17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 NtSAN 1985 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURÎYET/5 Y4YIN DÜNYASEVDA SANAT EDEBIYAT HAYVANLAR ISMAIL ^argılamaya varan bîr "anı" kitabı Sabahattin Âli Olayının Gerçeği / Reşit M. Ertüzün / 175 sayfa / Gür Yayınlan. ATtLLA ÖZKIRIMU ~ önce tanıtalım: Reşit M. Ertüzün, Sabahattin Ali'nin dayısının oğlu. Akrabahk dolayısıyla Sabahattin Ali'yle ilişkileri olmuş. Ama kendi deyişiyle, "Neredeyse Sabahattin'e uzaktan merhaba diyenlerin ardına düşüIttp kendilerinden mülakat istenilirken" onu hatırlayan kimse çıkmam\ş. Raslantı sonucu Sabahattin Ali'nin onlara gönderdiği şiirleri bulmuş bir gün. Bu şiirlerin fotokopilerini yayımlamayı düşünmüş önce. Bir arkadaşının aracıhğıyla tamştığı Mustafa Ekraekçi, şiirlerin arasına Sabahattin Ali'yle ilgili anılarının da eklenmesini önermiş. Hatta Ertüzün'ün arularını teyp yoluyla "kâgıda aktarmak zahmetini bile üstlenmek" istemiş. Reşit M. Ertüzün ise onu bu "külfetten kurt a n n a k " için oturup anılarını kendisi ya2mış. Ertüzün'ün amacı, tanıdığı Sabahattin Ali'yi anlatmak değil; aynı düşünceleri paylaşmadıgı, kendi kafasındaki Sabahattin Ali'yi anlatmak. Bu da onu, Sabahattin Ali'yi yargılamaya götürüyor. Dar akrabahk çerçevesi Kitabı okunduğunda, Reşit M. Ertüzün'ün Sabahattin Ali'ye ilişkin anılarının akrabalık çerçevesini pek aşmadığı görülüyor. Üsteliİc bu akrabalık ilişkilerinin pek parlak olmadığı da. Yozgat Merkez Cumhuriyet İlkokulu'nda görev alan Sabahattin Ali. 192728 öğretim yılını Ertttzünler'de geçiriyor. Bir de hapisten cıktığında yeniden işe girebilmek için geldiği Ankara'da, Ertüzünler Ankara'dan aynlıncaya kadar (1933 Kasımından 1934 Eylülüne) onlarda kalıyor. 1935'ten sonra Reşit M. Ertüzün'le Sabahattin Ali'nin ilişkisinin iyice soğuduğu, sıradanlaştığı, yine Ertüzün'ün anlatımından anlaşılıyor. Gerçi ayn kentlerde oturuyorlar artık, ama Ertüzün Ankara'da bulunduğu sırada (sözgelimi 1936 Eylül Aralık) onlara gittiğini ya da Sabahattin Ali'ye yolda raslandığını anırnsamadığını söylüyor. Hatta birkaç ay aynı apartmanda oturuyorlar (Karanfil Sok. Adalar Apt.) Sabahattin Ali Ailesi en üst katta, Ertüzün de gi riş katında bir odada. Şunları yazıyor Ertüzün: "Aynı apartmanda oturduğumuz aylarda Sabahattin'le daha sık karşdaşıp göhişmüş olmamız gerekir. Filiz, hep o apartmandaki beş altı yaşındaki koca gözlü, şirin, küçük kız oiarak gözümün önüne geliyor da, benim için çok hareketli geçen o iki aylık komşuluğum sırasında Sabahattin ve yengemle Ugili pek bir şey anımsamıyoram." (S.88) alıntılar, kenti amlannüan daha çok yer tutuyor kitabında. (Hatta birçok olayı sonradan o kitaplardan öğrendiğini söylüyor.) Varsayımlannda, yorumlannda da başkalannın anılarına dayanıyor. Bu tavnm, Sabahattin Ali'nin hapishaneden onlara (yengesine ve Ertüzün'e) gönderdiği şiirleri aktanrken de sürdürüyor. Çünkü Ertüzün'ün amacı, anılarını, dolayısıyla tanıdığı Sabahattin Ali'yi anlatmak değil, aynı düşünceleri paylaşmadıgı (s.90 ve sonrası), kişilik oiarak kendisinin tam karşıtı (s.lS), kendi kafasındaki Sabahattin Ali'yi anlatmak. Bu ise onu Sabahattin Ali'yi yargılamaya götürüyor. Varsayımlara dayah bir gerçek arayışına... Sonuçta, yeni, aydınlatıcı bilgiler getirdiği savlanan, ama getirmeyen; anı, inceleme karması, öznel, tek yanlı bir kitap çıkıyor ortaya. Sabahattin Ali'yi sevmiyor Ertüzün. Duygularına yeniİiyor. Asıl y a n h ^ s u n u l u ş t a Ama bence asıl yanlış kitabın sunuluş biçiminden kaynaklanıyor. Kitabın yayımlanmasına aracı olan İlhami Soysal'ın önsözünden... Reşit M. Ertüzün'ün kitabını bir olay kitap niteliğine dönüştürme çabasmdan... Yanhş daha kitabın^adından başlıyor: "Sabahattin Âli Olayının Gerçeği." Ticari, sansasyonel bir başlık. Olayın o'su büyük ve de kırmızı. (Burada, kitabın kapağında Sabahattin Ali'nin adını Âli biçiminde, yani onun hiç sevmediği bir biçimde, a'yı uzatarak yazmanın yanlışlığından söz etmiyorum.) Ardından İlhami Soysal'ın önsözüyle okur, Sabahattin Ali'nin öldürülüşünün iç yüzünun açıklandığı bir kitapla karşı karşıya olduğuna inandırılıyor. Bununla da yetinmiyor Soysal. Kendi nitelemesiyle yeni bilgiler getiren bu dosyayı bütünlemek için "Yalçın Küçük, Kemal Sülker ve Aziz Nesin'in Sabahattin Ali konusunda daha onceden yayımlanmış birer yazısını" ekliyor kitabın sonuna (toplam 61 sayfa). Böylece Sabahattin Ali'nin öldürülmesi olayını o günlerin gazete haberlerinden aktaran ve "ne yazık ki" (s.101) o gazeteleri saklamadığı için aklında kalan bilgilerle yetinen Ertüzün'ün gerçeği, o yazılardaki gerçeğe bağlanıyor. Daha doğrusu "Sabahattin Ali Olayının Gerçeği" kitabın ekindeki gerçek oluyor. Amacım burada bu gerçeği tanışmak değil. Ne yeri, ne zamanı çünkü. Yanlış da buradan kaynaklanıyor işte. Bütün yönleriyle tartışılamamış (Temmuz Ağustos 1980'de Edebiyat Cephesi dergisinin söz konusu yazılarla başlattığı tartışma, başka yazılar da yayımlanmış, hatta bir iki yazı yayımlanmayı beklerken, derginin kendiliğinden kapanmasıyla yanda kalmıştı.) tartışılamayacak bir konuyu gündeme getirmek ve bunu gerçeğin ta kendisiymiş gibi sunmak... wKEV1 KEVIE DLTVI DU1VIA ımm: \K Alıntılar anılardan fazla Aslında Reşit M. Ertüzün'ün anımsayabildiği şeyler de, 92 sayfalık anılarında pek bir yer tutmuyor. Sözgelimi, Sabahattin Ali'yle Ugili yayınlardan yaptığı Bilge Karasu'nun şiirli söylemi Gece / Bilge Karasu'nun romanı / 232 sayfa / 'letişim Yayınlan. AKŞİT GÖKTÜRK Bilge Karasu'nun ilk öykü kitabı "Troya'da Ölüm Vardı"dan (1963) bu yana yayımladığı bütün yapıtlanndaki yazarhk serüveni, yeni çıkan romanı "Gec«"nin başında yer alan bir Hegel tümcesinde yansıyor sanki. "Kendini kuran bireyliğin devinimi.. gercek dünyanın oluşumudur." Kendine bir özdeşlik kurma cabasındaki çağdaş bireyin, yaşam ile dünyayı bu süreçte yorumlaması "Gece"nin de ana izleği. Ancak bu saptama, romanın anlamını ayağımıza getiriveren bir kolaylık olmaktan çok uzak. Kimdir söz konusu birey? Yazar mı, anlatıcılar mı, okur mu? Hangi nesnel öykü, hangi olaylar, durumlar, hangi nedensellik zinciriyle sunuluyor bize "Gece"de? Çizgisel bir okuma edimiyle yanıtlamak güç bunları. nü, bir kurmaca. Karasu'nun metnindeki deyimiyle bir yapıntı olamaz mı? Yaşamı algılayışımızdaki bireysel, toplumsal görecelikler de neden bir anlatımın konusu olmasın? Çoğunlukla alışkanhklanmızı, kalıplaşmış kavrayış biçimimizi ileten dil, neden deneysel dünyayla ilgili bilgilerimiz ötesinde, düşselin, kurmacanm sınırlannda da akmasın? Samuel Beckett, Proust üstüne bir yazısında alışılmış gündelik gerçek ya da doğru dediğimiz şeyin sonsuz göreceliğine değimrken, "Alışkanlık, köpeği kendi kusmuğu başına zincirleyen köstektir" diyordu. Oysa yaşamın anlamı, dilin daha bulgulanmamış tükenmez olanakları, yerleşik algılarımızın ötesinde de akıyor. Bilge Karasu'nun "Gece"si, gün ışığı gibi apaçık ya da öyle sandığımız bilgilerimizin mantığı ötesinde bir üst dille, değişik bilinç katlannda, bu tur anlamını deşmeye yöneliyor yaşarrun. " G e c e " yerleşik algı düzeneklerimize aykın yaşantıların, gozlemlerin, dil kullanımımn.anlatının, anlatıcraın romanı oiarak anlam kazanıyor: Hem yazın metninin, hem de biz okurlann kendi kurmacası oiarak. Korkunun, benimsenmiş bir kaçınılmaz ölümün imgeleriyle, bilinç ile bilinç dışının sınırlarındaki bir söylem karşısında buluyoruz kendimizi. PIKMK riYALK M ELINDEKl KIT&BI GOSTEKEKEK, SuNA SU ÜTAPTAN BlE 8OLÛM OüStâGSĞIM DEDİ., Yeni bir arayışın eşiginde Bireyin özdeşlik arayışı, değişik anlatı anlatıcı odaklarından, boyuna dalgalanan bir yanılsamalar yansımalar ortamında sunulurken, "Aynada tanıyamadığım ben. Binlerce parça.. Artık ben de olmayan yüz binlerce parça," sözceleri romanın sonlarında yeni bir arayışın eşiğinde bırakıyor bizi, dili, söylemin kendisini. Bilincin gizemli, karanlık, büyülü gecesine dalışımızda gerekli okuma yordamını, metindeki son dipnotlarından biri sağlıyor: "Düzensiz (daha doğrusu insan kafasınca bir düzenin dışında kalan) bir dünyaya, düzen getirmekte, bir düzen getirilmiş gibi aldattcı bir duygu yaratmakta. yazıyı bir araç (>a da aracı) diye göstermekten vazgeçmemiz gerekiyor galiba..) Yazın yapıtlarmın, sanki başka bir şey olabilirlermiş gibi "bir dil üriinü" diye üstünkörü övüldükleri şu ortamda, titiz, özenli, tutumlu, işlevi satır satır düşünülmüş şiirli bir söylem kuruyor "Gece"de Bilge Karasu. fflZLI GAZETECI GEÇİVOR.. ı'NâuN AZCIK LTBNIR BE. BU 5ÛSTTE/ DAML4RBV/ PENCE • REPEN EVİME \EI:I»:T SE\ SEN &NA BEN 6ECELERİ GORURSEN GELE8/UR5/N" OEMEDİN AAİYPİ «?.. 3'ü O N E M J Oİ1L, PAMTOLOMUM <İRL(VDİ PİUNIN ÜSTİİMB OTURDUH.. Gerçeğin sonsıız göreceügi Gündelik alışkanlıklar çerçevesinde nesnel dediğimiz, şöyle ya da böyle nitelediğimiz, şu ya da bu nedenlere bağladığımız her şey, yaşamı algılayışımızın bütü BUNDAM 50MRA UZA/U Iİ£İLJ «AYŞOLOÜM'?. "BİR WÛTWJJ(< ARA VEC/yO«J/M" DİYB TÜYPÛN İKİ ÛY OLgU... MB BİÇJAfl 'BİR UOFTA" 3U Yayın Raporu KARDEŞ MEKTUPLARI Bedri Rahmi Eyuboglu / 368 Sayfa / Bilgi Yayınevi Yeğeni Mehmet Hamdi Eyüboglu. Bedri Rahmi'nin Bütün Eserleri"nin ikinci cildini oluşturan "Kardeş Mektupları'nı yayına hazırlamış. Kitap, Bedri Rahmi'yle ağabeyi Sabahattin Eyüboğlu arasında gidip gelen mekuıplar dışında, babaları Rahmi Bey ve anneleri Lütfiye Hanım'la yazışmalarına da yer veriyor. 1927 yılının 17 mart tarihini taşıyan ve Bedri Rahmi'nin Trabzon'dan ağabeyine yazdığı mektup kitabm da ilk metnini oluşturuyor. Kitapta Sabahattin Eyübogiu'nun Fransa'dan ve İngiltere'den, daha sonra da Bedri Rahmi'nin Fransa'dan ailesine ve birbirlerine yazdığı mektuplar yer alıyor. Arada dost mektuplarına da yer veren kitap 1961 yılına kadar geliyor. BARBARLARI BEKLERKEN Yazan: J.M. CoeUee/ Çeviren: Beril Eyüboğlu / 188 Sayfa / Adam Yayıncılık Güney Afrika'nın kendine özgü sorunları, ilk kez Alan Paton'un ünlü romanı "Agla Sevgili Memleketim" romanıyla Türk okuruna ulaşmıştı. Paton'u ızleyen bir başka büyük Güney Afrikalı yazar, Doris Lessing, ülkesinin edebiyatını dünyaya sevdirdi, özellikle kara derili yurttaşlarının, amansız bir ırk ayrımının hüküm sürdüğü ülkesinin sorunlarını duyurdu. Bir başka çağdaş Güney Afrikalı yazar da, 44 yaşındaki J . M . Coetzee. Ülkesinin en önernli edebiyat ödülü olan CNA'yı iki kere kazanan Coetzee, 1980 yılında yayımlanan üçüncü romanı "Barbarlan Beklerken'le kendini Türk okuruna sevdirecek. bu son yapıtının, önceki romanlarından çok farkh olduğunu ve tipik bir "Marguerite Duras kitabı" sayılamayacağını belirtelim. PİCASSO Yazan: \Vilfried Wiegand/ Türkçesi: Canan Dövenler / 173 Sayfa / Alan Yayıncılık Alan Yayıncılık'ın "Yaşam İncelemeleri Dizisi"nde yayımlanan altıncı kibatı, VVilfried Wiegand'in yazdığı Picasso'nun yaşamöyküsü. Ünlü ressamın çeşitli dönemlerinde yaptığı resimlerle bezenen kitabın sonuna, Picasso'nun, birinci hamur kâğıda basıh sekiz ünlü tablosu ve uzun bir kronoloji bölümü eklenmiş. düğü gibi, yazarın bu romanında da kahraman Çingene kökenli bir yetim çocuk. Rüzgârı ve denizi kardeş bilen Chicao büyür, yaşadığı kıyıların en güçlü erkeği ve güzel Joaninha'mn sevgilisi olur. Zeyyat Selimoğlu'nun dilimize çevirdiği "Kardeşim Rüzgâr, Kardeşim Deniz", Yasconcelos'a özgü şiirli dili, sevgi ve özlem dolu içeriğiyle beğenilecektir kuşkusuz. GÜNLERİN TORTUSU Tomris L'yar'm gündökümleri / 171 Sayfa / Ada Yayınlan Tomris Uyar, "Bir Lyumsuzun Notlan" ikinci başhğıyla yayımladığı son kitabında 198084 yılları arasında kâğıda geçirdiği "gündökümleri" nden bir seçme yapmış. "Bu geçmek bilmeyen dört yıl boyunca yazmaktan nedense usanmadıgım bir bu kadar yazı ile yazıya dökemedigim bir o kadar düşünce. 'gündökümü' kapsamına girmediği için kitaba alınmamıştır," cümlesiyle de bunu açıkhyor. Ve "Gunlere Girerken" başhğıyla kitapta nelere rastlanabileceği şöyle veriyor: "...terörün evlerimizin içine sızdığı yıllardan bugünlere, külturümuzün çiğköfte ve arabeskte düğümlendiği gunlere biriken tortuyu kapsıyor." YENİ BİR DEFTERŞÜRLER MEÇHLL BİR AŞK Refık Durbaş'ın şiirleri • 64 say' fa / Yeni Türkü Yayınlan Durbaş'ın son kitabında 22 şiir, Asım İşler'in resimlediği bu kitapta "Tut Elimden Ölüm" şiirini okuyahm: "Sabah beni uyandırma/uyusun ve uyanmasın dünya uyusun/ kalbim/ve/yalnızlıgım/uyku da uyusun uykusuzluktan da/... Hayat ölesiye nefret ediyonım/ ölesiye çılgınca seviyorum seni/ ölüm/ yalnız sen tut ellerimi/...Sevda delisi/ Ses/sesin/sesim/diner rüzgâr susar yağmur açar gökyüzü/sesim sesine kavuşur ...Bekle geliyorum/Sevdam şiirlerle dal dal kalbim çiçek çiçek ba>ım daglara dayalı/ seviyorum/ gitme kal/gitme kal ölüm/ seviyorum hayatı ve anlamını/... Geldim kucakladım anılarını." PESIÜM BİRlKT >COWU C l l t E M . . . AJASİL OL5A UZAYDA U'lküYELERINIÎ ÇİZPİM CÜAALE KÛDINSI2 » R UZAY ÇOK E TARIHTE Bl GUN mnnz ARIKA\ : 4 Nisan M.LUTHER K/NG'S SUİKAST!. 8U6ÜN,ÜNLÜ AM&ZİKALt Z£NCİ ÜOeg. VE İNSAN HAKJAKJ SAVUUUCUSU MAZrtN U1TH&İ K1N6 ÖLÖÛRÛLOÜ. 13SS'T£N 8A^UYAeAK,AMeftiKA'NlN GÛNEY eyAL£n£8İNOE)£İ ZENCÎBsrAZ 6ÇİTSİZLİADAMI,BİHÇac K£Z TunJKLANMtÇn.ŞİDDGTE HİÇ BAÇVURMAYAN VB YALAJ/Z PA£/£ PİgSfiJfŞ YÖHTEU L£RİrL£ EYLEM yAPAN KIN6,SfYAHLAIÜN OA gu~. YÜK O££7EĞİn.E &AÇAR/LI SONUÇLAZ ALMlÇTt. 19M 'TE NOBEL BAK/Ş ÖDÜUÜ VeHİLPİĞÎNPE HENÜZ SS YAÇINOAYOI, 4 YIL &0NRA,MEMPHIS'TE,9İR AÇIKH4VA TDPLANTtS/NDıA AÇ1UVJ ATEfLE,SAMe£ EAKL RAY(BEYAZ) TKRAF/NDAN ÖLDÜfHJLOÜ.KATİL VAKMMJABAK YARGlLANA. CAK VE 99 YIL HAP/S CEZASJNA ÇAKPnglLACAKT7IS.. SEVGİLİ Yazan: Marguerite Duras/ Türkçesi: Özdemir tnce / 107 Sayfa / Can Yayınlan 1984 YÜında Fransa'mn en büyük roman ödülü olan Goncourt'u, kadın yazar Marguerite Duras "Sevgili'" adlı romanıyla aldı. Yetmişlik Duras'nın büyük satış rakamlanna erişen bu kitabı ülkesinde fırtınalar kopardı. Yazannın gençliğinde yaşadığı bir serüvenden kaynaklandığı öne sürüldü. Kitap, Vietnam'ın Fransız sömürgesi olduğu yıllarda, nehirde gemiyle yolculuk eden 15 yaşıadaki beyaz bir kızla 30 yaşındaki zengin bir Çinlinin ilişkisini anlatıyor. Bu aynı zamanda genç kızın cinsel aşkı da keşfetmesı oluyor. Ülkemizde pek bilinmeyen, romanları kadar senaryoları ve filmleriyle de ünlü Marguerite Duras'yı tanımak için iyi bir fırsat. Ancak KARDEŞİM RÜZGÂR, KARDEŞİM DENİZ Yazan: J . Mauro de Vasconcelos / 178 Sayfa / Can Yayınlan Ülkemizde "Şeker Portakalı", "Güneşi Uyandıralım", "Ka>ıgım R o s i n h a " ve " Y a b a n Muzu" adlı romanlarıyla ünlenen Brezilyalı yazar Vasconcelos, yeni kitabıyla Türk okurunun karşısında. Çoğu kezgörül 50 YIL ONCE Cumhuriyet Inşaat azaldı Şehir dahilinde apartıman inşaatı son günlerde eskisine nazaran bir hayli durmuştur. Buna sebeb bina kıymetlerinin son seneler zarfmda oldukça düşmüş bulunmastdır. Belediyenin yeni plânın tatbikına kadar inşaata musaade etmiyeceği hakkında çıkan haberler asılsızdır. İnşaata şehir plânt mâni 4 Nisan 1935 satıaların sabahlan saat 8 den evvel bağırmalan menedilmişü. Bir müddeı evvel Belediyenin Bey oğlu mıntakasının yaptırdığı leftişlerde birçok satıcıiar bağırırken yakalanmışıı. Belediye konırolları Isıanbul mıntakalarında da ziyadeleştirilmiştir. Evvelkı gün Fatıh ve Aksaray taraflarında bu pek erkenden halkı rahatsız eden birçok 1935im satıcılar yakalanarak haklarmda takibat yapılmıştır. otmıyacaktır. Yalnız yeni inşaat için evvelce hazırlanmış olan yoliar ve yapı kanununa ufak bir ilâve yapılmıştır. Bu ilâveye göre apartıman ve bina yükseklikleri on beş meıroyu geçmiyecektir. Bugün verilecek konferans Bugün saat 18 de Halkevi konferans saionunda tzmir saylavı Mahmud Esad Bozkurı larafından Tıbbiyeliler ve Türk inkılâbı mevzulu bir konferans veriiecekıir. JSara atan satıcılar! Gürültü ile mücadele talimatnamesine göre CUMHURİYET KİTAP KLLÜBÜNDEN HABERLER Bursa Kitap Şenliği sürüyor AYEN EN ÇOK SATAN KİTAPLARI 3.3.19853.4.1985 Kod: 074.009 021.104 021.135 021.109 021.103 002.215 021.136 002.163 029.001 022.035 Kitabın Adı: Öküz Başkan Ben de Çocuktum Şah Mat Yazar/Çevirmen: Aziz .YenVı Aziz Nesin R. Danielson / Ü. Livaneli Homeros/C.Üster tlyada Alçacıktan Kar Yağar Erdal Öz En Güzel Okul Şarkıları M.Sun/İ.Sun Gülibik Çetin Öner Şimdiki Çocuklar Harika Aziz Nesin Filistin 'de Bir Çocuk A. Dilipak Şekerden Bebek Tomris Uyar f^umhuriyet Kitap Kulübü, lzSıra: r, Ankara ve Istanbul'dan 1 sonra Anadolu'nun ilk büyük 2 kitap şenliğini Bursa Devlet Gü3 zelSanatlar Galerisi'nde açtı 9 nisan sah gününe kadar sürecek olan 4 1. Bursa Kitap Şenliği'nde 170 ya5 yınevinin 6000 çeşit kitabı, kitap 6 okurlarına sunuluyor. Aynca, 7 üye kayıt yenilemeleri ve yeni 8 üye kabuUerinin de yapıldığı şenlikte, okurlara ve üyelere indi9 rimli satışlar yapıhyor. 10 İSTANBUL BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIGINDAN Belediyemiz hizmetleri için iç veya dış piyasadan, 1 75 Adet muhtelif kapasitede yol silindiri. 2 45 Adet seyyar hava kompresörü. 3 59 Adet transmikser. 4 4 Adet asfalt tesisi. satın alınacaktır. Bu işle ilgili şartnameler Makina Elektrik ve Sanayi İşleri Müdürlüğunden temin edilebilir. Konularla ilgili firmalar tekliflerini 24.4.1985 gunü ve saat 1730'a kadar aynı müdürluğe vereceklerdir. Basın: 14324 İSTANBUL BELEDİYE KONSERVATUVARINA SANATÇI ÖĞRETİM ELEMANI ALINACAKTIR İstanbul Belediye Konservatuvan müzik ve sahne sanatları bölumlerine sınavla sanatçı öğretim elemanı ve lütiye alınacaktır. Değerlendirnıe 29 ve 30 nisan tarihlerinde yapılacağından, ilgililerin en geç 24 Nısan 1985 çarşamba akşam saat 17.00'ye kadar Belediye Konservatuvan Müdürlüğü'ne müracaatları gerekmektedir. B: 14281
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle