22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 NİSAN 1985 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 hviçre'nin Cenevre kentinde dün sabah meydana gelen iki ayn patlamada 4 kişi yaralandı. İlk patlama, Libya HavayoUan bürosunda oldu. Cenevre polis sözcüsii Jacçues Ducrot, patlamanın önemli ölçüde hasara yolaçnğını ancak olayda can kaybı oladığuu açıkladı. Potis sözcüsü, ikinci patlamanın Suriye 'nin Birleşmiş MUletler temsüciUğine ait bir araçda meydana geldiğini ve bu olayda 4 kisinin haflf yaralandığuu bildlrdi. Patlamalarm sorumhiluğunu üstlenen olmadı. (THA) Ozetle tsviçre V/e patlamalar Lübnan uçakları Filistin kampını bombaladı SAYDA, (AP) Lübnan'da Başbakan Raşid Karami'nin istifasını geri almasıyla ülkede ulusal birliğin yeniden sağlandığı düşünüJürken Sayda ve Beyrut'ta çatışmalar yeniden başladı. Lübnan Hava Kuvvetlerine ait jet uçakları Sayda yakınlannda bir Filistin mülteci kampını bombaladı. Filistinli ve Müslüman gerillalar kentteki bir Hıristiyan mahallesini bastı Sayda'da ve başkent Beyrut'ta Hıristiyan milislerle Müslüman gerillalar çarpıştı. Ülkede önceki gün toplam 8 kişi öldü, 47 kişi yaralandı. Sayda'daki hastane yetkilileri, Lübnan jetlerinin kentin yakınlanndaki Filistin mülteci kampı üzerinde iki kez alçaktan uçtuktan sonra yaptıklan bombardımanda bir Filistinli gerillanın öldüğünü, 17 gerillanın yaralandığını söyledi. Lübnan Hava Kuvvetlerine bağh uçaklar bir yıldır ilk kez saldırıya geçiyor. Bombardımandan birkaç saat sonra mülteci kampındaki Filistinli gerillalar Müslüman gerülalarla birlikte Sayda yakınlarındaki bir Hıristiyan köyünü bastı. Köyün yağmalandığı ve ateşe verildiği bildirildi. Sayda'da Müslüman gerillalarla Hıristiyan milisler arasındaki karşılıklı topçu ateşinde önceki gün en az bir kişi öldü 15 kişi yaralandı. Çarpışmalar sırasında Lübnan jetlerinin kent üzerinde uçtuğu, ancak ateş açmadığı bildiriliyor. Başkent Beyrut'un batısında Reagaria tepki yağıyor ABD yetkilileri askeri mezarhk ziyaretiyle ilgili soru yağmuruna cevap vermiyor. Thatcher, Reagan'ı eleştiren muhalefete katıldı. 70 ülkenin Yafıudi liderleri ABD elçilerinden Başkan'a baskı yapmalarını isteyecek. Die Zeit: Kohl'un önce Reagan'dan Nazi kampına gitmemesini isteyip, yerine Bitburg'u önerdikten sonra bunları, kendi kararı olarak alkışlaması bir nisan şakası olsa gerek. Dış Haberler Servisi ABD Başkanı Ronald Reagan'ın 47 Nazi SS askerinin de gömülü olduğu Alman askeri mezarhğını ziyaret edecek olmasına karşı tepkilere Yahudiler, Alman Sosyal Demokratlar ve îsrail lobisinden sonra ABD Barış Hareketi ve İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher de katıldı. Reagan'ın Alman hükümetine ilettiği, Nazi askerlerinin bulunmadığı bir askeri mezarhk bulunması isteğinin reddedilmesinden sonra Beyaz Saray yetkilileri, gazetecilerin bu konudaki soru yağmurunu geçiştirme çabasmda. AP'nin haberine göre Beyaz Saray Sözcüsü Lerry Speakes, önceki akşamki soru lara "Bitburg konusundaki sorulara cevap vermiyoruz. Başkanın planında bir değişiklik yok" karşılığmı vermekle yetindi. Adının açıklanmaması koşuluyla konuşan yetkililer bile, Speakes'e atıf yaparak, "Speakes durumu açıklığa kavuşturdu" diyor. Dünya Yahudiler Kongresi, Reagan'ın ziyaretine karşı başlatacaklan yoğun protesto kampanyasının ilk adımı olarak 70 ülkedeki Yahudi topluluğu temsilcilerinin ABD büyükelçileriyle görüşerek Başkana baskı yapıhnasını isteyeceğini açıkladı. Dün 435 üyeli ABD Kongresi'nin 257 üyesi, ortak bir mektupla Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl'dan, Reagan'ı Bitburg askeri mezarhğına davet etmekten vazgeçmeye çağırdı. Aralarında 84'de Cumhuriyetçi Partili üyenin bulunduğu temsilcileri temsil eden Temsilciler Meclisi üyesi Robert Mrazek, Reagan'ın Bitburg'dan vazgeçmesini Alman halkını incitme korkusunun engellediğini belirten mektubu Washington'daki Federal Alman Büyükelçisine teslim etti. "Washington Post" gazetesinin bir haberine göre, aralarında Reagan'ın seçim kampanyasını yürütmüş olanların da bulunduğu Cumhuriyetçi Parti ileri gelenleri, Reagan'ın Bitburg ziyaretinin "bir felaket" olacağı kanısında. Bu çevrelere göre Başkanın eşi Nancy Reagan da yakın dostları arasında Bitburg ziyaretinden duyduğu kaygıyı açıkça belirtmiş durumda. Federal Alman "Die Zeit" dergisi ise olaydan Başbakan Heimut Kohl'u suçlayarak, Kohl'un başta, Reagan'a bir Nazi toplamâ kampını ziyaret etmesinden duyacağı hoşnutsuzluğu bildirdiği ve onun yerine Bitburg askeri mezarhğını önerdiği halde, şimdi tüm bunları Reagan'ın kendi karan olarak alkışlamasını bir "nisan şakası" olarak niteledi. İngiltere Parlamentosu'nda Nazi Almanyası karşısındaki zaferin 40. yıldönümü konulu özel toplantıda lşçi Partisi Sözcüsü Davit VVinnick, Reagan'ın planını "SS toplama kamplarında öldüriilenlerin anısına ve Nazi tiranlığına son vermek için savaşmış olanlara karşı saygısızlık" olarak nitelendirdi. Reagan'ın başlıca destekçisi olarak bilinen Başbakan .Margaret Thatcher ise "Bec ABD'nin eylemlerinden sorumlu degilim. Sözlerinize sempati duyuyorum" dedi. Ayrupa Türkiye'nin Gündeminde SAMtM LÜTFÜ Bütün bir hafta boyu Türkiye Avrupa'nın gündemindeydi. Doğalhkla bütün bir hafta boyu Avrupa da Türkiye'nin gündeminde kaldı. Bu karşılıklı ilgi içinde bulunduğumuz hafta, ay ya da yılla sınırlı kalmayacak, taraflar karşılıklı olarak birbirlerinin ilgilerini, zaman zaman da tepkilerini çekecek görünüyor. Bu durumda TürkiyeAvTupa ilişkilerinı genel çerçevesi içinde irdelemek yararlı olacaktır sanırız. 1985'te Avrupa'dan sözederken amaçlanan hiç kuşku yok ki, oluşma süreci içinde bulunan ekonomik ve politik Avrupa (Batı Avrupa okunur)'nın örgütü AET. Avrupa'nın AET dışında kalan kuruluşları hiç değilse Türkiye açısından, bu kuruma yönelen ilerleyişin aşamalarıdır. Avrupa, başka bir deyişle AET sorunu Türkiye'nin gündemine gelince, hemen "1985'te Avrupa ne durumda? Birliğe yönelen yolun hangi aşamasında? Başarının hangi basamağında?" soruları önem kazanıyor. Türkiye'yi son gündeme alışından bu yana Avrupa 10'dan 12'ye çıkışın en önemli adımını atmıştır. 29 martta Brüksel'de 10 gün süren dişe diş bir pazarlıktan sonra, Bakanlar Konseyi, Ispanya ile Portekiz'in 1 Ocak 1986'dan başlayarak, tarımda 7, endüstride 710 yıllık bir "uyum" döneminin aşamalı uygulaması içinde, kuruluşa tam üye olmalarını kabul ediyordu. 50 milyon yeni nüfus ve 600.000 km 2 yeni toprağın da sınırlarına katılmış olmasının AET'yi 1985'te eskisinden de daha güçlü kıldığını söyleyebilmek ise ancak Avrupa'nın sorunlarıyla değil yakından, uzaktan bile ılgılenmemek halinde olasıydı. 1985'te Avrupa eskisine oranla daha güçlü değil, çok daha güçsüz ve hasta bir görünüm içinde. Birkaç yıldır, hemen herkes Avrupa'nın hastalığından söz etmekte ve AET'nin karşı karşıya bulunduğu yaşamsal, yapısal sorunların nasıl üstesinden geleceği sorusunu sormakta. "Amerikan İmparatorluğu"nun (Empire American) yazarı Claude Julien, yöneticısi olduğu Le Monde Diplomatigue'in haziran 1984 sayısında yayımlanan "Burada artık işe yaramaz Avrupa yatıyor" başlıklı ilginç incelemesinde Avrupa'nın içinde bulunduğu sorunları irdeliyordu. Altıların 18 Nisan 1951'de Paris'te imzaladıkları Kömür ve Çelik Biriiği'nin ilk adımını oluşturduğu AET, kendi dayanağı olan çelik ve ona dayalı geleneksel endüstri alanlarında Japonya ve ABD gibi ülkelerin otomasyon, Kore gibi yeni yetmelerin de ucuz el emeğiyle vardıkları rekabet düzeyinin aitına düşmüş, onlarla başa çıkamaz olmuştur. Aynı Avrupa, son 15 yılda Japonya'nın ulusal gelirinin % 31'ini yatırımlara ayırdığı bir dönemde, kendi ulusal gelirinin ancak % 20'sinı yatırıma ayırabilmiştir. Üstelik bu eğri son 10 yıl içinde yükselen değil, alçalan bir çizgi izlemiştir. Bu durumun elde tutulur sonuçlan kaçınılmaz olarak hemen görülmüş ve altmışlı yıllarda tüm AET'de 200.000 olan işsiz sayısı 1978'de 6,1981'de 10 ve 1983'te ise 12,5 milyona çıkmıştır. Şimdi 10'lara 1984'te işsiz sayısı sırasryia 2,6 ve 0,3 dan İspanya ile Portekiz de katıldığına göre, önümüzdeki yıl 15 milyon eşiği de geride bırakılacaktır. Kısaca her yıl 1,1 milyon yeni iş alanı yaratması gereken Avrupa'nın, yılda yalnızca 200.000 dolayında yeni iş alanı açabildiği göz önünde bulundurulursa durumun korkunçluğu kolaylıkla anlaşılabilir Claude Julien'e göre Avrupa'nın geleceği ve kurtuluşu şu anda laboratuvardan henüz çıkmakta olan yeni endüstrilerde ve teknolojilerde yatmaktadır ki, bu görüş AET tarafından da resmen kabul edilmiştir. Bu alanlarda ilerleme sağlayabilmek, büyük arastırma fonları ve rantabl büyük üretim birimleriyle olasıdır. Böyle bir gelişme ise üye ülkelerin önümüzdeki 2030 yıl içinde kendi özgür istençleriyle oluşturacakları işbirliği sonucunda doğacak bir üsterkin yeni teknolojilerle açılan yeni sektördeki araştırmalar ve endüstriyel politikalar konusunda tam yet(Arkası 11. Sayfada) Hıristiyan ve Müslümanlar Beyrut ve Sayda'da çarpıştı. Müslüman ve Filistinli gghllalar, Sayda'da bir Hıristiyan mahallesini bastı. Ülkede önceki gün 8 kişi öldü, 47 kişi yaralandı. Hıristiyan ve Müslümanlar arasında Yeşil Hat boyunca çıkan catışmalarda içlerinde bir kadının da bulunduğu 6 kişi öldü, 15 kişi yaralandı. Lübnan ordusunda görevli subaylann milis liderlerine ateşkes yapmalan çağrısında bulunmaları üzerine carpışmalar durdu. Kosta Rika'da 2 Amerikalı tutuklandı Nikaragua 'nın komşulanndan Kosta Rika 'da hükümet kuvvetlerince bir gerilla kampına düzenlenen baskın sırasında bir grup yabancı ele geçirildi. BBC radyosu, aralarında iki Amerikalınuı da buhtnduğu söz konusu yabancılann Amerikan tstihbarat örgütü CIA'nın önderliğinde olusturulan bir "Uhtslararası Tugay"m üyeleri olduğunun büdirildiğini kaydetti. Atina'da telefon dinleme davası Yunanistan'ın en büyük tirajh gazetesi Etnos yun sahibi ile yazüşleri müdürü, New York Times gazetesinin Atina bürosunun telefonunu dinleterek bu $ekiide elde ettikleri bilgiyi yayımlama suçundan beşer ay hapse mahkum oldu. Telefonu dinleme işini gerçekleştirdiği sanılan iki muhabir ise delil yetersizliğinden beraat etti. Aava trafiği kontrolörlerinin grevi, Yunan havasahasmtn dört saat boyunca kapanmasına yol açtı. Grevden 100 kadar dış ve iç seferin etkilendiği, hava traflğinin eylemden sonra normale döndügü belirtiliyor. (AP) Yunan havasahusı kapandı Arjantin 'de dokuz cunta liderinin yargılanması çeşitii gösterilere yol açıyor. Afahkeme önünde topianan Arjantinliier "adalet istiyoruz" diye bağınyor. Başkent Buenos A ires 'te önceki gün de Devlel Başkanı Raul Alfonsin 'in çağnsı üzerine büyük bir "demokrasıyürüşüyü"yapıldı. Alfonsin 'in 15 siyasi grup lideri ile demokrasiyi savunma belgesi imzalamasından sonra yaptığı çağnya binlerce Arjanıinli katıldı. Demokratik kurumlann korunması ve demokrası aleyhlarlanyla mücadele amacıyla yapılan gösteriyi Alfonsin 'in sosyal demokrat Radikal Partisi, Peronist Parti'nin ılımh kanadı, Komünist Parti, liberal Federal Parti ve çeşitii sosyalist gruplar destekledi. Demokrasiyi koruma belgesini imzalamayan muhafazakâr Merkez Demokratik Birliği ve merkez sağ Bütünleşme ve Gelisme Hareketi Alfonsin 'in 16 aylık sivil hükümetini "Marksizm ve anarşinin yayılacağı bir ortam yaratmakla" ve ekonomik sorunlan çözememekle suçluyor. Alfonsin geçen hafta sonu televizyonda yaptığı konuşmada muhalefetin ordunun yüksek rütbeli subaylanndan darbe istediklerini açıklamış, ancak isim belirtmemişti. "Adalet istiyoruz Jurşova Paktı doruğu: 20 yıl daha 1955'te NATO'ya karşı tepki olarak kurulan paktın süresi 'formalite' toplantıyla uzatıldı. VARŞOVA, (AP/a.a.) Varşova'da önceki gün topianan Doğu Bloku ülkeleri Varşova Paktı Antlaşması'nı 20 yıl daha uzatmayı kararlaştırdı. Soyyet lideri Mikaii Gorbaçov, iktidara geldiğinden bu yana ilk resmi gezisini Varşova Paktı zirvesi nedeniyle yaptı. Çekosiovakya, Romanya, Macaristan, Polonya, Bulgaristan, Dogu Almanya ve Sovyeüer Birliği'nin oluşturduğu Varşova Paktı toplantısı bir "formalite" niteliğinde. 1955 yılında 20 yıllık süre için oluşturulan pakt, 1975 yılında kendiliğinden 10 yıl daha uzatılmıştı. Antlaşmanm süresinin uzatılması için liderlerin resmen bir araya gelmesi gerekiyordu. Antlaşmanın yine 20 yıl için uzatıldığı, bu sürenin bitiminde 10 yıllık kendiliğinden uzama süresinin geçerli olduğu belirtiliyor. Varşova Paktı kuruluşundan bu yana bir üyesini, Arnavutluk'u kaybetmiş durumda. Arnavutluk Sovyet Birlikleri'nin Çekoslovakya'yı işgal ettiği 1968'de pakttan aynlmıştı. Varsova Paktı, NATO ittifakınm 1949 yılında kuruluşuna tepki olarak, altı yıl sonra ortaya çıkmıştı. Paktın amaa üyelerden birine saldın olması halinde diğer üyelerin askeri kuvvet kullanmak dahil gerekli her türlü yardımı yapması olarak belirlenmişti. Varşova Pakü, Batılı gözlemcilerce, dönemin Sovyet lideri Nikita Knısçev'in Sovyetler'in "uydu bölgesi" içine giren alanlarda, özellikle Avrupa'da etkisini arttırmak amacıyla attığı bir adım olarak değerlendirilmişti. Sovyetler'in askeri ve siyasi önderliğindeki Varşova Paktı, bugün NATO ittifakınm karşısındaki en büyük güç. Frmısa, Pasifik'teki sömürgesi Yeni Kaledonya 'daki bağansızak oyiamasuu erteleyerek ülkeye yapttğı ekonomik yardant anttrma karan atdı. Bağunazhk oylamasınm en geç 31 arahkta yapılacağı beUrtildi. (AP) Yeni Kaledonya'da bağımsızlık için oyhma ertelendi Halkımızın güvenine sonsuz tesekkürler Ozkaynaklarl Plâsmanlar Tasarruf Mevduatı Genel Mcvduat Kâr 67.988 1.144 825 1.321 I 6.138 Milyar Trilyonl Milyar İTrilyonl Milyar T.C. ZIRAAT BANKASI Gücüne erişilmez "Gü • 31/121984 Tarihi itibariyle
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle