Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Yabancı Dlller Egitimi Bolümü MMürii: îlahiyaî Fakültesi'nde de cami var. Camiye gitmek olay mı? tnsanların ibadet yapmasma karşı mısınız? Bizim bilgimiz yok. Bir buçuk iki aydır işliyormuş. Kimler göz yummuş öğreneceğiz. Şimdi orayı kapattık. ASİYE UYSAL Marmara Üniversitesi'nin Göztepe'deki 'Anadolu yakası kampüsiı'nde bir grup ö|rencinin namaz kıldıgı. çeşitli dini yayıtıların satış ve dağıtımınjn yapıldığı bir bölum, üniversite yönetiminden habersiz mescit haline getirildi. Bazı öğretim üyeleri ve öğrencilerin tepkisine yol açan olavdan. sonradan haberdar olar Atatürk Eğitim Fakultesi Dekaru Satııbı t'umhuriyet Malbaacılık ve Gazeıecilık Turk Anonım Şırketı adına Nadir \»di. 0 Genel >avın Muduru Hasan Cemal, Muessese Mudurıı: Emin«r Lşaklıgil, Vazı Işlerı Muduru. Oka> Gonensin, • Haber Merkezı Muduru Yalçın Baytr, Sayfa Duzenı Yonetmenı Ali Acar. # Temsılcıler ANKARA.'Valçınbogan.İZ.MIR HikmerÇetinkaya, ADANA: MebmelMwc»ıı. TAKVİM 16 ARALIK 1985 İmsak: 5.43 Güneş: 7.15 [sıanbul Haberlen: Rrhı Oz, Dış Habcrler: ErguB Balcı, Ekonomı. OsmM ülagay. Kultur Ajdın Fmrç. Magazın Vılçın Pckştn, Spor Danışmanı. Abdulkadir Yuctlnıa. Duzellme Rffik Durbay Araşurma. Şahın Alpav lş Sendıka Şukran Ktttacı. Haber Ara^lırma. Lfuk Gnldemir, • Koordınator Ahmct KornUan. • Malı IşJer trol Erkul, llan Ziytt Ergrnc Halkla llijkılcr: GııMcmı Koşnr, Idare: HHMYİH Gurer. Işletme Onder (, elik. Ögle: 12.04 Jkindi: 1 4 . 2 / Akşam: 16.43 Basan ve Yayan. Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Türk Ocağı Cad. 39.4] CağaJoğlu Istanbul. PK. 246lstanbul, Te): 526 ]0 00(9hat), Telra: 22246 • Burotar Ankara: Zıya Gokalp Bulvan lnkılap Sokak No: 1 9 4 Tel. 33 11 4147, Telex 42344 • Izmir: Halıt Ziya Bulvan No. 64/3, Tel: 25 47 0913 12 30 Telex: 52359 • Adana: Çakmak Cad No: 134 Kat 3, Tel: 1455019731 Telex: 62155. Yatsı: 18.10 Atatürk Eğitim Fakükesi'nde habersts Snescif açüdı * Dekan Prof. Dr. Turaa Ilgaz: Bunu yeni açmışlar. Prof. Dr. Tnran Dgaz, "Bunu yeni açmışlar. ÖğrencUerin ve buna goı ynman ögretim üyeleri hakkında soruşturma başlattım" dedi. Fakultenın yabancı diller eğitiminin yapıldığı bölümun zemin katındaki mcscidin kurulması ve burada binakım "dini çahşmalar" yapılmasına Turk Dili ve Edebiyatı ile Tarih bölumünden bazı öğretira üyeJerinin destek sağladıkJan öne sürüldu. Eğitim Fakultesi öğrencılerinden bir grup "nkuliannın nerrdeyse medreseye donuştarülmtk tstendiğini" iddıa ederek şunları söyledıler: "Burada baa ogretim üyeleri ve öğrencüerin toplantılaryapdklanm ve topln Damaz kıldıklannı biliyoruz. Srantı ve Rabta gibi dergüerin yaıunda bazı dini yayın ve kilaplann satışı ve dağıtımı da yapılıyor. Dini yayınlar elden de dolaştınlıycr. Bunun dışında, okulun yakınındaki baB apartman daireieri kiralaodı. Bu dairelerin birinide kız öğrenciler ücretsiz olarak banndınlarak bu çalışmalara katılıyorlar." Yabancı Düler Eğjtimi Bolümü binasının kantinin de bulunduğu zemin katında, hizmetlilerin soyunma odaları olarak kullamlan bölümde bir odada yerde halıfleks üze.inde seccadeler ve namaz kılan çok sayıda genç, bir odada da abdest alındığı görütoü. Söz konusu iddialar ve kurulan bu mescitle ilgili olarak göruşülen bölüm rnüduru Semehal Yiiksel, önce orada öyle bir oda bulunduğunu bildiğini, resmen izin verilmediğini, sonra "Burada birtakın çalışmalann da yürutulduğu" ıddiaları belirtıldiğinde sınirlenerek, "babiyat Fakühwi"nde de cami \ar. Camiye gitmek olay mı? İnsanlann ibadet yapmasına karşı mısıııız?" biçimınde konuştu. Daha sonra yardımcılan aracılığı ile söz konusu mescidi bosafttırarak, kapısını kilitletti. Dekan Prof. Dr. Turan flgaz ise "Ben dini ibadetin yapılıp yapılmantasını universite sorunu olarak gormüyorum. Namaz kılmak isteyen kılıyor. Ama koridorlarda değil. Boş buldakiara bir yeri kullanıyorlsr. Yabancı Diller Egitimi Bolumii'nde bir odada bizmetlilerin namaz kıldıgını duıdum. Ama tum işyerlerinde olur. İzin veriyorsun, dalga dalga büyuyor" dedi. Dekan Ilgaz, söz konusu yeri görüp ilgililerle göruştılkten sonra özetle şunları soyiedi: "Bunu yeni açmışlar. Bizim bilgimiz yok. Bir buçuk iki aydır işliyormuş. Kimler göz yummuş öğreneceğiz. Şimdi orayı kapaltık ve soruşfurma açtık. V gibi çalışmalar yapıldıgını öğreneceğiz. Bazı hocalann konıkledigi bizim de kulagımıza geldi. Ogretim uyeleriyk, oğrencilerie gonişecegiz. Bir yöneliciye ogrenciier bu konuda şikâyelle bulunmuşlar. Ama yonetici korktufiu için bana bildirememiş." Kasparov, Timman'la karşılaşıyor Kültür Servisi Yurttaşı Karpov'u yenerek Dünya Satranç Şampiyonluğu'nu ele geçiren Gary Kasparov, şampiyon olarak ilk kez Hollandah Jan Timman 'la karşılaşıyor. Hollanda Katolik Kiliseleri örgütü tarafından düzenlenen karşılaşma iki ustayı 6 kez karşı karşıya getirecek ve 22 Aralık 1985 günü sona erecek. Kazananın 18 bin gulden (yaklaşık 3,5 milyon Türk Lirası), kaybedenin 12 bin gulden alacağı karşılaşmada 22 yaşındaki şampiyon, "Batmın en iyisi" olarak adlandınlan ve Kasparov 'la Karpov'un ardmdan dünya listelerinde üçüncü sırayı alan 34 yaşındaki Timman 'ı alt etmeye çalışacak. (AP) 18 YAŞIIV ÜSTÜNDEKİLER KABUL EDtLİYOR Mahallenizi Gözleyin grubuna 18 yaşm üstündekiler kabul ediliyor. Gruba yeni katılanlara atış talimleri yaptırılarak, tabanca kullanılması öğretiliyor (solda). Devriyeye çıkanlar, arabalarınut yan tarafına Mahallenizi Gözleyin grubundan olduklanm belirten bir levha takıyorlar. Telsiz aracılığı ile merkezle sürekli bağlantı kuruyorlar (sajda). Polis, olaylan önlemek için halktan yararlamyor 97 Iraklı esir Bağdata gönderildi ABD'de geceleri 10 milyon kişi sokaklarda devriye geziyor Jfmahallenizi Gözleyin' gruplarına üye olan 10 milyon Amerikalı, geceleri arabalarla devriye gezerek, evlerinin penceresinden etrafı gözleyerek, şüphelerini çeken durumlarda polisi uyanyorlar. Dış Haberter Servisi Her 23 dakikada bir kişinin öldürüldüğü, her 6 dakikada bir kadının ırzına eeçildiği, her 49 dakikada bir insanın saldınya uğradığı, her S dakikada bir kişinin soyulduğu Amerika Birleşik DeN'letleri'nde haJk kendini korumak için "Mahallenizi Gözleyin" gnıplannda birleşiyor. Bu gmplara üye olan 10 milyon Amerikalı geceleri arabalarla devriye gezerek, evlerinin penceresinden etrafı gözleyerek şüphelerini çeken durumlarda polisi uyarıyorlar. Minneapolis polis şefi Anthony Bonza "Bize daha çok para, daha çok polis verin diye hep uyardık. Ama biçbir faydası olmadı. Şimdi vatandaşlann yardımlarından faydalanmaya çalışıyoruz" diyor. Amerika'da polisiye olaylara o kadar sık rastîanıyor ki, her üç aileden biri bir yıl içinde mutlaka bu tür bir olayla karşılaşıyor. Bunun doğal bir sonucu olarak Amerikalılar büyük korku içinde yaşıyorlar. Gallup Enstitüsü'nün yaptığı araştırmalara göre şehirlerde oturanlann yarıdan fazlası yaya olarak evinden birkaç mil uzağa gitmeye tereddut ediyor. Daha önce saldınya uğramış olan yaşlılar, kapının önüne çıkmaya bile korkuyorlar. Los Angeles'daki "Mahallenizi Gözleyin" grubunun uyesi olan Stanley Treitel "İnsanlar evlerine kapanırken, soyguncular elini kolunu sallayarak dolaşıyor. böyle saçmalık olmaz" diyor. açıyor. Genellikle tercih edilen lokantalar ise, müşterilerinin arabalarını girişte alıp park yerine götüren kapıcılara sahip olanlar. Büyük park yerlerinden birinin broşüründe araba sahipleri uyanlarak "Bir mayın tariasında gittiğinizi farzedin. Yavaş gidin ve sıirekli etrafınıza bakın" deniyor. Amerikalılar korkunun yanı sıra polisiye olaylar karşısında büyük bir teslimiyet ve pasiflik gösteriyorlar. New York polisi görevlilerinden Richard Shapiro saldın^ uğrayanlara "imdat" diye bağırmamalarını, çünkü bu durumda çoğunlukla çevredeki evierin perdelerinin kapandığinı behiterek en aandan ilgi çekebilmek için "ateş, ateş" diye bağırmalannı öğütlüyor. Maddi durumu iyi olanlar evlerine gelişmiş alarm sistemleri kurdurarak kendilerini korumaya çalışıyor. Alarm sistemleri üreten bir firmanın sahibi "Evierin bazılanna kurdugumuz sistemler askeri tesislerde, ya da nükleer santrallarda kullanılabilecek kadar gelişmiş" diyor. ANKARA (UBA) Iran'ın serbest bıraktığı 97 Iraklı esir, tran Havayollan'na ait bir uçakla dün Esenboğa havaaianı'na geldi. Türk Kızılay'ı aracıiığıyla gerçekleştirilen sakat ve yaralı esirlerin değişimi programı çerçevesinde Irak'a iade edilen 97 kişinin, daha sonra Bağdat'a gönderildikieri bildirildi. tran'm Kızılay aracılığıyla Irak'a iade ettiği esirlerin sayısmın 491 kişiye ulaştığı kaydedildi. Bir itiraff 3 idamı bozdu ANKARA, (UBA) Devrimci Kurtuluş davasında idam cezasına çarpunldıktan sonra itiraflarda bulunan tsmet AliŞen hakkındaki idam kararı bozuldu. Aynı davada idam cezasına mahkum edilen Remzi Karakaş ve Muharrem Ender Öndeş ile ömür boyu hapis cezasına mahkum olan Mustafa Pekdoğru hakkındaki mahkumiyet kararlarmın da tsmet Ali Şen'in itiraflarma dayanılarak bozulması kararlaştırıldı. Evden çıkarken önlem alıyorlar Her şeye rağmen sokağa çıkmayı göze alan Amerikalılann büyük bir bölümü, evlerinden ayrılırken bir odanın ışığını açık bırakıyor, radyo ya da televizyonun sesini duyulabilecek kadar Abidin Dino, gümüş heykelciklerini ilk kez sergiliyor Tanrı insanı balçıktan yaratmış, işte ilk heykel SELÇUK DEMtREL PARİS Abidin Dino'nun heykelleri Ankara ve Istanbul Urart Sanat Gaierilerinde ilk kez sergileniyor. Elli heykelin her biri sınırlı sayıda çoğaJtılmış ve gümüş olarak dökülmüş. Daha önceden birçok yanıyla (ressam, desinatör, illüstratör, karikatürcü, sinemacı, yazar) tanıdığımız Abidin Dino bu sefer de karşımıza heykeltıraş olarak çıkıyor. Onu tanıyan, bilcnler için bu "yeni" durum hiç de şaşırtıcı olmasa gerek. Çtinkü Dino'nun heykel tutkusunun tarihi oldukça eskilere dayanıyor. Oldum olası, özellikle de ele avuca sığabilen cinsinden heykelciklerle haşır neşirdi hep. Garip duruşlu, ecin kılıkh, cin bakışh, insan başlı küçük acayip heykelleri hep yanı başında olmuştur. Bunlar masarun üstünde, arkasındaki küçük rafta, bazen orada, burada size bakıp dururlar. Bu heykelciklerin bir kısmı ya kendi yonttuğu, yoğurduğudur ya da Anadolu'nun içlerinden bir yerlerden, Ege'den, adalardan, Eski Yunan'dan kalmış, şaşırtıcı güzelliklerdeki "arkaik" heykeUerdir. Göz bağış kartları cepte taşınmah J\. bidin Dino 'nun heykel tutkusu eskilere dayanıyor. İlk kez 1942 Adana'sında ağabeyi Arif Dino'yla heykel yapmayı denemiş. O günden bugüne yaptığı heykelcikler, gümüşe dökülmüş olarak Uran'ın Ankara ve tstanbul'daki gaierilerinde sergileniyor. MPino, "Insanoğlu hep boyundan büyük işlere kalkışıyor. Balçıkla biçimler yaratmaya girişiyor oda" diyor ve ekliyor: "Canlılar sonunda toz oluyor. Heykellerse binierce yıidan beri yanı başımızda." Nur içinde yatsın. Adana Müzesi'nde sergilenen ya da yersizlik yüzünden kasalarda saklanan "arkaik" parçaları bir bir itinayla çıkartıp bize gösterir, yine emniyet altına alırdı. Hitit öncesi heykelciklerdi bunlar. Dünya güzeli, 6000 yıllık filan. Neolitik çagı neden bu kadar seviyorsunuz? A.D. Iptidai olduklan sanılan insanlar, sanat alanında iptidai olmak şöyle dursun, büyük sanatçılardı da ondan. Yarattıklan biçimler yalm, görkemli ve insanhk dolu. Çağdaş heykel anlayışı üe Çatalhöyük neolitik heykel anlayışı ikiz kardes. Insanlıgın başlangıç çağlanndan esinlenme olayı bir çeşit tarihsel gelişmeyi inkâr etme değil mi? Sosyal gelişmeyle orantılı olarak olgunlaşmıyor mu sanat? Küçucük bir heykel anıtsaJ olar mu? A.D. Neolitik çağdan kalma 510 santimlik öyle heykeller var ki, New York Hürrivet Abidesi'n den daha yüce herhalde. Geniş kalçalı o ana tanrıçalar, Kayseri Müzesi'nin iç avlusunda duran heykeller. Kayseri'de askerliğimi yaparken inzibat muhafız böluğünün duvarım atlar, bitişikte bulunan Horat Camisi'ni geçer, Selçuk Hamamının iki adım ötesinde müzeye daiar, iç avluda saçak altında bulunan iyice neolitik heykellere saygıyla dokunurdum. Ne okşanası şeyler... "Anadolu Medeniyetleri" sergisinde neolitik küçük heykeller çok sevildi. A.D. Dünyanın en eski ve en yeni heykelleridir onlar! Evet, en yeni. Demek, Kayseri'de asker olarak beykel a^ki yüzünden duvardan atlıyordunuz? Tehlikeli Geceleri sabaha kadar uyuyamadığı için Paris kazan, Aragon kepçe dolaşıp dururmuş. "Içimde müthiş bir hararet, bilmem kaç mahalleyi, sokağı, rıhtımı, köprüyü, meydanı gectikten sonra daha gün ağarırken Louvre Müzesi'nin arkasındaki bahçede buldum kendimi. Malum, orada çimenin ortasmda çömelmiş, Maillol'un çıplak kadın heykeli v ardır. Hele o saatte boşlukta alabiidiğine güzel. Varıp ölümsüz kadının önunde saygıyla eğilmemek mümkün mü? Yanına gittim, derken birdenbire acı bir düdük, cırlak! Nereden çıktıkları beürsiz iki polis yakama yapıştı. Gel de anlat! Bereket, öyle diller döktum ki kadın, sanat ve ölümsüzlük üstüne, komiserliği boylamaktan kurtuldum" demişti Aragon, yüzünü ekşiterek, mavi gözleri hmzırhk dolu. Gerçekçi sanatın tehlikeleri! Heykel sevmek netameli is. Hem öyle heykeller var ki, onlara el sürmek hiç de kolay olmasa gerek. A.D. Doğru. örneğin, Louvre'da "Samotrakya Yorgisi" heykeline sanlmak için merdiven dayamaktan başka çare yok. Sizin heykellerse küçük. Ama herhalde vitrin içindeler. Onları ellemek her babayiğidin harcı olmasa gerek. A.D. Urart Galerisi'nin atölyeleri, benim kil heykellerimi yaman bir ustalıkla gümüş olarak dökmüş bulunuyor. Şaşılası bir döküm ustalığı, kusursuz. Ama gümüş? A.D. Som gümüş, bir yatınm ya da kalkınım mı desek buna! Işin o tarafı bir yana, bronz dökumden daha guzel pırıltılar taşıyor gumüş. Kimse komşusunu tanımıyor "Ulusal Şerifier Dernegi" Mahallenizi Gözleyin programında Amerikalılann yaşam biçiminin çok hızlı değiştiğini ve artık kimsenin komşusunu tanımadığını belirtiyor. Demek .Amerikan ailesinin eski, güzei verandayı terkederek eve çekilmesinden kendisini yüksek duvarların arkasına hapsetmesinden şikâyet ediyor. Mahallenizi Gözleyin gruplan sokakları olduğu gibi, artık kimsenin oturmadığı verandalan da yeniden fethetmek istiyor. Gözleme gorevini pencerelerinin arkasından yürütenler evlerinin bir köşesinde komşulanyla ilgili önemli bilgilerin yer aldığı bir kart bulunduruyorlar. Bu kartta komşulannın adını, araba plakasını, telefon numarasını not ediyorlar. Mağaza sahipleri de kendi aralannda gruplar oluşturarak birbirlerinin işyerlerini nöbetleşe gozetliyorlar. Komşuların kendi aralannda kurduklan grupların tümü hemen aynı biçimde çalışıyor. Gruba 18 yaşın üstündekiler kabul ediliyor ve devriyeye surekli iki kişiyle çıkıhyor. Devriye arabasının yan tarafına Mahallenizi Gözleyin grubundan oldukJannı beürten bir levha takıyorlar. Devriyeler herhangi bir saldınya karşı arabalanndaki telsiz aracılığıyla merkezle sürekli bağlantı kuruyorlar. Bu gruplann amacı polisin gözü ve kulağı olmak, en önemli silahlan ise özellikle küçük yerlerde bölgeyi ve insanları tanıyor olmaları. ANKARA (OM.) Ankara Üniversitesi Tıp Fakultesi Göz Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Sabahat Abadan, artan göz bağışlarının, göz nakli ameliyatlarını da hıztandıracağım söyledi. Vakfa son iki günde yüzden fazla bağış daha yapddığını kaydeden Prof. Abadan, herhangi bir kaza ihümali karşısında, bağışta bulunan kisilerin, gözlerinin yerine ulaşabilmesi için, bağış kartlarını bir hüviyet gibi saklamaları gerektiğini bildirerek, "Bağışçtnın, kartını yanında taştması ve yakınlannt göz bağışında bulunduğundan haberdar etmesi doğru olacaktır" dedi. Heykel yenir yutulur mu? Sonnaa yersiz mi kaçacak, neden heykel yapıyorsnnuz? A.D. Bir ara "heykel gibi" resim yapmaktan bıkıp sahiden heykei yapmayı denedim. Ne zaman? A.D. 1942 yıhmn Adana'sında, ağabeyim Aririe beraber. Yanılınıyorsam apayn tekniklerie? A.D. Bambaşka, Arif cesur bir yöntemle küçük taslar yontuyor, eğeliyor, tam deyimiyle ömür törpüsü şeyler yapıyordu, birbirinden güzel. Yasiz? A.D. Ben küle çalışıyordum, Yaptıklarımı kurutup, sırlayıp Adana işi saç sobada pişiriyordum. Yufka ekmeği gibi... A.D. Pişirdiklerirn yenilir yutulur şeyler miydi, orasını bilmem. Kille çalışmayı neden yeğliyorsunuz? A.D. Belki sabırsızlıktan, belki de keyif meselesi. Ne gibi? A.D. Kil yoğurmak, kile aniam ve biçim vermek coşku verir insana. Elinizde doğan iyi kötü biçim, üç boyutlu, somut. Resim somut degil mi? A.D. Resim "gibi"ler dünyasında, resmin arkasına geç, imge kaybolur. Heykellerin etrafında fır dolan, her tarafı anlamlı, somut, ellenir bir varlık. İnsan misali, kuçük de olsa elini sürebilirsin heykele. Var olduğu kuşkusuz. Kutsal kitaplar yazıyor, Tann insanı balçıktan yaratmış. A] sana ilk heykel, ilk heykeltıraş. Boratav'a göre, eski Türk Tanrılanndan AyAta toprakta insan biçimü iki çukur kazmış. Balçığı bu kalıplann içine döküp, erke' ve kadın olarak canlandırmış. Heykel dökme tekniği! A.D. Insanoğlu hep boyundan büyük işlere kalkışıyor. Balçıkla biçimler yaratmaya girişiyor o da. Gerçi cansız şeyler... A.D. Canlılar sonunda toz oluyor. Heykellerse binierce yıidan beri yaru başımızda. ANKARA (OM.) tşçi çocuklarının eğitimi için yurt dışına sınavla anaokulu ve tlkokul öğretmeni göndehlecek. Adaylann en geç 31 aralık tarihine kadar başvurularmı yapmaları gerekiyor. Yurt dışında görevlendirilecek adayların 42 yaşım geçmemış olmaları ve daha önce yurt dışında görev almış olmaları şart koşuluyor. ANKARA (OM.) Eski devlet bakanlanndan, öğretim kurulu uyesi ve başkan vekili Muslih Fer (76) Ankara'da öldü. Fer, yarın Ankara'da toprağa verilecek. 1909 yılında Istanbul'da doğan Muslih Fer, Çalışma Bakanlığı Müsteşarhğı, Yüksek Denetleme Kurulu uyeliği de yaptı. Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı'na atananFer, 1974yılında emekti oldu. Bir süre avukatlık yapan Fer, Sadi Irmak hükümetinde Devlet Bakanı olarak görev yaptı, Fer, 1981 yılında Yüksek Oğretım Kurulu üyeliğine, 1984 yılında da YÖK Başkanvekilliği'ne atandı. Yurt dışına öğretmen Mııslih Fer öldü U l u kaynak Anadolu Sizin yapügınız kuçük heykeller Anadolu uygariıkJanyla ilgili sanki. A.D. Bu ulu kaynaktan biraz olsun güç aldımsa daha ne isterim? Anadolu'da yaşamış insanlann sanat eserlerinde değişmeler içinde süren özellikler var, paylaşılan nitelikler: Anadolu heykellerinin çoğu kunt, anıtsal, yapmacıksız, yalın şeyler. Hitit heykellerinden Antiokus heykellerine, Ani kabartmalarmdan Selçuk ve Osmanlı kabartmalanna, günümüzde Zühtü'den, Kuzgun'dan tlhan Koman'a kadar. Hep toprak içre, topraktan fışkıran insan gücu, hep insanı yüceltme duygusu, ölümkaüm bilinci. Hani 14. yüzyılda Said Emre'nin dili ile: "Etü deriye büründüm geldüm size göründüm/Adım Adem Urumdan Zuhura geldum." Heykel gibi dizeler, sanki tasa oyulmuş! Çağımızla bağdaşabilir mi bu imge? A.D. Imgenin çağnşımları çağdaş gibime geliyor. 14. yüzyıl, 20. yuzyıl gibi kendi kendini sorgulayan tedirgin bir çağ. LJrumda, yani Anadolu'da zuhur eden insanlar, ete deriye burünüp var olmak, hakh yaşamak için direniyorlar inatla. Tarihsel özgürlük çizgisi Babailerden bugüne kadar kesintisiz. tnat sözcügünu çok seviyorsunuz... A.D. Evet, inat. Kuşak kuşak inatla çıkar yol aranıyor, bir dönüm noktasındajız. Bir tıkanıklık duygusu var bütün dünyada. Yeni teknolojiler, robotlar, bilgisayarlar eklendi bu garip oyuna, yeni bir içerik bekJiyorlar. Teknolojik devrim mi dediniz? A.D. Çağdaş insan ilişkilerini çağdaş teknolojinin düzeyine çıkarma zorunluluğundan soz ediyorum. Ya sanatçı, bu çalkantılar ortasmda? A.D. Hani, eski kitaplar yazar, bulut bulut kanat kanada uçup gelen küçucük Ebabil kuşları ağızlarında taşıdıkları birer kum tanesini zorbalık ve savaş fıllerinin üstüne salınca, kabaran kum dağlanna gömmüşlerdi hepsini. 1yi niyetli insanlar hep birlikte birer kum tanesi salsa ya yine fillerin üstüne. •Farklı yöntemler Çeşitli kentlerdeki Mahallenizi Gözleyin grupları hırsızlardan, saldırganlardan korunmak için farkh yöntemler oneriyor. Kimi soygunculann bir eve girdiklerinde önce yatak odasına baktıklannı, bu nedenle değerli eşyalann bir çöp kutusuna, ya da buzdolabındaki boş yiyecek paketlerirün içine saklanmasım, kimi arabaya binmeden önce arka koltukta kimsenin olup olmadığımn kontrol edilmesini, baası ihtiyaa olmasa bile yaşlıların bir baston taşımasını saldınya uğrayınca bastonia kendisini savunmasını, ama bastonu saldırganın dizinden yukanya kaldırmamasını onu, bir golf sopası gibi kullanmasını öğütluyor. Çocuklar yabancılara fazla yaklaşmamaları konusunda uyarıiıyor. Bütun bu savunma önlemlerinin saldırganlar uzerinde ne gibi bir etki yaratacağını şimdiden saptamak çok guç. Ancak uzmanlar, bu tür önlemlerin sovguncu ve saldırganlan daha gelişmiş teknik ve daha iyi silahlar kullanmaya itmesinden korkuyorlar. Muhtarlar istiyor zam ELtNl SÜREBİLİRSİN HEYKELE "Resim 'gibi'ler dünyasında, resmin arkasına geç, imge kaybolur. Heykellerin etrafında fır dolan, her tarafı anlamlı, somut ellenir bir varlık. İnsan misali, küçük de olsa elini sürebilirsin heykele" diyen Abidin Dino (solda), Selçuk Demirel ile birü'kte. A.D. Sanırım adım adım yükselen bir merdiven değil beğeni. Ya da merdivense, inişli çıkışlı, gitgelli. Sanat alanında bir ustünlük garantilemiyor sosyal gelişme.. Beğenide, sanat alanında, kültürde saklambaç oyunlan var. Şaşınmalar, ileri geri sıçramaiar, yitmeler, dirilmeler, yeniden buIuşmalar, çelişkiler... En kötü, en geri koşullarda bile insanlar erişilmez harikalar yapmayı becermişler. Insanın yüceliğidir bu. aiakalar... A.D. Bereket versin pek kimseler uğramazdı müzeye. Hem müze müdürü ressamdı ve arkadaşımdı. Heykellerine olan askıma göz yumardı biraz. ANKARA, (ANKA) Köy ve Mahalle İdareleri Muhtar Dernekleri Genel Başkanı Abdullah Yüdız, "Muhtarlara verilen 4900 lira, ancak sigaraparasıdır. Muhtarlann maaslan hiç oltnazsa asgari ücret seviyesine yükseltilsin " dedi. Muh larlara silah taşıma ruhsatı da verilmesini isteyen Yıldız, Başbakan Turgut Özal'dan bugün topluca görüşmek için randevu aldıklarını belirtti. ANKARA (a.a.) 15 Haziran 1985 tarıhinde yürürlüğe giren Maden yasasına göre, düşmüş maden sahaları için ilk başvurular bugünden itibaren 1 hafta sıireyle yapılabilecek. Aynı maden sahası için birden fazla başvuru olması durumunda, söz konusu saha için maden fonuna en çok para yatırana ruhsat verilecek. Aragon'un başma gelen "Okşanası" sözcüğünü kullandınız demin. O derece mi hayranlıgınız? A.D. Heykel seven herkesin bildiği bir duygu bu. Müze gardiyanları bunu hakh olarak önlemeye çalışırlar. Aşınmaları engellemek lazım besbelli. Aragon, başından geçmiş bir serüveni anlatmıştı bir akşam. Güzin'le çok gülmüştük. Ne olmuş ki Aragon'a? A.D. Elsa'nın ölümünden sonra bu hikâye. Madene hücum Adana doğurgan toprak Bırakalım bu yüreklere şenlik konuyu. Neden ve nasd Adana'da başladı sizde bu heykel yapma isteği? A.D. Adana doğurgan toprak, güney. Bir de Naci Kum vardı. Kimdi Naci Kum? A.D. Müze müdürü dostumuz Naci Kum. rLn eski ve en yeni Peki, çağdaş heykel? A.D. 1938 Parıs'inde, Picasso'nun Grands Augustins Sokağı'ndaki atölyesinde heykellerini görmüştüm. Içtenlikh, delişmen, büyüsel, anıtsal, evet küçükleri bile anıtsal...