18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CU.\fHURİYET'8 HABKRLKRIN DKVAMI 14 AGUSTOS 1984 Kısır Döngü. (Bastarafı I. Sayfada) POLITIKA VE OTESI Is çevrelerınde başlangıçta genellıkie egemen olan hava. ÖzaJ programını bu açıdan destekler nıtelıkte ıdı. Karşı olanlar bıie en azmdan seslerini çıkarmıyorlardı Ne var ki başlangıçta esen bu olumlu hava, sıkı parayüksek faız polıtıkasına karşın, enflasyonda herhangı bir değisıklik görülmeyince dağılmaya ve yerinı beljrsiz. kuşkulu bir ortama bırakmaya başladı. Özal'ın en ateşlı yandaşları bıle enflasyonla mucadelede yüksek faiz politikasının yararını sorgulamaya yöneldiler... Kimine göre; bu faiz politikası ile, parayı pul eden bu gerçekçı kur uygulaması ile herhangi bir yere varılamayacaktı... Kimine göre; sıkı para politikası enflasyonu yenemezdi; örneğin işçi ucretlerine daha yüksek zam yapıp iç pazar canlandırılmalıydı.. Üretim ve yatırım boyutundan yoksun politikalar, enflasyon karşısında başarısızlığa mahkumdu... Kimine göre: sıkı para politikası ciddıyetle uygulanrnıyordu; bütçe açığından dolayı para basan bir hükümetin sıkı para pohtıkasından söz etmeye hakkı yoktu; dengeyı sağiamak için vergi bulmak zorundaydı Özal Hükümeti... Kimine göre; IMF'nın her dedıği yapılacak değildi; Özal ıstese, IMF'yi bazı konularda ikna edebilirdi; ne var kı ınanmadığı ıçindir ki IMF'nin üstüne gitmeye yanaşmıyordu... Kimine göre; Özal doğru yo'ldaydı ve hıç bir sapma yapmamalıydı. Bunları uzatmak mümkün, ama gereksiz... Fakat şunun altını çizmekte yarar var: Dış kaynak ve yabancı sermaye konulanndan dolayı Özal, IMF ile iyi geçinmek zorunda olduğunu gayet iyi bilmektedir. Ayrıca, programının yararına IMF gibi kendısi de ınanmaktadır. Değiştirmeye nıyeti yoktur. Bu nedenle şimdilik görünen odur ki, daha bir süre iş çevrelerinin aksi yöndeki bazı telkmlerine Özal kapalı kalacak, pek laf dınlemeyecektir... Neresinden baksanız ılgınç bir durum. IMF programına aynen sadık kalınınca, enflasyon dizginlenemiyor, ekonomık büyümeye geçilemiyor... IMF programından sapılınca bu kez kırmızı ışık yanıyor, dış kredi ve yabancı sermaye darbe yiyor... Bakalım, böyle bir kısır döngüyü kırmak Turkıye'ye nasip olacak mı?... MEHMED KEMAL AO'lar cıvarfida nasıl kalıyor? Bu da bir muamma... İzah edilemeyen birşey. Sadeceparasal tedbir almış olmakla enflasyonun aşağı çekıleceğı varsayımı artık tartışılır duruma geldi ve kamuoyunda yavaş yavaş tartışılmaya başlandı..." Alı Koçman'ın bu iki noktada dile getirmiş olduğu yakınmaların iş çevrelerınde bir hayli yaygınlaştığı görülüyor son zamanlarda. Özal'ın sıkı para politikası ile yüksek faız uygulamasına başlangıçta hararetle arka çıkanlar bile, enflasyon sürüp gıttikçe tutum değiştirmeye başlamışlardır. Şaşbakan Özal. Hazıne Musteşarlığı na bağlı "danışma kurullan" oluşturarak, işverenlerle "zirve" düzenleyerek diyalogdan kaçmadığını gösterme çabasındadır. Ne var ki bazı iş çevrelerı, Başbakanın yalnızca böyle bir izlenim yaratmak istediğıni, yoksa, Sayın Özal'ın gerçekte pek laf dinlemeye yanaşmadığını one surmektedırler. Bunun en son çarpıcı örneği olarak da, mevduat faizlerinin üçuncü kez yükseltilmesini göstermektedirle'r... Doğrudur; Başbakan Özal bu konuda kös dinliyor. Enflasyonu aşağı çekmek için bir başka seçeneğın bulunmadığı iddiasındadır ve bu iddiada IMF iie birleşmektedir. Başbakan Özal. geçenyılın 19aralığında üç ay vadelı mevduata en yüksek faizi verirken kendınden emin gözüküyordu. İlk üç ayın sonunda enflasyon aşağı çekilecek, faizler de ona gore düşürüiecekti... Bu, olmadı... Faizler ıkinci kez yükseltildi enflasyon sürünce. . Ama enflasyon yine dizginlenemedi. IMF heyeti Ankara'ya geldi ve faizler üçüncü kez yükseltildi.. Para politikasının ciddi bir şekilde sıkılaştınlacağına ilışkin olarak da IMF'ye taahhütte bulunuldu bir kez daha... Özal Hükumetı iş başına geldiği zaman, ekonomık programının temel hedefi, enflasyonun aşağı çekilmesi olarak saptanmıştı. Programın belkemiği buydu, her şey bunun üzerine oturtulmuştu. Enflasyon aşağı çekilirken, kredi faizleri düşürülecek, üretim ve yatırım ortamında bir canlanma olacaktı; ekonomide daralmadan büyümeye doğru bir süreç işlemeye başlayacaktı... Bir Dosttan Gelen Mektup Dostum Türkkaya Ataöv'ü TürkErmeni sorunları üstüne telaşlı bir biçımde eğilir gördüğümde, "Yahu, birzamanlar Ermeni yazarları çevirıyor, Ermeni ressamların sergisini açıyordun, şımdi sana ne oldu?" diye takılmıştım. Ermeni sorunu üstüne Paris'te mahkemede tanıklık ediyor, yurtta Fransızca kitaplar yayınlıyordu. Benimki bir takılma, bir şakaydı. Bunu dostum Türkkaya da iyi bilirdi. Ancak bu sözlerım etkilemiş olacak ki. bir mektup göndermış, kendini anlatıyor, "Bunu böyle yaz" diyordu. Mektubunun önemli bir bölümünü buraya aktarıyorum. "Yirmi yaşıma gelmeden Ermeni asıllı Amerikan yazarı VVİIliam Saroyan'ın My Name is Aram adlı hikâyeler kitabını Aram DerlerAdıma başlığı altında Türkçeye çevirdim, Yaşar Nabi de basmıştı. Demem o ki, çevirebileceğim bunca yazar içinde hiç duraklamadan Saroyan'ı seçmiştim. Faulkner ve Capote'nin stilini sevmem. Steinbeck'i 1950'lerde hep başkası çevirırdı. Bir de Hemingway çevırisi yapmıştım. 1949'da. Ama Saroyan'ı çok sevdim. İnsancıllığını, yazarken rahatlığını ve günlük olaylardan "edebiyat" yapışını. Aslı Ermenidir diye kendim bir sınır koymamıştım. Ailem "Neden durup dururken bir Ermeni seçtin?" demedi. Arkadaşlarım hiçbir itirazda bulunmadı ne önce, ne sonrar Yaşar Nabi de kitabı alıp bastı. Bu ilk kitap yayınımdı. Yıllar sonra Jak İhmâlyan'ı tanıdımO ölünce, benim de canıma okundu. Hakkında belki on beş yazı yazdım, yalnız Türkiye'de değil, yurt dışında da. Beş kez sergisini açtım. Ermeni sorununun hukuk ve tarih açılarından incelenmesine gelince: Paris'teki davada da, yayınlarımda da somut belEmirlikleri Devlet Başkanı Seyh leşik 4rap gelerle uyuşmayan hiçbir şey söylemedim ve yazmadım. YaZayed Bin Sııltan 41 Sahyan, dün Beşiktaş'taki Deniz Ifüzesi'ni gezdi ve Boğaz'da yat gezisi yaptı. Konuk Devlet Başkanı ve beraberindekiler muzeye gelişlerinde Cumhurbaşkanı Evren, Başbakan Ozal ni, yalan söylemiş değilim. Birçok Ermeni yayınlarınıp ve Erve Dışişleri Bakanı Halefoğlu tarafından karşılandılar. 41 \ahyan, muzede özellikle savaş sırasmda meni "dostu" yabancıların yalanlarını düzeltiyorum. Örneğin, askerlerin giydiği zırhla ilgilendi. Zırhların 30 kilo ağırlığında olduğunu öğrenen konuk Devlet BaşkaTalat Paşa, Ermenilerin katli için emir vermiş mi? Ermeni ganı, askerlerin bu zırhlar içinde nasıl hareket etıiklerini sordu. Cumhurbaşkanı Evren, askerlerin bu zeteci Andonian'ın 1920'de İngilizce, Fransızca ve Ermenice giysiler içinde eğitiın sayesinde rahatlıkla hareket ettiklerini ve savaştıklartnı söyledî. Konuklar daha olarak yayınladığı kitaplarında belge diye yutturmaya çalıştıksonra müze bahçesinde Mehteran Bölüğiı 'nün verdiği konseri izlediler. Cumhurbaşkanı Evren ve ko ları sahtedir. Bunun böyle olduğunu İngilizce,Fransızca ve Almanca yayınlanan kitapta kanıtladım. O ve öteki kitaplarda birnuk Devlet Başkanı, muzedeki incelemelerinden sonra Boğaz'da yat gezisiyapttlar. BAE Devlet Başkanı oğleden önce de Kapahçarşı >•/ gezdi. Cumhurbaşkanı Evren, konuk Devlet Başkanı onuruna ge çok önemli belge ilk kez yayınlanıyor. Örneğin, 1919 Paris Ba' ce Kalender Orduevi'nde akşam yemeği verdi. B.4E Devlet Başkanınm perşembe günune kadar İstun rış Konferansında Ermeni Heyeti Başkanı olan Bogos Nubar bııl'da kalacağı bildirildi. Fotoğrafta .41 Nahyan Deniz Müzesi'ni gezerken görulüvor. Paşa Fransız hükümetine yazdığı resmî bir mektupta Ermeni(Foıoğraf: ERDOĞAS KÖSEOĞLL) lerin Birinci Cihan Savaşında (Osmanlılara karşı) "muharip" (belligerents) olduğunu kabul ediyor. Gene Bogos Nubar Paşa başka bir belgede "tehcir" edilenlerin 600,000700,000 kadar olduğunu ve bunlann 390,000'inin yerlerine vardıklarını belirtiyor. Bir Fransız beîgesi Doğu Anadolu'da Ermenilerin "Er(Uaştarafı I. Sayfada) nn kaldınlması konusunda kesin bir karanmız menistan" dedikleri yarlerde, hiçbir yerde çoğunluğu oluşturyaptığı açıklamada, "Ufukta grev görünüyor" yok. İdeal olan, sosyal yardımlan da ücrete damadıklarını yazıyor. Başka bir Fransız belgesi orada nüfusun sözleriyle, işveren kesiminin olayı getirmek ishil ederek tek kalem şeklinde vermektir. Nihaancak % 13'ünün Ermeni olduğunu belirtiyor. Mustafa Kemal tediği noktaya dikkat çekti. yet, sendikanın yaptığı bir tekliftir. O taraf olaAtatürk'e yanlışlıkla atfedilen bir açıklamanın da sahte olduYasaya göre "uyuşmaziık zaptının" imzalanrak bir şeyler ister. Biz de mukabil teklifi ortağunu kanıtlayan İngilizce bir kitap yazdım, onun da Fransızmasından sonra 6 işgünü içersinde "resmi araya koyanz. Anlaşma hangi noktada gerçekleşirse cası yakında yayınlanmış olacak. bulucu" atanması gerekiyor. Ancak taraflar, bu o uygulamr. Başlangıçtaki tekliflerden anlaşmaErmeni sorunu da abartmalar, sahtekârlıklar ve yanlışlarla süreyi son güne kadar anlaşma olanağını araşda zorluk çıkacağı soaucuna ulasmamak lazım." doludur. Aleyhimizde böylesine yazılmış 40,000 kadar kitap ve tırmak suretiyle değerlendireceklerini bildirdiler. Bu arada işyeri bazında en kaDsamh görüşme önemli makale var. Ben ilk aşamada onbır (yabancı dilde) kibu nedenle tarafların bugün bir araya gelerek ise Zonguldak'ta Genel MadenIş Sendikası ile tap tasaıiadım. Bunun dördü yayınlandı. içlerinde Arapça, Farsgöruşmeleri sürdürecekleri öğrenildi. Zonguldak Taşkömürü İşletmeleri arasında süça ve Ermenice çıkacaklar da var. Çevirileri ayrı kitap saymıYeni dönemin en geniş kapsamh grup toplu rüyor. İşveren temsilcisi olarak HP Genel Başyorum. Her biri, belirli bir konuda derinliğine ve belgelerle iş sözleşmeleri ise 3 Ağustos 1984 günü TEKSİF kanı Necdet Calp'in eşi Sevil Calp'in katıldığı donatılmış. Görülüyor ki, durum Ermeni militanlarının dedıği Sendikası ile Türkiye Tekstil Sanayii Işverenlegörüşmeler 51 bin ışçıyı kapsıyor. Uenel Madengibi değil. İlişkilerimiz geçmişte de sanıldığı kadar kötü olmari Sendikası arasında başladı. 191 işyerinde çaIş Sendikası Başkanı Mehmet Tezer, işverenin lışan 81 bin işçiyi kapsayan görüşmelerin ilk gümış. Söylenecek çok iyi şeyler de var. Kötülükler de sanıldıgöruşmeleri sürüncemede bıraktığını öne sürenünde TEKSİF tarafından 86 maddeyi kapsayan ğından daha az ve karşılıklı. Kışkırtıcıları da emperyalist devrek "Yine YHK'ya güveniyoriar. tşi YHK'na götaslak, işveren temsilcilerine verildi. Dokuma ışletler. Alman ve Fransız tarihçileri iki ulusun 18151859 yıllatürmek için sürekli uzlaşmazlık çıkanyorlar. Bu kolundaki bu en büytik grup sözleşmesi görüşrında hiç savaşmamış olmasına bugün bu denli önem veriyorişin masada biteceğine inanmıyorum" şeklinde melerinin, ücret zamlannm tartışılmasından dadeğerlendiriyor durumu. larsa, yüzyıllarca barış içinde yaşamış Türk ve Ermeni uluslaha çok, daha önceden TİSK tarafından konuMehmet Tezer, MTA ile yapılan sozleşme görı için bu gerçek neden gereği gibi değerlendirilmesin? İlişkilan "Toplu Sozleşme Prensip ve Tavsiye Kararrüşmelerinde de işverenin 5 bin işçiyi YHK'nın lerimiz sanıldığından daha iyiyse, bu Ermeniler için de memlan" başlıklı ilke kararlarının "ameliyat masaölçülerine mahkum etmeye çalıştığını öne sürenun olunması gereken bir şey değil midir? sına" yatınlması anlamını taşıdığı bildirildi. rek "Sonunda 5. tş Mahkemesi'ne başvurarak Sözü uzatmayayım. Hiçbir ulusun düşmanı değilim. SaroTEKSlF ve TTSİS yetkililerinin yann yerıiden arabulucu görevlendirmesi karan aldık. Elbisyan'ı çevirir, Jak'ın sergilerini açarken, düşmanlıkla hareket etbir araya gelecekleri ve görüşmelerin ilk oturutan maden işçileri adına yapılan görüşmelerden mediğim gibi, şimdi de her iki taraf için de dostlukla hareket munu gerçekleştirecekleri bildirilirken, TTStS de umutsuzuz" şeklinde konuştu. ediyorum. Ortaya çıkan belgeler birçok kara bulutu , gereksiz Yönetim Kurulu üyesi ve toplu sözleşmelerde DURUKAN: ORTALIK GREV KOKUYOR sisleri ve sahtekârlıktan medet uman kan dökücüleri ortadan Halit Narin'in sağ kolu olarak nitelendirilen TalHarb İş Sendikası Genel Başkanı Kenau Dukaldırmaya yarıyor." ha Altınbaşak şunları söyledi: rukan, yeni başlayan toplu sözleşmelerde umut"TEKStF'in toplu sozleşme taslagmı incelelanrun olmadığını belirterek "ortalık grev kodik. Bizim toplu sözleşmelerle gorevli uzmanlarkuyor" dedi. dan olusan profesyonel bir kadromuz var. On12 Eylül'den sonra ekonomiyi kontrol altınlarla değişik zamanlarda bir araya geldik, göriişda tutan hükümetin, sınırlı çahşma yasalanna tiik, karşılıklı olarak durumu degerlendirdik. rumlarına uygun işlerde (Bastarafı 1. Sayfada) rağmen bir de işçiyi kontrol etme arzusunda olAncak yazılı bir karşı teklif hazırlaraadık. TEKeğitımden sonra özel bir yeterlik görevlendirilenler" bu süre zarduğunu belirten Durukan, bu amaçla hükümeSİF taslağına göre. orada belirtilen konularda sınavı ile Maliye ve Gümrük Ba fında, önceki kadroları için bu tin Koordinasyon Kurulu oluşturduğunu ifade bizim de görüşlerimiz var. Görüşmelerin ne şekanhğı, devlet bütçe uzmanlığı tebliğle getirilen ek göstergelerederek şöyle konuştu: kilde devam edeceğini de ilk toplantıda kararkadrolarına atananlar, yani ba den yararlanacaklar. "Bu şartlar altında, toplu sözleşmelerden laştıracağız. Henüz rakamsal. belirgin tespitler Maliye ve Gümrük Bakanlızı uzmanlar da 50300 arasında olumlu sonuç beklemiyonım. Ortalık grev koyapmış değiliz. Günün ekonomik verilerini, işdeğişen ek göstergeden yararla ğı'nın tebliği uyannca bu yıl sokuyor. Ancak, kâğıt üzerinde bir grevden, şekli verenlerin ödeme gücünü, karşı tarafın teklifienuna kadar uygulanmakta olan nacaklar. Söz konusu durumu bir grevden sözediyorum. Çünkü grevde, eğer, rini değerlendirerek, makul seviyede bir ücret yasa, yasa gücünde kararname, ek göstergeler daha sonraki yılpatronun işverenin canı yanıyorsa, bu grev hıisağlamaya çalışacağız." tüzük ya da yönetmeliklerle ka larda hiçbir işleme gerek görulkümet tarafından krsinlikle durdunılacakür." Altınbaşak sosyal yardımlar konusundaki zanmış olanlar da aynı huküm meksizin otomatikman yükseltiTİSK prensipleri hatırlatıldığında ise şöyle koBirçok toplu iş sözleşmesi görüşmesinin den yararlanabilecekler. Devlet lecek, ayhklarda ek göstergeler nuştu: "uyuşmazlığa" doğru tırmandığı gözlenir ve bir dolayısıyla meydana gelecek arPersonel eski Başkanı Selçuk çoğu da "uyuşmaziık zabıtlan"yla tıkanırken. "Sosyal yardımlar konusunda, yeni başlıklar Kantarcıoğlu, bu hükümle geti tış farklan Emekli Sandığına keÇahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanhğı "resmi altında sosval yardımlar belirlenmesini düşünrilen düzenlemenin başka ba silmeyecek. Daha sonraki yıllararabulucu"lar listesini henüz saptamiş değil. müvonız. Eskiden beliıienmiş sosyal yardımlakanlıklarda sınavsız olarak ya da da öngörülen artışlarda da aynı meslek içi eğitimdçn geçmeden uygulama sürdürülecek. Kedeme ilerlemesi otomatiğe atanmış olanlann genel idare bağlandığında suresi gelen devhizmetleri sınıfına geçirilmesini Edırne Lmniyet Mudürlüğü'nde "Neden siz?" sorusuna da önlemek amacıyla yapıldığını let memuru onay almaksızın ka(Bastarafı 1. Sayfada) deme atlayabilecek. Ancak, aminetim Kurulu üyesı de olan Koç, kendisine 10 ay önce Kapıkule' "Çünkü Kapahçarşı'nın en bü bildirdi. rinden "olumsuz" sicil alanlann geçtiğimiz cumartesi günü öğle de yakalanan 85 kilo altınla il yük ismi benim" karşılığını ver DENETtM ELEMANLARI kademe ilerlemesi geri alınacak. saatlerinde dükkânından alına gisinin olup olmadığının sorul di. Türkiye'ye gelen yabancı 657 sayılı Devlet Memurları Bu arada iki görevi birden yürak Edirne'ye götürüldü ve pa duğunu belirtti ve bu olayı Ka devlet adamlarının kendisinden Yasasının denetim elemanları zar sabahı serbest bırakıldı. Koç, palıçarşı'da duyulduğu ve basın alışveriş yaptığım, yakında mu olarak saydığı unvanlara, Mali rüten devlet memurlanna verileönceki gün basında yer alan da yer aldığı kadarı ile bildiğini cevher ihracatına başlayacağını ye ve Gümrük Bakanlığı'nın teb cek ikinci maaş miktarına da "Büyük vurgunla ilgili olarak söyledi. Koç, bazı gümrukçulerle da söyleyen Koç, "Kapahçarşı' liği yenilerini ekledi. Buna göre, açıklık getirildi. Buna göre, devnın 20 yıllık esnafıyım. Altın Başbakanlık müfettişleri, Başba let memuru yaptığı ikinci görev göz altına alındığı"na ilişkin ha soruşturmada adı geçen kişilerin berlerin doğru olmadığıru söyle adlannın da sorulduğunu bildi işiyle uğraşmam. Vatandaşın kanhk uzmanları, Dışişleri mes için bu görevin bulunduğu kadrerek, "Bunları tanımadığımı satmak istediği bileziği de ada lek memurları ile DPT uzman roya verilen ucretin üçte ikisini di. Pırlanta üzerine çalışan Koç, dün sabah Kapalıçarşı'dakı dük soyledim" dedi. Basında kendi mın kimliğini öğrendikten son ları da denetim elemanları ola alacak. si ile ilgili haberlerin yeralması ra fatura karşdığı alırım" dedi. Kadro cetvellerini yeniden dükânında gazetecilerin sorulannı rak, 1 temmuz 1984'ten itibaren zenleyen Bakanlar Kurulu karayanıtlarken. "Bu tür şeylerle il sonucu ticari hayatının zedelenKapıkule'deki "vurgun" so öngörülen ek göstergeden rı, Resmi Gazete'nin dünkü mügim yoktur." deaı. aait Koç, diğinı de söyleyen Saıt Koç, ruşturmasımn Kapalıçarşı'dakı yararlanacaklar. kerrer sayısında yayınlandı. Devlet Memurlan Yasası'nın "operasyon"a dönü^mesinden sonra Kapalıçarşı'dakı ku>TJm 68/B maddesine göre atamalar Kadro cetvellerini düzenleyen 1 kararnameye göre, 1 milyon 339 dan, bulundukları hizmet smıf(Baştarajı 1. Sayfada) transit ve yolcu işlemlerinde sü cular, "olay"ın kendileri ile il larına dahil 14 kadrolarına ge bin 366 kadro saptandı. Bunun gili olmadığını söylediler. KuMaliye ve Gumruk Bakanlığf rat sağlanabilmesi de esasen 112 bin 159'u ise bloke edildi. tirilenler, atandıkları dereceden nda müşterek hizmetler aynı bi mevcudu az olan personel ihti yumcular, kendilerinin birer ayhk alacaklar ve eğer tahsis Karan.ameye göre, ihdas edi"esnaf" olduğunu ve olayları rimlerin içinde toplanmış, miis yacının anında giderilmesine gazetelerden öğrendiklerini bil edilmişse bu kadrolann ek gös len kadrolarda, sınıf, unvan vetakil hizmetler ise ayn ayrı üni bağlı bulunmaktadır. ya dereceleri değişen ya da kadtergelerinden yararlanacaklar. dirdiler. teler halinde bırakdmıştır. Bu Bu itibarla sık sık "Geçici ^tandıklan kadro için ek göster roları iptal edilen memurların ; Bir sure önce Kapıkule'de orcümleden olarak eski Gümrük görev" ve "tedvir" müesseselege verilmemiş olanlar kendi kad yer kadrolara atanma işlemleri ve Tekel Bakanhğı 'nda personel rinin işletilraesi zorunlu olmak taya çıkan "büyük vurgun" ola rolarına ait ek göstergelerden tamamlanıncaya kadar ayhklahizmetleriyle görevli Personel tadır. Halen bu ihtiyaçlann gi yının soruşturması sürerken, al yüksek nnın ve tazminatlarının ödenmeoranlı olanı tın kaçakçılığının da gündeme Daire Başkanlığı eski Maliye Ba derilmesinde gereken süratin sinde eski kadroları esas gelmesi sonucu harekete geçen uygulanacak. kanhğı bunyesinde mevcut olan sağlanamadığı, mevsim ve koalınacak. Öteki hizmet sınıflanndan 14 yetkililer, İnterpol kanalı ile BulPersonel Genel Müdürlüğü için şullar icabı henüz durgun olan Kararname ile kadrolar, derece kadrolanna atananların, de mütalaa edilerek bu genel hareketlere rağmen hizmetin ak garistan Emniyet Teşkilâtı'ndan atandığı görevin, kariyeri ile il "serbest" ve "bloke" olmak da bilgi istiyorlar. müdurlüğe bağlanmıştır. Dola sadığı yolunda şikâyetler alıngih olması koşulu getirildi. Ay uzere iki şekilde düzentendi. Seryısıyla yeni bakanlığın bütün maktadır. Çok yakında iş hacnca bu görevin "yöneticilik" ol best kadrolarla halen çahşmakpersonel hi/metlerinin Personel minin artması ve bareketlenmeması durumunda ilgilinin yarar ta olan devlet memurlannın duGenel Müdürlüğü'nce yürütül sinin sürallenmesi halinde bu şi (Bastarafı 1. sayjada) lanacağı ek gostergenin, kazanıl rumu saptandı. Bloke kadrolar mesi öngörülmüştür. kâyetlerin çoğalmasından enditıner polise müracaat ederek 3 mış hak ayhk derecesinde yarar ise bakanhkların bağlı kuruluşAncak eski Gümrük ve Tekel şe duyulmakladır. kişinin evlerini bastığını, koca lanabileceğinden daha düşük ol lann ihtiyaçlanna gore Bakanlar Bakanlığı'nın merkez ve taşra Bu nedenlerle eski Gümrük ve Kurulu tarafından kullanılabilesım öldüren bu şahıslann kendi maması gerekiyor. teşkilâtımn gerek kuruluş, gerek Teke) Bakanlığf ndan mudevver 657 sayılı Devlet Personel Ya cek kadrolar olarak ayrıldı. ziynet eşyalarını da çaldıkiarını se hizmel itibanyla özellikler ar personelin atama, yükselme. yer Bakanhklar taşradan merkeze öne surmuştu. Polis soruşturma sası'nın 36. maddesi bazı kişilezettiği ve hatta bu özellikleri ne değiştirme işlemleriyle (disipline sı sonunda Eyyube Altıner'in rin öğrenim durumlan nedeniy memur alamayacaklar, merkezdeniyle personel hareketleri ba ilişkin olanlar dışında kalan) kardeşi Uğur Tarakçı, arkadaş le 3. dereceden yukarı çıkamava den taşraya kadro alınmasında kımından "ll İdaresi Kanunu' personel hareketlerine müteallik Bakanlar Kurulu yetkili olacak. ları Feridun Önver ve Hasan cağı hükmünü getiriyor. 'nun kapsamı dışında bırakıldı işlemlerin Personel Genel MU Bayram Gokçen gozaltına alın UNVAN DEGİŞÎKLİKLERİ Kararname ile Emniyet Genel ğı malumlarıdır. Filhakika güm dürlüğü içinde yürütmekte olan Müdürluğüne 20 bin ek kadro dı ve evlerinde yapılan aramada, Kamu kuruluşlarının yeniden rük ve gümrük muhafaza teşki daire başkanlığının Müsteşar yeni yıkanmış pantolonlar düzenlenmesi nedeniyle kadro ve ayrıldı. lâtına yapılan atama ve nakiller Yardımcısı doğan Akin'e bağKadro cetvellerini düzenleyen bulundu. görev unvanları değişmiş olande liman ve sınır kapılarının sü lanmasını ve özellik arzeden bu lardan, önceki görevlerdeki hak kararname ile, unvan sayısı gozSoruşturmanın genişletilmesi rekli olarak değişen iş hacmi hiz unsurlar muvacehesinde bakanden .eeçirilerek azaltıldı. ile diş teknisyeni Eyyube Altıner larından yararlanmaya devam mel karakteri, gümrük idarele lıktan alınacak direktif istikamede gozaltına alındı ve sorgusun edenler bu yararlanmayı rinin kuruluş yerlerindeki yerleş tinde tesbit editecek esaslara göre SATILIK OTO da kocasından sık sık dayak ye sürdurecekler. me ve ulaşım şartları, persone hizmet görmesini tensiplerine arSahıbınden Renault 1979 lacivert Son düzenlenelerde 1 temmuz diğini, bu nedenle intikam almak lin mahalli halkla olan ilişkileri zederim. binek oto. için cinayeti kardeşi ve iki arka 1984'ten önceki kadro görev ve gibi faktörlerin nazara alınması Ooğan Akin Tel: 165 10 18 unvanları değişenlerden "dudaşına ijlettiğini itiraf etti. gerektiği gibi, ithalat, ihracat, Müşteşar Yardımcısı 50 bin işçi için uzatmalar oynanıyör UGUR MUMCU (Bastarafı 1. Sayfada) GOZLEM Ne dediler? (Bastarafı 1. Sayfada) Müsteşar Yardımcısı Doğan Akin ise ilgili yazının yazılış tarihi ile bakan onayının tarihi arasındaki çelişki konusunda, "Tarihler için şu anda bir şey diyemem" şeklinde konuşurken, birleştirilen iki bakanlığın atama usulleri arasında farklılıklar bulunması nedeniyle gumrüklerdeki acil atamaların yapılamama tehlikesinin doğduğunu anlattı. Akin, şöyle devam etti: "Sayın bakan dedi ki, 'bu konuyu sana bağlayalım. Yeni diizeni bulana kadar bu şekliyle yürütelim' dedi. ben bu şekli sayın bakana teklif ettim. Uygun gördii. Ertesi giin de sistemi kurduk. Sayın bakanın emriyle komisyonu kurduk. Bu vazıdan sonra mucip çıktı. Bu vazıdan sonra sayın bakanın direk emri veren bir yazısı var. Fiili durum hukuki duruma çevrildi. Bu arada herhangi bir atama yapdmadı zaten. Bir komisyon kurduk. 4'Uncii dereceye kadar yetki bana verildi. Daha üstii de miisteşara verildi." Müsteşar yardımcısı Akin gümrüklerdeki atamaları yeni esaslara bağlayacak olan yönetmelik konusunda ise şu bilgiyi verdi: "Rotasyon sistemi getirilivor. Belirli aşamalan izlemeden yükselme imkânı olmuyor. Tiirkiye beş bölgeye ayrılıyor. Beş bölge içerisinde yaşantıya göre, mahnımiyet bölgesi durumlanna göre tayinler yapılacak. Yönetmelikle aynca bir komisyon kurulması getirilivor. Başbakanhğın bu konuda kabul ettiği bir şekil var. Müsteşar veya ben atamalarda yetkili olacağız. Hangimizin yetkili olacağı dahabelli değil." Doğan Akin'in ANKA'nın öteki sorularına verdiği yanıtlar şöyle: Adı yolsuzluklara karısan gümrükcüleri bu durumda siz atamış olmuyor musunuz? AKİN Tabi benim imzamla çıkan da var. Benden önceki atamalar da var. Bu iktidardan önceki atamalar da var. Bu durumda yapılan suçlamalara karşılık vicdanınız rahat mı? AKİN Yok, yok, tamamen rahatım. O bakımdan endişem yok. Rataatsız eden husus şu: Birkaç kişinin yaptığı bir suiistimal olayı. Suçlularsa tabii ki cezalarını görecekler. Gerek emniyet yönünden gerek müfettişler yönünden soruşturma iki yönlü sürdürulmektedir. Bakalım bunların netieesini bekliyoruz. Ben şunu söylemek istiyorum, yapılan tayinlerin usullü mii, usulsüz mü olduğu tartışılıyor. Bunu tartışmanın hiç gereği yok. tki bakanlık birleşmiş zaten herhangi bir usul kalmamış. Bakanın bizzat kendisi, yetkisi var ortada. Zaten bakan istese tek imzayla bu atamayı yapar. Bir memur bir yerden bir yere gayet tabii nakledilecektir. Bu memurun bir kötıiliiğii varsa zaten memuriyetten atılması lazım. Bu bakımdan ben bu tartışmayı anla>amad;m. Bu sene kapılardaki yogun trafiğe rağmen (herkes Kapıkule ne hale gelecek diye merak ediyordu) aldığımız tedbirlerle hergün işçiler gelip teşekkür ettiler. Ama bu ne pahasına oldu hiç kimse düşünmüyor. leri bakımından yurt dışına çıkmalannda fayda ve zaruret bulunanlara" pasaport yerine geçecek belge verilmesi öngörülmektedir. Ülkenın "uluslararast siyasi.. menfaatleri" bakımından hakkında mahkemelerce yurt dışına çıkma yasağı bulunmayan herkesin yurt dışına serbestçe çıkması gerekir. Çıkmaması, Türkiye'de demokrasinin ve hukuk devletinin yeterince uygulanmadığı kanısını doğurur. Bu kanı da Türkiye'nin "uluslararası siyasalçıkarlan" ile bağdaşmaz. Tıpkı bunun gıbi "ülkenin uluslararası kültürel menfaatleri" bakımından da aydınların, sanatçılann yurt dışına serbestçe çıkabılmelen ve ülkemızi gereği gibi tamtmaları gerekir. Gelelim "ülkenin uluslararası ekonomık menfaati" tanımına... Bu kavram, hiç kuşkunuz olmasın, yurt dışına çıkmaları çeşitli soruşturmalar nedeniyle kısıtlanan işadamlarına şöyle rahat bir nefes aldıracaktır. Üstelik, kararname ile 1981 yılında yasaya eklenen "yabancı memleketlerde geçinmek için müsait sebep ve şartlara malik olduklannı ispat edemeyenlere" pasaport verilmesinı engelleyen hüküm de kaldırılmaktadır. Her konuda olduğu gibi bu konuda da uygulamaya bakmak yararlı olacaktır. Anayasa, herkesin seyahat özgürlüğüne sahip olduğunu açıkça Delirtmektedir. "Seyahat özgürlüğü" anayasada yer alan temel haklardandır. Bu hak, anayasaya göre "ülkenin ekonomik durumu, vatandaşlık ödevi ya da ceza soruşturması veya kovuşturması sebebiyle" sınırlanabilir. Bu amaçların dışındaki kısıtlamalar anayasal hakkın yasadışı yollarla engellenmesı anlamına gelir. Hakkında "ceza soruşturması veya kovuşturması" bulunmayan bir yurttaşın yurt dışına çıkışı engelleniyorsa, bu uygulama açıkça anayasaya ters düşer. Örnek verelım: Avukat Halit Çelenk, 13 Şubat 1984 günü Ankara Valiliğı'ne başvurarak pasaportunun süresınin uzatılmasını istemiştir. Başvuru, Ankara Emniyet Müdürlüğü'nce 213886 sayı ile işlem görmüş, Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı da Çelenk'in yurt dışına çıkmasında herhangi bir sakınca görmediğini yazı ile bildirmiştir. 17 Şubat günü pasaportunu almak için Emniyet Müdürlüğü'ne başvuran Çelenk'e "Dosyanız inceleniyor" yanıtı verilmiştir. Dosya nerede incelenecektir? Çelenk'e şöyle bir yazı ve sayı verilmiştir: illegal /313.12.1984... Bu ne demektir? "İllegal" yasadışı demek olduğuna göre, demek ki, Sıkıyönetim Komutanlığı'nın yurt dışına çıkmasında bir sakınca görmediği bir yurttaş hakkında sivii demokrasimiz "illegal" gerekçesiyle bir dosya açmaktadır!. Halit Çelenk, başta DİSK olmak üzere birtakım siyasal davalarda avukat olarak görev yapmaktadır. Acaba "illegal" başlıklı dosyalar açılıp, pasaport verilmemesine, yine anayasada yer alan "savunma hakkı"n\r\ kullanılması mı yol açmaktadır? İçişleri Bakanı, bu soruya açık yanıt vermek zorundadır. ANAP iktidarında bir ilerici yurttaşın, DİSK ve öteki siyasal davalarda avukatlık yapan bir hukukçunun yurt dışına çıkışı, bakanlıkça niçin engellenmektedir? Çelenk hakkında başvuru tarihinde herhangi bir ceza soruşturması da yoktur. Bu yüzden, Çelenk için pasaport verilrnemesini gerektiren bir neden de söz konusu değildir. Öyleyse? Evet, öyleyse?.. DİSK'in ve öteki siyasal davaların avukatı, İçişleri Bakanlığı'nca yurt dışına çıkarılmıyor. Dosya, altı aydır bakanlıkta bekletiliyor. Bunun altına kalın bir çizgi çizdikten sonra aynı konularda başka yurttaşlarımızın pasaportlanna dikkat çekmek istiyoruz. Basına "vergi iadesi yolsuzluğu" olarak yansıyan sahtecilik olayının sanıkları kimlerdir ve bunlara, yurt dışına çıkmalarını engelleyici herhangi bir önlem uygulanmış mıdır? "Solcu yurttaşlara pasaport verilmez. İşadamlarına bu konuda herhangi bir engel çıkanlmaz" diye bir yasa kuralı anımsamıyoruz. Yurt dışına çıkış hakkı, devlet tarafından verilen bir "/üruf" değil yurttaşların temel haklarından biridir. Bu hakkın birtakım yurttaşlar için askıya alınması "hukuk devleti" kavramı ile bağdaşmaz. Devletin, bu hakkın kullanılmasını kolaylaştırması gerekir. Bu hakkın devlet eliyle kimler için kullandırılmadığı, kımler için kolaylaştırıldığı demokratik gelişmemiz için çok önemli bir göstergedir. Pasaport almak ilerici yurttaşlarımız için arslanın ağzında mıdır? Menıurların ek gösterge Kapıkule vuı^unundan sonra Müsteşar Yardımcısı Altıner'i
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle