16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 ŞUBAT 1985 KÜLTÜR YAŞAM CUMHURİYET/5 ÎSMAÎL GÜLGEÇ TflYEV DIJNYASINDA SANAT EDEBIYAT Düşünce alanını genişleten yazdar Bilim ile Yazın Arasında / Muzaffer Ilhan Erdost / Onur Yayınlan / 183 sayfa. SARGUT ŞÖLÇÜN Türkiye'deki geniş bir okur kitlesi için Muzaffer Erdost'un adı, Sol Yayınlan'yla özdeşleşmiştir. Çok güç koşullar altında bir "alternatif" olabilmiş bu yayıncılık alanının dışında, Erdost, toplumumuzla ilgili ekonomik ve politık durumlar hakkında yazdığı uzun inceleme yazdanyla da tanırur. Oysa, bu çabşraalardan çok önce, Muzaffer Erdost, bir edebiyatçı olarak vardır. "BUim he Yazın Arasında" da belirttiğine göre, edebiyat alarundan göreli uzaklaşma, toplumsal gelişmelerin yol açtığı "bosluk"tan kurtulmak amacıyla olmuştur: "Bu 'boşluk' iizerinde oluşan sanat ve yazının etIdn bir dönemi olmayacagı inann, elyordamıyla beni kuşaüyordu. Şiiri de, öyküyü de, deneme ve deştiriyi de bırakışım ve bunlann yerini, toplumcu bilime, felsefeye, ekonomi politige yönelen çevlri yayınlann ve ardından yazüann alması" bilinçli bir seçistir. Ancak son dört yıldır, çeşitli dergilerde Erdost'un kültür, sanat ve edebiyat sorunlanyla ilgili yazılanna raslıyorduk. Muzaffer Erdost'un ilgi alanı, Muzaffer tlhan Erdost olduktan sonra, yani Ühan'ın öldürülüşünden sonra değişmemiştir; ama yazar, düşüncelerinin üetilmesinde başka malzemelere, eskiden beri yalar oluşturacak sanıyonım." Muzaffer 1. Erdost'un "Bilim tle Yazın Arasında" başlıkü kitabında yer alan yazılann (iki konuşma hariç) tümü, son dört yılın ihtiyaçlanyla, zorlamalanyla ve sorunlanyla ortaya çıkrruştır. Kitapta kültür, bilim, sanat ve edebiyat alanlannda güncellik ve süreklilik taşıyan konular tartışılmaktadır. Bu arada, mektup ve deneme gibi edebi biçimnel tartışmalara girişmenin mümkün olduğunu göstermektedir. Mektup türü, tarihte, bireyselleşme sancılannın çekildiği "yalmzlık" dönemlerinin edebiyat sanatına yansımasıdır. önümüzdeki kitapta, Ühan'ı kaybetmiş olmanın verdiği yalnızlık ve aa; bilimsel ve sanatsal yöntemlerin farklan, sanat ürünlerinin bilimsel yöntem ve bilgi temelinde değerlendirilmesi gibi karmaşık sorunlann irdelenmesini engellemiyor. Hatta bu sorunlann, Türkiye'den verilen somut örneklerle ele alınmasının, "öldüriim" karşısında, yazara belli bir dayanma gücü verdiği anlaşılıyor. KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK ş bu TOPLUMRL bvtan danaksızlaşhnuor var m? Toplumsal bunalım dönemlerinde, "birey olmak" ya da "birey olarak kalmak" özel bir önem kazanıyor. Toplumsal bunahmın başedemediği bireyler ortaya çıkıyor. Hayatı düşünerek, deneyerek ve eleştirerek kendilerini savunuyorlar. Bilim ve sanat, bu savunmanm yapıldığı iki yaratıcılık alanı. bancısı olmadığı konulara başvurmuştur. Bu da büinçlı bir seçiştir: "Kardeşimi, tlban'ı acılı yitirisiınin boğuntusunda, acının ve kederin burgacında, acılannu anlatmak, anlatabttmek gereksinimi içersinde dönenirken, bir araç olarak yeniden yazın türierine dönüverdim. Ama düşiinsd yasamımın ağıriıgını ve özünü, gene toplumsalsiyasal çalışmalerden de yararlanılmıştır. Ama bu kez tartışılan konular, daha önceki yülardan kaynaklanan teorik ve pratik birikimlerin üzerinde ele alınmakta, geçmişin toplumsal ve politik deneyimleriyle desteklenmektedir. "Bilim tk Yazın Arasında'nın ilk bolümündeki "llhan'a Mektnplar" son derece öznel bir biçimin seçilmesiyle birlikte, nes 5ol'un dvrvmu 15e mulum flLTERNflTİF... Deneme ile eleştirinin akrabalıgı Toplumsal bunalım dönemlerinde, "birey olmak" ya da "birey olarak kalmak" özel bir önem kazanıyor. Böyle dönemlerde, hem toplumsal bunalımın girdaplannda "kaybolan" insanlara raslanıyor hem de bu girdapların baş edemediği bireyler ortaya çıkıyor. Ve bu ikinciler, hayatı düşünerek, deneyerek ve eleştirerek, kendilerini savunuyorlar. Bilim ve sanat, bu savunmanm yapıldığı iki yaratıcılık alanı. Kalem elde duşünürken de, "deneme" ile "eleştiri"nin yakın akrabalığı beliriyor. Deneme de, sanatla bilimin birbirine çok yaklaştığı yer, sanki bir sınır beldesi. Erdost '"Deneme' ile 'eleştiri1, birbirine akraba türler görünmekle birlikte, ikisinin işlevlerinin farklı olduğunu düşürünüm" diye yazıyor. "Deneme, bence, bir düşünme biçimi, bundan da önemlisi düşünme alışkanlıgı edinmenin yazınsal aracıdır... Konuya bu açıdan baktıgımda, benim, 'eleştiri' ile 'deneme' arasında sıkışmış bir yazı özelligim olduğunu göriiyorum. Eleştiri ve deneme, benim yazılanmda, yan yana iki merkez oluşturur. tdeolojik yaklaşım, okuru smırlar; serbestliği de bu sınırlar içersinde kalır." Bu "sımrlar"a rağmen, bitmiş bir "deneme" ya da bitmiş bir "eleştiri" bulmak mümkün değıldir; çünkü, "birey olmak" da bitmez. Bugün düşünce tarihinde geriye doğru küçük bir yolculuk yapmaya kalkarsak, önümüze çıkan engin birikim başımızı döndürür. "lyi ki" deriz, "bizden önce bazı insanlar düşünmüşler ve yaratmışlar. Bugün işimiz bu sayede biraz daha kolaylaşıyor." Ama aynı zamanda, biraz daha zorlaşıyor. Var olan düşünce alanını genişletmek gibi bir sorumluluk duruyor karşımızda. "Bilim tle Yazın Arasında", bu sorumluluğu dikkatlice, sessizce yerine getiriyor. Alfernafıf cforak l l koşullart göruyor... Üç şairden, üç şiir kitabı İşte Hayat, îşte ölüm ve Tarih / özkan Mert / 86 sayfa / Dayanışma Yayınlan. Belki Yine Gelirim / Ahmet Telli / 95 sayfa / Dost Kitabevi Yayınlan. Akdenizli Şiirler ve Aşk Sözleri / Fikret Demirağ / 96 sayfa / 1leriBasımeviLefkoşe tersine çok yazan bir şair Telli. Telli'nin şiirinin objektifi günümüze, yaşadığımız günlere dönük. Uçurumlann, rüzgânn, adını bilmediğimiz dostlann, genç ölülerin, üşüten yalnızlıklann, yanlış adreslerin şiirini yazıyor. Sesi gür ve yüksek. Sözcüklerle oynamayı seviyor! "Gidersen yıkıhr bu kent, kuşlar da gider, bir nehir gibi susanm yiizünün deltasında."Bu tür söyleyişlerden hoşlanıyor. Ardından söylemek istediği beliriyor: "Yanlış adres/erdeydik, kimliksizdik belki." Ömrümüz, hayat, huzttn de çok kullandığı temler. Bir de "gibi"yi çok kullamyor: "Sulanmamış çiçekler gibi kurnyor her şey. Kuslan ürkütülmüş bir dal gibiydin, öylesine mahzun." PİKNİK PİYALE MADRA VE tECKESI SEVfyOEUM KİM BU ÛİJZEL REFİK PURBAŞ özkan Mert, 1960 sonrası genç şiirimizin genç isimlerinden. Uzun süredir Isveç'te yaşıyor. 19751983 yıllan arasında yazdığı 26 şiir "İşte Hayat t$te Ölüm ve Tarih" adı altında bir kitapta toplandı. Anlatımından çok, anlattığıyla ilgi>i çekiyor Özkan Mert'in şiiri. Neyi mi anlatıyor Özkan Mert? Bizim şiirimizde henüz yeterince ele alınmamış, biraz göz ardı edilmiş bir şeyleri: Ülkesinden ayn düşmüş bir işçiyi, lsveç'teki göçmenlerin yasamım, mültecileri... Şiirinin biçimsel yönünden çok, bize, az tanıdığımız bir dünyadan sesler getirmesiyle üzerüıde durulması gerekli bir kitap "İşte Hayat lste Ölüm ve Tarih." Süssüz ve yalın Mert'in şiiri. Söz oyunları yapmıyor. Yer yer söylev kuruluğuna düşse de söylemek istediklerini ön plana çıkarma kaygısında. Nasıl gidilir ölüme gülerek, halk için, bahannda üstelik hayatm, şiirinde olduğu gibi. Yer yer popülizmin sınırlannı zorlasa da. Bir de kendi hayatından damıtıyor şiirüıi. Çevresi, arkadaşları, dostlan, yaşadıklan var dizelerde. Ülkesine ve çocukluğuna duyduğu özlem. Akdenizli şiirler Fikret Demirag ise Kıbnslı bir şair. "Akdenizii Şiirler ve Aşk Sözleri" adını taşıyan kitabı, Demirağ'ın onbirincı yapıtı. Demirag, önce Türkçeyi yalın bir biçimde kullanmasıyla dikkati çekiyor. Tttrk şiirini yakından ızlediği belli. Barış, kardeşlik, yurt ve doğa, işlediği ağırlıklı konular. Bu açıdan şiirinin geniş bir coğrafyası var denilebilir. Imgelere dayalı bir şiiri yazma çabasında. Dizeye önem veriyor. Üç şair, üç şiir kitabı. Biri Isveç'ten, biri Türkiye'den, biri Kıbns'tan. Üçünün de kesiştiği yer, şiirin odak noktası. Türkçenin tadını veren şiirler. Biri anlattığıyla. Biri yaşadığımız günlere düşürdüğü ışıkla. Biri bize yakınlığıyla. Bususkun.dilsiz ortamda bakalım nerelere kadar ulaşacak sesleri, sessizlikleri... TARİHTE BUGUN MIMTAZARIKAS 21 Şubat SPINOZA'NIN ÖLÛMÛ 167?'D£ 8UGÛN, ÜHIÜ FİLOZOF g£MEDICTP£ SPIHO2A, 45 YAÇlNDA ÜOUAHDA'PA ÖLOÜ. YAHUPİ ASILLI 0U>U6UN0MJ, ÖMCe MUSEV) DİNİNİ, DAHA SONRA M g0#H SEOİĞİ UIRİSTİVANUSI İYİ İNCELSMESİ, ÇAUÇMAIARISUÇlAUMtŞ,GERÇ£HTE İSE "PAtfTBİZM"i(jpNfil ii£ DÜHIHYI ÖZDeŞLEÇriflEH ANlAHŞ) 8ENİMSSM/ÇTİ. KİŞİNİN MORAL OiA/ZAK DİNB ÖNEM VEH^ESİN^AHCAK, DÜŞÜNCEOE âzGÜR KALMASIHI SAVUNMUÇTU. İNSANLARAgAStNDAKİ İLİÇKİL&8İ "İYİ*0Ü2EYE 6ETtRMENİN YÖNTEMINİ OE, OeSCASTBS'TeN MİBftS ALDIĞI AKIICIUKLA BEÜRL£MİÇTİ."FİL02OPLAftlN FİLO2OFU'DİYE AMLAfJ SPlNOZA, ÖZBTLE, METAFİZİK FEL££FENIN VAZ6EÇİLME2 7EM£L DAN BİRİYDİ DENEBİÜI?.. İ 1*( Belki yine gelirim Ahmet Teüi, ilk kitabı "Yangın Yıllan"m 1979'da yayımlamıştı. "Betta Yine Gelirim" TelU'nin altıncı şiir kitabı. Bu açıdan Özkan Mert'in Yayın Raporu BtR AVUÇ ALKIŞ Mücap Ofluoglu'nun anılan / 454 sayfa / Çagdaş Yayınlan Devlet Konservatuvan sınavına iki kere girip ikisinde de başanh olamayan Mücap Ofluoglu'nun, tiyatroya ne büyük bir tutkuyla bağlandığı yeni yayımlanan anı kitabı "Bir Avuç Alkış" okunduğunda daha iyi anlaşılıyor. Hayvan borsasında memurluğun yam sıra Şehir Tiyatrolan'nda flgüranlık, kadroya giremeyince Izmir Şehir Tiyatrosu'na katılma, çeşitli topluluklarla oynanan yaz oyunları Ofluoglu'nun 1938 yılında başlayan tiyatro serüveninin aşarnalan. Sonra Küçük Sahne ile üne erme, iki kez kendi adına topluluk kurma, dönem dönem Muhsin Ertugrul'la birlikte Şehir Tiyatrolan'nda çalışma, bu inatçı ve inanmış sanatçının yaşam serüveninin ilginç duraklan. 1940'lardan günümüze kadar Türk Tiyatrosu'nun nerelerden geçtiğini öğrenmek istiyorsanız okuyun "Bir Avuç Alkış "ı. Hüzünle neşenin at başı gittiği bu kitabı elinizden düşürmeyeceksiniz. di sahnesinde oyunlar sergiledi. Daha sonra Hitler yönetiminden kaçarak önce SSCB, ardından da ABD'ye gitti. Ancak 2. Dünya Savaşı'ndan sonra 1951'de Almanya'ya dönebildi. Çeşitli kentlerde oyun sahneledi, son olarak Berlin'de kurulan yeni Volksbühne'nin başma getirildi. ölümüyle noktalanan dört yıllık yönetmenliği sırasında Rolf Hochhuth ("TemsUci"), Kipphard ("Oppenheimer Davası") ve P. VVeiss imzalannı taşıyan üç önemli oyun gerçekleştirdi. TEREZA BATİSTÂ Jorge Amado'nun romam/Çevirenler Müntekim ÖkmenSeçkin Cıüzoğlu/589 sayfa/Can Yayınlan. Latin Amerika edebiyatını sevenler, Brezilyalı yazar Jorge Amado'yu bizde daha önce yayımlanan "Tarçm Kokulu Kız" ve "Gecenin Çobanlan" adlı romanlarıyla anımsarlar. Ülkesinin yoksul insanlannın yaşamını ve dünyasını şiir dolu bir gerçekçilikle anlatan Amado'nun yapıtları bugüne dek 32 dile çevrildi. İNSANDAKİ YIKICILIĞIN KÖKENLERİI Yazan: Ericb Fromm / Çeviren: Şükrii Alpagut / 413 sayfa / Payel Yayınlan. Erich Fromm, özellikle son dönemde ulkemizde çok okunan bir yazar. Nitekim, daha önce yayımlanan "Sevme Sanatı" 7. basıma, "Sevginin ve Şiddetin Kaynagı" 3. basıma ulaşmış. "Insandaki Yıkıcılığın Kökenleri" ile ilgili olarak ise Fromm, ruhçözümsel kurama ilişkin bu kapsamü çaüşmasında ise saldırganlık ve yıkıcılığın incelenmesiyle başladığını söylüyor. Çünkü Fromm'a göre, dünyayı kaplayan yıkıcılık dalgası nedeniyle bu konu, ruhçözümlemenin temel kuramsal sorunlarından birisi olmasının yam sarı, pratikte bizi en yakından ilgilendiren konulardan da birisi olmaktadır. YAMAN GÖÇ / REFORM MASALI Yazan: Bekir Yddız / 116 sayfa / Variık Yayınlan Bekir Yüdız'ın son kitabı iki bölümden oluşuyor. Birinci bölüm, yazann daha önce Cumhuriyet'te yayunlanan ve yurda dönen gurbetçilerle Kapıkule'de yaptığı röportajları içeriyor. 1962'de çahşmak üzere Almanya'ya giden Yıldız, yakından bildiği "gurbetçilik" sorununu yazgısını paylaştığı insanları konuşturarak gündeme getiriyor. Kitabın ikinci bölümünde Yddız, Toprak Reformu için pilot böl ge seçilen Urfa'da olup bitenleri saptıyor. Ve bu "aldatmaca reform"un içyüzünü yerinde yaşayanların ağzından ortaya koyuyor. Romanlarında çoğunlukla geleneklere başkaldıran, gönüllerince yasamayı seçen, özgürleşmeye çalışan insanları dile getiren Amado, "Tereza Batista"da da kendi yaşamı çevresinde de olsa bir özgürlük savaşımı veren, yaşama sevinciyle dolu bir kadının öyküsünü sunuyor. 5 0 YIL ONCE Cumhuriyet Büyük Önder dün Silifkeyi şereflendirdiler Ege vapuru 20 (a. a.) Bugün saat 13'te Taşucuna gelen Reisicumhurumuz Atatürk yanlarındaki zevatla karaya çıkmışlar ve Silifkeden geçerek çiftliklerine gitmişlerdir. Çiftlikte bir müddet istirahat eden Atatürk saat 18'de vapura dönmüşlerdir. lçel Valisi ve Vilayetten gelen memurlar Taşucundan vapura gelerek Atatürk'ü karşılamışlar, halk Taşuçunda ve Silifkede Atatürk'ün gelişinden doğan sevinçle hararetli tezahüratta bulunmuşlardır. 21 şubat 1935 vergisinin yüzde on üzerine halktan alınmasını ileri sürüyorlar. Bu ciheti tetkik ediyorum ve bu hususta Bakanlıkla da temas edeceğim." 19351985 cikmektedirler. Bu yüzden tramvay seferleri de geç başlamaktadır. Deniz Ticaret Müdürlüğü köprünün vaktinde açılıp vaktinde kapanması için tedbir almıştır. Bu işe iki romorkör tahsis edilmiştir. Liman memurları köprünün tam vaktinde açılmastnı muntazaman kontrol edeceklerdir. bütün aiakadar kömür şirket ve müesseselerine bildirilmiştir. Yeni kok fiatleri ve satışı hakkında vali ve Belediye Reisi Muhittin Üstündağ bir muharririmize şu beyanatta bulunmuştur " Kok kömürlerinin toptan ve perakende satış fiatleri üzerinde Ekonomi Bakanlığı bir azami fiat tesbit ederek bize bildirmiştir. Bunu bugün alakadarlara tebliğ ettik. Tebligata göre yerli kömürlerin tonu toptan 16.5 liraya ve perakende tonu 18.5 liraya fabrikada teslim edilecektir. Beş tondan asağısı perakende, beş tondan yukansı toptan addedilecektir. Alman kok kömürü depoda toptan 20.5 liraya satılacaktır Bu fıatlere tabii vergiler dahil bulunmamaktadır. Muamele vergisi yüzde ondur. Fabrika mümessilleri muamele Oztürkçe dersler Bazı okullarda büyük Türk sözlüğü çıkmadan öz türkçe olarak talebeye ders gösterildiği anlaşılmıştır. Türk sözlüğü çıkıncaya kadar talebeye öz türkçe ile ders gösterilmesi geri btrakılmıştır. tspanyada grip "La Voz" gazetesinin yazdığına göre, Saragossede geçen hafta giripten 100 kişi ölmüştür. POLİTİK TİYATRO Yazan: Entin Piscator / Çevirenler: Mustafa Ünlü Suavi Güney / 352 sayfa / Metis Yayınlan Geçen yüzyıl sonlannda Almanya'da doğan Piscator için, "tiyatroyu politikaya yönelten adam" denir. özellikle 1920'lerde Volksbühne Tiyatrosu'nun büyük yankılar uyandıran gösterileriyle ünlendi. 192733 yıllan arasında da ken Köprü niçin kapanıyor? geç Kok 16.5 Ural Yerli ve Alman kok fıatlerinin indirildiğine dair Ekonomi Bakanlığınm tebligatı dün Bazı sabahlar köprünün vaktinden daha geç kapanması şikâyeti mucup olmuştur. Çünkü, şehrin her iki tarafmdaki fabrika ve imalathanelerde yedide iş başı yapması lazım gelen işçilersoğuk kış sabahları köprünün kapanmasını beklemekte işlerine de ge528 66 29 526 10 00/412 GALERILER SEÇMERESİMLER SUREKLI SERGI CUMHURÎYET KİTAP KULÜBÜ'NDEN HABERLER Kitap Kulübünde fiyatlar süreli olarak donduruldu Cumhuriyet Kitap Kulübü, şubat ayında başlayan yeni dönemle birlikte kitap ftyatlanm da dondurdu. Bundan böyle Cumhuriyet Kitap Kulübünde üyelere sunulan kitaplara piyasada zam yapılsa dahi, bu artışı Kulüp kendi üyelerine yansıtmayacak. Bilindiği gibi daha önce yaymevlerinin kitap fiyatlannda yaptıklan artışlar her ay bültenlerle üyelere duyuruluyordu. Aanan yeni bir kararla kitap fîyatlan 4 ay süreli olarak hiçbir arttş yapumadan satılacak. AYIN EN ÇOK SATAN KtTAPLARI DENEME ÎNCELEMEBELGE 23.1.198520.2.1985 Sva: Kod: Kitabm Adı: Düşünüyorum Öyleyse Vurun 100 Soruda Para ve Para Poütikası İşte Alternatif Sosyal Demokrasi Nedir Ne Değildir Yütyıüann Gerçeği ve Mirası Dreyfüs Olayı Çerkeı Ethem'in îhaneti Türlerin Kökeni Diderot (Çağı, Yaşamı,Eseri) Film Duyumu Yazar/ Çevirmen: tlhan Selçuk Prof. Sadun Aren Arslan B. Kafaoğlu tsmail Cem Server Tanilli E.Zola/M. Tuncer Zeki Sanhan C.Danvin/Ö.Ünalan Server Tanilli Eisenstein/N. Ozön 1 027.034 2 052.021 3 004.030 4 022.133 5 6 7 8 9 10 102.041 126.043 072.038 087.029 032.040 096.027 Oktay Anılanrhert 6 26 Şubat 85 LTT TAKSİM SANAT GALERİSI H İTİBLAT UMTMLEMSf SEVtMCE SANAT GALERl&l DKKOHASTOH ERATUN SOKM NO 5 7 « en saleri hcrgun 12* I * * * cozar hant / 14 Ressamdan Seçme Resimler 'sşrtat • 4 Hart Rumelı Cad Mamascı Osmanbey S 3 V 2 Erku! Ap Osmanbey 146 05 «7 NİHAT DARCAN 30. 19 Şu&ıt • 5 Mart 1385 Har gufi 1 1 . 0 0 1 9 00 ı r a a Redm SergM 15 SubatS Mart Kucu« BeDek Caddes 2 SEBEK Tel 163 10 3ı FERRgH BAŞAĞA Resımdesenheykei "Esquiss«". "improvısatıon" ve "(ragment"lar GÜRDAL DUYAR Kİ[E klasik sinema ve tiyatro betamax kasetleri vakkonagı cad 98/1 ıstanOu! ici 146 53 21 CEVOET PAŞA CAD 376 BEBEK 165 74 96 NURİ İYEM Resim Sergisi 16 Şubat8 Mart 21 ŞOBAT S MART M O T V feratfe Catf. 126 TtftfcJı* Mer*Mt (ST. Tll: 141 27 11 TAŞYONTAR IJye yayınevi sayısı 172ye ulaştı GfüZELSAIMITiARC^LERJSİ 40 MEHMET ALİ LAGA'YLA Bu ay yaymianacak olan 1985 Genel Kataloğunda yer alan Kulübe katüan yaytnevlerinin sayısı 172'ye ulaştı. Yaklaşık 2000 yazann 6OOO'i aşkın kitabının bulunduğu yayınevleri, genel katalogda alfabetik bir sırada yer aayor. Katüan yayınevleri arasında Hürriyet Vakfı yayınlan, Redhouse, Afa Yayınlan, Hacettepe Yayın Birliği, Fil Yayınevi, Pars Yayıncüık, Insan, Pınar, Kadın Çevresi Yayınlan da bulunuyor. İngiliz gitarcı Mîchael Conn'un resitalî Kenter Tiyatrosu Pazartesi 25 Şubat 1985 Saat 19.00 AÇILIYOR 23 Şubat 1985 C.tesi 17.00 20.00 tesvıkıve sanat galerisi Her türlü eski resim alınır AM Ipekp Caddea 4 » 1 Tesvıtoye ISTANBUL 141 04 58 GALERİ0 LEBRIZ SANRTGALERtSt Hat Sanatı Sarjisl 16 Şubat 11 Mart 1965 Etyam Cad 16 Acıiduva A«t Tel 140 22.82 EMİN BARIN g I I $rtat7 Mart Ayfer Karamani Istıklâı Cad Pasibafıçe yam Te»os Cıkmazı Vapcfcjr Hanı Kaı 1 Ho 2734 l Teleton 144 96 33 3 sanat #ılerısi Resim ve Seramık Sergisi 23 Şuba! 23 Mart GALERI BARAZ ü Ramiz Aydın Resim Sergisi 20 ş«bat15 mart T « 140 47 83 Kurtukı; Cad 191 ISTANBUl MAÇKA SANAT GALERİSİ DESEN SERGİSİ Adres: Hüsrev Gerede Cad. No: 80/1 Tesvikiye Tei 160 71 30 Mtffttt AkyıMa M w Ovflofim ftetut Aftearir 4 C»ı9l»jı*, ıcı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle