19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
r7 OCAK 1985 KÜLTÜR YAŞAM CÜMHÜRİYET/5 ISMAIL GLLGF.Ç YAYIN DÜNYASINDA İNCELEME ARAŞTIRMA YÖNETE\: ŞAHİN ALPAY HAYVANLAR Rosa Lıvcembıırg ve azge Rosa Luxemburg, Sermaye Birikimmin Tarihsel Koşuüan, Çev. Neyyir Kalayaoğlu. Kaynak Yayınları, Istanbul 1984, 168 s. ŞEVKET PAMUK ~ Polonya asılh Rosa Luxemburg (18711919) yırminci yüzyılın ilk çeyreğindeki hareketli yılların en etkili sosyalistlerinden, en önemli ve özgün Marksist düşünürlerinden biridir. Aradan geçen üç çeyrek yüzyıla rağmen kapitalizm, emperyalizm ve hatta az gelişmişlik üzerine yazdıklan tartışma konusu olmaya, yeni yanıtlar için ipuçlan vermeye devam ediyor. Kaynak Yayınları arasında çıkan bu kitap, Luxemburg'un 1913 yılında Almanca olarak yayımlanan ve 1951'de tngilizce'ye çevrilen Sermaye Birikimi başhklı en önemli yapıtlanndan birinin üçüncü ve son bölümünü kapsamakta. Sermaye Birikimi'nde Luxemburg'un amacı kapitalist kriz kuramını geliştirmek, kapitalizmi nihai çöküşe götürecek süreçleri ortaya koymakür. Bu amaçla çözümlemelerini Marx'm Kapital'inin ikinci cildindeki yeniden üretira şemalarından türetmeye çalışır. Sermaye Birikimi'nin ilk iki bölümünde vardığı sonuç, kapitalist bir ekonominin kendi başına üretimi sürdüremeyeceği, sermaye birikiminin devam etmesi için kapitalizmin kapitalizm öncesi alanlara doğru genişlemesinin zorunlu olduğudur. Ne var ki, kapitalist sistem tüm dünyayı fethedip kendi üretim biçimini tüm dünyaya egemen küdığında, bu çözüm yolu da kapanacak, kapitalizmin nihai çöküşü kaçınılmaz olacaktır. Böylece kapitalizmin işleyişine ilişkin yasalar Yalnızca sosyalist düşüncenin en yaratıcı temsilcilerinden birini okumak isteyenlere değil, emperyalizm ve azgelişmişlik konularıyla ilgilenenlere de hitap eden bir kitap. Rosa Luxemburg (18711919) dan yola çıkan Luxemburg, hem bir emperyalizm kuramına, hem de bir uzun vadeli kriz kuramına ulaştığını duşünmekteydi. lizm öncesi alanlara yayılışını alabildiğine canlı ve çarpıcı olarak irdelemekte, bu konuda daha sonra gelişecek tartışmalann öncülüğünü yapmaktadır. Bu kısımlarda pazarlar ve hammadde arayan kapitalizmin ilkel ekonomilere girişi, köylü ekonomisi çerçevesindeki tarım ve zanaatlerin ilkel birlikteliğini parçalayışı; bu alanlara meta ekonomisinin sokuluşu ve kapitalizmin gerekli gördüğü her yerde şiddet kullanmaktan kaçınmayışı, Birinci Dünya Savaşı öncesi döneme ilişkin pek çok renkli örnekle ustaca betimlenmektedir. Emperyalizm kuramı Ancak Luxemburg'un bu görüşleri hem çağdaşlan, hem de sonraki kuşakları tarafından pek çok eleştiriye uğramış, kitabın ilk iki bölumündeki çözümlemenin tutarsızhkları büyük ölçüde ortaya konulmuştur. Yine de, kapitalizmin dışa yayılması üzerine eğilerek, Luxemburg'un çok önemli bir meseleyi gündeme getirdiğini belirtmek gerekir. 20. yüzyılm başlarında dünya nüfusunun "/o 60'ından fazlasının kapitalizm öncesi üretim biçimleri içinde yaşadığı düşünülürse, bu dış alanların kapitalist birikim açısından önemi daha iyi anlaşılacaktır. Elimizdeki kitap işte bu Sermaye Birikimi adlı yapıtın üçüncü bölumündeki yedi kısımdan oluşuyor. Bu bölümde Luxemburg soyut ve uzman iktisatçılara yönelik tahlilleri bir kenara bırakarak, kapitalizmin kapita Kapitalizm öncesi ekonomiler Böylece Luxemburg kendi kuşağındaki emperyalizm kuramcılannın ötesine geçerek kapitalizmin kapitalizm öncesi ekonomiler üzerindeki etkilerini ilk kez ayrıntılı olarak ele almış oluyordu. Gerçi Luxemburg da, çağdaşlan gibi soruna merkezdeki kapitalist sistemin kendi iç dinamikleri ve zorunluluklan açısından bakmış, kapitalizm öncesi alanlardaki yapıların özelliklerini tumüyle çözümleme dışı bırakmıştır. Yine de tartışmanın özgünlüğü ve kapitalizmin girişine ilişkin olarak geliştirilen çozümlemeler, Luxemburg'un bu yazılarını kapitalizmin çevre ülkelerindeki sonuçlannı yalnızca dış darbenin bir sonucu olarak değil, iç ve dış etkenlerin karmaşık bir bileşkesi olarak değerlendiren düşünürler için de önemli bir çıkış noktası haline getirmiş (örneğin farklı üretim tarzlannın eklemlenmesi sorunsalını kullananlar için) ve 1970'li yıllarda Sermaye Birikimi'nin bu bölümü, deyim yerindeyse, yeniden keşfedilmiştir. Almanca aslına sadık kalınarak, titizlikle Türkçeye çevrilen bu kitapta çevirenin notunun yanı sıra Prof. Dr. Korkut Borata*'ın Rosa Luxemburg'un siyasal yaşamım, görüşlerini ve bir iktisatçı olarak çözümlemelerini değerlendiren onsozu yer alıyor. Kitabı yalnızca sosyalist düşüncenin en yaratıcı temsilcilerinden birini okumak isteyenlere değil, aynı zamanda emperyalizm ve az gelişmişlik konularıyla ilgilenenlere de tavsiye ederim. • Ankara Üniversitesi S.B.F. eski öğretim üyelerinden olan Doç. Dr. Şevket Pamuk, 1983'ten bu yana ABD'nin Vülanova Üniversitesi'nde öğretim üyesidir. KJM KÎME DUM DUMA BEHİÇ AK flrtl Koman uazmaR.ıstedim flma bıturlu MflROÇFZ kadar 6ıfar cuıtnak ı pnV o Ben berk«ın ueteneâeîuhtptır. C bh karabılı Kısa kısa Yılmaz Akyuz / FtYAT MEKANİZMASI VE MAKROEKONOMİK DENGESİZLtKLER, Yurt Vay. Ankara 1984,194 s. Toplum bilimleri alanında ülkemizin seçkin yayınevi Yurt Yayınları'nın 11. kitabı, değerli iktisatçı Yılmaz Akyüz'ün Sermaye, Bölüşiim, Büyiime (19^7) ve Emek Değer Teorisi ve Nitelikli tşgucii Sorunu'nu (1980) izleyen çalışması. Akyüz'ün "SBF (Mulga) Ekonometrı Kursusundekı" dostlarına ıthaf ettiği kitabı uzerine bir değerlendirme yazısını önumuzdeki haftalarda yayımlayacağız Nafiz Kuyucuklu / TÜRKtYE tKTİSADI, 2. Cilt, Okan Yayıncılık, Aralık 1984, 380 s. Prof. Dr. Kuyucuklu'nun ilk cildi geçen yıl yayımlanan kitabının bu ikinci cildi "Ikiısadi Kesimler" ve "Dış Ekonomik îlişkiler" bölümlerini içeriyor. Kuyucuklu'nun çalışması, günumüz Türkiye ekonomisinin çeşitli boyutlan uzerine toplu bilgiler veren yararlı bir kaynak. P I K N I K PİYALE MADRA SANJK BAC6 (STEMlYoGUM Temiz enerji kaynaklarımız Türkiye'nin Yeni ve Temiz Enerji Kaynaklan, Türkiye Çevre Sorunlan Vakfı Yayını, Ankara, Ağustos 1984, 207 s. 1970'lerden başlayarak bir yanda çevreci uyanışın baskısı; öte yandan geleneksel enerji kaynaklannın (siyasi, iktisadi, teknolojik, v.b.) çeşitli nedenlerle giderek pahalılanması olayının zorlamasıyla, tüm ülkelerde temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına büyük bir ilgi gösterilmeye başlandı. Güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi, jeotermal enerji, biyomas ve benzeri, çevreye pek az ya da hiç zarar vermeyen, sonsuz ve güvenli enerji kaynaklarını geliştirmek için şimdi büyuk çaba harcanmakta. f A fflZU GAZETECI MCDET ŞEN rnft oluşu. Bu talebin dile geldiği toplantılardan biri Türkiye Çevre Sonınlan Vaktı'nın (TÇSV) geçtiğimiz yaz düzenlediği "Yeni ve Temiz Enerji Konferansı" idi. 1978 yılında faaliyete geçen bir gönüllü kuruluş olan TÇSV, çeşitli çalışmaları ve yayınlarıyla çevre bilincinin gelişmesine katkıda bulunuyor. Vakfın yeni kitabı, söz konusu konferansa sunulan çeşitli bildirilerin ana meünlerini bir araya geüri\or. Ülkemizin temiz ve yenilebılir enerji kaynaklan alanındaki potansiyeli ve bu alanda mevcut çahşmalar hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler için çok yararlı bir kaynak. (Kitabı piyasadan temin edemeyenler Vakfın, Kennedy Cad. 33/7, KavaklıdereAnkara adresine başvurabilir •• ral projesinin on onbeş yıl sonra çevreye vereceği zarann ekonomik faturası, ilk anda beklenenden büyük olabilir" uyarısını yaptı. Ne var ki, Vakfın önem taşıyan diğer bir çevre sorunu konusundaki "suskunluğu" dikkat çekiyor. Nükleer enerji programlarınm (nükleer yakıt üretilmesinden, tuketilmiş radyoaktif yakıtın korunmasına kadar uzanan süreç içinde) çevre açısından ne gibi sakınca ve tehlikeler arzettiği konusunda pek az şey biünen ülkemizde (santrallar yapılsın veya yapılmasın) kamuoyunun aydınlatılması önemli bir görevdir. Bu görev doğaldır ki oncelikle çevreyi koruma amacına hizmet eden kuruluşlara düşer. Oysa TÇSV'nin bugüne kadar bu konuda herhangi bir cahşmasına raslanmamıştır. Akkuyu'ya nükleer santral kurmanın "maliyeü" pekâla Gökova'ya termik santral kurmaktan çok daha pahalıya patlayabilir. Eğer TÇSV nükleer enerji santrallannın doğal çevre ve insan sağlığı açısından herhangi bir sorun arzetmediği görüşunde ise dunyadaki "gonullu" cevre kuruluşlan arasında gerçekten eşine raslanmayan bir yeri var demektir. Ş.A. Yalçın Küçük /AYDIN ÜZERİNE TEZLER: 1830 1980, 2. CUt, Tekin Yayınevi, Aralık 1984, 671 s. Yalçın Kuçuk'ün son birbuçuk yüzyılda Türk aydınları üzerine gözlem ve düşüncelerini içeren, tümü dört ciltten oluşacak kapsamlı kitabının ikinci cildi de yayımlandı. Sabri Orman / GAZALİ'NİN İKTİSAT FELSEFESİ, İnsan Yayınlan, tstanbul 1984,193 s. İslam düşünce tarihinin en önemli isimlerinden Gazali'nin (10581111) iktisatla ilgili düşüncelerini konu alan bir doktora tezi. Çalışmada, thya adlı ana eseri temelinde Gazali'nin iktisadi hayatla dini ve ahlaki hayat arasındaki ilişkiler uzerine görüşleri inceleniyor. Foster Carter ve digerleri / ÜRETİM TARZLARIN1N EKLEMLENMESİ ÜZERİNE. Birey ve Toplum Yay., Kasım 1984, 221 s. Ç. Keskinok ve M. Ersoy'un derledikleri bu kitapta, Marksist "toplumsal formasyon" kavramı bağlamında, kapitalist üretim tarn ile diğer üretim tarzlannın ilişkilerini incele>'en makaleler yer alıyor. Katkıları bulunanlar arasında A. Foster Carter, H. VV'olpe, E. Laclau ve J.G. Taylor var. Erik H. Erikson / İNSANIN SEKİZ ÇAĞI, Çev. T. Üstün V. Şar, Birey ve Toplum Yay., Kasım 1984, 64 s. Alman asılh unlu ABD'li psikanalist Erikson, H.S. Sullivan, K. Horney ve E. Fromm yanı sıra, Neo Freud'ciı ekolun oıuc gelen temsilcileri arasında sayılmakta. Bu kitapçık, Erikson'un Childbood and Society [Çocukluk ve Toplum] (1963) adlı eserinin bir bölümünü kapsıyor. Bedia Akarsu ( VON HUMBOLDT'DA DİL KÜLTÜR BAĞLANTISI, 2. Basım, Remj \ Kitabevi, İst. 1984, 123 s. Prof. Akarsu'nun dil felsefesinin kurucularından biri olan Wilhelm Von Humboldt'un (17671835) dil ile kültür arasındaki ilişki üzerine görüşlerini konu alan kitabının otuz yıl sonra yapılan yeni basımı. Nermi Uygur / DİL YÖNÜNDEN FİZİK FELSEFESİ, 2. Basım, Remzi Kitabevi, İst. 1985, 197 s. Prof. Uygur'un "dilin fizik bilimlerin öbeğindeki rolü"nü araştıran kitabı ilk kez 1979'da, I.Ü. Edebiyat Fak. tarafından yayımlanmıştı. Bilgi, dil ve kültür felsefeleri konularıyla ilgilenenler için değerli bir kitap. evlemzn daha mı Ç<£tin Arp'ı bıte APET'mı5... O d a h . . Pöoööu/. Çevre bilinci 1950'lerden itibaren sanayileşme süreci içinde olan ülkemizde de, son yıllarda genel olarak doğal çevrenin korunması, kirletilen çevTenin yeniden kazanılması ve sanayileşme için çevrenin feda edilmemesi; bunun uzun vadede zararımıza olacağma ilişkin bir duyarlılığın gelişmekte olduğu yadsınamaz. Denebilir ki, bundan böyle çevrenin fütursuzca "sömürülmesi" eskiden olduğu kadar kolay olmayacaktır. Bu sevindirici gelişmenin bir belirtisi Gökova'ya termik santral kurma projesi dolayısıyla gözlenmiştir. Projenin kamuoyunda çok geniş bir muhakfetİe karşılaşması; iktidar partisinin dışında kalan ve birlikte secmenlerin çoğunluğunu temsil eden partilerin projeye karşı birleşmeleri; Gökova çevresi halkırun projeye karşı belki de en uyarıcı olan tepkiyi göstermesi, ülkemizde gelişen çevre bilincinin "pınltılan" olarak yorumlanabilir. ler.) Dikkat çekici suskunluk Çalışmalarıyla ülkemizde çevre bilincinin gelişmesine katkıda bulunduğunu belirttiğimiz TÇSV, Gökova'ya termik santral kurulması konusunda da uyarıcı bir tutum takındı. Vakfın Genel Sekreteri Engin Ural basına yaptığı açıklamalarda projenin sakıncaları uzerinde d*urdu ve "Enerji ihtiyacını karsılamak için girişilecek bir sant Göntillü bir kuruluş Bu bilincin başka bir belirtisi de, ülkemizde de temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarından giderek daha büyük ölçüde yararlanılması talebinin doğmuş TARÎHTE BUGUN MÜMTAZ ARIKAS 335'TS 8UGÜN, ÜOMA HAMRATO8LUĞU AYRILDl: PO6U VE RATt ROMA.. D£VLeTİN,BİR BÜTÜNICEN SOH İMPAZATOZU I. TUEObOSIUSTU. AUCAK, O DAHA TPffTA GEÇMBDEN BU gÖLÛHM£ BAŞLAMIŞ, BÜYÛK BıZ U6%A$ V£ee#&C İMPARATDR.UIĞU OAĞILMAPAN TÜTABİLMtŞTİ. Su AÜAOA, HlfiıSTiyANLIĞI RESMİ DlN OLARAK. ONAYUYAU DA KENDİStYDİ. AMA, OEV IIMPAISATCRUJK AÜTIK ESKl GÜCİJNLI Ü RE.MİYOR,AVBUPA'DA)a SAVAÇÇ) TAIZAFINDAN S/£/ŞTrÇ/L/yc£OL/. UN f~* OCAK 3?S'T£ ÖUIMÜYL£, İMPARATDRLUK, BUYLJK O6LU ARCAPIU£(poĞU ) VE lOIÇÜti C6UI HONO£lU£(BArı & ABASOA PAYLAÇlLDl/. İKİ RONIA İMPARATORLUĞU CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ'NDEN HABERLER Ankara ve Adana temsilcilikleri Cumhuriyet Kitap Kulübü'nün üyelere daha iyi hizmet verebilmek amacıyla illerde temsilcilikler açılması çalışmaları ilk sonuçlarını vermeye başladı. Başlangıç olarak Ankara ve Adana illerinde açılan temsilciliklerde üye kayıtlan, sipariş kabuUeri ve kitap siparişlerinin paket olarak elden teslimi gerçekleştirilecek. TemsikUiklere başvuran üyelerin kitap siparişleri, bekletilmeden teleksle istanbuVa bildirilecek ve 1 hafta içinde kitap paketi hazırlanarak yine temsilciliklerden üyelere teslim edilecek. PTT'de yitirüen zamanın kazanılması ve merkezde yoğunlaşan başvurular nedeniyle daha ivedi karşılanacak olan siparişler için açılan temsilcilikler, diğer büyük kentlerimize de yaygınlaştmlacak. Ankara Temsilciliği: Ziya Gökülp Bulvan, Inkılup Sokak, No: 19/4 adresinde üyelere hizmet verirken, Adana Temsilciliği: Çakmak Cad. No: 134, Kat: 3 adresinde görev yapacak. Her iki temsilciliğimizin telefonlan şöyle: Ankara 33 114147, Adana: 14 550 ve 19 731. Kitap Kulübü'nün anketi Ocak ayı kataloğu ile birlikte üyelere gönderilen Kitap Kulübü'nün anket soruları üyelerce ilgiyle karşılandı. Kulübün işleyişi ile ilgili 19 ayn soruyu ve çe şitli seçenekleri içeren anket, üyeler tarafından yanıtlandıktan sonra anket formundaki adrese postalamyor. Üyelerin ankete verdikleri yanıtlann sonuçlan değerlendirildikten sonra Kitap Kulübü'nün daha etkin hizmet verebilmesine yönelik olarak başlatılan çahşmalar da sonuçlandınlacak. Anket formlarının değerlendirilmesi aynca üyelere bildirilecek. 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet Hava değişti Bırkaç gunden beri havatar gayet iyi gitmekte idı. Hele evvelki gün lstanbul bir bahar havası içinde idi. Hava evvelki gece yarısmdan sonra değişmiş ve soğuklar başlamıştır. Kandillı rasathanesinden aldığımtz rapora göre dün azatni hararet 7 ve asgari 3 derece idi. Havanın bugünde yağmurlu geçmesi muhtemeldir. 17 Ocak 1935 Versay muahadenamesinin 42 ve 44'uncıi maddelerine nazaran Ren nehrinin sol sahilinde bulunan bütun Alman arazisi askerlikten tecrid edilmek ve orada asker ikame edilmemek icap etmektedir. Bundan başka Fransızlar, askerlikten tecrid işine Sevkülceyş demiryollanmn ve demiryollan istasyonlarında mevcud olup askerı trenlerin tahmii ve tahliyesıne yarayacak butun tesisatın tahrip edılmesı hususununda dahil olduğunu iddıa etmektedirler. 19351985 Yollar, köprüler ve kanaüar da bazı ahval ve şerait dahilinde sevkulceyşi bir ehemmiyeti haiz telakki olunabilir. AYEN EN ÇOK SATAN KtTAPLARI ROMANÖYKÜ 16.12.198416.1.1985 Sıra: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Kod: 002.067 002.224 001.006 021.004 021.048 097.194 124.247 057.004 097.106 066.022 Kitabın Adı: Yazar/ Çevirmen: saiışa çıkarıldığı takdırde beher 72 kiloluk çuvahndan 100 kuruş buğdayı koruma vergisi aimması Maliyece her tarafa telgrafla tebliğ edilmiştir. Sevgili Arsız Ölüm Berci Kristin Çöp Masalları O/Hakkâri'de Bir Mevsim Kırmızı Pazartesi Ferit Edgü G.G.Marquez/ Faik Baysal Orhan Pamuk Sessiz Ev Adalet Ağaoğlu Üç Beş Kişi A ile Savaşları Bekir Yıldız Süavi Süalp Gene İyi Dayandık Yüzbaşı Selahattin'in Romanı tlhan Selçuk Tutunamayanlar Oğuz Atay Latife Tekin Latife Tekin Sar işi yeni bir safhaya girdi Cenevre 16 Röyter Ajansmın selahiyettar mehafilden istıhbarına göre, Uluslar Konseyi'nin içtimaı tehir edilmiştir. Çünku, Fransa hükumeti Sar arazisinin askerlikten tecridi meselesmi ileri sürmuştür. P U Un resmi Ankara 16 Eleksiz değırmenlerde eletilen unlar ŞAPKASl ŞAPKADIK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle