15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
TÜRKİYE'den ANKARA, (ANKA) Türkiye'den Federal Almanya'ya yajılan ihracatın "hayali" olduğu anlaşılan bölümünün yaklaşık içte biri ithalat olarak Türkiye'ye geri dondü. Bu olayın 1984 rilında 1.75 milyon dolarlık bir büyüklüğe ulaştığı tahmin edili,or. Ocak kasım dönemine ilişkin veriler 149.4 milyon dolarık bir geri dönüşün varbğını ortaya koyuyor. Ocak kasım döleminde Türkiye'nin Federal Almanya'dan yapmış olduğu itlalat, Almanya kayıtlannda 1 milyar 91.9 milyon dolar olarak, rürkiye kayıtlannda ise 1 milyar 21.2 milyon dolar olarak göünüyor. Turkiye kayıtlanndaki miktarda Almanya'nınki gibi FOB fiyata indirgendiğinde ithalat 942.5 milyon dolar düzeyine niyor. Ihracat kayıtlarının yanı sıra, ithalat kayıtlannda da or:aya cıkan bu farklıhk, Federal Almanya'da fıktif antrepolarda Dulunan "hayali ihracata" konu mallann, bu ülkeden Türkiye'ye satıldığı biçiminde işlem yapılarak çıkartılmasından kaynak.anıyor. Ancak gerçek değerinin birkaç kat üzerinde fiyatlandınlmış olan bu mallar Türkiye'ye fiilen geri getirilmeyerek belirlenmiş yerlerde imha edilmiş bulunuyor. Böylece, reeksport olarak Federal Almanya'nın kayıtlannda Türkiye'ye ihrac edildiği zörülen bu mallar Türkiye'nin ithalat kayıtlannda ver almıyor. Hayali ihracatın geri dönüşü Devletin bankalara ödediği 250 milyar faiz para arzını zorluyor NİLGÜN UYSAL 1984 yılında "zarar" çizgisinden "toparlanma" çizgisine doğru geçiş yapan Türk bankacüıgı ile Hazine arasında bugünlerde üstü kapalı bir cekişme var. Konu: Bankalarm Merkez Bankası'na yatırdıkları mevduat munzam karşılıklanna ödenen "faiz raiktan..." Yapılan bir tahmine göre, bir yıl içinde Merkez Bankası, "bankalara" mevduat munzam karşılıklan için yaklaşık "250 milyar lira dolayında faiz ödemek" dunımunda kaldı. E>eniyor ki: Bankalan, Merkez Bankası'na mevduat munzam karşılığı yatınnaya mecbur eden sistemin bir amacı, "halkın birikimlerini güvence altana almak"sa, bir başka amacı da "piyasadan para cekerek emisyonu kontrol altında tntmak"tır. Ne var ki, bugün 1 trilyonu aşmış bulunan mevduat munzam karşılıklan hesabı için Merkez Bankasf nın bankalara ödediği "faiz miktannın fazlalıgı, piyasadan para cekme amacı" ile "ters" düşüyor. Merkez Bankası bir eüyle bankalardan aldığını, öteki eliyle yine bankalara vermiş oluyor. Bu görüş bir süre önce tstanbul'da yapılan Bankacüık Semineri'nde Sınai Kalkınma Bankası Genel Müdürü Özhan Eroguz at munzam karşılıklan konusunda şu değerlendirmeyi yapıyor: "Mevduat munzam karşüıklarına ödenen faiz yükseltilince, Merkez Bankası'nın bankalara ödedigi faiz bir tahmine göre toplam 250 milyan buldu. Bu dunımda mevduat karşılığı ayırmanın anlamı bir ölçüde kaybolmuştur. Mevduat munzam karşılıgının piyasadan para çekerek enflasyonu kontrol altında tutma etkisi zayıflamıstır." Bilim adamı gözü ile durum bu. Bankacılar ise, önünde sonunda kâr yapmak zorunda oldukları için biraz daha değişik düşünüyorlar. Bir bankanın üst düzey yöneticisi şunu söylüyor: "Deniyor ki, bazı ülkelerde mevduat munzam karşılıklanna hiç faiz ödenmez. Dogrudur. Ama dünyanın her yeri için degil. Bir hesap meselesidir bu. Bankacılık sistemi bir ülkede zaten kolay kâr vapacak durumdaysa, munzam karşılıklar için, aynca faiz vermezsiniz. Ama cılız bünyeli bir yapı söz konusu ise, bankacüık için aynı şeyi yapamazsınız." Tuncay Artun ise "Topladıgı mevduatlann yaklaşık dörtte birini Merkez Bankası'na yatırmak dunımunda olan bankalann buna karşılık faiz almalannın dogal olduğunu" belirtiyor. Artun'a göre, başka ülkelerde munzam karşılıklara düşük faiz ödenmesini ölçü almamak gerek. Çünkü o ülkelerde mevduata ödenen faiz de düşük. "Mevduat munzam karşılığı" gibi okuyucunun kulağını tırmalayan bir kavram etrafında bu kadar uzun zamanın fazla bir anlamı yok gibi gözükebilir. Ancak Türk bankacılık sistemini zarardan kâra göturen çizgiye bakıldığı zaman iş biraz değişiyor. "Hazine tahvili" kamuoyunun yabancısı değil artık. Bugün cümle âlem biliyor ki, bankalar kredi açıp da riske girmektense devlet tahviline para yatırmayı tercih ediyorlar. Üstelik devlet tahvilinin geliri vergiden de muaf. Sermayesiyle birlikte iddiasını da arttırarak 85'e giren Akbank'ın kârlılığını, portföyünde bulunan 50 milyarlık Hazine bonosunun getirdiği yüzde 50 faize borçlu olduğunu nasıl unuturuz. 6 Arahk 1985'te bizzat Akbank tarafından kamuoyuna açıklanan bu gerçek, sadece bir küçük örnek. "Mevduat munzam karşılıklan " kavramı ise kulağımıza hem yabancı, hem de biraz kakafonik geliyor. Ama bu konuda da devlet tahvillerinde olduğu gibi bir başka "üstü kapalı destek" var "devletten bankalara dognı..." Mevduatın dörtte birini Merkez Bankası'na yatırıp (vadeli mevduat için) yüzda 39.60 faiz almak hiç de küçümsenmez bir gelir kuşkusuz... Bankalan kurtarma operasyonları her zaman kör gözüm parmağına olmuyor. Görüyorsunuz ya, her şeyin bir yolu, yöntemi var. Bankalara ödenen munzam karşılık faizi sorun oldu İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN KETENCİ Dağ Fare Doğurdu Fiyat artışlarının altında kalan ücret arttşlı sözleşmelerin altına imza atan sendikacılan işçilerin karşısında hiç dinlediniz mi? Dinleyemeyenler için en çok yinelenen görüşleri aktaralım: "YHK, TİSK, Koordinasyon Kurulu ilke kararlan ile işçiler yoksullaştırılmakta, dayanılmaz ağır koşullarda çalışmaya zorlanmaktadırlar. Işsizler sendikalı işçllere karşı kullanılmaktadtr. Hükümetin izledıği polrtika, işçinin yaşam koşullannı her geçen gün biraz daha ağırlaştırmaktadır. Bıçak kemiğe dayanmıştır. Ancak yasalar da sendikalann ellerini koUannı bağlamıştır. Bu yasalarla sendikalaşma, toplu pazarlık, grev haklan kullanılamaz. Yasalann değişmesi zorunludur." Bu temel görüşlerin, deneyti profesyonel sendikacrtann ağızlannda, öfkeli sözcüklerie süslenmiş hallerini de siz düşünün. Ancak ağır başlılığın, iyiniyetin bir çabası olarak diyalog sürdürülecek, sorunlar HükümetTürkİş zirveierinde görüşülecektir. Türkİş Başkanı Şevket Yılmaz'ın değerlendirmesine göre, Başbakan Özal'ın yasa değişiklikleri önerisini kabul etmesi dahi bir aşamadır. İstenen yasa değişiklikleri gerçekleşmese bile, Türkİş'in önerileri hükümete verilecektir. Şimdi bu çerçevede Genel Sekreter Sadık Şide aracılığı ile hükümete sunulan Türkİş'in yasa değişikliği önerilerine bir göz atalım. Okumayanlar lütfen 19 şubat tarıhlı Cumhurıyet'te arkadaşımız Iştk Kansu'nun haberinde yer alan 2821 sayılı yasadaki 7 ve 2822 sayılı yasadaki 13 maddelik Türkİş'in yasa değişikliği önerilerini madde madde okusunlar, dağdan nasıl fare doğduğunu bir görsünler. Sendikacılara. işçilerı yoksullaştırmaya, daha kötü koşullarda çalışmaya zorlayan toplusözleşme maddelerine imza artıran, yasalardaki sorunlar meğerse nelermiş? Ne kadar küçük ve basitmiş? Doğrusu biz Sayın Turgut özal'ın yerinde olsak, hemen bu değişiklik önerilerinin tümünü kabul ederdik. Türkİş'in yasa değişikliği istemlerinin tümü kabul edilse, kısrtlanan temel sendikal haklarda ne değişir ki? Nasılsa, Türkİş yasalarda temel sendikalaşma, toplu pazarlık ve grev haklarını kısıtlayan çok önemli maddelerin hiçbirini gündeme getirmiyor. Türkİş yoneticilerı de yasa değişikliği istemlerinin madde madde gazetede yer almasının sırıftığını fark etmiş olacaklar ki, yüzleri kızarmadan bir gün sonra ikinci bir açıklamada bulundular. Hükümete bu aşamada verdikleri yasa değişikliği önerilerinin uygulama sorunlarından ibaret olduğunu söylediler. Bağışlasınlar ama, hazırladıkları metin yüzlerinin kızarmasını gerektirecek kadar uygulama sorunlarından da uzak. Bize öyle gekji ki, tıpkı 2821 ve 2822 sayılı yasalar yayımlandıktan sonra, temel haklan konu yaparak 1983 yazında ulaştıkları sonuca benziyor. O zaman işçı gücünü, haklılığı kullanarak elde ettikleri yasa değişikliği sonuçları, birkaç ayrıntı madde ile, kendilerini, daha doğrusu koltuklannı, o günü kurtaracak birkaç maddeden ibaretti. Aslında ne yazık ki Anayasa taslağı üzerindeki ağırlıkları da pek farklı olmamış, Anayasa taslağında sağlanan değişiklikler de.daha çok profesyonel sendikacıların sorunlarını çözücü nitelikteki sorunlar üzerinde olmuştu. Elde edilenler Türkİş'in 1982 Anayasası'na "evet" kampanyasını açan tek demokratik kuruluş olması sonucunu getirmişti. Daha sonra Türkİş'in de yasalarda yakındığı pek çok hak kısrtlamasının Anayasa'dan kaynaklandığı bilim adamlan ve hukukçular tarafından vurgulanınca, "bugünün parlamento aritmetiğinde Anayasa değişikliği isteyemeyeceğimize göre, hiç değilse uygulama sorunlarına yönelik yasalarda olabilecek değişikliklerin mücadelesini verelim" kampanyası geliştirilmişti. Ancak, Türkİş'in iki temel yasada istediği toplam 20 maddelik değişiklik önerilerinin, Anayasa değişikliği gerekli olmadan yasalarda uygulama sorunlarına yönelik yapılabilecek değişikliklerle hiçbir ilişkisi yoktur. Yasalarda Anayasa değişikliği zorunlu olmadan, işçilere soJuk aldırabilecek pek çok önemli temel değişiklik yapılabilir. Sendikal haklan işletebilecek, pek çok uygulama sorununu cözebilecek, nice önemli konu atlanmış. Onların yerine sadece olumsuz sendikacılığı, sendikacılan kurtaracak ve de bazısı demokratik olmayan istemler üzerinde durulmuş. Bir iş yerinde çoğunluk iddiasında olan ve bir sonraki istatistikte barajı aşabilecek sendikanın diğer sendikaya karşı yetki itiraz hakkının elinden alınması istenebiliyor. Bir sendikadan istifa eden bir işçinin, yeni sendikasına üyeliğinin ancak üç ay sonra geçerli olması savunulabiliyor. Tabii sözleşmesiz dönemlerin elden toplanamayan aidatlannın işveren bordrosundan (checkoff)la toplanabilmesi, denetimlerde yönetim kurulu karariannın yeterii sayılması sendikacıların sorunlarını çözeceği için çok önemli. Tıpkı Anayasa ve ilk yasa değişikliklerinde yapıldığı gibi, temel hak kısıtlamaları sonraki bir gündeme, gelecek yıllara bırakılabilir. Türkİş'in toplu pazarlık düzeninin açılması ve birbirini izleyen başarısız toplusözleşmelerin ardından, "yasalar elimizi kolumuzu bağlıyor" diye kampanya başlatıp yaygınlaştırması, özellikle yasalar hazırlığını iyi bilenleri kızdırmıştı. "Yasalar hazırianırken nerede idiler. Bir gün elbet Türkİş'in gönderdiği yazılı metinler, yasalara katkısı kamuoyunda tartışılacak" diye serzenişleri de oluyordu. Gelin görün ki, "bugünü kurtarma mantığı ile sendikaları yönetenlerin bu serzenişlerden ders almaya hiç mi ama hiç niyetleri yok. İşçinin karşısında, "bu yasalarla sendikacıhk olmaz, grev hakkı kullanılamaz" diyerek, kötü sözleşmelerin, havlu atmanın hesabını vermekten kurtulmanın yolunu buluyorlar. İşçinin tepkisini yasa koyucuya karşı kullanarak da, işçiden çok kendilerini kurtaracak birkaç yasa maddesi değişikliği ile yetiniyorlar. İster misiniz Turguz Özal da Anayasa ye 1983 yazı yeni yasalar değişikliğinde olduğu gibi, bazı Türkİş istemlerini hatta hepsini kabul etse. "Türkİş'in istediği yasa değişiklikierini yaptık, buyrun sendikal haklannızı kullanın" dese. O zaman bu yöneticiler işçinin karşısına nasıl çıkacak? Nasıl hesap verecek? i IMF'nin gelişi 2. kez ertelendi ANKARA, (a.a.) Uluslararası Para Fonu Heyeti'nin Türkiye'ye gelişi bir kez daha ertelendi. Edinilen bilgiye göre, fon merkezinden dün Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'na iletilen mesajda erteleme nedeni hakkında bilgi verilmedi. Daha önce, 14 şubatta Ankara'ya gelmesi beklenen Geoffrey Tyler başkanlığındaki IMF heyetinin ziyareti, 21 şubata ertelenmişti. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem, ikinci ertelemenin, heyetin "geri programındaki değisiklikten kaynaklandıgım" söyledi. Erdem, "IMF ile >apılacak goruşmelerde hukumelin ilerisi için belirlenmiş karan yok" dedi. TuncayArtun Bankalarm faiz almalan doğaL tarafından bir ölçüde dile getirilmişti. Ne var ki, sonradan bu konudaki görüşme isteğimizi Saym Eroğuz kabul etmedi ve konuşmayı kibarca reddetti. Bu konuda kulağımıza fısıldananlar, Özhan Eroguz'un niçin konuşmaktan kaçındığını bir ölçüde olsun açıklar gibiydi. İleri süriHdüğüne göre Hazine, bankalara ödenen yüksek miktarda bir tahmine göre 250 milyar lirayı asn mevduat munzam karşılığı faizi konusunda tedirgindi. "Emisyonu kontrol altında tutmak ve adına banka sis Akgüç Enflasyonun kontrolünde etkisi zayıfladu temine önemli miktarda fon aktarmak" gerekiyordu. "Bu ne perhiz, bn ne lahana turşusu" denilebilecek bir durum ortaya çıkmıştı. Bankalar ise, özellikle de büyük bankalar Merkez Bankası'nın mevduat munzam karşılıklanna ödediği faizin diişünılmesine karşıydılar ve bu konuda "yognn bir savaş" veriyorlardı. Işletme Fakültesi öğretim üyesi Dr. Öztin Akgüç, bankalara yatınlan mevduatın yaklaşık yüzde 25'inin Merkez Bankası'na yatınlmasıyla oluşan mevdu Sudi Türel KWU'yla 8.5 saat görüştü FRANKFURT (a.a.) Borneo Adasının kuzeyindeki Brunei Sultanhğı'nın milli gunü törenlerine katılmak üzere Brunei'ye giderken Frankfurt'a uğrayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sudi Türel, dün Akkuyu santralı ile ilgili olarak Alman KWU firması Yonetim Kurulu Başkanı Hans Hirschmann ile 8.5 saat süren bir görüşme yaptı. Türel görüşmeden sonra, "KWU ile uzak olduğumuz noktalarda \akınlaşma\a çalıştık" dedi. KWU'nun Türkiye tarafından daha önce gönderilen protokoldeki bazı maddeleri katı bulduğunu belirten Türel, Brunei Sultanlığı'na hareketinden önce şunları söyledi: Protokoldeki bu maddeler üzerinde göriiştiık, bu safhada Genborsa Genel Müdürü Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Türel Uzak olduğumuz noktalarda yakınlaşmava çabştık. anlaşıldı veya anlaşılmadı denilemez. Konu üzerindeki delaylar etraflıca görüşulmeye devam edecek \e olgunlaştırılacaktır. Belki ilerde bakanlar seviyesinde bir görüşme olabilir. Savunına sanayiinde özel sektörün katkısı aramyor Silahlı Kuvvetler'in ihtiyaçlarının yurt içi kaynaklardan karşılanmasını öngören ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Savunma Dairesi Başkanlığı'nca hazırlanan bir proje önümüzdeki aylar içinde özel sektöre tanıtılacak. Koç Topluluğu'nun roketatar parçalarının yerli üretimi, Profilo Holding'in de elektronik sanayii yatınmı için başvurması bekleniyor. ENİS BERBEROĞLU ANKARA Silahh Kuvvetler'in ihtiyaçlannm yurt içi kaynaklardan karşılanmasını öngören ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Savunma Dairesi Başkanlığı'nca hazırlanan proje önümüzdeki aylar içinde özel sektöre tanıtılacak. Milli Savunma Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığının ilgili birimlerinin katkısıyla hazırlanan proje, savunma sanayii için özel sektör kaynaklanmn da seferber edilmesini amaçlıyor. 12 Eylül 1980'den sonra sanayi ve Ticaret Bakanlığı bünyesinde oluşturulan Savunma Sanayii Dairesi Başkanlığı, özel sermaye ve teknolojinin savunma sanayiine aktanlması için başlattığı 4 yıl süren çahşmalanna, çeşitü illerin sanayi odalan ve fîrma bazındaki temaslanyla son şeklini verdi. Daire yetkilileri başta şirketlerin güvenlik soruşturması olarak kabul edilen "milli klerans" kâğıdı sahibi olmak üzere bazı koşulları yerine getiren özel şirketlere, önümüzdeki aylar içinde projenin tanıtılacağını açıkladı. Gıda maddelerinden mühimmat, elektronik sanayii ve roketatar parçalan üretimine kadar degişik bölümlerin yer aldığı bu projeye ilgi duyan özel sektör yöneticileriyle çalışmalar sürdürülecek. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yetkilileri, Silahlı Kuvvetlerin ihtiyaçlannı karşılamak üzere üretime gececek tesislerin belirli kalite garantisi, peşinat ve teminat yatırma gibi koşullan yerine getirmelerinin de zorunlu olduğunu bildirdi. Yetkililer, "proje mevcut işletmelerin modernizyonu kadar yeni tesislerin açılmasını da gerektirecekür"dediler. Sa\Tinma Sanayii Dairesi Başkanlığı'nın büyük illerin sanayi odalanndan, projeye katkıda bulunabilecek ölçekte sanayi tesislerinin listesini istediği belirtildi. Sanayi odalarına verilen bilgide, Türk ordusunun kullandığı roketatarlann bazı parçaJannın yurt içinde uretilmesinin amaçlandığı kaydedildi. Ford Aerospace şirketiyle işbirliğine giden Koç Topluluğu'nun roketatar parçalarının yerli üretimi için, Profilo Holding'in de elektronik sanayii yatınmlan alamnda başvurusu bekleniyor. Yazar kasa kuruşu yazmayacak ANKARA, (a.a.) Yazar Kasa Komisyonu'nun ikinci toplantısında, cihazların teknik özellikleri konusunda ilke kararları alındı. Maliye ve Gümrük Bakanlığı Müsteşarı Ertuğrul Kumcuoğlu baskanhğında toplanan Yazar Kasa Komisyonu, cihazlarda bulunması gereken hafızanın özelliklerini belirledi. Edinilen bilgiye göre, yazar kasaların hafızaları makinenin çalışmaya başladığı andan itibaren istenen her tarihteki ara toplamları verebilme özelliği taşıyacak. Buna gore, kasaların hafızasından istenildıği anda her günun toplam satış hasılalarıyla tahakkuk ve tahsil edilen Katma Değer Vergisi'nin ara toplamları alınabilecek. Kasalar, istenildiği an, çalışmaya baslamasından itibaren yapılan satışlar hakkında toplam bilgi de verebilecek. Komisyon, yeni makinelerde kuruş hanesinin bulunmamasını da kararlastırdı. Buna göre, kasaİLr, liranın altındaki işlemleri kaydetmeyecek. Elektrik zammını TEK Genel Müdürü doğruladı ANKARA (ANKA) rürkiye Elektrik Kurumu (TEK) Genel Müdürü Ayhan Erkan, elektrik fıyatlarının yeniden ayarlanacağını açıkladı. Ayhan Erkan, konuyla ilgili sorulan yanıtlarken, elektrik üretiminin büyük ölçüde petrole dayalı olduğunu belirterek, akaryakıta yapılan zamların "otomatik" olarak elektrik fiyatlannı da etkilediğini söyledi. Erkan, bundan dolayı akaryakıt zammını belirli bir oranda elektrik fiyatlarına da yansıtacaklarını açıkladı. Ancak fiyatlara yansıtılacak oranı bildirmedi. Yeni belirlenecek elektrik fiyatlarındaki artışın bir "zam"dan çok, bir "ayarlama" olacağını savunan TEK Genel Müdurü Erkan, konuyla ilgili çalışmaların başladığını ve bir hafta ya da en geç 10 gun içinde elektriğin yeni fiyat tarifesinin belirlenerek açıklanabileceğini söyledi. KISA... KISA... YAŞAR Holding kuruluşu Yaşar Bilgi İşlem Merkezi (YABİM)'nin man ayında İstanbul'da da büro açacağı bildirildi. Buroda bilgisayar ve bilgi işlem hizmeti sunulacak. DENtZCtlİK BANKASI'nın Yugoslavya'dan alacağı dört geminin bedelinin tülün karşdığında ödenraesine karar verildi. Ekonomik Kurul Toplantısı'nda gemilere ödenecek ucret konusu tartışıldı ve Yugoslavya ile konuya ilişkin imzalanan anlaşmanın bazı hukümleri üzerindeki tereddütler ele alındı. REKLAMCILIK ve Tüketici Davranışlan konulu panel bugün saat ?.30'da İstanbul Ticaret Odası Meclis Salonu'nda başlayacak. İ.Ü. İktisat Fakühesi Mezunları Cemiyeti tarafından duzenlenen panelde reklamalıksanat, reklamcılıktüketici ve pazarlama konuları değerlendirilecek. BOĞAZİÇt ve Melodi kolonyalarının üretimi talepteki azalma nedeniyle yüzde 30 düşürüldü. "Konvertibiüteye yazın geçebitiriz" Kuyumcu ve sarraf Şevki Peker, konvertibiliteye geçtldiğinde altıncılar, oteller ve turizm şirketleh gibi 1. sınıf defter tutan sermaye şirketlehne de bankalar gibi döviz alıp satma yetkisi verildiği takdirde karaborsa piyasanm tümüyle ortadan kalkacağı göruşünü savundu. Ekonomi Servisi Kapalıçarşı altın piyasasının önde gelen isimlerinden Şevki Peker, Türkiye'nin temmuz başında konvertibiliteye geçebileceğini söyledi. Peker, konvertibiliteye geçilmesiyle birlikte dövizin resmi ve karaborsa kurları arasındaki farkın ortadan kalkabileceğine işaret etti. Peker, konvertibiliteye geçilirken tüm sermaye şirketlerine de bankalar gibi döviz alıpsatma olanağı tanındığı takdirde dövizde karaborsa piyasanın ortadan silineceği görüşünu savundu. Bugün bankaların yüzde 56'lık marjlarla doviz alıp sattıklannı hatırlatan Şevki Peker. "biz altıncılar nasıl ki yüzde 0.5 gibi çok küçük marjlarla altın alıpsatıyorsak, aynı marjlarla dovizi de alıpsatabiliriz. Bizim gibi sermaye şirketi olan ve I. sınıf defter tutan oteller, turizm şirketleri ve bu konuya ilgi duyan diğer doğrudan sermaye şirketleri de bankalardan daha küçük marjlarla döviz alıp satabilmetidir" şeklinde konuştu. Geçen yılın temmuz ayında Türk Parasını Koruma Mevzuatı'nda ikinci kez yapılan radikal değişikliklerin birinci yıldönümüne rastlayan 1 Temmuz 1985 tarihi, hükümete yakın kaynaklar tarafından da konvertibiliteye geçmek için uygun bir tarih olarak niteleniyor. Ancak konvertibiliteye geçildikten sonra bile sermaye hareketlerinin serbest bırakılmayacağı, zaten konvertibiliteye geçmiş bulunan bazı Avrupa ülkelerinde bile sermaye transferinin hâlâ serbest olmadığı belirtiliyor. DUNYA'dan Libya yabancı mühendis çahştırmayacak TRABLUS, (a.a.) Libya'nın bundan böyle ülkede yabancı teknisyen ve mühendis çalıştırmayacağı bildirildi. Libya haber ajansı "JANA", kararın Muammer Kaddafi'nin isteği üzerine, 914 şubat tarihleri arasında toplanan Libya Mühendisleri Genel Kongresi'nde alındığını beürtti. Ajans, kararın ayrıntılan ve ne zamandan itibaren geçerli olacağı konusunda bilgi vermedi. Libya'da inşaat sektöru ile petrol depolama ve arıtma sanayiinde çok sayıda yabancı teknisyen ve mühendis calışıyor. Zimat Bankası Krediler Yüksek Kurulu toplanıyvr Ziraat Bankası Genel Müdürü Kemal A kkaya, istekte bulunan çiftçiye iki günde kredi bağlanabileceğini söyledi. Şevki Peker KomertibiUteyle dövizin resmi ve karaborsa kurları eşitlenir. ANKARA (a.a.) Ziraat Bankası, "Krediler Yüksek Kurulu" bugün Ankara'da toplanıyor. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem başkanlığında yapılacak toplantıda, bankanın 1985 yıh çalışmalan ve plasman programı gozden geçirilecek. Bu arada Ziraat Bankasf nm, tanmsal kredi kullanımını kolaylaştıran yeni bir sistemi uygulamaya koyduğu bildirildi. Ziraat Bankası Genel Müdürü Kemal Akkaya, bankanın tarımsal kredilerle ilgili yeni düzenlemeleri konusundaki sorulan yanıtlarken, "1985, tarım sektöründe hızlı kalkınma >ılı olacaktır" dedi. Getirilen yeni uygulamayla bürokrasinin azaltılacağını, kredi kullanımının kolaylaştınlacağını belirten Akkaya, istekte buİLnan çiftçiye iki gün içinde kredi bağlanabileceğini söyledi. Akkaya ayrıca yeni tanmsal kredi sisteminin çiftçi ve banka görevlilerinin yaptıklan işlemleri yüzde 80 oranında azaltacağını bildirdi. Bankanın 1985 yıh kredi hacminin 1 trilyon 345 milyar lira olacağını belirten Ziraat Bankası Genel Müduru, kullandırılacak kredilerin 1 trilyon 181 milyar li Dolar 3.32 marka yükseldi Ekonomi Servisi Hafta başıyla birlikte tırmanışa geçen dolar, dün de değer kazandı. Dünya borsalarında doların 3.32 Alman Markı, 2.81 İsviçreFrangı, 10.15 Fransız Frangı, 2052 Italyan Lireti ve 261 Japon Yeni gibi yüksek değerlerden işlem gordüğü dikkati çekti. Böylece dolar, Fransız Frangı ve İtalyan Lireti karşısında tarıhinin, Alman Markı karşısında son 13 yılın ve Isviçre Frangı karşısında son 7 yılın rekor düzeyine ulaştı. Federal Alman uzmanlara göre, doların tırmanışını ekonomik faktörlerle açıklamanın olanağı kalmadı. Uzmanlar, Alman Merkez Bankası Bundesbank'ın son günlerde piyasaya sık sık mü'ahale ettiğini, ancak markın değer kaybının durmadığına dikkaı cekiyorlar. İlk ithal zeytinyağı İtalya'dan ANKARA, (ANKA) Türkiye'nin ithal ettiği gıda maddeleri arasına zeytinyağı da eklendi. Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral, Zeytinyağı ithalatının serbest bırakıldığını belirtirken, iki bin ton zeytinyağı için bağlantı yapıldığını söyledi. Yazılı bir açıklama yapan Sanayi ve Ticaret Bakanı, TARİŞ'in elinde 6 bin ton düzeyinde bulunan stoka karşın, 12 bin ton zeytinyağı ithal etmek için karar alındığını ve iki bin tonluk partinin İtalya'dan ithalinin kararlaştırıldığını bildirdi. Zeytinyağı üretiminin iki yılda bir gerçekleştiğine dikkati çeken Cahit Aral, bu yıl üretimin çok az olduğunu, bazı spekülatörlerin stok yaparak fiyat yükseltme eğilimlerinin belirlenmesi üzerine de ithalara vonclinHi DOVİZ KURLARI Merkez Bankası doların esas kurunu 448 lıra 41 kuruş olarak belirledi Dövizin Dovız Döviz Efektıf Efektif Cinsı Satış Ahş Alış Satış 1 ABD Doları 470.60 475.31 470.60 480 01 323.30 1 Avustralya Doları 307.22 329.77 326.53 1 Avusturya Şılinı 20.18 20.38 20.28 20.58 1 Batı Alman Markı 141.65 143.07 141.65 144.48 1 Belcıka Frangı 7.05 7.12 6.70 7 19 1 Fransız Frangı 46.32 46.32 47.25 46.78 1 Hollanda Florini 125.14 125.14 127.64 126.39 1 İsveç Kronu 50.32 50.32 51.33 50.82 1 İsviçre Frangı 167.24 167.24 170.58 168 91 100 İtalyan Lıretı 22.93 21.78 23.39 23.16 100 Japon Yeni 180.83 171.79 184.45 182.64 1 Kuveyt Dınan 1524.93 1540.18 1448.68 1555.43 1 Sterlin 514.37 514.37 524.66 519 51 1 S.Arabıstan Riyalı 131.40 124.83 134.03 132 71 T.C. ZİRAAT BANKASE 21 ŞUBAT 1985 TARİHİNDEKİ DÖVİZ KURLARI 3 DÖVİZİN CİNSİ 1 ABD DOLARI 1 AVUSTRALYA DOLARI 1 AVUSTURYA ŞILİNI 1 BATI ALMAN MARKI 1 BELÇİKA FRANGI 1 DANIMARKA KRONU 1 1 1 1 FRANSI2 FRANGI H0UANDA FLORINI İSVEÇ KRONU ISVİÇRE FRANGI DÖVİZ 470.60 323 30 20 18 141 75 7 05 39.62 46.32 125 14 50.32 167 24 22 93 180.83 347 95 1524.93 49 55 514.37 131 40 EFEKTİF ALIŞ TL. SATIŞ T l . AUŞ TL. SATIŞ TL. Ekonomi Servisi İngiliz Başbakanı Margaret Thatcher, televizyon programında Avrupa paraları karşısında sürekli yiıkselen dolara karşı genel ekonomik yapının birden bire tepki geliştireceğini ve doların korkunç bir diışüşe geçebileceğini söyledi. Thatcher, üstüne kumar oynanan doların daha uzun süre yükselemeyeceğini ileri sürdü. Bu hafta Thatcher, Amerikan Başkanı Reagan ile buluşmak üzere İngiltere'den ayrılacak. Bayan Thatcher "Amerikan Doları için düşüş Thatcher; Doların sonu kötü ÇAPRAZ KUR 1 ABD DOIARI 3.3222 B Alman Markı 10 1597 Fransız Frangı 3.7605 Hotlanda Florını Isvıcre Frangı 2.8139 İtalyan Lıretı 20523.3 Japon Yeni 260 24 S.Arabıstan Riyalı 3.5814 AUIN GÜMÜŞ ALIŞ Ctmhuriyet Reşat 24 ayar kulce 22 ayar bılezık 30 300 31 500 SATIŞ 30 400 32 000 100 İTALYAN URETI 100 JAPON YENİ 1 1 1 1 KANADA DOLARI KUVEYT DINARI NORVEÇ KRONU STERLİN İngiltere Başbakanı Doların düfüşu vahim sonuçlar doğurur. yet vahşice sonuçları olacağından ve keskin değişiklikler ortaya çıkacağından endise 4585 4.150 4 595 4 450 1 S. ARABİSTAN RİYALİ 475 31 470 60 j 484 28 326 53 307 14 332 70 20 38 20.18 20 76 143 16 141 75 145 87 7.25 6.70 7 12 40 02 39.62 40 77 46.78 46 32 47 66 126 39 125 14 128.78 50 82 50 32 51 78 168.91 167 24 172.10 23 16 21 78 23 59 182.64 171 79 186.08 351.43 330.55 358.06 1540 18 1448 68 1569 26 50 05 47 07 50 99 519.51 514 37 529 31 132 71 124 83 135 22 ZİRAAT BANKASI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle