16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER olan bu asa, bir kargı gibi uzun ve kahndı. (...) Cüppesinin eteklerini omuzuna alıp giireşçi kılığıyia çıktı dışan ve haçlı asasıyia birdenbire saldırdı düşmanlann üstüne. (...) Kiminin beynini patlatıyor. kolunu bacağını kınyor; kiminin boyun kemiklerini birbirinden ayınyor, burnunu diimdüz ediyor. (...) Kaçıp kurtulmaya yeltenen oldu mu, ense kökfine bir vuruşta kafasını patlatıyordu. (...) Kimi konuşmadan ölüyor, kimi konuşurken öliiyor, kimi ölürken konuşuyordu." (2) Rabeiais'in çağdaşı Makyavel de, aynı konuya, "Hükümdar"' adlı kitabında, Hıristiyanhğın başı olan "Papa"nın marifetlerini anlatarak, başka bir biçimde değinir. Olaylann içinde yaşayan bir gözlemci olarak Makyavel, Papa VI. Aleksandr'ın, büyük oğlu Cesar Borgia'run dükaiığını genişletmek için yaptığı savaşlarla halkına nasıl kıydığını, ülkesinin düşmanlanyla işbirliği ederek, 'Italya'nın altüst olmasına nasıl göz yumduğunu" yalın bir anlatımla belirtir. Oysa bilindiği gibi, Makyavel, iktidarda kalmak için kullanılacak her yöntemi geçerli saymıştı. Buna karşın Papa VI. Aleksandr için şunlan yazmaktan kendini alamaz: "VI. Aleksandr insanlan aldatmaktan başka hiçbir şey yapmamış, başka hiçbir şey düşünmemiştir." (3) Din adamlannın pek çoğunun yüzyıllar boyu süren bu tutumlan, Rabelais'nin, Makyavel'in çağdaşı hümanist Thomas Moore'u da etkiler ve onu çözüm yollan aramaya yöneltir. Thomas Moore din adamlannın nasıl olması gerektiğini, düşulküsel yapıtı "Utopia"da, raihipleri ve ödevlerini betimleyerek, anlatır. Utopia ülkesi rahiplerinin özellikle savaş konusundaki davranışlan, etkinlikleri çok ilginçtir; bunlar: "... Savaş alanına yakın bir köşeye çekilir, diz çöker, ellerini göge kaldınr; her şeyden önce banş için, sonra kendi ülkelerinin zaferi için dua ederler. Ama bu zaferin hiçbir taraf için kanlı olmamasını isterler. (...) Utopialılar, yenilip kaçan diişman peşine düşer ve onlan öldürrneye yeltenirse. rahipler araya girip, kan döküimesini önler ve akla uygun koşullarla banş yapılmasını saglarlar." (4) Moore'un düşü,Makyavel'in "Ancak silahlı peygamberlerin başanya ulaşmalan, silahsızlann ise başansızhğa uğramalan" saptamasıyla kesiliverir. Gerçekten, silahlı Musa ve Muhammet Peygamberlerin başanlanyla, silahsız Isa Peygamber'in durumu anımsanırsa, bu görüşe hak vermemek elden gelmez. Muhammet Peygamber'in, Kureyş Kabilesi'ne karşı yaptığı Bedir ve Uhud seferleri ile "savaş", lslamın kutsal kitabı Kuran'da da yer almağa başlar. Böylece, Medine'de indiği kabul edilen surelerin pek çoğunda savaşa aynlan ayetler vardır. Örnek gerekirse, EnfaJ Suresi'nde: "Savaş, hoşlanmadığınız halde size farz kılındı" ayetleri gösterilebilir. özendirilip ödüllendirildiği Kuran'da banş çağnlan da yer alır: "Eğer düşmanlar banşa yanaşırlarsa sen de yanaş" (Enfal 61), "Ey insanlar, hep birden banşa girin." (Bakara 208) ayetlerinde olduğu gibi. Ancak bu buyruklar, çoğu kez, Müslüman din liderlerince, yüzyülar boyu, uygulanmadığı gibi, bunlann günümüzde de kulak ardı edildiği, İran Irak savaşı ile apaçık ortaya dökülmüştür. Dahası, bu savaşta her iki yandan da ölenler, "şehitlik mertebesi"ne ulaşıp cennete gideceklerdir. İki ayn cennet olmadığına göre, ölen de öldürülen de aynı cennette buluşmayacaklar mı? Hepten tutarsız olan bu sonuca, her iki ülkenin din adamlan çoktan kendilerine uygun bir yorum getirmişlerdir; belki de!.. Oysa, evrensel olan ve bilimsel bulgulara dayanan çağdaş bilim adamının yorumu tektir: "Günümiizde hayvan türlerinin içinde, belirii ırk ve topluluklar arasında, tür içi savaş bilinmez. (...) tnsanda ise dunım böyle değildir. Neanderthal adamının birdenbire yok oluşunun, atamız Homo Sapiens'in uyguladığı bir soykınmın sonucu olAynca, bilindiği gibi, savaşta ması çok olasıdır. Bunun son olölmek yani şehit olmak, ödüllen duğu da söylenemez. (...) Oysa, dirilmiştir tslamlıkta. Tövbe ve insan, artık bir rastlantıyla içine Sâd Sureleri'ndeki kimi ayetler düştügü bu evrenin duygusuz ende, bu ödülün ne olduğu ayrın ginliği içinde yalnız olduğnnu bitılanyla belirtilir: "Allah yolun liyor. Yazgısı gibi görevi de bir da canlanyla, mallanyla sava yerde yazılı değildir. Bir yanda şanlara Rab'leri, rahmetini. hos cennet, bir yanda cehennem: nutsuzluğunu ve içinde tiiken Seçmek kendine kalmış." (5) mez nimetler bulunan cenneti müjdeler. Orada (şehitler) taht (1) Belnnd RossHI, Ratı Felscfesi Tarihı lanna yaslanmış olarak otura Cilt II, Çtv: M. Sencer R»W»fe Gargantua, Çev: caklar, diledikleri türlü yemişler (2) A Erhat V. Oflnyol. S. Eyüboğlu ve içecek şeyler hemen kendile (3) M»chiavclli, Hükümdar, Çcv: Selarine sunulacaktır. Yanlannda eş hatlın Bajdatlı lerinden gözlerini ayırmayan ay (4) Thomıs Moore, Utopia, Çev. Eyflboğlu Urgan • Günyol. nı yaşta huriler olacaktır." Savaşın, savaşta ölmenin (5) J*cqoes Monod. Raslanlı ve Zorunluk, Çev: Vehbi Hacıkadırojlu. 28 ARALIK 1985 İki Tür Cennet mi?, MERİÇ KARACAOVALI Beşinci yıhnı bitirip altıncı yılına giren tran Irak savaşı, yaklaşık bir milyon insaru yutup yok ettiği gibi, geride de en azından bir o kadar yarı ölü bırakmıştır. Bitmesini yürekten dilediğimiz bu savaş sürdükçe, bu durumun katlanarak artacağını görebilmek büyük bir kehanet olmasa gerek. Nitekim Iraklı yöneticiler de banş kapılarını aralamak için türlü yollara başvuruyorlar. Bu girişimlerden biri de Iraklı kardeşlerinin çağnsı üzerine kimi Islara ülkeleri din adamlannın, bir süre önce, Bağdat'ta yaptıklan toplantıdır. Gazetelerin yazdığına göre, 64 ülkeden 400 Müslüman din adamı, tran Irak savaşına bir çözüm aramak amaayla üç gün süren konferansta bir araya gelmişler. Toplantı sonunda da, bundan iki yıl öncekinde olduğu gibi, hçr iki yana "savaşı sona erdirme" çağnsında bulunulmakla yetinilmiş. Belirli arakklarla banş toplantıları düzenleyen Irakh din adamlanna, savaşı kendi yöneticileri başlatırken, "nerede olduklannı" sormadan önce, gerek Islamlığın, gerek ondan önceki kitaplı dinlerin banş savaş karşısındaki durumlarıyla, din adamlannın tutumlannı kısaca gözden geçirmek gerekir. Üç bin yıl önce bir "kabile dini" olarak doğan Yahudiliğin temelini oluşturan "On Emir"in altıncısı: "Katletmeyeceksin", onuncusu da: "Komşunun hiçbir seyine tamah etmeyeceksin"dir. Ama bu kuraüann uygulanmasının, daha doğrusu, öldürülmeyeceklerin ya da sevilecek komşulann "kimler" olduğu da açıkça belirtilir; kutsal kitap Tevrat'ta. Bunlar: "Tann'nın seçilmiş kavmi olan tsrailoğulları'dır." Işte bu görüş ve inanıştan gelen Yahudi din önderleri, kavimlerinin yurt edinmek üzere istila ettikleri topraklardaki yerli halka yaraşır gördüklerini de şöyle bildirmişlerdir: "Şimdi git onlan vur ve onlann her şeylerini tamamen yok et; erkekten kadına, çocuktan emzikte olana; öküzden koyuna, deveden eşeğe hepsini öldür" (Samuel I). dağdaki ünlü konuşmasında yer alan: "Ne mutlu banş isteyenlere... Kötüye karşı koma; senin sağ yanagına kim vunırsa, ona sol yanagını da çevir. (...) Senden dileyene ver." (Matta 5) deyişlerle Isa, bin yıllık Musa dinine bambaşka bir soluk getirir. PENCERE Mimet Hamnfın Tüpgazı... 1985'in değertendirmesini en yetkin blçimde yapan "ekonomist" ev hanımı Nimet Taytan... "45 yaşındaki ev hanımı Nimet Taytan, tupgazı 12 ay bo/unk M y ^ F i h t k ^ biheo%memişdurumda.KıMndtgt tup de bltmek uzera. Nimet Hanım bu durumdaU mifyonlarca ev kadmmdan bM." Nimet Taylan oVyor M: " Eğertup aybastndan unce bttarse, btzim beyde paragetirmezse, tencereyf kaynatamayacağa. Çunkü yeni tup tçin ayrdığım para bir ise yaramayacak." (Günaydtn, 27 Aralık 1985) Tupgaz bu yıl 16 kez zam gormüş • Yıl sonu zamlan gazetelerde tepkjyle karşılandı, çarpta başhklar atıldı: 1986 keytfstz geüyor. Zamlar bltmeyecek.. Vaktm bizi Özal.. Zam şoku.. Basınımız kuşkusuz halkın tepkisini dile getiriyor "Petroinyatian dunya piyasalannda düşerken, Türklye'de neden artyor? Durıyaşe^97Hn3O^yerkenbizniçin190lln3danyiyeceğiz?" Siyasal parti başkanian da tepkiler gösteriyorlar; gazeteler yazıyoriar " Dun mutfaktan dolmuşa, konuşulan tek konu zamlar oh du; vatandaş, 'Bu kadan insafsoltk1 dtyorT • Amactm, bir zam yazısı yazarak yakınmalara kaMmak değil. Bu turyaklaşımlardan bıkkınlık geldi. Halkın öfkesini biraz yelpazelersin; ateşini partatırsın, ertesi gün kullendirirein; işine bakarsın. Bir ekonomkle, gerekiyorsa zam yapılır. Türkiye zamsız yıllan İkinci DOnya Savaşı öncesinde bırakmıştır; kırk ytldan beri zam yapılryor, ancak bu gidtşin ivmesi özal'la birlikte öylesine artb ki, ev hanımı Nimet Taylan 1985te "aynı tupgazı 12 ay tKyunm bir kez bite aynı pen^ alamadı." Olayın bu yani, değişikliği vurguluyor. Bu hızlanmanın sonucu nedir? "Uberal ekooomT veya "serbest piyasa" masallan içinde yaşayan Türktye'de hOkumetin buyruğuyia tepeden inme zamlar "doiayiı vergT sayılır. Bu dolaylı vergiyi "emekçi /»aflr" veya yeni adryla "ortadirek" öder. Ev hanımı Nimet Taylan'ın kullandığı tüpgazı devlet üretir; doium testelerlnde aract özel şirketlere aktann tatlı bir iştJr bu... Devlet tekelinden alacaksın, muşteriye dağrtacakan, paralan cebe atacaksın; hiçbir rizikosu yok. Işte böylesine liberal bir ekonomide "devlet eHyle zengin edden ktşT her zam karannda daha çok kazanır. GĞzetUen özel sirket paralan toplar; devlet ise zam yoluyla sağladığını yine gözetilen holdlnglere destek olarak aktanr. Ne yapalım? Türkiye için öngörülen ekonomik modelde, sözde "serbest nkabet pfyesast" böyle işliyor. • Turgut özal, büyuk sermayeciliğin pusutesina göre doğru yoJdadır; gözünü kırpmadan yürüyor. Dış kapitalizme bağlanan büyük holdingler daha iyisini bulamazlar; Turgut Bey "24+12" formulunun adamtdır; kafasını gözünü yara yara "modeti" uyguluyor; rrtpdel fire verdlkçe halka daha çok yükleniyor. Amacı nedir? Ülkeyi 30 milyar dolar borçlandınmak ve bir Amerikan Dolannı 1000 liraya çıkanp Türk ekonomisini dışa iyice bagladıktan sonra "seçene>csfe modefini başkasına devretmek mi? O zaman "başan" kazanmış olacaktır; çünkü "başan" sözcüğünün anlamı görüş açısına bağlıdır. Ne yazık ki, "Birbirinizi seviniz"den yola çıkan kilise ve din adamlannın, kimleri ve neleri sevip koruduklan daha dördüncü ve beşinci yüzyıllarda apaçık ortaya çıkmaya başlar. Bu yüzyıllarda Gotlann, Vandallann acımasız saldınlanru, soykuıma varan kıyımlannı, kendilerine ve Tevrat'ta banş çağnsı arayan kiliseye bir zararı dokunmadığı Bertrand Russell de ancak, 23. sürece, din adamlan rahatlıkla bolümü oluşturan tşaya kitabın içlerine sindirebildiler. da şu deyişi yakalar: "... KılıçDaha sonraki yüzyıllarda da lar sapanlara, mızraklar orakla süregelen bu tutumu, Fransız yara çevrilecek. Hiçbir ulus, baş zan Rabeiais, "Gargantua" adlı ka bir ulusa kılıç çekmeyecek; yapıtında büyük bir ustalıkla savaş nedir bflmeyecek." Ancak sergilemiştir: Tepede kurulu SeRussell, bu tümceyle söylenmek ville Manastın'nın eteğindeki istenen gerçeğin: "Savaş nedir köyıin altını üstüne getiren düşbilinmeyecek, çttnkü bütiin uhıs man, tek canlı bırakmamıştır. lar ihtida etmek (Musevi olmak) Olup biteni yukandan dingin bazorandadırlar" biçiminde oldu kışlarla rahatça izleyen rahipler, ğunu eklemekten kendini ala yalnızca dua mırıldanmakla yemaz. (1) tinirlerken, birden sarsılırlar. Çünkü köyün işini bitiren düşMusevüikten yaklaşık bin yıl man, tepeye doğru tırmanışa sonra gelen Hıristiyanüğın, "Re geçmiş, az sonra da, manastınn forms nğramış bir Yahudilik duvarlannı yerle bir edip, baholarak" ortaya konduğu ileri sü çeye, bağa girmiştir. Ancak bu rülür. Çünkü daha ilk adımda andan sonra harekete geçen önIsa Peygamber'in "Tann'nı bü cü rahibin tutumunu, okuyanın rün yureginle seveceksin. Büyiik belleğinden kolay kolay silinmeve birinci emir bııdur. İkinci yecek görüntülerle örülen Gareroir de, 'Komşunu kendin gibi gantua'mn 27. bölümünde Raseveceksin.' Biitıin şeriat ve peybeiais söyle betimler: gamberier bu iki emre baglıdırlar." (Matta 22) diyerek, Musa " ... Sırmalı kaftanını çıkarPeygarnber'in "On Emir"ini de dı, haçlı toren asasını aldı eline; ğiştirdiği kabul edüir. Aynca övez agacı kütügünden yapılmış EVET/HAyiR OKTM AKBAL YeniGündem Sıkıyönetim sonrası DISK Demirel'e tehdit mektubu Turkİş: Disiplini bozanlar Latife Tekin'in yayımlanmamış romanı Orman, katilini mahkemeye verdi ABDULLAH BAŞTÜRK • FEHMÎ IŞIKLAR • MEHMET YAZAR • "LITTLE STEVEN" • GALATASARAYLI MICHAELLE • HÜSEYİN HATEMİ • ÖZTİN AKGÜÇ • BTJRHAN ŞENATALAR • NAZİF KOCAYTJSTJFPAŞAOGLU BILSAK'TA BUGÜN ÇOCL'KLAR t ç t N Kukta Tiytlrosn: 11.00 MASAL GERÇEK TİYATROSU "YAZILARI SEVEN AYI" Yöneten: Reha BİLGEN Çocuk Tiyatrosu: 12.30 TEMPO KUKLA / TİYATRO GRUBU "İBtŞ ADINDA BİR tBİŞ" Çocuklarla müzikli oyun Yöneten: Haluk YÜCE Oynn/dekor/mask Atölyesi: 14.00 Bir tiyatrocu ve bir ressamın yönlendirdiği, çocuklar için oyun kurma, sahneieme, mask dekor, kukla yapım atölyesi (3 saat) Tek Tuğlasını Düşürmemiş! Şu bayın yazdıklarını okumayayım, diyprum olmuyor. Yıllardır tartışinz, gazetede, adalet önünde... Buna tartışrna demek yanlış. O durmaksızın çirkin sözlerle sataşır, bense bu bayın gerçek niyetlerinin ne olduğunu, kurnazca çiziktirdiği satırların arasında, arkasında neterin saklı olduğunu, bunların nerden kaynaklandiğını, hangi amaca yöneldiğini belirtirim. Yine olmadı, bu kez okurlar yetiştiriyor bu bayın yazdıklarını... Gençlerin kafasını kanştırmak, Atatürk ilkelerini yozlaştırmak, tarih gerçeklerini saptırmak uğraşını hep sürdürüyor. Geçenlerde yine Abdülhamit'i göklere çıkaran bir yazı yazmış. Bir okur, kesip göndermiş. Bir fitm çevirecektermiş ünlü padişah üstüne, bu konuda görüşlerini belirtiyor. İlle de övücü bir film olmalı. divor. Bakın Abdülhamit icin vazdıklarına: "Maletli ve dirayetti Türkpadişahı..." J3 yıl oır tuğlasını dahidüşürmeden koruyabildiği Türk imparatorluğu...", "Turk varih ğınm timsali olan Sultan Hamid..." Ûnce şu yanlışı belirtmekte yarar var. Hep yazarlar, söylerler. Abdülhamit, 33 yıl bu ülkeyi başarıyla yönetmiş, büyük politikacı imiş, bir kanş toprağı kimseye kaptırmarnış! Ne zaman ki İttihatçılar işbaşına gelmiş, ülke parçalanmaya başlamış!.. "Basiret" gazetesi sahibi Ali Efendi'nin, 1909'da basılmış bir kitabı var: "istanbul'da Elli Yıllık Önemli Olaylar." Bu kitap Sander Yayınlan'nda çıkmıştı, isteyen alabilir. Ali Efendi şöyle yazıyor: "Abdülhamifin 33 yıl süren saltanat döneminde Osmanlı devletinin uğradığı büyük belaiann, felaketlerin sayılıp dökülme olanağı yoktur. Yalnız nüfus ve topraktan dolayı olan kayıplarımızın niceliği gözönüne alınırsa, insanın tüyleri ürperirf' Köşesinde yıllardır okurlarını belirli bir yöne göre koşullandırmakla kendini görevli sayan bu baya göre Abdülhamit, 33 yıl Türk İmparatorluğu'nun bir tuğlasını bile düşürmemiş! Gerçek öyle mi acaba? Ali Efendi, "vatandan koparılan, zaptedilen yerleryedi krallık ve dört valilik toprağıdır" dedikten sonra sıralıyor bir bir: Ulah ve Buğdan Voyvodalığı, yani bugünkü Romanya; Sırp beyliği iken krallığa dönüşen Sırbistan; krallığını ilan eden Karadağ; Bulgaristan ve Doğu Rumeli'den oluşan Bulgar Krallığı; Mısır ülkesi; Fransa'nın eüne geçen Tunus beyliği; Ingilizlere bırakılan Kıbns; Yunanistan'a sunulan Teserya ve Yenişehir eyaleti; Rusya'nın aldığı Batum, Kars ve Ardahan... Yirmi beş milyon insanın yaşadığı bu topraklar Abdülhamifin, p "Türk varlığh nın timsair, "adaletli ve dirayetii", 33 yıl Turk İmparatorluğıt nun tek tuğlasını bile duşürmediği" söylenen padişahın döneminde Turklerin elinden gitmişL Hiç sıkılma yok mudur? Herkes bilgisiz, bir kendileri midir bilgili? "Böyle yazınca herkes buna inanır" diye düşünmek, bir çeşit akılsızlık değil midir? Onlar hep yalanlan büyüterek yazacaklar, tarih gerçeklerini att üst edecekler, adalet önünde hesap verenleri en ağır sözlerle suçlayacaklar, Atatürk'e ve Atatürk devriminin yandaşlanna fırsat buldukça en ağır hakaretleri savuracaklar, bizler de bu tür sataşmalar, yozlaştırmalar karşısında susacak mıyız? Abdülhamit konusu açılınca, hele bu padişahın yerli yersiz övgüsü yapılınca insanın aklına ister istemez Şair Eşref'in dizeleri geliyor. "Sağlığında bir karış yer koyma Allahaşkına. Mülkü taksim eyleyip geldim de ceddin Fatih'e Padişahım! CAmeden öldür şu kansız milleti. Hepsinin kabri şerifinde oku bir fatiha." Yetmemiş bu kadarı, Eşref şunu da söylemiş açık açık: "Nefret ettim badema Osmanlı namı istemem Vfak mu, istikraha hakkım söyle Allahaşkına Padişahım, başka bir lutf istemem senden Tabiyyetten beni affeyle Allahaşkına." "33 yılda Türk imparatorluğu'ndan tek tuğlasını dahi düşurmeden koruyabilmiş" dedikleri, oysa tüm yurdu bir yıkıntı haline getiren, toprakların büyük bölümünü ona buna kaptırmış Sultan Hamit hayranlarına sunulur!.. CMOnter: 21.00 E.FINDIKOĞLU ORKESTRASI Lokanta: 22.00 CengizBülentTurgut (gitar) önceden yer ayırtmak için: BİLSAK 143 28 79 / 143 28 99 ANTtKALARINIZ ELYAZMASI KURANI KERtMLERİNİZ ESKİ TABLOLARINIZ tÇİN TROY 140 79 36 Istatistik dersi verilir. TEL: 145 67 13 Nadir NadVnin beklenen kitabı çıktı Yaşama bir harika çocuk olarak başlayan, harika çocuk olarak ölen üsîün sanatçı Mozart üzerine ülkemizde ilk çalışma. 700 lira (KDV dahil) Çağdaş Yayınları, Türkocağı Cad. 3941 Cağaloğlu/îstanbul Dostum Mozart 1985: Kalanlar ve geçenler ORFEVRES A PARIS Muhasebe Elemanlan Aranıyor AYA Reklam Hizmetleri A.Ş. Seher Yıldızı Sokağı. No: 6. Etılerlstanou! Tel 163 55 29 163 74 54 KULTUR VE TURIZM BAKANLIĞI Acente ve Servıs KAPA SAAT Tıco'et lıo S'. Holöskörgozı Coddesı 123 2 Harbıve ıstonbu! TAKSİM SAHNESİ TURGUT ÛZAKMAN Tel ! 4 8 % 1213 ISTANBo. EOıp Gt>oai Bom>«o, 57! 80 40 G^genc T<otet Be^oği^ 149 30 53 T.ğhon T<ofe'Toksım l<3 49 17 Husev'" 5oh"^Batxj' ve 336 35 68 llme T<Oret Hoıo.ye ' 46 8 i 7 6 ICor,o(. Ko> 5" V « x ı 522 81 53 tu2 Op>ıi A Ş A.ksofoy 523 97 70 Muraf ÇetnCimo^beY ' 4e 38 67 Sodon Çew>Ş^ 1 46 36 08 AOANA Eropso Op»k Soa' Jd V 10 44 AN«ABA Gu^genc Tıco'C 31 W 45 '.VfO' &v.«oğtv 27 62 82 veao Otv 33 67 20 AK'AKYA .6 097 Op>* 21 75 60 ı 13 "54 80 Oo" DEVIET TIYATROLARI 00A TİYATROSU DINÇER SUMER AH ŞU GENÇLER Muzikii Oyun 2 Bölüm Yöneten. Rüştü Asyalı 12347891011 Ocak 20 30'da VVOLKER LUDVİGRAİNER HACHFELD LOKOMOPÖF MüzikliDanslı Çocuk Oyunu Yöneten Nihat İleri 512 Ocak 13.00'rJe GÜL SATARDI MELEK HANIM Oyun 2 Bölüm Yöneten: Sadrettin Kılıç 1234 Ocak 19.00'da 4 Ocak 15.00'te SEVIM BURAK Pazar günü saat 14.00'te aşağıdaki gündem maddelerini görüşmek üzere lçerenköy, Kayışdağı Başıbüyük Sokak, şantiye binasında yapılacaktır. Üyelerimize duyurulur. İDAREHEYETt GÜNDEM: 1 Açıhş ve Divan teşekkulü 2 Çalışma ve Denetim Kurulu raporlannın okunması ve müzakeresi 3 Yönetim Kurulu'nun aklanması 4 Yeni Yönetim ve Denetim Kurulu için seçimler 5 Mali konulann görüşülmesi 6 Dilek ve temenniler, kapanış. S.S. YAŞAM KONUT YAPI KOOPERATİFİ YÖNETİM KURULU BASKANUĞEVDAN Kooperatifîmizin yıllık Genel Kurul toplantısı 12 Ocak 1986 REHA'aĞIM (18.6.195128.12.1977) Artan özleminle sen bizdesin, Düşte, dilekte, yürektesin. Aramızda adınla çağnlan da olsa, Unutulur mu hiç güzel yüzün, tatlı sesin. İLAN KRİSTAL ÇİTSERİŞ Sendikası'nın seçimsiz olağanüstü tüzük genel kurul toplantısı 22.11.1985 tarihinde, Yeni Sinema PaşabahçeİSTANBUL adresinde yapılmıştır. Genel Kurulda sendika tüzüğünün 6, 12, 14, 20, 22, 33, 37, 38, 52'nci maddelerinde değişiklik yapılmış, 10'uncu maddeye bir fıkra eklenerek 38/1. madde de ilave edilmiştir. Aynca PERSONEL YÖNETMELİĞ1 KOORDtNASYON YöNETMELİĞ1 TOPLU SÖZLEŞME YÖNETMELlĞt MUHASEBE YÖNETMELİĞ1 olmak üzere 6 adet yönetmelik de kabul edilmiştir. 2821/8. maddesi uyannca ilan olunur. SaygJİarımızla, Eğitim Sekreteri Genel Başkan ÎBRAHİM EREN H. BASRİ BABALI Basın: 16330 Almanya'dakiler, Türkiye'dekiler BtZİM ALMANCA'YA SİZDE ABONE OLUN Çağdaş Yavmcılık Türkocağı Cad. 39/41 CaSaloğlu/tST. ATATÛRK KÜLTÜR MERKEZİ BÜYÜK SALON VVILLIAM SHAKESPEARE JULİUS CAESAR Oyun 3 Bolüm Yöneten: Can Gürzap 512 Ocak Pazar 16.00'da SAHİBİNİN İBİNİ SESİ Oyun 2 Bölüm Yöneten Can Gurzap 7691011 Ocak 19.00'da 11 Ocak 15.00'te YENİCE AtLESt Almanya'dakiler, Türkiye'dekiler BtZİM ALMANCA'YA SIZ DE ABONE OLUN Çağdaş Yavmcılık Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlıı/tST.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle