gıttı gıder Ozlemler duşler umutlar, beklentıler, hepsı Arada bır gelır Istanbul'a Arada bır yanı tumüyle ıkı kez bız gıderız, Tıralı, Bırsel.ben Ben bır kez 1975 te gıttım, bır de 1978de Ikısınde de ağustostu Işıl ışıl, sıcak bır yerdı Stockholm Nerde karanlık, nerde soğuk nerde o kasvetlı geceler? Hıçbırı yoktu yaz günlennde Ama geçer gıdermış yaz, ılkyaz, sonyaz Kış bastırmadan çökermış o bezgınlık veren karanlık O günlerde evden çıkmaz Özkök Atölyesıne kapanır, çektığı fotoğraflarla uğraşır, şıırler yazar, çevırıler yapar, Anne Mane ıle otuz beş yıllık bırlıktelığın mutluluğunu paylaşır Bugünlerde Stockholm'de yenı bır sergısı açıldı Isveç'tekı Fransız Enstıtusu nde Yazar portrelerını sergılıyor Yalnız Isveçlı yazarlar, şaırler mı 9 Yoksa tüm dunya şaırlerı, yazarları mı' Bu arada bız Türkler de var mıyız, bılmem Bır de Rene Char ustune çevırdığı kısa metrajlı belgesel fılm gosterılecek Ben bu fılmı daha once gormüştum, Char'ın kı Fransa'nın yaşayan en buyuk şaırıdır, onümuzdekı yıllarda Nobel'ın en güçlü adaylanndan bırıdır Ozkok'e yazdığı bır de mektup var Char dıyor kı "Benım uzennde en çok durduğum, fotoğrafçı olarak gerçekJeştırdığın yaprtlardır, hepsınden çok da portrelerın Bır de Isveç'ten Provence a kadar uzanan şıırlerın Çok zamandır onların beklentısı ıçındeyım ' Ozkok, arada bır Provence'a IsledeSorguea, Rene Char'ın çıftlığıne gıder, orada bır sure kalır Char'ın yakın dostudur Ozkok Ikı sanatçı arasında boyle bır dostluğun nasıl, neden kurulduğu bılınmez Belkı Char şaır duyarlığı ıle Ozkok un ıçındekı sanatçıyı bızlerden daha lyı anlamıştır Evet, 8 mayısta Ozkok'un 'Yazar ve Şaır Portrelerı' sergısı Stockholm'de açıldı Daha once de yazmıştım, Ozkok'un 'Şaır ve Yazar Portrelerı' sergısı neden Turkıye'de açılmaz dıye Hemen hemen bütün Turk ve dünya yazariannın pek çok portresını çektı Ozkok Olmuş olanlar, yaşamakta olanlar Nazım'dan Saıt Faık'e, Dağlarcadan genç şaırlere kadar Kültur Bakanlığımız gerçekten kulture, sanata açık bır Bakanlık olsa otuz beş yıldır yurt dışında Turk sanatını, yazınını gönullu olarak tanıtma savaşı veren, bu arada dunya olçusunde bır fotoğraf sanatçısı olarak ün kazanan Lutfu Ozkok u anayurduna çağırır, Istanbul ve Ankara'da bır sergıde yapıtlarını Turk aydın kamuoyuna sunmasına olanak sağlar Nerede o Bakanlık o Bakan? Bay Taşçıoğlu'ndan ' depolara kapattırdığınız kıtapların ve yazarların adlarını verır mısınız9" dıye soruyoruz, aylardır yanıt vermıyor' Bcyle bır Bakanlıktan olumlu bır davranış beklenır mı? Bay Taşçıoğlu, varsın Araplara yer hazırlayadursun, böylece Turk kulturune yararlı olduğunu sansın' Lutfu Ozkok'un bır şıır kıtabı var "Içımızdekı Sıla ' Arasanız da bulamazsınız, çok az sayıda basıldı ve tukendı Bana da bır şıır ıthaf etmış Onda kendı serüvenını anlatıyor 'BırBaltık yelınde unutmuş saçlarını Şapkası bır Isvec kanalında yuzmekte Sararan mevsımler ustünden bır el • Kayan bır yıldızın yeiesını okşamakta" Bır de Saıt Faık'ı anlatan şıırı var Saıt'ın ölümunun otuz bırıncı yılında bu kısa şıırı de okurlarıma sunmak ısterım "Balık gozlü derbeder Pupayelken ınsancıl • Uykulan bolen ofke • Esnk hava fışeğı Gokyuzu bu değın mı dar'' Çıktın samanyollanna " TEŞEKKÜR BANK MELLAT (İran Bankası) ANKARA ŞUBESİ Derhal yapılması gereken amelıyatıraı başan ıle gerçekleşürcrek kendı alanında güvenıhr olduğunu bır kez daha kanıtlayan Cerrahpaşa Tıp Fakültesı Kadın Doğum Ana Bılıtn Dalı öjretım üyesı ERDOĞAN ERTÜNGEALP'e rahatsızlığım sırasında, her zaman olduğu gıbı maddı ve manevı Ugısıyle desteğıyle bana güç veren değerlı büyüğüm kadırşınas, zor günlenmızde hep yanımızda olan ıyı ınsan Doç.Dr. Sayın Sayın İBRAHİM BODUR'a 15 MAYIS 1985 TARİHİNDEN İTİ İTİBAREN HER TÜRLÜ BANKACILIK İŞLEMLERİNİZİ YAPMAK ÜZERE HİZMETİNİZE GİRMİŞTİR amelıyat ekıbı Operatör Dr Sayın SERPİL SANER, Anestezıst Dr Sayın BİLGE AYDOĞAN, Operatör Dr Sayın CEMİL DİREN'e, Pakıze Tarzı Klınığı ılgılı personelıne, çıçek, telgraf, telefon yanında, bızzat gelerek geçmış olsun dıleklenyle benı sevındıren, gece gundüz yanımdan aynlmayan tum dostlanma ve analann anası anacığıma ıçten teşekkur ederım SAFA ÇIRACI ERCIŞLİ EMRAH KÜLTUR VE SANAT FESTÎVALİ KARİKATÜR YARIŞMASI Dost ve Müşterilerimize Saygılarımızla Duyururuz. AdresrZiya Gökalp Bulvarı No.6 Kızılay Tel: 31 99 40.31 99 41.31 99 42 Telex: 46 915 Bmel Tr. ZEYNEP GEVEN (MEKİN) ıle gazetecı Konu Tanhı eserlenn ınsanlarca korunması Koşullar 1 Yanşmaya en az ıkı kankatürle kaulmak gerekmektedır 2 Kankatürler en fazla 30x40 boyutlannda kâğıda çını raürekkebı ıle çızılmelıdır 3 Kankatürler en geç 31 5 1985 tanhıne kadar "ERCİŞ KAYMAKAMLIĞI ErcışVAN" adresıne postalanmış olmalıdır öduUer Bırıncı ye 100 000 TL İkmcıye 75 000 TL Üçüncüye 50 000 TL Aynca 5 adet 15'er bm Iıralık mansıyon DUYURU 4 5 1985 gunu yapılan olağanustu Genel Kurul toplantısında, sendıka anatuzuğunun genel kurul toplantı ve karar nısabı ıle seçımlerde uyulacak esaslar hakkındakı 23 ve 24 maddelerı tadıl edılmış ve ayrıca tuzuk tashıhıne ılışkın 50 madde ıptal edılerek tuzuk metnınden çıkarılmıştır Sayın uvelerımıze duyurulur INTES TURKIYE tNŞAAT VE TESISAT MUTEAHHITLERI İŞVEREN SENDIKAS1 TEŞEKKÜR Sevgılı oğlumuz FERHATm doğumunda ve doğum öncesınde yardımlanm, sevgılenm esırgemeyen Zeynep Kâmıl Hastanesı Doğum Servısı şeflennden Sayın Opt Dr AHMET GEVEN e\lendıler Kutlar, mutluluklar dılerız 15.5.1985 BEYOGLU CUMHURIYET SPOR SERVISI TEŞEKKÜR Oğlumuz EMEL OSMANBAŞOĞLU'na oğlumuzun doğumunu gerçekleştıren Sayın Dr ve yardımcısı ebe EMtNE TUMER ıle yardımlarını ve ılgılerını esırgemeyen tüm Doğum Servısı personelıne teşekkurlenmızı sunarız. AYDAN REHA OZ KADIKÖY 2. ŞULH HUKUK HÂKİMLİGİNDEN 982 3 Vasıyetname Sıvas, Merkez, Sularbaşı Mah cılt 031/04, sayfa 30, kuıük 225'te nüfusa kayıtlı bulunan müteveffa Ahmet Zekı oğlu Nafıa'dan 1318 yılında doğma müteveffa Hasan Huseyın Kaya tarafından tanzım edılen el yazması 11 4 1981 tanhlı vasıyetname gereğınce M K 538'ıncı madde gereğınce musaleyh Faruk Toksu'ye mırasçıbk belgesı venl mesıne karar venlmış olup, ışbu ılanı müteakıp ıtırazlan varsa bıl dirmelen, aksı takdırde suresı bıtımınde tenfizıne karar verılecegı teblıgat yerıne kaım olmak uzere adreslen lespıt edüemeyen mıras çılar Nevazış kaya, Sevım Özaydın, Nılgun Kaya ve Şahın Şahen de'ye ılanen teblığ olunur Basın 6274 İLAN SAİM TUNGA'nın Olumu dolayısıyla uzuntulerımıze katılan dost ve akrabalarımıza teşekkur ederız SÜREYYA ÇALIŞKAN ıle HASAN TÜGEN evlendıler Mutluluklar dılerız 15.5.1985 Beledıje Evlendırme Dairesı KOCASİNAN CUMHURtYET VE ÇAĞDAŞ ÇALIŞANLARI BETÜL KUYUCU'ya TURKÂN TUNGA Dr. NİYAZİ TUNGA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle