19 Kasım 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 MART 1985 KÜLTÜR YAŞAM CUMHURİYET/5 ÎSMAH GÜLGEÇ SEMEMA ATILLA DORSAY HAYVANLAR Bir önyargı ve ırkçdık örneği Sürgün (Gulag) / Yönetmen: Roger Young / Oyuncular: David Keith, Malcolm McDowell, Nancy Paul / Lorimar yapımı (Saray, Gazi). Saray Sineması, çok yeni filmler göstermeyi sürdüriiyor. Bu sinemanın bu yıl gösterdiği "Bir Zamanlar Amerika", " T a r a n " , "Polis Okulu" gibi filmler Avrupa'da hâlâ sinemalarda... Yine çok yeni olan "Sürgün"ün ise dışanda ju günJerde gösterime çıkacağını sanıyorum... "Sürgün", Moskova Olimpiyatlan'nda gectiği varsayılan düşsel bir öyküyü anlatıyor. Bir Rus aydınının Batı'ya geçirmek üzere kendisine vermek istediği metni almayı kabul eden, bir zamanlar 3 aJtın madalya kazanmış, şimdi ise reklam işlerinde olan bir eski ABD'li atlet, metni aldığı an Sovyet polisi tarafından tutuklanıyor, türlü çeşitli işkencelerden sonra olmayan suçunu itiraf ederek, bir "gulag' yani çalışma kampına gönderiliyor. Burada 'yabancılar böliimii'ne konan kahramanımız, iki kafadanyla birlikte kaçmaya çahşıyor, vs. vs.. "Sürgün", "Dallas'la iyiden iyiye kalkınan Lorimar şirketinin bir yapımı. TV dizileriyle kalkınan bu tür şirketler, sinemaya geçtiklerinde hayli 'alak' oluyorlar, büyük şirketlerin pek el atmadığı, atamadığı konulade yapılmış, belki de en Sovyet aleyhtan, en 'antikomünist' yapıt... Hiçbir büyük Amerikan şirketi, Sovyet rejimine böylesine cepheden saldıran, böylesine kaba bir eleştiri, giderek düşmanlık filmi yapmaya cesaret edememişti.McCarthy döneminde bile.. Gerçi Sovyetler'in dünyadaki en 'özgürlükçü' ülke olduğuna, belki bir avuç fanatikten başka kimse inanmıyor. 'Gulag'Iarın varlığını ise özellikle Soljenitsin'den beri herkes biliyor. Ama her türlü eleştirinin, her türlü politik karşı çıkışın bir ölçüsü, bir dozu var. Bu ölçü, zaten filmin ilk sahnelerinde 'kahraman' Amerikalımız, "Ben Amerikalıyım...Hiçbir şeyden >ılmam" dediğinde (ciddiyetle dediğinde) kaçmış oluyor. Ve film, koyu bir ABD övgüsüne, Amerikan değerlerinin kaba bir yüceltilmesine karşı son derece ürkünç, korku ve dehşet verici bir Rusya görüntüsü üe sürilp gidiyor... Filmin Sovyetler Birliği'ne bakışı, sözgelimi bir başka ABD filminin, "Geceyansı Ekspresi'"nin Türkiye'ye bakışmdan hiç farkh değil. A>TII ırkçılık, aynı önyargı, aynı peşin düşmanlîk, bu filmde de var.. '"Sürgün"ü kaçırmayın.. Sinemanın istendiğinde nasıl kaba bir propaganda, nasıl grotesk bir politik saldırıya dönüşebildiği. bu filmde benzersiz biçimde örnekleniyor... KİM KİME DUM DUMA BEHU; AK L'zon vzun kcnoşhıh vari \>\r \Q girdık. flslında fâf aromızda, tom 3 MADALYA LI ATLET' 3 altın madalya sahibi eski bir A BD 'li atlet, Moskova Olimpivatlan strasmda bir Rus aydınının verdiği metni Batıya geçirmek üzereyken yakalanır. Bu rolde David Keith var. ra, alanlara dalıyorlar. Bazen iyi, bazen de kötü olarak... "Sürgün", herhalde bunlann en kötü örneklerinden biri... Teknik olarak değil. Filmin gerilimi yerli yerinde, oyuncular, özellikle 'gerçekçi' îngiliz casusunda Malcolm McDowell aksamıyor. McCARTHY DÖNEMİNDE BtLE YOKTU Ama "Sürgün"ü gerilimi veya çok yeni bir film olduğu için değil, başka şey için görmek gerekli. Film, ABD sinema tarihin Türkiye'de sinemanın içler acısı görüntimü Dısarda birbirinden güzel filmter yapılıyor, şenliklerde salonlar dolup taşıyor. Bizde ise durum bunun tam tersi. Filmler iş yapmıyor, seyirci gelmiyor, herkes panik içinde. Peki, ama niye gelsin? Türkiye'de seyirci niye onca sıkmtıya katlamp sinemaya gitsin? Her Şenlik dönüşü, okur bizlerden bir genel bakış, bir döküm beklemeye alışıktır. 35. Berlin Şenliği'nden döndükten sonra da bu tür bir yaa bekliyordunuz sanırım. Ben de yazmaya hazırlanıyordum. Ama öyle büyük bir sinema şenliğinden dönüp de kendi ülkemdeki sinemanın perişanhğını görünce, ballandıra ballandıra şenlik filmlerini anlatmaya elim varmadı. Bunu ilerki günlerde bu veya başka sütunlarda, fırsatlarda yapanz. Ama bir Berlin boyunca yaşadığımız o coşkudan, sayısız salonu dolduran, buz gibi soğukta gişelerin önünde uzun kuyruklar oluşturan o seyirci ilgisinden, yeniden bir altın çağa kavuşmuş gözüken sinemanın göz kamaştıncı görünümünden sonra, ülkenin en büyük kenti lstanbul'da karşılaştığım manzara daha da çok acı veriyor, üzüntü veriyor. Nedir sorun? Filmler iş yapmıyor, seyirci gelmiyor, herkes panik içinde, sinemasını konserlere, "müzikli oyunlara" kiralamak için tüm yöneticiler koşuşturup duruyor. Film ithali durmuş, yerli yapımda projeler masaları üstüne yığılıyor, herkeste gelecekten bir korku, bir yılgınbk... Türkiye'de sinemanın ölümü diye artık gerçekten ağıt yakmanın zamanı geldi mi? Onemti bir sinema organizasyonu P I K N İ K /»/> 4LE MAÜR i GODARD 'DAN Fransız sinemasınm ünlit adı JeanLuc Codard'ın fılmi, "Je Vous Salue Marie Sizi Selamhyorum Marie", son Berlin Şenliği 'nin ilgi çekici filmleri arastndaydı. leri değerli filmler gösteren bir sanat merkezi haline getirme sözünü anımsatarak mahçup mu edeyim? Kamuoyu önünde verilmiş sözlerin tutulmamasımn bir ınsana hangi lâkabı getirdiğini mi anımsatayım? Ya diğerleri? İstanbul'un en gözde sinemalarından olan Şişli'deki Kent Sineması'mn mevsim boyunca bir tek dişe dokunur film göstermediğinin farkında mısınız? Ben bu yıl o sinemaya hiç adım atmadığımı farkedince bunu anladım. Ya Beyoğlu'nun yıllar yılı düzeyini koru • muş "saygın" sineması Eraek? Birkaç haftadır burada ne tür filmler oynadığını farkettiniz mi? Bu hafta bir karatefilmitakınca, geçmişinin en düşük hasılatını yapan bu sinemanın yamna bir "takviye" koyarak mevsim ortasında iki film göstermesi, acaba zaten bir avuç kalmış sinema meraklısı tarafmdan fark olunmadı mı? Mevsim başından beri iki filmi sürdüren bir zamanlann " k i b a r " sinemaları Yeni Melek veya Fitaş gibi? Seyirci gelmiyor, evet... Ama bu filmleri oynatarak mi o seyirciyi evinden, videosundan, TV'sinden ayırıp da sinemaya getireceksiniz? Biraz direnme, I kalitede ısrar etme gücunüz yok mu? tlk rüzgârda yıkılacak, ilk sallantıda bayağılığa, kalitesizliğe teslim mi olacaksınız? Emek Sineması Ismet Kurtuluş'un kirasmdadır, istediğini yapar, sinema onun değil mi deyip, bu işin ucunu bırakabilir miyiz? Emek Sineması'nı Emek yapmada bizim payımız yok mu? Yıllar yılı "2001"den "İriandalı Kız"a, " M a c a r l a r d a n " d a n "Amarcord"a, Emegi Emek yapan filmleri yazmadık mı, övmedik mi, seyirciye öğütlemedik mi? Bu sinemada bizim de biraz hakkımız yok mu? Onu karate filmlerine teslim edebilir, teslim edilmesine göz yumabilir miyiz? Ne yazık... Evet, Berlin Şenliği'nden yurda dönünce sinemanın daha da kötülediğine, tam bir çıkmaza doğru gittiğine tanık olduk. Bu, şenliğin de, "Pehlivan"ın aldığı ödülün de, orada keyifle izlediğimiz yapıtlann da bıraktığı o güzel tortuyu yok etti. Bunca sevdiğimiz, bir ömür bağladığımız, yıllardır üstüne yazıp çizdiğimiz bir sanatın dısarda böylesine yüceldiği bir dönemde Türkiye'de bu hallere düşmesi ne yazık!... Bunca başyapıt varken... Oysa dısarda birbirinden güzel filmler yapılıyor, salonlar doluyor, sinemacılar sevinçle ellerini ovuşturuyorlar. "Amadeus"u, "Cotton Club"u, "Ayna"yı, "Metropolis"i, "Wetherby"yi vb.ni izledikten sonra, sinemadan umudu kesmek, sinemanın geleceğinden karamsar olmak mümkün mü? Künilerinden söz ettiğimiz, kimilerinden ise yeri gelince edeceğimiz bu başyapıtlar hâlâ yaratılabüirken, sinema nasıl ölür, bu konuda nasıl karamsar olunur? Bizde ise seyirci sinemaya gelmiyor deniyor. Peki, ama niye gelsin? Şu geçen karakış günlerinde, Avrupalı, sıcak salonlann rahatlığmda koltuklara gömülüp şenlikte veya sinemalarda birbirinden güzel filmler izlerken, Türkiye'de seyirci niye onca sıkıntıya katlamp da sinemaya gftsin? Bir kez salonlann o akıl almaz soğukluğunu, insanın bacaklanndan tüm vücuduna yayılan ürpertiyi düşününce, hele böyle havalarda insanları o ısıtılmamış salonlara kim, hangi cesaretle çağınyor, bu çağnya olumlu yanıt bekliyor? \I\I11A GEÜSİMI önümüzdeki pazartesi gününden başlayarak, Kadıköy Moda Sineması Kültür Merkezi "nde düzenlenen Tiırk Sinemasınm Son 10 Yılı programı, örnek bir çalışma niteliği taşıyor. Program süresince düzenlenecek 4 açıkoturumda, Sinemamızda Anlatım Sonınlan, Sinemadaki Gençler Sinemaya Bakıyor. Sinemamızın Yapısal Sonınlan ve Son 10 Vılda Toplumsal Değişme ve Sinemamız ana başlıklan altında ve onemli sinema adamlarının da katılmasıyla, Türk Sineması'mn sonınları enine boyuna tartışılacak. Bu açıkotunım metinlerinin banda alınarak yayımlanması ve böylece katılamayacaklara ulaştırılması dilenir. Diğer yandan, sinema gibi bir alana yaklaşımı yalnız 'lafta' bırakmamak ve film gösterileriyle desteklemek, çok olumlu bir davranış... Çok iyi bir seçimle, son 10 yılın sinemasından başlıca örnekleri bir hafta içinde izlemek mümkün olacak. İyi filmlerin birkaç kez gösterimden sonra ortadan yok olduğu, ne var olmayan sinematek veya sinema kulüplerinde, ne de Türk Sineması'nda tam bir ihanet içinde bulunan TRT TV'sinde gösteril Bu senenin en diği bir ülkede, bazılarınca yalheyecanh maçı nız adı bilinip kendisi görülememiş bu filmleri topluca izlemek, Bu senenin en mühitn maçı kaçınlmaz bir fırsat. Birçok bugün Taksım stadyomunda önemli filmin bilinen veya biîin CaiatasarayFenerbahçe meyen nedenlerle bu toplu gös takımları arasmda teride yer alamadığı gerçeği bir yapılacaktır. Bu maç, bu yana. "Düğün", "Yatık Emine". seneki tstanbul şampiyonunu "Bereketli Topraklar Üzerinde", tayin edecektir. Geçen hafta "Hazal", "Adak", "Devlet Kuşu", Galatasarayın Fenerbahçeyi "Altın Sehir", "Sultan" ve baş mağlup etmesi, bugünku maça ka filmleri topluca izlemek kuş büyük bir hususiyet ve kusuz önemli bir fırsat olacak. ehemmiyet verdirmistir. Bu fırsattan biz sinema yazarla Bugün Fenerbahçe, hem geçen rı kadar, siz sinemaseverlerin de haftaki mağlubiyetin acısını yararlanacağım umuyorum. Süregiden 'sinema bunalımına karşı n son günlerde üst üste düzenlenen Türk sineması açıkoturumları, tartışmalan ve gösterileri, bu alanda artan yayınlarla birlikte umutlu bir bakış getirmiyor değil... Önümüzdeki IsYazı yazmaya tanbul Sinema Günkri'nin de bu meraklı umudu pekiştireceği ve sinemamn ufkunda toplanan kara buTürkçeye hakim, lutlarm, tüm bu olumlu girişimgencyazarlar aranıyor lerin açacağı yolda biraz dağılacağı umulur... Bu konuda gayret, Isteklilerin kuşkusuz yine ve bir kez daha si100 ve 500 kelimelik nemayı gerçekten sevenlere, sinebiri kısa, biri uzun ma tutkunu her yaştan gençlere iki hal tercümesi ile duşüyor... TARIHTE BUGU!V m MTAZ ARIKA\ 1847'OE GUGÜN, İLK 7AKS(MEV?ei£(İ <ÜUANILMAYA 8AŞLAUDI. UDNbeA'Dfl, HALKtAJ ULA$!M GEKEICSİNİMİNİ SA6LAYAN ATLI ARA8ALAR İÇİM YAPfLAN BU MAİOHE, MÜH£M0İS H. VON UÇTSR'IN SULUŞUYPU SAAT KADRANINA 8SNZEYBN TAieSİMET&e, GlDİLEN U3*£LIĞI ÖLÇÜYO/?. V£ OhtA GÖe.E VERİLECEK ÜCJZ6Tİ SAPÜYORPU. HALKI, AGABAClLAGlN YÜKSEK ıJceer İ^TBKLERJNE tcAeşr KDRUYACAK OLAN SU MAKİHELBR, GErİKutĞi KOLAYLIK NEPENİYLE ÇABUCAK YAY6INLAŞA CAICTI: 8 Mart ILK TAKSIMETRELER 50 YIL ÖNCE Cıımhıırivet çıkarmak, hem de Istanbul şampiyonluğunu kazanmak için, her halde butun kuvvetini ortaya koyacaktır. Galatasaray da, Fenerbahçeyi bir defa daha yenebilmek ve şampiyon olabilmek için geçen hafıaki kadar güzel ve dikkatli oynamağa çatışacaktır. îki taraftan hangisinin muvaffak olacağını, gene maddi ölçülerle ölçmeğe imkan yoktur. Yainız şurası muhakkaktır ki, bugün Fenerbahçe, geçen haftaki gibi 8 Mart 1935 gafıl avlanmayacaktır. Müsabaka, bir buçuk saat zarfında iki taraftan birinin galibiyetiyle bitmediği takdirde yarım saat daha uzatuacaktır. GalatasarayFenerbahçe takımlarından kavgasız, gürultüsüz ve güzel bir oyun oynamalarını istehz. 19351985 ^•^1en ve ne icin!7 Uluslararası maçlar Torinodan Juventüs takımile Real Star Rasing, üçer gol yaparak berabere kalmışlardır. h»« u u a u . «Püdi , bnlMm,tarl* VAZM ARANIYOR SAHİL GÜVENLİK KOMU1ANLIĞINDAN 1. Sahil Güvenlik Komutanhğının ihtiyacı olan aşağıda başlıklar halinde gösterilen 17 Iiste muhteviyatı yedek parça ve malzemeler 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 51. maddesi (P) fıkrası gereğince yurt dışından satın alınacaktır. KOD VE LİSTE NO: MALZEMENtN/TÜRKÇE/ORİJİNAL ADI: MİKTARI: MK1 HİDROFORLAR fMASKINFBARIKEN " I R O N " A/STELEFONVEJ 7) 10 Kalem MK2 DEMİR IRGATI (STEEN YMAS 16 EU 4 15 Kalem MK3 DÜMEN SİSTEMİ (HATLAPA STEERING GEARS) 12 Kalem MK4 TAHLİYE TULUMBASI (CNFSERO PUMPS) 12 Kalem MK5 SABÎT CO; SİSTEMİ (WALTER KIDDE GMBH CO2 EXTINGUIS HING SYSTEM) 9 Kalem MK6 ELEKTRİKLİ ŞOFBEN (NECKAR WARIE ELECTRICAL KOT VVATER BO1LER) 6 Kalem MK7 HAVA KOMPRESÖRÜ OTOMATİK DREYN SİSTEMİ (BAUER MOKPRESSOREN AUTOMATIC DRAIN) 62 Kalem MK8 MOTORİN TRANSFER TULUMBASI (HIGHPRESSURE CENTRIFUGAL) 16 Kalem MK9 TURBOŞARJER (HISPANO SU1ZA HS 500 TYPE TURBOCHARGER) 24 Kalem MK10 PÜNOMATİK SİSTEM (SPARE PARTS FOR PNEUMATIC SYSTEM) 28 Kalem MK11 HAVA KOMPRESÖRÜ (COMPRESSEURS ERVOR) 53 Kalem MK12 HİDROFORLAR (KSB VERTICAL FRESH/SEA VVATER 5 Kalem PUMP) MK13 DENİZ SUYU TULUMBASI (LOEWEWESSERKNECHT 10 Kalem PİSTON PUMPS) MKI4 MOTORİN TRANSFER TULUMBASI (VERTICAL HIGH10 Kalem PRESSURE CEN TRIFUGAL PUMP) 18 Kalem MK15 ZF MARINE BW 800/2 ŞANZUMAN YEDEKLERİ 21 K a l e m MK16 OM 636 MERCEDEZBENZ YEDEKLERİ EISENVVERKE REINTJES BGAI00 ŞANZUMAN YEDEKLERİ ' 8 Kalem 2. Satın alınacak malzeme ve yedek parçalara ait idari şartname (Türkçeİngilizce) ve listeler Sahil Güvenlik Komutanlığı Tedarik Şube Müdurluğunde mevcut olup, listelerin her biri 500. (Beşyüz) TL.sı tamamı ise 8500. (Sekizbinbeşyüz) TL.sı karşılığında 15 MART 1985 Cuma günü mesai bitimine kadar alınabilecektir. Buna ait makbuzu bulunmayan ve 15 MART 1985 tarihinden sonraki tarihlerde alınan makbuzlara ait teklifkr değerlendirilmeyecektir. 3. Şartname ve üste talebinde bulunan firmalar hangi numarah Iiste veya listeleri almak istediklerini belirtir bir dilekçe ile muracaat edeceklerdir. 4. İdari Şartnameye uygun olarak hazırlanan teklifler en geç 3 NİSAN 1985 Çarşamba günü saat 17.00'ye kadar Sahil Güvenlik Komutanlığı Tedarik Şube Mudürlüğü BakanlıklarAnkara adresinde bulundurulacaktır. Postada vuku bulacak gecikmeler kabul edilmeyecektir. 5. Posta ile şartname ve Iiste gönderilmesi talebi yapılmayacak bu nevi talepler cevaplandırılmayacaktır. 6. Komutanlığımız ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. Basın: 12377 MK17 Tutulmayan söz Hele fılmler? Ortalığı birbirinden pespaye, birbirinden değersiz film müsveddeleri kaplamış.. Sinemalar, son miraslannı da fütursuzca har vurup harman savuruyor, bunca yıl bin bir özenle oluşmuş ünlerini, saygmlıklarını çekinmeden harcayıveriyorlar. Hangi örneği vermeli? Şimdi kalkıp da sevimli sanatçı Zeki Alasya'yı burada, bu sütunlarda mevsim başmda verdiği sözü, Konak Sineması'nı gündüz Fakultemiz bölümlerine laboratuvar, eğitim ve öğretim ihtiyaçlarında kullanılmak üzere çeşitli malzemeier satınalınacaktır. Teknik şartname 29.3.1985 Cuma günü saat 17.00'ye kadar dekanlığırruzdan temin edilebilir. Postadaki vaki gecikmeler kabul edilmeyecektir. Basın: 12833 DICLE UNİVERSIJESİ FEN EPEBIYAT FAKULTESI DEKANLIĞINDAN Posta Kutusu 80 Şişli adresine yazar rumuzu ile müracaatları... I Atilla DorsaySungu ÇapanSeda Güler Fehmi YaşarNur SürerOnat Kutlar Agâh ÖzgüçHaluk YavuzerAysel Ekşiİsmail TunalıYücel ÇakmaklıBurçak Evren ELMA VİDEO'DA BU HAFTA * UNDER THE VOOLCANO * THE DRESSER Telefon: 140 18 26 • İETT pasomu kaybettim. Geçersizdir. OKTA Y ÖZKARTAL ULUSAL SANAYİ Miimtaz Zeytinoğlu 200 Lıra, Cağdas Yayın.arı Turkocağı Caa 39/41 Cağaloğlu/lstanbul 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle