23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/8 TEMMUZ 1984 . .Ecevit Anlatıyor 5 Şimdi biraz geriye dönelim isterseniz... 1974 yılında hukümete geldiğinizde "Kıbns sonın u " di\e bir sorunla karşılaşacağınızı bilijor muvdunuz? ECEVtT Kıbrıs sonınu kuşkusuz vardı. 1%3 sonundan beri Kıbns Cumhuriyeti Anayasası'nın Rumlar tarafından rafa kaldınlması sonucu Kıbrıs'ta Turkler her türlu haktan yoksun duruma gelmişlerdi. Yalnız vatandaşlık haklan değil, yalnız uluslararası anlaşmalarla ve Kıbns Anayasası'yla sağlanan haklan değil, temel ınsanhk haklan, hatta geniş ölçüde yaşama haklan ve güvenceleri ortadan kalkraıştı. Uzun yıllardır, yaklaşık on yıldır Turkler Kıbrıs'ta surekli saldınlarla karşılaşıyorlardı. Kıbrıs Türklerinin buyük çoğunluğu adeta bırer konsantrasyon kampına, tecrit kampına dönuşen mahallelerinde, koylerinde her turlu guvenlikten yoksun olarak yaşıyorlardı. Geçimleri buyük ölçude tanma bağlı olduğu halde, Kıbrıs Türklerinin önemlı bir kesımi, topraklarından da kopmak zorunda kalmışlardı... Turk toplumu gitgide uretken olmaktan çıkıyordu ve bu onların Rum baskısı altında daha çok ezılmelenne yol açıyordu. Bazen de çok a c y e çelişkili durumlar oluyordu. ömeğin bir kısım Tıirk Mucahitleri, çaresizlikten, baa Rum işyerlennde çalışarak yaşamlannı kazanmak zorunda kalıyorlardı. Butun bu nedenlerle, Kıbrıs'taki durum, bizi öteden berı hem bir ulusal sorun olarak, hem de bir insanlık sorunu olarak yakından ilgilendirıyordu. 10YıWönümünde Kıbns Barış Harekâtı'nı Federasyon tezini açıklayınca en sert tepki Makarios'tan geldi lanıt verdiniz? ECEVtT Ben, bu tepkiyi ve sıtemı hayretle karşıladığımı, çunku Cumhurıvet Halk Partısi açısından ve benım kışısel goruş lerım açısından bunun bir yenilik olmadığını belırttım ve şunlan soyledim: "Öteden beri, biz ENOSİS'e karşı olduğumuz kadar, taksime de kaı>ı idik. Turki>e'de 'ya taksim \a olum' sloganlarının haykınldığı yıllarda bile taksime nasıl karşı çıktıgımız ne kadar bilinivorsa, oleden beri Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Kıbrıs'ta federal çozumden yana olduğumuz da bunu tek geçerli çözum saydığımız da sizlerce biliniyor olmalıdır" dedım. Bir siyasal partin'm seçim bildirgesine boyle bir ilkeyi koymasına Yunanistan'ın tepkisini nasıl karşıladınız? Yani o zaman henuz hukumet değildiniz. Belki hukümete aday bir partiydiniz, ama hukumet programında yer alsaydı. boyle bir tepki... çim bildirgesiyle sunmuş olmamız, anlaşılan onlarda tedırginlik uyandırmıştı. m Ydgn Dogan MAIC4RIOS A TL\A 'DA 1963 sonunda Makarios, Kıbns Anayasası'nı rafa kaldırmıştı. Ece\it şöyle anlatıyor: "Kıbrıs'ta Turkler her turlu haktan yoksun duruma gelmişlerdi. Kıbrıs Türklerinin buyuk çoğunluğu adeta birer konsantrasyon kampına dönuşen mahallelerinde, koylerinde her turlu guvenlikten yoksun olarak yaşıyorlardı..." Yukandaki fotoğraf 13 Mart 1964 tarihini taşıyor. Makarios, anayasayı rafa katdırmış, Atina'ya gelmişti... Soldansağa: Yunan DışişleriBakanı Kostopulos, Milli Savunma Bakanı GarufaUas, Makarios, Yunan Başbakanı Papandreu (Bugunkii Başbakan Andreas'ın babası), unlu EOKA lideri ve Turk duşmanı Grivas ve bugun Rum toplumunun lideri olan, o tarihte Rum Dışişleri Bakanı Kipriyanu, Yunan Başbakanı'nın evinin balkonunda poz veriyorlar... Düzeltme "Ecevit Anlaüjor" başhklı yazı dizisinin önceki gunkü 3. bolumunde bazı dizgi yanlışlıklan olmuştur. Ozur düeyerek düzeltınz: • Ikınci sutunun ikinci paragTafının ikinci satırındakı "söz konusu" sözcuklerınden sonra "olmayan" sözcuğu de yer alacaktır. • İkinci sutunun son tumcesi şoyle olacaktır: "Oysa ENOSİS fiilen gerçekleşmişti. Resmen Uan edilmesinin de Yunanistan'a bir yararı yoktu." • Uçuncu sutunun sonunda Kıssinger'ın sözlerı şöyle olacak: "Ama benim için de egomanyak dedikleri oldu." • Dorduncu sutunun altıncı paragrafının son tumcesi şo>le olacak: "Belli ki o bir sure kukla gibi kullanılıp atılacak. Sonra yerini bir başkası alacaktı." • Beşıncı sutunun yedincı paragrafı şöyle olacak: "Eger boyle bir çatışma olasılıgı onlenehilirse, bu, Kıbns sorununun ve Yunanistan'la aramızdaki başka sorunlann çozumunu kolaylaştınr. • Altıncı sutunun başındaki "dunyada" sozcuğu "bölgede" olacak. Ve Makarios'un sert tepkisi... Hukümete gelişinizden sonra, bu, Yunanistan'ın resmi bir tepkisine dunuştu mu? ECEVtT Şoyle oldu: Bızım hukümete gelişimizden kısa bir sure sonra, 1974 mart sonlarında, Sayın Rauf Denktaş, Kıbns'la ilgılı sorunları goruşmek uzere Ankara'ya geldi. O vesileyle hukumet programımız doğrultusunda vaptığım açıklamada da ben Kıbrıs ıçın en geçerli çözumun federasyon olduğunu soyledim. Buna Yunanistan'dan tepki geldiği gıbı, asıl sert tepki Makarios'tan geldi. Makarios, benım bu ıfadeyi kullanmış olmamı, zaten uzun zamandır surüncemede kalan, bir sonuç umudu vermeyen toplumlararası göruşmelerı kesmek için bir gerekçe gibi kullandı. Yani Makarios, bızim federal çozüm tezimızi toplumîararası göruşmelerı kesmek ıçın bır bahane olarak V.ıllanH. "Üniter Devlet" alışkanlığı ECEVİT Yıllardan beri Turkiye'de ış başına gelen hukumetler, Kıbrıs için federal çözumden soz etmemişlerdı. Hatta en ust duzeydekı Turk yetkilılerinin ağzından, Yunanistan'ın \e Kıbns Rumlarının çok ışıne gelen "unıter devlet" (birlikçi dev let) sozu de maalesef alınmıştı. Anlaşılan, bu, Yunanistan'da bir alışkanlık yaratmıştı. Turklerin artık federasyondan soz etmeyeceklerinı duşunuvor olmalıydılar Onun için, bizim Turk ve dunya kamuoyuna, federal çozum tezini, ıktıdara ada> gorunen bir buyuk partinin se Kıbns için federal çözüm Hukümete geldiğinizde bu soruna nasü bir çözüm düşunuyordunuz? ECEVtT Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz başından beri, çok eski yıllardan beri Kıbrıs için bir federal çözum öngörurduk. O sırada coğrafi temele dayanan bir federal çözum ongormek zordu. Fakat coğrafi temele tam dayanmadan da bir federal çözüm istenirse uygulanabılirdi. Hukümete gelişinizden önce o yönde zemin hazırlanmış mıydı? ECEVtT Hayır. Tam tersine, bizim hukümete gelışımizden önceki yıllarda Turkiye, belki de terimlerin önemini kavrayamamak yüzünden, federasyon tezinin, federal devlet tezinin tam karşıtı olan "iıniter devlet" (birlikçı devlet) tezine, hiç değüse sözle, angaje olmuş durumdaydı. Yani, bir federal devlet değil, birlikçi bir devlet yapısı içinde Turklerin çok sınırlı haklarla yer alacağı bir devlet... Oysa biz, gerek 1969 seçim bildirgemizde, gerek "Akgünlere" başlıklı 1973 seçım bildirgemizde, "federatif devlet" teriminı kullanarak, federal çozumü benimsediğimizi kesinlikle belırtmiştik. 1974 başında kurduğumuz hukumetın programına da. bu ifade aynen konulmuştu CHPMSPkoaiisyon hukümeti kurulur. Ve Denktaş 1974 Mart ayında Ankara'ya gelir. Ecevit o gunleri şoyle anlatıyor; "Bu vesileyle yaptığım açıklamada ben, Kıbrıs için en geçerli çözumün federasyon olduğunu soyledim. Asıl sert tepki Makarios'tan geldi." 28 Mart 1974 tarihini taşıyan fotoğrafta soldan sağa: Genelkurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Buyukelçi Fuat Bayramoğlu, Denktaş, Cumhurbaskam Koruturk, Basbakan Ecevit, Dışişleri Bakanı Turan Guneş... Dolayısıyla, bızim 1974 başuıda Mılli Selamet Partisi'yle birlikte bir koaiisyon hükümetiyle iş başına gelişinuz, Kıbns için federal çözumun resmen gundeme getirilmesi anlamını da taşıyordu. dederken, Kıbns'ın bütunlüğünu ve bağımsızhğını surdurme gereğini de savunuyorduk. ki garantor devletlerden bir tepki geldi mi? ECEVtT E\et. 1973 seçim bildırgemizin yayınlanışından kısa bir süre sonra, Yunanistan'ın o zamanki Ankara Buyukelçisi Sayın Cunis, beni Meclisteki odamda ziyarete geldi. Kendisiyle ıyı dostluk ilışkılerımiz vardı. Buyukelçı, Cumhuriyet Halk Partisi'nın seçım bıldirgesınde federal çozum goruşunun yer almasına Yunan Hukumetfnın buyuk tepkısını bana ulaştırdı. Bu konuda sıtem ettı. Bu (epkiye ve siterae siz ne YARIIN: Yunanistan'la ilişkiler gerginleşivor... POLİTİKA VE ÖTESt MEHMED KEMAL ENOStS yolunda zaman kazanmak Yüriiriükteki antlaşmalar karşısında tavnnız ne idi? ECEVtT Yurürlukteki LondraZurih antlaşmalannı, Kıbns Rum yönetimi, Yunanistan'ın da desteği ve katkısı ile çiğnemiş, fiilen işlemez duruma getırmişti. Bu antlaşmalann yilrumeyeceğıni, uygulanabilir nitelikte olmadığını yıllardır açıkça öne suruyorlardı. Zaten o antlaşmaları, "ENOSİS" yolunda zaman kazanmak için imzaladıklannı da saklamıyorlardı. Biz ise bu antlaşmalann özünü korumak ve o temel tızerine, ışlerlıği olan, iki topluma da eşit egemenlik haklan sağlayan, öylelikle toplumlararası ihşkileri sağhklı ve barışçı bir duzene kavuşturacak olan bir devlet yapısı kurmak istiyorduk. Bu duşunceyle de, 1974 hukumet programına şu paragrafı eklemiştık: "Halen yürutulmekte olan müzakerelerin (yani toplumlararası muzakerelerin), Kıbns Antlaşmalarının ortava ko>duğu esaslardan hareketle, gerçekçflik ve iyiniyet içinde bo>le bir sonuca (>ani federal sonuca) ulaşması, ilgili butun taraflann uzun vadeli ortak çıkarlanna ve bolge banşına en iyi şekilde hizmet edecektir." Derli toplu fıkralar... Nasrettın Hoca'nın fıkralarına 'Letaifı Nasrettin' de derler. Bu fıkralan ıyı okunsun, iyi anlaşılsın diye heceyle yazanlar olduğu gıbı aruzla yazanlar da vardır Hani, bır ırmağın kıyısında abdest alırken, bırden pabucu suya düşüyor, ardından koşsa da papucu ele geçiremiyor ya. . Sonunda abdest bozuyor. "Al abdestını, ver pabucumu' " dıyor ya Işte o fıkrayı 'Al abdestıni ver pabucumu' fıkrasını 'Faılatun (feılâtün) feılâtün teılâtün feılun'veznı ile yazmış. İki dızesını buraya almak ıstiyorum. Hoca baktı o yüzen papuşa hasrer/e medıd Arkasın nehre dönüp de çektı bır zarta şedıd Bırakın eskılerı, yenıler arasında da çok şaır bilırim ki, Nasrettın Hoca fıkralarını yeniden kaleme almıştır Öğretmen dergısinde Esat Bozyığıt bır kaynakça sıralıyor. Ancak kendisi de bilıyor kı bu kaynakça eksıktir. Nitekım bır not düşüyor: "Vfer yetersızliğınden daha ayrıntılı bıbliyografık bilgi verilememiştir." Orhan Velı'nın yeniden yazdığını bılıyorum Bunu bir bankanın çıkardığı çocuk dergısı ıçın Orhan Velı'den ıstemişlerdi. O da ıstemeye ıstemeye yazmıştı. Ama bugün çok değerli olduğu anlaşılıyor. Tahır Abacı, Yusuf Ahıskalı, İbrahım Zekı Burdurlu, Kemal Ozer yazmıştır Erdoğan Tokmakçıoğlu'nun duzyazı ile yeniden kaleme alışı vardır. Fuat Köprüiü yazmışsa da pek tatsız tuzsuzdur Mıllıyet Yaymlan'ndan bir dızı fıkralar yayınlanıyor. Bu yayınların yonetmenı değerli şaır ve yazar Yalvaç Ural'dır. üerçı buna gulmece yazıları da denıyor ama, gülmecenın tçınde fıkralar da bır tür olmak gerekır Incılı Çavus'tan Cemal Nadır Güler'e değın uzanan fıkralar dızısının içinde kımler yoktur Her kıtap da tanınmıs bır yazara yazdırılmış, tanınmış bır çızere çızdırılmıştır Bu da dızının başka bır özelliğı oluyor. Benım gördüklerımın arasında şunlar var. Hükümet programında ne var? 1974 hukumet programında bu konuda şu sozler yer almaktaydı: "İki cemaatten oluşan Kıbns'ta, Tiırk toplumunun eşit egemenlik statusunun korunması ve devlet yonetiminde iki cemaat arasında her yonü ile huzurlu bir işbirliginin sağlanması için en isabetli çozum şeklinin federatif bir sistemde bulunacağına inanıyoruz. Boyle bir çozum yolunun, Kıbns'ın ulke buturüuğunu ve bağımsızlıguıı kuvvetlendirecek bir terael teşkil edeceği inancındayız." Bu sozler gosterıyor kı, biz Kıbrıs'ta "ENOSlS"e Ada'nın Yunanıstan'a katılmasına veya "taksim"e, yanı Turkiye ile Yunanistan arasında böluşulmesine karşı olduğumuz gibi, "birlikçi" (umter) devlete de karşı idik. Daha o donemde biz Kıbrıs'ta ıkı toplumun "eşit egemenlik statusu"mı vurguluyorduk; ancak "birlikçi" devlet kavramını red MADA \OĞLL, M4KAR1OS"L4 Tarih Ağustos 1960. CemalMadanoğlu Lefkoşe'deMakarios'la goruşuyor... LondraZurih antlaşmaları yururlukıe, ama o tarihte Kıbns Cumhurbaskam kabul edilen Makarios, bu antlaşmalann "Enosis"yolunda zaman kazanmak için benimsendiğmi saklamıyordu... Bunları yok sayalım Kısacası, Rumların ve Yunanistan'ın davranışı, "Bu antlaşmalar işlemi) or. Bunlan yok sayalım" bıçimınde özetlenebihr. Bizim tutumumuzsa, antlaşmalann özunu, o arada Türkiye'ye, Yunanistan'^ ve İngiltere'ye tamdığı garantorluk haklannı koruyarak, federatif devlet yapısı içinde ışlerlığe kavuşturmaktı. Secim bildirgelerinize koyduğunuz "federatif devlet" kavramı va da ilkesi Amerika'ya ve o sırada garantor olan devletlere de iletilmiş miydi? Özel olarak, yoksa... ECEVtT Bu açık bir şeydi. İki seçım bıldirgemiz de kitap olarak basılmıştı. Özel olarak iletildiği oldu mn, yani belli görüşmelerde, belli sohbetlerde... ECEVtT Hayır. Kimseye özel olarak iletmek gıbı bu" mecburiyetımiz yoktu. Ama seçım bildırgelerımız herkesin gözlerı önundeydı ve kuşkusuz bunları buyukelçilıkler de izliyordu. 1974 CHPMSP KOALİSYONU Erbakan ve Ecevit, 10 Ocak 1974 tarihini taşıyan fotoğrafta koaiisyon hukumetini kurmanın nazırlıklan sırasında görülüyorlar. Bir sure sonra hukumet kurulacak ve programına, Atina'nm tepkisine yol açacak ''federal çozum" ilkesi konulacaktı... Yunan Büyükelçisi geliyor Seçim bildirgelerinize öte MEMDERES'E "TAKStM" D1YE B IĞ1R1LIYOR 1910'lerde bir yaz gunu. Basbakan Adnan Menderes, Bağdat Paktı Bakanlar Konseyi toplantısı i\in londra'da. Havaalanında 3 bin kadar Kıbrıslı Turk gosteri yapıyor. Sloganlan "Ya Taksim, Ya Olunı"du... O tarihlerde, "federasyon" sozcuğu ortada yoktu; "taksim"den once de DP iktıdarına gore "hıbrıs" diye bir sorun yoktu... İncilı Çavuş / Erdoğan Tokmakçıoğlu, Sınan Gürdağcık. Bekrı Mustafa / Erdoğan Tokmakçıoğlu, Sunder Erdoğan Baba Erenler (Bektaşı Fıkralan) / Hasan Cem, Sunder Erdoğan Şaır Eşref / Alpay Kabacalı, Turhan Selçuk Şakaname / Ftefık Durbaş, Ferruh Doğan Suleyman Nazıf / Yalvac Ural, Haslet Soyoz Ahmet Rasım / Hıkmet Altınkaynak Oyle dostlar var kı fıkra anlatmayı çok severler. Dahası kimılerı de bir fıkra ile suslemeden anlatacağını anlatamaz Fıkra anlatının cankurtaran sımıdı gıbıdır Adamın bırı, bektaşınin bırı ya da Nasrettın Hoca dıyerek soze başlanır, anlatılır, amaca ulaşılır. Hoca Hasrettın'ın bır hoşaf hıkâyesı vardır Tropıkal sıcaklann ülkemızde dotandığı gıbı sıcak bır gunde Hoca bır eve misafır gelir. Ortaya nerdeyse bır kazan buzlu hoşaf koyarlar. Ev sahıbının elınde büyucek bır kepce, konukların elınde de kaşıklar varmış. Ev sahıbı kepçeyı buzlu hoşafa daldırdıkça. "Oh, oldüm. Oh, oldüm ." dermıs Ev sahibının elınden kepçeyı Hoca çekıp almış "Ne oluyor?" "Ne olacak, şu kepçeyı bıze ver de, biraz da biz ölelim." Boyle bir buzlu hoşaf hıkâyesını de Huseyın Cahıt için anlatırlar Meşrutıyet'ı ızleyen günlerde Huseyin Cahit Ikdam gazetesınde bır makale yazıyor. Makalenın bır özelliğı vardır. her cumle Oh! . Oh!.. diye başlıyor Yazarlardan bırı Recaızade Ekrem Beye soruyor. "Cahıt Beyın makalesını okudunuz mu Üstat?" " Okumadım." "Okusaydınız çok ılgınç bulurdunuz.1' "Ben okumadım ama, vapurda bırısı yuksek sesle okuyordu Oh, oh dedıkçe bana buzlu hoşaf gıbı geldi." Bu konuşmayı bırısi yememiş ıçmemıs Hüseyın Cahıt'e yetıştırmişti. Hüseyin Cahit: "Bu söze ne dıyorsunuz?" diye sorana şu yanıtı vermış"Demek onun da bağrı yanıkmıs" Fıkranın anlatması da, dınlemesı de eğıtım ıster bır ıncelıktir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle