Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 TEMMUZ 1984 • * * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/11 Yorgo Mavros'un Söyledikleri... (Baştarafı 1. Sayfada) ranıyor ve inanılmaz bir silah yarışı içindeler" diyor. Sayın Mavros'un bu güzel dileğine katılmamak elde değil. Bu güzel dileğin gerçeklesebilmesi için, bir kere, Yunan basınının değindiğimiz kötü alışkanhklarından sıyrılması şarttır... Bunun gıbi, Yunanlı devlet adamlarının da Türkıyeye donük bakış açılanna esneklik kazandırmaları gerekir. Türkiye'yi Yunanistan^ dan "toprak talep eden bir ülke" olarak görüp, göstermekten kurtulmaları, iki ülke arasında gerçek bir diyaloğun kurulabilmesi için bir önkosul niteliği taşımaktadır. Sayın Mavros, Cengiz Çandar'a şöyle diyor1 Hiçbir Yunan Hükümeti için, toprak talepleri olan bir ülkenin, Kıbrıs'ı işgal altında tutan, bize yöneltilmiş bir donanma ve orduya sahip bir ülkenin, AETye girişine kolaylık sağlaması düşünülemez." Yunanlı siyaset adamının bu sözleri, Yunanistan'daki genel havayı gayet iyi yansıtmaktadır. "Uzak komşumuz"da politikacı böyle düşünmekte, kitle iletişim araçları sokaktaki adamı. ne yazık ki, böyle koşullandırmaktadır. Yıllardır bu konuda değişen bir şey yoktur. "Türkiye tehdidi" Yunanistan'da sanki bir "toplumsal tutkal" işlevi görmektedir. Dışişlerimizden üst düzeyde bir yetkilinin deyimiyle, Mavros'un Cumhuriyet'e açıklamaları, "Yunanlı politikacılann konulara eskiden beri yanlış baktıklannın bir teyidi niteliğini taşıyor..." O zaman ne yapılabilir?.. Mavros'a göre, "ilk inisiyatif' Türkiye'den gelmelidir. Türkiye'nin, Yunanistan'dan herhangi bir "toprak talebi" olmadığını açıklaması mı "ilk inisiyatif' olacaktır?.. Cengiz Çandar'ın Mavros sohbetinden edindiği izlenim bu doğrultudadır. Ankara kaynaklı böyle bir girişim, ikı ülke arasında bir diyalogun başlangtcına işaret edebilecektir. Cengiz, Atina'dan geçtiğı haberyorumunu dün şöyle bağlıyordu: "Yunan sıyasal yaşamının en deneyimli ve en aklıselim sahibi şahsiyetlerinden bırinîn yanından ayrılırken. TürkYunan anlaşmazlıklarının çözümünün ne kadargüç olduğunu düşünmeden edemıyoruz..." Yunanlı siyaset adamlarının en tecrübeli ve en sağduyu sahibi olanları bile, böylesi saplantı ve önyargılardan kurtulamıyorlarsa, veya işlerine öyle geliyorsa, Ege'nin dostluk ve barış denizi'ne dönüştürülmesi, acıdır ama, daha çok uzun zaman alacaktır... UGUR MUMCU GOZLEM MAVROS 10 YIL ÖNCEYİ Denktaş: Bu ambargo deneyi, son olmalı K K T C Cumhurbaskanı Rauf Denktaş kargo uçağının Larnaka'da alıkonulmasının "samimiyet, Insanlık ve uzlaşma ile bağdaşmadığını" söyledi. Batı Afrika ııçağı KKTCye indi MA VROS İLE G ÜNEŞ Yunanistan eski Difişleri Bakanlanndan Yorgo Mavros ile Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında Dışişleri Bakanlığı göre\ini yürüten Turan Güneş, Cenevre'de yaptlan barıs görüsmeleri sırasında. Mavros, o günleri şöyle anlatıyor: "Ecevit başlatnğı harekâtın hiçbir çıkış yolu olmadan bu noktaya geleceğini önceden görebilseydi, böyle bir harekâtı baslatmaya hiç kalkışmazdu Callaghan, Cenevre Konferansı'nda şöyle demiştv Bugün Kıbns Türkiye'nin tutsağıdır. Ama yann Türkiye Kıbns\n tutsağı olacaktır. Şimdi olan budur işte.' ANLÂTTT Tiıran Güneş, muzaffer bir ordunun komutanı gibiydi Mayros, 10 vıl önceyi anlatırken, sözü İngilizlere getiriyor: "Işlerin bu noktaya ulaşmasında Ingiliziehn ağır sorumluluğu vardı. Sampson'a karşı harekete geçseler, Sampson bir dakika dayanamazdı." CENGİZ ÇANDAR ATİNA Yorgo Mavros, Kıbrıs'ta 10 yıl onceki iki harekâtı iki ayn konumda yaşadı. Birincisinde Yunanistan Cuntasının "lanetlediği" bir siyaset adamıydı. İkincisinde ise "Yunanistan Cumhuriyeti'nin ilk Dışişleri Bakanı. Göreve iki harekât arasında gelen Ma\ros, Kıbrıs sorununa çözum bulmak amacıyla yapılan Cenevre göruşmelerinde Yunan tarafmı temsil etti... Türk önerileri kabul edilmedi... Görüşmeler kesildi... İkinci harekât başladı. Cenev re goruşmeleri sırasında Türk Dışişleri Bakanı Turan Güneş ve İngiltere Dışişleri Bakanı Callaghan ile birlikte "Kıbns gerilimi"ni yaşayan Mavros'a göre "10 yıl geriye bakıldığında, hiçbir fırsat kaçırılmamışü." Papandreu'nun yakın dostu Mavros, "nedenini anlatacağım" dedi ve Atina'daki görüşmemizde, 10 yıl oncesini şöyle anlattı: "24 Temmuz 1974 gunu Dışişleri Bakanlığı görevini ustlenip Bakanlığa geldigimde masamın üzerinde bir mesaj buldum. Mesaj, Yunanistan'ın Ankara Buyukelçisi Kozmodopoulos tarafından benden onceki bakana gönderilmişti. Yani Cuntanın kaçıp ortadan kaybolan bakanına. 20 temmuz tarihliydi. Mesajda, 20 temmuz sabahı Turan Güneş'in o gün saat 05.30'da, Kıbns Garanli Anlaşması'nın 4. maddesi uvannca, Türkiye'nin "Atina Cuntası tarafından Ada'da ortadan kaldırılan anayasal duzeni tesis etmek uzere müdahalede bulunacağını ve bunun dışında başka bir amaç taşımadığım" bildirdiği belirtili\ordu. İngiliz Hükümeti de şaşırmıştı. Çünkü Londra'daki son göruşmesinde Ecevit, İngiliz Hukumeti'nin bilgisi dışında bir girişimde bulunmayacağını bildirmişti. Bunu Callaghan açıkladı. Callaghan, ikinci harekâta. ikinci Aülla'ya çok kızmıştı. Bu, Yunanislan açısından bir ihlaldi. Çünkü Turan Güneş, Türkiye'nin, anayasal düzenin yeniden tesisi dışında amaç taşımadığı yolunda güvence vermişti. 13 agustostu. Gece yarısına doğruydu. Güneş, çok kantonlu öneriyi getirdi. Bu plan, yüzde 24'ü Girne çevresinde, vüzde 10'u da Güneyde olmak üzere 7 Türk kantonunu öngörüyordu. Yani Ada'nın yüzde 34'ünün Türk kontrolü altına girmesini içeriyordu. Güneş, "Bu taksim değildir" diyor ve "Söz konusu kamonlardaki Türkleri korumak için ordumuzu gondermemiz gerekir"' diye ekliyordu. Gece >arısına kadar da yanıt istiyordu. Klerides 48 saatlik bir mühlet istedi. Güneş ise 'kabul mu değil mi" diye sordu... Klerides, "Yanıtımı 48 saat sonra vereceğim" dedi. Ben de Callaghan da Klerides'i destekledik. Ben, "bizim için sorun değil, Atina'ya gidip aynı gün içinde yanıt getiririm" dedim. Güneş her 510 dakikada bir Ankara ile temas ediyordu. Bizim delegasyondan biri gizli celse sırasında öniime bir kâğıt uzattı. Kâğıtta, Türk Genelkurmay Başkanı Scmih Sancar'ın bir açıklama yaptığı yazılıydı. Buna göre Sancar, "Kıbns sorunu, bu gece yansına dek ya Kıbns'ta, ya da Cenevre'de çözulecek" demişti. Bunlar yazılıydı.' Yanımda oturan Callaghan'a dondüm, "Bu komediyi oynayamayacağım" dedim. Sonra Turan Güneş'e şunlan söyledim: "Burada benim karşımda, yenik bir ordunun karşısındaki muzaffer bir ordunun başkomutanı gibi davranıyorsunuz. Oysa durum bu değil." (Baştarafı I. Sayfada) Moteller, bu yaz eskisi kadar dolu değil. Lokantalar ise sinek avlıyor. Bunların nedeni, yatak ve yemek ücretlerinin, Ortadıreğin ödeme gücünü çoktan aşmış olmasıdır. Yine ortalama bir ücret üzerinden hesap yapalım: Motel ücreti, yatak başına4 bin liradır. İki çocuklu bir ailenin 10 günde ödeyeceği yatak ücreti 160 bin lirayı bulmaktadır Gelişgidiş ile birlikte 10 günlük tatil tutarı 185 bin liraya ulaşmaktadır. Bu parayı ödeyecek Ortadirek var mıdır ülkemizde? En yüksek dereceli bir devlet memurunun bu koşullarda Ege kıyılannda bir motelde 10 gün kalması olanakstzdır. Hesaplan iki çocuk üzerinden yaptık. Çocuk sayısı üç ise, bir de yakın akrabalardan birini yanınıza alırsanız yandınız demektir. Şimdi de üç çocuklu bir üniversite profesörünün 15 günlük tatil giderini hesaplayalım. Hemen kaydedelim, profesörümüz "holding profesörü" değil, aylığını devletten alan bir üniversite profesörü. Profesorün 1975 model bir arabası bulunmakta, üç çocuğu ile tatile çıkmaktadır. Diyelim ki, "tam pansiyon" adam başına4 bin liradır. 5 kişinin bir günlük motel gideri 20 bin liradır. Profesör 15 gün tatil yapacaksa üç yüz bin lira ödemek zorunda kalacaktır. Buna 3040 bin lira benzin parası ekleyin, oldu mu 330340 bin lira. Denebilir ki, "Profesör de motele gitmesin bir ucuz pansiyon tutsun, otursun... Pansiyon tutunca yemeği dışarıda yiyeceksiniz. Dışarıda bir lokantada yemek yemek adam başına bin liraya mal olur. 5 kişilik bir ailenin Ege kıyılannda hiç de lüks olmayan bir lokantada bir yemekte 5 bin lira ödemesi gerekmektedir. Buna da çare bulunur: Dışarıda seyyar satıcıdan tükürük köftesi alsın, sandv'ıç yesin, pansiyonda yumurta kırsın, rejim yapsın bir öğün yemeği kaldırsın. Bugün iç turizm büyük sıkıntı içindedir. Pansiyonlar ve moteller kan ağlamaktadır. Ortadireğe tatil haram olmuşBuna karşılık, Ege ktyıtarındaki lüks oteller ağızlarına kadar doludur. Yeni zenginlerimizin lüks yatları Ege'nin mavi kıyılannda nazlı gelinler gıbi süzülmekte, tersanelerde kimi ünlülerimizin deniz motorlarına çiviler çakılmaktadır Kimlerin dersiniz? Aman efendim kimlerin, kimlerin! Yoksulu daha yoksul, zengini daha zengin eden düzen bu yaz tatilinde bütün kabalığı ve çirkinliği ile gözler önündedir. Ortadirek vay!.. MANDRAKE CtN ALt İLE Türkiye Sihirbazlar Krcdı adayı Mandrake Ertuğrulkukla Cin Ali ile birlikte gösterilere çıkıyor. (Fotoğraf: ŞENOL KONUKÇU) Mandrake Ertuğrul: Başbakanhn sihirli değneğe ihtiyacı var İllüzyonist Mandrake Ertuğrul, Türkiye'nin sorunlannın sihirle çözülemeyeceğini belirterek, "Önemli olan iyi niyet. Başımızdaki büyükler iyi niyetli iseler başanlı olurlar" diyor. ŞENOL KONUKÇU Türkiye Sihirbazlar Kralı adayı tllüzyonist Mandrake "Sayın Başkaban'ın sihirli değneğe ihtiyacı var. Arzu ederse bunu temin edebilirira" dedi. Çarşamba günü yapılacak torenle "Karagöz.Ortaoyuncuları ve Illüzyonistler Derneği" tarafından "Türkiye Sihirbazlar Krau" ünvanının kendisine verileceğini söyleyen tllüzyonist Mandrake (Ertuğrul Işınbark) illüzyon sanatı için "Bir göz yanıltmadır. Herhangi bir şeyi aslından daha farklı goslermektir. Sonunda bir bilraecedir" diyor. Dünya Sihirbazlar Kralı Zati Sungur'un olümunden sonra Türkiye sihirbazlarının "meslekte eski olduğu ve çok kişiye yardım ettiğinden" kendi etrafında toplandığını söyleyen Mandrake Ertuğrul, 1954 yılında profesyonel olarak çalışmaya başlamış. 1940 yılında İstanbul'da doğan Ertuğnıl Işınbark (44) "Küçüklüğümde hokkabazlık sanatını seyrederken etkilenmem sonucu bu işe ilgi duydum ve kendi dendime küçiik numaralar öğrenmeye başladım" diyor. Işe baladığı yıllarda Salim Güldiırücü, Raif Sonay ve Sait Kömürcüoğlu ile sahneye çıkan Ertuğrul Işınbark, Mandrake ismini alışını şöyle anlatıyor: " O zamanlar çok sanatçı kendine yabancı isimler buluyorlardı. Benim kulağıma da Mandrake Mandrake diye bir isim gelivordu. Bu isim bana önce cazip geldi ve hoşuma gitti.Ancak daha sonra bir Türk olarak yabancı isim kullandığım için üzüntü duymaya başladım. Şimdi sahne ye çıkarken "Mandrake Ertuğrul" diye anons ettiriyorum." İllüzyonistlik için "Bu işte biraz da komple sanatçı olmak gerekir" diyen Mandrake Ertuğrul, iyi bir İllüzyonistin başta moniplasyon olmak üzere illüzyon, telepati, fakirizm, librasyon, hipnotizma, manyetizma ve vantrolog sanatını iyi bilmesi gerektiğini belirtiyor. Yanında yetiştirdiği kişilerin önce "esas niyetini" anlamaya çalışan Mandrake Ertuğrul'un bu kişilerde aradığı özellikler ise şöyle: "Kabiliyetli, agzı sıkı ve saygın olmalı." Mandrake Ertuğrul bir illüzyonistin dikkat etmesi gereken en önemli nokta için "Bir falso yapıldığı zaman hiç bozuntuya vermeden oyuna devam etmektir" diyor. Türkiye'nin sorunlarının sihirle çözülemeyeceğini belirten Mandrake Ertuğrul, "Önemli olan iyi niyet. Başımızdaki büyükler iyi niyetli iseler başanlı olurlar" diyor ve peşinden ekliyor: "Enflasyonu aşağı indirmesi, ekonomiyi düzeltip ortadireği kalkındırması için arzu ederse sayın Başbakan Özal'a sihirli değnek veririz olur biter. İşleri daha çabuk halleder. Sayın Özal ile benzer yanımız da var. Karikatürlerde onu Mandrake şeklinde çiziyorlar." Düğün salonlanndaki gösterilerinde çıkardığı kukla "Cin Ali" ile karından konuşarak söyleşirken de Özal'ın ekonomik politikası taşlanıyor. Mandrake Ertuğrul ile Cin Ali arasındaki konuşmalar şoyle: Mandrake Gelinle damadı görüyor musun? Allah bir yastıkta kocatsın. Cin Ali Hem kocatsın hem 12 çocuk versin. Mandrake Çiişşş. 12 çocuk olur mu be? Cin Ali Biz ortadireğiz anam, kaldınnz. Mandrake Gel sana matematik öğreteyim. Cin Ali Ama alıştıra alıştıra öğret. Mandrake Peki nasıl olacak bu. Cin Ali Alıştıra alıştıra zam yapıyoruz ya, işte öyle. LEFKOŞE (Cumhuriyet) Ercan Havaalanı'na gelirken Rum yonetimince tehditle Larnaka Havaalanf na indirilen Batı Afrika Havayollan'na ait Boeing 707 tipi kargo uçağı dün serbest bırakıldı. KKTC ve BM arasında süren girişimler sonunda kalkışına izin verilen kargo uçağı dün sabah 07.30'da Ercan Havaalanı'na geldi. KKTC Cumhurbaskanı Rauf Denktaş, üzüm taşımaya gelen kargo uçağının Larnaka Havaalanına indirilmesi olayının samimiyet, insanlık ve uzlaşma ile bağdaşmadığını ifade ederek, "Bu ambargo deneyinin son olmasını dileriz. Çiinkii bu tür davranışlara müsamaha edemeyız." dedi. İki kesimli federasyon isteyenlerin görüşme masasına dönmeleri gerektiğini vurgulayan Denktaş, Rum liderliğinin Kıbns'ı Yunanistan'a bağlamak amacıyla başvurdukları oyunlardan vazgeçmelerini de istedi ve "Bu artık bizim son çağnmızdır, bunu da bilmelidirler" şeklinde konuştu. Kıbrıs Rum yonetimi dün yaptığı açıklamada, söz konusu kargo uçağının Kıbrıs Türk kesimine inmesini tepki ile karşıladığını açıkladı. Rum radyosunun haberine göre bu durumun hoş karşılanmadığı ve olayın şiddetle protesto edildiği belirtildi. Bu arada Larnaka Havaalanı'na inişe zorlanan kargo uçağının pilotu Nicolson, " R u m konlrol kulesinin tehditlerine neden uydunuz" sorusuna, "Ağır bir sorumluluk taşımaktayım, havada her şe> >erde olduğu gibi kolay değil, seçeneğim yoktu. Politik anlaşmazlıkların ticarete yansıması çok üzücü" dedi. Gırtlak kanserinde dünya yanlarda tütün ıçımınin kanseri armncı etken olduğunun belirlendiği raporda, sigara içiminin kanser meydana getirme süresinin de 30 yıl civannda olduğu belirtiliyor. Buna göre, sigaraya 1520 yaşlarında başlayanlarda kanser hastalığı oluşma yaşı, ortalama 4555 yaşlan arasında görülüyor. Türkiye'de sigara içiminin 1950'li yıllarda artmaya başladığının ifade edildiği raporda, "Kanser için 30 yühk bekleme süresi yavaş yavaş dolmaya başlamaktadır. Ülke çapında gerekli önlemler zaman geçirilmeden ahnmaya başlanmalıdır." deniliyor. ANKA muhabirinin konuyla ilgili olarak görüşlerini aldığı Onkoloji Kanser Hastalıklan Hastanesi Başhekim Vekili Dr. Korkut Akoguz, hastahklarda görulen devamhlığın kanser belirtisi olabileceğini belirterek, "Bu tür izlenimlerde vakit geçirilmeden bir hekime başvurulması gerekir" dedi. Gırtlak kanseri olan hastalann hastane içerisinde de çoğunlukta bulunduğuna dikkat çeken Akoğuz, yatak kapasitesinin genelde dolu olduğunu belirterek, uzun araştırmalar sonucu saptanan 7 belirtinin hissedildiği zaman hekime gidilmesi gerektiğini söyledi. Kanser Hastalıklar Hastanesi Başhekim Vekili Dr. Korkut Akoğuz'un verdiği bilgiye göre, kanser başlangıcı olabilecek ve vakit geçirilmeden hekime başvurulmasını gerektirecek yedi belirti şöyle: • Devamlı ses kısıklığı • Devamlı öksürük • Kapanmayan yara • Vücuttaki benlerin şekil ve renk değiştirmesi • Devamlı hazvmsızlık • Vücudun çeşitli yerlerinden kan gelmesi • Vücudun herhangi bir yerinde oluşan ur. (Baştarafı I. Sayfada) Tıp dilinde "Larqnks" olarak tanımlanan gırtlak kanserinin oluşum nedenlerinin başında ise sigara içimi geliyor. TÜBİTAK'a göre, sigaraya ilişkin kanserlerin ülkemizde gelecek on yıl içerisinde daha da hızla artmasından endişe ediliyor. Rapora göre Türkiye, tüm kanser hastalıklan bakımından da diğer ülke ortalamalarına oranla "ilk" sayılabilecek sıralarda yer Callaghan da çok sert bir taalıyor. Buna göre dünyada tüm vır aldı. İngilizlerin işlerin bu noktaya ulaşmasında ağır so kanser hastalıklan bakımından rumluluğu vardı. Nikos Samp j Turkiye erkeklerde 38'inci, kadınson'a karşı harekete geçseler, larda ise 41'inci sırada bulunuyor. Sampson bir dakika dayanamazAkciğer kanserinde de erkekdı. lerde 27'inci sırada yer aldığı beEcevit başlattığı harekâtın hiçlirlenen ülkemiz, kadınlar ortalabir çıkış yolu olmadan, bugünmasında ise 16'ncı sırada kü noktaya sürüklenebileceğini bulunuyor. onceden görebilseydi, boyle bir Hacettepe Üniversitesi bünyeharekâtı baslatmaya asla kalkış sindeki doktorlardan oluşan araşmazdı. Callaghan Cenevre Kon tırma grubunun TÜBİTAK adıferansı'nda şöyle demişti: "Bu na hazırladığı rapora göre, kadıngun Kıbrıs Türkiye'nin tutsağılarda sigara içiminin artması ile dır. Ama yarın Türkiye Kıbrıs'akciğer kanserinin yayılışında da ın tutsağı olacaktır." Şimdi olan çoğalma oluyor. budur işte. Kıbns Türkiye'yi Uranyum işçilerinde, asbestle ekonomik krize sürükledi. Paraçalışanlarda ve kirli havada yaşanız her yıl iki üç kez devalüe ediliyor. İkinci Atilla'ya harcanan para yatınmlara harcanabilirdi." (Baştarafı 1. Sayfada) Tel Avîv'in Özal: Bugün seçim olsa yine biz (Baştarafı 1. Sayfada) açan Başbakan Özal, otobüste Muş'tan Bitlis'e giderken basın mensuplarınm çeşitli sorulannı yanıtladı. Ozal, Halkçı Parti'nin kendini feshedip SODEP'le birleşmesi konusundaki bir soruya, "Bu bir hilei şeriyedir. Yani kanunlan arkasından görmeklir" karşılığını verdi. Özal, SODEP'in gölge kabine kuracağına ilişkin bir soru üzerine, "Yapsınlar görelim. SODEP ana muhalefet partisi değil, ana muhalefet olabilirler. Ona bir şey diyemem. İkisi birleşseler bile yine ufak bir muhalefet olurlar, o kadar. Birleşmeleri SODEP'in HP'ye katılmasıyla olabilir. Buna bir itirazım yok. Bunun tersi olursa, anayasa'ya aykırı olur. Anayasaya göre milletvekili parti değiştiremez. Parti değiştirmeleri için anayasay ı değiştirmeleri gerekir. Biz de anayasanın bu kadar kısa zamanda değişmesine karşıyız" dedi. Ozal, "Bir İngiliz dergisinde balayınızın bittiğini soylüyor. Sizi eleştiriyorlar. Ne diyorsunuz?" şeklindeki bir soruya şu yanıtı verdi: "Bu hikâyeyi okudum, bu bayatlamış bir hikâye. Onun ilk sahnesi Türkiye'de oynandı. Sonra dışarıya kanalize ettiler. Bazı belli çevreler bizi üçe, dörde bölerek güç göstermek istiyorlar. Şimdi bir seçim olsa biz yine silip süpürürüz." Özal, yeni çıkan kararnameyle işadamlan için saglanan yatırım kolaylıklan konusunda getçekçi olduklarını, devletin altyapıyı tamamlamadan özel sektorün geri kalmış bolgelere yatırım yapmayacağını bildiklerini, bunun için de devletin yüzde 10 oranında katıldığı kamu ortaklığı fonundan özel sektöre imkân verileceğini söyledi: Özal, "Özel sektorün, hemen ertesi günü koşup gelmeyeceğini bilivoruz. Altyapı ve sosyal lesislerin yapılması, geri kalmış bölgelerdeki valınmlan hızlandıracak. Buralarda yatınm yapacak olanlar, devletözelteşebbus halk, hepsi olabilir" dedi. Özal, yeni çıkan kararnameyle geri kalmış bolgelere 5 yıl sonra ne kadar katkı olacağına ilişkin soruyu da şoyle yanıtladı: "Bu bölgede büyük çapta yatınmlar \ar. Zaten normal programlar içinde bölgeye ayrılmış önemli yatırımlar \ar. Bunu şu anda söylemek istemiyorum. Biz bunun üzerine ek yatırım programını koyuyoruz. Bu program yatırımların yüzde 6070'ini buraya kaydırdı. Bu, 30 milyar lira ci\arında. bununla da bitmedi. Ücreîler üzerindeki vergi muafiyetiyle yıllık 3540 milyar lira imkân sağladık. Bu, senelere gore daha artacaktır." Özal, bu yatırımların gayri safı milli hasılaya somut katkısının ne olacağına ilişkin bir soru üzerine de, "Şimdi onu yuvarlak rakamlaıia söylemek doğru olmaz. Ben hesap adamı olduğum için kestirmeden söyleyemem" dedi. Vergi muafiyetiyle oluşacak 3540 milyar liralık vergi kaybını nasıl gidereceklerine ilişkin bir soru üzerine Özal şoyle konuştu: "Ne yapalım? O kadar olur. Biz banka sigorta muafiyetini de yuzde 15'ten yüzde 3'e indirdik. Doğrusunu yaptık. Çünku bu bölgenin gelişmesi, birtakım kabiliyetli insanların çalışması buna bağlıydı. Bu devletin direkl bir yatırımıdır. Yani sübvansiyondur. Bazı şirketlerin buradaki gümrük muafiyellerinden faydalanıp yine büyuk kentlerde iş görmesi de mumkun değil. Onun cezası var. Bu bölgelerden alıp başka yerlere goturemez, on yıl müddetle bir yere goturemez." Başbakan, Muş'tan önce Guroymak'td "Uğurlu Başbakan" şeklinde tezahurat yapan kalabalık bir vatandaş topluluğu tarafından karşılandı. Özal, burada "Hayvan ureticilerinin veçiftçilerin çok memnun olduğunu ve yuzlerinin gulduğünü biliyoruz" dedi. Daha sonra belediye binasını ziyaret ederek, burada karpuz yedi. Bitlis'te de valilik binasında Maliye Bakanı'nın adı verilen Vural Arıkan Caddesi'nde toplanan 200 kadar yurttaşa hitap eden Özal, geri kalmış yorelere ilişkin kararnameleri anlattı. Daha sonra Siirt'e geçen Özal, öğle yemeğini öğretmen evinde yedikten sonra Tugay Komutanlığı'nı ve belediyeyi ziyaret etti. Saat 17.30'da Hurriyet Meydanı'nda Siirtlilere hitap eden Özal, Batman'a geçti ve geceyi Batman'daki TPAO tesislerinde geçirdi. Özal'ın dunkü gezisinde de genellikle su isteyen, yarım kalan yolların tamamlanmasını talep edenler ve " İ ş istiyoruz" pankartları dikkati çekti. Çok sayıdaki yurttaşın Başbakan'a daha once hazırladıkları dert ve şikâyet mektuplarını iletmeye ulaştıkları gozlendi. Başbakan Özal, bugün Diyarbakır'a ve Mardın'e uğrayacak, yarın Ankara'ya uçakla dönecek. mek, sosyal değil, siyasa! amaçlarla yapılan harcamalan kısmak ve yatırımlan sanayi, tarım ve turizme yöneltmek gerektiğini savunuyor. Jki lider de, tsrail'in gelişmiş sanayie yönelmesi gerektiği konusunda uyum içindeler. DIŞ POLİTİKA Ekonomik politika bakımından aralarında temei sayılabilecek farklar bulunmayan iki partinin dış politika görüşleri arasında ise büyuk farklar bulunuyor. Bu farkları şoyle sıralamak mümkUn: • Lübnan: Işçi lider Şimon Perez, Lübnan 'dan 36 ay arasında çekilmeyi tasarhyor. Perez iktidara gelirse, ilk dört hafta içinde Lübnan 'dan çekitme ptanını uygulamaya başlayacağını soylüyor. Izak Şamir ise, Lübnan 'dan hızlı çekilmenin imkânsız olduğu göruşünde. Fen liselerine kesin kayıtlar yurın sona eriyvr ANKARA (Cumhuriyet Biırosu) Fen liselerini kazanan adayların kesin kayıt işlemleri yarın sona erıyor. Ankara, İstanbul ve İzmir'deki kesin kayıt işlemlerinin tamamlanmasından sonra bu illerdeki yedekler arasından Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı yetkilileri, Kayseri Fen Lisesi için yeni bir liste duzenleyecek. Ankara, İstanbul ve Izmir'deki okullarda açık kalan kontenjanlar için ise 60'şar kişilik yedek listelerden kayıt yapılacak. Evren bugün Edirne'de tstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı Kenan Evren incelemelerde bulunmak üzere bugün Edirne'ye gidecek. Cumhurbaşkanlığı Basın ve Halkla Ilişkiler Muşavirliği'nden verilen bilgıye göre Cumhurbaşkanı Kenan Evren, bu gezisi sırasında Edirne ve Kırklareli'ndeki bazı kurum ve tesislerde incelemelerde bulunacak. Cumhurbaskanı Evren yarın İstanbul'a dönecek. • İ.Ü S.B.F'den aldığım şebekemi ve pasomu yitirdim, geçersizdir. EMRE ÜNSEV BURSA, (Cumhuriyet) Kimliği belirlenemeyen bazı kişiler, ANAP İstanbul Fatih İlçe Başkanlığı adı altında balo davetiyesi bastırarak işadamlanndan para sızdırdılar. İktidar Partisine para yardımı nasıl olsa yapılır düşüncesinden hareket eden dolandıncı kişiler, ellerindeki ANAP İstanbul Fatih İlçe Başkanlığı imzalı davetiyelerle işadamlarına başvurarak para yardımı talebinde bulundular. Yetkililerden ahnan bilgiye göre, 1000 liradan 50 bin liraya kadar çeşitli miktarlardaki paralan alan kişiler. İstanbul Biiyük Maksim Gazinosu'ndakı "hayali balo" davetiyelerini de bırakarak ortadan kayboldular. Bursa'da ANAP'h isaclamları dolandırıldı (Baştarafı 1. Sayfada) a>ırı sağdan dinci partilere, komünistelere kadar bifçok eğilimi yansıtıyor. Seçimlerden önce AP ajansının sorulannı cevaplayan İsrail eski Başbakanı Menahem Begin seçimleri Izak Şamir'in kazanamayacağını umduğunu söyledi. Kuveyt'te bulunan FKÖ lideri Yaser Arafat ise İsrail seçimlerinın sonucunun Filistinliler açısından bir değişiklik getirmeyeceğini söyledi. Arafat, Likud Bloku ve İşçi Partisi'nın "bir madalyonun iki yuzü" olduklarını belirterek her iki partinin de Araplann karşı karşıya bulunduğuSiyonist ve yayılmacı tehlikeyi temsil ettiklerini söyledi. • Trabzon Orman Tekniker Okulu'ndan aldığım diplomamı kaybettim. Hukümsuzdur. İBRAHİM COŞCUN Perez'in (Baştarafı 1. Sayfada) alınan önlemlere daha ağırlık verildiğini söyledi. Mark Sanna, daha sonra kendisiyle konuşan basın mensuplarına Türk sporcularının Los Angeles'ta kaç madalya kazanabi• Batı Şeria: Şimon Perez, se leceklerini sordu. Sanna'run bu çimleri kazanırsa Ürdün 'le diğer sorusuna gazeteciler "Sekiz maılımlı Arap ulkelerine yeni bir dalya kazamrız" şeklinde yanıt barış planı sunacağını söyledi. verdiler. Sanna son olarak Türk Perez, ayrıca barış antlaşma sporcularına başarılar dileyerek sı karşıhğında işgal altındaki Ba şoyle konuştu: "Umanm ABD'tı Şeria 'dan bazı toprakları geri de yapılan oyunlar Türk spor taverebıleceklerini de belirtti. Pe rihine altın harflerle yazılır." rez, üzerinde 1.3 milyon Arabın yaşadığı toprakları İsrail'in sonsuza kadar işgal altında tutamayacağı göruşünde. Izak Şamir ise, işgal altındaki topraklardan herhangi bir parçayı geri vermeye karşı çıkıyor. Şimon Perez'in Batı Şeria'da yeni yerleşim merkezleri kurulmasını derhal durduracağtnı söylemesine karşınizak Şamir yerleşim politikasını surdürmekten yana. Halen, işgal altındaki Batı Şeria 'da hükümet tarafından yerleştirümış 30 bin Yahudi yaşıyor. ABD ile ilişkiler: İki lider de ABD ile dostluk ilişkilerinin surdürülmesinden yana. Ancak Perez, İsrail'in ABD'ye bağımsızlığını, "Washington için biryük olmayacak ve İsrail için bir tehlike yaratmayacak" bir düzeye duşürmek istiyor. ABD'li ataşe Dışişleri, ABD'nin Itnnh savaş uçakları göndereceğini yalanladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Amerika Birleşik Devletleri'nin Türkiye üzerinden İran'a 25 adet F5 uçağı göndereceği yolundaki haberler Dışişleri Bakanlığı'nca yalanlandı. Dışişleri yetkilileri, Ingiiterede yayınlanan haftalık "Observer" dergisi tarafından ortaya atılan bu yoldaki iddianm "aslı astarının bulunmadığım" bildirdüer. • İ.Ü S.B.F'den aldığım şebekemi ve pasomu yitirdim, geçersiz dir. S. SUA Vl ARSLAN