22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 MART 1985 EKONOMİ CUMHURİYET/9 TÜRKIYE'den Dıracatçıya 1984'te 329 milyar vergi iadesi ödendi ANKARA, (ANKA) Ihracatı özendirici yönde en önemli kalem olan vergi iadesi, geçen yıl 329 milyar 59 milyon liraya ulaştı. thracatta vergi iadesi 1983 yılına göre yüzde 121 oranmda, 180 milyar 69 milyon liralık artış gösterdi. Bu arada, vergi iadesinin yüzde 78'i oranmda 256 milyar 436 milyon liralık bölümünün gıda, dokuma giyim, deri kösele, kimya ve demir çelik sektörleri kapsamındaki ihracata yöneldiği belirlendi. Aynı sektörlerdeki ihracat için 1983 yılında yapılan vergi iadesi ödemeleri toplam içinde yüzde 73 oranında 108 milyar 366 milyon lira düzeyinde gerçekleşmişti. Vergi iadesinden en büyük payı 131 milyar 78 milyon lira ile dokuma giyim sanayii ihracatçılan, en düşük payı 6 milyon lira ile oyuncak sanayii ihracatçıları aldı. Türk işadamı: Şirketlerin Arap sermayesine açüması olumhı NİLGÜN UYSAL "Dünya ile bütünieşmiş ve dışa açılan bir Türkiye..." Başbakan Turgut Özal'ın her zaman dile getirdiği bir özlem bu. Başbakan Özal'ın özlemi doğrultusunda bir şeyler de olmuyor değil Türkiye'de... Ne var ki, olup bitenler bazen "tek yönlü" bir "açılış" izlenimini veriyor. Bakıyoruz, Boğaz tepeleri satışa sunulmuş.. Bakıyoruz, bazı firmalar hisselerini satışa çıkarmışlar ve bir bölüm hisselerini dışa satmışlar... Bir dış ticaret sermaye şirketi olan İZDAŞ gibi. Bakıyoruz, IZDAŞ'ın yolunda başka firmalar da var. Bozüyük'te kurulu olan ve hisselerini dışa satmayı düşünen Demirel Kablo gibi... Üç açılışın da yönü aynı: Suudi Arabistan ya da başka Arap ülketeri... "Bu gidişe ne dersiniz?" diye sorduğumuzda... işadamı Sakıp Sabancı şu yanıtı verdi: "Evyela ulusuma, sonra bana faydalı ise hoşgeldin derim." Sabana'ya "Faydalı olmanuı ölçüsü nedir?" diye de sorduk. "Bir satısın ya da ortaklıgın getirdikleri ile götürdüklerine akılcı bakıldığında, getirdikleri götürdüklerinden fazla ise vararlı demektir. Bu, bir hesap işidir" yarutını aldık. BREZİLYALIOĞLU BREZİLYALI "Yirminci asrın matematik asn olduğuna" inanan Sabancı, Boğaz tepelerinde esen Arap rüzgârı şimdi de şirketler üstünde OSMAN ULAGAY EKONOMİ NOTLARI Enflasyonla Mücadelede Inandıncılık Faktörü İstanbul Ticaret Odası tarafından hazırlanan İstanbul Ücretliler Geçinme Endeksi'ne göre ocak ayında yüzde 8.2'lik bir sıçrama yapan fiyatlar bu büyük artışın üzerine şubat ayında da yüzde 4.1 'lik hatın sayılır bir artış kaydetmiş ve yılın ilk iki ayında fiyat artışı yüzde 12.6'yı bulmuştur. İTO endeksinde yaklaşık onda bir oranında ağırlık taşıyan giyim eşyası grubunda, indirim sezonu nedeniyle gözlenen yüzde 5.4'lük fiyat düşüşü şubat ayı sonucunun daha da yüksek çıkmasını önlemiştir. 1985 yılının bütünü için enflasyon hedefini yüzde 25 olarak belirlemiş olan bir hükümet için bu rakamlar karşısında yapacak tek bir şey vardır. O da enflasyon konusunda çok büyük bir yanılgıya düştüğünü kabul etmek ve vatandaşı avutmayı bırakarak enflasyona karşı mücadele yöntemlerini gözden geçirmektir. Oysa yapılan nedir? Ocak ayında yüzde 8.2 olan fiyat artışlannın şubat ayında yüzde 4.1 olarak gerçekleşmesi adeta başarı kabul edilmektedir. Sanki sihirli bir el fiyat artısJannı her ay ikiye bölecek, mart ayında yüzde 2, nisanda yüzde 1, mayısta yüzde yarıma inecek olan enflasyon ikiye bölüne bölüne buharlaşıp yok olacaktır. Ağır kış şartlarının sebzemeyve fiyatlarını arttırarak enflasyonu körüklediği söylenmektedir. Soğuk hava dalgası ülkemizi terketmekte olduğuna göre enflasyonun bu önemli nedeni de ortadan kalkmış olacaktır. Havalar ısındıkça enflasyon termometresi aşağı düşeceklir. Bir başka neden olarak körolasıdoların durmadandeğer kazanması gösterılmıştir. Bunun çaresi ise dolar duasına çıkıp "İnşallah dolar yükselmez" diye yakarmaktır. Katma Değer Vergisi mi, bütçe açığı mı, KİT zamları mı, yüksek faiz politikası mı, gelir dağılımındaki bozulmanın talep kontrolünü güçleştirmesi mi? Bunlar sanki pek önemli değil; fiyatlar her ay ikiye bölünsün, karlar erisin, dolar tanrıların gazabına uğrasın, enflasyon da yok olur evvelallah. Türkiye'deki enflasyonun çok ciddi ve karmaşık nedenleri bulunduğu açıktır. Bu nedenlerın teker teker analizı de gereklidir. Ancak şu an için enflasyonla mücadelede başanyı önleyen temel neden, Ozal hükümetinin bu konuda inandıncılığını tamamen kaybetmiş olmasıdır. Enflasyon konusundaki vaatlerinın hemen hıçbirini tutamayan hükümetin, "Katma Değer Vergisi fiyatlan düşürür" ve"Enflasyon artık kontrol altına alındı" gibi sözleri tekrarlayarak yarattığı iyimser beklentilerin hemen ardından gelen fiyat şokları "Bu hükümet enflasyonla baş edemiyor" kanısının yaygınlaşmasına neden olmuştur. 1980 sonrasında bugünküne benzer yöntemlerle enflasyonu bir ölçüde kontrol altına almayı başaran Özal'ın bu kez neden aynı başanyı gösteremediğıni merak edenler de bu sorunun cevabını hükümetin inandırıcılığı noktasında aramalıdırlar. 12 Eylül sonrasının politikasız ortamında. halkı gönüllü özveriye razı etme şansı çok fazla olan bir olağanüstü dönem hükümetinin sahip oiduğu manevra alanı ve inandırıcılık kuşkusuz ki çok fazlaydı. Kaldı ki o günlerin ortamında üretim potansiyeli, ekonomi dışı nedenlerle atıl kalmış bir ekonomi, yüksek faizin tadını ilk kez alan bir tasarruf sahibi, istikrar politikalannın ilk şokunu atlatamayan bir piyasa vardı. Ve "enflasyonu önleyeceğim" diyen devlet, banka faizinin de üstünde faiz ödeyerek borçlanmıyordu. Bugün ise beş yıllık özveriden sonra özlemlerini politik taleplere dönüştürmeye teşne insanların sayışı artarken politik yaşam renklenmekte, vaatlerini tutamayan Özal kendi partisi içinde bile ciddi eleştirılere uğramaktadır. "Enflasyonla mücadele" sloganı altında uygulanmaya çalışılan önlemlerin çoğu etkinliğini yitirmiş, deyim yerindeyse "yalama" olmuştur. Fiyat artışları resmi enflasyon hedeflerini alaya alırken enflasyon beklentisi azalmamış, artmış; nerdeyse mahalle sütçüsü bile Türk Lirası yerine dolarla satış yapmayı yeğler duruma gelmıştir. IMF'nin eski bölüm başkanlarından VValter Robichek, Brezilya hükümetinin enflasyonla başarı şansını değerlendirirken şöyle demektedir: "Kamuoyu, gerçek bir antienflasyonist politikanın kaçınılmaz bedelinı ödemeye hazır görünmemekte, tersine acısız bir istikrar sürecinin bulunabileceğine inanmak istemektedir... Bu ortamda yeni başkan Neves'in hükümeti, ekonomi politikası konusunda çok sınırlı bir manevra alanına sahip bulunmaktadır." (1). IMFTürkiye ilişkileri ilginç bir noktaya gelirken Sayın Özal : ın biraz yıpranmış hükümeti için de aynı şeyleri fazlasıyla söylemek mümkün görünmektedir. (1) The Financiat Times, 1 Mart 1985. Muhasebeciler Odası kurulacak ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Meclis Adalet Komisyonu'nda dün Serbest Yeminli Mali Müşavirlik Yasa Tasarısı görüşüldü. Komisyon, Maliye Bakanlığı'nda müsteşar, gelirler genel müdürü, teftiş kurulu başkam ve hesap uzmanlan kunılu başkanı olanların doğrudan mali müşavir olmalanna ilişkin maddeyi tasandan çıkardı. Komisyonda benimsenen bir maddeye göre de yeminli mali müşavirler, asliye ticaret mahkemesinde yemin edecekler, bundan sonra görev yapabilecekler, ayrıca "Maii Müşavirlik ve Muhasebeciler Odası" kurulması da tasanda yer alıyor. Tasannın diğer maddelerinin görüşülmesine önümüzdeki hafta devam edilecek. Sabancı: Bir Alman Brezilya'da ev almıştı. Sonra adam öldü. Yapanlar gider, yapılanlar kahr. Demirören: Şirketlerin sadece Araplara değil A vrupahlara da satılmasından yanayım. bir uçak yolculuğunda tanıdığı Alman işadamı ile ilgili anısından çıkarak görüşlerini dile getirmeyi yeğledi. Bu Alman işadamı, Brezilya'da kendisine ev yaptırmıştı. Almanya'dan kalkıp Brezilya'da ev yaptırtmasının sebebi hikmeti ise, Brezilya hükümetinin yabanalara bu konuda çok büyük teşvikler vermiş olmasıydı. Alman işadamı şunları söylemişti Sabancı'ya: "Ben öncelikle Almanyalıoğlu Almanım. İkinci olarak da Brezilyalıoğlu Brezilyalıyım. ÇUnkü, orada evim var. Ben, Brezilya'nın propagandistiyim. Arkadaslanma, sen de Brezilya'ya gel diyorum." Garih: Olayı bir tür kapitülasyon olarak değerlendirmek yanlış. Gelecekdöviz yararlı olur. Gezgin: Finansman sıkmtısı çeken fırmalara ortak bulmak Özal'ın benimsediği bir formül. Brezilya propagandisti işadamının sonradan bir kaza sonucu öldüğünü söylüyor Sabancı ve ekliyor: "Öldü de ne oldu? Kefenine koyup götürebildi mi Brezilya'daki evini? Yooo. Brezilya'daki evi Brezilya'da kaldı. Yapanlar gider, yapılanlar kalır." Alarko Holding Yonetim Kurulu Başkam Üzeyir Garih de, "satılanların yine ülkede kaldığını" düşünenlerden... "Sattıgımız nedir? Adamın aldığını sırtına yükJeyip götiirmesi mümkün tnüdur? Ustelik lesislerde çalışan bizim işçilerimiz olacak, Türkiye'de yaünm ve istihdam imkânlan artacakür. Ge "Birçok ülke kısıtlayıcı önlem alırken, Ttirkiye ithalatı serbestleştiriyor ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Mecliste dün gündem dısı bir konuşma yapan Bağımsız Çanakkale Milletvekili ve eski Gümrük Bakam Prof. Cafer Tayyar Sadıklar, hükümetin GATT Anlaşması ile ilgili aldığı kararlan ele alarak bu konuda SadıklarTürkiye'nin cömertliMeclise bilgi verilmesini istedi. ğini izah etmek çok güç. Sadıklar, "Dünyadaki GATT Anlaşması aleyhinde uygulamalar sırasında Türkiye'nin serbestleşme yolunda attığı adımlar belki sanayici ülkeler nezdinde hoş bir seda yaratabilmektedir. Ancak Sayın Erdem'in ifadeleriyle Türkiye'de rahatsızlık uyandırmakta ve ekonomik çevreleri şaşırtmaktadır" dedi ve konuşmasını şöyle sürdürdü: "Meşhur bir Tiirk deyimiyle sanayileşmiş ülkeler, 'Halka verir talkını, kendi yutar salkımı' politikasını devam ettirirken, Türkiye'nin bu cömertliğini izah etmek çok güç olmaktadır. Kaldı ki, bükiimet programında bu konuda 'konıma makul olmalıdır' şeklinde ihliyatlı bir ifade kullanılmıştır." Sadıklar, birçok ülkenin kısıtlayıcı önlemler aldığına değinerek, "Hal böyle iken, Türkiye ithalatı serbest bırakmak ve uygulanan kısıtlamaları kaldırmak yolunda önemli adımlar atmıştır" dedi. " Reklamhareamalarında patlaııia 1984 yılında, her gün 100 milyon liranın üstünde reklam harcaması yapıldı. Toplam harcamalar yüzde 84.2artarak 19.6 milyar liradan 36.2 milyar liraya ulaştı. En fazla reklam harcamasını 875.6 milyon lira ile "Alo" yaptı. tkinci sıra tş Bankası'mn üçüncü sıra da Akbank'ın. Ekonomi Servisi 1984 yüında Türkiye'de "her gün ortalama 100 milyon liranın Üstünde reklam yayımlandı ve reklam harcamalarında yüzde 84.2 oranında bir artış oldu. Cenajans tarafından yapılan bir araştırmaya göre: 1984 yılı reklam harcamalan nın tutarı 36 milyar 288 milyon lirayı buldu. Söz konusu rakam, 1983 yılında, 19 milyar 695 milyon lira dolayındaydı. • Reklam harcamalannda basın ve radyonun payı düştü. Buna karşın televizyonun payı arttı. 1983 ve 82 yıllarında durum bunun tam tersiydi. • Basın, radyo ve televizyonda yapılan reklam harcamalarının aylık ortalaması 3 milyar 24 milyonu buldu. Kişi başına 812 liralık reklam harcaması duşen 1984 yılında En fazla reklam harcaması Alo Toz Reklam şampiyonları (milyon TL.) Ftema ALO h Bankası Akbonk OMO Zirmt Bankası Garanti Bankası Pamukbank Bi» Jitrsü Uhtsiararası \ AEG BuzdoJatu Deterjanlarına ait: 875.6 milyon lira. •tkinci sıra 698.8 milyon lira ile İş Bankası'na ait. 644 milyon liralık reklam harcaması ile Akbank üçüncü oldu. • 501 milyon liralık reklam harcaması ile de Omo Toz Deterjanlan dördüncü durumda. Cenajans, bir önceki yıla göre neredeyse yüzde yüz oranında artmış bulunan 1984 yılı reklam harcamalannı değerlendirirken, "Bu artısın tamamıyla reel bir artış oiduğu söylenemez" görüşünü getiriyor. Reklam harcamalarında ortaya çıkan "patlama"nın "nedenleri" Cenajans'a göre şöyle: Reklam tarifeleri bir önceki yıla göre önemli ölçüde zam gördü. ozellikle televizyonda reklamların renkli olarak yayımlanmaya başlamasıyla birlikte, rekRadyo Pınar ürünlerine yüzde 11 zam İZMIR, (THA) Yaşar Holding tarafından üretilen "Pınar" ürünleri yoğurt, süt, ayran, tereyağ, peynir çeşitleri ile mayoneze ortalama yüzde 11 oranında zam yapıldı. Pınar ürünlerinin belirlenen perakende fıyatları şöyle: Eski Yeni Gram Fiyat (TL.) Fiyat (TL.) 270 300 140 160 270 300 550 620 1620 1780 500 600 öte yandan, Süt Endüstrisi Kurumu Genel Müdürü Güven Vardar, süt üreticisine piyasada teşekkül eden fıyatlardan 2025 lira fazla fiyat vermelerine karşın, ürünlerine zam yapmayı duşünmediklerini kaydetti. Süt Sft Yoğurt Tereyağ Eritme Peynir Mayonez KISA.... KISA... AKBANK Genel Kurulu 12 mart salı günü yapılacak. Fındıklı'daki Genel Müdürlük binasında tüm ortakların katıkmı ile yapılacak toplantıda Yönetim Kurulu Başkam Naim Talu çalışmalar hakkında bilgi verecek. YATIRIM Finansman, müteahhit ve dışsatım firmalarına ellerindeki "Hazine Bonolannı" derhal nakde çevireceğini bildirdi. Yatınm Finansman'ın fırmalara gönderdiği bildiride "Hazine bonosu olarak yapdan ödemeler vadesinden önce cari fiyatlann en yükseği ile nakde çevrilir" dendi. BOSFOR Şirketler Grubu 1984 yılı cirosunu 1983 yılına göre bir misli artırarak 4 milyar liraya çıkardı. Geçen yıl 944 milyon lira döviz girdisi sağlayan Bosfor gnıbu şirketleri 1984'te 248 milyon lira kâr elde etti. GİYİM sanayicileri Demeği'nin 35 mart tarihleri arasında New York'ta düzenlediği 12 Türk firmasının katıldığı fuar büyük ilgi gördü. 1000 500 800 250 1000 500 SJ lam kuşaklannın fiyatları da yüksek oranda artış gösterdi. Gazeteler de ek zamlar yapmak yoluna gittiler. 1983 yılına göre 16 milyar 592 milyon liralık daha fazla reklam harcamasının yapıldığı 1984 yılında: 21 milyar 385 milyon liralık reklam basına verildi. 13 milyar 98 milyon liralık reklam da televizyona verildi. Radyoda yayımlanan reklam harcamalan ise 1 milyar 904 milyon lira tuttu. Basına verilen reklam harcamalan bir önceki yıla göre yüzde 82.4 arttı. Televizyona verilen reklam harcamalan bir önceki yıla göre yüzde 98 arttı. Radyoya verilen reklam harcamalan ise sadece yüzde 32.4 oranında artabildi. DÜNYA'dan Çok Taraflı \atııimlar Garanti Ajansı kuruluyor ANKARA (a.a.) Dünya Bankası bünyesinde "Çok Tarafb Yatınmlar Garanti Ajansı" kuruluyor. Ajans, gelişmekte olan ülkelere yabancı sermaye akışını hızlandıracak ve belli ölçülerde garantiler sağlayacak. Düzenlemeden, Türkiye'ye yönelik yabancı sermaye de yararlanacak. Ajansın kurulmasıyla ilgili öneri, Uluslararası Ticaret Odası'nın Paris'te düzenlediği sempozyumda gündeme getirildi. Dünya Bankası Başkan Yardımcısı tbrahim Shihata konuya ilişkin bildirisinde kurulacak ajansın, son yıllarda yabancı sermayenin az gelismiş ülkelerdeki yatınmlarında görülen düşüşü önlemeyi amaçladığını söyledi. Ozellikle gelişmekte olan ülkelerdeki çeşitli projelerin yabancı sermayeye uygunluğunu araştıracak olan ajans, ülkelerin yabana sermayeye karşı ekonomik ve siyasi tutumlan ve bağlı bulundukları uluslararası anlaşmalar konusunda yatırımcüara bilgi sağlayacak. Hazine bono çıkannca banknot matbaası nefes aldı malar, 1983'ün ilk iki ayında 300 milyar liraya yakın menkul kıymet çıkarılmasına karşın 1 martta 988.8 milyar liraya ulaşan emisyon, geçen Hazine'ye açılan avanslann yuzde 3.3 arttığını, 1984'ün aynı döyılın eş dönemine göre yüzde 7.6 oranında arttı. ANKARA (ANKA) Banknot Matbaası'nın devletin menkul kıymet ihracı sayesinde nefes aldığı ve emisyonun trilyon sınınnı aşmasının önlendigi görülüyor. Ancak, yılın ilk iki ayında satılan 230 milyar liralık Hazine bonosu, 40 milyar liralık Keban Barajı gelir ortaklığı senedi ve diğer menkul kıymetlerle 300 milyar liraya ulaşan menkul kıymet ihraçlanna rağmen, emisyonun 1983 ve 1984 yıllanna göre bu yıl daha hızla büyüdüğü anlaşılıyor. 1983 yılının ilk iki ayında yüzde 8.8,1984 yıhnın ilk iki ayında ise yüzde 3.1 oranında azalan emisyon hacmi, bu yılın eş döneminde tüm önlemlere rağmen 1 martta 988.8 milyar liraya ulaşarak yüzde 7.6 oranında arttı. Bir süredir trilyon sınınnı zorlayan ve 1 şubatta 998 milyar liraya kadar yukselen emisyon hacmi, menkul kıymet çıkarılarak piyasadan para çekilmemiş olsaydı 1985'in ilk haftalarında 1 trilyon lirayı aşmış olacaktı. Menkul kıymet ihracfyla frenlenmeye çalışılmasına rağmen, emisyonun geçen yıllardaki eğilimlerinin tersine bu yıl artış göstermesine neden olan en büyük etkenin, Hazine'ye açılan kısa vadeli avanslardaki artış oiduğu görülüyor. ANKA'nın yaptığı hesaplaneminde ise yüzde 6.1 azaldığını gösteriyor. Bu yıl ise, hazine avanslannın 1984 sonundan 22 şubata kadar geçen dönemde yüzde 37.4 arttığı anlaşılıyor. Bu arada, değişik bir oranlama ile elde edilen veriler, Hazine avanslannın emisyon artışını körüklediğini ortaya koyuyor. Hazine'ye açılan kısa vadeli avanslann emisyon içinde 1982 yılı sonunda yüzde 49 olan payı, 1983 sonunda yüzde 53.2'ye yükseldikten sonra, 1984 sonunda yüzde 50.8'e indi. Ancak, bu yıl avanslardaki hızlı büyüme sonucu söz konusu oran 22 şubatta yüzde 69.6'ya yükseldi. len döviz sayesinde dış dengemiz de düzelecektir" diyor. Üzeyir Garih bu yöntemle mali yurt dışuıa çıkarmadan ihracat yapılmış olacağı gorüşünde. İspanya'dan ve başka ülkelerden örnek veriyor: "İspanya, Mayorca Adası'nda tatil köylerini Almanlara sattı. Yine Alman Neckerman fîrması, Senegal'in başkenti Dakar'da koskoca bir tatil köyü satın aldı. Bugün Los Angeles, Londra ya da Frankfurt'un pekçok yerinde birçok binanın Arap olsun olmasın, yabancılara ait olduğunu görürüz. Krupp gibi birçok önemli tesisin hisseleri zamanında lran'a satılmıştır. AEGTelefunken'in Fransız Thompson firmasına satıldığını da biliyoruz. Olayı bir tür kapitülasyon olarak değerlendirmek son derece yanlıştır. Tarafsız bakıldığında, bu gelişme ülke açtsından yararhdır." Üzeyir Garih, "Turistik alanlann ya da firmalann yabancılara satılmasıyla gelecek dövizin dış ödemeler dengesine de yararlı olacagını söylüyor ama... "Türkiye'de oluşan TürkArap ortaklıklan gerçekte Isviçre'de mi bütunleşijor?" sorusunun da sorulabileceğini düşünenler var. Adını değil "görüşünü" aktarabildiğimiz bir işadamı, sözkonusu ortaklıkların hangi koşullarda yapıldığına da dikkat etmek gerektiğini" söylüyor. Erdogan Demirören, şirket hisselerinin Araplara satılmasını "olumlu" bulanlardan... "Keşke, Türkiye'deki bütün hisse senetleri aktüel halde olsa. Mesela, bir tş Bankası ya da Akbank'ın bisse senedi neden Avrupa sermaye piyasalarına kote edilmesin. Böylelikle, kâğıt ihraç edip, döviz kazanmış oluruz. Aynı zamanda da berrak anonim şirketler oluşmuş olur. Bugün, Avrupa borsalannda hisse senetleri yüzde 5 ile 12 arasında degişen oranlarda getiri saglıyor. Biz bu piyasaya çıksak ve yüzde 1820'lik kâr garantisi vaat elsek, herkes bize koşar. Ki, buna da ihtijacımız var" diyor. Erdoğan Demirören, şirketlerin sadece Araplara değil, Avrupalılara da satıîması ve Türk sermaye piyasasının Avrupa'ya da açılmasından yana. Demirören, "daha geniş çaplı ve çok yönlü bir dışa açılım" önerirken... Dışa açılım "tek yönlü" kalsa bile eleştirileri koyulaştırmanın bir noktadan sonra anlamsıza düştüğünü savunanlar da var. Adının açıklanmasını istemeyen bu işadamının gerekçesi şöyle: "Bakıyorsunuz, bankalara borç takmış, kendini vergi şampiyonu ilan ettirip vergisini ödememiş isadamlan var. Fiyakalanndan gecümiyor. Boğaz'da yalılar, yatlar.. Diyelim ki, böyle bir işadamının yerine, başka bir Arap şeyhi gelip oturmuş Boğaz'da. Bunun neresini eleştireceksiniz?" tstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkam Nurullah Gezgin ise, bütun bu olup bitenleri kendine göre bir "denge çizgisini" tutturmaya çalışarak değerlendiriyor: "Petrol zengini Arap ülkelerinden ortak bulma fikri, ozellikle kaynak sıkıntısına düşen firmalar için Turgut Özal tarafından gündeme getirilmiş bir formüldür. Turgut Özal, çeşitli vesilelerle bu konudaki görüşünü dile gelirmiştir. Eğer, bir firma verimli olarak çalıştınlamazsa, bence onun sahibinin kim oldugu ya da kim olacagı o kadar önemli değil. Alman ya da Suudlu bir işadamının böyle bir firmaya ortak olarak katılışı ola ki verimliligi arttıracaktır. Biraz da bu açıdan düşünmekte yarar var. Çok yakın bir gelecek le TürkSuud Holding'i kurulacaktır. Bu şirket, Türkiye'de finansman sıkıntısı çeken şirketler için portföy ticareti yapacak. Boğaz'daki arsalann satıîması konusuna gelince, bu bir polemik konusu oldu, girmek istemiyorum." Ingiliz bayan milletvekiü: AET, kendi tekstil sanayiini korumak için Türk ihraç ürünlerine kota koyuyor ANKARA (a.a.) Avrupa Parlamentosu Dış Ekonomik Işler Komisyonu Başkam İngiliz Muhafazakâr Parti kadın milletvekili bayan Sheleagh Roberts, tekstil konusunun Avrupa Topluluğu içinde oldukça "hassas" bir mesele haline geldiğini belirterek, "AET ülkelerinin Türk tekstil ihraç ürünlerine koydugu kotalar, bir \erde topluluk ülkelerinin kendi tekstil sanayilerini korumak için aldığı üir önlemdir" dedi. Siyasi ve ekonomik çevreler ile temaslarda bulunmak üzere Ankara'ya gelen Roberts, yaptığı görüşmelerde TurkiyeAET ilişkileri üzerinde durulduğunu bildirdi. Roberts, Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem'in kendisine "AET'nin Türkiye'ye tekstil ürünleri imalatı için makine sattığını, ancak aynı ülkelerin Türk tekstil iirunlerine surekli kota koydugunu" söylediğini anlattı. Roberts, şöyle devam etti: "Ben sayın bakana bu konu hakkındaki göriişlerimi açıkladım. Tekstil sorunu topluluk içinde büyük sorun olmuştur. Tekstil sana>ündeki birçok işkolu zarar görmeye başladı ve topluluk ülkelerinde ciddi boyutlarda işsizlik sorunu doğdu. Koyulan kotalar bir yerde, topluluğun kendisini korumak için aldığı bir önlemdir. Ama yapılacak karşılık.lı görüşmelerle koyulan kotalann kaldınlacağını ve serbest ticaretin başlay acağını iımit ediyorum." Roberts, Türkiye'nin AET'ye tam uyelik için başvurması halinde Ingiltere hükümetinin bu başvuruyu destekleyeceği görüşünde olduğunu bildirerek "Ama tam uyelik konusunda İspanya ve Portekiz'le sürdüriilen görüşmelerin tamamlanması gerekmektedir" dedi. ij S? 8 MART 198S TARİHİNDEKİ DdVİZ KURLARI T.C. ZtRAAT BANKASI DÖVİZ AUŞTL SATÇTL 491.20 496.11 339.91 343.31 20.55 20.76 144.25 145.69 7.18 7.25 40.33 40.73 47.19 47.66 127.42 128.69 50.86 51.37 168.97 170.66 23.19 23.42 188.13 190.01 350.73 354.24 1601.26 1617.27 50.35 50.85 522.39 527.61 136.05 137.41 ijj Ç? DOVIZ KURLARI Merkez Bankası dolann esas kurunu 468 lira 03 kuruş olarak belirtedi. Dövizin Döviz Döviz Efektif Efektif Cinsi Sat«ş Alış Alış Satış 1 ABD Dolan 491.20 496.11 491.20 501.02 1 Avustralya Doları 339.91 343.31 322.91 346.71 1 Avusturya Şilini 20.55 20.76 20.55 20.96 1 Batı Alman Markı 144.15 145.59 144.15 14703 1 Belçika Frangı 7.18 7.25 6.82 7.32 1 Fransız Frangı 47.19 47.66 47.19 48.13 1 Hollanda Rorini 127.42 128.69 127.42 129.97 1 jsveç Kronu 50.86 51.37 50.86 51.88 1 İsyiçre Frangı 168.97 170.66 168.97 172.35 100 itatyan Lireti 23.19 23.42 22.03 23.65 100 Japon Yeni 188.13 190.01 178.72 191.89 1 Kuveyt Dinan 1601.26 1617.27 1521.20 1633.29 1 Sterlin 522.39 527.61 522.39 532.84 1 S.Arabıstan Riyali 136.05 137.41 129.25 138.77 hrcdVin Arap ülkelerine satışını engellediği "Leopord" tanklannı üreten şirketin kân yüzde 16 azaldı. Almanların silah satışına engel LONDRA, (ANKA) Federal Almanya silah sanayii, Israil'in Arap ülkelerine yönelik satışlar konusundaki tutumundan olumsuz etkileniyor. Londra'da yayımlanan ünlü "The Economist" dergisinde yer alan bir yazıda, son teknolojinin ürünü olan "Leopard" tanklarınm yapıması Krauss Maffer firmasının satışlannın, 1984 yılında önceki yıla göre yüzde 16 oranında bir gerileme kaydederek 600 milyon dolara düştüğü belirtiliyor. Dergi, Karauss Maffer'in satışlarında gözlenen olumsuz gelişmeleri, söz konusu tanklara büyük bir ilgi gösteren Arap ülkelerinden gelen siparişlerin tsrail'in karşı tutumu nedeniyle yerine getirilmemesine bağlıyor. Bilindiği gibi, İsrail, Arap ülkelerine sağlanabilecek silahların bir gün kendisine karşı çevrilebileceği gerekçesiyle Bonn'daki Yahudi lobisinin aracıhğıyla satışını engelliyor. TEK'in 3 ilde yüzde 5 fazla para alması sanayicileri kızdırdı tZMİR, (Cumhuriyet Ege Bürosu) Türkiye Elektrik Kurumu TEK'in İstanbul, Kocaeli ve İzmir'de sanayicilerden yüzde 5 fazla para alması tepkilere neden oldu. EBSO Yönetim Kurulu Başkam Ersin Faralyalı, "Finansman sıkıntısı içindeki sanayici, bir darbe de 1 t.K'ten yedi' dedi. Doların değer kazanması, enflasyonun durcıurulamamasının ardından TEK'in de enerjiye surekli zam yapuğını anımsatan EBSO Başkam Faralyah, kararın en çok sanayicileri rahatsız ettiğini vurguladı. DÖVİZİN CİNSİ 1 1 1 1 1 1 1 1 ABODOUM AVUSTMLYA D0URI AVUSTURYA ^ÜHİ BAT1 ALMAN MAMU BELÇteA FRANSI OAMMAMU KROM FRAMS& HUNGI H0UAMM FUHtH 1 tinç KROIU 1 ISV»ÇBf FRAM6I 100 İTALYAI ÜRETİ 100 JAPON YEri 1 KANADA DOLARI 1 KUVEYT OİNAM 1 NORVEÇ KMMU 1STERÜİ 1 S. ARABİSTAN RİYAİİ EFEKTİF AUSTL SATIŞTL 491.20 505.47 322.91 349.78 20.55 21.14 144.25 148.44 6.82 7.38 40.33 41.50 47.19 48.56 127.42 131.12 50.86 52.33 168.97 173.88 22.03 23.86 178.72 193.59 333.19 360.92 1521.20 1647.78 47.83 51.81 522 39 537.56 129.25 140.00 Dizel motor konulu toplantı bugün Ankara'da ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Akaryakıtta tasarruf sağlanması amacıyla benzdnle çalışan otomobillere takılması düşünülen dizel motorlar "tthal yoluyla mı yoksa iç üretimle mi karşılansın?" Tartışmaları, sürerken konu ile ilgili bakanlann ve universitelerden bilim adamları ve uzmanların katılacağı bir toplantı yapılacak. Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu'nun bugün federasyon merkezinde düzenleyeceği toplantıya Maliye ve Giımrük Jnıar ve İskân, Sanayi ve Ticaret ve Ulaştırma Bakanlan'nın yanı sıra, konunun teknik düzeyde ele alınmasını kolaylaştırmak için universitelerden bilim adamlarının da katılacağı ve bu konuda kesin saptamalann yapılacağı sanılıyor. ÇAPRA2KUR 1 ABD DOIARI 3.4075 10.4089 3.8549 2.9070 2118 15 261.09 3.6104 1 Sterlin B.AJman Markı Fransz Frangı Hollanda Flonnı Isvıçre Frangı Italyan Urelı Japon Yenı S Araöıstan Rıyalı 1.0635 ABO Doiarı A1TIN GÜMÜŞ ALIŞ Cumhuriyet Reşat 24 ayar kulce 22 ayar bılezık 900 ayar gumus 30.200 31.500 4.560 4050 90 SATIŞ 30.300 32 000 4580 4400 92 T.C. ZtRAAT BANKASI "Güciine erişilmez"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle