16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 EKİM 1985 HABERLER CUMHURİYET/7 Bülent Ecevit: Türkiye hızla teokratik Lslaııı ülkeleri çemberiııe stirükleniyor Haber Merkezi Kapatılan CHP'nin eski Genel Başkanı Biilenl Bcevit, Türkiye'nin demokrasiden uzaklaştıkça Batı Avrupa'dan koptuğunu ve çok boyutlu uluslararası ilişkilerinin dengesinin bozulduğunu belirterek, "Bunun sonucu olarak da Türkiye, hızla teokratik İslam ülkelerinin çemberi içine sürüklenmektedir" dedi. Kapatılan CHP'nin eski Genel Başkanı Bülent Ecevit, Türkiye^ de laikliğin özünden ödünlerin demokrasi işlerken değil, demokrasinin kesintiye uğradrğı dönemlerde, özellikle de son ve en keskin kesinti döneminde verildiğini belirterek, Türkiye'de halkın dine bağlılığını kendi özgür iradesiyle sürdurdüğünü söyledi. Bülent Ecevit, gericiliğin Osmanlıcılıktan kaynaklandığını da vurgulayarak, "Türkiye'de büklige de dine de asıl tehlike di•e bağlı ve mfliiyetçi geçinen bazı yeni türedi Osmanlıcılardan gelmektedir" dedi. Bülent Ecevit, haftahk NokU dergisine verdiği yazıda, demokrasinin uğradığı son kesintiden beri bunların yönetimdeki ağırlıklannın arttığını, böylelerinin cumhuriyete bağlılık görüntüsü ardından da diriltilmeye çalıştıkları Osmanlı düzeni, dini bir siyasal güç ve baskı aracı olarak kullandıklarını belirterek, bu ha AINKARA'dan YALÇEV DOĞAN TRT'nin açıkoturumlarında Osmanlı teokratik düzeninin başka dinlere gösterdiği hoşgörü, laiklikmiş gibi gösteriliyor. Türkiye demokrasiden uzaklaştıkça Batı Avrupa'dan kopuyor ve çok boyutlu uluslararası ilişkilerinin dengesi bozuluyor. Türkiye'de laikliğe de, dine de asıl tehlike 'dine bağh' ve 'milliyetçi' geçinen bazı yeni türedi Osmanlıcılardan gelmektedir. reketlerin toplumda dini güçlendirecek yerde, zayıflattığım söyledi. Ecevit şöyle devam etti: "Osmanlıcüıgın milliyetçilikle bagdaşması ise olanaksızdır. Osmanlı devleti Musevi tebasına daha Gütenberg'in baskı tekniğini uygulamaya koyuşundan yalnızca 55 yıl sonra ilkin İslanbul'da, ardından da fzmir'de ve Selanik'te basımevleri kurma ve gerek kendi kutsal kitaplannı, gerek dinle ilgili veya ilgisiz başka yapıtlannı bastınp yayma olanağı tanımıştır. Turk basımevlerinde de uzun süre Kuran basımına izin verilmemiştir, böylece Kuran'ın halka ulaşması önlenmistir." TKTnin açıkoturumlarında Osmanlı teokratik düzeninin, belli siyasal nedenlerle başka dinlere gösterdiği hoşgörünün, "laiklikmiş" gibi tanıtılarak cumhuriyetin getirdiği laiklikle Osmanlı teokrasisinin birbirine karıştırıldığını kaydeden Bülent Ecevit, böylece zihinlerin karıştırıldığını, yeni bir kavram kargaşası yaratıldığını ifade etti. Ecevit, Osmanlı düzeninin Islamı yozlaştırması gibi şımdi de bu tür bir Osmanlıca kültür kampanyası ile laikliğin yozlaştırılmaya çalışıldığını one sürdü. Atatürk'un devrim kültürünü geliştirip yaymakla görevlendirdiği siyasal ve kültürel kurumlar kapatıhrken, nitelikleri ve işlevleri değiştirilirken, Osmanhcılığın gitgide devletin kültür politikasına egemen olmaya başladığını da vurgulayan Bülent Ecevit, yazısında şu göruşlere yer verdi: "Devlet ve yazın dilinde Türkçe oranının Fatih'ten önce oldııgu gibi yeniden dörtte üç oranına yiikselmesi, ancak cumhuriyet çağındaki dili ozleştirme akımıyta saglanabilmiştı. Şimdi son yılların Osmanlı ozenticiliği ile biriikte Türkçe sözcükleri aforoz etmc eğilimi de yeniden hortlamıştır. Din. Osmanlı duzeninde oldugu gibi, şimdi de toplumu yönlendirip gulme aracı gibi kullanılmak islenmektedir. Vine Osmanlı duzeninde elduğu gibi sınırsız bir iktidar uygulamasını yeniden filizlendirebilecek tohumlar, iktidarı sınıriaması yerine, temel haklan ve ozgürlukleri iktidara sınırlatıcı düzenleme lerie yönetime halk katılımını engelleyen, halkı yönetimin ve siyasetin pasif seyircisi durumunda lutan kurallar bu dönemin anayasasına özenle yerleştirilmiştir." Türkiye'deki gericiliğin asıl kaynağının bazı egemen güçlerin demokrasiden kaçışı ve Osmanlı özlemine özenticüiğine kapıhş olduğunu da vurgulayan Bülent Ecevit, demokrasiden ve demokrasinin topluma getirdiğinden ürkenlerin, "Demokrasinin ve demokrasiyle gelen uyanışın sosyml güçlerin dengesinde harekete geçirdiği degişiklik istemlerinden panige kapılanlar çözümü, cumhuriyeC ortüsü altında Osmanlı düzeninin devlet ve toplum anlayışına sıgınmakta aramaktadırlar" görüşünü savundu. Ecevit, yazısının son bölumunde de şu göruşlere yer verdi: "Türkiye'de demokrasiden kaçışla Osmanlıcılık birbirine baglı duruma gelmişfir. Fakal bu dönem geçecektir. Çünkıi Türk ulusu Atatürk devrimi yolunda geri dönulebilecek noktayı asmıştır. O yolda demokrasi kesintiye ugradıkça yitirilen mesafeler halkın demokrasi>e dönuş çabalanyla biriikte yeniden kazanılacaktır. Bu başarılamazsa ortaya çıkabilecek sonuç, Osmanlı devletinin sonunda bellidir.". Tarım Bakanı Marie Antoinette değildir Tarım Bakanı Hüsnö Doğan ile Marie Antoinette arasında bir benzerlik var Fransa Kralı 16. Luı'nin eşı Marie Antoinette, Fransız devrimi öncesinde ekmek bulamadığmdan yakınan halk için "o zaman pasta yesinler" demesıyle ünlüdür. Bızım garıp Tarım Bakanı Hüsnü Doğan da süt fiyatlarının düşüklüğunden yakınan ve su fıyatlarıyla sut fiyatlarını karşılaştıran köylülere bir yanıt verıyor. Koylüler "bir şişe su 150 lira, süt 70 lira " dıye bağırırken, Bakan Bey "o zaman süt için" dıyor. Oysa, aynı sütün kentte evın ıçine girinceye dek. fiyatı 360 liraya fırlıyor. Tarım bu yıl en kötü dönemını yaşıyor. Dolayısıyla çıftçı ve köylu en dertlı yıllarından bırınde. Üretımin düşüklüğunden, verimin düşükluğünden söz edildi mi, Bakan Bey ışın kolayına kaçıyor. "Kuraklık" gerekçe olarak gösteriliyor Ancak Anadolu'nun ceşıtlı yörelerinde yaşanan örnekler, Bakan Beyin kuraklığın arken. tarımsa! ürünierde fıyaı arttşıarı geride kalmıştır. Gübresını, mazoiunu bulmak ıçın bankaya koşan koylu, bu kez alacagı kredi için yüksek faızle karsılasm ş;ır •"Verımi yüksektir" dıye koylüye satılan toîıum Anadolu toprağına uyum gosterernemtt> ;ersme verım düşükluğu bir de kullanıian tc^urrdan kaynaklanmıştır. Kalcı ki. ithal to^jmun fiyatı yerlı tohumdan daha pahahya gelms ır Urununü devlete teslım eden kcyiuye peşır ödeme yapılmamış, üretıcıler ürunlennı aıacıya /e tefecıye kaptırmak zorunda kalmıslardır. Bakan ve bakaniık merk"zı ile Anadolu'daki bak nlığa bağh orgütler oırbırınden kopuk çalışn adır. Bakan "İthal tohumu, ürüne fevka: de artış getirdi" cerKen.' bakanlığa baöranmşal Mücadele Enstıtusünebağlı uzmanıar yazdıkları resmı yazılarda örneğin patates tohumunun yol açtığı hastalıkları, örneğin ayçiçeği tohumunun oluşturduğu otları uzun uzun anlatmaktadırlar. Mısırda kullanıian ithal tohumu ise, aradığı suyu bulamayınca, Tarım üretımin nasıl düştüğu yıne aynı raporlarda vurBakanı, gulanmaktadır. Buna rağmen, Bakan Hüsnü Meclis Doğan, hâlâ ithal tohumları savunabilmektedir. kürsüsünde Bakan Bey gittiği yerlerde herhangi bir fırhesap sat yakaladı mı, "bu yıl çiftçinin yüzü vermelidir. gülüyor" derken/'yüzleri gülen" çıftçıler Halka Başbakan Özal'ın yolunu keserek "açız" diaçıklamalarda ye bağırmaktadırlar. bulunmalıdır. "Yüzü gülen" çiftçinin tarlasına hacız gelTürkiye, mış, traktörünü satışa çıkarmış Evinı terk edıuzun yıllar yor. "Yüzü gülen" çiftçi göçe hazırlanıyor. sonra ilk kez Anadolu'nun ceşitlı yörelerınden feryatlar yükselıyor. tarımsal Sanırız bu feryatları şu anda Türkiye'de saürünler ithal dece iki kişı duymuyor: Başbakan Turgut Özal etmekle ile yeğeni Tarım Bakanı Husnü Doğan.Aslınkarşı karşıya kalmak /stem/yorsa, da tarım kesımınde nelerın olup bıttığinden hütarım politikası üzerinde yeniden kümetin diğer üyelerinın de haberı pek yok. durmalıdır. Türkiye yi "Tanm ve tarım politikası ile ilgili olarak hertarımda çok ciddi yıllar bekliyor. hangi bir gbrüşme yapıldı mı" yönündeki sorumuza bir kaç bakan aynı karşılığı veriyor: kasına saklanamayacağını ortaya koyuyor Ku "Tarım bakanı hükümetin en kapalı bakanı. raklık, olsa olsa tarımda bugün yaşanmakta Biz de çok iyi bilmiyoruz. Orman Bakanlığı olan acı olaylarda gerekçelerden "sadece" bi ile Köyişleri Bakanlığı nın tek bir birim harini oluşturuyor. Gerisi, Ozal hükümetının izle linde Tanm Bakanlığf na bağlanması ve bu diğı tarım polıtikasından ve bu politikayı uygu bakanlıklarm Anadolu'da yeniden teşkilatlamakla sorumlu Tarım Orman ve Köyişleri Ba lanmaları çok zaman aldı. bu nedenle de Takanı Husnü Doğan'dan kaynaklanıyor. rım Bakanı bize uzun süre kapalı kaldı. " Nedır tarımdakı sorunlar ve bakanlık sorunTarım Bakanı'nın.Bakanlar Kuruluna ların büyumesine nasıl seyircı kalmıştır: "kapalı" kalması. yeniden örgütlenmeye bağTarımda ciddi bir üretim planlaması yapılma lanıyor. Oysa, aynı hükumet "Bakanlıklarm mış. hangi ürünlere öncelık verileceği üzerin yeni bir düzene kavuşturulması sayesinde de düşünülmemıştir. Tarımsal araştırmalarda iş bitirici bir kadro oluşturulmasından" ovungeride kalınmış. tarımın yonlendırilmesi ama müyor mu 7 .. Ovündüklerı olay, şimdi başarıcına dönük çalışmalar son iki yıl ıçinde olduk sızlığın gerekçesıne dönüşüyor. ça cılız kalmıştır. Cılız araştırmalar bu yıl cılız Tarım Bakanı, Meclis kürsüsünde hesap verürün yaratmıştır. Tarım urünlerine bu yıl orta melidir. Halka açıklamalarda bulunmalıdır. lama fiyat artışlarının altında fiyat bıçılmiş, köylü Türkiye uzun yıllar sonra ılk kez tarımsal ürünürettiğı ürünün karşılığını alamamıştır Bunda ler ithal etmekle karşı karşıya kalmak ıstemitarım gırdilerinin her gecen gun artan fiyatları yorsa. tarım politikası uzennde yeniden ve yeönemli bir rol oynamaktadır. Gübre, mazot ve niden durulmalıdır. Çünku. Türkıye'yı tarımda tohum fiyatları bir yıl içınde katlanarak artar çok cıddı yıl ar bekliyor. . TürkIş'te "kalorifer"tartışması Türkİş Genel Merkezi'nin kalorifer tesisatı . konusu çözüme kavuşturulamazsa, Türkİş bu kış soğukta kalacak. IŞIK KANSU ANKARA TürkIş Yönetim Kurulu üyeleri arasında "mdyalör" tartışması patlak verdi. Türkİş Genel Merkezi'nin kalorifer tesisatı konusu çözüme kavuşturulamazsa TürkIş bu kış soğukıa kalacak. Sonbahara gıriidiğinde Türklş yöneticileri, Konfederasyon Genel Merkezi'ndeki "spiral bonı" biçimindeki radyatörler, binayı ısıtmadığı için bunların değiştirilmesine karar verdi. Türkİş Genel Merkezi'nin mimanna başvurularak pencerelere çift cam takılması istendi. Ancak mimar, binanın dış görünümünü etkileyecek herhangi bir değişikliğe karşı çıktı, mimar bu değişikliğin bir başka mimar tarafından yapılmasına da muhalif kalacağını, bildirdi. Bunun üzerine Turklş yöneticileri, spiral boru biçimindeki radyatörlerin değiştirilmesi ve yerine en yaygın model olan "dilimli radyatör" takılmasına karar verdiler. Böylece genel merkeze gelen kalorifer ustaları, "spiral bonı" turu radyaıörleri yerinden söküp "dilimli" radyatör takmak için çalışmalara başladılar. Ancak, Türkİş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Orhan Balaban, konuyu Tarkİş Yönetim Kurulu'na getirerek, "spiral bonı" biçimindeki radyatörlerin yerinden çıkarılarak, "dilimli" radyatör takılmasının konfederasyona mali yuk geüreceğini ileri sürdü. Balaban "spiral boru"ların yerinden çıkarılmayarak, dilimli radyatörlerin bu borulara takılmasını önerdi. Böylesi bir çalışma yapılması halinde tamiratın 56 milyon liraya çıkacağını söyleyen Balaban, doğrudan dilimli radyatör takılmasının çok daha pahalı olacağını bildirdi. Türkİş Yönetim Kurulu'nda yapılan tartışma sonunda, tmarlskân Müdürlüğü ile SSK "Daf kalorifer tesisatı" konusunda iki mühendisin "bilirkişi" olarak görevlendirilmesini kararlaştırdı. Bilirkişiler, Türklş'in "kalorifer tesisatı" konusunda görüşlerini bildirecekler. Buna göre kaloriferin Imar Iskân Bakanlığının birim fiyatları uzerinden mi, yoksa bu birim fiyatlardan bağımsız mı döşeneceği konusunda Turkİş Yönetim Kurulu da karara varırsa, Turklş binası kalorifere yeniden kavuşacak. Yoksa Genel Merkez bu kışı soğukta geçirecek. Kulp seçimini MDP adayı Dısan Çelık kazanch GA1ATASARAY SÜPER PİYANGOSU GA1ATASARAY SÜPER PİYANGOSU DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır Kulp ilçesinde dün yapılan belediye başkanlığı seçimini MDP adayı İhsan Çelik kazandı... Belediye Başkanı Sıtkı Çelik'in öldürulmesi üzerine dün yapılan seçime MDP'den İhsan Çelik ile ANAP'tan Ferman Buluttekin aday oldular. HP, ŞODEP, RP ve bağımsızlar seçime katılmadı. 1704 geçerli oydan 954'ünü alan MDP'li İhsan Çelik, seçimi kazandı. ANAP adayı Ferman Buluttekin, 750 oy toplayabildi. Belediye Başkanı seçilen ihsan Çelik, öldürülen eski Belediye Başkanı Sıtkı Çelik'in yeğeni ve MDP îlçe Başkanı Enver Çdik'in oğlu. 131 KARTAL SÜPER ŞÖLENE KATIUN; Çekılış 19 Ekim 1985, Cumartesı sünü Süper Sanatçılann eşlıgınde Spor Sergi Sarayında 190 MERCEDES SÜPER ŞÖLENE KATIUN; Çekilış 19 Ekim 1985. Cumartesı günü Süper Sanatçılann eşlıgınde Spor Sergı Sarayında. RUHLAMN TÜRK(,'H AC.IKLAMALI den her okuruna hediye SODEP'in KİTler ve Işçi Sorunları paneli yapıldı İSTANBUL, (THA) SO DEP Eyüp İlçe Merkezi tarafından düzenlenen, "Siimerbank ve Diger KtT'lerde Işçi Sorunlan" konulu panel yapıldı. Panelde konuşan Ekonomist Arslan Başer Kafaoğlu, hükümedn en buyük silahının "rakam cambazlığı" olduğunu öne sürertjk, şunları söyledi: "Bugiin işçilerin 3 milyar liralık kıdem tazminatı alacaklan var. Hiikümet bir yendan zor durumda olan şirketleri kurtarmak için nıilyarlan gözden çıkarırken. bu j>ara için yok diyor. Oysa işçinin 12 yıllık birikmiş hakkı olan 3 milyar lira için yok demek haksızlıktır. Bugnnkü hükümetin en buyük kân, en büyıik silahı rakam cambazlıgıdır. Kimse de bunun üstune gitmiyor." Gazeteci Ştikran Ketenci de yaptığı konuşmada, iş kaybetme tehdidi altında olmayan işçinin, işsizliğin yanında kendisini şanslı hissettiğini ifade ederek, "1980 >ılı sonrasında isçi çıkarma yasagının getirdiği sendikal hakların işlemedigi donemde, işin dıizenli bir şekilde sürmesi isteniyordu. tşten atılma tehdidi olmayan işçiler, işsizin yanında kendilerini şanslı sayıyorlar, her turlu kötü şartları da kabiiılleniyörlardı" dedi. Sumerbank ışyen baştemsılcısı Siıreyya Vardar da, Sümerbank'ın tarihcesini anlattı ve yaptıkları bazı önerilerin kabul edilmediğını, haklannı istemekıe ısrar ettiklerini bildirdi. SATIŞ YERLERİ: SAT1Ş YERLERİ: MIUJ PrVANGO B^YILERI. PTT MERKEZLERİ İSTANBLL HALK EKMEK BÜFILERINDF MAĞAZALARDA VI HER >T.RDL AYRICA: 1111 CUMHURIYET ALTIN1 MILLI Pİ'tANGO BA>!LERJ PTT MERKEZLERİ. İSTANBL L HALK EKMEK BLFELERINDF MAĞAZAURDA VE HER >ERDE AYRICA: 1111 C I M H I R İ Y E T ALTIM Türkçe'nin "ateş"ini Ingilizce'ye nasıl aktarırsınız? Çok iyi bir sözlük yardımıyla! A. Vahit Moran'ın, daha önce M.E.Bakanhğı tarafından iki kez yayımJanan ünlü Büyük T Ü R K Ç E İ N G İ L İ Z C E S Ö Z L Ü K ü üçte bir oranında genişletilmiş olarak A D A M Yayınlan'nda çıktı. İnceleyin, alın, yararlanın! Bugüne kadar hazırlanmış en büyük, en geniş kapsamlı Türkçeİngilizce Sözlük'ten ADAM mahrum kalmayın! ADAM 4 KL POM.A BEDAVA Jiınujt TÜRKCEINGİLİZCE SÖZLL1K Şimdi çok daha kapsamlı: • SO.OUO'in ustunde Turkçe sozcuğun Ingilızce'dekı Cam kar^ılıklan. • Turkçe deyımler. halk deyışı ve dtasozlennın Ingilizce omek ve açıklamalan • Osmanlıca sozcukler ve bılım. (eknık, sanat. ekonomi, bankaaiık terimlerinın İngılızct" kar^ılıklan • Okumayı kolaylaştına dızgıbaskı. yıUarca dayanacak sağlam cılt Dr. Konstantin Raudive, 10 yıl süren bir çalışma sonunda, ruhlarla konuşmayı basardı ve bu konusmalan banda kavdetti. Geniş bilgi derginiz Sesin gibi güzel dost ve sevgili olsun hayat /lll SOZLJÜK değerli kitaplar yayimlar. SU'ya 9(101)TL+400 TL. KDV) GENEL DAÛITIM YADA A Ş Doktor Şevkı Bey Sok. No: 6 Divanyolu, İstanbul Tel:520 74 72 Konur Sok. No: 17 Krzılay, Ankara Tel: 18 90 99 E.Ü. Mühendislik Fakültesi Öğrenci Derneği adına GÜLAY UNUR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle