19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 OCAK 1985 Ozetle Afganistan ''da şiddetli çarpışmalar DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Hindistan çalkalanıyor Casusluk skandah ile ilgiti 60 yühsek düzeyde yetkiU sorguya çekiliyor YENİ DELHİ, (Ajanslar) Hindistan'ı çalkalayan casusluk skandalında tutuklananlann sayısı 20'ye ulaşırken, 60'dan fazla yüksek düzeyde ordu, haberalma ve hukümet yetkilisinin olayla ilgili olarak sorguya çekildiği bildirildi. Tutuklananlar arasmda Savunma BakanhğTnın yüksek düzeydeki bir yetkilisinin de bulunduğu, gelen haberler arasında. Başbakan Rajiv Gandi, soruşturmanın türn guvenlik servislerinde yaygınlaştınlmasını istedi. Bu arada, casusluk olayına ikinci bir Fransızm daha adı kanştı. Daha önce casusluk yaptığı gerekçesiyle Hint hukümeti tarafından "istenraeyen kişi" ilan edilen ve ülkeyi terk eden Fransız Askeri Ataşe Yardımcısı Albay Alain Bolley gibi adı acıklanmayan bir Fransızın daha cumartesi günü ülkeyi terk ettiği öğrenildi. Hindistan Haberalma POLTITKADA SORUNLAR ERGUN BALQ New York zırvesinin anlaşmazlıkla sonuçlanmasının bir yararı herhalde tartışılamaz. Türkiye'de bazı çevrelerin zirve öncesi yaptıkları yorümlarda belirttikleri "Kıbns Türklerinin haiini duman ettirecek tsNizler verildiği", "Rumların bayram ettiği", "Kıbrıs'ın Rumlara teslim edildiği", "Rumlara balıklama atlayacakları ödunler sunulduğu" yolundaki kaygılarının yersiz olduğu anlaşılmıştır. Rumlara bu denli büyük tavizler verilmiş olsaydı, Kipriyanu'nun zirveyi baltalamak için aklından zoru olması gerekirdi. Şimdi gelelim son durumdan yani zirvenin çökmesinden kimin zararlı, kimin kazançlı çıktığı sorununa. Önce, herkesin üzerinde görüş birliği içinde olduğu gibi, Rauf Denktaş, KKTC Cumhurbaşkanı olarak. Kipriyanu'yu masaya oturtmaya zorlamakla tartışılmaz bir başan kazanmıştır. Peki, bunun dışında, dünya kamuoyunda, durum nasıl? Avantaj Türk tarafında mı, yoksa Rum tarafında mı? Oyunbozanlık edenin Rumların olduğu görülüp, Türkiye'ye yapılmakta olan baskılar hafifleyecek mi? Yoksa, yine eskisi gibi Türkiye mi suçlanacak? Bu soruya, karamsar açıdan bakıp, şöyle diyebilirsiniz: "Rumların oyunbozanlık ettiği açık. Ama hemen guçlü propaganda mekanizmalarını harekete geçirip, yoğun bir faaliyete başlayacaklar. Sonunda kimin haklı, kimin haksız olduğu kanşacak. Kipriyanu.daha şimdiden 'bu işte bir yanlış an/ama olmuş, ben New York'a anlaşma taslağını imzalamaya değil, müzakere etmeye gitmiştim' diyor." Bu yoldaki kaygılar büyük ölçüde haklıdır. Türkiye'nin güçlü ve akıllı bir propaganda savaşı venp, Kiprıyanu'nun nasıl oyunbozanlık ettiğini dünyaya anlatması zorunludur. Ankara bunu başaramazsa, aslında Türkiye'nin lehınde olan bazı faktörleri iyi değerlendirememış olur. Nedir bu faktörier? Sanırız zirvenin bozulmasından kim kazançlı, kim zararlı çıktığı tartışmasında iki nokta üzerinde yeterince durulmadı. Önce, Perez de Cuellar önerilerini sunarken, BM Guvenlik Konseyi tarafından verilen arabuluculuk görevini yerıne getirmiştir. Ortaya atmış olduğu önenleri, Guvenlik Konseyi'ndeki büyük devletlere danışmadan şekillendirmiş olduğu düşünülemez. Yani Perez de Cuellar'ın planı aslında Guvenlik Konseyi'nin dolaylı olarak onaylayıp, benimsediği bir plandır. Bu, planı Türk tarafı kabul etmiş, Rum tarafı ise torpillemiştir. Rumlar, propaganda mekanizmalarını harekete geçırerek, dünya kamuoyunu etkilemeye çalışabilirler, ama bu işin aslını iyi bilen Guvenlik Konseyi'ndeki büyük devletler karşısında fazla inandıncı olacaklarını düşünmek zordur. İkincisı, Kıbns Türklerinin ve Türkiyenin, de Cuellar'ın planını kabul etmesi, dış bastnda bomba gibi patlamış, bu konuda çıkan haber ve yorümlarda Türklerin verdiği taviz daha fazla vurgulanmıştır. BBC radyosu bile, üç hafta kadar önce Denktaş ve Kipriyanu ile yaptığı bir söyleşide Denktaş'a şu soruyu yöneltmişti: "Rumlarla anlaşmak için önemli tavizler verdiniz. Size bu konuda dışarıdan baskı geldi mi?" Aslında Türklerin verdiği tavizler, New York zirvesinin çökmesinden de anlaşılabileceği gibi, o kadar büyük değildi. Ama sanırız, Rumlar bu konuda kendi oyunlarına gelmişlerdi. Yıllardır uluslararası platformlarda, Türkiye'yi öylesine uyuşmaz ve saldırgan bir tutum içinde göstermişlerdı ki, Türk tarafının anlaşmak için verdiği normal tavizler dünyanın gözünde büyümüş ve bir sürpriz etkisı yapmıştı. Bu yüzden de Kıbrıs'la ilgili yorum ve haberlerde, Türk tarafının verdiği tavizler hep ön planda tutulmuştu. İşte, Kipriyanu New York'ta dünya basınında haftalardır vurgulanan "Türk tarafının tavizlerini" geri çevirmiş durumundadır. Bu bakımdan Rumlann dünya kamuoyunu etkilemeleri bu kez pek o kadar kolay olmayabilir Zirve görüşmelerı sırasında birınci sınıf bir diplomat olduğunu bir kez daha kanıtlayan Denktaş, New York'ta yaptığı açıklamada, zirveyi Papandreu'nun baltaladığım. Yunan Başbakanı'nın Türkiye'yi uluslararası platformlarda hırpaiayabilmek için Kıbns sorununun çözüme kavuşmasını istemediğini söyiemiştir. Sayın Denktaş'ın bu görüşüne katılıyoruz. Gerçekten Kıbns sorunu Papandreu'nun elinde Türkiye'ye karşı önemli bir koz olagelmiştir. Ayrıca Papandreu, Kıbns kozunu kullanarak Ege sorununu da deyim yerinde ise.gürültüyegetırmiştir.'Türtrlerin gözü doymuyor. Kıbns'ı aldılar Şimdi de Ege'de haklarımızı gasp edecekler" tavrı, Yunanistan Başbakanı'na zaman zaman yarar sağlamıştır. Papandreu bu bakımdan da, Kıbns gibi önemli bir silahı elinden kaçırmak istemez. Ancak bundan sonra bu silah geri tepebillr. Kıbns'ta bugünkü durumu uzun süre çaresiz biçimde seyretmesi, Yunan Başbakanı'nın ıçeride yıpranmasına ve ınandırıcılığını yitirmesine yol açabilir. "Hep bu uyuşmaz, saldırgan Türklerin yuzunden" sloganını tekrariasa da, bir süre sonra içeriden ve dışarıdan kendısine, "Peki kardeşim, bu adamlar Perez de Cuelların önerilerini kabul ettiler. New Ybrk'a gittiler, Kipriyanu o önenleri neden reddetti?" şeklinde soru yöneltilebilir. Sonuç olarak Türkiye, Perez de Cuellar'ın önerilerini kabul edeliberi dünya, gerek sayın Papandreu, gerekse sayın Kipriyanu için artık eskisi kadar pembe değıldir. Şimdiye kadar Türkiye'nin haksız olduğunu rahat rahat tekrarlardı. Bundan sonra kendilerinin hakl olduğunu dünyaya anlatmak durumunda kalacaklar. Türkiye, bir yandan akılcı ve serinkanlı tutumunu sürdürür, ama öte yandan da büyük devletlerden gelebilecek 'biraz anlayış gösterin' şeklindeki telkınler karşısında kaya gıbı sağlam durabilirse. Papandreu'nun işi adama<ıllı güçleşebilir. Afganistan 'daki Batıh diplomatların verdiği habere göre, Afganistan 'ın doğusunda mücahitler ile Sovyet birlikleri arasmda yoğun çatısmalar oluyor. Çatışmalarla ügili ayrıntıh bilgi alınamadığı, ancak Afgan mücahitlerinin başlattıkları saldırı harekâttna karşı koymak için bölgeye 10 bin Sovyet askerinin gönderildiği bildirildi. (THA) Avrupa^da terör Federal Almanya, Belçika ve Fransa'da son zamanlarda düzenlenen saldınlar, terörist örgütler arasmda bağ olduğu görüsünü kuvvetlendiriyor. Federal Almanya 'daki terör uvnanlan, ülkede faaliyet gösteren Kıul Ordu fraksiyonu, Fransa'daki Doğrudan Eylem grubu ve Belçika 'daki Savasan Komünist Hücreler'in işbirliği içinde bulunduklannı açıkladılar. Wiesbaden kentindeki üst düzeydeki bir guvenlik yetkilisi de, Ispanyol terör örgütü ETA ile Italyan terör örgütü Kızd Tugaylar'tn da bu terör örgütleriyle silah ve bilgi alıs verisinde bulunduğunu belirttiler. (a.a.) Dışarı sızdırılan çok gizli bilgiler arasında Pakistan 'daki nükleer santralın bombalanması planları da bulunuyor. Casusluk olayına bir Fransızın daha adı kanştı. Rajiv Gandi Geniş çaplı bir tahkikat açılmasmı emretti. Servisi'ne yakın kaynaklardan ahnan bilgide, ikinci Fransızın diplomat olmadığı belirtildi, ancak görevi açıklanmadı. Hindistan tarihinde rastlanan bu en büyük casusluk olayı ile ilgili soruşturma sürerken, gölgede kalan birçok kişi ve aynntı da teker teker gün yüzüne çıkıyor. Soruşturmayı sürdüren görevlilerden edinilen bilgilere gore, casusluk şebekesi bir yıldan bu yana faaliyetini sürdürüyor ve bu şebekenin anahtar kişisi, tekstil makineleri üreten Bombay'da bir şirketin temsilcisi Coomar Narain. llk kez geçen sonbaharda Coomar Narain'in özel arabası olduğu halde, taksi ile otel otel dolaştığını fark eden gizli servis, işadamının bu otellerde yabancılarla görüştüğünü belirledi. Coomar Narain'in evini de kontrol altında tutan guvenlik yetkilileri, çeşitli bakanlıklardan birçok görevlinin ellerinde dosyalarla eve girip çıktıklarını belirlediler. Daha sonra 1617 ocak tarihlerinde evde yapılan aramada, çok sayıda gizli belgenin fotokopisi ile bol miktarda da para ele geçirildi. Bu belgelerin yabancı bir diplomata verildiği varsayımından hareket eden görevliler, sonunda her gün Fransız Elçiliği'ne, Hindistan resmi dairelerinde ça Iışan bir odacının bir paket bıraktığını fark ettiier ve Fransız diplomatlarının adı casusluk olayına bu şekilde karıştı. Hindistan'ın en büyük gazetesi olan The Times, geçen yıl sonbaharda çok gizli bilgilerin ClA'nın eline gectiği yolundaki bir rapor üzerine, hükümetin casusluk olayına ilişkin geniş çaph bir tahkikatı başlattığını bildirdi. CIA'nın eline geçen çok gizli belgelerden birinde Hint uçaklarının Pakistan'daki nükleer santralı bombalamasına ilişkin bir plan da bulunuyordu. Guvenlik yetkililerine göre, şimdiye dek bulunan kanıtlar, CIA'nın casusluk olayı ile yakmdan ilişkisi olduğunu gösteriyor. Bir hükümet kaynağı çok gizli bilgilerin ABD, Fransa ve Sovyetler Birliği'ne sızdırıldığını, bu olayın "Hindistan'ın güvenliğine agır bir darbe indirdigini" söyledi. Zirve Sonrası Görünüm... Reagan yeni döneme eksi 20 derecede, sert konuşmayla girdi: NATO'nun Irak jetleri bir kurtarma gemisine saldırdı Irak savaş uçaklarınm dün körfezin Suudi Arabistan 'a ait kesiminde bir Hollanda kurtarma gemisine saldırdıklan bildirildi. Bahreyn'deki denizcilik kaynaklan, Irak 'ın ilan ettiği savaş bölgesinin dışında kalan, Suudi Arabistan petrol limanı Ras Tanura 'nın 60 mil kuzeydoğusunda saldınya uğrayan 347 tonluk kurtarma gemisine bir füze isabet ettiğini, ancak 10 kisilik mürettebanndan yaralanan olmadığını açıkladılar. (THA) Yudızlar savaşına devam ABD Başkanı, Kongre binasımn merdivenlerinde yaptığı konuşmada, Sovyetler Bir/iği'ni insanlık tarihinin en büyük askeri yığınağını yapmakla suçladı. Dış Haberler Servisi ABD Başkanı Ronald Reagan ikinci dört yıllık görev dönemine sert bir konuşmayla başladı. Sovyet ler Birliği'nin, "insanlık tarihinde görülmemiş bir askeri yığınak yaptığım" söyleyen Reagan,vıldızlar savaşı projesinin süreceğıni vurguladı. VV'ashington'da ısının eksi 19 dereceye düşmesi üzerine, gelenekleri çiğneyerek Kongre binasırun bahçesinde yapılması gereken halka açık andiçme törenini binanın merdivenlerinde yapmak zorunda kalan Reagan, konuşmasında "yeni bir Amerika yarattıklannı" ama aşılacak çok engelleri olduğunu söyledi. Yemin töreninin ardından Başkanın otomobil konvoyuyla bir geçit töreni yapması, Kongre bahçesinde açıkhava törenlerinden sonra bir balo yapılması gerekiyordu. Reagan, soğuk nedeniyle andiçme törenini bina içinde yapmak zorunda kalan ikinci ABD Başkanı oldu. 1909 yılında zamanın Başkanı VVilliam Traft konuşmasını benzer soğuklar nedeniyle Kongre binası içinde yapmıştı. Yine ABD Başkanlanndan William Harrison ise geleneklere uymanın cezasını hayatıyla ödemişti. Soğuğa rağmen konuşsürdü. Barışın yalnızca "iyi niyetle" sağlanamayacağını soyleyen Reagan, bunun için çaba göstereceklerini söyledi. Reagan, Sovyet ler Bırliği'ni "insanlık tarihinin en büyük askeri yığınağını" yapmakla suçlayarak ABD hükümetinin "sa>unma yeteneklerini arttırdığını" belirtti. Reagan savunma harcamalannın azaltılması için tek yol olduğunu, bunun da silahlanmaya olan ihtiyacı azaltmak olduğunu söyledi. Sovyetler'le süahsızlanma göruşmelerinin amacının bu ihtiyacı azaltmak oluduğunu söyleyen Başkan, uretilecek nükleer silahların sayısının azaltılmasını değil mevcut nukleer silahların azaltılmasını amaçladıklannı kaydetti. Reagan, "Dün>anın her köşesindeki her çocuk için bir gün nükleer silahlan ortadan kaldırmaya çalışıyoruz" dedi. Ülkesinin ve Sovyetler Birliği1 nin yıllardır nukleer savaş tehlikesi altında yaşadığını söyleyen Reagan bu tehlikeden kurtulmak için "daha iyi'' bir yol bulduğunu ve uzaya yerleştirilecek guvenlik kalkanı projesi üzerine çalışma emrini bu amaçla verdiğini söyledi. Bu projeyle "uza>ın silahlandınlmasını değil, dün>anın silahsızlandınlmasım" amaçladıklarını öne surdü. Reagan'ın konuşmasından sonra andiçme törenini geleneksel balo izledi. Çeşitli ülkelerden davetli 140 bin kişinin VVashingtonu doldurduğu törenlerin iptal edilmesinden sonra Reagan ve Nancy geleneksel balo dizisini "Tennessee" valsiyle açtılar. Sekiz bin Amerikalı'nın izlediği ilk baloyu dokuz balo daha izledi. Balonun biletlerinin 50125 dolara satıldığı açıklandı. Yunanistan, Roma'daki NATO Savunma Akademisi'ndeki 3 subay ve bir diplomatım geri çağırdı. senaryosu" yine olay çıkardı Yeni Kaledonya 'da dünyanın en önemli nikel madenciliği merkezlerinden birine önceki gün sabotaj yapıldı. Thio kentinin doğu kıyısındaki merkezde madencüere ait işyerleri basıldı, duvarlara bağımsızlık sloganlan yazıldı. ı\ikel madenine dinamit kullanılarak yapılan sabotaj, yaklaşık 27.5 milyon frank (2.9 milyon dolar) tıasara yol açtı. (AP) Yeni Kaledonya'da sabotaj STELYO BERBERAKİS ATİNA Yunan hukümeti Roma'daki NATO Savunma Akademisi'nin düzenlediği Savunma senaryosunu, "Yunanistan'a yönelik tahrik" olarak niteleyerek, akademide eğitim gören 3 subay ve bir diplomatım geri çektiğini açıkladı. Yunan hukümet sözcülüğünce dun gece yapılan açıklamada, "Roma'daki NATO Savunma Akademisi'nin hazıriadıgı senaryoya göre önumuzdeki ekim ayında Yunanistan'da yapüacak genel seçimler tekrar sol güçler tarafından kazanılınca, ülkedeki sağ güçler yabancı ajanlann desteğinde askeri darbe girişiminde bulunuyordu" dendi. Bu senaryoyu kabul edilemez bir eylem olarak yorumlayan Yunan hukümeti, akademide bulundurduğu öğrencilerini geri çektiğini açıkladı. Anımsanacağı üzere bundan bir süre önce isviçre hukümeti de Üçüncü Dünya Savaşı'nın Yunanistan'dan başlayabileceğini öngören parlamento düzeyinde bir senaryo hazırlamıştı. Yunan hukümeti dünya basınına sızan bu olaydan sonra, İsviçre hükümetine sert dilde bir girişimde bulunmuştu. BrüksePde bulunan NATO kaynakları, olayın bir "yanlış anlamadan" kaynaklandığını, Yunan makamlarının istemesi halinde konunun çabucak açıklığa kavuşturulabileceğini söylediler. ABD'de tren kazası: 129 yaralı ABD'nin Indiana eyaletinde önceki gün akşam iki trenin çarpısması sonucu 129 kişinin yaralandığı bildirildi. Her iki trende de büyük hasar meydana geldiği, yaralıların sağlık durumlannın ise iyi olduğu açıklandı. (a.a.) REAGAN "Yeni Amerika"sı eskisinden farklı mı? mayı bina dışmda yapıruş olan Harrison uzun konuşmasından sonra zatürree olmuş ve bir ay sonra olmüştü. 73 yaşındaki Reagan, ABD' tarihinin en soğuk 20 ocağında goreve başlayan en yaşlı başkan oldu. Reagan konuşmasında ABD hükümetinin "başlıca sorumluluğunun tüm insanların guvenliğini sağlamak" olduğunu ileri Lübnaırda genel grev yapıldı Dini lider Mustafa Saad'a yapılan saldırıyı protesto için yapılan grev yaşamı felce uğrattı. Beyrut'un doğusu dün sabah yine top ateşine tutuldu. Lübnan ile İsrail heyetleri Nakura'da geri çekilmeyi görüştü. Lünban heyeti, geri çekilmenin aldatmaca olduğunu ileri sürdü. BEYRUT, (Ajanslar) Lübnan'da Nasıriye Ulusal Hareket lideri Mustafa Saad'ın önceki gün Sayda kentinde bombalı bir saldın sonucunda yaraJanması üzerine, ülkedeki dini liderlerin çağnsına uyan halk dün genel greve gitti. Başkent Beyrut'un Hıristiyan kesimi ise dün sabah topçu ateşine tutuldu. îki okul binasına isabet eden mermiler üçü öğrenci on altı sivilin yaralanmasına yol açtı. Ülkedeki Müslümanların başlattığı genel grevin etkili olduğu ve Müslüman bölgelerinde yaşamın felce uğradığı bildiriliyor. Okul, dükkân, banka ve diğer işyerlerinin kapalı kaldıklan ve Mustafa Saad'a karşı suikast girişimini protesto etmek için Müslüman Batı Beyrut'ta sokaklarda otomobil lastiklerinin yakıldığı da gelen haberler arasmda. Mustafa Saad, işgalci îsrail guçlerinin işbirliği çağnlanna karşı inatçı biçimde direnmiş ve halkın buyük sevgisini kazanmış bir lider. Bazı dini liderler, Mustafa Saad'a karşı girişilen saldından İsrail'i sorumlu tutuyorlar. Öte yandan, israil ve Lübnan yetkilileri, Nakura kasabasında dün bir araya gelerek, İsrail birliklerinin Lübnan'dan çekilmesi konusunu göruştüler. Görüşmeden sonra Lübnan heyetinin yaptığı bir açıklamada, "İsrail ekibi, geniş kapsamlı bir geri çekilme için aynnülı bir takvim ve coğrafi harita getirmedi. Lübnan heyeti, tsrail'in hazırladıgı planı daha ziyade kaınuoyanu yanıltmayı amaçlayan bir askeri yeniden konumlanma planı olarak değerlendirmektedir" dendi. İsrail başdelegesi General Amnos Gilboa ise "İkitarafın yeniden buluşması başlıbaşına bir sonuçtur" dedi. Gerek israil gerek Lübnanlı yetkililer, İsrail birliklerinin geri çekilmesiyle Güney Lübnan'da Hıristiyan Müslüman çatışmasının yeniden patlak verebileceği kaygısında birleşiyor. İsrail Savunma Bakanı Izak Rabin, önceki gece bir açıklama yaparak, İsrail'in 18 şubata kadar Sayda bölgesindeki askerlerini çekmeyi tamamlayacağını duyurdu. israil, askerlerini uç aşamada çekmeyi planhyor. Geri çekme işleminin, sonbaharda sona ermesi bekleniyor. İsrail ve Lübnan yetkilileri, uzun süredir Güney Lübnan'daki askerlerin çekilmesi konusunu göruşüyoriardı. Kissinger, Pakistan'da aldı ödül Yunanistan hâlâ kürtajı tartışıyor ATİNA (Cumhuriyet) Sosyalistlerin muhalefetteyken vaad ettikleri, kürtajı yasallaştıran yasanın 3 yıldtr bir türlu çıkarılmayışı, "Yunan Kadınlan Derneği" Başkanı olarak Margaret Papandreu'yu erkek politikacılarla karşı karşıya getirdi. Kamuoyunda yasak olduğu halde, kurtaj olduklannı açıklayan 7 kadının geçen cumartesi başlayan duruşması, ülkede canlı bir kürtaj tartışması yarattı. Tartışmanın ilgi odağını, kocasının Başbakan otuşuna aldınş etmeden "erkek politikacılar"a karşı konuşmalar yapan Margarel Papandreu, ilk duruşma günu mahkemenin önunde yapılan "kürtajcılarla davanışma gösterisine" katıldı. İkiyüz dolayındaki kadın dernekleri uyesi gostericinin arasında yer alışı, dolayısıyla gazetecilerle çevresi sarılan Bayan Papandreu gazetecileri şaşkına çeviren şu sözleri etti: "Eger aynı sorun erkekler için geçerli olsaydı eminim ki, kürtaja izin veren ve 3 yıldır sürüncemede bırakılan >asa tasansı tek bir gün bekletilmeden onaylanmış olurdu." "Nasıl oluyor da, bir Başbakan eşi bu denli nazik bir konuda böyle sert ifadeler kullanıyor?" sorusuna ise Bayan Papandreu'nun yanıtı şöyle oldu: "Ben her >e>den önce bir kadınım. Bu yaptığım da sivasi bir eylemi göstermektedir." Yargılanmalarına başlanan kürtaj sanıkları bundan bir yıl once tutuklanmıştı. Pakistan Devlet Başkanı General Ziya İ'l Hak duzenlenen bir törenle ABD eski Dışişleri Bakanları 'ndan Henry Kissinger 'a ülkenin önde gelen ödullerinden biri olan "NbhanEGuaidEAzam" ödülünü verdi. General Ül Hak, törende yaptığı konuşmada, Kissinger'a ödülun ABD ve Pakistan arasındaki ilişkilerin gelistirilmesi ve barışın sağlanması için gösterdiği çabalardan ötiirü verildiğini belirni. (THA) Fransa'da bir Türk işçi öldürüldü REtMS (a.a.) Fransa'nın doğusundaki Reims kentinde çalışan genç bir Türk işçisi, kalmakta olduğu pansiyon odasmda ölü olarak bulundu. Kimliği konusunda henüz bir açıklama yapılmayan gencin öldürulmeden once el ve ayaklarının bağlandığı ve cinayetin birkaç gün once işlenmiş olduğu belirtiliyor. Polis, cesedin pansiyon gorevlilerinden birisi tarafından dun gece bulunduğunu bildirdi. Cinayetin işlendiği tarih ile işleniş biçiminin aydınlığa kavuşması içir cesede otopsi yapıldı. Termik santrallar ormanları ediyor CAREER in BANKING A leading Turkish Bank has opportunities for those applicants (men and women) who wish to take up a career in international banking. Candidates should have the following qualifications: • an MBA or a university graduate with degree in economics, business, accounting or management • fluency in v/ritten and spoken English • age up to 30 • v/İlling to travel abroad Please send a curriculum vitae written in English along with a recent photograph to Personnel Department P.O. Box 11 Şişli, Istanbul no later than February 16, 1985 yok Birleşmiş Miüetler Gıda ve Tartm Örgütü (FAO), termik santrallann bacasından yükselen dumanın daha sonra bir asit yağmuru şeklinde yeryüzüne dönerek ormanlann yok olmasma yol açtığım bildirdi. Örgüt Başkanı Edouard Saouma, dünyada her yıl 11 milyon hektar ormanın yok olduğunu, Akdeniz ülkelerindeki ormanlann yok olmasında yangınlann da önemli bir rol oynadığını belirtti. (a.a.) ' AFA ÇAĞDAŞ USTALAR DİZİSİ 1 CAMUS CONOR CRUISE O'BRIEN Çeviren: Fatih Özgüven FontoncMod«rn Masters dızisİnin 1982 de yoymlonon 10. baskısındon dıltmize çevnlmı^rir Bangladeşhe avukatlar grevde Bangladeş'te sıkıyönetimin kaldırılması istemiyle pazar günü greve giden avukatların eylemi sürüyor. Sıkıyönetimin kaldırılarak geçici bir hükümetin iktidara gelmesini isteyen avukatlar, bir bildiri yayımlayarak hâkimlere ve mahkeme çalışanlanna da greve katümalan çağnsı yaptüar. (THA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle