19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 KASIM 1985 HABERLER CUMHURtYET/' Özal, Gürkan ve Doğramacı havaalanında konuştu Ayaküstü YOK tartışması Özal: Tek dersten üniversitelerin son sınıfında ilişkisi kesilen öğrencilere bir stnav hakkı tanınmasmdan yanayız. Gürkan: Bir koordinasyon kurumu olarak YÖK'ün gerekliliğini kabul ediyoruz, ama YÖK denetimsiz yetkilerle büyük yanlışlıklar yapmaktadır. Doğramact: Son sınıfta ilişkisi kesilmiş olanlarla ilgili bir karar alınırsa biz destekleriz. Objektif kıstaslara göre hareket ederiz. Biz bilimsel, tarafsız ve anayasal bir kuruluşuz. ANKARA, (Caraburiyet Biirosu) Cumhurbaşkanı Kenan Evren'i ugurlarken, Başbakan Torgot Özil, SHP Genel Başkam Aydın Güven Gürkan ve YÖK Başkanı İhsan Dogramacı, Esenboğa Havaalanı'nda bir araya gelerek üniversitelerden ilişkisi kesilenlerin affını tartıştılar. özaJ'ın "açıkoturum" diye nitelediğj tartışmada, özal ve Dogramacı, üniversitelerde son sınıflarda tek dersten ilişkisi kesilenlerin affını savundu. Gürkan ise, "Böyle yamalı bobça sistemiyle bu iş fazla gitmez. Gelecek yıl aynı sorun yaşanacaktır. EğiCim teknolojisi iuerind« yeniden düşünmemiz lazun" biçiminde konuştu. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in, Birleşik Arap Emirlikleri'ne uğurlanması için Esenboğa Havaalanı Şeref Salonu'na ilk gelenlerden bıri olan YÖK Baskanı Prof. İhsan Doğramacı, öğrenci affı konusunda gazetecilerin soru yağmuru ile karşılaştı. Doğramacı, üniversitelerde tek dersten ilişkisi kesilen 5 bin öğrencinin affma TBMM'nin karar vereceğini belirtti. YÖK'ten görüş istenmesi haiinde olumlu görüş bildireceklerini kaydeden Doğramacı, "Ögrencinin başanlı olması, okulu bitirmesidir. Bu son 23 ydda diploma alma, eskisi gibi kolay olmaktan çıktı. Ama tek dersten başarısız olup son sınıfta ilişkisi kesilmiş olanlarla ilgili bir karar alınırsa biz destekleriz" dedi. Doğramacı, bir soru üzerine, "Bizde muhalefet ya da muvafakat diye bir sey yok. Objektif kıstaslara göre hareket ederiz" şeklinde konuştu. Bu arada SHP Genel Başkaru Aydın Gürkan'ın salona girdiğini gören Doğramacı, gazetecilere, "Beni bu kadar sıkıstırmayıo. Sayın Gürkan'a sorun" diyerek, gazetecileri Gürkan'ın yanına götürdü. Gürkan da, üniversitelerde bir koordinasyon kurumu olarak YÖK'ün gerekliliğini kabul ettiklerini, ancak "denetimsiz yetkilerle donatünuş YÖK'ün varlığına karşı olduklanm" söyledi. YÖK ile görüş birliği içerisinde bulunmalannın mümkün olmadığını dile getiren Gürkan, "YÖK, denetimsiz yetkiferie büyük yanlışlıklar yapmaktadır. Idari özerklik tamnmadan bilimsel özerklik soz konusu olamaz. Ogretim üyelerindeki yügınlık elie tutnlnrtaalegeldi" biçiminde konuştu. Öğrenciler ve öğretim üyelerinin "yökzede" olduğunu dile getiren Gürkan, "YÖK, denetimsiz yetkilerle büyük yanlışlıklar yapmaktadır. tdari özerklik tamnmadan bilimsel özerklik söz konusu olanıaz. Öğretim üyelerindeki yılgınlık elle tutııiur hale geldi" biçiminde konuştu. öğrenciler ve öğretim üyelerinin "yökzede" olduğunu dile getiren Gürkan, eğitim teknolojisinin yeniden düzenlenmesi gerektiğini ve YÖK Yasası 'nın değiştirilmesi için bir yasa önerisi hazırladıklarını söyledi. DOCRAMAO, ÖZAL'DAN YARDIM İSTtYOR Başbakan Turgut özal'ın geldiğini gören Doğramacı, bu kez özal'ın yanına giderek ondan yardım istedi. Doğramacı, özal'a, "Basın mensuplan sizin teşrifinizden önce beni şu tek ders hikiyesinde soru yagmurnna tuttu. Ben de hükümet ve Meciisin karar vereceğini söyledim.. Hükumet ve Meclis, bizden yana olmustur" dedi. Daha sonra Özal ve Doğramacı, foto muhabirlerine birlikte poz verdiler. Bu arada Doğramacı, "BHimsel, tarafsız, anayasal bir kuruluşuz" deyince özal, gazetecilere donerek, ''Bakın, size söylüyor" diye seslendi. Doğramacı, "Size soylüyonım. Hükümerin ve pariamentonun desteği olmazsa bir sey yapamayız. Bir mutabakat olmalı ki, toplanan vergilerden hissemizi alalım" biçiminde konuştu. Basın mensuplarının çağrısı üzerine Gürkan da, fotoğraf çektiren Özal ile Doğramacı'mn yanına geldi. Birlikte fotoğraf çekilirken, özal, basan oranımn düşmemesi ve yeni gelecek öğrencilere yer açılması koşuluyla tek dersten üniversitelerin son sınıfından ilişkisi kesilen öğrencilere bir sınav hakkı tanınmasmdan yana olduğunu söyledi. özal, bu öğrencilere devam zorunluluğu tarunmamasını düşündüklerini belirtirken, Doğramacı söze kanşarak, "Biz, uygulamalı derslere katılmalannı istiyoruz efendim" dedi. özal, ara sıruflardan ilişkisi kesilen öğrencilerin de iki yıllık meslek yuksekokullannda okuyarak topluma yararlı hale gelmelerini düşündüklerıni açıkladı. Başbakan Özal, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı'nda öğrenci affı için bir yasa tasarısı hazırlandığını ve son sınıftan ilişkisi kesilenlerin affedileceğini belirtti. YAMALI BOHÇA SİSTEMt Gürkan da, gazetecilerin sorularını yanıtlarken, özetle şunları söyledi: "Bu ölçüdeki basarısızbk, YÖK'ün. Türk gençleri için uygun gördüğü eğitim teknolojisi üzerinde diışıinrtıemizi gerekli kılıyor. Boyle yamaiı bohça sistemiyle bu iş fazla gitmez, gelecek yıl aynı sorun yeniden yaşanacaktır. Türk gençlerinin ihtiyaçlanna uygun bir eğitim teknolojisi geüştiremediğimiz sürece bu sorun her jıJ »eniden yaşanacaktır. Sayüarı 10 bini bulan ögrencilerin ilişkilerini kesmek, gayet kolay bir şeydir. Ancak ben, bu çocukların ne yapacağından ciddi olarak endise ediyorum. Devlet, soruralular, Meclis ve YÖK, bu konuda ciddi olarak düşünmek zorundadır. Sayüarı 2530 bini bulan ve öğrencilerin ifadelerine göre 40 bin civanndaki genç üniversiteden atıldığında, Türkiye'de istibdam alanı da yaratılamadığına göre, ne yapacağız? Bir de YÖK kuruldugu zaman, öğrenci başansında önemli ölçüde iyileşmeler olduğu savunuluyordu. Şimdi ortaya çıkan bu dunım, belirtilen iyilesmenin söz konusu olmadığını gösteriyor." Doğramacı, Gürkan'ı dinlerken her cümle sonunda Özal'a dönerek bir şeyler söyiemek ister gibi heyecanlı hareketler yaptı. Gürkan'ın konuşmasını dinlerken öza), gazetecilere, "Şimdi istediğinizi yaptınız. Tam açıkoturum oldu" diye mınldandı. Gürkan, sozlerini YÖK'ün benimsediği eğitim sisteminin Turkiye'nin gereksinimlerine yanıt veremeyeceğini belirterek sona erdirdi. Cumhurbaşkam Evren'in gelişi nedeniyle Özal, kapıya doğru ilerledi. Doğramacı ise, Gürkan'ın "Cumhurbaşkanı geliyor" diyerek kolundan çekiştirmesine karşın konuşjnayı sürdürdü. Doğramacı, Gürkan'ın ilişkisi kesilen öğrenciierin rakamlarını yanlış söylediğini belirterek, SHPhderini gerçek rakamları görmesi için YÖK'e davet etti. Dalan'ın terzisi özür diledi İSTANBUL Belediye Başkanı Bedrettin Oalan'ın ölçülerini açıklayan terzı Mehmet Teke baskanlık makamına şeterek Oalan'ın elini öptü ve ozür dıledi. Ayrıca işçilik parasını da, kumaşın parasını da fazla fazla aldığını, olaya, "gazetecılerie konuşmakta terzilik kadar usta olmayışının" yol açiığını belirtti. Dalan olayı şoyle anlattı: "Bu genç, bir süre önce odama geidı. Ben terziyim. Yeni dükkân açtım. Size bir elbise dikersem benim için büyük reklam olur Size de bir hizmet sunmuş olurum dedi. Elbiseye ihtiyacım yoktu. Benim kumaş işi yapan bir çok arkadaşım var. Bana dünyanın kumaşı armağan oiarak gelir. Bu kumaşları ben de be lediyedeki memurlanma armağan ederim. Gencın açıkgözlüğü ve giri İSTANBUL (UBA) İstanbu| ll Genel Meclisi'nde SHP'lilerin verdiği önerge, ANAP'lı oturum başkanı tarafından işleme konmayınca çıkan tartışmalar küfürleşmeye dönüştü. Oturum Başkanı Mebmet Alacacı, "Burada demokrasi yok" diye bağıran SHP'lı Kamil Ekinci'ye "Evet, burada demokrasi yoktur" yanıtını verdi. önceki oturumlarda meydana gelen irtica ile ilgili tartışmalann, meclis tutanaklanndan cıkanlması kararının kaldırılması için SHP'li üyelerin verdiği önerge Başkan Alacacı tarafından "önergeyi gündeme alnuyonun. Mesele kapanmıştır. Kimseye de söz vermiyorum" denilerek işleme konmadı. Bunun üzerine bazı SHP ve ANAP üyeleri birbirlerinin üzerine yürüyerek küfürleştikr. Tartışmalar sırasında SHP'li Kâmil Ekinci, "Başkanlık Oivanı yargı organı degüdir. Anayasal haklanmız arasında konuşmak da vardır" diye konuşunca, Başkan Alacacı, "Bana ictuzügün denetle>ici maddesini uygulattırmayın" diye bağırdı. SHP'lilerin önergenin okunmasında ısrar etmeleri üzerine, Başkan Alacacı "Bu konuyu kapatıyonım. SHP'lilere de soz bakkı vermiyorum" dedi. SHP'li Kamil Ekinci'nin " O zaman burada demokrasi yoktur" sözunu Başkan Alacacı'nın "Evet burada demokrasi yoktur" diye yanıtlaması üzerine SHP'li üyeler toplu olarak meclis salonunu terkettiler. Istanbııl D Genel Meclisfnde küfürlü otunım • Bir soru bir yanıt Ehli iman şemsiyesi Kadayıfın altmdan, "okka altı "na teğeı geçerek, yeniden "ehli man"ın şemsiyesi altına... şim yeteneği doğrusu bu ya çok hoşuma gitmişti. Parasını almak şartı ile "dik" dedim. KuKumaş alış verişi ile özef kalem müdürümüz Reha Aral ilgilendi. Maaşıma mahsuben parası da çek ile ödenmiş. öyle değil mi? EI öpme ve özür serernonisinde Ankaralı bir gazeteci oiarak rastlantı sonucu hazır bulunmak bizim için çok heyecanlı o>du. Başkanın sozlerini Teke, "He vallah başkanım" diye onayladı. Bir de Dalan'ın ölçüleri meseiesı vardı. Bu konuda da Dalan'ın hem terziye hem de gazetemize söyleyecekleri var: Önce terziye: "Oğlum ayıp değil mi? Meslek sırlarını kalkıp söylüyorsun gazetecilere. Ûlçülerimi vermenin ne manası var, bu meslek ahlakına uygun mu?" İkincisi ise gazetemize." "Dalan'ın ölçülerinin mal beyanı olarak sayılması pek manalı bir laf deği/" diyor. Ayrıca bu ölçülerin de geçerliliğinin olmadığını söylüyor. "Çünkü karar aldım zayıflayacağım. Bu protokol yemekleri yüzünden Başkan olduğumdan bu yana aldığım sekiz kifoyu iade etmeye kararlıyım." Kayfryeti İstanbullu hemşehrilere ve ağzı gevşek terzilere arzederiz. ANAP'taki MSP'liler ne olacak? Onlar cehennemde kızaracak.. Keçeciler ise haşlanacak azız kardeşim.. ANAP Erkekler Topluluğu ANAP Genel Merkez Yönetimi'nin her yönden "ahenkM" bir ekip olduğu, bu son gezide iyice anlaşıldı. Türkiye'de hiçbir siyasal kadronun böylesine aynı telden çalıp söyleyemeyeceğinı de dost düşman herkes gördü, duydu ve dinledi. Arkadaşımız Faruk Bildirlc i ' n i n anlattığına göre, BurdurDenizli arasında Petek otobüsünde yetkililer öyle bir "cuşa" geldi ki, Başbakan'ın teknik danışmanına mandolin çaldınp türkü söylettiler. Ya da bunun tersi oldu. Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keçeciler, en beğendiğim türku dediği, "Konyalım Yürü"yü öyle ıçten söyledi ki, hiç kimse "Nereye? Meclise mi?" diye laf atıp keyfini kaçırmadı. Aynı türküyü Genel Sekreter Mustafa Taşar, "Silifke'nin Yoğurdu" makamında okudu. Gaziantepli Taşar'm böylesine taşıp coştuğu halde "bölgecilik" yapmaması büyük takdir topladı. Kendisinin devlet adamı vasrfları taşıdığı hususu tescil edildi. Ancak Keçeciler, türküsünün çarpıtılarak soylenmesine biraz kızmadı değil. Hatta Taşar'ı davudi sesı ile bastıracak oldu ise de vazgeçti. Bu arada bir de bomba gibi bir nükte yaptı: Sılah çekebılirdim. Çürtkü meşru müdafaa halindeyim.. Biraz da "alafranga" diyerek, İkinci Dünya Savaşı'nın "melodik simgesi" " L i l i Marlen" söylenmeye başlandı. Ancak, ANAP Erkekler Topluluğu, seslerini "acemaşiran" ile "şadaraban" arası bir makama akort etmiş oJduklanndan biraz güçlük çektiler. Bu yüzden şarkmın ikinci bolümü "Froylayn Rngirdeyen" diye aranje edilerek söylendi. Türkü, şarkı, ilahi, marş ve virajlı yollar gibi keskin espriler arasında Petek'in motorundan dumaniar çıktığı görüldü. Bu kez bir başka Genel Başkan Yardımcısı, Bülent Akarcalı atıldı: Olacağf bu idi.. Bu ateşlı şarkılara motor dayanamadı.. Yol kenannda duruldu Otcbüsün onarılmasından sonra yola "aynı minval üzre" devam edildi. Başbakan'ın son gezisi, en azından bir şeyı kanıtladı ANAP'lı yöneticiler, Tanrı saklasın, bir kaza olur da siyaset sahnesinde tökezleseler de, sanat sahnesinde yerieri garantili. ESENBOĞA 'DA AÇIKOTURUM Cumhurbaşkam Evren'iuğurlamak üzere Esenboğa Havaalanı 'na gelen Başbakan Özal, SHP Genel Başkanı Gürkan ve YÖK Başkanı Doğramacı bir araya gelerek YÖK'ü ve üniversitelerden ilişkisi kesilenlerin affını tartıştılar. (Fotoğraf: CUMHURtYET) MTA'nın 50. yıl kutlaması Karaevü: Yeni maden yasası bir reform niteUginde ANKARA, (a.a.) Devlet Bakanı Abmet Karaevli, "Ekonomik alanda güçlü olabilmek için bütün kaynaklanmızı çok iyi aramak, degerlendirmek, iyi planlamak ve pazarlamak zorundayız" dedi. Maden Tetkik ve Arama Enstitusü'nün 50. kuruluş yıldönümü dolayısıyla düzenlenen sempozyumda konuşan Devlet Bakanı Karaevli, maden kaynaklannın, milletin kuJlanımına sunulduğu takdirde bir değer ifade ettiğini, bunun yeni maden rezervlerinin işletilip değerlendirilmesi ile mümkün olabileceğini söyledi. 3213 sayıli yeni Maden Yasası'nın bir reform niteliğinde olduğunu ifade eden Ahmet Karaevli, "Yaptığımız yenilikJer ve hükümetimizin getirdiği dinamik ekonomik .vaklaşımlar, madenciligimizde şirndije kadar harn cevher olarak yapılan saüşların yerine mamüJ madde şeklinde bir satış sistemini getirecek ve dolayısıyla da daha büyük bir ekonomik katkı sagiayacaktır" diye konuştu. MTA Genel Müdürü Sıtkı Sancar da konuşmasında, kurumun faaliyetleri hakkında bilgi verirken, MTA'nın potansiyeli, kapasitesi ve uzmanlık derecesi ile Avrupa'da birinci, dünyada üçüncü sırada yer aldığını söyledi. 15 kasıma kadar sürecek MTA'mn 50. yıl kutlamaJan dolayısıyla düzenlenen sempozyumun bugünku bölümunde, "MTA'mn Turk Madenciliğindeki Yeri ve Ekonomiye Katkısı" konusu ele alınacak. SHP'li Canver'in Içişleri Bakanı'na soru önergesi: Işkencecileri kim koruyor? ANKARA, (ANKA) İşkence sonucu öldüğü iddia edilen Enver Şahan adlı yurttaşm ölümnedeni ve saruklara ilişkin dosyanın nerede olduğu iki yıldan beri saptanamıyor. Konuyu bir önerge ile TBMM gündemine getiren SHP Adana Milletvekili Cünejt Canver, Içişleri Bakanı Yıldınm Akbulul'ıan, soruşturma dosyasının nerede olduğunu ve ışkencecileri kimin koruduğunu sordu. OLAY NASIL OLDU? Resmi raporlara göre, kaçakçılık suçundan sanık olarak gözaltına alınan Enver Şahan adlı yurttaş, Gaziantep'teki sorgulaması sırasında, sağlık durumu ağırlaştığı için önce Gaziantep Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Ardından da getirildiği Ankara Acil Yardım ve Trafîk Hastanesi (Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi)'nde 14 Kasım 1983 günü öldü. Hastanede yapılan otopsi sonucu Enver Şahan'ın işkence sonucu öldüğü belirlendi ve bu konuda hazırlanan raporda, "Ötöm nedeni. kafa kaide kınğı ve iç kanama olarak belirlenmiştir" denildi. Enver Şahan'ın işkence sonucu öldüğünün belirlenmesinden sonra sorgulamayı yapan komiser tbrahim Erdogan ve arkadaşları hakkında soruşturma açıldı. Soruşturmayı yüruten Gaziantep Cumhuriyet Savcılığı yetkisizlik kararı verdi ve dosyayı 6'ncı Kolordu ve Adana Sıkıyönetim Komutanhğı'na gönderdi. Adana Sıkıyönetim Komutanhğı Askeri Savcıhğı'nın da yetkisizlik kararı vermesi üzerine soruşturma dosyası bu kez 27 Aralık 1983 tarihinde Ankara Sıkıyönetim Komutanhğı Askeri Savcılığı'na gönderildi ve savcıük 3 Ocak 1984 tarihli yazjsıyla soruşturma dosyasının alındığını bildirdi. Enver Şahan'ın yakınlanmn olayın üzerinden iki yıl geçmesine karşın yargılanmaya başlanmaması nedeniyle yaptıklan başvuru sonucu dosyanın Ankara Sıkıyönetim Komutanüğı Askeri Savcılığı'nda bulunmadığı ortaya çıktı. Savcıhk, "kayıtlarda böyle bir sonışturmanın bulunmadığım" bildirdi. Enver Şahan'ın işkence ile öldürülmesi olayının sanıkları tbrabim Erdogan ve arkadaşları hakkında açılan soruşturmaya ilişkin dosyarun bulunamaması üzerine TBMM Başkanhğı'na bir soru önergesi veren SHP Adana Milletvekili Cüneyt Canver, Içişleri Bakanı Yıldınm Akbulut'tan soruşturma dosyasırun nerede olduğunu sordu. Canver, önergesinde, "Dosya ortadan kaldınlarak sanıklann cezalandıniması önlenmek mi istenmektedir? tşkencecileri kim korumaktadır?" dedi. Bu arada, 1980 yılında pankart asma olayından sanık olarak gözaltına alınan ve lstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde işkence görerek öldüğü ileri sürülen Faruk Tuna adlı yurttaşa ait otopsi raporunun da kayıp olduğu bildiriidi. Bu konuda bilgi veren SHP'li Canver, 2 Ağustos 1980 tarihinde lstanbul Emniyet Müdürlüğü l'nci Şube'de gözaJtında iken ölen Faruk Tuna için Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Kürsüsü'nce hazırlanan 11 Ağustos 1980 tarih ve 1117/1710 sayıli otopsi dosyası içüıde raporun bulunmadığım söyledi. Canver, lstanbul Sıkıyönetim Komutanlığa'nın istediği otopsi raporunun bugüne kadar verilmeyişinin işkencecilerin korunduğu fikrini ortaya çıkardığım belirtti. GUMGUM İyimseriiğiniz anza mı yaptı? Dert etaneyin. TAMİRCİ geliyor. Ilhan Selçuk PÜŞÜNÜYORUM OYLEYSE VURUN 8. bası 600 lira İsteme Adresi: Türkocağı Cad. No: Cağâloğlu İSTANBUL 39/41 Size Ulaşmamız için Pek Birşey Kalmadı Çocuğumızu doğmadan öldürmeyin! DSP, 15 kasimda kuruluyvr ANKARA, (Cumnuriyef Bürosu) Demokratik Sol Parti 15 kasırn cumagünü kurulacak. DSP Kuruluş Hazırlıkları Bürosu'ndan Rahşan Ecevit'in kuruluş ile ilgili yann bir açıklama yapması bekleniyor. DSP Kuruluş Hazırlıklan Bürosu yetkilileri, daha rahat çalışabilmek için karargâh değiştirdiler. Kuruluş hazırlıkları başladığından bu yana uzun bir süredir Akay Caddesi'ndeki büroda çalışan DSP'liler, sayısı binden aşağı olacak kurucular kurulu listesini saptayabilmek için özellikle basından gizlenen bir başka binada bir araya geliyorlar. Rahşan Ecevit'in yann yapması bekienen açıklamanın içeriği konusunda ilgili çevreler bilgi vermekten kaçındılar VEFAT Türkiye Gübre Sanayii A.Ş. Genel Müdürü, değerli insan tyimserliğiniz anza mı yaptı? Dert etmeyin. TAMİRCÎ geliyor. 10 Kasım 1985 günü kaybetmiş olmanın üzüntüsü içerisindeyiz. Merhuma Allah'tan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına ve TÜGSAŞ camiasına başsağhğı dileriz. ALİ UNGUN ÖZOĞUL'u TOPKAPI HASTANESI AKDENİZ GÜBRE SANAYİİ A.£. YÖNETİM KURULU BAŞKANLIGI Teı 524" 19 I94hat
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle