18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE ÇÖRÜŞLER nek olacak bir ekonomi programı ve bunun desteği soz konusu değildir. Ek olarak, demokratik kurumsallaşmaya getirilmiş bulunan sınırlamalar, özellikle sendikalar, meslek örgutleri ve öbür toplumsal kurumların durumu, hükümetin ekonomi politikasını, bir anlamda, "tartışma üstu" bir konuma getirmektedir. Hükümet etmenin ikinci boyutu, demokrasinin işleyişi, hak \e özgurlüklerın işlerlik kazanmasıyla ilgilidir. Bu konuda, hükümetin, ekonomi politikalannm aksine, somut uygulamalara gittiği, bir uğraşı içinde bulunduğu söylenemez. Var olan hükümet bu konuyu, en azından şimdilik, bir yana bırakmış görünmektedir. Hükümetin, demokratikleşme sürecine sahip çıkmaması ya da çıkamaması değişik nedenlere bağlanabilir. Eğer bu sahip çıkmama, uygulanan ekonomi politikasının zorunlu bir gereği ya da ön koşulu sonucuysa, demokratikleşme sürecinde gerçek bir tıkanma var demektir. Bu koşul geçerli değilse, hükümetin, hak ve ozgürlüklerin yeniden ve barışçı bir ortamda yerleimesi konusunda çaba harcaması, daha doğrusu toplumsal istemlere uygun davranması gerekir. Bir başka yönden, hükümetin, hak ve özgürlüklerin işlerlik kazanması konusuna sahip çikmadığı yargısı geçerli olmakla birlikte, parlamentodaki muhalefetin de, demokratikleşme konusunda somut bir yaklaşımı olduğu, olumlu, yapıcı görüşlere sahip bulunduğu, kesinlikle öne sürulemez. Meclisteki "muhalefetin" hak veozgürlüklere ilişkin konularda hükümete oranla daha tutucu olduğu izlenimini vermesi ilginçtir ve ilginç olduğu kadar toplumsal gelişme açısından sağlıksız bir durumdur. BUNALIMDAN ÇIKIŞ IÇİN Hükümetin ömrü üzerine bir tartışma açılmış olması, ekonomik bunalımın giderek ağırlaşmasına koşut olarak siyasal bunalım doğacağının bir kanıtı sayılabilir. Bu sureçte temel sorun bunalımdan nasıl çıkılacağıdır. Genel anlamda toplumsal bunalımların atlatılması toplumun değişik kesimlerinin özveride bulunmasıyla sağlanabilir. Ancak bunalımların yeni ve daha ağır bunalımlara dönüşmemesi için toplumun tüm kesimlerinin alınacak önlemler konusunda bilinçli katkıları ve demokratik yöntemlerle bu sürece katılmaları gerekir. Örneğin isçi ücretlerinin alım gücünün azalmasının nedenleri tarım ürünleri taban fiyatları ya da sermaye kârlannın konumu açıkça tartışılabilmeliHir Bunun sağlanması iyin de hak ve özgürlüklere işlerlik kazandırılması kaçınılmaz bır gereklilik, ön koşuldur. Kısaca, seçimle gelen bir hükümetin bunalımdan çıkış için gerek duyacağı toplumsal özveri, yalnız ve ancak demokratik bir yaklaşımla sağlanabilir. Denilebilir ki, var olan hükümet bir yol kavşağına yaklaşmakladır. Ya, hükümet etmenin yalnız ekonomik değil siyasal boyutunu da üstlenecek, >a da, "körün degnegi" örneği, sanldığı yalnız ekonomik sayılabilecek sonınlara bile çözum getirmeden görevini bırakma durumunda kalacaktır. Bunlardan birincisi seçilir ve demokratikleşme süreci hızlandınlarak bunalımdan çıkışın değişik seçeneklerinin oluşması ve bu yoldan sağlıklı bir toplumsal gelişmenin yolları aralanırsa, hem hükümet hem de toplum için olumlu sonuçlara ulaşılabilir. Ülkemizde, hiç de azımsanmayacak bir demokrasi birikimi vardır ve bu güç, demokratikleşmeye sahip çıktığı ölçude var olan hükümeti destekler. Önemli olan demokratikleşme mekanizmalannın işletilebilmesi, "teksesli demokrasi" olmayacağı gerçeginden hareketle barış içinde çoksesliiiğin sağlanabilmesidir. 2b Çözüm Demokraside Aranmalıdır Ülkemizde hiç de azımsanmayacak bir demokrasi birikimi vardır ve bu güç, demokratikleşmeye sahip çıktığı ölçiide var olan hükümeti destekler. Onemli olan demokratikleşme mekanizmalannın işletilebilmesi,"tek sesli demokrasi" olmayacağı gerçeginden hareketle barış içinde çoksesliiiğin sağlanabilmesidir. PENCERE Deniz feneri... Arif Damar'dan zarf içinde bir mektup, bir de kart aldım. Karttaki fotoğraflarda "Bozcaada'dan dört görünüş" ve altında üç beş satır: "Sevgili İlhan Setçuk, I mayısta girdim; 21 hazJranda çıkıyorum. Bozcaada sevgilimdir. Yazmıştm bunu. İyi geçti. Sana bu kuçuk şiirfe merhaba! 12.6.1984" PTT ağır çalışıyor; mektup Arif Damar cezaevinden çıktıktan sonra elime geçti. Şimdi çoğu yazar ve ozanmahkumolunca İstanbul'dan uzak bir hapishanede yatmayı yeğliyor. Arif de öyle yaptı; sessiz sedasız yattı, çıktı. Bir ay yırmi gün nedir ki!.. Hem Arif Damar, mahkeme ve hapishane konulannda deneyimlidir. Zarfın içinden çıkan mavi kâğıt üzerine daktiloyla yazılmış şiirin adı TUZBURNU FENERİ. Hey gardiyan gardiyan Gel bak parmaklıklardan Tuzbumu Feneri değil Umudun şimşeği çakan. Bozcaada Cezaevi 1984 II haziran. * Hayatın iki yanlı ve insanın iki yonlü devinimi mahpushane duvarian ardında da geçerlıdir. Bu gelişimi kimse durduramaz; ancak etkileyebilir. Kimi insan kapatıldığı yerde uretkenleşir, ya da için için oylesine birikim yığınağı yapar ki çıktıktan sonra sonuçları izlenir. Kimi insan yok olur gider cevaevinde; kimi beş üniversite bitirir. Bir ulkeyi haptshaneterinden soyutlamakoianaksızdır; mahpushanelerimiz de bizimdir; toplumsal hayatımızın bir parçasıdır. Ülkenin dört bir koşesindeki hapishanelerden mektuplar alıyorum. Tümüne yanıt vermek çok zor. Çoğu okuma susuzluğu içindeki gençler krtap istiyortar, hepsıne yetişmek olanağt yok. Bir örnek diye "ÇanakkaJe E tipi Ozel Cezaevi T.3"len gelen "Ibrahim Buyüker" imzalı mektubu yayınlıyorum: "Sayın İlhan Setçuk, Bizler ülkede yaşanan belirli bir dönemin suçlulan sayılarak hürriyetsiziiğe mahkum edilmiş bulunuyoruz. Çoğumuzun ailesinin ekonomik durumu bozuktur. Hete zam furyaaı ve sürekli enflasyon dışardaki yaşam koşullannı daha da bozdu. Sizden isteğimiz şudur: Ekonomik durumun gittikçe bozulmasından da etkilenen aileJerimiz btziem kitap alamıyoriar. Kitaplar da çok pahalı. Siz de biHrsiniz ki mahpushanede kitapsızlık, okuyamamak; bizim için mahpusluk içinde mahpusluk oluyor. Bu konuda bize karşı anlayışlı davranıp kitapsızlığımıza çare olmanızı, okurlarınızın bize kitap, dergi, vb. göndermeleri için köşenizde bu mektubumuzu yaytnlamanızıricaediyoruz. Şimdiden tüm kitap göndereceklere teşekkür ediyoruz. • Çağdaş uygariık, kitabı suç aleti sayan anlayışı çoktan geride bırakmıştır. Eğer insanın okumakla doğru yoldan sapacağı varsayımı geçerli olsaydı, yeryüzünden eğitim ve öğretımi kaldırmak gerekirdi. Cezaevlerinde yatan on binlerce genci kurtarmak ve topluma kazandırmak istiyorsak, bol bol okumalannı sağlamalıyız. Bir mahpus için kitap, karanlıkta yolunu arayan gemiye ışık tutan deniz feneri gibidir. Her cezaevinin zengin bir kitaplığı olmalı, her mahpusa okuma olanağt sağlanmalı.. ki yannlanmıza umutla bakabilelim. Okumayazma seferberiiği gibi "cezaevterine kitaplık" seferberliği açmak ulusal eğitimin bir yanını oluşturmaz mı? Prof.Dr. YAKUP KEPENEK Son günlerde kamuoyuna bır "milli koalisyon" seçeneği sunulmak isteniyor. Var olan hükümetin, özellikle ekonomi politikası uygulamalanmn başarısız olduğu belirtilerek partilerustü bir hükümet gerektiği vurgulanıyor. Genel seçimler üzerinden henüz bir yıl bile geçmeden ve hükümeıi oluşturan partinin çok yüksek oranda oy alarak iktidara getaıesine karşın, bir hükümet sorunu yaratılmak istenmesi, toplurasal yapının işleyişinin sağbksız olduğunun bir kanıtı sayılabilir. Ancak gerçek sorun, yıllardır varlığı bilinen toplumsal bunalım değil, bunalımdan çıkışın demokratikleşme yönünde olmasıdır. SORUNUN İKİ BOYUTU Var olan hükümetin karştlaşacagı sorunlar, genel olarak iki ana gnıba ayrılabilir: ekonomik ve siyasal. Kuşkusuz bu iki grup sorun, karşıkklı etkileşim içinde dir ya da içiçedir. Bununla birlikte, hükümet, ekonomi konusunda çok somut, belirli bir program öngörmekte, siyasal konularda hemen hiçbir somut çözüm önerisi getirmemektedir. Toplumsal gelişmenin temel çelişkilerinden biri ya da güncel çelişkisi bu noktada düğümlenmektedir. Gerçektcn, hükümetin, açıkseçik bir ekonomi politikası olduğu söylenebilir. Ekonomi politikası, kamuoyunda 24 Ocak Kararları diye bilinen uygulama demetinin, bu kez daha ileri bir düzeyde ve çok partili bir ortamda uygulanmasına dayanmaktadır. Dışsatımı her ne pahasına olursa olsun ençoklaştırmaya (azamiye) yönelen bu yaklaşımın, ülkenin, üretim, iş bulma ve bölüşüm gibi temel ekonomik sorunlanna bir çözüm getiremeyeceği, kanımızca, açıktır. Ekonomi politikasının, ege men görüş olarak yeniden işlerlik kazanması, siyasal partilerin kuruluşuyla ilgili düzenlemelerin doğrudan bir sonucudur. Uygulanan ekonomi politikasının "seçenekleri" siyasal örgutlenme düzeyinde geliştirilememiş ve Parlamentoya yansımamıştır. Bu durumda, hükümetin, uyguladığı ekonomi politikalan yönünden tam bir serbestlik içinde olduğu sonucuna varılabilir. Şu anda parlamentoda temsil edilen muhalefet partilerinin, iktidara seçenek oluşturacak bir ekonomi programları bulunmamaktadır. Meclisteki muhalefetin, seçenek ekonomi politikalan olsa bile, yerel seçimler sonucu kamuoyu desteğini çok büyuk oranda yitirmiş görünmeleri; ulusal koalisyon yoluyla hükümet olmaları bir yana, var olan hükümeti denetlemelerini de engeller niteliktedir. Kısaca, şu anda parlamentoda, iktidara seçe HESAPLAŞMA BURHAN ARPAD OKURLARDAN Hazine arazisi tarla yapıldı Bizler Nallıhan tlçesi Çayırhan Kasabası'nda hayvancılıkla geçimlerini sağlayan köy sakinleriyiz. Hayvanlanmızı otlattığımıı mera vasfındaki hazine arazileri bazı şahıslarca sürülerek tarla haline getiribniş ve ekitip biçilerek, hatta bir kısmı da kiraya verilerek haksız kazanç elde edümektedir. Bu konuda çeşitli Devlet dairelerine bilgi verildiği halde hiçbir işlem yapılmadı, köy hayvancüığı günden güne kötüye gitmektedir. Mağrtııriyetimizin önlenmesi için ilgililerin yardtmlannı bekiiyoruz. Çayırhan Kasabası Süru Sahipleri Adına Hüseyin DOĞAN tuvalet, yüz metrekarelik bir aUtn içinde üçüncüsu olursa ne demeli? İşte burada belediyenin başka işi yok mu demek gerekiyor. Cumhuriyet meydanında, Şüceattin ilkokulu önünde yeraltında yapımına girişilen bu tuvalete harcanacak paraya yazık değil nti? Çünkü karşısında 40 metre ötede Belediyenin, yine yamndaki Süleymaniye Camü'nin bahçesindeki tuvaletler ne güne duruyor. Bunları Belediye Başkanı Seyfettin Meriç'i kınamak için yazmıyoruz. Ama, başka işler yapılmah. örneğin, su sorunu yaz mevsiminde önem arzediyor. Üst katlara su çıkmıyor. Yeşiltepe'ye YSE'nin hizmetinde yol yapmak da olumlu bir gelişmedir ama su olmayan tuvaletin ne yararı olabitir? M.H. KESKİNEL ÇORLU 37 GÜNDE PARA GÖNDEREMtYOR" baslıkü yazı üzerine gerekli inceleme yapılmıştır. Mehmet Şahinin Tokat'tan 2.4.1984 tarihinde Mersine yotladlğı 30.000. TLIık telgraf havalesi hakkında daha önce ilgilinin Ulaştırma Bakanhğı'na olan 9.5.1984 günlü dilekçesi üzerine, konu ilgili bölgelere intikal ettirilmis ve reklamasyon sonucunun ahnması üzerine Mersin PTT Merkezince 14.5.1984 tarihinde alıcısına ödenmesi sağlanmıştır. Gecikmede kusuru bulunan personel hakkında gerekli işlem yapılacaktır. PTT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Bir iki salıncak, gösteri ve çay gibi şeyler en asağı 500 liradır. Neyse isteyen fedakârlık yapıyor, çoluk çocuğu için bir şeyler görsün, eğlensin istiyor. tşin bu yanı tamam. Bir de öteki yanı var. Burayı kiralayan bir firmanm çeşitli eğlence bölumleri için belediyenin biletlerini keser. Aynen sinemalarda olduğu gibi. Gelin görünki, bir biiet müşteri firma arasında gidip gelir. Bunu bizzat yaşadık. Dikkat ettik, her bölümden koçandan değil de tezgah altından yeni kesilmiş süsü verilen biletler aldık. Belediye boyte çatışan bir kiracısmdan ne rusum toplar? Bir iki görevliye bu denetimi yaptırsm. Görülecektir ki, belediyenin payı yarı yanya düşük çıkacaktır. Zabıtanın gişeler önünde değil kontrolu, gezmesi bile belediyenin gelirini arttıracaktır. Belediyeye yardım etmek için bunu yazıyorum. Denetimini ister yapar, ister "firma vurguna devam etsin' der. HHmi Kuşdereli TEŞVİKtYE İstanbul'da OpercUer: III Sahir Opereti, Turkçe Çardaş'ı pek çok kez oynamasına, Kontes Mariça Operetını parlak bir başanyla sunmasına rağmen, uzun süre yaşayamadı. Ertuğrul Sineması'ndan bozma küçucük salona gelen birkaç yuz kişi, müzikli tiyatronun kabank giderlerini karşılayamıyordu. Tıyatro dünyasının vazgeçilmez niteliği olan kıskançlık ve dedikodu ya da aşın alınganlıklar, topluluğu içten içe kemiriyordu. Sonunda, Sahir Opereti çalışmalannı durdurdu. Ne var ki, Cemal Sahir'in tutuşturduğu Viyana Opereti ateşi, sönmedi. Çardaş'ı ve daha birçok opereti Macarcadan Türkçeye aktarmış olan M. Enver'in (Şimşek) girişimiyle (M. Enver de Cemal Sahir gibi tarım öğrenimi için Peşte'ye gönderilmiş Türk gençlerindendir), Kadıkoy, Mısıriıoğlu Tiyatrosu'nda (şimdi yerinde beton apartmanlar var, oysa, zarif bir balkonu da bulunan bu sevimli semt tiyatro yapısı, geniş bir bahçe içindeydi. Yazları bahçede oyun verilirdi.) "Yeni Operet" adı altında calışmalan sürdürüldü. Fakat sadece bir ramazan. Oysa, gırişıme para yatırmış Mısırlıoğlu salonu sahipierınin iyi nıyetı yeni bir operet girişimine önayak olmuş M. Enver'in ilginç reklamlan da durumu kurtaramadı. Kadıkoy vapurlannın bacalarına kocaman ilan panoian konulmuştu. Çardaş Opereti için reklam olur diye. Kordi Miloviç'ın başrolü oynadığı bır Avusturya filmi de gündüzleri halka gösterilmişti. Muhiddin Sadak'ın yönettiği btr orkestra kurulmuştu. Kordi Miloyiç'in Çardaş filmi hiç iş yapmamış, buna karşılık Yeni Operet'in sunduğu "Çardaş , Kadıkuyiüleri büyülemtşti. Fakat ramazan sonunda Yeni Operet yine de dağıldı. Gelirter, kabank giderteri karşılayamamıştı. Türkçe oynanmış Viyana operetlerinin sevimli sanatçisı, Çardaşta Boni. Şen Dul'da Niyaguş, Lüksemburg Kontu'nda Bazil Baziloviç kompozısyonlannın yaratıcısı Şeref Şenpınar, 1984 yılının sıcak bir haziran gününde artmış yıl önceleri yaşıyordu: "Yeni Operet her gece dolmuştu. Yerler bir hafta önceden satılıyordu. Sürekli seyircilerimiz arasında o günlerde henüz tanınmamış olan Haiide Pişkin vardı, her gece aynı locaya gelirdi. Operete aşıktı. Operetçi oimak istiyordu. Benden yardım istemişti. Onun bu istegini yazık ki yerine getiremedim, amma, sonraları topluluğunda birlikte oynamak mutluluğunu tattım." Kadıkoy ve uzantısı Anadolu yakası köşklerinde oturanlar, o günler İstanbul'unun seçkin aydınlarıydı. Sahir Opereti ve Yeni Operet topluluklannın dağılması üzerine Prof. Celal Esat Arseven, Hikmet Bey (Nazım Hikmet'in babası), tüccardan Fazıl Bey, yeni bir girişim yaptılar. Hale Opereti'ni kurdular. Apollo Sineması'nı tuttular. Büyük giderleri göze alan Hale Opereti kurucuları unlü Türk operetçiierinin hepsini kadroya aldılar; Cemal Sahir dışında. Hale Opereti perdesini açtı. Çevrenin seçkinleri Hale Öperetine koşuyoriardı. istanbul'dan gelenler için vapur seferieri konulmuştu. Çardaş, La Mascotte, Eski Yuva (Lehar'ın Taria Kuşu Opereti), İstanbul Gülü (müzık: Leo Fall), birçok kez yinelendi ve alkış topladı. Şeref Şenpınar, anılarının bir başka bölümünde ise "Hale Opereti"nin dağılması üzerine kurulmuş olan Jale Opereti'ni (Arkast 11. Sayfada) Aferin Çorlu Belediyesinel Çorlumuzda ANAP'h BeUdiye'nin ilk icraatı tuvalet yaptırmak oldu. Bunu kınamak için söylemiyoruz, turizmde tuvaletsizlikten ne çektiğimizi hep biliyoruz. Yalnız şu var; eğer yeni bir Lunaparkları belediye kontrol etmez mi? Kusuru görülen personel hakkında işlem yapılacak Gazetenizin 29.5.1984 tarihli nüshasında yayınlanan "PTT Dolmabahçe'de eski kurulu Çiftlik Parkı'nda her yıl Lunapark kurulur. Lunapark bu yıl da açıldı. Burası tam çocuklar için eğlence yeri sayılabilir. Nitekim gîden çocuklar, adeta iç geçirir, her şeye binmek ister. Bir yandan da aileler için tam bir tuzaktır. Yankılar yaratacak büyük inceleme İMZA GÜNÜ VEFAT Naime Emin, Hatice ve Hayriye'nin babası, Kemal Kolko, Fatma Kaya, Necdet Karabiber ve Aydın Subaşı'nın kayınpederi, Deniz ve Şerif Kolko'nun biricik dedesi, Dudu Kaya'nın se\gili eşı, Silivn Değirmenkoy'un kurucularından UĞLR MUMCU PAPA MAFift AĞCA So\yet \e Amerikan yazarlarına \enlen yanıtlar. baştan sona Ağca olayı ve Papa >uıkastı. Vaıikan Matya llışkılen. P2 Skandalı. Ozgun belgelerle, buıun kitapçılarda. TEKİN VAYINEVİ / İST. 527 69 69 UĞUR MUMCU PAPAMAFYAAĞCA ve öteki kitaplarını YARIN (14.0019.00) İLHANİLHAN KtTABEVİ'NDE imzalayacak tLHANİLHAN KİTABEVİ Bayındır Sokak 27 Yenişehir/Ankara 33 14 22 YUSUF ZtYA KAYA 23 Haziran 1984 Cumartesi günü hakkın rahmetine kavuşmuş, 24 Haziran Pazar gunü oğle namazından sonra Değirmenköy Mezarhğı'nda toprağa verilmiştir. Mevlam rahmet eyleye. Dr. MASUME ÇÖL DAHİLİVE MÜTEHASSISI Mua.: Hdlaskârgazı Cad. 182 Kat: l OsmanbevlST (Pangaltı Akbank yanı) Tel : 147 47 93 E\ POLATYALl A ' l Blok Daıre: 6 Ye*ılko\ Tel.. 573 91 AİLESİ ALT BEZI •r»ebPQt O'Siktrn kcuı ISLAKMENDIL I AnüseptıKt^r PiSıgr ma olur ) Arabada pıkntktt* sporrJîı babsy Her Turk ımlnruinşı uzermde, evmde, tfyernule bankoda veya berbangt bır yerde düedgt rmktarda yabana parayt buJundurmakta serbestar Türk t>atandaşUtnna yabana para buiundurmak konusuruia umınan venı baUar Haıme <x Dtjttcanl Müsefartgmın Türk Parasmm Kıymettm Koruma Hakkmaakt 28 sayth karanna üişkm 84/1 sayA lettgr Ue yunirUge girmlfOr •Süyun olmadıqı hcr Tel 521 17 49 ^ IUı>ısıııı GAZETESl r Cemıyett 5:: İSTANBUL Pamukbank'ta döviz hesabı olanlar, hesaplanndaki dövizleri istedikleri Pamukbank şubesine havale ettirebilir ya da istedikleri kişinin hesabına geçirtebilirler. ı: 2152: n m 526 */ 4 100 ABD Dolan. BLCC f*SAJ BOOHUM TEL 96M129ti MOTEL Pamukbank'la görüşüp döviz konusundaki haklannızı öğrcnmedcn döviz bozdurmayınız, döviz hesabı açtırmayınız! I KBKTÜ8 ÇİÇEÖİ GOLKOYBODRUM Tel Golkoy 20 Pamukbank iyi bankadır
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle