16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 KURUCULARIN GÖREVİ SONA ERİYOR HABERLER ANAP'ta beklenen ÖzaVın Ustesi Keçeciler: özal'ın listesinin delinmesi söz konusu olamaz. Şıvgın: ANAP'ın kuruluş tablosu kongreden aynen çıkacak. İstanbul'dan 19 ilin delegelerini bugün Ankara'ya götürecek olan tren, Polatlı'da karşılanacak. ANKARA, (Cumhuriyet Biirosn) ANAP Büyük Kongresine bir gün kala bütün gözler Genel Başkan ve Başbakan Turgut Özal'ın üzerinde. Özal'ın tercihini kimlerden yana koyacağı delegeler arasında tartışılırken, mületvekilkri ve il başkanlarına yaptırdığı "ankef'i esas alacağı kaydediliyor. Ilımlılar hareketinin saman alevi gibi yanıp sönmesi ve "tek adam" özal'ın da "listeyi ben hazırlayacağım" demesinden sonra en çok konuşulan konu MKYK'ya kimlerin gireceği oluyor. "Ankef'lerde Taşar, Keçedler ve Şıvgın'ın isimleri üzerinde "ittifak" sağlanmasının belirtilmesi, 40 kişilik MKYK'da geri kalan 37 isim üzerinde çeşitli tahminler yurütülmesine neden oluyor. Yarınki Büyük Kongreye tek liste ile gidilecek. ANAP Tüzüğüne göre MKYK üyeliklerinin 37'sini Buyük Kongre doğrudan seçecek. Kalan 7 üye ise Genel Başkahının göstereceği 14 aday arasından yine kongre tarafından belirlenecek. özal'ın parti kurulıışundan beri çalıştığı arkadaşlarına karşı "vefa" borcunu ödeyeceği kaydediliyor. Ozal'ın bu eğilimiyle, listeyi oluştururken grupta yaptığı 10 kurucu üye artı 10 milletvekili artı 5 bakan anketinin sonuçları ile partinin ilk kuruculannı gözönünde bulunduracağı şeklinde yorumlanıyor. ANAP üst kademe yöneticilerinin göruşüne göre, Özal, "sürprizini" Başkanhk Divanı oluştunılurken yapacak. Kongrede, seçimin iki ayrı güne dağılmasının tüm partililerin Özal'ın görüşleri etrafında "çatlaksız" olarak birleşmeleri karşısında seçimlerin aynı güne alınrna olasılığı doğdu. Seçimlerin birer gün öne kaydınlmasını ilke olarak Özal da benimsedi. Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keçeciler, Büvük Kongrede seçilecek listeyi Özal'ın düzenleyeceğini ve bu listenin "delinmesinin" söz konusu olmadığını söyledi. Keçeciler, a.a. muhabirinin sorusunu yanıtlarken, halen görev yapan MKYK'nın üçte ikisinin yeniden seçileceğini sandığını söyledi. Genel Başkan Yardımcısı Halil Şıvgın ise, Keçeciler'in tahmini konusunda "yorum yapmam" dedi. Şıvgın, "Genel Başkam'nın önereceği liste degişebiür mi?" sorusuna, "Öyte şe> olmaz. ANAP'hlar Genel Başkan'ın etrafında kenetlenmiş partililerdir. Genel Başkan ne emrederse öyle çıkar. ANAP'ın kuruluş tablosu ne ise bn tablo kongrede de aynen konınacaktır" diye konuştu. "Sizin degişeceğiniz haberlerini nasıl değeriendiriyorsunuz?" sorusuna da "Spekiilasyon yapılıyor. Buna ANAP Kongresi gereken cevabı verecektir" dedi. Buyük Kongre Divan Başkanlığı konusunda belirsizlik ise sürüyor. Başkanlığa bir bakanın seçilmesi büyük bir ihtimal olarak görülüyor. Ahmet Kurtcebe Alptemoçin, Mükerrem Taşçıoglu, Necat Eldem ve Yıldınm Akbulut'un adları kulislerde dolaşan isimler. ANAP Kurucular Kurulu son toplantısını bugün yaparak AnıtKabir'i ziyaret edecek. Kongreyle Kurucular Kurulu'nun görevi sona erecek. Başbakan Özal, bu akşam Başbakanlık konutunda il başkanlanna bir yemek verecek. ANAP Büyük Kongresi için İstanbul'dan bu sabah 07.35'te kaldınlacak özel tren, öğleden sonra Polatlı'da Genel Başkan özal dışındaki tüm parti yöneticileri tarafından karşılanacak. Trene Haydarpaşa'dan Ankara'ya kadar olan güzergâhta 19 ilin delegelerı binecek. Barış Derneği ayukatları ÖzaVa sordu: MUŞERREF HEK1MOGLU ANKARA...ANKA Vedat Nedim Tör... 12 NİSAN 1985 Türkeş, siyasi tutukluysa Barış Derneği tutııkluları nedir? İstanbul Haber Servisi Barış Derneği davası avukatları Prof. Çetin Özek, Turgut Kazan ve Gülçin Çaylıgil, Başbakan Turgut Özal'a gönderdiklerı mektupta "Türkiye'de Alpaslan Turkeş'ten başka siyasal tutuklu bulunmadıgı" yolundaki sözlerini eleştirdiler ve "Şimdi o da tahliye olduğuna göre, ulkemizde siyasal tutuklu kalmamış demektir. Peki, bizim müvekkillerimizin durumu nedir? Asıl önemlisi, 146. maddeye gore yargılanan Alpaslan Türkeş'i siyasal tutuklu sayarken, müvekkillerimizi nasıl ayınyorsunuz, bu ayrırnı yaparken hangi ölçüyü kullanıyorsunuz?" diye sordular. Özek, Kazan ve Çaylıgil dün Özal'a gönderdikleri mektupta bir sure önce İspanya'da yayınlanan EI Pais gazetesinde çıkan "Türkiye'de Alpaslan Turkeş'ten başka siyasal tutuklu bulunmadıgı" ve daha önce de BBC Yabancı Yayınlar Müdürü David Perment'e söylediği "Siyasal tutuklu olarak tanıtılan kişilerin Kızıl Tugaylar >ahut Baader Meinhof örgutundekiler gibi suçlar işlediği" sozlerini eleştirerek şoyle dediler: "Siz bu demeçleri verdiğiniz tarihlerde Barış Derneği sanığı olan müvekkillerimiz tutuklu bulunuyorlardı. Halen de tutukludurlar. Ve kendilerine yüklenen suç, TCK'nın ikinci Idtabının birinci babındaki tam siyasal suçlardandır. Bu apaçık gerçeğe ragmen bir tek Alpaslan Türkeş'i siyasal tutuklu saymanızı anlayamadık. Şimdi o da tahliye olduğuna göre ulkemizde siyasal tutuklu kalmamış demektir. Peki bizim müvekkillerimizin durumu nedir? Kendilerini silahlı şiddet suçlusu olarak mı gönıyorsunuz, yoksa adi suçlu mu kabul ediyorsunuz? Siz bir Başbakan olarak bu konuda hangi ölçuyü kullanıyorsunuz. Eğer uygulanması istenen maddeyi esas alıyorsanız, Alpaslan Türkeş TCK'nın 146. maddesine göre suçlanmamış mıdır? O halde, bütün 146. madde sanıklarını niçin siyasal tutuklu saymıyorsunuz? Ve TCK'nın aynı kitabının aynı babında yeralan 141. maddeye göre suçlanıp tutuklanan müvekkillerimizi neye göre ayınyorsunuz?" ÖNLEMSÜRÜYOR Gayrettepe'deki Bulgaristan Başkonsolosluğu çevresindegüvenlik kuvvetlerinin casus Yusufov'un kaçırılma ihtimaline karşı aldıklan tedbirler dün de sürdürüldü. Konsolosluktan kuş uçurtulmuyor. (Fotoğraf: SERPİL GÜNDUZ) Bulgaristan Konsoloslııgu'ndan polisler kuş uçurtmuyor Gayrettepe'deki konsoloslukta Bulgar casusu olduğu ileri sürülen ve on gündür saklanan Yusufov'un kaçırılma olasılığına karşı, güvenlik kuvvetlerinin tüm köşebaşlarmı tutarak aldığı önlemler sürüyor. Binamn sahibi Meiek Ketencigil, dün kira sorunu için konsolosluk yetkilileriyle görüştü... tstanbul Haber Semsi Gayretepe'deki Bulgar Konsolosluğu'nda polis ablukası surüyor. On gündür konsoloslukta bulunan ve Bulgar casusu olduğu ileri sürülen Ali Mehmedov Yusufov'un kaçırılma olasığına karşı güvenlik kuvvetleri tüm köşe başlarını tuturak aldıkları önlemleri sürdürüyor. Konsolosluk'tan çıkan her araç Yusufov'un içinde olabileceği varsayımıyla tek tek aranıyor. Çevrede güvenlik kuvvetlerihce alınan önlemlerin 8'inci günunü doldurduğu gün, konsolosluğun faaliyet gösterdiği Yıldız PostaCaddesi uzerindeki 15 sayılı apartmanın en ilginç konukları binanın sahipleri Ketencigil ailesi oldu. Saat 10.00'daavukatıyla birlikte Konsolosluğa eiren Melek Ketencigil'in hemen ardından kızı Aydan Ketencigil içeriye girerken, Melek Ketencigil'in oğlu Kemal Ketencigil, annesi ve kardeşinin binadan çıkmalannı. kenara park ettiği 34 LF 613 plakalı özel otoraobilde bekledi. Ketencigil'ler saat 10.30 sıralannda binadan çıkarken bir güvenlik gorev lisi kendilerini durdurarak içeriye niçin girdiklerini sordu. Melek Ketencigil ise mal sahibi olduğunu, konsolosluk yetkilileriyle binanın kirası ile ilgili bir toplantı yaptıklannı söyledi. Saat 12.00 sıralannda ise başkonsolosluğa ait 34 CK 043 plakalı mavi bir minibus binadan çıktı. Bir süre kapıda bekleyen araç, hareket ettikten 100 metre sonra güvenlik kuvvetlerince durdunılarak arandı. Minibüs 1 saat sonra içinde çocuklar olduğu halde binaya girdi. Üst katlan ikametgâh olarak kullanılan Bulgar Konsoloslugu'nun bulunduğu binanın pencere perdeleri dün hiç kıpırdamadı. Ancak binaya erken saatlerde girdiği sanılan Yavuz Levent adlı bir sigortacı, saat 11.30 sıralannda dışanya çıktı. Güvenlik kuvvetlerince durdurulan sigortacıya binaya ne arnaçla geldiği soruldu. Sigortacı Yavuz Levent, "Bir takım sigorta işlemleri için geldiğini" belirterek Konsolosluğun bulunduğu yerden arabasıyla uzaklaştı. Başkonsolosluk binasına saat 10.00 sıralannda üzerinde işçi tulumu bulunan iki kişi girdi. Kısa bir sure sonra da binanın arka bahçesinden kaynak sesleri gelmeye başladı. Güvenlik kuvvetlerince çevrede yapılan araştırmada arka bahçedeki ızgara demirleri üzerinde işçilerin kaynak çalışması yaptığı ortaya çıktı. Güvenlik güçleri Konsolosluğun yanında bulunan Cerrahoğlu ve Bank Of Boston'un bulunduğu binaların yangın merdivenine çıkarak çalışmaları bir süre izlediler. Saat 16.00 sıralannda ise havanın çok sıcak olmasına karşın Konsolosluğun bulunduğu binanın bacalarından kaloriferlerin yakıldığını gosteren dumanlar çıkmaya başladı. Durumdan şüphelenen güvenlik güçleri yan taraftaki binanın damına çıkarak burada da incelemelerde bulundular. Uzmez'in ANAP üyeliği askıya alındı ANKÂRA, (Cumhuriyet Bürosu) ANAP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu adayı olduğunu açıklayan ve ANAP'ta "aşın uç benim" diyen Hüseyin Üzmez, ihraç isteğiyle Disiplin Kurulu'na sevkedildi ve bu nedenle tüm üyelik hakları askıya alındı. Ankara II Yönetim Kurulu dün olağanüstıi toplanarak Huseyin Uzmez'in önceki gün duzenlediği basın toplantısında söylediği sözleri değerlendirdi. Yönetim Kurulu, Uzmez'in partiyi küçük düşurücü davranışlarda bulunduğu ve bir partinin devamı olduğunu soylemesi nedeniyle "tedbirli olarak ihraç istemiyle" Disiplin Kurulu'na sevkedilmesine karar verdi. /Karar nedeniyle Uzmez'in OtNAP üyeliği askıya ahnmış oluyor. Üzmez, üyelik haklarını kullanamayacak ve delege olarak ANAP 1. Büyük Kongresi'ne katılamayacak. Disiplin Kurulu tüzük uyarınca Üzmez'e üç gün süre verecek, yedi gün içinde savunmasını bildirmesini isteyecek. Daha sonraki bir ay içinde Disiplin Kurulu Uzmez'in partiden ihracı konusunda karar verecek. f Yüksek Askeri Şura toplandı ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Yüksek Askeri Şura, Başbakan Turgut Özal'ın başkanlığında Genelkurmay Karargâhı'nda dun toplanarak, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kanun, tüzük ve yönetmeliklerinde ihtiyaç duyulan değişiklik ve ilaveleri görüştü. Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği'nden yapılan açıklamada şöyle denildi: "Yüksek Askeri Şura, daha evvelki toplanülannda ele alınıp da geliştirilmesine ihtiyaç duyulan Türk Silahlı KuvveÜeri'ne ait kanun, tüzük ve yönetmeliklerde yapüması öngörülen ilave degişikliklerin son şeklini görüşmek üzere bugün saat 10.00'da Başbakan Turgut Özal'ın başkanlığında toplanmıştır. Genelkurma> Başkanı, Milli Savunma Bakanı. Kuvvet Komutanlan ve Jandarma Genel Komutanı ile diger*uyelerinin katıldığı Yüksek Askeri Şura'nın çabşmalan yann aksama kadar devam edecek." Cumhurbaşkanı Evren, dun Başbakan Turgut Özal başkanLğındaki Yüksek Askeri Şura uyelerini saat 17.00'de Çanka\a Koşkü'nde kabul etti. Evren kabul sırasında Şura toplantısının "Hayırlı ve uğurlu olması" dileğinde bulundu. ANKARA'dan YALÇIHDOĞAN (Baştarafı 1. Sayfada) görüşü birleştiren parti'" gibi suzler söyluyorlar. ANAP'Iı delegeler ANAP'ın "Nasıl bir parti olduğunu"bilemiyorlar, delegesi olduklan partiyi tammlayamıyorlar. veremese de, il başkanlannın meslekleri, partinin yaptsı hakkında net bir fikir veriyor. Yarın toplanacak ANAP kongresine katılacak delegelerin bir başka özelliği de, kenditerini "politika dışı hissetmeleri". Garip, ama gerçek. Bir partinin Buradan cıddi bir sonuç çıkar • kongre delegesi, kendisini "politika dışı" hisseder mi? Olabimak miimkün: ANAP henüz lir mi, böyle bir şey? Oluyor, iş' 'parti olma aşamasma'' gelmete. Kendi ilinde yapılan il kongmiş. Belki, aradan geçen iki yıl resinde seçilen ve partisinin geiçinde partileşme sürecinde yol nel kongresine katılan delege, almış olabilir. Ama henüz parti politikanın "genel merkezde yüolamamış. Asıl önemlisi, şu anrütülmekte olduğunu" görüyor. da parlamentoda olup da varlıkListeler, isimler, karşılıklı çekişlan ile yoklukları pek belli olmameler hep bir avuç insan arasınyan diğer iki partiye, MDP ve da dönüyor. Delegeye inen, deHP'ye göre daha dedi toplu bir legeyi ilgilendiren bir olay yok görünüm sergilemesi, ANAP'ın ortada. Çünkü, ortada taban iktidarda bulunmasından kayyok. Politikanın üretildiği, uynaklamyor. Yoksa, eğerANAP iktidar yerine, bugün muhalefet gulandığı, denetlendiği taban yok ANAP'ta. Bu nedenle de, teyer alsaydı o zaman HPya da delegeler kendilerini "politika MDP'nin dağımklığım ve parladışı" hissediyor ve mentoda yarattığı boşluğu bu ' 'yukanlarda'' oluşturulan polikez ANAP yaratmış olacaktı. tikalara seyirci gözüyle bakıyor. İktidarda bile, partileşme sancısı özetlediğimiz bu olgu, ANAP'çektiğine göre... ta partileşme sürecinin ya da hePartileşme sürecine bakıldınüz parti olamayışın bir başka ğında, il kongrelerinden sonra göstergesi olarak karşımıza çıkıseçimle işbaşma gelen il başkanyor. larının meslekleri, ANAP'ın ' 'Ttasıl bir yolda'' olduğunu gösKısaca, ANAP'ın felsefesinı terebiliyor. İlk kurulduğu günbilemeyen delegeler, ANAP'ta lerde genellikle avukatlardan politikaya da pek karışmıyorlar. oluşan il başkanları, seçimlerle Onun içindir ki, ANAP yarınki birlikte yerini daha çok tüccar ve ilk kongresine sakin bir hazırlık işadamlarına, müteahhitlere bıiçinde giriyor. A nkara 'da yerleşrakmış görünüyor. İl başkanlamiş birkaç genel merkez politinnm mesleksel dağılımına bakılkacısı "kendine göre particilik" dığında, tüccar işadamı sayısı oynuyor. Genel merkezde bu se18'e varıyor. Sekiz mühendis, se fer gorev alamazsa, belki "hükiz emekli memur, yedi avukat, kümette görev alabiürim" düon bir müteahhit, dört çiftçi, beş şüncesine dalıyor. Kongreden bir eczact, sanayici, bir doktor, bir sure geçtıkten ve kongre havasıjeolog ve diğer meslek üyeleri nın dağılmasından sonra gündeANAP'ta il başkanı olarak göme gelecek olan hükumet değırev yapıyor. Dolayısıyla, il başşikliği için şimdiden "kö'şe kanlannm yarısı tuccardan, işakapmaca" başlıyor. damından, müteahhitlerden oluVe binnci kongresinde ANAP şuyor. "ANAP'ın felsefesi "tabana inemiyor". Çünkü, oynedir" sorusuna, delegeleryanıt le bir taban henüz bulunmuyor. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Uygulamalı Sanat Bölümü Grafik Ana Sanat Dalı 2. sınıf öğrencileri Fotoğraf Sergisi 819 nisan 1 nisan "pazartesi günü ölen yazar Vedat Nedim Tör dün toprağa verildi. Tör için sabah Gazeteciler Cemiyeti önünde bir tören düzenlendL Yazann yakın arkadaşlannm ve ailesinin katüdığı törende Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nezih Demirkent, eski bakanlardan Orhan Birgit ve Tör'ün çalışma arkadaşlanndan Sadi Abaç birer konuşma yaptılar. Demirkent, yaptığı konuşmada, "Büyük üstadımız bugün aramızdan aynlıyor. Bununla beraber bir devir daha kapanıyor. O bizim için sembol bir insandı ve hepimiz onu örnek almıştık " dedL Birgit de Tör'ün kişüiğini anlatarak çok yönlü bir insan olduğunu söyledi. Vedat Nedim Tör'ün cenazesi Teşvikiye Camiinde kıhnan öğle namazından sonra Beşiktaş Yahya EfendiMezaruğı'nda toprağa verüdi. (Fotoğraf: ERDOĞAN KÖSEOĞLU) Veâat Nedim toprağa Birkaç gün sonra gazetecilikte otuz beş yıla ulaşacağım. Bir nisan günü, Tünel'de Kuledibi'nde bir odada başladım bu mesleğe. Karşımda Vedat Nedim Tör, Şevket Rado. Almanya'da Luneburg'da tanıdığım bir ressamın öyKüsünü anlatıyorum. Vedat Nedim Tör büyük coşkuyla yerinden fırlıyor. Yazın bunu Hayat'a diyor, sizin güzel bir diliniz var, çevir niz de başarılı, bu yeteneği geliştirin... Vedat Nedim Tör'ün coşkusu beni de sarıyor. Bir deneyelim, diyorum. Deneme otuz beş yıldır sürüyor. Şimdi çok mutlu düşünüyorum o ilk günleri. Kuledibi'den Cağaloğlu'na Klodfarer Sokağına taşındı Ooğan Kardeş Yayınlan, aşağıda matbaa, yukarda yazı işleri. Hayat Dergisi aylık çıkıyor henüz. Ben röportajlar yapıyorum durmadan, Alman dergilerinden derfemeler, yazılara değişik imzalar koyuyor, tüm dergiyi tek başıma çıkarıyorum nerdeyse. O yıllann ateşi hâlâ sürüyorsa yakanlardan biri Vedat Nedim Tör. Her zaman güzel, itici sözler duydum ondan, eleştırileri bile gönlümü okşardı. Dergıcilik beni doyurmadı, bir süre sonra, Hayat'dan Yeni Sabah'a geçtim. Osman Nuri Karaca bizim yoküşun hayli tutucu sayılan gazetesine çağdaş bir hava vermek istedi, beni de çağırdı. Vedat Nedim Tör'den her zaman güzel uyarılar aldım yazılarım için... Güzel şeyler üreten kişiliğine her zaman saygı duydum, çağdışı bir olaya büyük tepki duyar, birkaç.satır yazardı hemen... TV'de ölümünü duyunca herkesten bir ses geldi, Doğan Kardeş dergisinden, ilkokullarda açılan yazı yarışmalarından, Aile dergisinden, Türkiyemiz'den söz edildi uzun uzun. Ayrıca tepkiler oldu. Vedat Nedim Tör'den, radyo müdüriüğü de var, diye mi söz edilir yalnız. Ne biçim habercilik bu... Evet, Ankara Radyosu Müdüriüğü de var, ama seksen yedi yılın oyküsünde kısa bir bölüm bu. Görevi ne olursa olsun, hangi koitukta oturursa otursun üretken bir kişiydi Vedat Nedim Tör. Kültür yaşamına katkıda bulunan bir kişi. Ulkemizde uluslararası ilk resim yarışması onun girişimiyle gerçekleşti yıllarca önce. Harika çocuklar yasasında büyük emeği var. Bugün dünyaca tanınan sanat elçilerimiz, Suna Kanlar, İdil Biretler, Ayla Erduranlar onu ne güzel duygularla anımsarlar kimbilir. Onların başarılarını coşkuyla izler, bir tohumun yeşermesini, bir fidanın boy vermesini kutlar gibi parlardı gözleri, bu parıltı hiç sönmedi, sanırım toprağın altında da parlar. Sanat danışmanlığı yaptığı kuruluşlan güzel eylemlere yöneltmek için savaş verdi yıllarca, yaptığı işe sevgi ve saygıyla çalıştı. Dünyam karardıkça o güzel yayınların sayfalarını açar, topraklarımızdaki uygariıklan yaşarım adeta, bir mimar dostum "yorgun uygarlıklar" dıyor. Soluğu kesilmiş, sürecini bitirmiş, diye belki de... Vedat Nedim Tör'ün kalbi o yorgun uygarlıkl? ra soluk vermek coşkusuyla çarpardı bence. Coşkulu kalple rin duracağını düşünemiyor insan... Ancak, ölümle sarmaş doiaş yaşıyoruz son günlerde. Hastalık kol geziyor, kanser kapıyı çalıyor durmadan, bir bıçağa yatıyor fidan gibi kadınlar, delikanlılar, yaşama sevinçleriyle ölüme meydan okuyorlar. Aslında kim ölüyor, kim yaşıyor o da belli değil ya. incecik yüzü, umutlu gülüşü, hiç bitmeyen coşkuyla Vedat Nedim Tör de oldu mü acaba? O coşkudan, o gülüşten bir şeyler kalmadı mı bize, onu sürdüremeyecek miyiz? Son kez İstanbul Festivalinde bir konserde gördüm onu. Yanında eşi, sarıldık öpüştük. Greta Garbo tarihe karıştı, siz hâlâ güzelsiniz, dedim. Vedat Bey kahkahayı bastı. Karısına hâlâ âşıktı galiba. Aşkın yaşı yok değil mi, en azından belli kişiler için. Alice Tör'ün güzelliği masal gibi anlatılır hâlâ. Savaş yıllarında Ankara'da iki yabancı kadın var. Biri Burhan Belge'nin Macar asıllı eşi Zsa Zsa Gabor, öteki Alman asıllı Alice Tör, balolarda, at yarışlarında, opera ve tiyatroda başka bir rüzgâr estiriyor, herkesin başını döndürüyorlar. O son karşılaşma Atatürk Kültür Merkezi'ndeydi. Vedat Nedim Tör her zamanki gibi sordu: Ankara'da neler oluyor? Laikliğe ters eylemlerden, eğilimlerden söz etti bir solukta. O kuşağın başka bir soluğu var. 1900'lerden 2000'lere doğru geliyorlar. Neler görmüşler. ne düşler, ne umutlar, ne kırıklıklar, ne yanlışlar, ne doğrular, ne zübüklükler... Yine de solukları kesilmiyor, kaleme sarılıyor, yazıyorlar, Ankaralı bir dosta rastlayınca öfkeyle dikleşiyor. bağırıyorlar. Vedat Nedim Tör'ün odasında gazeteciliğe karar vermekle ne iyi etmişim. O nisan aksamı Göztepe'deki evimize çok mutlu döndüm. O gün annemle babamın evlilik yıldönümüydü. Size bir armağanım var, gazeteci oluyorum, dedim. Vedat Nedim Tör ile konuşmamızı aktardım. Babam kararımı kutladı, Kadro dergisinın öyküsünü anlattı bana. Şimdi düşünüyorum, mesleğimin deneme dönemini güzel bir okulda geçirmişim. Çevremdeki kişilerin deneyleri, birikimleri olmasaydı gazeteciliğe bu kadar bağlanır, otuz beş yıla ulaşırken böylesine coşkulu olabilir miydim acaba? Vedat Nedim Tör'ü o coşkuyla anımsayacağım her zaman. Coşku ve teşekkürle... Enflasyon 60larda meyeceğinin ipuçlarını veriyor. Çünkü yıllık yüzde 58 oranındaki fiyat artışı rakamı, zaten tasarruf sahibinin şimdiden negatif faiz aldığını gösteriyor. Gerek devlet tahvili ve Hazine bonolannın gerekse 3 ay vadeli banka mevduatlanıun getirdiği faiz bugün için yüzde 53'ü geçmiyor. Öte yandan Hazine ve Dış Ticaret Musteşarhğı'nın mart avına ilişkin rakamları da belli oldu. Müşteşarlığın verilerine gore Ankara'da perakende fiyatlar martta yüzde 4,9 artış gosterirken, yılın ilk 3 ayındaki artış yüzde 13,4'e, marttan marta 12 aylık fiyat artışı ise yuzde 54,1 'e ulaştı. İstanbul'da ise perakende fiyat artışı martta 1,4 oldu. Müşteşarlığın verilerine göre İstanbul'da yılın ilk 3 ayındaki perakende fiyat artışı yüzde 14,2 olarak gerçekleşti. Marttan marta son 12 aylık fiyat artışı ise İstanbul'da da yüzde 54,1 oldu. Hazine ve Dış Ticaret Musteşarhğı'nın toptan eşya fiyat endeksi de yayımlandı. Buna gore martta toptan fiyatlar yüzde 3 artarken, ilk 3 aydaki artış yüzde 11.6, marttan marta son 12 aydaki artış ise yuzde 49.9 olarak gerçekleşti. Bu arada hükümetin yıl başından bu yana çeşitli aylara dönük olarak yaptığı fiyat artışı tahminlerinde de yanıldığı dikkati çekiyor. Ocak ayındaki yüksek oranlı fiyat artışlarını KDV'ye bağlayan, şubat ayındaki artışları "KDV rüzgânnın bir ay daha sürmesiyle" açıklayan yetkililerin, vergi ayı olduğu için her yıl genellikle fiyat artışlarının ıhmlı düzeylerde kaldığı mart ayındaki bu fiyat sıçramasını nasıl yorumlayacakları merak konusu. Üstelik DlE'nin rakamlarına göre yüzde 4.8'lik mart ayı fiyat artışlan, KDV rüzgârının (Baştarafı 1. Sayfada) sürduğü iddia edilen yüzde 3.3'lük şubat ayı fiyat artışlannı da "sollamış" bulunuyor. DlE'nin rakamları çeşitli illere göre incelendiğinde ise Ankara ve İstanbul gibi büyük kentlerde daha da olumsuz tablolar ortaya cıkıyor. Ankara'da marttan marta son 12 aylık fiyat artışlarının yüzde 63.3'e ulaştığı, îstanbul'da ise bu oranın yüzde 62.4 olarak gerçekleştiği dikkati çekiyor. Eskişehir ise yüzde 51.2'liİc fiyat artışıyla perakende fiyatlann son bir yılda en az arttığı il oluyor. DİE Başkanı Nihat Güner'in yazılı açıklamasına göre, tüketici fıyatlan indeksinde en büyük artış gıda maddelerinde gerçekleşti. Pirinç, bulgur, toz ve kesme şeker, kuru soğan, patates, yaş meyve sebzeler, balıklar, tereyağı, zeytinyağı, kaşar peyniri, yoğurt, kuru fasulye, nohut, mercimek, zeytin ve tahin helvasından oluşan gıda maddeleri sepetinin ortalama fıyatı bir ayda yüzde 6.2 oranında artış kaydetti. Ev eşyaları ile ilgili harcamalar >Tizde 4.3, sağlık giderleri yuzde 3.1 yükseldi. Ulaştırma harcamaları yüzde 4.2 arttı. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Okulu bitirirsem terfi eder miyim ? SORU: Bir kamu kuruluşunda çalışmaktayım. 1976 yılının şubat ayında göreve başladım. İşçi statüsündey ken memur oldum. Çalışırken lise\i bitirdim. 10. derecenin 9. kademesinden göre>e başladım. (İntibakım bu şekilde yapıldı.) Halen 9. derecenin 3. kademesindeyim. Ozetle TürkIş köprülerî atıyor (Baştarafı 1. Sayfada) açıkhava toplantıları düzenlenmesi, sözleşme imza töreni yapılmaması, sözleşme görüşmelerine yeniden başlanması, "ancak görüşmelerin titizlikle incelecmesi" gibi "eylem"ler yer aldı. Türkîş bu "çıkış"ını yaparken toplantıya davet edilen Başbakan Turgut Özal ve 9 bakan için ayrılan koltuklar boş kaldı. Basın danışmanlarından Erkin Koray, koltuklardaki "Başbakan" ve "Bakan" gibi "kime ait olduğunu" beürten yazılan kendi elleriyle tek tek söktü. Sahipsiz ve yazısız kalan koltuklara ayakta kalan delegeler ve gazeteciler oturdu. Türklş'in genişletilmiş toplantısının açılışında Genel Sekreter Sadık Şide, salondaki delegeleri tek tek eliyle sayarak yoklama yaptı. Yoklamadan sonra kürsüye gelen Genel Başkan Şevket Yılmaz, konuşmasında şu noktalara değindi: • "Değişen bazı şartlar nedeniyle şimdi bizim de üslubumuzu ve tavnmızı degiştirmemiz gerek tigini bildiriyorum. Yeni sartlara göre yüriiteceğimiz yeni mucadelenin yeni üslubu içinde sizlerden aynı disiplini, saygıyı ve dayanışmayı bekliyorum. • Siyasi iktidar, artık tarafsız hakem olmayı bırakrruş, bizzat işçinin karşısında taraf olmaya başlamıştır. Sorunlann büyük kısmı, bu tercihten kaynaklanmaktadır. • Vasallığı tartışmalı Kamu tşverenleri Koordinasyon Kurulu, sözleşmeleri adaletsizlik ve huzursuzluk kaynağı haline getirmiştir. Bizden önceki nesillerin ve bizkrin yülar sürmüs zorlu mücadelelerle kazandığımız birçok hakkımız geriye götürülmektedir. .• İşçiye ureten insan değil, üretimde araç olan basit bir makine gözüyle bakılmaktadır. Vatandaşlarımız da 5 yılda bir sandığa oy atmakla görevu birer oy makinesi olarak görülmektedir. • Batının sahip olduğu haklar, Tiırktş toplulugunun, tüm çalısanlann vazgeçilmez haklandır. • Bize sadece siyasal iktidarın değiştirdiği yeni kurallara göre vaziyet alma görevi düşmektedir. Sendikal mücadele, işçinin ekmeğini kaybettirecek mecralara giremez. Flski milletvekili Zaimoğkı öldü Giresun eski milletvekillerinden ve Kurucu Meclis üyesi Dr. Galip Kenan Zaimoğlu (85) İstanbul'da öldü. Zaimoğlu, 19461950 yıllan arasında 8. dönem Giresun milletvekili olarak görev yapmış, 1961 yıltnda Kurucu Meclis 'te üye olarak bulunmuştu. Zaimoğlu 'nun cenazesi, yann Şişli Camii'nde kılmacak öğle namazından sonra Feriköy Mezarhğı 'nda toprağa verüecek. Şu anda İktisat Fakültesi 2. sınıf öğrencisiyim. Eğer herhangi bir aksaklık olmaz ise 1987 yüında okulum bitecek. Ancak öğrendiğime göre eğer okulu bitirirsem bana terfi yapüamıyormuş (Yani hiçbir derece veya kademe ilerlemesi). Hayat şartlan çok ağır, evli ve iki çocukluyum. Her yıl öğrenim ve harç masrafı olarak yaklaşık 100 bin üra giderim oluyor. Bu ekonomik yük de bana agır geliyor. Eğer hiçbir ilerleme yapdmıyorsa okumanın ne yaran olacak? Ben okuldan mezun olursa m derece veya kademe alabilir miyim ? L.A. İSTANBUL YANIT: 657 sayılı Devlet Memurları Yasası'nın "Tesis Edilen Sınıflar"a ilişkin 36. maddesinde konu açıkça belirlenmiştir. 12/d: Memuriyette iken veya memuriyetten aynlarak üst öğrenimi bitirenler, aynı üst öğrenimi tahsile ara vermeden başlayan ve normal süresi içinde bitiren emsallerinin ulaştıkları derece ve kademeyi aşmamak kaydıyla bitirdikleri ust öğrenim giriş derece ve kademesine memuriyette geçirdikleri başanlı hizmet sürelerinin tamamı her yıl bir kademe, her üç yıl bir derece hesabıyla ilave edilmek suretiyle bulunacak derece ve kademeye yükseltilirler. Bu konuda Danıştay 5. Dairesinin 8/6/1976 gün 1975/6256 Esas ve 1976/3709 kararı da şöyledir: "(...) Adı geçen fıkrada aynca, memuriyette iken üst öğrenimi bitiren ve 1897 sa>ılı kanun esaslanna göre intibakı vapılacak olan kimsenin. memurivete başladığı tarihte, kendisinin daha sonra yaptığı üst öğrenime ara vermeden ve normal süresi içinde de bu öğrenimi bitirerek memurivete intisap eden kimsenin ulaştığı derece ve kademeyi geçemeyeceği belirtilmek suretivle bir sınıfl" ma geıirilmiştir. Madde hükmünde böyle bir sınırlamaya yer verilmemesi halinde, üst öğrenimi memurken bitiren kimse, üst öğrenime memuriyetten evvel ara vermeden devam eden bir kimseye nazaran ust öğrenimin normal süresi kadar fazla hizmeti bulunduğundan hizmet süresinde ve dolayısıyla aylık derecesinde emsallerine nazaran kıdemli duruma geçeceğinden şuphe olamaz. Kanun yazı bundan dolayı meydana çıkacak eşitsizliği gidermek amacıyla maddede emsallerinin ulaştıkları derece >e kademeyi aşmamak kaydını koymak suretiyle bu sınırlamayı getirmiştir." Biz yuksekoğrenımin yararlı olmayacağı goruşüne katılmıyonız. Vakkorama'nın Suadiyv şubesi lakko kuruluşlarına bağlı Vakkorama 'nın Suadiye şubesi dün açıldı. Vakko'nun sahibi Vitali Hakko, "Allahtan moda demokratize oldu. Biri ne giyerse diğeri de giyiyor. Çoz az bir kitle kaldı ki o da bize geliyor" dedi Mimarlığım Abdurrahman Hancının yaptığı iki katlı giyim, muzik, sanat ve spor mağazasında 40 görevli çalışıyor. KAY1P • Okui kimliğı, IETT kartı, paso \e nufus cuzdanımı kaybettim. Yenisini çıkartacağımdan hukumsüzdur. SUA T KÜÇÜKALKAN GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle