24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhuri>et Matbaacılık ve Gazeıecıük Turk Anonim Şırketı adına Kadir Nadi. 0 Genel Yayın Mudum HasaıtCemal, Muessese \luduru Emine Lşaklıgil, Yazı hlerı Muduru: Oka> Gonensin, % Haher Merkezı Muduru Yalçın Baver, Savfa Duzenı Yonetmenı. Ali Acar. TAKVIM 31 Agustos 1984 Imsak: 4.51 Gunes: 6.22 Temstkıler ANkARA Yalçın Doğan, İZMIR: Hikmel Çelinkaya, ADANA: Mehmel Mercan, # Servıs Şeflerı Istanbut Haberlen Reha Oz, Dış Haberler Ergun Balcı. Ekonomı Osman llaga), Kultur \>dın Emef, Magazırr Yalçın Pekşen, Spor Danışmanı: <\bdulkadir Yucelman, Duzeltme: Refik Durbaş, Araştırma: Şahin Alpay, IşSendıka: Şukran Ketenci. Burolar. # Ankara: Zıya Gokalp Bulvarı Inkılap Sokak No 19/4 TeP 33114147, • İzmir: Halıı Zı>a Bulvan No. 65/3, Tel 254709131230 • Adana: Çakmak Cad No. 134 Kaı ', Tel 1455019731 • Basan \e Yavan. Cumhuri>et Maıbaacılık \e Gazeıecılık T.A Ş Tjrk Oıagı Cad. 39'41, Cağaloğlu, lst. PK 246Ist. Tel: 5209703 Tele\ 12246 ögle. 13.09 Ikindi: 16 50 Aksam: 19.46 Yatsı: 21 11 ' •/ Türkle evlenmeleri halınde, eşleYeni hazırlanacak yasaya göre F. Almanya'da rinin Almanya'ya getirmelerine doğup büyüyen Türk çocukları, bir Türkle evlenirlerse eşlerini Almanya'ya getiremeyecekler. izin verilmeyecek. Aynca, Almanya'da herhangi bir şekilde Yeni yasaya göre Almanya'ya getirilebilecek Türk suç işleyen bir yabancı da hakkında mahkeme karan verilmeçocuklannın yaşı 16'dan 6'ya indirilecek. si beklenilmeksizin sımr dışı edilecek. Dışişleri Bakanı Genscher, yabancılar GENSCHERİN TEPKİSİ politikasında değişikliğe gerek olmadığını, Îçişleri Bakanlığı'nın bu polihükümetin bu politikasımn Özal'ıti Almanya tikası yoğun eleştirilere yol açtı. ziyareti arifesinde, TürkAlman ilişkilerini FPD Genel Başkanı, Başbatehlikeye düşüreceğini söyledi. kan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Hans Dietrich Genscher, hüFederal Almanya Başbakam Helmut Kohl, kümetin yabancılar politikasında şimdilik değişikliğe gerek olyabancılar konusunun önce Turgut Özal ile madığını belirterek, Îçişleri Bagörüşülmesini, daha sonra bu konudaki kanlığı'nın bu politikasımn Başpolitikaya bir şekil verilmesi gerektiğini bakan Turgut Özal'ın Almanya ziyareti arifesinde, TurkAlman düşünüyor. FRANKFURT, (a.a.) Federal Almanya'nın yabancılar poliitikası, Başbakan Turgul ozal'ın ziyareti öncesi hükumet konusu halini aldı. Içişleri Bakanı Zimroermanııın uygulamak ıstediği yabancılar politikası, Başbakan Turgut Özal ile yapılacak göruşmeleri olumsuz yönde etkileyeceği gerekçesi ile yoğun biçinde eleştiriiiyor. Federal Almanya ana muhalefet partisi SPD grubu adına verilen ve hükümetin yabancılar politikasımn nasıl olacağı yolundaki soru önergesine, îçişleri Bakanhğı tarafından haarlanan yanıtta hükümetin yabancılar politikasıru daha da sertleştirmeyi duşünduğu bildirildi. Yeni bir yabancılar yasası hazırlanacağı kaydedilen yamtta yeni yasa ile Almanya'ya getirilebilecek Türk çocuklannın yaşının 16'dan 6'ya indirileceği kaydedildi. Îçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanacağı bildirilen bu yeni yasa ile Almanya'da doğup buyüyen Türk çocuklannın bir F. Almanya yabancılara karşı ıyıce sertleşiyor iyîce ye düşureceğini kaydetti. SPD DE KARŞI Bu arada SPD Genel Sekreteri Hausmann, Îçişleri Bakamm "porselen dukkânında dolaşan bir file" benzeterek, Zimmermann'ın politikasını eleştirdi. Federal Almanya Başbakam Helmut Kohl, olaya müdahale ederek, yabancılar konusunun kabinede görüşülmesini durdurdu. Hukumet sözcüsü Sudhoff, Kohl'un Özal'ın ziyareti öncesi bu tip göruşmelerin gereksiz ve zaralı olacağı göruşunu taşıdığım bildirdi. Kobl, yabancılar konusunun önce Başbakan Turgut Özal ile görüşülmesini, daha sonra bu konudaki politikaya bir şekil verilmesi gerektiğini duşünuyor. Federal Almanya eski dışişleri bakanlanndan Baum, Zimmermann'ı TurkAlman ilişkilerini bozan sorumsuz bir politikacı olarak nitelendirdi. Önceki gece Federal Alman televizyonunda yabana düşmanhğını konu alan "Kurtların Gecesi" adlı bir film gösterildi. Filmin konusu Munih'te geçiyor ve yabana duşmanı Alman gençleri ile Türk gençleri arasındaki gergin ilişkiler işleniyor. Filmin sonunda bir Türk genci ölüyor. Kaddaji, ortak mücadele cephesi önerdi EROL ÖZBEK TRABLUS Libya'da 1 Eylul Devriminın 15. yıldonümu dolayısıyla duzenlenen, " 1 . Uluslararası Libya Cemahiriyesi Ue Dayanışma Konferansı" başladı. 500'den fazla delegenin katıldığı konferansta Türkiye'den ANAP, SODEP ve HP temsilcileri de hazır bulunuyor. ANAP adına Alaaddin Kısakurek, SODEP yoneticilerinden Turkan Ak>ol ve Halkçı Parti Milletvekılı Kenan .Nehrozoğlu'nun katıidığı konferansın açılış konuşmasını Libya lideri Kaddafi yaptı. Libya lideri konuşmasında, "Ülkemin sömürgeciliğe, ırkçılıga, faşizme ve gericiliğe karşı savaşın uluslanırası platformu haline gelecegine söz veriyorum" dedi. Kaddafi, "Özgüriügün ve kitlelerin devleti Libya'dan başlayarak, işgal altındaki Filistin'den Giiney Afrika'ya, Grenada, Çad, Reunion ve Namibya'ya, Sirte Körfezi'nden Nikaragua limanlarına ve Kaledonya'dan Knzey İrlanda'ya kadar ortak bir mücadele cephesi oluşturulmasım" önerdi. Kaddafi, aynca "Size şunu söyleyebilirim ki, Amerika, Libya'yı tumüyle yok etmedikçe, Libya'yı asla yenemez. Olabilecek bir savaşa, Libya'dan 1 milyon erkek ve kadın katılabilir" dedi. Libya lideri şöyle konuştu: "Tüm Libyalılar. sizin toplantınızı tek vücut halinde selamlamakla yükumlüdiir. Siz buradayken, dünyada başka giıçler, Libya devrimini basit bir mantrida, örneğin bir askeri darbe ya da terorizme çagrı olarak nitelendiriyorlar. Buna karşılık, libya'nın devrimci erkek ve kadınları da uygun duşen bir söz söyleyerek, ya susarak, ya da topragı verimli hale getiren, çölu yeşillendiren, cansızı canlandıran, kumu altına çeviren. sarı>ı altına çeviren, buldozer sesleriyle, kazmalann vuruşlanyla, motor sesleriyle misuiemede bulundu." Konferansa Surıye, Etıyopya, Nikaragua, İran ve çok sayıda Afrika ulkesinin temsilcileri kalıldı. Konuşmacılar arasında, Ingiltere Hukukçular Birliği Başkanı ve Banş Hareketi uyesi Shanderromech de dikkati çekti. Shanderromech, konuşmasında, Libya hakkında tngiliz basınında çıkan iddialann birçoğunun asılsız olduğunu belirtirken, bu iddialann CIA kaynaklı olabileceğini söyledi. 1 Eylül Bayramı'na hazırlanan Libya, son 23 hafta içinde Trablus'un ünlu Yeşil Meydan'ının çevresini tümuyle yeni baştan düzenleyerek, 15. yıldönümü için görkemli bir toren alanı hazırladı. Eski limanın kapatılarak karşısında geniş bir bölgeye yayılan koca bina bloklarının yıkılıp, altının asfaklanmasıyla, za fer taklarını ve tum meydanlan kaplayan rengârenk ışıklarla, Libya'nın başkenti Trablus'un sahil semtleri 45 kilometre uzunluğunda, yuzlerce metre genişlığinde dev bir duğun salonunu andırıyor. ilişkilerini ve yapılacak göruşmeleri tehlikeye düşüreceğini söyledi. Başbakan Turgut Özal ile Alman yetkililer arasında yapılacak görüşmelere 1986 yıhndan itibaren Türklerin Ortak Pazar ülkeleri içinde serbest dolaşım hakkı elde etmeleri konusunun da ele ahnması bekleniyor. Federal Almanya bu larihin ertelenmesi konusunda, Türkiye ile göruşmeler yapmak istiyor. Genscher, îçişleri Bakanı Zimmennann'ın yabancılar politikasımn bu göruşmeleri de tehlike Kıbrıs Rum yönetiminin de Cuellar'ın önerilerine cevabı bugün açıklanıyor STELYO BERBERAKİS ATİNAKıbrıs Rum yönetimi lideri Spiros Kipriyanu, dün akşam Lefkoşe'ye dönmeden önce, Yunan Başbakam Andreas Papandreu ile Kastri'deki evinde yaptığı özel görüşmeden sonra, BM Genel Sekreteri De Cuellar'ın önerisine, Kıbns Rum yönetiminin yanıtmın bu akşam verileceğinı söyledi. Yanıtın ne nitelikte olacağma ilişkin bilgi vermek istemeyen Kipriyanu, "Bu karann, bu sabah Kıbns Rum Meclisi'nin yapacağı olağanustu toplantıdan sonra alınacagını" söyledi. Kipriyanu, gazetecilerin sorulanna yamt veremeyeceğini daha önceden belirttikten sonra, "Yunan Başbakam ve Cumhurbaskanı ile yapmış oldugu göriişmelerden çok memnun kaldığını, aynca beyeUerarası yapılan çalışmalarda da konunun dikkatli bicimde inceiendiğini" söylemekle yetindi. Papandreu da Kastri'deki evinden Kipriyanu'yu uğurlarken bir demeç verdi. Papandreu, "Yunan hükiimeti ve halkımn Kıbns halkımn mucadelesini içten desteklediğini" belirttikten sonra, basına verilmek üzere elinde bulundurduğu bildiriden şunları okudu: "Yunan hiikümeti, Kipriyanu'nun alacağı ber karan sonuna kadar destekleyecektir. Kıbns'taki son gelişmeler konusunda yapılan Atina goruşraelerinde tam bir göıüş birligine vanlmıştır. Kıbns sorununa Helenizm'in metropolü (merkezi) olarak Atina, Kıbnslı kardeşleriyle dayanışmasını surdürmektedir. Kıbrıs sorununa işgal or(iulannın adadan aynlmadıkça, çözum yolu duşunulemez." Anımsanacağı gibi, Kipriyanu'nun Rum Meclisi toplanmadan önce, Atina'ya gelerek gorüşmelere başlaması, Kıbrıs Rum partileri arasında anlaşmazlığa yol açmıştı. ÖzeUikle komünist AKEL partisi ile Klerides'in başkanlığındaki DHSY Partisi tarafından sert bir dille eleştirilen Kipriyanu ise, Kıbrıs sorununda çözümu için atılacak her adımda Yunanistan'ın görüşünün aJınması gerektiğine değinmişti. F. Alman Bakan Ankara'da Airbus'u övdü Türkiye pazarına girmek için çekişen Aribus'un uçaklan adına gelen Strauss ve rakibi Boeing için temas yapmış olan Haig'den sonra, sıra Dollinger'de. PARIS'ten NUR DOLAY Muhalefette Bozgun Fransızların çoğu politik yaşamı boşlamış, kalabalık deniz kıyılannda kendilerine güneşli bir yer ararken, Mitterrand'\n beklenmedik çıkışı birden politik havayı ateşlemekle kalmadı, muhaJefet partileri arasında da büyük panik yarattı. Son zamanlarda başkanın popülaritesınin oldukça düşük olduğu kanısı yaygındı. İlkın Avrupa Parlamentosu seçimlerinde solu destekleyen seçmenlerden büyük bir bolümunün sandık başına gıtmemesi, muhalefetçe, solun artık çoğunluğtı temsil etmediği şeklinde değerlendırilmışti Uzun süredir sağ partilerin dilinden düşmeyen erken seçim çığlıkları solun haziran "yenilgisinden" sonra bir isteriye dönüştü nerdeyse. Bir yandan da Mitterrand'ın özel okullan hedefleyen yasa tasarısına karşı savaşı yönetiyordu muhalefet 23 haziranda Paris'te büyük bir gövde gösterisi düzenleyerek. Ve anketler, kamuoyu yoklamaları, başkanın popülaritesinin en düşük noktada olduğunu bildıriyorlardı. Ama ustapolitikacı.durumu tersıne döndürmekte gecikmedi. Mltterrand muhalefeti kendi sahasında köşeye sıkıştırıyordu üstelik de! Referandum ıçin referandum önerisı ile. Yürürtükteki anayasa ancak devtet aygıtının örgütlenmesine ilişkin sınıriı konularda tanıyor referandum olanağını. Mitterrand'm önerisi ise, bunu, kamu özgürlüklerini ilgilendiren alanda da geçerli kılmak. öyle ki, yeni bir özgürlük getiren, varolan bir özgürlüğü pekiştiren ya da toplumda derin polemiğe yol açan özgürlüklere ilişkin yasa tasarıları referandum konusu olabilsin. Orneğın, özel okullan hedef alan tasarı. Muhalefet tarafından "özgürlüklerin kısıtlanması" şeklinde değerlendirilen gırişım... Buna muhalefetin kolay kolay evet dıyebilmesi güç. Çünkü işlevı gereği, hükümetin her girişimıne muhalefet etmek durumunda. Solun yenilgiden yenilgiye düştüğü görüşüne yaygınlık kazandırmak ıçin, Mitterrand'a sürekli hayır demesi gerekiyor. Referandum için referandum yapılırsa, seçmenlerini hükümete "evet" demeye çağırması olanaksız. Gelecek seçimlere değin Mitterrand'i zayıf düşürmek, bir dizı yenilgiye uğratmak, art arda "hayır"\ar\a karşılaştırmak zorunda. Stratejisi bu hesaba dayandırılmış çünkü muhalefetin. Ama Mitterrand'a hayır derken, sağ, bir yandan da kendi savunduğu düşüncelere 180° zıt düşerek büyük bir çelişki içine girmiş oluyor. Çünkü referandum önerısinı ilkin ortaya atan ve ateşli bir şekilde savunuculuğunu yapan kendisi. Hem de bunu özel okullar konusunda uygulamasını isteyerek... Ama iş gelip kapıya dayandı mı, gerisin geriye tersine dönüp öneriyi engelleyerek karar veren de yine muhalefet. Senatodaki çoğunluğuna dayanarak, tasarı her karşısına çıktığında geri çevireceğıni hırçın bir dille anlatan... Daha hükümetle arasındaki düello sona ermeden bir ikinci çıkmaza daha sapla/ıdı muhalefet. Fransa'nın kamuoyu yoklamalarında uzman enstitüsü IPSOS, referandum tasarısının halk arasında % 70 destek gördüğünü açıklayıverdi geçtiğımiz günlerde. Bu enstitünün anketlerine şimdiye değin büyü önem veren muhalefet (özellikle Mitterrand'ın popülaritesi düştüğü zamanlar) birden İPSOS'u ciddiyetsızlikle suçlamaya başladı. Yapılan kamu yoklaması Fransızların pek çoğunun tatilde oldugu bir sırada ve telefonla gerçekleştırilmiştı, bu nedenle muhalefet, kamu yoklamalan komisyonuna başvurarak ondan, söz konusu anketin geçeriiliği üzerine bir kuşku kaydı koymasını ıstiyordu. Ama IPSOS komisyondan çıkacak karan bile beklemeye gerek görmeden harekete geçtı: Yetkilerinin dışK na taştığı ve enstıtüye kara çalarak saygınlığını zedeledığı gerekçesiyle muhalefete karşı dava açtı. Yeni kurulan hükümetin dışında kalan komünıstler ise tepede olup biten bu politik manevraları havanda bir avuç su dövmeye benzetiyorlar. Çünkü tatilden dönecek ve tatile bile gidememiş Fransızlar'ı bekleyen sorun yıne aynr. Büyüyen işsizlik, düşen alım gücü. Haber Merkezi Federal Almanya Ulaştırma Bakanı Werner Dollinger resmi bir ziyaret için Ankara'ya geldi ve öncelikle Ulaştırma Bakanı Veysel Atasoy ile göruştu. Dollinger iki ülke heyetleri arasındaki toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin almak istediği uçaklar konusundaki iki adaydan Airbus uzerinde durdu. Bilindiği gibi Bavyera Eyaleti Başbakam Stranss da geçtiğimiz günlerde bizzat Airbus'un temsilcisi olarak Türkiye'ye gelmiş, daha sonra da ikinci aday olan Boeing adına ABD Dışişleri eski Bakanı Haig Türkiye'yi ziyaret etmişti. Dollinger şunları söyledi: "Biz Airbus'lara önemli miktarda yatınm yapma karan aldık. Avrupa olarak Boeing'e devam etmemizin ve Sovyet uçaklan almamızın doğru olmadığına karar verdik. Airbus'lar Avrupa için en uygun model olup, bunu teşvik etmek daha yararlı olacaktır." ABD'nin hazırladığı "uzay programı"nın ilk aşamasında 6 ya da 8 Kişi kapasiteli bir yörünge istasyonu 1992 yılında uzay a fırlatılacak. NASA yetkilileri, bu yörünge istasyonunun uzayı fethetme projesinde temel adımlardan biri olacağını belirtiyorlar. Dış Haberler Servisi Ay'a surekli yolculuklar duzenlemek, Neil Armstrong ile Buzz Aldrin'ın "doğal uydu" uzennde ilk yuruyuşlerınden bu yana, ABD'nin hiçbır zaman programdan çıkarmadığı bir olay. 1969 yılının temmuz ayında gerçekleştirilen bu ''devrinT'den sonra, Nixon'un onayı ile suregelen "uzay gemileri" projesı de başarı ile devam ettirılen gelişmeler arasında yer alıyor. "Uzay mekigi"nin başarı ile sonuçlanan uçuşu, Amerıkalılann bundan sonrakı "uza> programı"nı şimdıden beİirledi. Programın ilk aşamasında, 6 ya da 8 kişi kapasiteli bir "jorunge istasyonu" 1992 yılında uzaya fırlatılacak. 8 milyar dolara (yaklaşık 3 trılyon 200 milyar lira) mal olacağı belirlenen proje, geçtiğimiz ocak ayında ABD Başkanı Ronald Reagan tarafından onaylandı. Bu proje "Dun>alılar"ın Ay'a yeni bir yaklaşımı. Ancak bu adım sayesinde Dunyalılar Mars'a doğru ilk adımı atabilecekler mi? Soru yanıtsız kalırken, NASA "Dünya yörungesindeki bir uzay islasvonundan içinde insan (aşnan bir araç yollamak muhakkak ki Dünya'dakinden daha kola> olacaktır" diyor. Çunku yervuzunun 300 kilometre yükseğinde, Dunya'nın yerçekimi olmaksızın uzayda gi , rişimler yapmak çok daha kolay. Ay'a göç hazırlıkları hızlandı Mnnn ifiona Hükümet sünnette toplandı Devlet Bakanı Ismail Özdağlar'ın oğlunu, Çalışma Bakanı Mustafa Kalemli'nin sünnei ettiği açıklanmasına rağmen, Kalemli soruları, "Siz deli misiniz?" diye yanıtladı. Küçük "Memoş"a Semra Özal altın saat takarken, bakanın oğlu hediye milyoneri oldu. 2 bin dolayında konuğun arasında az sayıda eksikle Bakanlar Kurulu, Şevket Yılmaz, varlıkları ya da çiçeklerinin vekaletiyle işadamları ön sıradaydı. AN KARA (Cumhuriyet Biirosu) "Devlet Bakanı İsmail Ozdaglar'ın oglunu Çalısma Bakanı sünnet edecek." Duğün yerine gazetecilerin koşuşmasının nedeni bu haberdi. Gerçı olay bir bakanın oteki bakanı sunnet etmesi kadar önemli değildi. Ama, yine de böyle bir olay Cumhuriyet tarihınde ilk kez yaşanıyor. Birbirinın oğlunu sunnet eden bakanlar ilk kez goruluyordu. Aslında, "Kabine ici sünnet görevi" doğal olarak Sağlık Bakanı'na duşerdi. Ancak, Sağlık Bakanı Mehmel Aydın bu işe uygun gorulmedi. Bunun nedeni " S a n kart görmesi" değil, kendisinin sağlık ve doktorlukla bir sıhhıye en kadar bile ilişkisi bulunmamasıydı. Sunnet işi bu nedenle Çalışma Bakanı'na duşmuştu. Bunda şuphesız kendisinin "sosyal haklan kesme" uzmanlığı rol oynamamıştı. Mustafa Kalemli, kapı gibi diplomalı tıp doktoruydu. Uzmanlık alanı kulak burun boğazdı ama, eli en az bir sunnetçi kadar ustura tutardı. Ikı bin dolayında oldugu belirtilen konuklar sırayla yatağın önunden geçtiler. Turnikeye şirenler arasında, 5 eksik ile Ozal kabinesinin tumü, Turkîş Genel Başkanı Şe\ket Yılmaz, çeşitli kamu kuruluşlarının genel müdurlerı, politikacılar ve irili ufaklı işadamlan, sanayiciler ile, Özdağlar'ın Manisa'dan gelen hemşerileri >eralıyordu. Aile arası adı " M e m o ş " olan küçük Özdağlar'a "erkekliğe geçiş" armağanı olarak çikolatadan, Berşama halısma, oyııncaklardan, Özal döneminin çıl 10 bin liralık banknotlarına kadar "herşey" verildi. Ancak gazeteciler, gelen gıdenden çok, sunneti kimin yaptığıyla ve nasıl yaptığıyla ilgıliydiler. Duğun yerinde yanıtı aranan sorular: Çalışma Bakanının eli hafıf miydi? Çok ean yakmış mıydı? Bu, bakanın ilk sunneti miydi? Bakanlıktan aynlınca sünnet işini sürdurecek miydi? Bu sorulann yanıtlanması için önce sunneti bakanın yaptığının tespit edilmesı gerekiyordu. Konukları karşılayan anne Özdağlar, "Ben dayanamazdım, yanında değildim. Kimin kestiğini bilmiyorum" diyordu. Baba Özdağlar ise, "Ben yoktum. Bakan ameliyathane kaündaydı. Neşteri o mu kullandı bir şey soyleyemem", Mehmet'in başucundan ayrılmayan babaanne de, dede de "siinnetçi kim'di bilmiyonız" diyorlardı. Mehmet'i kimin sünnet ettiği Akkuyu'dakı nukleer santrali kimin yapacağı gibi bir sırdı. Bu konuda iki vetkili vardı: Biri küçuk Mehmet ki o dedesinin deyimi ile hastanede uyutulduğu için sersemliğı hâlâ surüyordu. Sunnetin esrar perdesini kaldıracak tek yetkili Çalışma Bakanıydı. Bakanı çıkarken kapıda yakaladık. Siz mi sunnet ettiniz? Bakan burnundan soluyarak tersledi: Ne sunneti.. nereden çıkarıyorsunaz? Gidin işinize... Siz deli misiniz? "En iç açıcı yazar", Göniıl Yazar, Bakaniar Kurulunu andıran orkestrası ile sünnete katılanları coşturdu. Başbakan Turgut Ozal'ın eşi Semra Özal "metnoş"a altın bir saat hediye etti. Devlet Bakanı Sudi Turel, cebinden çıkardığı zarfı "Memoş"a uzattığı sırada, civardan bir ses, "Sayın bakan Tapu Tahsis belgesi veriyor herhalde" dedi. Kımine göre hediyelerin toplam değeri 40 mılyon lirayı buluyordu. Şank Tara, Sakıp Sabancı, Emin Hattat gibi işadamlan, partililer, belediyeler, kamu kuruluşları tarafından gonderüen 300'e yakın çiçek havuz kenanna dizildi. Hediyeler arasında haiı ve elektronik oyuncaklar da bulunuyordu. Video uzmanları da bunu merak etmiş olacaklar ki Mona Lisa'nın boyle bir görunumunu yarattılar. İlk once orijinal tabloyu videonun haftzastna yerleştirdiler. Sonra unlu bayamn saçlarım elektronik yoldan kazıdüar. Daha sonra, kel kalan Mona Lisa'nın başı grafik bilgisayarı aracılığıyla rötuflandı. Sonuç: tşte "punk " Mona Lisa. 1 i<n nııııL nlfitı IJIMI punn oıau Mona Lisa "Punk" o/nasügörunürdli? saydl Uzayı keşfelme projesi Kısaca, uçuncu bin yıllık doneme girildiğinde, Ay uzennde kurulması planlanan us, "Dunyalı"nın uzayı keşfetme (bir anlamda da fethetme) projesi ıçin temel adımlardan birisi olacak. NASA Sekreterhği Başkanı James Beggs. soz konusu >orünge istasyonunun 2000 yılında kurulmuş olabileceğini ve bunu ızleyen 10 yıllık bir donem içerısinde de "doğal uydu A>" uzerinde koloniler "kurulabıleceğini umduklarını belirttı Geçen ilkbaharda da, Los Alamos'ta duzenlenen bir sempozyumda, bu us projesinin ne gibi işlere yarayabileceği tartışılmıştı. Sonuç olarak Ay uzerinde bulunulacak yeni gırişimlerin "Bilimsel buluşlann gelişmesi, ticari olasılıklann çoğalması ve diğer gezegenler uzerinde insanoğlunun surekli oturabileceği merkezler kunılabilmesine" yarayacağı kararına \anlmıştı. Bilim adamlannın yaptıkları açıklamalara gore, Ay"ın boylece gerçekleştınlecek olan " bilimsel keşfi", ilk planda maden arama çahşmaiarıyla başlayacak.(Aluminyum, titan, demir, silisyum vs.) Madenler bulunduğu takdirde, "yörünge istasyonlan"nm inşaatında hammadde olarak kullanılacaklar. Yörünge istasyonlarının Ay uzennde kurulacak tesıslerde uretileceğini belinen yetkililer, bunun nedeninin Ay'ın yerçekimının Dunya'nınkinden 32 defa daha az olmasından kaynaklandığını, böylece daha az guç gerekeceğınden, önemli oranda tasarruf yapılabileceğınf belırttiler. WASHINGTON (ANKA) Birleşik Amerika'da, Başkan Ronald Reagan'm yapımında özellikle ısrarettiği " B l " bombardıman uçaklarından biri deneme uçuşu sırasında düştü. Duşen " B l " uçağının pilotunun öldüğü, birkaç kişinin de yaralandığı bildiriıdi. Başkan Reagan, kongrenin karşı çıkmasına rağmen, anılan uçaklarm yapımında ısrar ederek 100 adet uretilmesini istemıştı. Bugüne kadar üretilenlerin en pahalısı olan " B l " bombardıman uçaklan, aynı zamanda yapımı konusunda uzerinde en çok tartışılan türu oluşturuyor. En pahalı bombardıman uçagı "Bl" düşt u OLDL DA BİTTI Ozallar ve Özdağlar ailesi. İyi olur inşallah... (Fotoğraf: RfZA EZER)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle